ana sözleşme – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 05 Sep 2020 07:39:41 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Ölüm halinde varislerin şirkete alınmayacağı yönünde sözleşmeye hüküm konulabilir mi? https://www.muhasebenews.com/olum-halinde-varislerin-sirkete-alinmayacagi-yonunde-sozlesmeye-hukum-konulabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/olum-halinde-varislerin-sirkete-alinmayacagi-yonunde-sozlesmeye-hukum-konulabilir-mi/#respond Sat, 05 Sep 2020 07:30:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=92001 Hissedarlardan birinin vefatı halinde Ltd.ve A.Ş. ana sözleşmesine mirasçıların hisseye sahip olması/olmaması hakkında bir madde yazılabilir mi? Mirasçının söz sahibi olması sınırlandırılabilir mi?

Esas mukavelenizde Kanuna aykırı olmayacak şekilde madde konulması mümkündür. Ortakların vefatı ile mirasçıların şirkete alınmaması, kabul edilmeyecek mirasçıların o günkü hisselerinin karşılığının tespiti ve ödenme şeklinde belirtilerek sözleşmede yer verilebileceği değerlendirilmektedir.

2 ortaklı (baba kız) kolektif şirkette ortak baba vefat ediyor. Mirasçılardan biri yine ortak olan kız diğeri üvey anne. Üvey anne Reddi miras yapıyor. Bu şirketin durumu ile ilgili nasıl bir yol izlemeliyim?

Reddi miras sonrasında ret olan miras payının kime kaldığına mahkemenin karar vermesi lazım, bu mahkeme kararına göre üvey annenin mirası kime kalacak ise ortaklık payı da ona geçecek, kıza kalacak olur ise kız paylarından bir miktarını bir başkasına devri ederek iki ortaklı olarak faaliyete devam edebilir. Pay devri yapmaksızın fesih ve tasfiye kararı alınarak şirketin kapanış işlemleri yapılmalıdır.

Vefat eden Limited şirket ortağının mirasçıları mirası kabul etmiş fakat şirkette ortaklık payına sahip olmak istemiyorlar. Bu durumda nasıl bir yol izlenmelidir? Ortak olmasalar dahi ölüm tarihine kadar şirket borçlarından mirasçılarda sorumlu oluyorlar doğru mudur? Tüm mirasçılar tek bir mirasçının hisseleri üzerine almasını istediklerinde nasıl bir yol izlemeliyiz?

Şirketteki ortaklık payı için ancak noterden devir veya mirasçılardan biri lehine feragat edilebilir, buna istinaden karar alınarak sicilden tescili yapılabilir. Diğer taraftan kabul edilen miras nedeni ile borçlardan mirasçılar sorumludur.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/olum-halinde-varislerin-sirkete-alinmayacagi-yonunde-sozlesmeye-hukum-konulabilir-mi/feed/ 0
e-Ticaret yapmak isteyenler şirket ana sözleşmelerine e-Ticaret yapma ile ilgili bir madde eklemeli midir? https://www.muhasebenews.com/e-ticaret-yapmak-isteyenler-sirket-ana-sozlesmelerine-e-ticaret-yapma-ile-ilgili-bir-madde-eklemeli-midir/ https://www.muhasebenews.com/e-ticaret-yapmak-isteyenler-sirket-ana-sozlesmelerine-e-ticaret-yapma-ile-ilgili-bir-madde-eklemeli-midir/#respond Sat, 29 Aug 2020 08:30:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=91436 e-Ticaret satışı yapan bir işletme kendi sitesinden satış yaptığı zaman ciro rakamlarına bakılmaksızın e-Fatura mükellefi olması zorunlu mudur?

Brüt satış hasılatı ve diğer kriterlere de bakmak gereklidir.

Şirket ana sözleşmesinde faaliyet konusu ile ilgili her türlü alım-satım yazan firma, e-Ticaret satış kanalları üzerinden satış yapmak istediğinde kuruluş sözleşmesine e-Ticaret satışı yapma ile ilgili madde eklemeli midir?

Sözleşmede yer alamayan faaliyetlerle ilgilide ticaret yapılmasına engel yok, ancak yapılması planlanan e-Ticarete sözleşmede yer verilmesi ileride doğacak sorunların önüne geçmiş olur. Önerimiz, sözleşmede yer verilmesi yönündedir. Zira e-Ticaret siteleri uygulamaları gereği sözleşmede bu ifadelerin yer almasını arayabilirler.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/e-ticaret-yapmak-isteyenler-sirket-ana-sozlesmelerine-e-ticaret-yapma-ile-ilgili-bir-madde-eklemeli-midir/feed/ 0
Türkiye’de Yerleşik Olan Yabancı Uyruklu Kişilere Verilen Eğitim Hizmetinden Elde Edilen Kazançlar İndirim Konusu Yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/turkiyede-yerlesik-olan-yabanci-uyruklu-kisilere-verilen-egitim-hizmetinden-elde-edilen-kazanclar-indirim-konusu-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/turkiyede-yerlesik-olan-yabanci-uyruklu-kisilere-verilen-egitim-hizmetinden-elde-edilen-kazanclar-indirim-konusu-yapilabilir-mi/#respond Thu, 14 Feb 2019 16:00:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16741 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Türkiye’de yerleşik olan yabancı uyruklu kişi ve kurumlara verilen eğitim hizmeti faaliyetinden elde edilen kazancın indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Özel Bağımsız Uluslararası Okulunu işlettiğiniz, öğrencilerinizin tamamının yabancı uyruklu ve Türkiye’de mukim kişiler olduğu belirtilerek, söz konusu faaliyetinizden elde ettiğiniz kazancın %50’sinin Kurumlar Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin (ğ) bendine göre kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer indirimler” başlıklı 10’uncu maddesinin (ğ) bendinde, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50 sinin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabileceği; indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.5. Türkiye’den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler” başlıklı bölümünde konuya ilişkin açıklamalar yapılmış olup mükelleflerin bu indirimden faydalanabilmeleri için taşımaları gereken şartlara Tebliğin “10.5.2. İndirimden faydalanma şartları” bölümünde yer verilmiştir.

Aynı Tebliğin “10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu” başlıklı bölümünde; “İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.
…” açıklamalarına;

Tebliğin “10.5.2.2. Hizmetin, Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması” başlıklı bölümünde ise;

“Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama hizmetlerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen verilmesi gerekmekte olup bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, şirketiniz tarafından Türkiye’de yerleşik olan yabancı uyruklu kişilere eğitim hizmeti verildiği ve söz konusu eğitim hizmetine ilişkin faturanın hizmetten yararlanan kişiler adına düzenlendiği anlaşıldığından, eğitim hizmeti verdiğiniz kişilerin yurt dışı mukimi olmaması nedeniyle, söz konusu eğitim hizmetlerinden elde ettiğiniz kazançların Kurumlar Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
17 Şubat 2016 Tarih ve 38418978-125[10-15/10]-6632 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyede-yerlesik-olan-yabanci-uyruklu-kisilere-verilen-egitim-hizmetinden-elde-edilen-kazanclar-indirim-konusu-yapilabilir-mi/feed/ 0
Ana sözleşme değişikliği yapmadan ilave faaliyette bulunabilir mi? https://www.muhasebenews.com/ana-sozlesme-degisikligi-yapmadan-ilave-faaliyette-bulunabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ana-sozlesme-degisikligi-yapmadan-ilave-faaliyette-bulunabilir-mi/#respond Mon, 28 Jan 2019 18:00:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=41175  …Ana sözleşmesinde metal hurda alım satımı ticareti olarak belirtilmiş olan bir LTD.ŞTİ. yeni TTK ya göre ana sözleşmesinde faaliyet konusu olarak ayrıca belirtilmeyen ahşap, palet,  vs. hurdalarının alım satımını yapabilir mi?

İlave faaliyet konusu ile ilgili olarak ana sözleşme değişikliği ve ticaret sicilinde tescil işlemi yapılmadan, dilekçe ile vergi dairesine yapılan ilave faaliyet bildiriminin yeterli kabul edilerek fatura düzenleyip faaliyette bulunabilir mi?

(06.12.2018)

Ana sözleşmenizde yazılmamış iş konularında faaliyet göstermeniz halinde doğacak sorumluluklarınız sözleşmede yazılı olduğu gibidir, fatura kesilmesinin engel bir durumun olacağını düşünmüyorum, ancak tüm resmi kurumlar esas mukavelede yer almasını talep etmektedirler bununda bilinmesini isterim.

 


Kaynak:ISMMMO
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebe News veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Şirket ana sözleşmesinde olmayan bir konuda iş yapabilir mi?

 

Yurt Dışı Şube Zararları İndirim Konusu Yapılabilir mi?

Ekim ayında 146.536 Konut satıldı.

Kira Gelirine Konu Olan Mal Ve Haklar Nelerdir?

 

Nakit sermaye indirimi sonraki yıllarda indirim konusu yapılabilir mi?

 

 

 

SMMM’lerin iptal ettikleri sözleşmeden doğan sorumluluğu var mıdır?

]]>
https://www.muhasebenews.com/ana-sozlesme-degisikligi-yapmadan-ilave-faaliyette-bulunabilir-mi/feed/ 0
İşyeri Yapı Kooperatiflerinin Ba-Bs Verme Yükümlülüğü Var mı? https://www.muhasebenews.com/isyeri-yapi-kooperatiflerinin-ba-bs-verme-yukumlulugu-var-mi/ https://www.muhasebenews.com/isyeri-yapi-kooperatiflerinin-ba-bs-verme-yukumlulugu-var-mi/#respond Sat, 01 Sep 2018 00:00:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21691 (ÖZELGE)

Konu: İşyeri yapı kooperatifinin kurumlar ve KDV mükellefiyeti.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, kooperatifinizin herhangi bir işleminin ve arsa alımının olmadığı, üye kayıtlarının yapıldığı ve üyelerle işlem yapılacağı, bu nedenle KDV, geçici vergi, kurumlar vergisi beyannameleri ile Ba-Bs formlarının vergi dairesine verilip verilmeyeceği hakkında Defterdarlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yazılı şartları sağlamanız halinde kooperatifiniz kurumlar vergisinden muaf tutulabilecektir. Kurumlar Vergisinden muaf olmanız halinde ise kurum geçici vergi beyannamesinin de verilmeyeceği tabiidir.

Diğer yandan, 4.2.2010 tarih ve 27483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu(Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş ve söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadlerine bu Tebliğde yer verilmiş ve “Yükümlülük Kapsamındaki Mükellefler” başlıklı bölümünün 1.1.3 bendinde; Kurumlar Vergisinden muaf olan mükelleflerin, muafiyetten yararlandıkları hesap döneminden itibaren Ba-Bs bildirim formu vermeyecekleri belirtilmiştir.

Bu açıklamalara göre, kooperatifinizin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda belirtilen muafiyet şartlarını taşıması halinde bu muafiyetten yararlandığı hesap döneminden itibaren Ba-Bs bildirim formu verme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (k) bendinde belirtilen muafiyet şartlarının ihlal edilmesi durumunda, ihlal edilen dönemden itibaren yeniden Ba-Bs verme yükümlülüğünüzün başlayacağı tabidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zırai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV nin konusunu teşkil ettiği hükme bağlanmış, aynı kanununun 17/4-k maddesi ile de organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimleri KDV den istisna edilmiştir.

Konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin II/F-4.23. bölümünde, “3065 sayılı Kanunun (17/4-k) maddesine göre; organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimleri KDV’den istisnadır.

Organize sanayi bölgesi veya küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla, müteşebbis heyet, kooperatif veya diğer isimler altında iktisadi işletmeler oluşturulmaktadır. Bu organizasyonlar, arsayı temin etme, altyapıyı tamamlama, iş yerlerini inşa etme gibi hizmetlerin tamamını veya bir kısmını yürütmek üzere kurulmaktadır.

Sözü edilen organizasyonların sadece arsa teslimleri ile işyeri teslimleri istisna kapsamına alınmıştır. Bu organizasyonların yapacakları her türlü hizmetler ile arsa ve işyeri dışındaki teslimlerinin yanı sıra bölge ve site dışındaki arsa ve işyeri teslimleri de genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olacaktır. Ayrıca bunlara yapılan mal ve hizmet satışlarında genel hükümler çerçevesinde vergi uygulanacağı tabiidir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Dolayısıyla, söz konusu istisna hükmü yalnızca işyeri ve arsa teslimlerinizi kapsamakta olup, bunların dışında Kooperatifiniz tarafından yapılacak teslim ve hizmetler ile istisna kapsamındaki arsa ve işyeri teslimlerinize ilişkin olarak yapılan teslim ve hizmetler de dahil olmak üzere Kooperatifinize yapılacak teslim ve hizmetler genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi bulunmaktadır.

Buna göre, sadece istisna kapsamındaki işlemlerin yapılması durumunda KDV mükellefiyetinin tesis edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Kaynak: Sivas Valiliği
19.07.2017 Tarih ve 67630374-125[2015-7]-17 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/isyeri-yapi-kooperatiflerinin-ba-bs-verme-yukumlulugu-var-mi/feed/ 0
Kooperatif Bünyesinde Gece Bekçisi ve Mevsimlik İşçi Çalıştırılması Ortak Dışı Bir İşlem Sayılır mı? https://www.muhasebenews.com/kooperatif-bunyesinde-gece-bekcisi-mevsimlik-isci-calistirilmasi-ortak-disi-bir-islem-sayilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kooperatif-bunyesinde-gece-bekcisi-mevsimlik-isci-calistirilmasi-ortak-disi-bir-islem-sayilir-mi/#respond Mon, 12 Mar 2018 07:45:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17292 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Bekçi ve mevsimlik işçi çalıştırmanın ortak dışı işlem sayılıp sayılmayacağı ile üst birliğe üye olma şartı bulunup bulunmadığı.
İlgi : … / … / … tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile 11.02.2014 tarihinden itibaren tarımsal sulama kooperatifi olarak faaliyet gösterdiğiniz belirtilerek, gece bekçisi ile mevsimlik işçi çalıştırmanızın “ortak dışı işlem” sayılıp sayılmayacağı ile kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmek için üst birliğe üye olma şartının bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2’nci maddesinde kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuş olup, bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiilen uymayan kooperatiflerin muafiyet hükümlerinden yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri haricindeki kooperatiflerin ana sözleşmesinde;

– Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,
– Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,
– Yedek akçelerinin ortaklara dağıtılmamasına,
– Sadece ortaklarla iş görülmesine
dair hükümlerin bulunması ve bu şartlara da fiilen uyulması halinde Kurumlar Vergisi muafiyetine tabidir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde de;

“Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemler değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”
açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, Kooperatifiniz bünyesinde gece bekçisi ve mevsimlik işçi çalıştırılması ortak dışı bir işlem olarak değerlendirilmeyeceğinden Kurumlar Vergisi Kanununun ‘ üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde ve 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (4.13.) bölümünde belirtilen şartları taşımanız halinde kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için Kurumlar Vergisi Kanununda üst birliğe üye olma şartı bulunmamaktadır.

Kaynak: Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
7 Ağustos 2014 Tarih ve 17192610-125[ÖZG-14/12]-228 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kooperatif-bunyesinde-gece-bekcisi-mevsimlik-isci-calistirilmasi-ortak-disi-bir-islem-sayilir-mi/feed/ 0
Birleşmenin Ticaret Siciline Tescili Ne Şekilde Yapılır? https://www.muhasebenews.com/birlesmenin-ticaret-siciline-tescili-ne-sekilde-yapilir/ https://www.muhasebenews.com/birlesmenin-ticaret-siciline-tescili-ne-sekilde-yapilir/#respond Thu, 15 Feb 2018 15:45:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18894 1- TİCARET ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME SÖZLEŞMESİ GENEL KURULDA NASIL ONAYLANIR?
Yönetim organı, genel kurula birleşme sözleşmesini sunar.

Birleşme sözleşmesi genel kurulda;
1.1- Türk Ticaret Kanunu’nun 421’inci maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi saklı olmak üzere, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde, esas veya çıkarılmış sermayenin çoğunluğunu temsil etmesi şartıyla, genel kurulda mevcut bulunan oyların 3/4’üyle,
1.2- Bir kooperatif tarafından devralınacak sermaye şirketlerinde, sermayenin çoğunluğunu temsil etmesi şartıyla, genel kurulda mevcut bulunan oyların 3/4’üyle,
1.3- Limited şirketlerde, sermayenin en az 3/4’nü temsil eden paylara sahip bulunmaları şartıyla, tüm ortakların 3/4’nün oylarıyla,
1.4- Kooperatiflerde, verilen oyların 2/3 çoğunluğuyla; ana sözleşmede ek ödeme ve başka edim yükümlülükleri ya da sınırsız sorumluluk kabul edilmiş veya bunlar mevcut olup da genişletilmişse kooperatife kayıtlı tüm ortakların 3/4’nün kararıyla, onaylanmalıdır.
1.5- Kollektif ve komandit şirketlerde birleşme sözleşmesinin oybirliğiyle onaylanması gerekir. Ancak, şirket sözleşmesinde birleşme sözleşmesinin bütün ortakların 3/4’nün kararıyla onaylanması öngörülebilir.
1.6- Bir sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin, başka bir şirketi devralması hâlinde, birinci fıkranın (a)bendindeki nisaba ek olarak, komanditelerin tamamının birleşmeyi yazılı olarak onaylamaları gereklidir.
1.7- Bir limited şirket tarafından devralınan anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkette, devralma ile ek yükümlülük ve kişisel edim yükümlülükleri de öngörülüyorsa veya bunlar mevcut olup da genişletiliyorsa, bütün ortakların oybirliğine gerek vardır.
1.8- Birleşme sözleşmesi bir ayrılma akçesini öngörüyorsa bunun, devreden şirket şahıs şirketiyse oy hakkını haiz ortaklarının, sermaye şirketiyse şirkette mevcut oy haklarının %90’nın olumlu oylarıyla onaylanması şarttır.
1.9- Birleşme sözleşmesinde devrolunan şirketin işletme konusunda değişiklik öngörülmüşse, birleşme sözleşmesinin ayrıca, şirket sözleşmesinin değiştirilmesi için gerekli nisapla onaylanmış olması zorunludur.

2- BİRLEŞMENİN TİCARET SİCİLİNE TESCİLİ NE ŞEKİLDE YAPILIR?
Ticaret siciline tescil,
2.1- Birleşmeye katılan şirketler tarafından birleşme kararı alınır alınmaz, yönetim organları, birleşmenin tescili için ticaret siciline başvurur.
2.2- Devralan şirket, birleşmenin gereği olarak sermayesini artırmışsa, ek olarak esas sözleşme değişiklikleri de ticaret siciline sunulur.
2.3- Devrolunan şirket, birleşmenin ticaret siciline tescili ile infisah eder.

3- BİRLEŞMENİN HUKUKİ SONUÇLARI NELERDİR?
Hukuki sonuçlar;
3.1- Birleşme, birleşmenin ticaret siciline tescili ile geçerlilik kazanır. Tescil anında, devrolunan şirketin bütün aktif ve pasifi kendiliğinden devralan şirkete geçer.
3.2- Devrolunan şirketin ortakları devralan şirketin ortağı olur. Ancak bu sonuç, devralan şirketin kendi adına fakat bu şirket hesabına hareket eden kişinin elinde bulunan paylar ile devrolunan şirketin kendi adına fakat bu şirket hesabına hareket eden kişinin elinde bulunan paylar için doğmaz.
3.3- 07.12.1994 tarihli ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri saklıdır.

4- BİRLEŞMENİN İLANI NASIL YAPILIR?
Birleşme kararı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan olunur.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/birlesmenin-ticaret-siciline-tescili-ne-sekilde-yapilir/feed/ 0
Şirket Aktifine Kayıtlı Taşınmaz Parsellenerek Satılması Durumunda Kurumlar Vergisi İstisnasından Faydalanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-tasinmaz-parsellenerek-satilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-tasinmaz-parsellenerek-satilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/#respond Sat, 10 Feb 2018 08:00:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17283 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın ifraz işlemi yapıldıktan sonra satışının KV. ve KDV’nden istisna olup olmadığı
İlgi: … tarih ve… sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;
– Şirketinizin çimento üretimi ve satışı faaliyetiyle uğraştığı,
– 2006 yılında TMSF tarafından düzenlenen ihale neticesinde … Çimento Fabrikası ve … A.Ş.’nin satın alınarak … Çimento Grubu bünyesine katıldığı,
– Söz konusu satış ile … Çimento Fabrikası bünyesinde çimento üretiminin hammaddelerinden kil ve trasın sağlandığı kil ve tras ocağı ile fabrikaya su sağlayan su kuyularının bulunduğu parsellerin de devir alındığı ve gerekli işletme ruhsatları ile kullanma izin belgelerinin verildiği,
– Ancak, Büyükşehir Belediyesinin 2008 yılında yaptığı parselasyon sonucu kil ocağı ve su kuyusunun bulunduğu arazilerin ifraz edildiği, bu nedenle bazı arazilerin tras ve su çıkartma faaliyetlerinin sona erdiği, şehir yerleşme bölgesindeki kil ocağında faaliyetin durdurulduğu ve fabrika arazisinde açılan yeni su kuyularının kullanılmaya başlandığı,
– Diğer taraftan bahsi geçen taşınmazların satışının yapılmasının planlandığı
belirtilmiş ve 2006 yılından itibaren aktifte bulunan ve satış amacıyla değil üretim faaliyetinin devamı için tahsis edilen bu taşınmazlardan parselasyona tabi tutulmuş kil ocağı ve su kuyularının bulunduğu arsaların satışının Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e ile KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Defterdarlığımız görüşü sorulmuştur.

Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendiyle, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı vergiden istisna edilmiştir.
Mezkûr bent hükümleri gereğince bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler zıyaa uğramış sayılır.

Aynı bendin devamında, istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin zıyaa uğramış sayılacağı, aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hükmün uygulanacağı, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

– “5.6.2.2.1 Taşınmazlar” başlıklı bölümünde, elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerektiği belirtilmiş,
– “5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı ayrımında
da,

“Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

İstisna uygulaması esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.

Satışa konu edilen kıymetlerin iki tam yıl kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmeyecektir. Aynı durum, satmak üzere taşınmaz inşaatı ile uğraşan mükellefler açısından da geçerlidir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.

Örnek 1: Bir inşaat şirketinin şirket merkezi olarak kullanılmak üzere inşa etmiş olduğu bir binayı, en az iki tam yıl süre ile kullandıktan sonra satması halinde, bu satıştan doğan kazanç için istisna uygulanabilecektir. Şirketin satmak amacıyla inşa etmiş olduğu veya satın aldığı binaların satışından elde ettiği kazançlar için söz konusu istisna uygulanmayacaktır.” açıklamaları yer almıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ana sözleşmesindeki esas faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti ve kiralanması bulunmayan ve fiilen de taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşmayan kurumların faaliyetlerinde kullandıkları taşınmazlarının satışından elde ettikleri kazançlar kurumlar vergisi istisnasından yararlanabilecektir.

KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin KDV’den istisna olduğu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin ise istisna kapsamı dışında tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, özelge talep formu ekinde yer alan şirket ana sözleşmesinde, sadece “şirketin faaliyet alanı” ile ilgili taşınmaz işlemleri yapılması hususunda hükümler bulunduğu anlaşılmış olup çimento üretim faaliyetinde kullanılan kil ocağının ve su kuyularının bulunduğu parsellerin “faaliyetlerin yürütülmesine tahsis edilen” taşınmaz olarak değerlendirilmesi ve bu taşınmazların, taşınmaz ticareti oluşturmayacak şekilde satışına ilişkin olarak kurumlar vergisi ve katma değer vergisi istisnasından faydalanılması mümkün bulunmaktadır.

Kaynak: Siirt Defterdarlığı Gelir Müdürlüğü
18 Eylül 2014 Tarih ve 85632212-010.01-2 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-tasinmaz-parsellenerek-satilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/feed/ 0
Yurt Dışı İştirak Kazançları Kurumlar Vergisinden İstisna Edilir mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disi-istirak-kazanclari-kurumlar-vergisinden-istisna-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disi-istirak-kazanclari-kurumlar-vergisinden-istisna-edilir-mi/#respond Fri, 29 Dec 2017 07:09:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21547 (ÖZELGE) 

Konu: Yurt dışı iştirak kazançlarının kurumlar vergisi kanunu açısından değerlendirilmesi
İlgi: 12.12.2016 evrak kayıt tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şirketinizin …….. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ………….. vergi kimlik numaralı mükellefi olduğu, 2013 yılından itibaren hisselerinin tamamına sahip olduğu İngiltere’nin Jersey Adaları’nda kurulu dört ayrı (……………………….) bağlı ortaklığının bulunduğu, söz konusu bağlı ortaklıkların Irak Cumhuriyeti’nde Irak Hükümeti ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde Irak Hükümetine ait petrol üretim sahalarının üretim potansiyelinin artırılmasına yönelik hizmet veren şubelerinin bulunduğu, bağlı ortaklıkların şubeleri vasıtasıyla Irak Cumhuriyeti’nde yürüttükleri faaliyetlerinden doğan kazançlarının Irak Cumhuriyeti vergi kanunları çerçevesinde %35 oranında kurumlar vergisine tabi tutulduğu belirterek, söz konusu bağlı ortaklıklardan elde ettiğiniz kazançların yurt dışı iştirak kazancı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde kurumlar vergisine tabi kurumlar sayılmış olup aynı Kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasında da bu kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanların tam mükellef olarak gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançlarının tamamı üzerinden vergilendirilecekleri hükmüne yer verilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde aşağıdaki şartları topluca taşıyan iştirak kazançlarının kurumlar vergisinden istisna olacağı hüküm altına alınmıştır:

“Kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan iştirak kazançları;
1) İştirak payını elinde tutan şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10’una sahip olması,
2) Kazancın elde edildiği tarih itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması (Rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle veya yurt dışı iştirakin iç kaynaklarından yapılan sermaye artırımları nedeniyle elde edilen iştirak payları için sahip olunan eski iştirak paylarının elde edilme tarihi esas alınır.),
3) Yurt dışı iştirak kazancının kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dahil iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması; iştirak edilen şirketin esas faaliyet konusunun, finansal kiralama dahil finansman temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
4) İştirak kazancının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi.

Yurt dışındaki inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına göre ayrı bir şirket kurulmasının zorunlu olduğu durumlarda, özel amaç için kurulduğunun ana sözleşmelerinde belirtilmesi ve fiilen bu amaç dışında faaliyetinin bulunmaması şartıyla, söz konusu şirketlere iştirak edilmesinden elde edilen kazançlar için bu bentte belirtilen şartlar aranmaz.

Bu bent uyarınca vergi yükü, kanunî veya iş merkezinin bulunduğu ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden ve kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dahil olmak üzere toplam gelir ve kurumlar vergisi benzeri verginin, bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilir.”

Aynı maddenin üçüncü fıkrası ile de iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.2 Yurt dışı iştirak kazancı istisnası” başlıklı bölümünde bu konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen istisna hükmünün uygulanabilmesi için maddede sayılan şartların topluca yerine getirilmesi gerekmekte olup, şirketinizce iştirak edilen İngiltere’nin Jersey Adaları’nda mukim bağlı ortaklıklarınızdan elde ettiğiniz iştirak kazançlarına ilişkin olarak vergi yükü şartı da dahil olmak üzere tüm şartların sağlanması halinde bu iştiraklerinizden elde ettiğiniz kazancınızın anılan bent kapsamında kurumlar vergisinden istisna tutulması mümkündür.

Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen istisna hükmünün uygulanabilmesi açısından vergi yükünün hesabında, kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dahil olmak üzere bağlı ortaklıklarınızın bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergiler dikkate alınacak olup bağlı ortaklıklarınızın Irak Cumhuriyeti’nde şubeleri vasıtasıyla yürüttükleri faaliyetlerinden doğan kazançları üzerinden Irak’ta ödedikleri gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin anılan istisna kapsamında vergi yükünün hesabında dikkate alınmayacağı tabiidir.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
05.06.2017 Tarih ve 38418978-125[5-16/34]-184511 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disi-istirak-kazanclari-kurumlar-vergisinden-istisna-edilir-mi/feed/ 0
Türkiye’den Yabancı Gerçek ve Tüzel Kişilere Verilen Hizmetlerde Vergi İndirimi Var mıdır? https://www.muhasebenews.com/turkiyeden-yabanci-gercek-tuzel-kisilere-verilen-hizmetlerde-kurumlar-vergisi-indirimi-uygulamasi/ https://www.muhasebenews.com/turkiyeden-yabanci-gercek-tuzel-kisilere-verilen-hizmetlerde-kurumlar-vergisi-indirimi-uygulamasi/#respond Fri, 22 Dec 2017 08:15:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=20017 1- KİMLER TÜRKİYE’DEN YABANCI GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLERE VERİLEN HİZMETLERDE KURUMLAR VERGİSİ İNDİRİMİNDEN FAYDALANABİLİR?
6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ğ) bendi ile 15.06.2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan aşağıdaki hizmetlere ilişkin olarak, hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebilme imkânı getirilmiştir.

2- İNDİRİM KAPSAMINA GİREN HANGİ HİZMETLER ŞİRKET ANA SÖZLEŞMESİNDE YAZILI ESAS FAALİYETLERDEN OLMALIDIR?
Aşağıda yazılı hizmetlerin, şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyetlerinden olması gerekir;
2.1- Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama ve veri analizi hizmeti,
2.2- İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmeti.

***Hizmetin yurt dışında yerleşik kişilere verilmesi, hizmetten yurt dışında yararlanılması ve faturanın da bunlar adına düzenlenmiş olması gerekir. Söz konusu indirim uygulamasından Gelir Vergisi Kanununun 89’uncu maddesinin birinci fıkrasının (13) numaralı bendi kapsamında gelir vergisi mükellefleri de yararlanabilmektedir.

3- İNDİRİMDEN FAYDALANMA ŞARTLARI NELERDİR?
Yararlanma Şartları;
3.1- İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri analizi eğitim ve sağlık hizmetleri sunulmasının olması,
3.2- Hizmetin, Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması,
3.3- Faturanın yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi,
3.4- Türkiye’den verilen, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetlerinden yurt dışında yararlanılması,
3.5- İlgili bakanlığın izin ve denetimine tabi olarak Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetlerinin yararlanıcısının yurt dışında olması,
gerekmektedir.

***İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

***İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, indirim uygulanacak kazanca ilişkin hasılat, gider ve maliyet unsurlarının ayrı olarak tespit edilmesi esastır.

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı – 6322 sayılı Kanun

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyeden-yabanci-gercek-tuzel-kisilere-verilen-hizmetlerde-kurumlar-vergisi-indirimi-uygulamasi/feed/ 0