aktife kayıtlı araç – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 20 Feb 2018 15:20:07 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Çalınan Araç İçin Sigortadan Alınan Tazminatlar Vergiye Dahil Edilir mi? https://www.muhasebenews.com/calinan-arac-icin-sigortadan-alinan-tazminatlar-vergiye-dahil-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/calinan-arac-icin-sigortadan-alinan-tazminatlar-vergiye-dahil-edilir-mi/#respond Wed, 21 Feb 2018 18:00:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21472 (ÖZELGE) 

Konu: Aktife kayıtlı aracın çalınması dolayısıyla sigortadan alınan tazminatın vergilendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketin aktifinde bulunan ve kayıtlı değeri 9.279,66.-TL olan motosikletin 16/07/2015 tarihinde çalındığı, sigorta şirketinden 30/09/2015 tarihinde 10.000,00.-TL tazminat alındığı belirtilerek, tazminat tutarının tamamının mı yoksa tazminat tutarının motosikletin değerini aşan kısmının mı gelir olarak dikkate alınacağı ve motosikletin alışıyla oluşan indirilecek katma değer vergisinin çalındığı tarihe isabet eden dönem katma değer vergisi beyannamesinde ilave edilecek katma değer vergisi olarak beyan edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde de Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı, hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” ile ilgili 38 inci maddesinde; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:;
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2-İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 278’inci maddesinde, kıymeti düşen malların maliyet bedeli yerine emsal bedeli ile değerlendirileceği hüküm altına alınmış, aynı Kanunun 317’nci maddesinde ise;

“Amortismana tabi olup:
1- Yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden;
2- Yeni icatlar dolayısıyla teknik verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelen;
3- Cebri çalışmaya tabi tutuldukları için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalan;

Menkul ve gayrimenkullerle haklara, mükelleflerin müracaatları üzerine ve ilgili Bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığınca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen “Fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri” uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Mezkur Kanunun 329’uncu maddesinde de; “Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen ziya uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerinden (Amortismanlı olanlarda ayrılmış olan amortisman çıktıktan sonra kalan değerden) fazla veya eksik olduğu takdirde farkı kar veya zarar hesabına geçirilir.

Şu kadar ki, alınan sigorta tazminatı ile zıyaa uğrayan malların yenilenmesi işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde tazminat fazlası, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Bu süre içinde kullanılmamış olan tazminat farkları kara ilave olunur.” hükmü bulunmaktadır.

Bu hükümlere göre, vergi hukukumuz açısından sermaye ve sermayenin herhangi bir unsurunda meydana gelen değer kayıplarının düşük bedelle değerlendirilmesi veya değişik yollarla sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi, esas olarak ticari ve zirai faaliyetlerin normal bir şekilde işleyişinden veya tabii afetler yüzünden değer kaybına uğramasından doğmuş olması şartlarına bağlanmıştır.

Dolayısıyla, işletme aktifine kayıtlı söz konusu çalınan araçların yukarıda yer verilen madde hükümleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. 

Ayrıca, 213 sayılı Kanunun 229’uncu maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen vesikadır.” hükmü yer almaktadır.

Bu itibarla, şirketiniz tarafından sigortadan alınan tazminat için fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, vergi kanunlarında çalınan iktisadi kıymet bedellerinin zarar olarak yazılmasına veya bunlar için karşılık ayrılmasına imkan veren herhangi bir hüküm bulunmamakta olup çalınan motosikletin bedelinin gider veya maliyet olarak dikkate alınması mümkün değildir. Bununla birlikte, çalınan motosiklet ile ilgili olarak sigortadan alınan tazminatların gelir olarak dikkate alınması gerektiği tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-29/1-a maddesinde, mükellefler yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirim konusu yapabileceği,

-30/c maddesinde, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı,
hüküm altına alınmıştır.

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “İndirim” başlıklı III/C bölümünde konuya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Buna göre, çalınan motosikletiniz KDV Kanununun 30/c maddesine göre zayi olan mal kapsamında olup, buna ilişkin yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacağından, çalınan motosiklete ilişkin olarak yüklenilen ve indirim konusu yapılan KDV’nin ilgili dönem beyannamesinde “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.

Kaynak:İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
27.07.2017 Tarih ve 62030549-125[6-2015/417] Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/calinan-arac-icin-sigortadan-alinan-tazminatlar-vergiye-dahil-edilir-mi/feed/ 0
Tasfiyesi Devam Eden Şirketin, Vergi Dairesince Şirket Adına Kayıtlı Görünen Aracının “Bulunamaması” Halinde Tasfiye Nasıl Sonlandırılır? https://www.muhasebenews.com/tasfiyesi-devam-eden-sirketin-vergi-dairesince-sirket-adina-kayitli-gorunen-aracinin-bulunamamasi-halinde-tasfiye-nasil-sonlandirilir/ https://www.muhasebenews.com/tasfiyesi-devam-eden-sirketin-vergi-dairesince-sirket-adina-kayitli-gorunen-aracinin-bulunamamasi-halinde-tasfiye-nasil-sonlandirilir/#respond Wed, 07 Feb 2018 08:00:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17440 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Tasfiyesi devam eden şirketin aktifine kayıtlı olmayan aracın bulunamaması halinde tasfiyenin sonlandırılıp sonlandırılamayacağı
İlgi: … tarihli özelge talebiniz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin 26.12.2011 tarih ve 22 sayılı ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini ve… tarih ve… sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde tasfiyeye giriş kararının yayınlandığını, tasfiye memurluğuna da …’ın görevlendirildiğini; şirketin 2011 ve daha önceki yıllarına ait mali tablolarında yer almamasına rağmen… Vergi Dairesi kayıtlarında 17.04.2006 tarihinden itibaren şirketiniz adına… plakalı… marka 1994 model araç kaydının bulunduğunu, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün bu aracın çıkış işlemleri yapılmadan tasfiye işleminin sonuçlandırılamayacağını ifade ettiğini, tasfiye memuru olarak şirket yetkilileriyle görüşmelerinizde bu aracın hurda haliyle kayıp olduğunun söylendiğini, tasfiye memuru olarak… Emniyet Müdürlüğüne ve… Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğüne müracaatta bulunulduğunu ve alınan cevabi yazıların ekte olduğu belirtilerek, 5520 Sayılı Kanun kapsamında şirket aktifine kayıtlı olmayan, ancak… Vergi Dairesi Müdürlüğünde şirket adına kayıtlı olarak görünen… plakalı 1994 model aracın bulunamaması ya da kayıp olması nedeniyle tasfiyenin sonuçlandırılıp sonuçlandırılamayacağı, ve bu araç için hurda yasasından yararlanıp yararlanamayacağınızı, ekte sunmuş olduğunuz… Emniyet Müdürlüğünden ve … Belediye Başkanlığından alınan yazıların yeterli olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tasfiye” başlıklı 17’nci maddesinin birinci fıkrasında, her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayacağı ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği, başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılının ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönemin bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan maddenin yedinci fıkrasında ise tasfiye memurlarının, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207’nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206’ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamayacakları, aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu oldukları hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 3, 7 ve 8’inci maddelerinde;

“Madde 3- Motorlu Taşıtlar Vergisinin mükellefi; Trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığınca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişilerdir.”,
“Madde 7- Motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti motorlu taşıtların trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan sivil hava vasıtaları siciline kayıt ve tescili ile başlar.
“Madde 8- Motorlu taşıtların trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan sivil hava vasıtaları siciline ait kayıtların silinmesi halinde, silinme takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise ikinci altı aylık dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı başından itibaren mükellefiyet sona erer.”
hükümleri yer almaktadır.

Bu hükümlere göre, motorlu taşıtlar vergisinin mükellefi ilgili sicilde adına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilenler olmakta, motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin sona erebilmesi için sicilde taşıt sahibi adına olan kayıt ve tescilin silinmesi gerekmektedir.

15.06.2012 tarih ve 28324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 31.05.2012 tarih ve 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 41’inci maddesiyle değişik, 5838 sayılı Kanunun Geçici 2’nci maddesinin dördüncü fıkrasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği 28.02.2009 tarihi itibarıyla mevcut olmayan veya herhangi bir nedenle motorlu taşıt vasfını kaybetmiş olup model yılı 2000 ve daha eski olan taşıtların, bu durumlarının kanaat verici belgelerle tevsik edilmesi veya ilgili trafik tescil kuruluşu nezdinde adlarına kayıtlı olanlar tarafından yazılı bildirimde bulunulması halinde, bu taşıtlara ait motorlu taşıtlar vergilerinin H’ünün 31.12.2014 tarihine kadar ödenmesi şartıyla, kalan vergi aslı, gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği ve ödemeyi müteakip trafik tescil kayıtlarının silineceği; dokuzuncu fıkrasında ise dördüncü fıkra gereğince trafik tescil kayıtları silinecek taşıtların, motorlu taşıt vasfını kaybettikleri haller ile mevcut olmadıklarının kabul edileceği durumların tespitine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarının müştereken yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanun maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların açıklandığı 36 Seri No.lu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliğinin “III – Geçici 2’nci Maddenin Uygulaması” başlıklı bölümünün, “B- Mevcut Olmayan veya Motorlu Taşıt Vasfını Kaybetmiş Olan Taşıtlara İlişkin Yapılacak İşlemler” başlıklı bölümün “1- Taşıtın Mevcut Olmaması veya Motorlu Taşıt Vasfını Kaybetmiş Olması Halinde Yapılacak İşlemler” kısmında, söz konusu maddenin dördüncü fıkrası çerçevesinde tescil kaydı silinecek taşıtların 28.02.2009 tarihi itibarıyla motorlu taşıt vasfını kaybettikleri haller ile mevcut olmadıklarının kabul edileceği durumlar açıklanmıştır.

Buna göre, … adına kayıtlı ve tescilli… plakalı taşıttan dolayı 5838 sayılı Kanunun Geçici 2’nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmünden faydalanabilmeniz için, ilgili trafik tescil kuruluşunca taşıtın mevcut olmadığı veya motorlu taşıt vasfını kaybettiği ile anılan fıkra hükmünden faydalanılacağının kabulü ile bahse konu taşıta ilişkin motorlu taşıtlar vergilerinin H’ünü 31.12.2014 tarihine kadar ödemeniz gerekmektedir.

Ayrıca, şirket aktifine kayıtlı olmayan ancak… Vergi Dairesi Müdürlüğünde şirket adına kayıtlı görünen… plakalı 1994 model aracın, mevcut olmadığının kanaat verici belgelerle tevsik edilmesi veya trafik tescil kuruluşları tarafından taşıtın mevcut olmadığının kabulü ve bu taşıta ait motorlu taşıtlar vergisi asıllarının H’ünün 31.12.2014 tarihine kadar ödenmesi koşuluyla trafik tescil kaydınızın sildirilmesi ve diğer şartlarında sağlanması halinde 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında şirketin tasfiyesi sonlandırılabilecektir.

Öte yandan, yazınız ekinde sunulan… Belediye Başkanlığı ve… Emniyet Müdürlüğünün vermiş olduğu belgelerde söz konusu araçla ilgili (… plakalı) herhangi bir bilgi bulunmadığından “tevsik edici belge” olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: Kastamonu Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
12 Haziran 2014 Tarih ve 57062627-Kurumlar Vergisi-15 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiyesi-devam-eden-sirketin-vergi-dairesince-sirket-adina-kayitli-gorunen-aracinin-bulunamamasi-halinde-tasfiye-nasil-sonlandirilir/feed/ 0