alt taşeron – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 09 Feb 2023 17:46:11 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Alt taşeronunu ödemesi gereken SGK primini nasıl hesaplayabiliriz? https://www.muhasebenews.com/alt-taseronunu-odemesi-gereken-sgk-primini-nasil-hesaplayabiliriz/ https://www.muhasebenews.com/alt-taseronunu-odemesi-gereken-sgk-primini-nasil-hesaplayabiliriz/#respond Thu, 02 Feb 2023 07:43:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137830 İnşaat işiyle uğraşıyoruz. Alt taşeronumuzun ödemesi gereken Sgk primi nasıl hesaplayabiliriz?

Altişveren iinşaat işinde çalışanların sgk işe girişini yapıp muhaphb lerini bildirmelidir.

Alt işveren tesciline ilişkin bilgiler, asıl işverenin e-Bildirge kullanıcısı tarafından e-Devlet uygulamalarında yer alanda “İşyeri Bildirgesi (4-a lı Sigortalı Çalıştıranlar Yönünden)” seçeneği üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumunun e-SGK uygulamalarında yer alan “İşveren” sekmesinden “İşyeri Bildirgesi” seçeneğinin işaretlenmesi halinde de e-Devlet uygulamalarındaki “İşyeri Bildirgesi (4-a lı Sigortalı Çalıştıranlar Yönünden)” sekmesinde erişim sağlanmaktadır.

Sigorta primi normalde %37,5’tir. Eğer prim ödemelerinizi düzenli yaparsanız %5’lik indiriminiz ile %32,5’e düşmektedir.

SGK Yapım İşleri Raporlamasında Birim ve Asgari İşçilik Hesaplama için tıklayın…


T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI 

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : E-71582837-206.05.99-47692443 

Konu : 2011/13 Sayılı Genelge

GENELGE 2022/11

İlişiksizlik belgesi verilmesi iş ve işlemlerine ilişkin 4.2.2011 tarihli ve 2011/13 sayılı Genelgenin yayımından sonra gerek mevzuatta yapılan düzenlemeler gerekse ünitelerimizce uygulamada yaşanan tereddütlerle ilgili olarak söz konusu Genelgede yapılan değişiklikler aşağıda açıklanmıştır.

4.2.2011 tarihli ve 2011/13 sayılı Genelgenin;

1- Muhtelif bölümlerinde yer alan “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” ibareleri “Çevre, Şehircilik

ve İklim Değişikliği Bakanlığı” şeklinde değiştirilmiştir.

2- “2.9” numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

2.9- Tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde belirlenen tutarın ödenmemesi, ünitece hesaplanan borca işverence faturalı işçilik ödemeleri, fatura mukabili iş yaptırılması, işin kısmen devamlı işyeri sigortalıları ile yapılması veya Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamı dışındaki kişilerin çalışması nedeniyle itiraz edilmesi halinde söz konusu iş incelenmek üzere Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının ilgili Grup Başkanlığına gönderilir. İşyeri kayıt ve belgelerinin incelemeye ibrazından itibaren müfettiş tarafından 3 ay içerisinde rapor düzenlenerek ilgili üniteye gönderilir. İlgili ünitece Müfettiş Raporu 15 gün içerisinde incelenerek; fark işçilik tespit edilmezse ilişiksizlik belgesi verilir. Fark işçilik tespit edilirse 1 ay içerisinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir.

3- “3.5” numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıda belirtilen “3.6” numaralı bent eklenmiştir.

3.6- 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin (b) bendinde belirtilen; savunma, güvenlik veya istihbarat alanları ile ilişkili olduğuna veya gizlilik içinde yürütülmesi gerektiğine Cumhurbaşkanı veya ilgili bakanlık tarafından karar verilen veya mevzuatı uyarınca sözleşmenin yürütülmesi sırasında özel güvenlik tedbirleri alınması gereken veya devlet güvenliğine ilişkin temel menfaatlerin korunmasını gerektiren hallerle ilgili olan mal ve hizmet alımları ile yapım işleri dolayısıyla asgari işçilik değerlendirmesi yapılmaz.

4- “4.2- İhale konusu işte çalışacak kişi/gün sayısının belli olduğu işler” başlıklı bölümünün birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

İhale sözleşme veya şartnamesinde ihale konusu işte çalışacak kişi/gün sayısının belli olması halinde, ihale konusu işte çalıştırılması gereken kişi/gün sayısı kadar Kuruma bildirim yapıldığının anlaşılması halinde, ihale konusu işin devamlı mahiyetteki işyeri sigortalıları ile yapılıp yapılmadığının tespiti için ayrıca denetim elemanı incelemesine gidilmeyecek, işverenin ihale konusu işin yapıldığı döneme ilişkin olarak Kuruma borcunun da bulunmaması halinde ilişkisizlik belgesi verilecektir.

5- “4.3- İhale konusu işte çalışacak kişi/gün sayısının belli olmadığı işler” başlıklı bölümünün birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

İhale sözleşme veya şartnamesinde ihale konusu işte çalışacak kişi/gün sayısının belli olmaması halinde, ihale konusu işin yapıldığı süre zarfında devamlı mahiyetteki işyerinden Kuruma bildirilmiş olan sigorta primine esas kazanç tutarı, ihale konusu işte kimlerin çalıştığının ihale makamınca Kuruma ismen bildirilmesi halinde ise sadece bu kişilerin kazançları Kuruma bildirilmiş kazanç tutarı olarak dikkate alınarak, bildirilmesi gereken sigorta primine esas kazanç tutarının altında olup olmadığı geçici mahiyetteki işyeri dosyalarındaki araştırma işleminde olduğu gibi araştırılacak, bu şekilde yapılacak araştırma işlemi sonucunda, ihale konusu işin yapıldığı dönemde Kuruma yeterli işçilik bildiriminde bulunulduğunun anlaşılması halinde, denetim elemanı incelemesine gönderilmeksizin ihale konusu işin yapıldığı döneme ilişkin borcunun da bulunmaması halinde işverene ilişiksizlik belgesi verilecektir.

6- “6.4” numaralı bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

7- “6.8” numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

6.8- Tadilat, tamirat, tesisat ve benzeri işler için araştırma işlemi

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 111 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında, defter ve belge tutma yükümlülüğü bulunmayan işverenler tarafından yapılan ve ihale konusu olmayan bina tamirat, tadilat, tesisat, güçlendirme ve yıkım işlerinde araştırma işlemi yapılmayacağı öngörülmüştür.

Buna göre, defter ve belge tutmakla yükümlü olmayan işverenlerce yapılan bina tamirat, tadilat, tesisat, güçlendirme ve yıkım işlerinde, işverenin Kuruma borcu bulunmaması, ihbar, şüphe veya şikâyetin olmaması halinde araştırma işlemi yapılmaksızın işyeri dosyasının kanun kapsamından çıkarılması/İZ işleminin yapılması gerekmektedir.

6.8.1- Defter ve belge tutmakla yükümlü olan işverenler tarafından yapılan ve ruhsata tabi olan tadilat, tamirat, tesisat ve benzeri işler için araştırma işlemi

Ruhsata tabi olan tadilat, tamirat, tesisat ve benzeri işlerde söz konusu işlerin ilave m2 artışı ihtiva etmemesi halinde, bu tür işler için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca birim metre kare maliyet bedeli yayımlanmamış olduğundan, öncelikle yapılan işin maliyetinin tespit edilmesi ve sonrasında bu maliyete yapılan işin asgari işçilik oranının %25 eksiği uygulanmak suretiyle yapılacak araştırma işleminin sonucuna göre ilişiksizlik belgesi verilmesi gerekmektedir.

Bu tür işlerde işveren tarafından yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının tespitine ilişkin araştırmaya esas işin maliyeti; Ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından yapılan tadilatın metrekaresinin ruhsatta belirtilmesi veya yazı ile bildirilmesi şartıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan Mimarlık Ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ’de belirtilen birim maliyet bedeli esas alınarak hesaplanacaktır.

Ruhsat vermeye yetkili merciden alınan güçlendirme/tadilat ruhsatlarında, yapılan tadilatın metrekaresinin ruhsatta belirtilmemesi veya yazı ile bildirilmemesi halinde, tadilat konusu iş için hesaplanan keşif bedelinin belirlenip belirlenmediğinin kontrol edilmesi, ruhsatta keşif bedelinin bulunması durumunda keşif bedeli üzerinden, bulunmaması durumunda ise ilgili idareden keşif bedelinin hesaplanıp hesaplanmadığının istenilerek bildirilen keşif bedeli üzerinden, tadilat işinin yapı denetimine tabi olması halinde, bahse konu iş için maliyet bedelinin belirlenip belirlenmediğinin işi üstlenen yapı denetim firmasından istenilmesi ve firma tarafından bildirilen maliyet bedeli üzerinden araştırma işlemi yapılması gerekmektedir.

Yukarıda açıklandığı şekilde maliyet bedelinin tespit edilememesi halinde, konunun sosyal

güvenlik denetmenliğine intikal ettirilmesi, sosyal güvenlik denetmeni tarafından düzenlenen raporda tespit edilen maliyet bedeli üzerinden araştırma işlemi yapılması gerekmektedir.

6.8.2-Defter ve belge tutmakla yükümlü olan işverenlerce yapılan ve ruhsata tabi olmayan tadilat, tamirat, tesisat ve benzeri işler için araştırma işlemi

Defter ve belge tutmakla yükümlü olan işverenlerce yapılan ancak ruhsata tabi olmayan tadilat, tamirat, tesisat ve benzeri işlerde maliyet bedelinin tespit edilmesi amacıyla konunun sosyal güvenlik denetmenliğine intikal ettirilmesi ve sosyal güvenlik denetmeni tarafından düzenlenen raporda tespit edilen maliyet bedeli üzerinden araştırma işlemi yapılması gerekmektedir.

6.8.3- Defter ve belge tutmakla yükümlü olmayan işverenlerce yapılan ve ruhsata tabi olan veya olmayan tadilat, tamirat, tesisat ve benzeri işler için araştırma işlemi

Kurumca aksine bir tespit olmaması halinde, defter ve belge tutmakla yükümlü olmayan işverenlerce yapılan, ruhsata tabi olan veya olmayan bina tadilat, tamirat, tesisat ve benzeri işler için Kuruma borcu olmaması, ihbar, şüphe veya şikâyetin bulunmaması halinde işyeri dosyasının tasfiye edilmesi; ihbar, şüphe veya şikâyet bulunması halinde ise müfettiş veya sosyal güvenlik denetmeni marifetiyle incelenmesi istenilerek düzenlenecek rapor sonucuna göre işlem yapılması gerekmektedir.

8- “7.1” numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

7.1- Tescil edilmemiş veya tescil edilmiş olmakla birlikte işçilik bildiriminde

bulunulmaması halinde yapılacak işlemler

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 112 nci maddesinde, tescil edilmemiş veya tescil edilmiş olmakla birlikte işçilik bildiriminde bulunulmamış olan ihale konusu işler ile özel nitelikteki bina inşaatı işyerlerinde, işin başlangıç ve bitiş tarihleri, ilgili idarelerden alınacak belgelerle tespit edilerek işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarının tespitine ilişkin araştırma işleminin ünitece yapılacağı, ünitelerce bu nitelikteki işyerlerinde yapılan araştırma işleminde esas alınan asgari işçilik oranında eksiltme yapılmayacağı, belirtilmiştir.

Buna göre, gerek ihale konusu gerekse özel nitelikteki inşaat işyerlerinden dolayı işin başlayıp bittiği tarihler üzerinde durulmaksızın, söz konusu yönetmelik maddesinin yayımlandığı tarih itibariyle ön değerlendirme/araştırma işlemi henüz yapılmamış olan işyerleri hakkında, ünitece araştırma işleminin yapılmasına imkan veren bilgilerin/belgelerin (başlama-bitiş tarihleri, ihale konusu işe ait istihkak tutarı, işe ait asgari işçilik oranı, inşaatın yüzölçümü, yapı sınıf veya grubu gibi bilgiler) öncelikle resmi makamlarla yapılacak yazışmalar sonucu alınmış olan bilgi/belgelere göre, özel nitelikteki inşaatlarda da metrekare ayrımı yapılmaksızın asgari işçilik oranında eksiltme yapılmadan araştırma işlemi yapılacaktır.

Öte yandan, gerek ihale konusu gerekse özel nitelikteki inşaat işyerinin tescil edilmemesi durumunda, aksine bir tespit yoksa işverenden sigortalı işe giriş ve sigortalı işten ayrılış bildirgesi ile aylık prim ve hizmet belgesi istenilmemesi, bu belgelerden dolayı idari para cezası uygulanmaması ancak işyeri bildirgesinin yasal süresinde verilmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanması gerekmektedir.

Araştırma işlemi sonucunda tespit edilen fark işçilik tutarı faaliyetin son ayına mal edilerek işverene tebliğ edilecektir. İşverence borcun tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde, borç kesinleşerek işlemler sonuçlandırılacaktır. 9- “9.4” numaralı bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

10- “9.17.3”, “9.18”, “9.18.1”, “9.18.2”, “9.18.2.1”, “9.18.2.2”, “9.18.3”, “9.18.4”,” 9.18.4.1″, ” 9.18.4.2″, “9.18.5”, ” 9.18.6″, “9.18.6.1” ve “9.18.6.2” bentleri yürürlükten kaldırılmıştır.

11- “9.19” numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 9.19.1- Biten bir binanın bağımsız bölümlerinin satın alınması

İşverenlerden, biten bir binanın bağımsız bölümlerini satın alan bazı kişiler, işveren konumunda olmamalarına karşılık satın aldıkları bölümler için yapı kullanma izin belgesi alabilmek amacıyla Kurumumuza başvurarak ilişiksizlik belgesi istemekte, ancak işveren konumunda olmamalarına ve işverenin Kuruma borçlu bulunmasına bağlı olarak, bunlara ilişiksizlik belgesi verilmediğinden bu kişilerin mağdur oldukları görülmektedir.

Bu kişilerin mağdur olmaması ve ayrıca işverenlerin inşaat işyerlerinden dolayı Kurumumuza olan prim borçlarının kısmen de olsa tahsiline olanak sağlanması açısından, işverenlerden biten bir binanın bağımsız bölümlerini satın alanlara, bunu kanıtlamaları kaydıyla ve istekleri halinde, ilişiksizlik belgesi verilebilmesi uygun görülmüştür.

Ancak, bunun için ödeme tarihine kadar hesaplanacak gecikme zamları ile birlikte hem prim borcunun, hem de araştırma işlemi sonucunda hesaplanan fark işçilik tutarının, satın alınan bağımsız bölüme düşen kısmının, ilişiksizlik belgesi isteyen kişilerce işveren nam ve hesabına ödenmiş olması gerekmektedir.

Söz konusu tutarların satın alınan bağımsız bölüme düşen kısmı ise, prim borcu için ayrı, varsa fark işçilik tutarı için ayrı olmak üzere, bunlara ilişkin tutarların yapının tüm alanına bölünmesiyle çıkan rakamın bağımsız bölümün alanı ile çarpılması sonucu bulunacaktır.

Öte yandan, buna göre verilecek ilişiksizlik belgelerinde, belgenin tüm inşaatı kapsamadığı ve inşaatın hangi bölümü ve ne kadarlık kısmı için verildiği mutlaka belirtilmelidir.

9.19.2- 3194 sayılı İmar Kanununun 28 inci maddesinin 10 uncu fıkrası uyarınca, yapının müteahhidi olmayan yapı sahiplerinin talebi üzerine Kurumumuzdan “borcu yoktur yazısı” aranmaksızın iskan ruhsatı veren ilgililer hakkında, 5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesinin beşinci fıkrası kapsamında işlem yapılmayacaktır.

9.19.3- Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi veya İnşaat Yapım Sözleşmesine istinaden tescili yapılmış ancak tamamı ikmal edilmemiş inşaatın bağımsız bölümlerinden yer satın alanların, inşaatın yapılmayan kısımlarının tam tespitinin yapılmış olması kaydıyla, tescil edilen ilk dosyadan inşaatın yapılan kısımla ilgili hesap edilecek prim borcu ile fark işçilik borçlarının hissesi oranında ve daha sonra adına tescil edilen inşaatın kalan kısımlarına ait prim ve fark prim borçlarının ödenmesi kaydıyla ilişiksizlik belgesi verilir.

9.19.4- Tek yapı ruhsatı ile birden fazla blok inşaatı yapılması ve işverence talep edilmesi halinde, bitirilen her bir blok için ayrı asgari işçilik araştırma işlemi yapılabilir ve her bir blok için ayrı ilişiksizlik belgesi verilebilir. Bu durumda özel nitelikteki inşaatın tamamı bitirildiğinde ayrıca inşaatın yapı ruhsatında mevcut toplam metrekare üzerinden ön inceleme değerlendirme işlemi yapılmaz. Dolayısıyla daha önce bitirilen ve ilişiksizlik belgesi verilen inşaatların yüzölçümleri ile bu kısımlar için bildirilen PEK tutarları son değerlendirmede dikkate alınmaz.

Örnek : AA İnşaat Ltd. Şti. tarafından Toplam 6000 m2 ve III-B yapı sınıf ve grubunda yer alan A, B, ve C bloklarından oluşan özel bina inşaatına 1.3.2002 tarihinde başlanılmıştır. İşveren tarafından 1.12.2003 tarihli dilekçe ile 2000 m2 inşaat alanlı A bloğun inşaatının tamamlandığı beyan edilerek kısmi ilişiksizlik başvurusunda bulunulmuştur.

A Blok İçin : (2000 m2)

2002 yılı PEK bildirimi 10.000 TL

2003 yılı PEK bildirimi 40.000 TL

+_________

50.000 TL’dir.

Bir önceki yıl olan 2002 Yapı Yaklaşık Birim Maliyeti 231 TL ve 2000 m2 esas alınarak hesaplanan Kuruma bildirilmesi gereken asgari işçilik tutarı (2000*231*6,75/100) = 31.185 TL’dir.

Bildirilmesi gerek tutar (31.185 TL) ile 1.12.2003 tarihine kadar bildirilen tutar (50.000 TL) karşılaştırıldığında (50.000 – 31.185 = 18.815 TL) yeterli bildirim olduğu ve 1.12.2003 tarihi itibariyle özel nitelikteki inşaat işyerinden borcu bulunmadığından 2000 m2 inşaat alanlı A blok için kısmi ilişiksizlik belgesi verilmiştir.

B Blok İçin: (2000 m2)

İnşaatına 1.3.2002 başlanılan 2000 m2’lik B blok 31.12.2005 tarihinde bitirilmiş ve işverenin kısmi ilişiksiz talebi üzerine fark işçilik hesaplaması aşağıdaki gibi yapılmıştır:

 

2002 yılı PEK tutarı 10.000 TL

2003 yılı PEK tutarı 50.000 TL

2004 yılı PEK tutarı  30.000 TL

2005 yılı PEK tutarı 40.000 TL

+__________

130.000 TL’dir.

Bir önceki yıl olan 2004 Yapı Yaklaşık Birim Maliyeti 322 TL ve 2000 m2 esas alınarak hesaplanan Kuruma bildirilmesi gereken asgari işçilik tutarı (2000*322*6,75/100) = 43.470 TL’dir. 31.12.2005 tarihine kadar Kuruma bildirilen PEK tutarı 130.000 TL’den 1.12.2003 tarihinde A blok için yapılan araştırma işleminde esas alınan PEK tutarı 31.185 TL bu tutardan düşülerek (130.000-31.185=98.815 TL) B blok için Kuruma bildirilen PEK tutarı bulunur.

Bildirilmesi gerek tutar (43.470 TL) ile 31.12.2005 tarihine kadar bildirilen tutar (98.815 TL) karşılaştırıldığında (98.815 TL – 43.470 TL = 55.345 TL fazla bildirim) yeterli bildirim olduğu ve 31.12.2005 tarihi itibariyle özel nitelikteki inşaat işyerinden borcu bulunmadığından 2000 m2 inşaat alanlı B blok için kısmi ilişiksizlik belgesi verilmiştir.

Daha sonra işveren 2.1.2006 tarihinde inşaata ara verdiğini Kurumumuza bildirmiştir.

C Blok İçin: (2000 m2)

2.3.2021 tarihinde inşaatın kalan kısmının yapımına başlanılmış ve 6.5.2022 tarihinde inşaatın tamamı bitirilerek ilişiksizlik belgesi talebinde bulunulduğu varsayıldığında;

2002 yılı PEK tutarı 10.000 TL

2003 yılı PEK tutarı 50.000 TL

2004 yılı PEK tutarı 30.000 TL

2005 yılı PEK tutarı 40.000 TL

2021 yılı PEK tutarı 17.000 TL

2022 yılı PEK tutarı 20.000 TL

_________________________

167.000 TL’dir.

Özel nitelikteki inşaat işinin tamamının bitmesi halinde, daha önce bitirilen ve ilişiksizlik belgesi verilen inşaatların yüzölçümleri ile bu kısımlara isabet eden PEK tutarları son değerlendirmede dikkate alınmayacağından 4.000 m2 ve daha önce kısmi ilişiksizlik belgesi verilen A ve B bloklar için Kuruma bildirilmesi geren PEK tutarı 74.655 TL Kuruma bildirilen toplam PEK tutarından düşülecektir. (167.000 -74.655 =92.345 TL)

Bir önceki yıl olan 2021 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyeti 1.800 TL ve (6000-4000) 2000 m2 esas alınarak hesaplanan Kuruma bildirilmesi gereken asgari işçilik tutarı (2000*1.800*6,75/100) = 243.000 TL’dir. 6.5.2022 tarihine kadar C blok için Kuruma bildirilen toplam PEK tutarı 92.345 TL’den Kuruma bildirilmesi gereken tutar düşülerek (92.345 – 243.000 = -150.655 TL) bulunan tutar üzerinden hesap edilen fark prim borcunun ödenmesi halinde inşaatın tamamı için ilişiksizlik belgesi verilecektir.

9.19.5 – Tek yapı ruhsatı ile bir blok olarak yapılacak inşaatların bitirilen kısımları için ayrı ayrı ilişiksizlik belgesi istenilmesi halinde ilk ilişiksizlik belgesi verildikten sonra müteakip ilişiksizlik belgesi verilmesi aşamasında asgari işçilik ön değerlendirmesi işleminde daha önce ilişiksizlik belgesi verilen kısımlar da hesaplamaya dahil edilir.

12- “9.23” numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

İhale konusu işler ile özel nitelikteki inşaat işyerlerinden yapılan araştırma işlemi sonucunda tespit edilen ve Kuruma bildirilmediği anlaşılan asgari işçilik miktarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, aksine bir tespit olmaması hâlinde, faaliyet süresinin son ayına mal edilerek tahakkuk ettirilmek suretiyle gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. İşverence borcun tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi veya itirazda bulunulmaması halinde borç kesinleşir ve işlemler sonuçlandırılır.

Kurumumuzun Sosyal Güvenlik Müfettişlerince/serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirlerce yapılan tespitlere istinaden tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde borç kesinleşir.

Kurumumuzun Sosyal Güvenlik Müfettişlerince işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarının tespitine ilişkin düzenlenen Asgari İşçilik İnceleme Raporlarına işverenlerce süresi içinde yapılan itirazlar, Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonunca değerlendirilerek reddedilmesi halinde kesinleşir. Ancak ünitece, Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Yönetmeliğinin 82 nci maddesinin (b) bendinin dördüncü alt bendinde belirtilen maddi hata yada mevzuata açık aykırılık gibi hususların tespit edilmesi halinde itiraz, gerekçesi ile birlikte Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına gönderilerek Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının görüşü doğrultusunda işlem yapılır.

Serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler tarafından işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlenen raporlara yapılan itirazlar hakkında Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ile Yeminli Mali Müşavirlerce İşyeri Kayıtlarının İncelenmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre işlem yapılır.

Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca inceleme yapılmasına başlandıktan sonra inceleme sonucuna göre işlem yapılır. Ancak, denetim ve kontrole başlanmakla birlikte, işverenin borcu ödeyeceğine ilişkin üniteye yazılı taahhüdünü içeren başvurusu üzerine, ünitenin bu isteği ön kabulü, ünite tarafından denetim isteminin geri çekilmesi talebinin ilgili Grup Başkanlığının veya Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının uygun bulması koşuluyla inceleme durdurulur ve borç kesinleşir.

13- “9.25” numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

9.25- İşçilik oranı tespit edilmeyen işler

5510 Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından

ihale edilen MR görüntüleme ve radyoloji işkollarında yeterli işçilik bildiriminde bulunulup bulunulmadığının tespiti için ünitelerimizce ilgili dosyaların asgari işçilik tespit komisyonlarına gönderilmeden doğrudan Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının ilgili Grup Başkanlığına gönderilerek ilgili Grup Başkanlıklarınca, müfettişlik bilgi ve birikimi kapsamında, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının bildirilip bildirilmediği yönünde gerekli incelemenin yapılmasını müteakip düzenlenecek rapora göre işlem yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesi ve gereğini rica ederim.

Cevdet CEYLAN Kurum Başkan V.

Bilgi:

– Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına

DAĞITIM/

Gereği:

-Merkez ve Taşra Teşkilatına

Asgari İşçilik Uygulaması sunumu için tıklayın…



Kaynak: SGK, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/alt-taseronunu-odemesi-gereken-sgk-primini-nasil-hesaplayabiliriz/feed/ 0
Türk parasını koruma kanunları gereği ile inşaat alt taşeron işi yapmakta olan mükelefimin ödemeleri Euro olarak olmakta şu aşamada aldığımız ödemeleri hesaba Euro olarak alabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/turk-parasini-koruma-kanunlari-geregi-ile-insaat-alt-taseron-isi-yapmakta-olan-mukelefimin-odemeleri-euro-olarak-olmakta-su-asamada-aldigimiz-odemeleri-hesaba-euro-olarak-alabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/turk-parasini-koruma-kanunlari-geregi-ile-insaat-alt-taseron-isi-yapmakta-olan-mukelefimin-odemeleri-euro-olarak-olmakta-su-asamada-aldigimiz-odemeleri-hesaba-euro-olarak-alabilir-miyiz/#respond Mon, 29 Aug 2022 10:04:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130043 Türk parasını koruma kanunları gereği ile inşaat alt taşeron işi yapmakta olan mükelefimin ödemeleri Euro olarak olmakta şu aşamada aldığımız ödemeleri hesaba Euro olarak alabilir miyiz?

Sektör sektör ayrıntı bilgi olmaz. TPK Kanununa göre Kural; Alıcı ve satıcı Türkiyede ise Mal alım satımları için Döviz li ödeme ve tahsilat yapılmaz. Ancak Hizmet alım ve satımlarında TL kullanılabilir.

Aşağıdaki linkteki duyurumuzu inceleyiniz.

https://www.ismmmo.org.tr/dosya/3249/Mevzuat-Dosya/25042022-32-sayili-tpkk-tebligi-degisikligi.pdf


TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN 2008-32/34 SAYILI TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 2022-32/66 SAYILI TEBLİĞ’E İLİŞKİN DUYURU

21 Nisan 2022

Basın Açıklaması

Bilindiği üzere, 13.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri belirli sözleşme türlerinde sözleşme bedelinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceğine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış olup, söz konusu düzenlemeler sonrasında Bakanlığımızca belirlenen istisnalara ise Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8’inci maddesinde yer verilmiştir.

19.04.2022 tarihli 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2008-32/34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile bahse konu 8’inci maddenin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

Bakanlığımızca, Türk parasının kıymetini koruma amacıyla oluşturulan kambiyo mevzuatının temel amacına uygun olacak şekilde, serbest piyasa koşulları çerçevesinde Türk Lirasının kullanımını önceliklendirmeye ve dolarizasyonla mücadeleye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.

Bu kapsamda, söz konusu değişikliklerle; menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasına imkân tanıyan istisnanın piyasanın işleyişini ve ticaretin devamlılığını sekteye uğratmamak amacıyla korunması ancak bu sözleşmeler konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesinin ve kabul edilmesinin zorunlu hale getirilmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin ise bu zorunluluktan muaf tutulması hedeflenmiştir.

Diğer taraftan, Türkiye’de yerleşik kişilerin;

1) 19.04.2022 tarihinden önce kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

2) 19.04.2022 tarihinden önce düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

3) Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri ile bu işlemlerin takası kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması hususları Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.

 Ayrıca,

-Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığının,

-Yapılan değişikliğin Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerine ilişkin olması sebebiyle, Türkiye’de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişiler arasında akdedilmiş/akdedilecek menkul satış sözleşmelerine ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğunun bulunmadığının,

-Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılmasının mümkün olmadığının,

-Yapılan değişikliğin taşıt satış sözleşmelerinin mevcut durumunu değiştiren bir hüküm içermediğinin, 19.04.2022 tarihinde gerçekleştirilen değişiklik öncesinde olduğu gibi değişiklik sonrasında da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasının mümkün olmadığının,

-4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin, Tebliğ’in 8’inci maddesinin on yedinci fıkrasına tabi olduğunun ve bu sözleşmelere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılmasının Tebliğ’in 8’inci maddesinin on sekizinci fıkrası uyarınca mümkün olduğunun ve bu işlemlere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-Tebliğin 8’inci maddesinin diğer fıkralarında yer alan menkul satış sözleşmeleri dışındaki sözleşmelere ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden kabul edilmesi ve yerine getirilmesine yönelik herhangi bir değişiklik yapılmadığının ve mevcut istisnaların geçerli olduğunun,

belirtilmesinde fayda görülmektedir.

Kamuoyuna duyurulur.

__________________________________________

19 Nisan 2022 SALI Resmî Gazete Sayı : 31814

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2022-32/66)

MADDE 1- 28/2/2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in 8 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

______________________________________________

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2008-32/34)

Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

MADDE 8 – (Mülga:RG-11/7/2009-27285) (Yeniden Düzenleme:RG-6/10/2018-30557) (Değişik:RG-16/11/2018-30597)

(1) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(2) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya bu maddenin on dokuzuncu fıkrasında belirtilen kişilerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(4) Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinin işletilmesiamacıyla kiralanmasıyla ilgili gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(5) Gümrüksüz satış mağazalarının kiralanmasına ilişkin gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(6) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; yurt dışında ifa edilecekler ile gemi adamlarının taraf oldukları dışında kalan iş sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(7) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

a) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,

b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

c) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

ç)Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri.

d ) (Ek:RG-30/1/2021-31380) Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri.

(8) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(9) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. (Ek cümle:RG-19/4/2022-31814) Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.

(10) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(11) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(12) 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(13) 32 sayılı Kararın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmelerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(14) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(15) On altıncı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak (Değişik ibare:RG-19/4/2022-31814) kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul

edilmesi mümkündür.

(16) Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında gerçekleştirilecek olan projeler dahilinde; yükleniciler veya görevli şirketlerin ve bunların sözleşme imzaladığı tarafların üçüncü taraflarla akdedeceği veya bahsi geçen projeler çerçevesinde akdedilecek, gayrimenkul satış sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması

mümkündür.

(17) 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür. Bu işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden

kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(18) 32 sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(19) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(20) Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az yüzde elli hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle döviz

cinsinden veya dövize endeksli bedeller içeren gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri akdetmeleri mümkündür.

(21) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayan sözleşmeler kapsamında düzenlenecek kıymetli evraklarda yer alan bedellerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün değildir. Ancak, 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş ve dolaşıma girmiş bulunan bu kapsamdaki kıymetli evraklar anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(22) Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen ve/veya dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler, 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilir. Ancak, taşımacılık faaliyetlerine ilişkin hizmet sözleşmelerinde akaryakıt fiyatlarına endeksleme yapılması mümkündür.

(23) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında Türkiye’de yerleşik olarak değerlendirilir. Ancak, sözleşmenin yurt dışında ifa edilmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(24) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(25) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(26) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(27) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.

(28) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu

bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.

32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut  ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun

belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.

_________________________________________

-19 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan tebliğde firmaların kendi aralarında yapacakları döviz ödemeleri yasaklandı mı?
-Dövizli fatura kesip cari hesap tutanlar ödemeleri TL mi yapmalı? Bir de TL’ye çevirirken hangi kur dikkate alınacak?
-Her ne kadar değerlemeler alış kurundan olsa da genelde fatura kesilirken firmalar TL satış kurunu alıyor.

Kişiler sözleşmeyi Döviz ile yapabilir, ancak ödeme veya tahsilatlar TÜRK Lirası ile yapılacaktır. Kur MB döviz alış kurudur.

Aşağıdaki Bilgi Notunu İnceleyiniz.

19 Nisan 2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmi Gazete’de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2022-32/66) yayımlandı.

Tebliğ ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlıklı 8 inci maddesinin 9 uncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiştir.

Buna göre, TÜRKİYE’DE YERLEŞİK KİŞİLERİN KENDİ ARALARINDA AKDEDECEKLERİ; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan MENKUL SATIŞ sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapmaları mümkündür.

ANCAK; Sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden Yapılması zorunludur.

Ayrıca Tebliğ’de , herhangi bir istisna hükmü olmadığından, menkul niteliğinde olan TİCARİ MALLARIN da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.

__________________________________________

19/04/2022’de yürürlüğe giren Türk parasını Koruma Yasası gereği Döviz cinsinden tahsilat ve ödemeler yasaklandı. Fakat vadesi henüz gelmemiş ve 19/04/2022’den önce düzenlenmiş döviz cinsinden çeklerin durumu nasıl olacaktır?

19.04.2022 tarihinden ÖNCE kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar (ÇEK SENET ) kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ŞARTI YOKTUR.

19.04.2022 tarihinden ÖNCE düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi ŞARTI YOKTUR. TL ÖDEMESİ YAPILABİLİR.

_______________________________________

19.04.22 itibariyle çıkan karara göre ödemelerin TL olarak yapılması zorunluluğu Serbest Bölge firmalarını da kapsamakta mıdır? Serbest bölge firmaları yurtiçi olarak mı kabul etmek gerekir?

32 Sayılı Türk Parasını Koruma Kanununa göre 19/04/2022 tarihinde yürürlüğe giren tebliği hükümleri Serbest Bölgede uygulanmaz. Serbest bölge yurt için bölge değildir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turk-parasini-koruma-kanunlari-geregi-ile-insaat-alt-taseron-isi-yapmakta-olan-mukelefimin-odemeleri-euro-olarak-olmakta-su-asamada-aldigimiz-odemeleri-hesaba-euro-olarak-alabilir-miyiz/feed/ 0
Hangi durumda işyeri bildirgesi için ceza uygulanır? https://www.muhasebenews.com/hangi-durumda-isyeri-bildirgesi-icin-ceza-uygulanir/ https://www.muhasebenews.com/hangi-durumda-isyeri-bildirgesi-icin-ceza-uygulanir/#respond Thu, 27 Aug 2020 13:45:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=91306 İşyeri bildirgesinin gönderilmesinden sonra Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından yapılacak işlemler

İşyeri bildirgesinin gönderilmesinden sonra ünite tarafından tescil işlemi yapılacak olup Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 29 uncu maddesinde sayılan ve Kuruma verilmesi gereken belgelere istinaden yapılacak işyeri tescillerinde ise söz konusu maddede sayılan ve işyeri tesciline esas belge ve/veya belgelerin Üniteye ibrazından sonra tescil işlemi yapılacaktır.

Kuruma gönderilen işyeri bildirgelerinde belgenin gönderildiği tarih ve referans numarası yer aldığından bahse konu bildirgelere ilgili sosyal güvenlik merkezince ayrıca tarih ve sayı verilmeyecektir.

Bildirgenin gönderildiği tarih Kuruma verildiği tarih kabul edilecektir. İşyerinin tescil tarihi ise (kanun kapsamına alınış tarihi) sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarih olacaktır. Sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarih işyeri bildirgesinin verildiği tarihten önceki bir tarih ise işyeri bildirgesi süresinde verilmemiş kabul edilecektir.


Kaynak: SGK Genelge 2020/20 – 18.06.2020 – İşveren İşlemleri Genelgesi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hangi-durumda-isyeri-bildirgesi-icin-ceza-uygulanir/feed/ 0
SGK İşyeri bildirgesine eklenecek belgeler kaç gün içinde kuruma verilmelidir? https://www.muhasebenews.com/sgk-isyeri-bildirgesine-eklenecek-belgeler-kac-gun-icinde-kuruma-verilmelidir/ https://www.muhasebenews.com/sgk-isyeri-bildirgesine-eklenecek-belgeler-kac-gun-icinde-kuruma-verilmelidir/#respond Thu, 27 Aug 2020 12:45:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=91304 Tescil edilecek işyerlerinde işyeri bildirgesinin gönderilmesinden sonra işverenler veya yetki verilen kişilerce yapılacak işlemler ile işyeri bildirgesi ekinde verilecek belgeler

Bilindiği üzere Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 29 uncu maddesi “İşyeri bildirgesi ile birlikte verilecek diğer belgeler” başlığını taşımakta olup söz konusu madde kapsamında işyeri bildirgesi ile birlikte verilecek belgeler düzenlenmiştir.

Bu doğrultuda işyeri bildirgelerinin gönderilmesinin ardından, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 29 uncu maddesinde yer alan belgelerden verilmesi gerekenler 7 iş günü içerisinde işyeri bildirgesinin gönderildiği Kurum ünitesine posta yoluyla gönderilecek veya elden ibraz edilecektir. İşyeri bildirgesinin Kuruma gönderilmesinin ardından Kuruma verilecek belgeler arasında Kuruma gönderilmiş olan işyeri bildirgesinin çıktısı yer almayacak olup işyeri bildirgesinin çıktısı istenilmeyecektir.

7 iş günlük sürenin hesaplanmasında işyeri bildirgesinin gönderildiği gün hesaba katılmayacak olup sürenin hesaplanmasına takip eden günden itibaren başlanacaktır.

Örnek 1: (A) gerçek kişi işvereni tarafından 4/10/2018 tarihinde sigortalı çalıştırılmaya başlanılacak işyerine ilişkin işyeri bildirgesi 3/10/2018 tarihinde Kuruma gönderilmiştir. İşyeri bildirgesinin gönderilmesinin ardından Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 29 uncu maddesinde sayılan belgelerden verilmesi gereken belgelerin bulunması halinde en geç işyeri bildirgesinin Kuruma gönderildiği 3/10/2018 tarihini takip eden 7 iş günü içinde (en geç 12/10/2018 tarihine kadar) ilgili sosyal güvenlik merkezine ibraz edilecektir.

Kurumlarca elektronik ortamda Kurumumuza çeşitli bilgiler aktarılmakta ve bu bilgiler Kurum ünitelerimizce elektronik ortamda görüntülenebilmekte, yine Kurumumuza özel olarak aktarılmayan bilgiler de (tüzel kişilerin; hükmi şahsiyetin tescil edildiği Ticaret Sicil Gazetesi gibi) ilgili Kurum uygulamalarından sorgulanabilmektedir. Bu doğrultuda Kurum ünitelerimizce elektronik ortamda ulaşılabilecek belge ve bilgiler için belge/bilgi talep edilemeyecektir.

Öte yandan ek belgeler ilgili üniteye bizzat başvurarak verilebileceği gibi taahhütlü, iadeli taahhütlü, acele posta servisi, PTT Alo Post veya PTT Kargo ile gönderilebilecektir.

Adi posta veya Kuruma doğrudan yapılan başvuru ve bildirimlerde, başvuru veya bildirimin Kurumun gelen evrak kayıtlarına intikal tarihi; taahhütlü, iadeli taahhütlü, acele posta servisi, PTT Alo Post veya PTT Kargo ile yapılan başvuru ve bildirimlerde ise başvuru veya bildirimin postaya veya kargoya verildiği tarih; başvuru veya bildirim tarihi olarak kabul edilecektir.


Kaynak: SGK Genelge 2020/20 – 18.06.2020 – İşveren İşlemleri Genelgesi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sgk-isyeri-bildirgesine-eklenecek-belgeler-kac-gun-icinde-kuruma-verilmelidir/feed/ 0
Adres nakillerinde SGK işyeri bildirgesi kaç gün içinde verilmelidir? SGK işyeri bildirgesi yanlış SGM verilirse ceza uygulanır mı? https://www.muhasebenews.com/adres-nakillerinde-sgk-isyeri-bildirgesi-kac-gun-icinde-verilmelidir-sgk-isyeri-bildirgesi-yanlis-sgm-verilirse-ceza-uygulanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/adres-nakillerinde-sgk-isyeri-bildirgesi-kac-gun-icinde-verilmelidir-sgk-isyeri-bildirgesi-yanlis-sgm-verilirse-ceza-uygulanir-mi/#respond Thu, 27 Aug 2020 11:45:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=91302 İşyeri bildirgesinin gönderilmesi ve tescil işlemleri

İşyeri bildirgesi en geç işçi çalıştırılmaya başlanıldığı gün verilmelidir.

5510 sayılı Kanunun 11’inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemeye istinaden işverenler, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte, Kuruma vermekle yükümlü tutulmuşlardır.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğin 27 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeye istinaden işyerinde, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran, sigortalı çalıştırılan bir işyerini devir alan ya da bu nitelikte işyeri kendisine intikal eden işveren, Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen sürelerde vermekle yükümlü olduğu örneği Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği eki Ek-6′ da bulunan işyeri bildirgesini Kuruma elektronik ortamda göndermekle zorunlu tutulmuştur.

5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlayacak olan işyerleri dışında devir, nakil, intikal, birleşme, nevi değişikliği ve katılım durumlarında işyeri bildirgesi verilmesi gereken hallerde de işyeri bildirgesi düzenlenerek Kuruma verilecektir.

Nakillerde işyeri bildirgesinin verilme süresi 10 gündür.

Örnek 1: Kurumumuzda tescilli bulunan ve Bursa ilinde faaliyet gösteren işyerinin İstanbul iline 7/9/2018 tarihi itibariyle nakledilmesi halinde söz konusu nakil işlemine ilişkin işyeri bildirgesi ilgili işyerinin İstanbul’da nakledildiği yeri içine alan sosyal güvenlik merkezine nakil tarihini takip eden 10 gün içinde gönderilecektir.

İşyeri bildirgesi yanlış SGK merkezine verilirse ceza uygulanır mı?

İşyeri bildirgesinin en geç sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarihte Kurumun ilgili ünitesine gönderilmesi gerekmekle birlikte Kurumumuzun başka bir ünitesine intikal etmesi  halinde de işyeri bildirgesinin yanlış üniteye ulaştığı tarih üzerinde durulmaksızın, söz konusu belgenin yasal süresi içinde verilmiş olduğu kabul edilecektir.

Örnek 2: 11/09/2018 tarihinde sigortalı çalıştırılmaya başlanılan bir işyeri ile ilgili olarak düzenlenen işyeri bildirgesinin Eskişehir Yunus Emre Sosyal Güvenlik Merkezine verilmesi (gönderilmesi) gerekirken aynı tarihte Bursa Osmangazi Sosyal Güvenlik Merkezine verilmesi (gönderilmesi) halinde işyeri bildirgesinin anılan üniteye ulaştığı tarih üzerinde durulmaksızın, söz konusu belgenin yasal süresi içinde verilmiş olduğu kabul edilecektir.

İşyeri bildirgesinin düzenlenmesi sırasında ilgili sosyal güvenlik merkezinin hatalı seçilmesi halinde, tescil işlemi yapılmamış olmak ve işyeri bildirgesinin verilmesi gereken yasal süre geçirilmemiş olmak kaydıyla bildirgeyi düzenleyen kişiler tarafından da ilgili sosyal güvenlik merkezi düzeltilebilecektir. Ayrıca işyeri bildirgesi gönderildikten sonra, işyeri tescil işlemi yapılmamış olmak kaydıyla bildirgenin verilmesi gereken yasal süresinin son gününe kadar (son gün dahil) bildirgeyi düzenleyen kişiler tarafından işyeri bildirgesinin iptal edilmesi veya hatalı girilen bilgilerin düzeltilmesi de mümkün bulunmaktadır.

İşyeri bildirgesinde bildirilen işçi sayısı değiştirilebilir mi?

Örnek 3: (A) gerçek kişi işvereni tarafından 16/10/2018 tarihinde sigortalı çalıştırılmaya başlanılacak işyerine ilişkin işyeri bildirgesi 10/10/2018 tarihinde Kuruma gönderilmiştir. Söz konusu işyerinde 16/10/2018 tarihinde çalıştırılmaya başlanılacak sigortalı sayısı 2 olmasına karşın çalıştırılmaya başlanılacak sigortalı sayısı alanına 3 olarak girilmiştir. Söz konusu (A) işvereni tarafından 16/10/2018 tarihine kadar (bu tarih dahil olmak üzere) hatalı girilen sigortalı sayısı düzeltilebilecektir.

Öte yandan işyeri bildirgesinin düzenlenmesi sırasında bildirgenin gönderileceği sosyal güvenlik merkezinin hatalı seçildiğinin bildirge verme süresi sona erdikten sonra fark edilmesi halinde, bildirgeyi düzenleyen ve gönderen kişilerce işlem yapılamayacak, bildirgenin hatalı gönderilmiş olduğu ilgili sosyal güvenlik merkezince nakil veya transfer işlemi yapılacaktır.

Dolayısıyla,

-İşyerinin aynı il içinde aynı Ana SGM’ye bağlı başka bir Alt SGM’ye gönderilecek olması halinde dosya transfer işlemi

-İşyerinin aynı il içinde farklı Ana SGM’ye bağlı başka bir Alt SGM’ye gönderilecek olması halinde işyeri nakil işlemi

yapılacaktır.

İşyeri bildirgesinde çalıştırılmaya başlanılacak sigortalı sayısı alanında belirtilen sigortalı sayısının altında bildirimde bulunulduğunun tespit edilmesi halinde konuya ilişkin ihbar ve şikayet olmaması halinde herhangi bir işlem yapılmayacaktır.

Örnek 4: (B) Ltd. Şti. tarafından 03/09/2018 tarihinde sigortalı çalıştırılmaya başlanılacak işyerine ilişkin işyeri bildirgesi aynı tarihte Kuruma gönderilmiştir. Söz konusu işyerinde çalıştırılmaya başlanılacak sigortalı sayısı 2 olmasına karşın çalıştırılmaya başlanılacak sigortalı sayısı alanına 3 olarak girilmiştir. Söz konusu durumun ilgili ünite tarafından tespit edilmiş olması halinde konuya ilişkin bir ihbar ve şikayet olmaması halinde herhangi bir işlem yapılmayacaktır.

Diğer yandan işyeri bildirgesinde çalıştırmaya başlanılacak sigortalı sayısı belirtildiği halde Kuruma sigortalı işe giriş bildirgelerinin verilmeyerek sigortalı çalıştırılmaması halinde ise konuya ilişkin bir ihbar ve şikayet olmaması kaydıyla işverenin Kuruma yazılı olarak müracaat etmesi şartıyla işyeri dosyası işlemden kaldırılacaktır. 


Kaynak: SGK Genelge 2020/20 – 18.06.2020 – İşveren İşlemleri Genelgesi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/adres-nakillerinde-sgk-isyeri-bildirgesi-kac-gun-icinde-verilmelidir-sgk-isyeri-bildirgesi-yanlis-sgm-verilirse-ceza-uygulanir-mi/feed/ 0
Alt İşveren nedir? Kimler alt işveren olarak adlandırılır? Alt işverenin alt işverenin olur mu? https://www.muhasebenews.com/alt-isveren-nedir-kimler-alt-isveren-olarak-adlandirilir-alt-isverenin-alt-isverenin-olur-mu/ https://www.muhasebenews.com/alt-isveren-nedir-kimler-alt-isveren-olarak-adlandirilir-alt-isverenin-alt-isverenin-olur-mu/#respond Thu, 27 Aug 2020 10:45:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=91298 Alt işveren kavramı

Kanunun 12 nci maddesinin altınca fıkrasında, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denileceği, sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işverenin, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu olacağı, belirtilmiştir.

Kanunun söz konusu hükmüne istinaden asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edebilmek için;

  • İşyerinde sigortalı çalıştıran asıl işverenin varlığı,
  • Alt işverenin yapmayı üstlendiği iş için sigortalı çalıştırması,
  • İşin asıl işverenin işyerinde yürütülmesi,

-Alt işverenin işyerinde asıl işverenin yapmış olduğu ana işin bir bölümünde, eklentilerinde veya yardımcı işlerinde iş alması,

şartlarının aynı anda gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılacaktır. Söz konusu şartlara ilişkin olarak aşağıda belirtilen açıklamalara göre ilgilinin alt işveren olup olmadığı yönünde işlem yapılacaktır.

1- İşyerinde sigortalı çalıştıran asıl işverenin varlığı

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin doğabilmesi için, işyerinde sigortalı çalıştıran bir asıl işverenin bulunması gerekmektedir. Sigortalı çalıştırmayan işverenlik sıfatını kazanamayacağı için bu durumdaki kişilerden iş alanlar da alt işveren sayılmayacaktır.

Bu doğrultuda asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, diğer bir deyişle asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına sigortalı çalıştırıyor olmasına dikkat edilecektir.

Diğer yandan asıl işverenin işverenlik sıfatını koruması adına, işyerinde sigortalı çalıştırarak işin bütününü başka bir işverene devretmemiş olması gerekmektedir. Bu kapsamda işin bütünün bir başka işverene bırakıldığı durumlarda alt işverenlik söz konusu olmayacaktır. Bu doğrultuda işin belli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde bir başkasına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, dolayısıyla sigortalı çalıştırılmadığı için işverenlik sıfatına haiz olunmadığı durumlarda işi devralan kişi alt işveren, devreden de asıl işveren olarak nitelendirilmeyecektir.

2- Alt işverenin yapmayı üstlendiği iş için sigortalı çalıştırması ve işin asıl işverenin işyerinde yürütülmesi

Kanuna istinaden asıl işveren- alt işveren ilişkisinin kurulması için alt işverenin yapmayı üstlendiği işte çalıştırdığı sigortalıların, o iş için alınmış ve çalıştırılmış olması gerekmektedir. Esasen iş alanın söz konusu işi var olan ve 5510 sayılı Kanun kapsamında bulunan işyerinin (devamlı işyeri) sigortalı işçileri ile yapması durumunda, iş alan alt işveren olarak kabul edilmeyecektir.

Fabrikaya yemek pişirilmesi işini kendi işyerinde yapan kişi alt işveren sayılmaz

Örnek 1: Bir fabrikaya yemek pişirilmesi işini kendine ait müstakil işyerinde yapan ve burada çalıştırmış olduğu işçileri ile yemekleri fabrikaya getirip servis yapan kişi yardımcı hizmetler olarak nitelendirilecek olan söz konusu işi fabrika işyerinde , bölüm veya eklentilerinde yapmamış olduğundan, sosyal sigorta yükümlülüklerini fabrika işyeri dosyası üzerinden alt işveren olarak değil, kendi adına açılmış olan devamlı işyeri dosyası üzerinden yerine getirecek ve alt işveren olarak nitelenmeyecektir.

Bu doğrultuda yapılan işin devamlı işyerinden yapılabilecek mahiyette bir iş olup olmadığına dikkat edilecek olup bir işyerinin, faaliyetine devam etmesinin taahhüt edilen işe bağlı olmaması, taahhüt konusu işten bağımsız olarak faaliyetini devam ettirmesi, dolayısıyla taahhüt konusu iş olmasaydı dahi mevcut olacak olan bir işyeri olması halinde, devamlı mahiyette bir işyerinin varlığı kabul edilerek işi üstlenen kişi alt işveren olarak değil işveren olarak işlem görecektir.

Ayrıca işin tamamının yürütümü ile sorumlu olan işverenden iş alan, ancak sigortalı çalıştırmayanların da alt işverenliği söz konusu olmayacaktır. Bu anlamda, alınan işte sigortalı çalıştırmayıp tek başına ya da ortakları ile işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir.

Müteahhitten sıva işini alıp tek başına yapan alt işveen sayılmaz

Örnek 2: Bir inşaat işine ilişkin olarak müteahhitten inşaat işinde sıva işini alan ve sigortalı çalıştırmaksızın söz konusu işi tek başına yapan kişi alt işveren sayılmayacaktır.

3- Alt işverenin işyerinde asıl işverenin yapmış olduğu ana işin bir bölümünde, eklentilerinde veya yardımcı işlerinde iş alması

Kanunun 12 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan düzenlemeye istinaden alt işverenin asıl işverene ait işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya işin bölüm veya eklentilerinde iş alması gerekmektedir.

İşyerinde yapılan ana işin ne olduğu hususu, işyerinin ne amaçla tesis edilmiş olduğuna bakılarak tespit edileceğinden, ana işin bir bölümünden iş alarak kendi adına ve hesabına işçi çalıştıran kişi alt işveren olarak nitelendirilecektir. Bölüm tabiri değişik ürün çeşitlerinin üretildiği yerleri ifade edebileceği gibi aynı ürünün değişik üretim aşamalarını da ifade edebilecektir.

Fabrikadaki paketleme işini alan ve kendi işçileri ile yapan kişi alt işverendir.

Örnek 3: Bir bisküvi fabrikasında bisküvi üretimi yapılan veya gofret yapılan kısımlar işin ayrı bir bölümü olabileceği gibi tüm ürünlerin paketlendiği kısım da işin bir bölümü olarak kabul edilecek olup söz konusu paketleme işini müstakilen alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran kişi alt işveren olarak nitelendirilecektir.

Diğer yandan Kanunda yer alan alt işverenin “işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya işin bölüm veya eklentilerinde iş alması” ibaresinde Kanunda verilecek işin yapılan asıl işle ilgili olacağına ilişkin bir belirleme yapılmamıştır. Bu doğrultuda Kanunda verilecek işin; “asıl işin tamamlayıcısı/ayrıntısı” mı yoksa asıl işin ifasına yardımcı olacak “yardımcı iş” (işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iş) mi olduğu hususunda sınırlandırma yoluna gidilmediğinden, verilecek işin; her ikisini de kapsadığı değerlendirilecektir. Bu doğrultuda Kanunda belirtilen ve eklenti olarak belirtilen yerlerde görülen işin de asıl işle ilgili olan veya ona yardımcı olan işler olması halinde işi alan kişi alt işveren olarak değerlendirilecektir.

Yapılacak işin niteliğinin asıl iş ile ilintisi önemli.

Örnek 4: Bir tekstil fabrikasına bir bölüm eklenmesi için yapılacak olan inşaat işinin dokuma işinden farklı nitelikte iş olduğu dikkate alındığında, inşaat işini yüklenen kişinin dokuma işvereninin alt işvereni sayılması mümkün olmayacaktır.

Güvenlik, yemek dağıtımı, servis işleri alt işveren olarak ifa edilebilir.

Örnek 5: Bir fabrikanın güvenliğinin sağlanması veya çalışanlarının yemek ihtiyacının karşılanması ya da çalışanların işyerine getirilip götürülmesi amacıyla yaptırılan işler işyerinin yardımcı işleri olarak kabul edileceğinden bu gibi işleri üstlenenler 5510 sayılı Kanun karşısındaki yükümlülüklerini fabrika işyerine ait işyeri dosyası üzerinden alt işveren olarak yerine getirebileceklerdir.

Alt işverenin alt işvereni olur mu?

Bir işverenden iş alan alt işveren, aldığı işin bölüm veya eklentilerini sözleşme ile başka birine verse dahi alt işverenden işi alan kişi alt işverenin alt işvereni olmayacaktır. Ancak asıl işverenin muvafakatı olursa asıl işverenin alt işvereni olabilecektir. Keza ilgili Kanun maddesinde de görüldüğü üzere alt işveren olarak nitelenmenin temeli o işyerinde işi yürüten asıl işverenden iş almaya dayandırılmıştır.

Örnek 6: Bir tekstil fabrikasında kumaş boyama işi asıl işveren tarafından alt işverene verilebilecek olup söz konusu boyama işinin ilgili alt işveren tarafından kendi içinde daha alt bölümlere ayrılıp alt işveren niteliğindeki başka kimselere verilme imkanı bulunmamaktadır. Ancak asıl işverenin muvafakatı olması halinde işin alt işveren tarafından bölünerek başka alt işverenler verilmesi mümkün bulunmakta olup bu durumda söz konusu alt işverenler asıl işverenin işyeri dosyasından işlem göreceklerdir.


Kaynak: SGK Genelge 2020/20 – 18.06.2020 – İşveren İşlemleri Genelgesi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/alt-isveren-nedir-kimler-alt-isveren-olarak-adlandirilir-alt-isverenin-alt-isverenin-olur-mu/feed/ 0
Konsorsiyum Olarak Üstlenilen Mühendislik İşleri, Yıllara Sari İnşaat İşi Olarak Değerlendirilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/konsorsiyum-olarak-ustlenilen-muhendislik-isleri-yillara-sari-insaat-isi-olarak-degerlendirilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/konsorsiyum-olarak-ustlenilen-muhendislik-isleri-yillara-sari-insaat-isi-olarak-degerlendirilebilir-mi/#respond Tue, 03 Apr 2018 20:00:57 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16335 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Konsorsiyum olarak üstlenilen işin mühendislik kısmının yıllara sari iş olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ile hizmet alınacak alt taşeronlardan tevkifat yapılıp yapılmayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; … San. ve Tic. Ltd. Şti. / … A.Ş. & … San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı konsorsiyumu olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Arazi Toplulaştırma ve TİGH Daire Başkanlığının ihale ettiği 1000 gün süre içerisinde tamamlanacak ‘Ankara Beypazarı Arazi Toplulaştırma ve TİGH Projesi’ ihalesini aldığınız, … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin işin sadece inşaat kısmını yapacağı, iş ortaklığınız tarafından ise sadece mühendislik hizmetlerinin yapılacağı belirtilerek inşaat ile ilgisi olmayan hakedişlerinizden yıllara sari inşaat onarım işi kapsamında %3 oranında kesinti yapılıp yapılmayacağı ile size hizmet verecek olan alt taşeronlara yapacağınız hakedişlerden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42’nci maddesinde; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekupaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 44’üncü maddesinin birinci fıkrasında da inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, bir işin 42’nci madde kapsamına girmesi için faaliyet konusu işin, inşaat ve onarma işi olması, işin taahhüde bağlı olarak yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekir. Genel anlamı ile inşaat; malzeme ve işçilik kullanmak suretiyle meydana getirilen gayrimenkulün yapı kısmına ait faaliyetlerin tümünü kapsar. Onarım ise bir gayrimenkulün iskeleti dışında harap olan kısımların yeniden yapılması ile ilgili büyük ölçüdeki tamirat ve yenileme faaliyetlerini ifade eder.

Bu açıklamalar çerçevesinde, arazi toplulaştırılması ve tarla içi geliştirme işleri inşaat ve onarma işi olmayıp, hizmet işi niteliğinde olduğundan Gelir Vergisi Kanununun 42’nci maddesi kapsamında değerlendirilmeyecektir.

Ancak taahhüt sözleşmesinde, arazi toplulaştırılması ve tarla içi geliştirme hizmetleri ile birlikte inşaat işlerinin de bulunması durumunda, söz konusu iş bütünüyle inşaat işi olarak değerlendirilecek ve işin yıllara sirayet etmesi halinde de Gelir Vergisi Kanununun 42’nci maddesi kapsamında değerlendirilecektir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden sorumlularca vergi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmış olup bu oran 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %3 olarak tespit edilmiştir.

Diğer taraftan, konsorsiyum olarak ihalesi yapılan işlerle ilgili gerekli açıklamalar 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılmış olup, söz konusu tebliğin “Konsorsiyum olarak yapılan işlere ilişkin ödemelerin durumu” başlıklı 15.3.1.1. bölümünde; ihale edilen iş için yapılan ödemelerin, vergi kesintisi açısından konsorsiyum üyesi firmaların taahhüt ettikleri işle sınırlı olmak üzere ayrı ayrı değerlendirileceği, bu şekilde ihalesi yapılan inşaat işlerinde, taahhüt edilen işin, bütünü itibarıyla alt aşamalara ayrılacağı ve birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin kısmı için vergi kesintisi yapılacağı açıklanmıştır.

Özelge talep formu ve eklerinin tetkikinden;
– Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Arazi Toplulaştırma ve TİGH Daire Başkanlığı tarafından ihale edilen, Ankara Beypazarı Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Projesi işini konsorsiyum sözleşmesi ile kurulan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile iş ortaklığınızın konsorsiyum olarak üstlendiği,
– Yapılan sözleşmede söz konusu işin; inşaat işleri (1. Kısım) ve mühendislik işleri (2. Kısım) olarak kısımlara ayrıldığı ve inşaat işinin … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, mühendislik işlerinin ise iş ortaklığınız tarafından üstlenildiği,
– 07.10.2015 tarihinde imzalanan Ankara Beypazarı Arazi Toplulaştırma ve TİGH Projesi İşine Ait Sözleşmeden, söz konusu işe sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 (on gün) içinde başlanacağı ve 1000 (bin gün) içinde tamamlanarak geçici kabule hazır hale getirileceği,
anlaşılmıştır.

Bu çerçevede, konsorsiyum olarak ihalesi yapılan söz konusu işin inşaat işine ilişkin 1. kısmının Gelir Vergisi Kanununun 42’nci maddesi kapsamında yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde inşaat işi olması nedeniyle, bu kısıma ilişkin yapılacak hakediş ödemeleri üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılması ve kazancının işin bittiği dönemde kati olarak tespit edilerek vergilendirilmesi; 2. kısım olan mühendislik işlerinin ise, bahse konu madde kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu kısma ilişkin yapılan hakediş ödemeleri üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılmaması ve her bir dönem itibarıyla oluşan kazancın ilgili dönemin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Ayrıca, iş ortaklığınız tarafından üstlenilen mühendislik hizmetlerine ilişkin olarak gelir vergisi mükellefi olan kişilerden serbest meslek hizmeti almanız halinde bunlara yapılacak ödemelerden Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının 2/b bendine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Öte yandan kurumlar vergisi mükelleflerinden alınacak bu mahiyetteki hizmetler nedeniyle yapılacak ödemeler üzerinden tevkifat yapılacağına dair Gelir Vergisi Kanununun 94 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddelerinde hüküm bulunmadığından bu ödemeler üzerinden tevkifat yapılması gerekmemektedir.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
28 Temmuz 2016 Tarih ve 38418978-120[42-15/24]-180397 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/konsorsiyum-olarak-ustlenilen-muhendislik-isleri-yillara-sari-insaat-isi-olarak-degerlendirilebilir-mi/feed/ 0
EXPO Fuarlarında Türkiye’yi Temsil Etmek Amaçlı Yapılan Katılım ve Hizmetler Kurumlar Vergisi İstisna Kapsamında mıdır? https://www.muhasebenews.com/expo-fuarlarinda-turkiyeyi-temsil-etmek-amacli-yapilan-katilim-hizmetler-kurumlar-vergisi-istisna-kapsaminda-midir/ https://www.muhasebenews.com/expo-fuarlarinda-turkiyeyi-temsil-etmek-amacli-yapilan-katilim-hizmetler-kurumlar-vergisi-istisna-kapsaminda-midir/#respond Fri, 24 Nov 2017 00:00:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17478 (GİB – ÖZELGE)

Konu: EXPO fuar ve sergileri kapsamında yurtdışında Türk bahçesi kurulması ve buna ilişkin hizmetlerin kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin iki ayrı taahhüt sözleşmesi ile EXPO fuar ve sergileri kapsamında yurtdışında Türk bahçesi inşası, tefrişi, projelendirmesi, dekorasyonu, tesisatlarının yapımı, tanıtım sitelerinin ve stantlarının oluşturulması, koordinasyonu ve tüm projenin yönetimi işini üstlendiği belirtilerek, bu işlerden elde edilecek kazancın kurumlar vergisinden istisna olup olmadığı, sözleşmelerin yabancı bir ülkede yahut Türkiye’de mukim bir kurum ya da kuruluşa ya da onun yurtdışındaki şubesine taahhüt edilmiş olmasının veya taahhüt bedelinin Türkiye’de ödenmesinin, ayrıca işlerin bir kısmının ya da tamamının bir alt taşerona yaptırılmasının istisna uygulamasına engel teşkil edip etmediği hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3’üncü maddesinde; “Kanunun 1’inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin açıklamalara Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5.9 bölümünde yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 3194 sayılı İmar Kanununun 5’inci maddesinde, yapı karada veya suda daimi ve muvakkat resmi ve hususi yer altı ve yerüstü inşaat ile bunların ilave değişiklik ve tamirlerinin içine alan sabit müteferrik tesislerdir şeklinde tanımlanmıştır.

Öte yandan, 4734 sayılı Kamu ihale Kanununun 4’üncü maddesinin “Tanımlar” başlıklı bölümünde ise yapım; bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı, rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı, haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı, taşkın koruma ve dekupaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarım, restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, yıkma, güçlendirme ve montaj işleri ile benzeri yapım işleri olarak tanımlanmıştır.

Buna göre; EXPO fuarlarında Türkiye’nin temsil edilmesi kapsamında yapımını ve sözleşmede belirtilen sürenin bitiminde sökümünü taahhüt ettiğiniz “Türk bahçesi” kurulması ve buna ilişkin hizmetler, inşaat, onarım, montaj işi veya teknik hizmet olarak değerlendirilemeyeceğinden Kurumlar Vergisi Kanununun 5-1/h maddesi kapsamında istisnadan yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
29 Mayıs 2014 Tarih ve 38418978-125[5-13/3]-528 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/expo-fuarlarinda-turkiyeyi-temsil-etmek-amacli-yapilan-katilim-hizmetler-kurumlar-vergisi-istisna-kapsaminda-midir/feed/ 0
Avans Ödemesinin İnşaat Başlanmadan Alınması Halinde Yıllara Sari İnşaat İşinin Başlangıç Tarihi Nasıl Hesaplanır? https://www.muhasebenews.com/avans-odemesinin-insaat-baslanmadan-alinmasi-halinde-yillara-sari-insaat-isinin-baslangic-tarihi-nasil-hesaplanir/ https://www.muhasebenews.com/avans-odemesinin-insaat-baslanmadan-alinmasi-halinde-yillara-sari-insaat-isinin-baslangic-tarihi-nasil-hesaplanir/#respond Sat, 17 Jun 2017 04:00:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16836 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Yıllara sâri inşaat işinde işin başlangıç tarihinin belirlenmesi.

İlgi’de kayıtlı özelge talep formunda, 14.12.2014 tarihinde imzalandığı belirtilen ancak eki sözleşmede 14.11.2014 tarihinde imzalandığı görülen inşaat taahhüt işi sözleşmesinde, işin başlama tarihi olarak 01.12.2014 tarihinin öngörülmekle birlikte işe başlanabilmesi için iş yerinin tesliminin gerektiği ancak inşaata ait yapı ruhsatı izninin çıkmaması nedeniyle yer tesliminin yapılamadığı, dolayısıyla işin 2015 yılı Ocak ya da Şubat ayında başlayabileceği, işverenin sözleşme konusu inşaat bedelinin %30’unu avans olarak 21.12.2014 tarihinde Şirketinize ödediği belirtilerek, 2014 yılı içinde alınan avans sebebiyle yapılan inşaat işinin yıllara sari inşaat işi niteliği kazanıp kazanmayacağı ile müteahhidin kendisine yapılan avans ödemesini 2014 yılı içinde alt taşeronlara aktarmasının ya da hiç kullanmadan banka hesabında tutmasının inşaat işinin başlangıç tarihi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasında; vergi kesintisi yapmak zorunda olanlarca, kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacağı; anılan fıkranın (a) bendinde de 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri üzerinden (2009/14594 sayılı BKK ile) %3 oranında tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun;

– 42’nci maddesinde; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekupaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkûr yıl beyannamesinde gösterilir.

Mükellefler bu madde kapsamına giren hallerde her inşaat ve onarma işinin hasılat ve giderlerini ayrı bir defterde veya tutmakta oldukları defterlerin ayrı sayfalarında göstermeye ve düzenleyecekleri beyannameleri işlerin ikmal edildiği takvim yılını takip eden yılın Mart ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar vermeye mecburdurlar.”

– 44’üncü maddesinde; “İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilir.

Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınır.”
hükümlerine yer verilmiştir.

Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42’nci maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için;
-Faaliyet konusunun inşaat ve onarma işi olması,
-İnşaat ve onarma işinin birden fazla takvim yılına sirayet etmesi,
-İnşaat ve onarma işinin taahhüde bağlı olarak yapılması şartlarının bir arada aranılması gerekmektedir.

Madde kapsamına giren işlerde işin başlangıç tarihi olarak; yapılan sözleşmede yapılacak işin yer teslim tarihi öngörülmüş ise bu tarihin, sözleşmede yer teslim tarihi belirtilmemiş ise sözleşmede belirtilen işin başlangıç tarihinin, sözleşmede bunların hiçbiri belirtilmemiş ise sözleşmenin imzalandığı tarihin işin başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekir.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan “Anadolu Isuzu Ar-Ge Binası İnşaat Sözleşmesi”nin incelenmesinde; söz konusu sözleşmenin 14.11.2014 tarihinde imzalandığı, sözleşmenin “D) İşin Süresi” başlıklı bölümünde; işin 1 Aralık 2014 tarihinde başlayacağı, 31 Temmuz 2015 tarihinde teslim edileceği ve “11. İş Yerinin Teslimi ve Aplikasyon” başlıklı bölümünde ise; sözleşmenin akdini müteakip Şirketinizin İş Programı gereğince işine başlayabilmesi için ortak bir zabıtla iş yerinin Şirketinize teslim edileceği anlaşılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; 14.11.2014 tarihinde imzalanan ve işin yer teslim tarihini ihtiva etmeyen inşaat taahhüt işi sözleşmesinde işin başlangıç tarihi olarak 01/12/2014 tarihinin belirtilmesi, ayrıca tarafınıza 2014 yılı içinde avans ödemesinin de yapılması hususları birlikte değerlendirildiğinde, işin başlangıç tarihinin 01.12.2014 olarak kabul edilmesi, dolayısıyla 2015 yılında bitirilmesi öngörülen işin birden fazla yıla yaygın inşaat işi kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup bahse konu inşaat işi için avans ödemeleri de dahil olmak üzere Şirketinize nakden veya hesaben yapılacak hak ediş ödemeleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uyarınca kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
6 Ekim 2015 Tarih ve 62030549-120[42-2014/869]-84755 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/avans-odemesinin-insaat-baslanmadan-alinmasi-halinde-yillara-sari-insaat-isinin-baslangic-tarihi-nasil-hesaplanir/feed/ 0