Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 02 Feb 2022 17:31:04 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Muhasebecilerde Uzmanlaşma, Bireysel Mesleği Yapanları Nereye Götürebilir https://www.muhasebenews.com/muhasebecilerde-uzmanlasma-bireysel-meslegi-yapanlari-nereye-goturebilir/ https://www.muhasebenews.com/muhasebecilerde-uzmanlasma-bireysel-meslegi-yapanlari-nereye-goturebilir/#respond Wed, 02 Feb 2022 09:25:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121722

Ertuğrul KILIÇ
SMMM, Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak


Genel olarak işletmelerin finansal faaliyetlerini anlamlı bir şekilde kayıt altına alan ve sonuçlar üreten meslek grubu olarak ifade edilebilir. Muhasebe Meslek grubu çoğunlukla iyi bir eğitim almış finansal kavramlara hâkim olarak iş hayatlarını sürdürürler.

Genel olarak muhasebe finans eğitimi almakla birlikte toplumsal iş bölümü içerisinde çok değişik iş ve işleme muhatap olarak hayatlarını sürdürürler. Hem işletmenin mali bilgilerini analiz ederler hem de küçük ve orta işletmelerin dert ortaklarıdır. Kişisel terapiler yaparlar deyim yerindeyse.

Aynı zamanda iyi bir sosyal politikacıdırlar. İktisadi hayat hakkındaki bilgilerini sosyal hayatta kullanarak genel bir toplum ve devlet örgütlenmesi hakkında kılavuzluk ederler.

Yüksek eğitimli olmaları birçok toplumsal ve üretim odaklı iş bölümünün bütüncül olarak bilinmesi nedeniyle kılavuzluğu aranılır ve her daim gelişmeyi yakından takip ederler.

Muhasebe mesleğini yapan meslek mensupları, bütüncül olarak sürdürdükleri çalışma hayatlarını gittikçe yitirmektedirler. İş hayatının bölünmesi, içerisindeki uzmanlaşmanın artması, yalın üretimin iş hayatına girmesi bir bütün olarak işletmelerin kavranmasını ve sonuçlarının resim ilkesi gereği mali tablolara yansıtılması gittikçe zorlaşmaktadır. Aynı şekilde yaşanılan toplumun gelişme seyrinin ve bölünmüş örgütsel yapılarının takip ve iş yapmanın sürdürülebilirliği azalmaktadır.

Muhasebe mesleğinin sürdürülmesi düzenleyici yapıların ortaya çıkarmış oldukları çerçevenin anlaşılır, basit ve uygulanabilir olmasına çok yakından bağlıdır. Bu çevresel durum iyi çizilemez ise sonuç odaklı olan kayıtların doğru bir durumu yansıtması gittikçe zorlaşacaktır.

İş yapma biçimindeki bölünme artık tek bir büyük organizasyon içerisinde bir metanın üretilmesinden daha çok yalın bir üretime doğru yeni bir yön ortaya çıkarmaktadır. Parçaların değişik uzmanlık gerektirmesi ve bunların tek bir yerde toplanmasını sağlayacak sermaye birikiminin olmaması veya karlılığının sağlanamaması ayrı ayrı birimlerde üretilmesine neden olmaktadır.

Toplumsal iş bölümü esas olarak birden çok metanın değişik birimlerde üretilmesinden oluşmaktadır. Bu toplumsal iş bölümünün ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Diğer taraftan ise iş yerlerinde uzmanlaşmanın ortaya çıkması, tek bir işin sadece belirli bir bilgiye sahip kişiler tarafından yapılıyor olması ve bu iş bölümünün bir bütünü sağlamadan değişik uzmanlıklardan geçmeden oluşması mümkün olmamaktadır. Bu durumda iş yerindeki iş bölümünü ifade etmektedir.

İş bölümünün ortaya çıkmasının çeşitli nedenleri olmakla birlikte nüfusun çoğalması ve yoğunluğu, iletişim ve haberleşme alanındaki gelişme ile kullanılan araçlardaki gelişmelerden ortaya çıktığı bilinmektedir.

TÜRMOB kayıtlarına göre 116707 SM-SMMM[1] ve 4882 YMM olmak üzere 121589 meslek mensubu bulunmaktadır.[2]

Meslek mensupları sayısı yıllara göre artmasına rağmen, toplumsal bölümü ve iş uzmanlıkları ile eğitimin artması, kentlerdeki nüfusun yoğunlaşması ve yeni teknolojik gelişmelerle iletişim ve ulaşımdaki gelişmeler ile birlikte üretim araçlarındaki çeşitlenme ve yeni buluşlarla hızla işlerin bölünüp ve kendine has yapılarının ortaya çıkması gereği, yeni uzmanlıklar istemektedir.

Uzmanlık, insanın doğasına ters bir yapılanma. Birçok bilim insanına göre,  insanın bir bütün olarak hayatı kavramasını ve bütüncül düşünmesini engelleyen ve yaratıcılığını körelten bir sonuç. Tek bir noktada uzmanlaşmak aynı zamanda gerekli emek değerini de düşüren bir durum. Metanın değerine kattığı, artı değeri artıran, metanın dolaşım değerini düşüren ve emek katan için gerekli yaşam ücretini düşüren bir durum.

Muhasebe mesleğini yapanlarda son zamanlarda bir bütün olarak iş yapmanın zorlaşması, toplumsal iş bölümünden kaynaklanan işlerin çoğalması ve çeşitlenmesi ile tek bir işyerinde değişik üretim biçimlerinin ortaya çıkması uzmanlaşmayı hızla gündemimize getirmektedir.

Bu daha çok bağımsız denetimde görülmektedir. Mali tabloların belirli bölümlerini inceleyen meslek mensuplarını ortaya çıkardığı gibi aktörü yel hesaplamaları yapanlardan, stok denetçilerine,  sözleşme düzenleyicilerden bilgi sistemlerini denetleyenlere, değişik sektörel denetçilere vb. birçok alanda uzmanlıklar oluşmaktadır. Onun için uluslararası denetim şirket tekelleri oluşmaktadır. Devasa kadroları, kullanmış oldukları üretim araçları, düzenleyici kurumları etkileme güçleri vb. birçok uzmanlık alanındaki üstünlükleri ile meslek kamuoyunda belirgin bir yer bulmaktadırlar.

Bu kadar toplumsal iş bölümü ile iş yeri içerisindeki bölünmelerin artık tek bir meslek mensubu tarafından takip edilmesi, bilinmesi ve sürdürülmesi mümkün görülmemektedir. Orta ve küçük işletmelerin muhasebe kayıtlarının muhasebe ofislerinde tutulmaları bile gittikçe uzmanlaşma isteyen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Düzenleyici kurumların bile sıklıkla değiştirdikleri kanunlar, elektronik ortamda düzenlenen belge ve bilgiler, bunların bilgi sistemlerine aktarılması ve kayıt altına alınması bile gittikçe girift hale gelmekte birçok meslek mensubunu mesleği yapamaz hale getirmektedir.

Toplumsal iş bölümündeki bölünme ve iş yerlerindeki üretim biçimlerinin değişmesi muhasebe mesleğini yapanların tek başlarına bu mesleği sürdürmelerine imkân bırakmamaktadır. Tek başına yapılacağı 193 sayılı kanunun 65’ncı maddesindeki tanımında belirtilen, “Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır”[3] Serbest meslek tanımı artık yetersiz kalmaktadır. Artık sermaye olmadan serbest meslek özellikle muhasebe mesleği yapılamaz hale gelmektedir.

Tek başına yapılamayan ve belirli uzmanlıklar nedeniyle tek başına yürütülemeyeceği her gün ortaya çıkan ve birçok meslek mensubunu en verimli dönmelerinde mesleği bırakmak zorunda bırakan gelişmeler ortaya çıkmaktadır.

Muhasebe mesleğinde uzmanlaşma, aynı zamanda işçileşmeyi de birlikte getirmektedir. Sermayeden daha çok şahsi mesaiye dayalı iş yapmak artık tek başına yapılır olmaktan çoktan çıkmış bulunmaktadır. Katlanılan maliyet şahsi bilgi birikimini aşmaktadır.

Tek başına yapılamaz hale gelen meslek, sermayeye sahip olanların meslek mensuplarının bilgisini ve uzmanlığını ister topluca seri halde, ister parça başı olarak satın alarak yeni bir örgütlenmeye doğru gitmektedir.  Bu yeni muhasebe mesleğinin yapıldığı işyerleri zamanla çok fazla sayıda meslek mensubunun olduğu toplumsal işbölümünün oluştuğu yeni birimler haline gelecektir.

Meslek mensubu sayısının sürekli artması,  iş bölümündeki uzmanlaşmanın yeni tip iş yapma biçimini ortaya çıkarması muhasebecilerin kişisel sermayeden çok şahsi bilgisine dayalı tek başlarına iş yapmalarını ortadan kaldırmaya doğru hızla yol almaktadır.

Muhasebeciler, tek başına muhasebe mesleğini yapamayacakları ve iş yoğunluğu altında ezilirken, sermayeye sahip olanlar muhasebecileri işçileştirirek yeni bir toplumsal iş bölümü örgütlenmesi yaratacakları gözlenebilecektir.

[1] Çevirim içi ; https://turmob.org.tr/istatistikler/c8172e63-2bef-4919-a863-86e403bfdf0a/meslek-mensubu-dagilim-tablosu–sm-smmm- 24.01.2022

[2] Çevirim içi:  https://turmob.org.tr/istatistikler/98ffcbdc-4ebc-4670-ac57-006ffbc7d099/meslek-mensubu-dagilim-tablosu–ymm- 24.01.2022

[3] 193 Gelir Vergisi Kabul Tarihi:  – 31/12/1960 Resmi Gazete Sayısı – Tarihi: 10700 – 06/01/1961

 


Kaynak: SMMM – Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak Ertuğrul KILIÇ’ın özel İzni ile yayınlanmıştır. Ertuğrul Kılıç tarafından bize şahsen iletilen yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/muhasebecilerde-uzmanlasma-bireysel-meslegi-yapanlari-nereye-goturebilir/feed/ 0
VUK 353/1‘de Yapılan Değişiklik Ve Elektronik Faturada Ceza Uygulaması. https://www.muhasebenews.com/vuk-353-1de-yapilan-degisiklik-ve-elektronik-faturada-ceza-uygulamasi/ https://www.muhasebenews.com/vuk-353-1de-yapilan-degisiklik-ve-elektronik-faturada-ceza-uygulamasi/#respond Fri, 15 May 2020 09:45:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=84539

Ertuğrul KILIÇ
SMMM, Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak
ertugrul.64@gmail.com

 


VUK 353/1 ‘DE YAPILAN DEĞİŞİKLİK VE
ELEKTRONİK FATURADA CEZA UYGULAMASI

Covid 19 virüs salgında göstermiştir ki, teknolojideki gelişme ve değişim hem işletmelere hem de sıradan her kişiye yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Günümüzde, geldiğimiz noktada bilgi ve iletişim teknolojileri hem iş yapama biçimimizi değiştirmiş hem de kullanımı açısından sağladığı fayda ve maliyet açısından da kullanıcılara büyük kolaylıklar sağlamaktadır.

Maliye Bakanlığı da (alışkanlık işte, bakanlığın adı değişse de) bilgi ve iletişim teknolojilerindeki değişimleri görerek, kâğıt ortamında düzenlediğimiz, Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de elektronik ortamda düzenlenmesi yetkisine dayanarak düzenlemeler yapmıştır.

Bu düzenlemelere aykırı davrananlara ilişkin olarak da 7103 Sayılı Kanunun 12’nci maddesiyle VUK 353/1’nci maddesinde yeni düzenlemeler yapılmış, 27.03.2018 tarihinde yeni yapılan düzenlemeler yürürlüğe girmiştir.

Danıştay 9. Daire Kararı E: 2017/3885 – Elektronik Ortamda Düzenlenmesi Gereken Faturanın Kağıt Ortamında Düzenlenmesi üzerine vermiş olduğu karar,  verginin doğduğu olayın 2014 yılına ait olması nedeniyle 27.03.2018 tarihinde yapılan değişiklikten önceki vergi dönemine ilişkin olduğunun altını çizmek gereklidir. Daha önce kaleme almış olduğumuz makale (https://www.muhasebenews.com/elektronik-fatura-yerine-kagit-fatura-kesilirse-ceza-uygulanabilir-mi-ertugrul-kilic-smmm-bagimsiz-denetci-sorumlu-ortak/)  Danıştay’ın vermiş olduğu kararın değerlendirilmesi üzerinedir.

Bu kısa bilgileri tekrar hatırlattıktan sonra yeni yapılan değişiklikten sonra elektronik fatura düzenlemesindeki, özel usulsüzlük uygulaması konusundaki uygulamaya bakabiliriz.

MALİYE BAKANLIĞININ ELEKTRONİK FATURA DÜZENLEMESİNE İLİŞKİN YETKİSİ

Bilgi ve iletişimdeki baş döndürücü hız günümüzde de sürmektedir.  Vergi mükelleflerinin kayıtlarını tuttukları ve tevsik edici belgeler kâğıt ortamında düzenlenmekteydi. Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 242’nci maddesinin 2 numaralı fıkrasında yer alan hükmün Bakanlığa verdiği yetkiye istinaden; düzenlenmesi, müşteriye verilmesi, müşteri tarafından da istenmesi ve alınması zorunlu olan faturanın, elektronik belge olarak düzenlenmesi, müşteriye elektronik ortamda iletilmesi ve elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine ilişkin yapılan düzenlemeler çeşitli Tebliğler ile düzenlenmiştir. Bu konuda yaklaşık 12 adet tebliğ yayınlanmıştır. VUK 309 no.lu Genel Tebliğde makalemizin konusu olan elektronik faturanın, ” Bu Tebliğde düzenlenen e-Fatura, yeni bir belge türü olmayıp, kâğıt fatura ile aynı hukuki niteliklere sahiptir” denilerek elektronik faturanın yeni bir belge olmadığı VUK’da mevcut olan önceden kâğıt olarak düzenlenen faturanın hukuki niteliklerine tabi olduğunu belirtmektedir.

7103 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİK CEZAYI NASIL DÜZENLENDİ

Değişmeden önceki özel usulsüzlük cezalarını düzenleyen  VUK 353/1’nci maddesi ”verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmemesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için …TL‘den az olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10 u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir” denilerek faturanın elektronik ve/veya kağıt olarak ayırımını yapmamış, hatta elektronik faturadan hiç bahsetmemiştir. İlk çıkan VUK 397 no.lu Genel Tebliğde zaten bunu vurgulamıştır.

213 sayılı kanunda değişiklik yapılarak VUK 353/1’nci maddesine 7103 sayılı kanunun 12’nci maddesi ile 27.03.2018 tarihinde yürürlüğe girecek olanElektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227 nci ve 231 inci maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 240(513 Sıra no.lu VUK Genel Tebliği ile 1.1.2020’dan itibaren 350 TL)  Türk Lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir” değişikliği yapılmıştır. Daha önceden sadece tevsik edilmesi gereken belgelerin verilmesi ve alınması icap eden olarak sayarken, yeni değişiklikte ise, “Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere” ifadesi eklenerek elektronik belgelerin düzenlenmesi konusu da cezai müeyyideye bağlanmıştır.

DANIŞTAY 9. DAİRE KARARI İLE YENİ DÜZENLEME FARKI

Danıştay 9’uncu dairesinin kararı bu düzenlemeden önceki bir tarihe 2014 yılına ait bir vergiyi doğuran olay üzerine, o zaman yürürlükte olan kanunlara göre bir değerlendirme yapılarak karar verilmiştir. VUK 353/1’nci maddesinde belirtilen ceza uygulamasında verilmesi ve alınması gereken belgeler arasında ceza uygulamasında, elektronik fatura olmadığı için elektronik fatura ile kağıt fatura arasında bir ayırma gitmemiş, vergiyi doğran olay, düzenlenen belgenin kayıtlara alınarak, vergi kaybının olmaması hukuki olarak bir farklılığın olmamasını, tipiklik uygulaması yapılmaması gerektiği değerlendirmesi yapılarak bir karar vermiştir.

Ancak tebliğlerle düzenlen elektronik uygulamalar VUK’un ceza uygulaması kısmında bir düzenleme yapılmaması nedeniyle bir ayrıma gidilemeyeceği, sadece elektronik fatura kullananların gönderiminin elektronik ortamda olmasının cezayı gerektiren koşulu sağlamaması nedeniyle hukuka uygun bulunmamıştır.  Değişikliğe kadar bu şekilde ortaya çıkan vergiyi doğuran bir olaya ilişkin olarak,  Danıştay’ın bu kararı destekleyici bir yargı kararı olarak sunulabilir.

VUK 353/1’nci maddesindeki değişiklik 27.03.2018 tarihinde yapılmıştır ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Hukukun genel kuralı, kanunlar geriye doğru uygulanamaz. Bu tarihten sonra kanunun yasakladığı ve bir müeyyideye tabi tutuğu, tebliğlerle de düzenlenen uygulamalara göre hareket edilmesi yeni bir cezaya tabi olmamızı sağlayacaktır.

ELEKTRONİK ORTAMDA DÜZENLENMEYEN FATURALARA, ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI KESİLEBİLECEK Mİ?

VUK’un 229’ncu maddesinde fatura tanımlanmıştır. VUK’un 230’ncu maddesinde ise faturanın şekli ve faturada bulunması gereken asgari bilgiler belirlenmiştir. Anılan Kanunun 231’inci maddesinde de fatura düzenlenmesinde uyulacak kaidelere, 232’nci maddesinde ise fatura kullanma mecburiyetine ilişkin esaslara yer verilmiştir. VUK 397 no.lu Genel Tebliğ’de elektronik faturanın” düzenlenmesi, müşteriye verilmesi, müşteri tarafından da istenmesi ve alınması zorunlu olan faturanın, elektronik belge olarak düzenlenmesi, müşteriye elektronik ortamda iletilmesi ve elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine ilişkin” düzenleme yapılmıştır.

VUK’un 421 no.lu G.T ile VUK mükerrer 257’nci maddesindeki yetkiye dayanarak, Bakanlıkça kimlerin elektronik fatura düzenleyecekleri belirlenmiştir. Tebliğin “Sorumluluk ve Cezai Yaptırımlar” başlığı altında, Elektronik fatura ve elektronik deftere ilişkin olarak bu Tebliğ ile getirilen zorunluluklara uymayanlar hakkında, Vergi Usul Kanununun cezai hükümleri uygulanacağı, diğer taraftan Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler,  elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır şeklinde elektronik fatura mükelleflerine, yine kendileri gibi elektronik fatura mükellefi olanlara adeta kâğıt fatura düzenleme yasağı getirmişlerdir.

VUK 433 no.lu G.T ile yapılan değişiklikle elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan mükellefler, kayıtlı olmayan mükelleflere, yaptıkları mal teslimi ve hizmet ifası için genel hükümler çerçevesinde kâğıt fatura düzenlemeye devam edeceklerdir.

04.04.2015 Tarih ve 29316 Sayılı Resmi Gazete yayımlanan VUK 448 no.lu Genel Tebliğinin 3. maddesi ile VUK 397 no.lu Genel Tebliğin 5.4. bölümü (Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.) bu Tebliğin yayım tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

Böylelikle elektronik fatura uygulamasında, elektronik fatura mükellefi olan ve yine elektronik fatura uygulamasına dâhil olan diğer mükelleflere kâğıt fatura düzenlerler ise bu düzenlenen fatura hiç düzenlenmemiş olarak sayılmayacaktır.

Ancak VUK’un 353/1’nci maddesindeki özel usulsüzlük cezası uygulamasına tabi olacaktır. Bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken, Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227’nci ve 231’inci maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 1.1.2020 tarihinden itibaren 350  Türk Lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecektir.

Bir takvim yılı içinde her bir belge nev’ine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 1.1.2020 tarihinden itibaren 180.000 Türk lirasını geçemez.

SONUÇ

Danıştay 9. Dairesinin elektronik ortamda düzenlenmesi gereken faturayı kâğıt ortamında düzenlediğinden bahisle 2014 yılı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu‘nun 353/1’nci maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkin dava sonucunun Resmi Gazetede yayınlanması ile elektronik fatura uygulanmasında özel usulsüzlük cezasının olmadığı gibi bir sonuç ortaya çıktı.

Kararda vergiyi doğuran olay 2014 yılında gerçekleşmiştir. 2014 yılında elektronik fatura uygulaması ve VUK 353/1’nci maddesindeki düzenleme elektronik fatura ile kâğıt fatura ve bunun uygulayıcıları arasında bir ayırma tabi tutmamıştı. İlk yayınlanan VUK 397 no.lu G.T’de hukuki olarak elektronik fatura ile kağıt fatura arasında bir ayrıma gitmemiş sadece uygulayıcıların belirlenmesi değişik tebliğlerde bakanlığın almış olduğu yetkiye göre düzenlenmiştir.

Danıştay da bu tarihte (2014 yılı) yürürlükte bulunan maddelere göre karar vermiştir. Ancak burada bir konuya dikkat çekmekte yarar var. Her ne kadar düzenlemeler yeni bir uygulamanın yerleştirilmesi için cezai müeyyidelere tabi olsa da normal hayatın akışı içerisinde bazen elektronik faturalar düzenlenememektedir. Muhasebe tekniği buna izin vermemektedir. Çok sayıda işletmenin muhasebeleri, muhasebe ofislerine tutulmakta, fiilin gerçekleştiği tarih ile belgelerin muhasebe kayıtlarına alındığı tarih arasında zaman farkı ortaya çıkmaktadır. Teorik olarak böyle değildir denilse de pratik ve hayatın normal akışı içerisinde böyle olmaktadır. Bu nedenle zorunlu kesilmesi gereken faturalar, kâğıt ortamında düzenlenmektedir. Bu özellikli durumların özellikli olarak tekrardan düzenlenmesi gereklidir. Mutad olmayan ve kayıtlar yapıldıktan sonra ortaya çıkan vergiyi doğuran olayların, alacak ve borçlar için kesilen faturalar vb. gibi.

27.03.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanunun 12 maddesi ile VUK 353/1 maddesi yeniden düzenlenerek elektronik fatura verilmemesi, alınmaması durumunda özel usulsüzlük cezasına tabi olacağı düzenlenmektedir. Uygulayıcıların ve işletme sahiplerinin bu duruma dikkat etmesinde fayda var.


Yazarın Diğer Yazıları

Elektronik Fatura Yerine Kâğıt Fatura Kesilirse Ceza Uygulanabilir Mi?


Kaynak: Ertuğrul KILIÇ, SMMM – BAĞIMSIZ DENETÇİ SORUMLU ORTAK Özel İzni ile yayınlanmıştır. Yazının Tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/vuk-353-1de-yapilan-degisiklik-ve-elektronik-faturada-ceza-uygulamasi/feed/ 0
Elektronik Fatura Yerine Kâğıt Fatura Kesilirse Ceza Uygulanabilir Mi? https://www.muhasebenews.com/elektronik-fatura-yerine-kagit-fatura-kesilirse-ceza-uygulanabilir-mi-ertugrul-kilic-smmm-bagimsiz-denetci-sorumlu-ortak/ https://www.muhasebenews.com/elektronik-fatura-yerine-kagit-fatura-kesilirse-ceza-uygulanabilir-mi-ertugrul-kilic-smmm-bagimsiz-denetci-sorumlu-ortak/#respond Thu, 14 May 2020 15:23:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=84514

Ertuğrul KILIÇ
SMMM, Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak
ertugrul.64@gmail.com

 


ELEKTRONİK FATURA, KÂĞIT FATURAYA ALTERNATİF Mİ? ELEKTRONİK FATURA YERİNE KÂĞIT FATURA KESİLİRSE CEZA UYGULANABİLİR Mİ?

GİRİŞ

13.05.2020 tarihinde Resmi Gazete’de Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 2019/7414 Sayılı Kararı yayınlandı. Bu kararda vergi hukuku açısından birkaç noktanın altı çizilmektedir. Birincisi, bu kararda sayılan ve incelenen en başta vergi kanunda vergiyi doğuran olayın olması. İkincisi, vergiyi doğuran olayın bir ispat edici belgeye dayandırılması ve kayıtlara alınması. Bu da VUK’da 229 ila 232 maddelerinde sayılan belgelerden olması. Üçüncüsü ise Vergi hukukunda tipleştirme, kanun koyucunun vergiye ilişkin genel, soyut kurallar koymasıdır. ( Vergi hukukunda, soyut tip olan vergiyi doğuran olayın gerçek hayatta somut olarak gerçekleşmesine tipiklik denir )Kıyas ve varsayıma yönelik olarak cezanın kesilemeyeceğidir.

Bu incelemede kısaca idari yargılama usulünden özellikle vergi hukuku açısından yargı kademlerini ve bu yargı kademelerinden belirlenen son tutarlardan bahsederek bir üst mahkemeye yolunu açıklayarak, konu özetlenmeye çalışılacaktır.

VERGİ ÖDEVİ VE YARGILAMA USULU

Anayasamızın 73. maddesinde  “vergi ödevi” başlığı altında herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. … Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.

Vergi idaresi ile vatandaşlar arasında kanunda belirtilen hususların idare tarafından uygulamaları ile vatandaşlar ve/veya işletmeler arasında kanunun uygulanmasından yorum farklarının ortaya çıkması ve/veya yanlış uygulanması durumunda yargı yolu açıktır. İdari yargılamada özellikle vergi yargısında bazen tek dereceli, bazen iki, bazende üç dereceli olarak çalışmaktadır. En altta idare ve vergi mahkemeleri, üzerinde istinaf mahkemeleri yer almaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda dava konusu miktara göre belirlenmiştir.

İdari Yargılama Usulü Kanununun ek 1. maddesinde; “Bu kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır.

İdari Yargılama Usulü Kanununun Ek 1. maddeye göre 2020 yılında vergi mahkemelerinde tek hâkimle bakılacak davalarda sınır 53.000 TL olacaktır (2019 yılında 44.000 TL idi). Dava konusunun bu tutarı aşması halinde vergi mahkemeleri, davaya heyet halinde bakmak durumunda olacaklardır. Tek hâkimle bakılacak davalarda verilen kararlardan 2020 yılında konusu 7.000 TL’yi geçmeyenlerde verilen kararlar kesin olacaktır (2019 yılında 6.000 TL idi). Bir başka deyişle konusu 7.000 TL’yi geçmeyen davalarda verilen kararlara karşı istinaf ve/veya temyiz yolu kapalıdır. Konusu 7.000 TL’yi geçen davalarda ise vergi mahkemesi kararlarına karşı istinaf yolu açıktır.

İstinaf mahkemelerince 2020 yılında verilen kararlardan, konusu 176.000 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin olanlar kesin nitelik taşıyacak ve temyiz yolu kapalı olacaktır. Konusu 176.000 TL’yi geçen davalarda ise istinaf mahkemelerince verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurmak mümkün olacaktır (Bu sınır 2019 yılında 144.000 TL. idi).

Davaların hangi yılla ait olduğuna bakılarak ve o yıllarda hangi tutarlar üzerine bir üst mahkemeye başvurulacağı belirlenir. Bazende tarafların dışında davalarda kamu yararının görülmesi halinde Bakanlık veya Danıştay Baş Savcılığı tarafından doğrudan itiraz edilerek davanın yeniden ele alınması istenebilmektedir. Aşağıda inceleyeceğimiz Danıştay kararı da tek hâkimli mahkemenin vermiş olduğu red kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kanun yararına temiz edilmesi istemiyle Danıştay’a başsavcılığının bilgilendirilmesi üzerine konu incelenmiş.

DANIŞTAY BAŞSAVCISININ DEĞERLENDİRMESİ;

Danıştay başsavcılığı idari yargılama usulünü anlatarak bakanlığın göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden savcılığın temiz kararında bulunabileceğini anlatarak konunun esasına ilişkin kendi değerlendirmesini yapmaktadır.

Maliye Bakanlığı’nın yasadan kaynaklanan yetkisine dayanarak konuyla ilgili tebliğler yayınladığını ve 397 sayılı VUK Tebliği hükmü ile faturanın elektronik belge olarak düzenlenmesi, elektronik ortamda iletilmesi muhafaza ve ibraz edilmesine ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır. E-faturanın yeni bir belge olmadığı, kâğıt fatura ile aynı hukuku niteliklere sahip olduğu belirtilmiştir. Takiben yayınlanan tebliğlerle uygulama alanı genişletilerek e-fatura kullanma zorunluluğu bulunan ve e-fatura kullanma zorunluluğu belirtilen kişiler belirlenmiştir.  E-arşiv fatura uygulamasına ilişkin açıklama ve düzenlemeler yapılmış,  421 no.lu VUK Tebliği ile elektronik fatura uygulanmasından yararlanan mükelleflerin bir birlerine düzenlemiş oldukları faturaların e-fatura olması gerektiği, kâğıt fatura düzenleyemeyecekleri, düzenledikleri takdirde bu faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı kabul edilmiştir.

Elektronik fatura ve elektronik deftere ilişkin olarak bu Tebliğ ile getirilen zorunluluklara uymayanlar hakkında VUK’daki cezai sorumlulukların uygulanacağı açıklanmıştır. Elektronik fatura uygulamasına tabi olan mükelleflerin, elektronik fatura uygulamasına kayıtlı diğer mükelleflere düzenleyecekleri faturaların, elektronik olması zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler için VUK’da öngörülen cezaların uygulanacağı hükümleri yer almıştır. 448 sayılı VUK Tebliği’nde, VUK 421 Tebliği’nde kâğıt ortamında düzenlenen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı yönündeki hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.

Vergi Kanunlarına aykırı hareket edenlere VUK 331’ci maddesine göre cezalandırılacakları, fatura ve benzeri evrak verilip alınmaması diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmamasına ilişkin yaptırımları düzenleyen, Özel Usulsüzlükler ve cezaları başlıklı 353/1‘nci maddesinden bahsederek davacı şirketin müşterisine elektronik fatura yerine kâğıt fatura düzenlemesi idarece hiç fatura düzenlenmemiş kabul edilerek VUK 353/1’ci maddesi gereği özel usulsüzlük cezası kesilmesi üzerine dava açıldığı anlaşılmıştır.

Ticari hayatın içerisinde alıcı ile satıcı arasında alım, satımın ispat aracı olarak düzenlenen fatura satıcının vergiye tabi gelirinin unsuru, alıcının ise vergiye tabi giderin kayıt altına alınmasının asli unsurunu oluşturur. Elektronik fatura ile kâğıt fatura VUK 229 ila 232 maddelerinde düzenlenmiş olan faturaya alternatif yeni bir belge olarak getirilmemiş, yasada elektronik fatura, kâğıt fatura ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, kâğıt fatura için olan hükümlerin elektronik fatura içinde geçerli olacağı kabul edilmiştir.

Vergiyi doğuran ekonomik olayın kayıt dışı bırakıldığının tespiti halinde 353/1 maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Mevcut olayda fatura düzenlenmiş (kâğıt fatura) sadece elektronik ortamda alıcıya iletilmemiştir. Kâğıt olsa dahi düzenlenmiş bir fatura mevcut olup işlem kayıt altına alındığından cezaya dayanak olan fiilin kanunda olan tipiklikte gerçekleşmediği açıktır.

Vergi ve cezalarının kanuniliği ilkesine ilişkin anayasal ilkeler bazında kıyas veya varsayıma dayalı ceza kesilmesi mümkün olmadığından fiilen mevcut olan faturaların hiç düzenlenmediğini varsayarak 353/1’ci maddesine göre kesilen cezaların yasaya uyarlılık bulunmadığına ilk mahkemenin vermiş olduğu kararın temiz edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

MAHKEMENİN KARARI

Karar veren Dokuzuncu Hukuk Dairesi’nce savcılığın başvurusu kabul edilerek, gereği tetkik hâkimin incelemesinden sonra, gereği düşünülerek Türk Milleti adına kararını vermiştir.

İlgili işletme mal satışına ilişkin faturayı kâğıt olarak düzenlemiş, davalı idarece elektronik ortamda düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılacağı nedeniyle 353/1’nci maddesi gereği Özel Usulsüzlük Cezası kesilmiştir ve cezanın kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Mahkeme konuyla ilgili VUK‘da ki hukuku nedenleri tekrar etmiş ve bir hukuki değerlendirme yapmıştır. Yapılan işlemenin hukuka aykırı bir işlem oluğu kararına varmıştır. Kararında “söz konusu uygulanan Özel Usulsüzlük Cezasının hukuka uyarlılık bulunmamaktadır” demiştir.

SONUÇ

Mahkeme kanun maddelerinin ilgili olay nezdinde yeniden ele alarak değerlendirmesini yapmış, elektronik düzenlemeyle ilgili VUK tebliğlerini değerlendirmiş, bu tebliğde getirilen elektronik fatura uygulanması zorunluluğu getirilen mükelleflerin kâğıt ortamında fatura düzenleyemez; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturaların hiç düzenlenmemiş sayılır hükmü, 04.04.2015 tarihli R.G’de yayımlanan VUK 448 sayılı Genel Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Ceza uygulanan maddenin  (VUK-353/1) hiç belge düzenlenmesi veya gerçek meblağdan farklı bir meblağlara yer verilmesi halinde bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanlara kesilecek cezayı belirlemiştir. Vergiyi doğuran olayın kayıt dışı bırakıldığının tespiti halinde bu ceza söz konusu olabilecektir. Mevcut olayda kâğıt fatura kayıtlara alınarak vergi matrahını azaltacak bir işlem ortaya çıkmamıştır.

Faturanın kesilmesi ceza uygulanmasını ortadan kaldırmakta bunun kâğıt veya elektronik olmasının vergiyi doğuran olayın kayıt dışı bırakılmadığı kabul ediliyor ve elektronik faturanın, kâğıt faturanın alternatifi olmadığı, VUK‘daki 229 ila 232 maddelerindeki ispat edici unsurlardan olmasını yeterli görüyor.

Vergi Cezalarının kanuniliğine ilişkin anayasal ilkeler bazında kıyas ve varsayıma dayalı olarak ceza kesilmesi mümkün olmadığından, fiilen mevcut olan faturaların, hiç düzenlenmediği varsayılarak ceza kesilemeyeceği,

Yukarıda sayılan nedenlerle mal ve hizmet satanların gelir, alıcıların ise gider olarak yazabilmelerini sağlayan ve vergiyi doğuran olayın defterlere kayıt edilmesi mahkemece yeterli görülmektedir. Elektronik fatura veya kâğıt fatura olması özel usulsüzlük cezası kesilmesine yeterli bir koşul değildir.

Yazarın Diğer Yazıları

VUK 353/1‘de Yapılan Değişiklik Ve Elektronik Faturada Ceza Uygulaması.

 


Kaynak: Ertuğrul KILIÇ, SMMM – BAĞIMSIZ DENETÇİ SORUMLU ORTAK Özel İzni ile yayınlanmıştır. Yazının Tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/elektronik-fatura-yerine-kagit-fatura-kesilirse-ceza-uygulanabilir-mi-ertugrul-kilic-smmm-bagimsiz-denetci-sorumlu-ortak/feed/ 0