alımında – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 02 Mar 2024 08:42:34 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 %18 KDV ile alınan ticari aracın sayılması halinde KDV %18 mi yoksa %20 mi uygulanacak? https://www.muhasebenews.com/%18-kdv-ile-alinan-ticari-aracin-sayilmasi-halinde-kdv-%18-mi-yoksa-%20-mi-uygulanacak/ https://www.muhasebenews.com/%18-kdv-ile-alinan-ticari-aracin-sayilmasi-halinde-kdv-%18-mi-yoksa-%20-mi-uygulanacak/#respond Sat, 02 Mar 2024 08:42:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149526 Mükellefimizin şirkete kayıtlı ticari araç alımında ödediği KDV oranı %18’dir. Aracı satarken KDV oranı %18 KDV mi %20 mi olmalı?

Ticari aracın satış tarihinde geçerli olan KDV oranı uygulanır. Bu oran halihazırda % 20 olarak uygulanmaktadır.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/%18-kdv-ile-alinan-ticari-aracin-sayilmasi-halinde-kdv-%18-mi-yoksa-%20-mi-uygulanacak/feed/ 0
Ticari Araç Alımında KDV İndirim Konusu Yapılır Mı? ÖTV’nin Tamamı Alış Tarihinde Gider Yazılabilir Mi? https://www.muhasebenews.com/ticari-arac-aliminda-kdv-indirim-konusu-yapilir-mi-otvnin-tamami-alis-tarihinde-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ticari-arac-aliminda-kdv-indirim-konusu-yapilir-mi-otvnin-tamami-alis-tarihinde-gider-yazilabilir-mi/#respond Mon, 21 Aug 2023 22:00:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145589 Ticari araçların alımında KDV ve ÖTV’nin tamamı gider olarak kullanılabilir mi burada herhangi bir kısıtlama var mı?

Ticari araçlar için yapılan harcamalar için gider kısıtlaması uygulanır mı? 

KDV gider veya maliyet olmaz. KDV beyannamesinde İndirilecek KDV olarak gösterilir. ÖTV’nin tamamı maliyet veya gider yazılır.

Ticari taşıtlarda gider kısıtlaması olmaz.


Ticari Araç Alımı Örnek Muhasebe Kaydı

1- ÖTV’nin direkt gider yazıldığına ilişkin örnek

_________________ / _________________

252 TAŞITLAR (B)

191 İNDİRİLECEK KDV (B)

730 HİZMET ÜRETİM ÜRETİM MALİYETİ (B)
(740, 760 gibi hesaplar da olabilir)

329 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR (A)

_________________ / _________________

 

2- ÖTV’nin aracın maliyetine atılmasına ilişkin örnek

_________________ / _________________

252 TAŞITLAR (B)

191 İNDİRİLECEK KDV (B)

329 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR (A)

_________________ / _________________

Ayrıca ticari araçlarda binek oto gider kısıtlaması yoktur. Amortisman yakıt, sigorta, bakım, onarım, MTV’nin tamamı gider/maliyet yazılabilir


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticari-arac-aliminda-kdv-indirim-konusu-yapilir-mi-otvnin-tamami-alis-tarihinde-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0
Belediyeye bağışlanmak üzere alınan çöp kamyonunun KDV’si indirim konusu yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/belediyeye-bagislanmak-uzere-alinan-cop-kamyonunun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/belediyeye-bagislanmak-uzere-alinan-cop-kamyonunun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/#respond Thu, 30 Mar 2023 07:05:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=140873 Defterine bakmış olduğum bir firma var ve bu firma bir belediyeye bağışlanmak üzere çöp kamyonu satın almıştır. Bu taşıtın alımında yüklenen KDV’yi indirim hesaplarımıza alabilir miyiz? Belediye’ye bu taşıtı hibe şeklinde vereceğimizden dolayı fatura düzenlememiz gerekir mi? Bu faturada 391 Hesaplanan KDV gösterilecek mi?

Yapılan araç bağışı için fatura düzenlenir. Yapılan bağış KKEG yazılır.

KKEG geçici vergi ve yıllık beyannamede matraha ilave edilir.

KV matrahı var ise KVK 10(1) c maddesine göre;
“””c) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı”” indirilir.

Buna göre, Şirketinizce Belediyeye bağışlanacak taşıtın teslimi KDV Kanununun 17/2-b maddesine göre vergiden istisnadır.
Söz konusu teslimle ilgili olarak yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

30/a maddesinde ise vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ile ilgili alış vesikalarında gösterilen KDV’nin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemez. İndirilmiş ise ilave KDV olarak beyan edilir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/belediyeye-bagislanmak-uzere-alinan-cop-kamyonunun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/feed/ 0
Binek oto lastik alımı gider kısıtlamasına tabi olacak mıdır? https://www.muhasebenews.com/binek-oto-lastik-alimi-gider-kisitlamasina-tabi-olacak-midir/ https://www.muhasebenews.com/binek-oto-lastik-alimi-gider-kisitlamasina-tabi-olacak-midir/#respond Wed, 07 Dec 2022 00:20:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=135283 Tüzel kişiliklerde mevcut binek araçlar için yapılan lastik alımında, tüzel kişilik adına düzenlenecek faturanın muhasebeleştirilmesi esnasında KDV tutarının gider kısıtlaması uygulanması gerekir mi?

Binek araçlarının tüm giderlerinde Kısıtlama uygulanır. Uygulama ödenen KDV içinde geçerlidir.

____________________________

İLGİLİ İÇERİKLER

Binek otomobillere alınan lastikler için gider kısıtlaması uygulanır mı?

Binek otomobil lastik alımlarında amortisman gider kısıtlaması uygulaması ve KDV uygulaması nasıldır? Araba lastikleri amortismana tabii midir? Şartları nelerdir?

Araç lastikleri Amortismana tabidir. 345 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “I-Ticari Amaçla Kullanılan Araçlar İçin İktisap Edilen Lastiklerin Faydalı Ömürleri” başlıklı (I) bölümünde; “…339 sıra numaralı Tebliğ ile değişik 333 sıra numaralı Tebliğ eki listenin 3.72 numaralı bölümünde otomobil, kamyon, minibüs, midibüs, yük arabaları, özel amaçlı olarak kullanılan araçlar ve benzeri araçlara ait lastikler (Yeni satın alınan araçlarda hazır olanlar hariç) yer almakta olup, bunların faydalı ömürleri 2 yıl ve amortisman oranları da % 50,00 olarak tespit edilmiştir.

Lastik alımı için ödenen bedel ve KDV için %30- %70 kıyaslaması yapılır. Gider yazılacak Kısım %70’dir. KDV’nin de indirilecek kısmı KDV’nin %70’tir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/binek-oto-lastik-alimi-gider-kisitlamasina-tabi-olacak-midir/feed/ 0
Gider pusulası ile alınan 2. el cep telefonunu satarken KDV uygulanacak mı? https://www.muhasebenews.com/gider-pusulasi-ile-alinan-2-el-cep-telefonunu-satarken-kdv-uygulanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/gider-pusulasi-ile-alinan-2-el-cep-telefonunu-satarken-kdv-uygulanacak-mi/#comments Mon, 04 Jul 2022 02:39:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=128456 Gider pusulası ile 2. el cep telefonu alımında stopaj ve KDV uygulamıyoruz. Satarken KDV durumu nasıl olacak? Alım ile satım arasındaki fark üzerinden mi beyan edeceğiz yoksa Toplam bedel üzerinden KDV’yi ayırarak mı hesaplamamız gerekli?

KDV ödemeden Gider pusulası ile alınan mallar için (cep telefonu ) düzenlenecek faturada satış bedelinin tamamı üzerinden % 18 KDV hesaplanır. Alım satım arasındaki fark hesaplaması yapılmaz.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gider-pusulasi-ile-alinan-2-el-cep-telefonunu-satarken-kdv-uygulanacak-mi/feed/ 2
Servis ve yolcu taşımacılığı yapan mükellef 2.000 TL üzeri yakıt alımını ÖKC fişi ile belgeleyebilir mi? https://www.muhasebenews.com/servis-ve-yolcu-tasimaciligi-yapan-mukellef-2-000-tl-uzeri-yakit-alimini-okc-fisi-ile-belgeleyebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/servis-ve-yolcu-tasimaciligi-yapan-mukellef-2-000-tl-uzeri-yakit-alimini-okc-fisi-ile-belgeleyebilir-mi/#respond Mon, 30 May 2022 07:27:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=127302 Servis ve yolcu taşımacılığı yapan mükellefimiz yakıt alımlarında 2.000 TL üzeri ÖKC fişi alıyor. Kağıt ortamında belge düzenlemeye ait kısıtlama yakıt alımında var mı?

ÖKC fişinde taşıtın plakası yazıyor ise bu fişi gider olarak kayıtlara alabilirsiniz. KDV’sini de indirirsiniz.


Özelge: Akaryakıt satışlarında ödeme kaydedici cihazların nasıl kullanılacağı hk.

T.C.

AFYONKARAHİSAR VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

   
Sayı : B.07.4.DEF.0.03.10.00-ÖKC.MUK.140-12 20/05/2011
Konu : Akaryakıt istasyonlarında ökc.  

 

İlgi dilekçenizde, istasyonunuzdan akaryakıt alan  müşterilerinizden fatura isteyenlere yapılan satışları, ödeme kaydedici cihazın transfer tuşuna basarak sonlandırdığınız ve çıkan fişleri faturaya eklediğiniz, iskontolu akaryakıt satışlarında da aynı yöntemi kullandığınız belirtilerek, bu uygulamanın bir sakıncası olup olmadığı ile bu şekilde yapılan satışların “Z” raporlarının toplamlarında yer alması sebebiyle mükerrerlik söz konusu olacağından muhasebe kayıtlarının nasıl yapılacağı sorulmaktadır.

Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanunla ilgili olarak 07.09.2006 gün ve 26282 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 68 Seri No.lu Genel Tebliğinin 1’inci bölümünde, “…Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesinin 1 numaralı bendinde; “Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; …”, 3 numaralı bendinde ise “Tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, …” Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükümleri bulunmaktadır.

Anılan hükümlerle Bakanlığımıza tanınan yetkiye dayanılarak, akaryakıt pompalarının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle otomatik olarak düzenlenen fişlerin, fatura düzenleme tutarının (2011 yılı  için 700 TL) altında veya üstünde olsa dahi “fatura yerine geçen belge” olarak kabul edilmesi ve bu şekilde belgelenen satışlar dolayısıyla nihai tüketiciler veya vergi mükelleflerince yapılan fatura düzenleme taleplerinin dikkate alınmaması uygun görülmüştür.

Buna göre, nihai tüketicilerin tüketim amacıyla, mükellef olanların ise ticari, zirai ve mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt karşılığında düzenlenecek (üzerinde “TAŞIT VEYA MÜŞTERİ TANIMA SİSTEMİ FATURAYA DÖNÜŞTÜRÜLECEK” ibaresi bulunanlar hariç) söz konusu ödeme kaydedici cihaz fişleri, üzerinde yazılı tutar ne olursa olsun fatura yerine geçen belge olarak kabul edilecek, ayrıca faturaya dönüştürülmesi istenmeyecek ve yapılan incelemeler ve kontroller sırasında bu fişleri gider belgesi olarak kullananlardan fatura ibrazı talep edilmeyecektir.” denilmiştir.

Aynı Genel Tebliğin 2 nci bölümünde ise “…Akaryakıt pompaları ödeme kaydedici cihazlara bağlanmış olan istasyonlardan; 

a) Taşıt tanıma, müşteri tanıma vb. sistemler kullanılarak  (fiş üzerinde “TAŞIT VEYA MÜŞTERİ TANIMA SİSTEMİ FATURAYA DÖNÜŞTÜRÜLECEK” ibaresi bulunan), 

b) Bazı kurumlar tarafından geliştirilen özel kartlar kullanılarak (akıllı kart vb.)

c) Taşıt tanıma, müşteri tanıma vb. sistemler olmaksızın müşteriler ile akaryakıt dağıtım şirketleri veya istasyon işletmecileri arasında yapılan özel anlaşmalara dayanılarak, 

gerçekleştirilen (ve pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlardan otomatik olarak çıkan fişlerle belgelendirilen) ve faturası mal teslimini müteakiben belirli periyotlarla düzenlenen akaryakıt satışlarına münhasır olmak üzere, bu satışlara ilişkin faturanın (katma değer vergisi açısından vergilendirme dönemi aşılmamak şartıyla) onbeş gün içinde dağıtım şirketleri ve/veya akaryakıt istasyon işletmelerince Vergi Usul Kanununa göre toplu olarak düzenlenmesi uygun bulunmuştur.

Bu şekilde akaryakıt satışı yapılan kişiler adına düzenlenecek faturanın her iki nüshasının ekinde, faturaya dönüştürülen fişlerin tarihi, numarası (“TAŞIT VEYA MÜŞTERİ TANIMA SİSTEMİ FATURAYA DÖNÜŞTÜRÜLECEK” ibaresi  olan fişlerin faturaya dönüştürülmesinde, fişlerin tarih ve numarasının belirtilmesine gerek yoktur),  taşıtın plaka no.su, akaryakıt cinsi, miktarı ve tutarı liste halinde belirtilecektir. Akaryakıt istasyonu işletmeleri veya dağıtım şirketleri bahse konu listeleri, faturanın düzenlendiği tarih itibariyle hazırlayacaklar ve kaşeleyip imzaladıktan sonra gerektiğinde ibraz edilmek üzere ilgili faturayla birlikte muhafaza edeceklerdir. İşletmeler, muhasebe kayıtlarında bu faturalarda yazılı miktar ve tutarları esas alacaklardır.

Akaryakıt istasyonlarından taşıt tanıma, müşteri tanıma vb. sistemler kullanılarak veya özel anlaşmalar çerçevesinde gerçekleştirilen, pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlardan otomatik olarak çıkan fişlerle belgelendirilen ve faturaları mal teslimini müteakiben belirli periyotlarla düzenlenen satışlarla ilgili olarak sözleşme dolayısıyla tahsil edilmesi gereken “fiyat farkı” ile satış bedeli üzerinden yapılacak “iskontolar”, sözleşmenin tarih ve sayısı da belirtilmek suretiyle (iskonto, akaryakıt zammı vb. ibarelerle) fatura üzerinde gösterilecektir. Faturaya ekli ödeme kaydedici cihaz fişlerinin toplam tutarının (bir kısım fişlerin muhafaza edilememesi nedeniyle) fiyat farkı ve iskonto tutarlarının dahil edilmesinden önceki fatura tutarından az olması durumunda, müşterinin muhasebe kayıtlarında, “mevcut ödeme kaydedici cihaz fişlerinin toplam tutarı/fiyat farkı ve iskonto tutarları dahil edilmeden önceki fatura tutarı” şeklinde bulunan oranın, fiyat farkı ve iskonto tutarları dahil edildikten sonraki fatura tutarı ile çarpılması suretiyle hesaplanan tutar dikkate alınacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre; 

1- Nihai tüketicilerin taşıtlarına yapılan akaryakıt satışları karşılığında pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlardan otomatik olarak çıkan ve müşterilere verilen fişlerin (68 Seri No.lu Genel Tebliğin 2. bölümünde belirtilen haller dışında) müşterilerin isteğine binaen faturaya dönüştürülmemesi ve bu yöndeki fatura taleplerinin dikkate alınmaması,

2- Yalnızca, taşıt tanıma, müşteri tanıma vb. sistemler (fiş üzerinde “TAŞIT VEYA MÜŞTERİ TANIMA SİSTEMİ FATURAYA DÖNÜŞTÜRÜLECEK” ibaresi bulunan) ile bazı kurumlar tarafından geliştirilen özel kartlar kullanılarak (akıllı kart vb.), taşıt tanıma, müşteri tanıma vb. sistemler olmaksızın müşteriler ile akaryakıt dağıtım şirketleri veya istasyon işletmecileri arasında yapılan özel anlaşmalara dayanılarak yapılan satışların belirli periyotlarla faturaya dönüştürülmesi,

Bu açıklamalar çerçevesinde faturaya dönüştürülen akaryakıt satışlarıyla ilgili olarak  sözleşme gereği satış bedeli üzerinden yapılacak iskontoların sözleşmenin tarih ve sayısı da belirtilmek suretiyle fatura üzerinde gösterilmesi,

3- Yukarıda belirtilen satışlar dolayısıyla ödeme kaydedici cihazların transfer tuşlarının kesinlikle kullanılmaması,  muhasebe kayıtlarının, ödeme kaydedici cihazlardan otomatik olarak çıkan ve faturaya dönüştürülmemesi gereken akaryakıt satışlarında “Z” raporlarındaki miktar ve tutarlar esas alınarak, taşıt tanıma, müşteri tanıma vb. sistemler, bazı kurumlar tarafından geliştirilen özel kartlar kullanılarak veya özel anlaşmalar çerçevesinde gerçekleştirilen ve faturası belirli periyotlarla düzenlenen satışlarda ise 68 Seri No.lu Genel Tebliğin 2 nci bölümünün son paragrafında açıklandığı şekilde yapılması, 

gerekmektedir.


 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/servis-ve-yolcu-tasimaciligi-yapan-mukellef-2-000-tl-uzeri-yakit-alimini-okc-fisi-ile-belgeleyebilir-mi/feed/ 0
Yurt dışından mimari tasarım hizmeti alımında gelir vergisi ve KDV tevkifatı https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-mimari-tasarim-hizmeti-aliminda-gelir-vergisi-ve-kdv-tevkifati-2/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-mimari-tasarim-hizmeti-aliminda-gelir-vergisi-ve-kdv-tevkifati-2/#respond Mon, 06 Dec 2021 09:22:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118943

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-130[I-15-126]-10331

20.03.2017

Konu

:

Yurt dışından mimari tasarım hizmeti alımında gelir vergisi ve KDV tevkifatı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, uzak doğu ülkelerinden (Hindistan vb…) mimari tasarım hizmeti temin etmek istediğiniz belirtilerek, söz konusu hizmet temini nedeniyle KDV ve gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

GELİR VE KURUMLAR VERGİLERİ KANUNLARI YÖNÜNDEN:

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

6 ncı maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları üzerinden vergilendirileceği;

7 nci maddesinin 4 numaralı bendinde, dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından serbest meslek kazançlarının Türkiye’de elde edildiğinin, serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye’de icra edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi şartlarına göre tayin olunacağı, maddenin son fıkrasında ise değerlendirmeden maksadın, ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya karından ayrılması olduğu;

65 inci maddesinde, serbest meslek faaliyetinin, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olduğu;

94 üncü maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları;

hükme bağlanmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde de, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla, bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler tevkifat kapsamındaki ödemeler arasında sayılmış, tevkifat oranı ise 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %20 olarak belirlenmiştir.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır.

Aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasında; dar mükellef kurumların iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettikleri kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı; ikinci fıkrasında ise dar mükellefiyete tabi kurumların ticari veya zirai kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ancak bu kazanç ve iratların Türkiye’de yapılmakta olan ticari veya zirai faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancının bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde de, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmış olup, aynı fıkranın (b) alt bendi ile serbest meslek kazançları tevkifat kapsamındaki kazanç ve iratlar arasında sayılmış, tevkifat oranı 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %20 olarak belirlenmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “22.2.3. Serbest meslek kazançları” başlıklı bölümünde, dar mükellef kurumların Türkiye’de elde ettikleri serbest meslek kazançlarının, Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN:

01.01.1994 tarihinden itibaren uygulanmakta olan Türkiye Cumhuriyeti ile Hindistan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının “Serbest Meslek Faaliyetleri” başlıklı 14 üncü maddesi aşağıda yer almaktadır.

“1. Bir Akit Devlet mukimi olan bir gerçek kişinin serbest meslek faaliyetlerinden veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetlerden elde ettiği gelirler, aşağıdaki durumlar hariç yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir. Aşağıdaki durumlarda ise söz konusu gelir, aynı zamanda diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir:

a) Eğer bu kişi diğer Akit Devlette faaliyetlerini icra etmek için sürekli kullanabileceği bir sabit yere sahip ise, bu durumda yalnızca bu sabit yere atfedilebilen gelir bu diğer Akit Devlette vergilendirilebilir; veya

b) Eğer bu kişi diğer Akit Devlette ilgili “bir önceki yıl” veya “gelir yılı”nda diğer Akit Devlette, bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmak üzere kalırsa; bu durumda, olayına göre bu diğer Devlette icra edilen faaliyetlerden elde edilen gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. “Serbest meslek faaliyetleri” terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi, sanatsal, eğitici ve öğretici faaliyetleri, bunun yanısıra doktorların, avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerini kapsamına alır.”

Buna göre, mimari tasarım hizmetini ifa eden Hindistan mukiminin bir gerçek kişi olması durumunda ifa edilen hizmetin serbest meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Hindistan mukimi gerçek kişinin serbest meslek faaliyetini Türkiye’de icra etmediği veya Türkiye’de yer alan sabit bir yer vasıtasıyla yürütmediği ya da faaliyet Türkiye’de icra edildiğinde icra süresi veya sürelerinin ilgili “bir önceki yıl” veya “gelir yılı”nda toplam 183 günü aşmadığı durumlarda bu faaliyetlerden doğan kazancın yalnızca Hindistan’da vergilendirilmesi gerekmektedir.

Söz konusu kişinin serbest meslek faaliyetini Türkiye’de sürekli kullanabileceği bir sabit yer vasıtasıyla gerçekleştirmesi durumunda, kendisine yapılacak ödemeler üzerinden vergi sorumlularınca Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerekmektedir. Faaliyetin Türkiye’de sabit bir yere sahip olunmadan icra edilmesi durumunda, yaptıkları serbest meslek ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları, tevkifat yükümlülüğünün doğduğu sırada, istihkak sahibi kişinin faaliyet icrası amacıyla Türkiye’de toplam 183 günden fazla bir süre kalıp kalmama durumunu bilemeyeceğinden, söz konusu ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorundadırlar. Kendilerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılan kişiler, Türkiye’de ilgili “bir önceki yıl” veya “gelir yılı”nda toplam 183 günden az bir süre kalmaları durumunda, bizzat veya vekilleri vasıtasıyla, tevkif edilen vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurabileceklerdir.

Öte yandan, Anlaşmanın “Ticari Kazançlar” başlıklı 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası; “Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları, bu diğer Devlette, sadece işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergilendirilebilir.” hükümlerini öngörmektedir. İşyerinin tanımı ise Anlaşmanın 5 inci maddesinde yapılmış olup, hangi hallerde diğer Devlette bir işyeri oluşacağı açıkça belirtilmiştir.

Buna göre, mimari tasarım hizmetini ifa eden Hindistan mukiminin bir teşebbüs olması durumunda ifa edilen hizmetin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi ve Hindistan mukimi teşebbüs Türkiye’de yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça yalnızca Hindistan’da vergilendirilmesi gerekmektedir. Eğer Hindistan mukimi teşebbüs Türkiye’de yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa Türkiye’nin, bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergi alma hakkı bulunmaktadır.

Bununla birlikte, anlaşma hükümlerinin iç mevzuata değişiklik getirdiği durumlarda anlaşmaya taraf diğer ülkede yerleşik (tam mükellef) olanların Türkiye’de elde ettikleri kazanç veya iratların ilgili anlaşma çerçevesinde vergiye tabi tutulabilmesi için kendi ülkelerinin yetkili makamlarından mukimlik belgesi almaları ve bu belgenin aslı ile noterce veya bu ülkelerdeki Türk konsolosluklarınca tasdik edilecek Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine veya kendilerine yapılan ödeme üzerinden vergi sorumlularınca vergi tevkifatı yapılması durumunda vergi sorumlularına ibraz etmeleri gerekmektedir. Vergi sorumluları teslim aldıkları söz konusu mukimlik belgelerini gerektiğinde yetkili makamlara ibraz etmek üzere muhafaza edeceklerdir. Mukimlik belgesinin ibraz edilememesi durumunda ise ilgili anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimiz uygulanacaktır.

Ayrıca, mimari tasarım hizmetinin Hindistan dışında diğer ülke mukimlerinden alınması durumunda, bu ülke ile aramızda bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması varsa bu anlaşma hükümleri dikkate alınarak, anlaşma yoksa doğrudan iç mevzuat hükümlerimiz uygulanacaktır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

-1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-1/2 maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalinin KDV’ye tabi olduğu,

-6/b maddesinde, hizmetin Türkiye’de yapılmasının veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye’de yapıldığını ifade ettiği,

-9 uncu maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

hükümlerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin “I/C-2.1.2.1. İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler” başlıklı bölümünde;

“3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV’nin konusuna girebilmesi için Türkiye’de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye’de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye’de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

            Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.

            Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

            Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.

            KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, şirketiniz tarafından yurt dışında mukim firmalardan temin edilen mimari tasarım hizmetinden Türkiye’de faydalanıldığından, söz konusu hizmet ifası KDV Kanununun 1/2 nci maddesi gereğince KDV’ye tabi olup, bu işleme ilişkin hesaplanan KDV’nin şirketiniz tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, 2 No.lu KDV beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen verginin şirketiniz tarafından aynı döneme ait 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-mimari-tasarim-hizmeti-aliminda-gelir-vergisi-ve-kdv-tevkifati-2/feed/ 0
Yurt dışından mimari tasarım hizmeti alımında gelir vergisi ve KDV tevkifatı https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-mimari-tasarim-hizmeti-aliminda-gelir-vergisi-ve-kdv-tevkifati/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-mimari-tasarim-hizmeti-aliminda-gelir-vergisi-ve-kdv-tevkifati/#respond Sat, 09 Oct 2021 02:30:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=115897

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-130[I-15-126]-10331

20.03.2017

Konu

:

Yurt dışından mimari tasarım hizmeti alımında gelir vergisi ve KDV tevkifatı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, uzak doğu ülkelerinden (Hindistan vb…) mimari tasarım hizmeti temin etmek istediğiniz belirtilerek, söz konusu hizmet temini nedeniyle KDV ve gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

GELİR VE KURUMLAR VERGİLERİ KANUNLARI YÖNÜNDEN:

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

6 ncı maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları üzerinden vergilendirileceği;

7 nci maddesinin 4 numaralı bendinde, dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından serbest meslek kazançlarının Türkiye’de elde edildiğinin, serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye’de icra edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi şartlarına göre tayin olunacağı, maddenin son fıkrasında ise değerlendirmeden maksadın, ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya karından ayrılması olduğu;

65 inci maddesinde, serbest meslek faaliyetinin, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olduğu;

94 üncü maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları;

hükme bağlanmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde de, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla, bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler tevkifat kapsamındaki ödemeler arasında sayılmış, tevkifat oranı ise 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %20 olarak belirlenmiştir.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır.

Aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasında; dar mükellef kurumların iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettikleri kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı; ikinci fıkrasında ise dar mükellefiyete tabi kurumların ticari veya zirai kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ancak bu kazanç ve iratların Türkiye’de yapılmakta olan ticari veya zirai faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancının bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde de, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmış olup, aynı fıkranın (b) alt bendi ile serbest meslek kazançları tevkifat kapsamındaki kazanç ve iratlar arasında sayılmış, tevkifat oranı 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %20 olarak belirlenmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “22.2.3. Serbest meslek kazançları” başlıklı bölümünde, dar mükellef kurumların Türkiye’de elde ettikleri serbest meslek kazançlarının, Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN:

01.01.1994 tarihinden itibaren uygulanmakta olan Türkiye Cumhuriyeti ile Hindistan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının “Serbest Meslek Faaliyetleri” başlıklı 14 üncü maddesi aşağıda yer almaktadır.

“1. Bir Akit Devlet mukimi olan bir gerçek kişinin serbest meslek faaliyetlerinden veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetlerden elde ettiği gelirler, aşağıdaki durumlar hariç yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir. Aşağıdaki durumlarda ise söz konusu gelir, aynı zamanda diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir:

a) Eğer bu kişi diğer Akit Devlette faaliyetlerini icra etmek için sürekli kullanabileceği bir sabit yere sahip ise, bu durumda yalnızca bu sabit yere atfedilebilen gelir bu diğer Akit Devlette vergilendirilebilir; veya

b) Eğer bu kişi diğer Akit Devlette ilgili “bir önceki yıl” veya “gelir yılı”nda diğer Akit Devlette, bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmak üzere kalırsa; bu durumda, olayına göre bu diğer Devlette icra edilen faaliyetlerden elde edilen gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. “Serbest meslek faaliyetleri” terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi, sanatsal, eğitici ve öğretici faaliyetleri, bunun yanısıra doktorların, avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerini kapsamına alır.”

Buna göre, mimari tasarım hizmetini ifa eden Hindistan mukiminin bir gerçek kişi olması durumunda ifa edilen hizmetin serbest meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Hindistan mukimi gerçek kişinin serbest meslek faaliyetini Türkiye’de icra etmediği veya Türkiye’de yer alan sabit bir yer vasıtasıyla yürütmediği ya da faaliyet Türkiye’de icra edildiğinde icra süresi veya sürelerinin ilgili “bir önceki yıl” veya “gelir yılı”nda toplam 183 günü aşmadığı durumlarda bu faaliyetlerden doğan kazancın yalnızca Hindistan’da vergilendirilmesi gerekmektedir.

Söz konusu kişinin serbest meslek faaliyetini Türkiye’de sürekli kullanabileceği bir sabit yer vasıtasıyla gerçekleştirmesi durumunda, kendisine yapılacak ödemeler üzerinden vergi sorumlularınca Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerekmektedir. Faaliyetin Türkiye’de sabit bir yere sahip olunmadan icra edilmesi durumunda, yaptıkları serbest meslek ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları, tevkifat yükümlülüğünün doğduğu sırada, istihkak sahibi kişinin faaliyet icrası amacıyla Türkiye’de toplam 183 günden fazla bir süre kalıp kalmama durumunu bilemeyeceğinden, söz konusu ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorundadırlar. Kendilerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılan kişiler, Türkiye’de ilgili “bir önceki yıl” veya “gelir yılı”nda toplam 183 günden az bir süre kalmaları durumunda, bizzat veya vekilleri vasıtasıyla, tevkif edilen vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurabileceklerdir.

Öte yandan, Anlaşmanın “Ticari Kazançlar” başlıklı 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası; “Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları, bu diğer Devlette, sadece işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergilendirilebilir.” hükümlerini öngörmektedir. İşyerinin tanımı ise Anlaşmanın 5 inci maddesinde yapılmış olup, hangi hallerde diğer Devlette bir işyeri oluşacağı açıkça belirtilmiştir.

Buna göre, mimari tasarım hizmetini ifa eden Hindistan mukiminin bir teşebbüs olması durumunda ifa edilen hizmetin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi ve Hindistan mukimi teşebbüs Türkiye’de yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça yalnızca Hindistan’da vergilendirilmesi gerekmektedir. Eğer Hindistan mukimi teşebbüs Türkiye’de yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa Türkiye’nin, bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergi alma hakkı bulunmaktadır.

Bununla birlikte, anlaşma hükümlerinin iç mevzuata değişiklik getirdiği durumlarda anlaşmaya taraf diğer ülkede yerleşik (tam mükellef) olanların Türkiye’de elde ettikleri kazanç veya iratların ilgili anlaşma çerçevesinde vergiye tabi tutulabilmesi için kendi ülkelerinin yetkili makamlarından mukimlik belgesi almaları ve bu belgenin aslı ile noterce veya bu ülkelerdeki Türk konsolosluklarınca tasdik edilecek Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine veya kendilerine yapılan ödeme üzerinden vergi sorumlularınca vergi tevkifatı yapılması durumunda vergi sorumlularına ibraz etmeleri gerekmektedir. Vergi sorumluları teslim aldıkları söz konusu mukimlik belgelerini gerektiğinde yetkili makamlara ibraz etmek üzere muhafaza edeceklerdir. Mukimlik belgesinin ibraz edilememesi durumunda ise ilgili anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimiz uygulanacaktır.

Ayrıca, mimari tasarım hizmetinin Hindistan dışında diğer ülke mukimlerinden alınması durumunda, bu ülke ile aramızda bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması varsa bu anlaşma hükümleri dikkate alınarak, anlaşma yoksa doğrudan iç mevzuat hükümlerimiz uygulanacaktır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

-1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-1/2 maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalinin KDV’ye tabi olduğu,

-6/b maddesinde, hizmetin Türkiye’de yapılmasının veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye’de yapıldığını ifade ettiği,

-9 uncu maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

hükümlerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin “I/C-2.1.2.1. İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler” başlıklı bölümünde;

“3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV’nin konusuna girebilmesi için Türkiye’de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye’de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye’de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

            Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.

            Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

            Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.

            KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, şirketiniz tarafından yurt dışında mukim firmalardan temin edilen mimari tasarım hizmetinden Türkiye’de faydalanıldığından, söz konusu hizmet ifası KDV Kanununun 1/2 nci maddesi gereğince KDV’ye tabi olup, bu işleme ilişkin hesaplanan KDV’nin şirketiniz tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, 2 No.lu KDV beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen verginin şirketiniz tarafından aynı döneme ait 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-mimari-tasarim-hizmeti-aliminda-gelir-vergisi-ve-kdv-tevkifati/feed/ 0
Kamu menfaatine yararlı dernekler mal ve hizmet alımında KDV ve ÖTV öder mi? https://www.muhasebenews.com/kamu-menfaatine-yararli-dernekler-mal-ve-hizmet-aliminda-kdv-ve-otv-oder-mi/ https://www.muhasebenews.com/kamu-menfaatine-yararli-dernekler-mal-ve-hizmet-aliminda-kdv-ve-otv-oder-mi/#respond Thu, 23 Sep 2021 22:11:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98863

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

84974990-130[14017-2014-20]-896

19/09/2014

Konu

:

Kamu menfaatine yararlı derneklerin KDV ve ÖTV karşısındaki durumu

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, derneğinizin kamu menfaatine yararlı dernek statüsünde olduğu belirtilerek mal ve hizmet alımlarında KDV Kanunu ve ÖTV Kanunu karşısındaki durumunuza ilişkin Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            A) 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Uygulaması:

Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zırai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; bu faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılmasının ve bunları yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilemeye engel teşkil etmeyeceği hüküm altına alınmış bulunmaktadır.

Öte yandan, aynı Kanunun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlığı altında düzenlenen 17 nci maddesinde “1. Kültür ve Eğitim Amacı Taşıyan İstisnalar: Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasî partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların:

a) İlim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri,

b)Tiyatro, konser salonu, kütüphane, sergi, okuma ve konferans salonları ile spor tesisleri işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri kültür ve eğitim faaliyetlerine ilişkin teslim ve hizmetleri,…”

katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

Diğer taraftan, katma değer vergisinden istisna edilen işlemleri düzenleyen,  Kanunun 17/2-b maddesinde, genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, bunların teşkil ettikleri birliklere, kamu menfaatine yararlı derneklere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifalarının katma değer vergisinden istisna olacağı belirtilmiştir.

Buna göre, 16.16.1983 tarih ve 2847 sayılı Kanun kapsamında kamu menfaatine yararlı dernek statüsünde bulunan derneğinize bedelsiz olarak yapılacak her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları KDV Kanunu’nun 17/2-b maddesi hükmü uyarınca vergiden müstesna olup, bedeli karşılığında yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları ise KDV ‘ye tabi olacaktır.

            B) 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu Uygulaması:

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 1 inci maddesine göre, Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler tarafından teslimi, (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanların ilk iktisabı, (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanlar ile (III) ve (IV) sayılı listelerdeki malların ithalatı veya imal ya da inşa edenler tarafından teslimi, (I), (II) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanların özel tüketim vergisi uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı bir defaya mahsus olmak üzere özel tüketim vergisine tabi bulunmaktadır.

Dolayısıyla, mezkur Kanunun 1 inci maddesi gereğince, ÖTV kapsamına giren mallar, Kanuna ekli listelerde yer alan mallarla sınırlandırılmış olup, bahse konu listelere göre hizmetler ÖTV’nin konusu kapsamına girmemektedir.

Ayrıca, ÖTV uygulamasına ilişkin istisna düzenlemelerine esas itibariyle mezkur Kanununun 5, 6, 7 ve 7A maddelerinde yer verilmiş olup, söz konusu maddelerde derneklere bedelsiz veya bedeli karşılığında yapılacak mal teslimleri ile ilgili olarak herhangi bir istisna hükmüne yer verilmemiştir.

Buna göre, mezkur Kanuna ekli listeler kapsamındaki malların ÖTV mükellefleri tarafından Derneğinize teslimi veya Derneğinizce ithali genel hükümler çerçevesinde ÖTV’ye tabi olacaktır. Söz konusu işlemin bedelli veya bedelsiz olması ve Derneğinizin “kamu menfaatine yararlı dernek” statüsünde olması bu yönde işlem tesisine engel teşkil etmeyecektir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kamu-menfaatine-yararli-dernekler-mal-ve-hizmet-aliminda-kdv-ve-otv-oder-mi/feed/ 0
Binek Otomobillerinin Alımında Ödenen KDV (Taksici, sürücü kursu, araç kiralama şirketleri vb.) https://www.muhasebenews.com/binek-otomobillerinin-aliminda-odenen-kdv-taksici-surucu-kursu-arac-kiralama-sirketleri-vb/ https://www.muhasebenews.com/binek-otomobillerinin-aliminda-odenen-kdv-taksici-surucu-kursu-arac-kiralama-sirketleri-vb/#respond Mon, 30 Aug 2021 08:16:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114251 KDV Kanununun 30/b maddesi hükmüne göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV hariç olmak üzere, binek otomobili alımında yüklendikleri KDV’nin indirimi mümkün bulunmamaktadır.

KDV uygulaması bakımından binek otomobili kapsamına giren araçlar, bu Sirkülerin (5.10) bölümünde yapılan açıklamalara göre belirlenecektir.

Bu çerçevede, gerçek usulde vergilendirilen taksi işletmecisi, sürücü kursu ve otomobil kiralama şirketi gibi işletmelerin faaliyetleri ile ilgili satın aldıkları binek otomobilleri nedeniyle ödenen KDV indirim konusu yapılabilecektir. Bu mükelleflerin binek otomobilinin alış belgesinde gösterilen KDV, ait olduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla, ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde, bu araçların fiilen faaliyette kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığına bakılmaksızın indirilebilecektir.

Örneğin; mükellef tarafından araç kiralama faaliyetinde kullanılmak üzere Ocak/2010 döneminde satın alınan araç nedeniyle ödenen KDV, bu dönemde aracın kiralanıp kiralanmadığına bakılmaksızın indirilebilecektir.

Binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Örneğin;

– Otomobil kiralama şirketinin kiralama amacı dışında şirketin kendi ihtiyacı için aldığı otomobil (örneğin; genel müdüre veya personele tahsis edilen otomobil vb.) nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

– A Oto Servis ve Ticaret A.Ş. nin test sürüşü aracı olarak aktifine kaydettiği binek otomobiline ait yüklenilen KDV’yi indirim konusu yapması mümkün değildir.

Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.04 tarife pozisyonunda belirtilen taşıtların sonradan değişiklik yapılarak binek otomobiline dönüştürülmesi durumunda, bu taşıtların iktisabında yüklenilen KDV ile binek otomobiline dönüşüm nedeniyle oluşacak ÖTV farkı üzerinden hesaplanacak KDV indirim konusu yapılamayacaktır. Taşıtın alımında indirim konusu yapılan KDV ise, dönüşüm işleminin yapıldığı dönemde indirim hesaplarından çıkarılarak “İlave Edilecek KDV” olarak beyan edilecektir.

 


5.10. Araçların Tesliminde Oran Uygulaması

2007/13033 sayılı Kararname eki I sayılı listenin 9 uncu sırasında;

“Aşağıda tanımları yapılan motorlu taşıtlardan yalnız “kullanılmış” olanlar,

Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 8701.90.50.00.00 Kullanılmış olanlar ile 87.03 pozisyonundaki binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlar (87.02 pozisyonuna girenler hariç) (steyşın vagonlar ve yarış arabaları dahil). [(Yalnız binek otomobilleri, steyşın vagonlar, yarış arabaları, arazi taşıtları, jipler, vb., motorlu karavanlar, elektrik, gaz, güneş enerjili vb. motorlu taşıtlar, “8703.10.11.00.00 özellikle kar üzerinde hareket etmek için dizayn edilmiş sıkıştırma ateşlemeli içten yanmalı pistonlu motorlu olanlar (dizel veya yarı dizel) veya kıvılcım ateşlemeli içten yanmalı pistonlu motorlu taşıtlar”, “8703.10.18.00.00 diğerleri”] [Ambulanslar, mahkum taşımaya mahsus arabalar, para arabaları, cenaze arabaları, itfaiye öncü arabaları gibi özel amaçla yapılmış motorlu taşıtlar hariç.] (Katma Değer Vergisi Kanununun 30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımında yüklenilen katma değer vergisini indirim hakkı bulunan mükelleflerin, bu araçları tesliminde bu Kararın 1 inci maddesinin (a) bendinde öngörülen vergi oranı uygulanır.),”

ifadesine yer verilmiştir.

2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin 1 inci maddesinin (5) no.lu fıkrasında, (I) sayılı listenin 9 uncu sırasında yer alan “kullanılmış” deyiminin 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa göre özel tüketim vergisine tabi olmayan taşıtları ifade ettiği belirtilmiştir.

87.03 pozisyonunda yer alan eşyaların tanımına ilişkin olarak, 27/7/2005 tarih ve 25888 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 8 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği (Tarife-Sınıflandırma Kararları) ile 6/2/2010 tarih ve 27485 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliğinde (Gümrük Tarife Cetveli Açıklama Notları) de açıklamalar yapılmış bulunmaktadır.

Buna göre;

5.10.1. 1+1, 1+3, 1+4 veya 1+7 koltuklu, şoför ve öndeki yolcunun arkasındaki kısımda emniyet kemerleri veya emniyet kemeri montajı için tertibat, koltuk ve emniyet ekipmanı montajı için sabit tertibat, aracın iç kısmının her tarafında, araçların yolcu bölümlerinde yer alan konfor özellikleri ve iç döşemeleri (örn. yer kaplamaları, havalandırma, iç aydınlatma, küllükler), iki yan panel boyunca arka camları bulunan (en arkada yük bölümünün sağ ve sol taraflarında cam bulunsun bulunmasın); şoför ve öndeki yolcuların bölümü ile insan veya eşya taşınması için kullanılan arka bölüm arasında sabit bir panel veya bariyer bulunmayan kapalı kasa motorlu taşıtlar 87.03 pozisyonunda yer almakta olup, binek otomobiller bu kapsamda değerlendirilmektedir.

87.03 pozisyonunda tanımlanan binek otomobiller ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlar (87.02 pozisyonuna girenler hariç) (steyşın vagonlar ve yarış arabaları dahil) hem insan hem eşya taşıyabilen motorlu araçlar gibi “çok amaçlı araçları” kapsamaktadır.

Sürücü dahil 10 veya daha fazla kişi taşımaya mahsus motorlu taşıtlar 87.02 pozisyonunda yer almaktadır.

Ambulanslar, mahkum taşımaya mahsus arabalar, para arabaları, cenaze arabaları, itfaiye öncü arabaları gibi özel amaçla yapılmış motorlu taşıtlar 87.03 pozisyonunda yer almakla birlikte, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki I sayılı listenin 9 uncu sırası haricinde tutulmuştur.

5.10.2. 30/3/2009 tarihinde yürürlüğe giren 2009/14812 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listenin 9 uncu sırasına 30/3/2009 tarihinden geçerli olmak üzere “8701.90.50.00.00 Kullanılmış olanlar ile” ibaresi eklenmiştir.

Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 8701.90.50.00.00 Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonunda, tekerlekli zirai traktörler ve ormancılıkta kullanılan tekerlekli traktörlerin (motokültörler hariç) kullanılmış olanları yer almaktadır.

5.10.3. Kamyonet türü araçlar genellikle birden fazla koltuk sırasına sahiptirler ve biri insan taşınmasına mahsus kapalı bir kabin ve eşya taşınmasına mahsus açık veya kapalı bir alan olmak üzere iki ayrı alandan meydana gelirler. Bununla birlikte, bu tür araçların ikiden fazla aksı olması veya eşya taşımaya mahsus alandaki azami dahili taban uzunluğunun aracın dingiller arası mesafesinin % 50’sinden fazla olması halinde, bu araçlar 87.03 pozisyonunda sınıflandırılmazlar.

5.10.4. Birden fazla koltuk sırasına sahip olan panelvan türü araçlar 87.03 pozisyonu “Armonize Sistem İzahnamesinde” verilen göstergeleri karşılamalıdır. Ancak, arka kısımda güvenlik teçhizatı ve koltukların yerleştirilmesi için sabit tutturma noktaları ve bağlantı elemanlarının bulunmadığı bir sıra koltuğa sahip olan panelvan türü araçlar, yolcu alanı ile yük alanı arasında sabit bir panel veya bariyer ya da yan panellerde pencereleri bulunsun veya bulunmasın 87.03 pozisyonunda sınıflandırılmazlar.

5.10.5. 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli I sayılı listenin 9 uncu sırasında, KDV Kanununun 30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımında yüklenilen KDV’yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin, bu araçları tesliminde % 18 oranında KDV uygulanacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 2008/13426 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinin 2 nci maddesinde; KDV Kanununun 30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımında yüklenilen KDV’yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin, kiralamak veya çeşitli şekillerde işletmek üzere iktisap ettikleri ve 31/12/2007 tarihi itibarıyla aktiflerinde veya envanterlerinde bulunan binek otomobillerinin iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra teslime konu olması halinde, bu teslimde % 1 oranında KDV uygulanacağı ifade edilmiştir.

Kullanılmış araçların KDV Kanununun 1/1 maddesi kapsamında ticari mahiyetteki teslimi veya 1/3-d maddesi kapsamında müzayede yoluyla satışı KDV’ye tabi tutulacaktır. KDV’ye tabi olacak şekilde satışı yapılan aracın durumunun, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde tespit edilmesinden sonra;

(1) Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 8701.90.50.00.00 Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonunda yer alan kullanılmış tekerlekli zirai traktörler ve ormancılıkta kullanılan tekerlekli traktörlerin (motokültörler hariç) 30/3/2009 tarihinden itibaren tesliminde %1 oranında KDV hesaplanacaktır.

(2) Aracın Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.03 pozisyonunda yer alan binek otomobili niteliğine haiz olması durumunda 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli I sayılı listenin 9 uncu sırasına istinaden söz konusu aracın satışı %1 oranında KDV’ye tabi olacaktır.

KDV Kanunun 30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımında yüklendiği KDV’yi indirim hakkı bulunmayan mükelleflerin, kullanılmış binek otomobillerini satın alıp işletme adına kayıt ve tescil ettirdikten sonra satması halinde, alış sırasında satıcının durumuna bağlı olarak % 1 veya % 18 olarak ödenen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün olmayıp gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Araç sahibinin KDV Kanununun 30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımında yüklendiği KDV’yi indirim hakkı bulunması halinde (araç kiralama, taksi işletmesi gibi) bu aracın satışında KDV oranı %18 olarak uygulanacaktır. Ancak, binek otomobillerinin alımında yüklendiği KDV’yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin 31/12/2007 tarihi itibariyle aktiflerinde veya envanterlerinde bulunan binek otomobillerinin iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra teslimi %1 oranında KDV’ye tabi tutulacaktır.

(3) Aracın 87.03 pozisyonunda yer almaması durumunda ise %18 oranında KDV uygulanacaktır.

Örneğin; 87.04 tarife pozisyonundaki eşya taşımaya mahsus kamyonun kullanılmış olup olmadığına bakılmaksızın satışında %18 oranında KDV hesaplanacaktır.

Aynı şekilde 87.02 pozisyonunda yer alan otobüs, midibüs ve minibüs gibi araçların teslimi de %18 oranında KDV’ye tabi tutulacaktır.

(4) Ambulanslar, mahkûm taşımaya mahsus arabalar, para arabaları, cenaze arabaları, itfaiye öncü arabaları gibi özel amaçla yapılmış motorlu taşıtların kullanılmış olanlarının tesliminde %18 oranında KDV uygulanacaktır.

 


Kaynak: 60 no.lu KDV sirküleri – KDVK-60/2011-1
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/binek-otomobillerinin-aliminda-odenen-kdv-taksici-surucu-kursu-arac-kiralama-sirketleri-vb/feed/ 0