amacıyla – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 07 Sep 2024 11:36:50 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 İhracat veya yeniden ihracat amacıyla geçici depolama yerlerine getirilen eşya buralarda ne kadar kalabilir? https://www.muhasebenews.com/ihracat-veya-yeniden-ihracat-amaciyla-gecici-depolama-yerlerine-getirilen-esya-buralarda-ne-kadar-kalabilir/ https://www.muhasebenews.com/ihracat-veya-yeniden-ihracat-amaciyla-gecici-depolama-yerlerine-getirilen-esya-buralarda-ne-kadar-kalabilir/#respond Sat, 07 Sep 2024 11:36:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=154729

İhracat

 

Soru: İhracat Rejimi nedir?

Cevap : İhracat Rejimi, serbest dolaşımda bulunan eşyanın ihraç amacıyla Türkiye Gümrük Bölgesi dışına çıkışına ilişkin hükümlerin uygulandığı rejimdir.

Soru: İhraç edilecek eşyaya ilişkin beyan nereye yapılır?

Cevap : Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilecek eşya, ihracata ilişkin gümrük beyannamesi ile yetkili gümrük idaresine beyan edilir.

Soru: İhracat beyanı için sadece ihracat beyannamesi mi kullanılır?

Cevap : İhracat beyannamesinin yanı sıra, sözlü beyan formu, özel fatura ve kumanya listesi ile ihracına izin verilen eşyanın gümrük işlemleri bu belgeler ile yürütülür.

Soru: Her türlü eşyanın ihracı serbest midir?

Cevap: Uluslararası veya ikili anlaşmalar, kanun, tüzük ve kararnamelerle konulmuş yasaklama ve kısıtlama hükümleri saklı kalmak üzere, her türlü eşyanın Türkiye’den ihracı serbesttir.

Soru: Bakanlar Kurulunca getirilen ihracat kısıtlamaları neler olabilir?

Cevap: Bakanlar Kurulu, kamu ahlakı, kamu düzeni, kamu güvenliği, insan, hayvan ve bitki sağlık ve hayatlarının korunması, sanatsal, tarihi veya arkeolojik değeri olan ulusal hazinelerin korunması, fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması gerekçeleri ile eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına yasaklama veya kısıtlamalar koyabilir.
Ayrıca, Türkiye ile ticaret, gümrük, taşımacılık anlaşması bulunmayan ve imzalanmış anlaşmaları süresinden önce tek taraflı olarak kısmen veya tamamen hükümsüz bırakan veya Türk kara, hava ve deniz taşıtlarına karşı yasaklama ve kısıtlamalar koyan veya bunlar hakkında farklı işlemler uygulayan yabancı ülkelere ait eşya ve taşıtlara, karşılık olmak üzere, yasaklama veya kısıtlamalar koymaya ve farklı işlemler veya farklı tarifeler uygulamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Soru: Fiili ihracat nedir?

Cevap: İhraç eşyası, buna ilişkin gümrük beyannamesinin tescili sırasında bulunduğu durum ve niteliğini gümrük denetiminden çıktığı sırada da aynen muhafaza etmesi ve bu haliyle Türkiye Gümrük Bölgesini terk etmesi koşuluyla fiilen ihraç edilmiş sayılır.

Soru: İhraç eşyası üzerindeki gümrük denetimi ne zaman sona erer?

Cevap: Fiili ihracatın gerçekleşmesi durumunda, ihraç eşyası üzerindeki gümrük denetimi sona erer.

Soru: İhracat veya yeniden ihracat amacıyla geçici depolama yerlerine getirilen eşya buralarda ne kadar kalabilir?

Cevap: İhracat veya yeniden ihracat amacıyla geçici depolama yerlerine getirilen eşya, buralarda bir ay kalabilir. Sözü edilen eşya ile ilgili olarak beyanname tescil edilip edilmediğine bakılmaksızın bu süre içinde ek süre talebinde bulunulması halinde, gümrük idare amiri tarafından en çok üç aya kadar ek süre verilebilir.

Soru: Geçici depolama yerlerinde bir aylık süre ve verilen ek süre içinde gümrük işlemleri bitirilerek yerinden kaldırılmayan eşya için ne tür işlemler yapılır?

Cevap: Söz konusu eşya için gümrük yükümlüsüne tebligat yapılarak, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde eşyanın geçici depolama yerinden çıkarılması; aksi takdirde, bu eşyanın gümrüğe terk edilmiş sayılacağı bildirilir. Bu süre içinde de yerinden çıkarılmaması halinde eşya gümrüğe terk edilmiş sayılır ve tasfiye hükümlerine göre işlem yapılır. Bu eşyaya ilişkin olarak tescil edilmiş beyanname varsa iptal edilir.

Soru: Kesin ihraç edildikten sonra geri gelen eşya nedir?  Geri gelen eşya muafiyetinin şartları ve süreleri nelerdir?

Cevap : Serbest dolaşımda bulunan eşya, Türkiye Gümrük Bölgesinden veya Türkiye’nin anlaşmalarla dâhil olduğu gümrük birliği gümrük bölgelerinin diğer bir noktasındankesin ihraç edildikten sonra üç yıl içinde yeniden serbest dolaşıma girmesi halinde geri gelen eşya statüsü kazanır. Belirtilen ithalat vergilerinden muafiyet, geri gelen eşyanın ihracı sırasındaki ayniyeti değişmeden yeniden ithali halinde tanınır. Geri Gelen Eşya, beyan sahibinin talebi üzerine, ithalat vergilerinden muaf tutulur. Üç yıllık süre, beklenmeyen haller veya mücbir sebeplerle uzatılabilir.

Kesin ihraç edilen eşyanın; gönderildiği ülkede yürürlükte olan mevzuat nedeniyle serbest dolaşıma girememesi veya kullanıma arz edilmemesi, kusurlu olması veya sözleşme hükümlerine uygun olmaması nedenleriyle alıcısı tarafından kabul edilmemesi, ihracatçının elinde olmayan sebeplerle amaçlanan kullanıma girememesinedenleriyle geri gelmesi halinde, durumun Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki alıcıdan veya Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki yetkili kurumlardan alınacak belgelerle gümrük idaresine ispatı gerekir.

Soru: Beyan edilen eşyanın tamamen ihraç edilmemesi durumunda ne tür işlemler yapılır?

Cevap: Beyan edilen eşyanın tamamının ihraç edilememesi durumunda görevli memurlar tarafından fiilen ihraç edilen miktar beyannameye kaydedilir ve bu konuda Gümrük Yönetmeliği’nin 192’nci maddesi uyarınca işlem yapılır. İhraç edilmeyen beyanname kapsamı eşya için yeniden bir beyanname verilmesi gerekir.
Kaçakçılık fiilleri hariç olmak üzere, ihracata konu eşyanın %10’u aşan cins, tür, miktar veya kıymet farklılıkları için Gümrük Kanunu’nun 241 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının (j) bendi hükmü uygulanır.

Soru: İhracatına ilişkin özel düzenlemeler bulunan eşyanın işlemleri nasıl gerçekleştirilir?

Cevap: İhracı ön izne veya zorunlu standart ve ticari kalite kontrollerinetabi olan eşya ile özel kanunlar veya diğer düzenlemeler gereğince ihracatında özel belgeler aranılan eşyanın gümrük işlemleri yapılırken ilgili mevzuat ile belirlenmiş olan usul ve esaslar çerçevesinde işlem yapılır.

Soru: İhraç eşyasının Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkışı nasıl gerçekleştirilir?

Cevap: Türkiye Gümrük Bölgesi dışına çıkan eşya, yürürlükteki hükümlere göre gümrük idareleri tarafından yapılan denetimlere tabi olup, bunlar önceden belirlenen yollardan ve gümrüğün gözetimi altında yurt dışı edilir.

Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkan eşyaya ilişkin olarak taşıyıcı veya temsilcileri tarafından gümrük idaresine özet beyan verilir.Ayrıca; taşıt çıkış işlemlerinde; gümrük beyannamesi, beyanname yerine geçen belge veya özet beyanın tespiti için gerekli bilgiler ile taşımaya ilişkin bilgiler yer aldığı çıkış bildirimi kullanılabilir. Türkiye Gümrük Bölgesini terk ederken kullanılan taşıtın işleticisi veya temsilcisi, çıkış gümrük idaresine Türkiye Gümrük Bölgesini terk ettiği ana kadar taşıtın çıkışını bildirir. Çıkış bildirimi, taşıtta taşınan tüm eşyayı kapsayacak şekilde veri işleme tekniği yoluyla verilebilir.

Soru: Uluslararası sefer yapan deniz ve hava taşıtlarına yağ, yakıt, kumanya, işletme ve donatım eşyası teslimine ilişkin prosedürler nedir?

Cevap: Serbest dolaşımda bulunan yakıt, yağ,kumanya, işletme ve donatım eşyasının dış sefere çıkacak gemi, bot ve diğer deniz taşıtları ile hava gemilerine verilmesi ihracat hükmünde olup, gümrük beyanı için verilecek listenin beyanname olarak kabul edilerek, eşyanın gümrük işlemlerinin bu belgeler ile yürütülmesi mümkün bulunmaktadır.

Soru: Bedelsiz ihracat nedir?

Cevap: Karşılığında yurt dışından bir ödeme yapılmaksızın yurt dışına mal çıkarılmasıdır.
Bedelsiz ihracata ilişkin uygulama usul ve esasları 12/07/2008 tarih ve 26934 sayılı RG’de yayımlanan İhracat: 2008/12 sayılı Bedelsiz İhracat Tebliği ile belirlenmiştir.

Soru: İhracat işlemleri ile ilgili olarak ne tür gümrük cezaları vardır?

Cevap: Birinci olarak, Gümrük Kanunu’nun 241 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, Gümrük Kanunu’na ve bu Kanunla tanınan yetkilere dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemelerle getirilen hükümlere aykırı hareket edenlere, 523 (Beş yüz yirmi üç)  TL (Bu miktar her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılır.)usulsüzlük cezası uygulanır.

İkinci olarak, yine aynı Kanunun 241 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının (j) bendi uyarınca Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ihraç eşyasının yapılan beyan ve eki belgelere göre miktar veya cinsinde %10’dan fazla farklılık çıkması halinde, usulsüzlük cezası Kanunun 241 inci maddesinin 1 inci fıkrasındaki para tutarının iki katı olarak uygulanır.

Üçüncü olarak;   İhracat rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya kontrol sonucunda;
– Eşyanın genel düzenleyici idari işlemlerle ihracının yasaklanmış olduğunun tespiti halinde, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir.
– Eşyanın ihracı, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrüklenmiş değeri kadar idari para cezası verilir.

Dördüncü olarak, aynı Kanunun,  239 .maddesi uyarınca;ihracat vergilerinden muaf eşyayı belirlenen gümrük kapıları dışında başka yerlerden izinsiz olarak ihraç veya bunlara teşebbüs edenlerle, bu tür eşyayı gümrük işlemlerini yaptırmaksızın yurttan çıkaranlar ile buna teşebbüs edenlerden, söz konusu eşyanın ihracata konu olması halinde  FOB değerinin onda biri oranında para cezası alınır.Gümrük vergileri ödenmek suretiyle ihraç edilebilen eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın veya gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkaranlara eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra bu vergilerin iki katı idari para cezası verilir.

Soru: Doğrudan ihracatla ilgili olarak ne tür kaçakçılık fiilleri vardır?

Cevap: 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre bu kapsamdaki kaçakçılık fiilleri şöyle sıralanabilir:
a) İhracı kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeden çıkarmak
b) İhracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstererek ilgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlamak.

Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihracat-veya-yeniden-ihracat-amaciyla-gecici-depolama-yerlerine-getirilen-esya-buralarda-ne-kadar-kalabilir/feed/ 0
Halka arz amacıyla yapılan sermaye artışının SPK tarafından uygun görülmemesi sebebiyle geri alınarak sermaye azaltımı yapılmasında vergilendirme https://www.muhasebenews.com/halka-arz-amaciyla-yapilan-sermaye-artisinin-spk-tarafindan-uygun-gorulmemesi-sebebiyle-geri-alinarak-sermaye-azaltimi-yapilmasinda-vergilendirme/ https://www.muhasebenews.com/halka-arz-amaciyla-yapilan-sermaye-artisinin-spk-tarafindan-uygun-gorulmemesi-sebebiyle-geri-alinarak-sermaye-azaltimi-yapilmasinda-vergilendirme/#respond Wed, 17 Jul 2024 12:15:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152697

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

07.06.2024

Konu

:

Halka arz amacıyla yapılan sermaye artışının SPK tarafından uygun görülmemesi sebebiyle geri alınarak sermaye azaltımı yapılmasında vergilendirme

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

– 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi kapsamında oluşturulan maddi duran varlıkların yeniden değerlemesinden kaynaklı yeniden değerleme fonunun sermayeye ilave edilerek sermaye artırımında bulunduğunuz,

– Sermaye artırımını müteakip Şirketiniz paylarının halka arz edilmesi maksadıyla Sermaye Piyasası Kurumuna (SPK) başvuruda bulunulduğu,

– Payların 6362 sayılı Kanun çerçevesinde ihracına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Pay Tebliğinin 5 inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca SPK tarafından söz konusu sermaye artışının uygun görülmediği ve bu nedenle sermayeye ilave edilen yeniden değerleme fonlarının sermayeden çekilerek “522 Maddi Duran Varlık Yeniden Değerleme Artışları” hesabına aktarılmak suretiyle sermaye azaltımı yapıldığı

belirtilerek, Şirketinizin halka arz başvurusu yapabilmesi amacıyla mevzuata uygun hale getirilmesi için gerçekleştirilen sermaye azaltımının Kurumlar Vergisi Kanununun 32/B maddesi uyarınca vergiye tabi olup olmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Sermaye azaltımında vergileme” başlıklı 32/B maddesinde, (1) Kurumlar tarafından sermayeye eklenen öz sermaye kalemlerinin, sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda, nakdî veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit olunur. Söz konusu oranın tespitinde;

a) Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,

b) Sadece kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemlerinin,

c) Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdî sermayenin

toplam sermaye içindeki payları dikkate alınır.

(2) Kurumların öz sermaye kalemlerini sermayeye ekledikleri tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapmaları durumunda, azaltımın sırasıyla birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sermaye unsurlarından yapıldığı kabul edilir.

(3) Sermaye azaltımında, öncelikli olarak sermayeye ilave edilen öz sermaye kalemlerinden, sermayeye eklenme tarihi beş tam yıllık süreyi geçmemiş olanların işletmeden çekildiği kabul edilir.

(4) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında sermaye azaltımı suretiyle tespit olunan sermaye unsurlarından; birinci fıkranın (a) bendi kapsamında olanlar kurumlar vergisine ve vergi kesintisine, (b) bendi kapsamında olanlar sadece vergi kesintisine tabi tutulur. Kurumlar vergisine ve vergi kesintisine tabi sermaye unsurlarında, kesinti matrahı hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan tutar olup, bu tutar üzerinden Kanunun 15 inci ve 30 uncu maddeleri ile 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi hükmü kapsamında kesinti yapılır.

…” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükme göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 32/B maddesi kapsamında azaltıma konu edilebilecek sermaye unsurları esas itibarıyla;

I. Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kar dağıtımına/ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemleri,

II. Sadece kar dağıtımına/ana merkeze aktarılan tutara bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak öz sermaye kalemleri,

III. Başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermaye

şeklinde üç sınıfta gruplandırılabilecektir.

Anılan madde uyarınca, öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıllık süre tamamlanmadan sermaye azaltımı yapılması durumunda, azaltımın yukarıdaki gruplandırmada (I), (II) ve (III) numaralı sınıflarda yer alan sermaye unsurlarından sırasıyla yapıldığı kabul edilecektir. Diğer taraftan, bu unsurların sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra herhangi bir şekilde sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda ise söz konusu sınıflandırmalarda yer alan sermaye unsurlarının toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltıma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit olunacaktır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin Ç fıkrasında, “Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri (kollektif, adî komandit ve adî şirketler dâhil, (A) fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamında söz konusu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç), (A) fıkrasında yer alan enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dâhil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilenler hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları aşağıda belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleyebilirler. 

 

4. Yeniden değerleme neticesinde iktisadi kıymetlerin değerinde meydana gelen değer artışı, yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışı ayrıntılı olarak görünecek şekilde, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilir. Değer artışı, iktisadi kıymetlerin yeniden değerleme sonrası ve yeniden değerleme öncesi net bilanço aktif değerleri arasındaki farktır. Net bilanço aktif değeri, iktisadi kıymetlerin bilançonun aktifinde yazılı değerlerinden, pasifte yazılı amortismanların tenzili suretiyle bulunan değeri ifade eder. İktisadi kıymetler için amortismanın herhangi bir yılda yapılmamış olması durumunda söz konusu değer, bu amortismanlar tam olarak ayrılmış varsayılarak belirlenir. 

 6. Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulur. Sermayeye eklenen değer artışları, ortaklar tarafından işletmeye ilave edilmiş kıymetler olarak kabul edilir. Bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz. 

…” hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, halka arz işleminin yapılabilmesi için sermayeye ilave edilen yeniden değerleme artış fonunun Sermaye Piyasası mevzuatı gereği sermayeden çıkarılmasının zorunlu olması, bu fon hesabının zorunluluk gereği “522” numaralı hesaba aktarılarak bu hesapta izlenmeye devam edilmesi, Sermaye Piyasası mevzuatının izin verdiği özsermaye kalemlerinin sermaye azaltımıyla eş zamanlı olarak sermayeye eklenmesi ve sermayeye ilave edilen bu kalemlerin sermaye alt hesaplarında görülmesi koşuluyla birlikte, söz konusu işlemin Türk Ticaret Kanunu mevzuatına da uygun olması kaydıyla, bu aşamada 5520 sayılı Kanunun 32/B maddesi kapsamında vergilendirme yapılmaması mümkündür.

Diğer taraftan, yukarıda belirtilen şartların sağlanamaması ve/veya sermaye azaltımı işlemine eş zamanlı olarak sermaye artırımı yapılmaması durumunda ise söz konusu sermaye azaltımı işleminin 5520 sayılı Kanunun 32/B maddesi kapsamında vergilemeye tabi tutulması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB ÖZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/halka-arz-amaciyla-yapilan-sermaye-artisinin-spk-tarafindan-uygun-gorulmemesi-sebebiyle-geri-alinarak-sermaye-azaltimi-yapilmasinda-vergilendirme/feed/ 0
Ödüllendirmek ve özendirmek amacıyla personele yaptırılan tatil masrafları gider olarak yazılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/odullendirmek-ve-ozendirmek-amaciyla-personele-yaptirilan-tatil-masraflari-gider-olarak-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/odullendirmek-ve-ozendirmek-amaciyla-personele-yaptirilan-tatil-masraflari-gider-olarak-yazilabilir-mi/#respond Mon, 08 Jul 2024 10:48:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152515

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

62030549-120[40-2013/477]-1649

04/10/2013

Konu

:

Performans artışı amacıyla personele yaptırılan tatil masraflarının gider olarak indirim konusu yapılıp yapılmayacağı.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ile   ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz belirtilerek, personelinizin iş gücünü geliştirmek, çalışanlarınızın performansını artırmak amacıyla, bütün giderleri tarafınıza ait olmak üzere otelde tatil yapmaları halinde, otel ücretlerinin gider olarak indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”,

“Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır….”,

hükümleri yer almaktadır.

Aynı Kanunun 68 inci maddesinde serbest meslek kazancının tespitinde hangi giderlerin hasılattan indirilebileceği sayılmış olup, (1) numaralı bendinde, mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin, (3) numaralı bendinde ise, mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderleri (seyahat maksadının gerektirdiği süre ile sınırlı olmak şartıyla) serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak hasılattan indirilebileceği belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, büronuzda çalışan personelin iş gücünü geliştirmek, performansını artırmak amacıyla  konaklamaları için  ödeyeceğiniz otel masraflarının mesleki faaliyetle ilgili bir gider olmaması nedeniyle serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, bu masrafların personelin ücretine yansıtılması ve ücrete ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi koşuluyla serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkündür.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/odullendirmek-ve-ozendirmek-amaciyla-personele-yaptirilan-tatil-masraflari-gider-olarak-yazilabilir-mi/feed/ 0
Kiraya vermek amacıyla alınan binek otonun KDV’si indirim konusu yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/kiraya-vermek-amaciyla-alinan-binek-otonun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kiraya-vermek-amaciyla-alinan-binek-otonun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/#respond Wed, 06 Mar 2024 12:03:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149644 Şirket yeni alacağı aracını kiraya vermek istemektedir. Bu araç 254 taşıtlar hesabında mı yoksa 153 ticari mallar hesabında mı takip edilmelidir? KDV’sini indirebilir miyiz?

254 hesaba yazılır. Bu araç işte kullanılmayacak ise ve şirket sözleşmesinde taşıt kiralama işi var ise KDV indirilir. Aksi durumda indirilmez.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kiraya-vermek-amaciyla-alinan-binek-otonun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/feed/ 0
Motosikletin KDV’si indirim konusu yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/motosikletin-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi-2/ https://www.muhasebenews.com/motosikletin-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi-2/#respond Thu, 23 Nov 2023 06:49:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147615 Serbest Meslek erbabı Doktor acil durumlarda kullanılması amacıyla yanında çalıştırdığı asistanının ve kendisinin kullanımına motosiklet alımı yapmıştır. Bu durumda KDV % 20 indirebilir miyim? Taşıt kayıtlarına alıp Amortisman ayırımına engel teşkil edecek bi durum var mıdır?

Motosiklet işte kullanılmak üzere kayıtlara alınacak, Amortisman itfası yapılacak. Ödenen KDV indirilir.


Motosiklet alımında ödenen KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KONYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMLETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

Sayı : 37009108-130[30Md.-2012-2460]-26 20/03/2013
Konu : Motosiklet alımında ödenen KDV nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, pazarlama faaliyetinde kullanmak üzere satın alacağınız motosikletin alımı sırasında ödeyeceğiniz KDV nin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KDV Kanununun 29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 30/b maddesinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bir aracın binek otomobili olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.03 numaralı istatistik pozisyonunda yer alıp almadığına bakılarak belirlenmektedir. 87.03 tarife pozisyonunda yer alan eşyaların belirlenmesine ilişkin olarak, 27/7/2005 tarih ve 25888 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 8 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği (Tarife-Sınıflandırma Kararları) ile 6/2/2010 tarih ve 27485 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliğinde (Gümrük Tarife Cetveli Açıklama Notları) açıklamalar yapılmıştır.

Öte yandan; 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun “tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde; yapısı itibariyle, sürücü dahil en çok sekiz oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş bulunun motorlu araca otomobil, iki veya üç tekerlekli sepetli veya sepetsiz motorlu araca motosiklet, bunlardan karoserisi yük taşıyabilecek şekilde sandıklı veya özel biçimde yapılmış olan ve yolcu taşımalarında kullanılmayan üç tekerlekli motosikletlere yük motosikleti (triportör) denileceği hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre; kanunda motosiklet ve otomobilin ayrı ayrı tanımı yapılmış olup, pazarlama faaliyetinde kullanacağınız motosiklet yukarıda belirtilen tarife-sınıflandırma kararları uyarınca 87.03 tarife pozisyonu kapsamında yer almadığından otomobil olarak değerlendirilmemektedir.

Bu çerçevede, pazarlama faaliyetinde kullanacağınız motosikletin alımı sırasında yüklendiğiniz KDV nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/motosikletin-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi-2/feed/ 0
Sahte Belge Düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirenler Hangi Durumda Özel Esaslar Kapsamına Alınır? https://www.muhasebenews.com/sahte-belge-duzenlemek-amaciyla-mukellefiyet-tesis-ettirenler-hangi-durumda-ozel-esaslar-kapsamina-alinir/ https://www.muhasebenews.com/sahte-belge-duzenlemek-amaciyla-mukellefiyet-tesis-ettirenler-hangi-durumda-ozel-esaslar-kapsamina-alinir/#respond Wed, 11 Oct 2023 07:32:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147028

Sahte Belge Düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirilmesi

Sahte Belge Düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirenler

213 sayılı Kanunun (153/A) maddesi kapsamına giren;

-Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenler,

-Bu kapsamda yer alan serbest meslek erbabı, şahıs işletmelerinde işletme sahibi, adi ortaklıklarda ortaklardan her biri,

– Bu kapsamda yer alan ticaret şirketlerinde şirketin yanı sıra, kanuni temsilcileri, yönetim kurulu üyeleri, şirket sermayesinin asgari (% 10)’una sahip olan gerçek veya tüzel kişiler ya da bunların asgari (% 10) ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüsler,

-Bu kapsamda yer alan tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenler veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenler,

-Yukarıda yer alanların ortağı oldukları adi ortaklıklar, kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, şirket sermayesinin asgari (% 10)’una sahip oldukları ticaret şirketleri veya idare ettikleri tüzel kişiliği olmayan teşekküller,

mükellefiyetin terkin edildiği tarih itibarıyla özel esaslar kapsamına alınırlar.

Bu kapsamda bir mükellefin özel esaslara alınabilmesi için münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesisinin tespitinde, temin edilebilmesi halinde mükellefin düzenlemiş olduğu belgelerin (belirli bir dönem, yıl veya daha uzun zaman dilimi esas alınarak) tutar olarak asgari yarısından fazlasının sahte olduğunun, yani herhangi bir mal veya hizmet hareketine ilişkin olmadığının tespiti gerekir. Bu tespitin mükellefin herhangi bir ticari işinin olup olmadığı, faturaların düzenlendiği dönemdeki iş durumu, çevresindeki ticari itibarı gibi hususlarla da desteklenmesi gerekir.

Mükellefin düzenlemiş olduğu belgelerin temin edilememiş olması halinde, fatura dönemleri itibarıyla ticari bir işinin olup olmadığı, mükellefiyetle ilgili ödevlerini yerine getirip getirmediği, herhangi bir vergi ödeyip ödemediği gibi hususlar dikkate alınarak münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin tespit edilmesi halinde, bu bölüme göre özel esaslar kapsamında işlem yapılması gerekmektedir.

Bu şekilde özel esaslar kapsamına alınan mükelleflerin iade talepleri münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

Bu mükellefler;

– Haklarında düzenlenen raporlara dayanılarak tesis edilen işlemlerin yargı kararı ile iptali veya

– 213 sayılı Kanunun(153/A) maddesinde belirtilen durumları vergi inceleme raporuna bağlanarak özel esaslar kapsamına alındıkları dönemi takip eden takvim yılı başından itibaren bu süre içerisinde haklarında başkaca bir olumsuz rapor düzenlenmemiş veya olumsuz tespit yapılmamış olmak kaydıyla (süre dolmadan önce yapılan tespitlerde en son tespit tarihinden itibaren), yedi yıl geçtikten sonra müracaatlarına gerek kalmaksızın genel esaslara dönerler.

213 sayılı Kanunun(153/A) maddesinin birinci fıkrasında sayılan haller dolayısıyla mükellefiyeti terkin edilenlerin bu fiillerine iştirak ettiği vergi inceleme raporuyla tespit edilen 3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan meslek mensupları özel esaslar kapsamına alınırlar ve bu durum meslek mensubunun bağlı bulunduğu vergi dairesince temsil ettikleri tüm mükelleflere bildirilir.

Sahte belge düzenlemenin yanı sıra gerçek mal ve hizmet satışı bulunan mükellefler, bu bölüm kapsamında değerlendirilmez. Bu mükellefler tespit edilen düzenledikleri sahte faturalardan hareketle sahte belge düzenleme fiili nedeniyle özel esaslara alınırlar.

Sahte Belge Düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirenlere Mal Teslimi ve Hizmet İfasında Bulunanlar

Sahte belge ticareti amacıyla mükellefiyet tesis ettirilmiş olsa dahi bu mükelleflerin demirbaş alımları (büro mobilyası, bilgisayar, telefon cihazı vb.), genel yönetim giderleri (işyeri kirası, işyerinin tadili, boyanması, kırtasiye ve temizlik malzemeleri, elektrik, doğalgaz, haberleşme vb.) olabileceği gibi asıl faaliyetini gizlemek amacıyla gerçekte bir kısım mal veya hizmet almış olmaları da mümkündür.

Bu nedenle, sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlere mal tesliminde veya hizmet ifasında bulunan mükelleflerin sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyicisi olarak özel esaslara alınabilmesi için haklarında KDV Genel Uygulama Tebliğinin (IV/E/3.2), (IV/E/3.3),4 (IV/E/4.2) ve (IV/E/4.3), bölümlerinde belirtildiği şekilde bir rapor veya tespit bulunması gerekir. Bu durumda bulunan mükellefler hakkında ise ilgili bölüme göre işlem yapılır.

 


Kaynak: KDV GUT
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sahte-belge-duzenlemek-amaciyla-mukellefiyet-tesis-ettirenler-hangi-durumda-ozel-esaslar-kapsamina-alinir/feed/ 0
Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara yapılan gıda maddelerinin maliyet bedeli gider yazılabilir https://www.muhasebenews.com/fakirlere-yardim-amaciyla-gida-bankaciligi-faaliyetinde-bulunan-dernek-ve-vakiflara-yapilan-gida-maddelerinin-maliyet-bedeli-gider-yazilabilir/ https://www.muhasebenews.com/fakirlere-yardim-amaciyla-gida-bankaciligi-faaliyetinde-bulunan-dernek-ve-vakiflara-yapilan-gida-maddelerinin-maliyet-bedeli-gider-yazilabilir/#respond Thu, 21 Sep 2023 23:00:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146472

Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli,

 


Kaynak: GİB Rehber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/fakirlere-yardim-amaciyla-gida-bankaciligi-faaliyetinde-bulunan-dernek-ve-vakiflara-yapilan-gida-maddelerinin-maliyet-bedeli-gider-yazilabilir/feed/ 0
Kira Sertifikası İhracı Amacıyla Her Türlü Varlık ve Hakların Satışından Doğan Kazançlarda Kurumlar Vergisi İstisna https://www.muhasebenews.com/kira-sertifikasi-ihraci-amaciyla-her-turlu-varlik-ve-haklarin-satisindan-dogan-kazanclarda-kurumlar-vergisi-istisna/ https://www.muhasebenews.com/kira-sertifikasi-ihraci-amaciyla-her-turlu-varlik-ve-haklarin-satisindan-dogan-kazanclarda-kurumlar-vergisi-istisna/#respond Mon, 10 Apr 2023 08:08:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141483 Her türlü varlık ve hakların, kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla
ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile
varlık kiralama şirketlerince bu varlıkların devralındığı kuruma satışından doğan
kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

 


Kaynak: GİB REHBER
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kira-sertifikasi-ihraci-amaciyla-her-turlu-varlik-ve-haklarin-satisindan-dogan-kazanclarda-kurumlar-vergisi-istisna/feed/ 0
1 Günlüğüne birini işe alıp çıkarabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/1-gunlugune-birini-ise-alip-cikarabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/1-gunlugune-birini-ise-alip-cikarabilir-miyiz/#respond Fri, 27 Jan 2023 10:21:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137680 1 Günlüğüne 1 kişiyi işe almak istiyoruz. Teknik servis amacıyla farklı bir firmanın üretimini ziyaret edecekler. İşe Giriş ve çıkışında nelere dikkat etmemiz gerekir? Süreli olarak sözleşme yapmalı mıyız? Daha sonra farklı bir zamanda tekrardan işe girişini yapmamız gerekebilir.

Çağrı üzerine çalışma sözleşmesi bu iş için daha uygun olacaktır.
İSMMMO özlük dosyasından temin edebilrsiniz.


BENZER İÇERİKLER

Çağrı Üzerine Çalışma

4857 Sayılı İş Kanunu’nda Çağrı üzerine çalışma ve uzaktan çalışma ile ile ilgili 14’üncü madde;

Çağrı üzerine çalışma ve uzaktan çalışm5

Madde 14 – Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir.

Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.

İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Dördüncü fıkraya göre yapılacak iş sözleşmesinde; işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer alır.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz. İşveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışmanın usul ve esasları, işin niteliği dikkate alınarak hangi işlerde uzaktan çalışmanın yapılamayacağı, verilerin korunması ve paylaşılmasına ilişkin işletme kurallarının uygulanması ile diğer hususlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.


Uzaktan çalışmanın usul ve esaslarını belirleyen uzaktan çalışma yönetmeliği yürürlüğe girdi

Uzaktan çalışma, sözleşme serbestîsi ilkesi çerçevesinde uygulanabilir olsa da, ilk kez 2016 yılında İş Kanunu’nda düzenlendi. İş Kanunu’na tabi işçi çalıştıran kamu ve özel işyerlerinde uygulanacak olan uygulama detaylarının belirlendiği Uzaktan Çalışma Yönetmeliği, 10/3/2021 tarihli ve 31419 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Uzaktan çalışma, işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında çalışmasıdır. 

Covid-19 salgını döneminde önemi belirtilen “sosyal izolasyon kuralı” ile uyumlu olan uzaktan çalışma düzenlemesine göre:

  •  Uzaktan çalışma için yazılı iş sözleşmesi yapılacak. İş ilişkisi, en baştan itibaren uzaktan çalışma sözleşmesi ile kurulabileceği gibi hâlihazırda işyerinde çalışan işçinin iş sözleşmesi karşılıklı anlaşılarak uzaktan çalışma sözleşmesine de dönüştürülebilecek.

  • İş sözleşmesinde uzaktan çalışmanın yapılacağı zaman aralığı ve süresi de yer alacak. Fazla çalışma işverenin yazılı talep etmesi ve işçinin kabul etmesiyle yapılabilecek.

  • İş Kanunu kapsamında çalışan tüm işçiler uzaktan çalışmayı talep edebilecek. Talebini bildiren işçiye, işveren 30 gün içinde cevap verecek.

  • Uzaktan çalışmaya geçen işçi, normal çalışma talebinde de bulunabilecek. Uzaktan çalışmanın, zorlayıcı nedenlerle işyerinin tamamında veya bir bölümünde uygulanmasına işveren karar verecek.

  • İşveren, uzaktan çalışma sürecinde iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanını bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlü olacak.

  • Tehlikeli kimyasal madde ve radyoaktif maddelerle çalışma, bu maddelerin işlenmesi veya söz konusu maddelerin atıkları ile çalışma, biyolojik etkenlere maruz kalma riski bulunan çalışma işlemlerini içeren işlerde uzaktan çalışma yapılamayacak.

  • Ayrıca, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz işlerde, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca uzaktan çalışma yapılıp yapılmayacağına karar verilecek.


10 Mart 2021 ÇARŞAMBA

Resmî Gazete Sayı : 31419

YÖNETMELİK

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından:

UZAKTAN ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, uzaktan çalışmanın yapılamayacağı işleri, verilerin korunması ve paylaşılmasına ilişkin işletme kurallarının uygulanmasını ve uzaktan çalışmanın usul ve esaslarını belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca uzaktan çalışanları ve bunların işverenlerini kapsar. 

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 4857 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bakanlık: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını,

b) Uzaktan çalışan: İş görme ediminin tamamını veya bir kısmını uzaktan çalışarak yerine getiren işçiyi,

c) Uzaktan çalışma: İşçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisini,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Uzaktan Çalışma Usul ve Esasları

Sözleşmenin şekil ve içeriği

MADDE 5 – (1) Uzaktan çalışmaya ilişkin iş sözleşmeleri yazılı şekilde yapılır.  

(2) Sözleşmede; işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan iş araçları, ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer alır.

Çalışma mekânının düzenlenmesi

MADDE 6 – (1) Gerekli olması halinde, uzaktan çalışmanın yapılacağı mekân ile ilgili düzenlemeler iş yapılmaya başlamadan önce tamamlanır. Bu düzenlemelerden kaynaklanan maliyetlerin karşılanma usulü, uzaktan çalışan ile işveren tarafından birlikte belirlenir. 

Malzeme ve iş araçlarının temini ve kullanımı

MADDE 7 – (1) Uzaktan çalışanın mal ve hizmet üretimi için gerekli malzeme ve iş araçlarının iş sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa işveren tarafından sağlanması esastır. Bu malzeme ve iş araçlarının kullanım esasları ile bakım ve onarım koşulları açık ve anlaşılır bir şekilde uzaktan çalışana bildirilir.

(2) İş araçlarının işveren tarafından sağlanması halinde, bunların işçiye teslim edildiği tarihteki bedellerini belirten iş araçları listesi, işveren tarafından yazılı olarak işçiye teslim edilir. İşçiye teslim edilen belgenin işçi tarafından imzalı bir nüshası ise işveren tarafından işçi özlük dosyasında saklanır. İş araçlarının listesi, iş sözleşmesi içerisinde veya sözleşme tarihinde iş sözleşmesine ek olarak düzenlenirse ayrıca yazılı belge düzenlenmesi şartı aranmaz. 

Üretim maliyetlerinin karşılanması

MADDE 8 – (1) İşin yerine getirilmesinden kaynaklanan mal veya hizmet üretimiyle doğrudan ilgili zorunlu giderlerin tespit edilmesine ve karşılanmasına ilişkin hususlar iş sözleşmesinde belirtilir.

Çalışma süresinin belirlenmesi

MADDE 9 – (1) Uzaktan çalışmanın yapılacağı zaman aralığı ve süresi iş sözleşmesinde belirtilir. Mevzuatta öngörülen sınırlamalara bağlı kalmak koşuluyla taraflarca çalışma saatlerinde değişiklik yapılabilir. Fazla çalışma işverenin yazılı talebi üzerine, işçinin kabulü ile mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılır. 

İletişim 

MADDE 10 – (1) Uzaktan çalışmada iletişimin yöntemi ve zaman aralığı uzaktan çalışan ile işveren tarafından belirlenir. 

Verilerin korunması

MADDE 11 – (1) İşveren; uzaktan çalışanı, işyerine ve yaptığı işe dair verilerin korunması ve paylaşımına ilişkin işletme kuralları ve ilgili mevzuat hakkında bilgilendirir ve bu verilerin korunmasına yönelik gerekli tedbirleri alır.

(2) İşveren, korunması gereken verinin tanım ve kapsamını sözleşmede belirler.

(3) Verilerin korunması amacıyla işveren tarafından belirlenen işletme kurallarına uzaktan çalışanın uyması zorunludur. 

İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirlerin alınması

MADDE 12 – (1) İşveren, uzaktan çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmekle, gerekli eğitimi vermekle, sağlık gözetimini sağlamakla ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür.

Uzaktan çalışmanın yapılamayacağı işler

MADDE 13 – (1) Tehlikeli kimyasal madde ve radyoaktif maddelerle çalışma, bu maddelerin işlenmesi veya söz konusu maddelerin atıkları ile çalışma, biyolojik etkenlere maruz kalma riski bulunan çalışma işlemlerini içeren işlerde uzaktan çalışma yapılamaz.

(2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca ilgili mevzuatına göre hizmet alımı suretiyle gördürülen işler ile millî güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis veya hizmetlerden hangilerinde uzaktan çalışma yapılamayacağı birim, proje, tesis veya hizmetten sorumlu olan veya hizmeti alan kamu kurum ve kuruluşunca belirlenir. 

Uzaktan çalışmaya geçiş

MADDE 14 – (1) İş ilişkisi doğrudan uzaktan çalışma sözleşmesi ile kurulabilir veya hâlihazırda işyerinde çalışan işçinin iş sözleşmesi, işçinin ve işverenin anlaşması halinde, uzaktan çalışma sözleşmesine dönüştürülebilir.

(2) İşçinin, uzaktan çalışma yapma talebi ile ilgili hususlar aşağıdadır:

a) Talep yazılı olarak yapılır.

b) Talep işyerinde belirlenen usul doğrultusunda işverence değerlendirilir.

c) Talep değerlendirilirken, işin ve işçinin niteliği gereği uzaktan çalışmaya uygunluğu ile işverence belirlenecek diğer kıstaslar kullanılır. 

(3) Talebe ilişkin değerlendirme sonucunun otuz gün içinde işçiye talebin yapıldığı usulle bildirilmesi esastır. 

(4) Talebin kabul edilmesi halinde 5 inci maddede belirtilen hususlara uygun şekilde sözleşme yapılır. 

(5) Uzaktan çalışmaya geçen işçi, ikinci fıkrada belirtilen usulle tekrar işyerinde çalışma talebinde bulunabilir. İşveren, söz konusu talebi öncelikli olarak değerlendirir.

(6) Uzaktan çalışmanın mevzuatta belirtilen zorlayıcı nedenlerle işyerinin tamamında veya bir bölümünde uygulanacak olması halinde uzaktan çalışmaya geçiş için işçinin talebi veya onayı aranmaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Son Hükümler

Yürürlük

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. 

Yürütme

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı yürütür.



Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/1-gunlugune-birini-ise-alip-cikarabilir-miyiz/feed/ 0
Limited Şirketin yatırım amacıyla aldığı konut için ödediği %18 oranındaki KDV indirim konusu yapılabilir https://www.muhasebenews.com/limited-sirketin-yatirim-amaciyla-aldigi-konut-icin-odedigi-%18-oranindaki-kdv-indirim-konusu-yapilabilir/ https://www.muhasebenews.com/limited-sirketin-yatirim-amaciyla-aldigi-konut-icin-odedigi-%18-oranindaki-kdv-indirim-konusu-yapilabilir/#respond Sat, 15 Oct 2022 09:34:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=133025 Limited Şirket yatırım amacıyla konut alımı yapmıştır. Konut faturalı alınmış olup %18 KDV uygulanarak faturası şirket adına düzenlenmiştir. Limited Şirket yatırım amacıyla almış olduğu konutun %18 KDV tutarını indirim konusu yapabilir mi?

Ödenen KDV elbette indirilir.


Kurum Aktifinde Kayıtlı Bulunan Gayrimenkulün Satışında KVK ve KDV İstisnası ile Yenileme Fonu Uygulaması


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Trabzon Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

26468226-010.09[ÖZG-4-2019]-39224

04.08.2021

Konu

:

Kurum Aktifinde Kayıtlı Bulunan Gayrimenkulün Satışında KVK ve KDV İstisnası ileYenileme Fonu

İlgi

:

a)

… tarih ve … kayıt sayılı özelge talep formunuz.

b)

… tarih ve … kayıt sayılı dilekçeniz.

c)

… tarih ve … kayıt sayılı dilekçeniz.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçelerinizde, Şirketinizin özel sağlık kurumları tarafından verilen insan sağlığına yönelik yataklı hastane hizmetleri işi ile iştigal ettiği, ayrıca şirket ana sözleşmesinde faaliyet konuları arasında hastaneler, sağlık merkezleri poliklinik ve benzer sağlık amaçlı tesisler kurmak, işletmek, kiraya vermek ve gayrimenkul ticareti ile inşaat taahhüt işi gibi faaliyetlerin bulunduğu, 2009 yılından itibaren şirket aktifinde kayıtlı bulunan hastane binanızı 24/11/2010-4/9/2014 tarihleri arasında fiilen işlettiğiniz, daha sonrasında ekonomik nedenlerle tüm müştemilatı ile birlikte başka bir sağlık grubuna kiraya verdiğiniz ve 2019 Mayıs ayı itibariyle de sattığınızı belirterek, söz konusu satış işleminin Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesi ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 17/4-r maddesinde düzenlenen istisnaların kapsamında olup olmadığı ile satış nedeniyle oluşan karın 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesi kapsamında yenileme fonunda alınıp alınamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinde;

“(1) Aşağıda belirtilen kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır:

(e) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmı.

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.”

hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı bölümünde;

“Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

İstisna uygulaması esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.

Satışa konu edilen kıymetlerin iki tam yıl kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmeyecektir. Aynı durum, satmak üzere taşınmaz inşaatı ile uğraşan mükellefler açısından da geçerlidir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.

Örnek 1: Bir inşaat şirketinin şirket merkezi olarak kullanılmak üzere inşa etmiş olduğu bir binayı, en az iki tam yıl süre ile kullandıktan sonra satması halinde, bu satıştan doğan kazanç için istisna uygulanabilecektir. Şirketin satmak amacıyla inşa etmiş olduğu veya satın aldığı binaların satışından elde ettiği kazançlar için söz konusu istisna uygulanmayacaktır.

Örnek 2: İnşaat faaliyetinde bulunan bir şirketin satın aldığı arsayı iki tam yıl geçtikten sonra satması halinde ya da faaliyet konusu alış veriş merkezleri inşa etmek veya kiraya vermek olan şirketin bu amaçla inşa ettiği taşınmazları iki tam yıl geçtikten sonra satması halinde, şirketin bu istisnadan yararlanması söz konusu olmayacaktır.

Örnek 3: Bir inşaat şirketinin inşa etmiş olduğu binanın bir kısmını otopark olarak, diğer bir kısmını işyeri olarak kiraya vermesi, kalan kısmını ise şirket faaliyetlerinde kullanması halinde, şirket faaliyetinde kullandığı kısmın satılmasından elde edilen kazanç istisnaya konu olabilecek, diğer kısımlar istisnadan yararlanamayacaktır.

…”

açıklamaları yer almaktadır.

Şirketinizin ana sözleşmesi ile ticaret sicil gazetesinin incelenmesinden, şirketinizin amaç ve konuları arasında, hastaneler, sağlık merkezleri, poliklinik, klinik ve estetik ve kozmotoloji merkezleri, röntgen ve tomografi merkezleri, tıbbi ve biyolojik tahlil laboratuarları ve benzeri sağlık amaçlı tesisler kurmak, işletmek, kiralamak, kiraya vermek, her türlü inşaat elektrik ve sıhhi tesisat işleri, alt yapı-üst yapı sanat yapıları olan yollar, köprüler, barajlar, göletler, tüneller, konutlar, özel okullar, oteller, hastaneler, spor tesisleri, konut kooperatifi yapıları içme suları ve buna benzer bütün inşaat yapılarını inşa etmek, her türlü arsa, arazi, tarla gibi taşınmazlar satın almak, bunlar üzerinde taşınmazlar inşa etmek, inşaat halinde ya da bitmiş olarak inşaat almak, kat karşılığı inşaat yapmak gibi faaliyetlerinin yer aldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda yer alan Kanun hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, 2009 yılından itibaren Şirket aktifinizde kayıtlı bulunan ve 24/11/2010-4/9/2014 tarihleri arasında fiilen işletilen söz konusu taşınmazın, daha sonra tüm demirbaşları ile birlikte hastane olarak başka bir sağlık grubuna kiraya verilmek suretiyle değerlendirilmesi nedeniyle söz konusu taşınmazın satışından doğacak kazancın, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında kurumlar vergisinden istisna tutulması mümkün değildir.

KDV Kanunu Yönünden Değerlendirme

3065 sayılı KDV Kanununun 17/4- r maddesinde, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin KDV’den istisna olduğu, ancak istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin istisna kapsamında olmadığı hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Taşınmaz Satışlarında İstisna Uygulaması” başlıklı (II/F-4.16.1.) bölümünde, satışa konu edilecek taşınmazlar (arsa, arazi, bina) ile iştirak hisselerinin satışında istisna uygulanabilmesi için bu kıymetlerin kurumların aktiflerinde asgari 2 tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerektiği, ancak istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmünün uygulanmayacağı açıklanmıştır.

Tebliğin aynı bölümünde konuya ilişkin verilen 1 numaralı örnekte “Gayrimenkul kiralaması faaliyeti ile iştigal eden (M) Ltd. Şti. aktifinde iki tam yıl süre ile bulunan taşınmazı satışa çıkarmıştır.

Söz konusu satış işlemi şirket faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis edilmiş bir taşınmaz olması kaydıyla 3065 sayılı Kanunun (17/4-r) maddesi kapsamında KDV’den istisnadır. Ancak taşınmazın şirket faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis edilmiş bir taşınmaz olmayıp şirketin faaliyet konusu olan kiralamalarda kullanılan taşınmazlardan olması halinde, taşınmazın satışı genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabidir.”

açıklamaları yer almaktadır.

Yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde, Şirketiniz aktifinde kayıtlı bulunan hastane binasının kiraya verilmesi, bu kıymetin ticari amaçla aktifte bulundurulması olarak değerlendirildiğinden, söz konusu hastane binasının satışı, iki yıldan fazla süredir aktifte bulundurulup bulundurulmadığına bakılmaksızın, genel hükümler doğrultusunda KDV’ye tabidir.

Vergi Usul Kanunu Yönünden Değerlendirme

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesinde;

“Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler.

Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.

Devir ve trampa satış hükmündedir.

Şu kadarki, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu karlar o yılın matrahına eklenir.

Yukarıdaki esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kar, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.”

hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre; “Yenileme Fonu” iktisadi işletmelere dâhil amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenebilmesi için bu kıymetlerin satışından doğan kârların bilançonun pasifinde azami üç yıl süre ile bekletilmesini ifade eden bir vergi erteleme yöntemi olarak, işletme içi yatırımları teşvike yönelik bir uygulamadır. Yenileme fonunun iktisadi kıymetin iktisabında kullanılması halinde, bilançonun pasifinde yer alan fon yeni değer için ayrılacak amortismanlara mahsup edilmektedir.

Yenileme fonu hesabında yer alan satış karının muhakkak surette satılan iktisadi kıymetle aynı neviden başka bir iktisadi kıymetin iktisabında kullanımı esastır. Bu itibarla, satılan iktisadi kıymet yerine bir başka iktisadi kıymetin alınmak istenmesi veya alınmasının, iktisadi kıymetin yenilenmesi olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, aynı neviden iktisadi kıymetlerin satın alınması ile olabileceği gibi aynı nitelikte ve aynı hizmete tahsis edilecek yeni bir iktisadi kıymetin işletmede imal/inşa edilmesi yoluyla da mümkün bulunmaktadır.

Buna göre, 2014 yılından bu yana sağlık hizmeti sunmadığınız ve bu faaliyete devam etmeyeceğiniz, bu faaliyet yerine gayrimenkul ticareti ve kat karşılığı inşaat faaliyeti gibi farklı sektörlerde faaliyette bulunacağınız dikkate alındığında, sağlık hizmetinde kullandığınız binanın satışından elde edilen karın yeni faaliyetiniz kapsamındaki yatırım giderlerinin karşılanması amacına yönelik olarak yenileme fonuna aktarılması mümkün bulunmamaktadır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/limited-sirketin-yatirim-amaciyla-aldigi-konut-icin-odedigi-%18-oranindaki-kdv-indirim-konusu-yapilabilir/feed/ 0