2020 – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sun, 21 Jan 2024 12:30:06 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 2023 yılında Merkezi Yönetim Bütçe gelirleri yüzde 86,1 oranında artarak 5 trilyon 210 milyar TL, Vergi gelirleri ise yüzde 91,2 oranında artarak 4 trilyon 501 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. https://www.muhasebenews.com/2023-yilinda-merkezi-yonetim-butce-gelirleri-yuzde-861-oraninda-artarak-5-trilyon-210-milyar-tl-vergi-gelirleri-ise-yuzde-912-oraninda-artarak-4-trilyon-501-milyar-tl-olarak-gerceklesmistir/ https://www.muhasebenews.com/2023-yilinda-merkezi-yonetim-butce-gelirleri-yuzde-861-oraninda-artarak-5-trilyon-210-milyar-tl-vergi-gelirleri-ise-yuzde-912-oraninda-artarak-4-trilyon-501-milyar-tl-olarak-gerceklesmistir/#respond Sun, 21 Jan 2024 12:30:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148804 GİB

DUYURU

2023 Vergi Gelirleri Tahakkuk Ve Tahsilat Oranlarına İlişkin Basın Açıklaması


2023 yılında Merkezi Yönetim Bütçe gelirleri yüzde 86,1 oranında artarak 5 trilyon 210 milyar TL,  Vergi gelirleri ise yüzde 91,2 oranında artarak 4 trilyon 501 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.

Böylelikle Bütçe Gelirleri 2023 yılı Bütçesinde öngörülen gerçekleşme tahminlerinin yüzde 5,7 üzerinde gerçekleşmiştir.

Bütçe sonuçlarının açıklanmasını müteakip bazı yazılı ve görsel medyada vergi gelirleri tahakkuk ve tahsilat oranlarına yönelik eleştiriler yer almıştır.

Vergi gelirleri tahakkuk ve tahsilat oranları ile ilgili olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.

Genel bütçe gelirlerinin tahakkuk ve tahsilat tutarları; geçmiş yıllardan gelen tahakkuklar ile yine geçmiş yıllara ilişkin yapılan tahsilatları da içerecek şekilde kümülatif (birikimli) olarak açıklanmaktadır.

Bir başka anlatımla, 2023 yılı Genel Bütçe Vergi Gelirleri ile ilgili açıklanan;

Tahakkuk verileri; geçmiş yıllardan gelen tahakkuk bakiyeleri ile 2023 yılında tahakkuk eden tutarlardan,

Tahsilat verileri; geçmiş yıllarda tahakkuk eden vergiler ile 2023 yılında tahakkuk eden vergilere karşılık tahsil edilen tutarlardan,

oluşmaktadır.

Genel Bütçe vergi gelirlerinin tahakkuk ve tahsilatlarına ilişkin olarak Bakanlığımız Muhasebat Genel Müdürlüğünce son 5 yılda yayımlanan sonuçlara aşağıda yer verilmiştir.

Yıl

Kümülatif Tahakkuk

(bin TL)

Kümülatif Tahsilat

(bin TL)

Tahsilat/Tahakkuk
( %)

2019

865.737.091

673.859.718

77,8

2020

1.077.229.193

833.250.502

77,4

2021

1.498.186.953

1.164.988.132

77,8

2022

2.895.819.379

2.353.437.651

81,3

2023

5.375.451.564

4.500.865.586

83,7

Kümülatif olarak açıklanan verilerden hareketle tahakkuk tahsilat oranlarının değerlendirilmesi gerçek performansı göstermemektedir.

Geçmiş yıllardan tahsil edilememiş olan tahakkuk bakayalarının cari yıl tahakkuklarına eklenmesi suretiyle oluşan kümülatif tahakkuk tutarına karşılık cari yılda yapılan tahsilatların oranlarının yıllar itibarıyla düşmesi kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Şöyle ki,
Geçmiş yıllardan gelen alacaklar içinde iflas ve benzeri nedenlerle tahsil kabiliyetini yitirmiş alacaklar yer almaktadır. Bu alacaklar zamanaşımına uğramadığı sürece kayıtlarda yer almaya devam etmekte ve doğal olarak tahakkuk tahsilat oranlarını aşağıya çekmektedir.

İlgili yıl içinde tahakkuk eden bir alacağın tahsilatı yasal nedenlerle izleyen yıllara sirayet edebilmektedir.

Örneğin,

KDV’nde yer alan tecil terkin müessesesi nedeniyle ihraç kayıtlı teslimlere ilişkin KDV tahakkuk etmekte tahsilatı ertelenmektedir.

İhtilaflı alacaklarda yargı mercilerince verilen yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlar alacağın tahsilat işlemlerini durdurmaktadır.

Yapılandırma Kanunları çerçevesinde ödemelerin 3 yıla (son kanunda 4 yıla) kadar taksitlendirilmesi nedeniyle tahsilatlar izleyen yıllara kaymaktadır.

Mücbir sebep uygulamaları nedeniyle vergilerin ödeme süreleri ertelendiği takdirde tahakkuk kayıtları olduğu halde tahsilatlar izleyen yılda yapılmaktadır.

Ödeme zamanları 1 yıldan uzun tayin edilmiş vergiler bulunmaktadır. Veraset ve intikal vergisi 3 yılda 6 eşit taksitte ödenmektedir.

Bu veriler ışığında, geçmiş yıllardan devreden tahakkuklar dahil toplam vergi tahakkuklarına karşılık yapılan toplam tahsilatın 2022 yılındaki oranı %81,3 olduğu halde, 2023 yılında bu oran 2,4 puan artışla %83,7 olarak gerçekleşmiştir.

Kümülatif olarak açıklanan verilerin gerçek tahsilat performansını göstermediği dikkate alınarak cari yıl tahsilat performansı ölçülmeye başlanılmıştır.

Böylece geçmiş yılların tahakkuk ve tahsilatından bağımsız olarak her yıl kendi içinde değerlendirilmekte, her yılın tahakkuku ile bu tahakkuklara karşılık o yıl içinde yapılan tahsilatlar kıyaslanmaktadır.

Nitekim bu analiz sonucunda aşağıdaki tabloda da gösterildiği üzere son yıllarda vergi gelirlerinin cari yıl tahsilat oranlarının %90’ların üzerinde gerçekleştiği görülmektedir.  

Yıl

Tahakkuk

Devreden Tahakkuklar Arındırılmış

(milyon TL)

Tahsilat*

Geçmiş Yıllar Tahakkuklarına Karşılık Yapılan Tahsilatlar Arındırılmış (milyon TL)

Tahsilat/

Tahakkuk
( %)

2019

697.376

651.893

93,5

2020

885.352

809.072

91,4

2021

1.254.208

1.165.327

92,9

2022

2.562.621

2.292.537

89,5

2023

4.833.070

4.479.990

92,7

*Red ve iadeler hariç

Devlet gelirlerini kanunların verdiği yetkiler kapsamında tahsil etmekle görevli Başkanlığımız, mükellef haklarını da gözeterek bütçe gelirlerini etkin şekilde tahsil etmeyi sürdürmektedir.

Kamuoyuna duyurulur.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2023-yilinda-merkezi-yonetim-butce-gelirleri-yuzde-861-oraninda-artarak-5-trilyon-210-milyar-tl-vergi-gelirleri-ise-yuzde-912-oraninda-artarak-4-trilyon-501-milyar-tl-olarak-gerceklesmistir/feed/ 0
Kıdem Tazminatı Tutarı Nasıl Hesaplanır? https://www.muhasebenews.com/kidem-tazminati-tutari-nasil-hesaplanir-2/ https://www.muhasebenews.com/kidem-tazminati-tutari-nasil-hesaplanir-2/#respond Thu, 10 Aug 2023 08:27:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145264

Herhangi bir iş sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektiren bir nedenle feshi durumunda, çalışılan her tam yıl için 30 günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmektedir.

Bir yıldan artan süreler de oranlanarak hesaplamaya dahil edilmektedir.

Kıdem tazminatı hesaplamaları sırasında işçiye ödenen ücretin yanı sıra, kendisine düzenli olarak sağlanan tüm para ve para ile ölçülebilen menfaatler (yol parası, yemek parası, düzenli olmak koşuluyla ikramiye ödemeleri vb.) de dikkate alınmaktadır.

Her tam çalışma yılı için ödenen kıdem tazminatı tutarı, fesih tarihinde geçerli olan kıdem tazminatı tavanı ile sınırlandırılmıştır.

Örnek Hesaplama:

İşe Giriş Tarihi: 01.08.2020

İşten Çıkış Tarihi: 31.07.2023

Çalışma Günü: 1094 Gün

Son Alınan Brüt Ücret: 13.414,50 TL

Kıdem Tazminatı Tutarı: 40.206,75 TL

((13.414,50/365)*1094 Gün)

Damga vergisi: 305,17 TL (Binde 7,59)

Net Ödenecek Kıdem Tazminatı: 39.901,58 TL

 

 


Kaynak: T.C. ÇSGB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kidem-tazminati-tutari-nasil-hesaplanir-2/feed/ 0
İşten çıkış bildirgesi iş akdinin sonlandığı gün verilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/isten-cikis-bildirgesi-is-akdinin-sonlandigi-gun-verilebilir-mi/ Tue, 13 Dec 2022 02:38:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=135437 İşten ayrılış bildirgesi işten ayrıldığı gün verilebilir mi? Örneğin 30.11.2022’de işten ayrılan kişinin 30.11.2022 işten ayrılış bildirgesinin verilmesi gibi?

Kişi 30.11.2022 günü çalışmış çalışmış ise gün sonunda verilebilir.

____________________________________

BENZER İÇERİKLER

Arabuluculuk faaliyeti sonucu anlaşma sağlanması halinde fesih tarihinin belirlenmesi

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa göre iş akdi feshedilen ve feshin geçersiz olduğu iddiası ile arabulucuya başvuran sigortalı ile işveren ve arabulucu tarafından imzalanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Anlaşma Belgesinde, işçinin işe başlatılmaması hususunda tarafların anlaşması halinde, iş akdinin fesih tarihinin arabuluculuk belgesinin imzalandığı tarih mi yoksa sigortalının işten çıkış tarihi mi olacağı hususunda tereddütler oluşabilmektedir.

Bilindiği üzere 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin (b) bendinde, “arabuluculuk” sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak tanımlanmıştır.

Aynı Kanunun “Tarafların Anlaşması” başlıklı 18 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları ise;

“(1)Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır

  • Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.”

Hükümlerini amirdir.

4857 sayılı İş Kanunun “Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları” başlıklı 21 inci maddesinde,

  • İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi, başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler. Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.

Mahkeme veya özel hakem, ikinci fıkrada düzenlenen tazminat ile üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları, dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak belirler. İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı, yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edilir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir.

İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde;

a) İşe başlatma tarihini,

b)Üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakların parasal miktarını,

İşçinin işe başlatılmaması durumunda ikinci fıkrada düzenlenen tazminatın parasal miktarını,

belirlemeleri zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir. İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması hâlinde fesih geçerli hâle

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü gelir ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri geçersizdir.”

denilmektedir.

Sayılan hususlara istinaden; arabuluculuk faaliyeti sonunda işçinin işe başlatılmaması hususunda tarafların anlaşmaya varması halinde anlaşma tarihi itibarıyla işçi ve işveren arasında fesih geçerli hale gelecek ve bu şekilde iş akdinin sona erdiğinin kabul edilmesiyle hukuki sonuç doğuracaktır.

Bilindiği üzere, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18 nci maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenmiştir. Arabuluculuk süreci sonunda taraflar ve arabulucu tarafından imzalanan arabuluculuk anlaşmasının akabinde, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18 nci maddesinin beşinci fıkrası hükmü gereğince, üzerinde anlaşılan hususlarda herhangi bir dava açılması mümkün olmadığından, taraflarca aynı konuda açılan bir dava olması halinde, mahkemece davanın esasına geçilmeyerek hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği yasa gereğidir. Arabuluculuk sürecinin sonunda yapılan anlaşma maddi hukuk ilişkisi bakımından taraflar arasındaki uyuşmazlığı tamamen sona erdiren bir anlaşmadır. Böyle bir anlaşmaya rağmen anlaşılan hususlar ile ilgili dava açıldığında, açılan dava hukuki yarar yokluğundan usulden reddedilecektir.

Arabuluculuk anlaşmalarında düzenlenen hususlara ilişkin olarak dava açılmasının ve mahkemede esasa ilişkin bir inceleme yapılmasının mümkün olmaması karşısında, 4857 sayılı İş Kanunun “Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları” başlıklı 21 inci maddesi uyarınca; arabuluculuk faaliyeti sonunda işçinin işe başlatılmaması hususunda tarafların anlaşmaya varması halinde, “arabuluculuk anlaşma belgesinin taraflar ve arabulucu tarafından imzalandığı tarihte” fesih geçerli hale gelecektir ve fesih tarihinin, taraflar ve arabulucu tarafından imzalanan arabuluculuk anlaşma belgesinde yer alan tarih olarak kabul edilecektir.

Dolayısıyla, işçinin iş sözleşmesinin fesih tarihi arabuluculuk anlaşma belgesinin taraflar ve arabulucu tarafından imzalandığı tarih olduğundan iş akdinin feshinden sonraki süre ile arabuluculuk anlaşma belgesinin taraflar ve arabulucu tarafından imzalandığı tarih arasında işverenin Kurumumuza aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verme yükümlülüğü bulunmaktadır.

17- Kamu kurumlarında çalışan sigortalılar için;

Mahkeme kararları veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ve ücret niteliğinde ödeme yapılması halinde, bu ücretlere ilişkin düzenlenmesi gereken ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin mahkeme kararının idareye tebliğ edildiği tarihi takip eden günü veya idarenin karar tarihini,

Arabuluculuk faaliyeti sonunda tanzim edilen ve ilam niteliğinde bulunan anlaşma belgesi uyarınca geriye yönelik ücret ve ücret niteliğinde ödeme yapılması halinde, bu ücretlere ilişkin düzenlenmesi gereken ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin arabuluculuk anlaşma belgesinin ilam niteliğini kazandığı tarihi,

takip eden ayın 23’üne kadar, Kuruma, e-sigorta kanalıyla gönderilmesi veya kağıt ortamında verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş kabul edilecektir.

Aynı şekilde Kamu kurumlarında çalışan sigortalılar için;

  • Mahkeme kararları veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ve ücret niteliğinde ödeme yapılması halinde, ödemeye ilişkin sigorta primlerinin mahkeme kararının idareye tebliğ edildiği tarihi takip eden günü veya idarenin karar tarihini,
  • Arabuluculuk faaliyeti sonunda tanzim edilen ve ilam niteliğinde bulunan anlaşma belgesi uyarınca sigortalı için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı tahakkuk edecek sigorta primlerinin arabuluculuk anlaşma belgesinin ilam niteliğini kazandığı tarihi,

izleyen ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödenmiş kabul edilecektir.

18-Toplu iş sözleşmelerine tabi işyeri işverenlerince veya kamu idarelerince ya da yargı mercilerince verilen kararlar ile arabuluculuk faaliyeti sonunda tanzim edilen ve ilam niteliğinde bulunan anlaşma belgesine istinaden, hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenen ücret dışındaki ödemelere ilişkin düzenlenmesi gereken ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilmek üzere belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihlerini veya arabuluculuk anlaşma belgesinin ilam niteliğini kazandığı tarihi,

takip eden ayın 23’üne kadar, Kuruma, e-sigorta kanalıyla gönderilmesi veya kağıt ortamında verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş kabul edilecektir.

Toplu iş sözleşmelerine tabi işyeri işverenlerince veya kamu idarelerince ya da yargı mercilerince verilen kararlar ile arabuluculuk faaliyeti sonunda tanzim edilen ve ilam niteliğinde bulunan anlaşma belgesine istinaden, hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenen ücret dışındaki ödemelere ilişkin sigorta primleri belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihleri veya arabuluculuk anlaşma belgesinin ilam niteliğini kazandığı tarihi,

izleyen ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödenmiş kabul edilecektir.


Kaynak: SGK 2020/20 Genelge, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
Değer artış kazancı hesaplamasında hangi tarih esas alınacaktır? https://www.muhasebenews.com/deger-artis-kazanci-hesaplamasinda-hangi-tarih-esas-alinacaktir/ https://www.muhasebenews.com/deger-artis-kazanci-hesaplamasinda-hangi-tarih-esas-alinacaktir/#respond Fri, 09 Sep 2022 05:49:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130770 Gerçek kişi Mükellefe ait tarlanın iktisap tarihi 2014 ,parsel tarihi 2020,satışı 2021 yılıdır. Burada değer artış kazancı hesaplama yapılacak mıdır? Değer artış kazancı için 5 yıllık süre İktisap tarihinden mi yoksa parsel tarihinden mi alınacaktır?

Cins tashihi (değişikliği) yapıldığı için tarlanın parsellendiği tarih baz alınır.


Gayrimenkul alım, satım komisyonculuğu yapan firmamız ticari amaçlı bir daire satın almıştır. Satıcı firma tapuyu 2020/8. ayda veriyor ama hala faturasını tarafımıza düzenlemedi. Firmamız da 3 gün önce bu dairenin satışını gerçekleştirdi. Şimdi bizim de fatura kesmemiz gerekiyor. Karşı taraf fatura kesmediği için giriş yapmamıştım. Nasıl bir yol izlemem gerekir?

Normal koşullarda satıcının sizin firmanıza fatura düzenlemesi şarttır. 

Buna rağmen sizin firma olarak Tapu belgesine göre gayrimenkulü aktife kaydediniz (153 hesap). 

Satış içinde KDV’li fatura düzenleyiniz.


Tarla vasfında olan yerin arsa olarak cins tahsisi yapılacaktır.

Belediyeye şu an arsa diye emlak vergisi ödeniyor. Satış yapıldığında değer artış kazancı için hangi tarih baz alınmalıdır?

Değer artış kazancındaki süre cins tashihi (arsaya dönüş) yapıldığı tarihten itibaren başlar


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/deger-artis-kazanci-hesaplamasinda-hangi-tarih-esas-alinacaktir/feed/ 0
2020 cirosu 20 milyon, 2021 cirosu 4 milyon olan şirket e-İrsaliyeye ne zaman geçmelidir? https://www.muhasebenews.com/2020-cirosu-20-milyon-2021-cirosu-4-milyon-olan-sirket-e-irsaliyeye-ne-zaman-gecmelidir/ https://www.muhasebenews.com/2020-cirosu-20-milyon-2021-cirosu-4-milyon-olan-sirket-e-irsaliyeye-ne-zaman-gecmelidir/#respond Sat, 16 Apr 2022 06:33:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=125690 Firmanın 2020 cirosu 20 milyon, 2021 cirosu ise 4 milyondur. Firma E-İrsaliyeye geçiyor mu?

Ciro kriterleri açısında VUK 535 sayılı genel tebliği kapsamında;

“MADDE 7 – Aynı Tebliğin “IV.3.6. e-İrsaliye Uygulamasına Geçiş Süresi” başlıklı bölümünün ikinci fıkrasında yer alan “demir, çelik ürünlerinin imal, ithal veya ihracını gerçekleştirenler,” ibaresi “demir ve çelik ile demir veya çelikten ürünlerin imal, ithal veya ihracını gerçekleştirenler (ticari kazançları basit usulde tespit edilenler hariç),” şeklinde, aynı fıkrada yer alan “ilgili hesap dönemi brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 25 Milyon TL” ibaresi “brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 2018, 2019 veya 2020 hesap dönemlerinde 25 Milyon TL, 2021 veya müteakip hesap dönemlerinde 10 Milyon TL” şeklinde değiştirilmiştir.”

Müşterinizin 2021 dönemi brüt satış hasılatı 10 milyon üzerinde ise 1 Temmuz 2022 tarihinde e-irsaliye uygulamasına geçiş sağlayacaktır.


E-defter mükellefi olan şahıs firmamız limitet şirkete geçti. Yeni tüzel kişilik için e-fatura ve e-defter uygulamasına geçmek zorunda mıdır?

3 SIRA NO’LU ELEKTRONİK DEFTER GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞE GÖRE

“e-Defter uygulamasına geçme zorunluluğu olduğu belirtilen mükellefler; tam bölünme, birleşme (devralma şeklinde birleşme ve yeni kuruluş şeklinde birleşme) veya tür (nev’i) değişikliğine gitmeleri halinde devrolunan veya birleşilen tüzel kişi mükellefler ile tam bölünme veya tür (nev’i) değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni tüzel kişi mükellefler elektronik defter uygulamasına geçmek zorundadır. 

Uygulamalara geçme süresi hiçbir koşulda işlemin ticaret siciline tescil tarihini izleyen ayın başından itibaren 3 ayı geçemez.”

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2020-cirosu-20-milyon-2021-cirosu-4-milyon-olan-sirket-e-irsaliyeye-ne-zaman-gecmelidir/feed/ 0
Önceki yıllara ait kar dağıtımı için de kurum stopaj oranı %10 olarak uygulanacaktır. https://www.muhasebenews.com/onceki-yillara-ait-kar-dagitimi-icin-de-kurum-stopaj-orani-%10-olarak-uygulanacaktir/ https://www.muhasebenews.com/onceki-yillara-ait-kar-dagitimi-icin-de-kurum-stopaj-orani-%10-olarak-uygulanacaktir/#respond Sat, 19 Mar 2022 08:29:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124209 2018 ve 2020 yıllarına ait şirket ortaklarına kar dağıtımı yapacağız. Kurum stopaj %10 dan mı hesaplamalıyız?

Kar dağımı yapılan yılın önemi yok. Dağıtımın yapıldığı tarihteki oran önemlidir. Bu durumda Kar dağıtımında %10 Oranında GV stopajı yapılır.


2021 yılı kurumlar vergisi kar dağıtımı yapılmazsa %10 kesinti yapıp muhtasar ile ödememiz gerekiyor. Bu kesinti ve ödemeyi 2022 nisan mayıs ayında mı yapıp ödeyeceğiz yoksa 2023 yılında geçmiş yıllar karı hesabından mı ödeyeceğiz?

2022 yılında 2021 ve önceki yıllar karının dağıtılması halinden
% 10 GV stopajı yapılır. 

Kar payı elde eden ortak veya ortaklar GVK 22 ve 86. maddedeki koşullara göre 2023 Mart ayında MSİ beyanı verir veya vermeyebilir.

2023 yılında geçmiş yıl karı hesabından neden ödensin. Kar payı dağıtıldığı tarih deki 570 hesaptan yapılır.


Kar Dağıtım Stopajı %10’a düşürüldü – 22.12.2021

https://www.muhasebenews.com/kar-dagitim-stopaji-%10a-dusuruldu-22-12-2021/


Kar dağıtımında %10 stopaj ne zaman yürürlüğü girdi ve ne kadar sürecektir?

22 Aralık 2021 tarihli ve 31697 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4936 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30. maddeleri kapsamında kar payı dağıtımında yapılacak vergi kesintisi oranı %15’den %10’a düşürülmüştür.

Başlangıç tarihi 22/aralık/2021’dir. 

Uygulamanın bitiş tarihi yok. Yeni bir karar yayınlanana kadar devam edecektir.

 4936 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı için tıklayın…

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/onceki-yillara-ait-kar-dagitimi-icin-de-kurum-stopaj-orani-%10-olarak-uygulanacaktir/feed/ 0
2020 ve takip eden vergilendirme dönemlerinde elde edilen ticari kazançlara herhangi bir sınırlama olmaksızın yatırım indirimi istisnası uygulanabilecektir https://www.muhasebenews.com/2020-ve-takip-eden-vergilendirme-donemlerinde-elde-edilen-ticari-kazanclara-herhangi-bir-sinirlama-olmaksizin-yatirim-indirimi-istisnasi-uygulanabilecektir/ https://www.muhasebenews.com/2020-ve-takip-eden-vergilendirme-donemlerinde-elde-edilen-ticari-kazanclara-herhangi-bir-sinirlama-olmaksizin-yatirim-indirimi-istisnasi-uygulanabilecektir/#respond Thu, 17 Mar 2022 08:29:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124170 “Yatırım İndirimi İstisnası” uygulaması 5479 sayılı Kanunla 01.01.2006 tarihinden itibaren
yürürlükten kaldırılmış fakat geçiş dönemine ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanununa eklenen
geçici 69 uncu madde ile düzenlemeler yapılmıştır.

Ancak, 6009 sayılı Kanunla 193 sayılı GVK’nın geçici 69 uncu maddesinin birinci fıkrasına
eklenen “Şu kadar ki, vergi matrahlarının tespitinde yatırım indirimi istisnası olarak indirim
konusu yapılacak tutar, ilgili kazancın %25’ini aşamaz” hükmü, Anayasa Mahkemesinin
9.2.2012 tarihinde vermiş olduğu Esas No:2010/93 sayılı Kararı ile iptal edilmiş ve gerekçeli iptal kararı Resmî Gazete’de yayımlanana kadar yürürlüğü durdurulmuştur.
Söz konusu Anayasa Mahkemesi Kararı çerçevesinde 2020 ve takip eden vergilendirme dönemlerinde elde edilen ticari kazançlara anılan hüküm çerçevesinde herhangi bir sınırlama olmaksızın yatırım indirimi istisnası uygulanabilecektir.

“Yatırım İndirimi” ile ilgili açıklamalara 01.10.2010 tarih ve 27716 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 276 Seri No’lu Gelir Vergisi Tebliğinde yer verilmiş olup; GVK’nın geçici 69’uncu maddesi hükmünün son hali aşağıdaki gibidir:

“Geçici Madde 69-

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri; 31/12/2005 tarihi itibarıyla mevcut olup, 2005 yılı
kazançlarından indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile;

a) 24/4/2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik
belgeleri kapsamında, 193 sayılı GVK’nın 9/4/2003 tarihli ve 4842 sayılı Kanunla
yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri çerçevesinde
başlanılmış yatırımları için belge kapsamında 1/1/2006 tarihinden sonra yapacakları
yatırımları,

b) 193 sayılı GVK’nın mülga 19 uncu maddesi kapsamında 1/1/2006 tarihinden önce
başlanan yatırımlarla ilgili olarak, yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz
edip bu tarihten sonra yapılan yatırımları, nedeniyle, 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, yine bu tarihteki mevzuat hükümleri (bu Kanunun geçici 61 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan vergi oranına ilişkin hüküm dâhil) çerçevesinde kazançlarından indirebilirler. Kalan kazanç üzerinden yürürlükteki vergi oranına göre vergi hesaplanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
Mükelleflerin 2021 yılı beyannamesinde dikkate alacakları yatırım indirimi istisnası tutarları
ile ilgili açıklamalar aşağıdaki gibidir.

31.12.2005 Tarihi İtibarıyla Mevcut Olup Devreden Yatırım İndirimi İstisnası Tutarları

Mükellefler, 31.12.2005 tarihi itibariyle mevcut olup, kazancın yetersiz olması nedeniyle indiremedikleri devreden yatırım indirimi istisnası tutarlarını (2006, 2007 ve 2008 yıllarında yararlandıkları tutarlardan kalan kısmı) endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve müteakip yıllarda elde ettikleri kazançlarından indirebilirler.

24.04.2003 Tarihinden Önce Yapılan Müracaatlara İstinaden Düzenlenen Teşvik Belgeleri Kapsamında Yapılan Yatırımlar

24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında,

– GVK’nın yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1-6 maddeleri çerçevesinde başlanılmış
yatırımlar için, 01.01.2006 tarihinden sonra yapılan yatırım harcamaları dolayısıyla,
31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplanan yatırım
indirimi istisnası tutarlarından, 31.12.2008 tarihi itibarıyla mevcut olup kazancın  yetersizliği nedeniyle indirilemeyen yatırım indirimi istisnası tutarları ile

Bu yatırımlar kapsamında olup halen devam eden yatırım harcamaları dolayısıyla
31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplanan yatırım
indirimi  istisnası tutarları

endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve müteakip yıllarda elde edilen kazançlardan indirilir.

GVK’nın Mülga 19’uncu Maddesi Kapsamında Yapılan Yatırımlar

GVK’nın mülga 19’uncu maddesi kapsamında 01.01.2006 tarihinden önce yatırıma başladığını belgeleyen gelir vergisi mükellefleri,

– komple ya da entegre tesisler gibi tamamlanması belli bir süreci gerektiren yatırımlar ile
ilgili ve bu yatırımlarla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten sonra
yaptıkları yatırım harcamaları için, 31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde hesapladıkları yatırım indirimi istisnası tutarlarından 31.12.2008
tarihi itibarıyla mevcut olup kazancın yetersizliği nedeniyle indiremedikleri yatırım indirimi
istisnası tutarları ile

– Bu yatırımlar kapsamında olup bu yatırımlarla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz
edip halen devam eden yatırım harcamaları dolayısıyla 31.12.2005 tarihinde yürürlükte
bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını
“ÜFE” oranında endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve müteakip yıllarda elde ettikleri
kazançlarından indirebilirler.

01.01.2006 – 08.04.2006 Tarihleri Arasında Yeni Başlamış Yatırımlar

Anayasa Mahkemesi, 5479 sayılı Kanunun yürürlük maddesindeki “2” rakamını iptal etmiştir. Bu çerçevede, 01.01.2006 – 08.04.2006 tarihleri arasında GVK’nın mülga 19’uncu maddesi kapsamında yeni başlayan ve bu tarihler arasında yapılan yatırımlar nedeniyle hesaplanan yatırım indirimi tutarları da yatırım indirimi istisnasından yararlanacaktır. Bu kapsamda olan yatırım harcamaları nedeniyle hesaplanan yatırım indirimi istisnası tutarlarının, ilgili dönemlerde kazancın bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, 2010 hesap döneminden itibaren endekslenmiş değerleri ile birlikte indirim konusu yapılması mümkündür.

Ancak, 08.04.2006 tarihinden sonra yeni başlayan yatırımlar nedeniyle yapılan harcamaların ya da 01.01.2006 – 08.04.2006 tarihinde başlamakla birlikte bu süre içinde tamamlanmayıp devam eden yatırımlar için 08.04.2006 tarihinden sonra yapılan harcamaların, yatırım indiriminden yararlanması mümkün değildir.

Endeksleme

Mülga 19’uncu madde kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanan mükellefler
“ÜFE” oranını; Ek 1-6 maddeleri kapsamında yatırım indirimden yararlanan mükellefler ise
“yeniden değerleme oranını” dikkate almak suretiyle indirim konusu yapamadıkları yatırım
indirim tutarlarını endeksleyeceklerdir.

Yatırım İndirimi İstisnasında Uygulama

– Yukarıdaki şekilde belirlenen yatırım indirimi tutarları, 31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri (GVK’nın geçici 61’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan %19,8 tevkifat oranına ilişkin hüküm dâhil) çerçevesinde 2010 ve müteakip yılların kazançlarından indirilir.

– Yatırım indirimi istisnası uygulayan mükelleflerin, istisna uygulaması sonucu kalan kazançları üzerinden yürürlükteki vergi oranına göre hesaplama yapılır.

Dolayısıyla, yatırım indirimi istisnası uygulaması sonucunda kalan kazanç tutarına gelir vergisi mükellefleri, yatırım indirimi istisnası uygulayacakları dönemde yürürlükte bulunan vergi tarifesini uygulamak suretiyle yatırım indirimi istisnasından yararlandıkları dönemlere ait gelir veya kurumlar vergilerini belirleyeceklerdir.

Diğer taraftan, 24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında mülga ek 1-6 maddeleri çerçevesinde yapılan yatırımlar için yatırım indirimi istisnasından yararlanılması halinde, yatırım indiriminden yararlanan kazançlar üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın %19,8 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.
İlgili yıl kazancı elverişli olduğu halde yatırım indirimi istisnasından yararlanılmaması halinde, yararlanılmayan bu indirim tutarlarının daha sonraki yıllara ait beyannamelerde indirilmesi mümkün değildir.

Bu nedenle, mükelleflerin önceki yıllarda (2006, 2007 ve 2008) kendi istekleriyle yararlanmadıkları yatırım indirimi istisnası tutarları, yatırım indirimi uygulamasının tercih edildiği diğer yıllarda indirim konusu yapılamayacaktır. Kazanç yetersizliği nedeniyle indirimi fiilen mümkün olmayan kısmın ise müteakip dönemlerde indirilebileceği tabiidir.
Ancak, 2009 hesap dönemine ilişkin olarak kazanç beyan etmekle birlikte önceki yıllardan
devreden yatırım indirimi istisnası tutarlarından yararlanamayan mükelleflerin, bu kazanç
tutarlarına isabet eden yatırım indirimi tutarlarını endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve daha sonraki dönemlerin kazançlarından indirebilmeleri mümkündür.

 


Kaynak: TÜRMOB 2021 G.V. Beyanname Rehberi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2020-ve-takip-eden-vergilendirme-donemlerinde-elde-edilen-ticari-kazanclara-herhangi-bir-sinirlama-olmaksizin-yatirim-indirimi-istisnasi-uygulanabilecektir/feed/ 0
Kurumsal borç tutarı 2020 sonunda 83 trilyon dolara ulaştı https://www.muhasebenews.com/kurumsal-borc-tutari-2020-sonunda-83-trilyon-dolara-ulasti/ https://www.muhasebenews.com/kurumsal-borc-tutari-2020-sonunda-83-trilyon-dolara-ulasti/#respond Fri, 25 Feb 2022 22:30:57 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123238 Uluslararası Para Fonu (IMF) Strateji, Politika ve İnceleme Dairesi Başkanı Ceyla Pazarbaşıoğlu ile IMF Hukuk Departmanı Direktörü Rhoda Weeks-Brown, kurumsal borçlara ilişkin ortak bir blog yazısı kaleme aldı.

IMF yetkilileri, söz konusu yazıda, hükümetlerin ağır borçlu firmaları desteklemesi veya yeniden yapılandırmayı seçmeleri gerektiğini belirtti.

Şirketlerin faiz oranlarının düşük olduğu küresel finansal krizin ardından rekor borçlarla yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizine girdiklerine işaret edilen yazıda, kurumsal borç tutarının 2020 sonunda 83 trilyon dolara ve küresel GSYH’nin yüzde 98’ine ulaştığı aktarıldı.

Yazıda, gelişmiş ekonomiler ve Çin’in 2020’deki 8,9 trilyon dolarlık artışın yüzde 90’ını oluşturduğu kaydedildi.

Merkez bankalarının enflasyonu kontrol etmek için faiz oranlarını yükselteceğine, şirketlerin borç ödeme maliyetlerinin artacağına dikkat çekilen yazıda, “Hükümetler krizin zirvesinde zor durumdaki firmalara verdikleri mali desteğin ölçeğini küçülttükçe kurumsal zayıflıklar açığa çıkacak.” değerlendirmesi yer aldı.

Yazıda, hükümetlerin ekonomik toparlanmaya yönelik riskleri yönetirken zor kararlarla karşı karşıya kaldığı belirtilerek, politika yapıcıların toparlanma risklerini bertaraf etmek için ayakta kalabilecek firmalara destek sağlamaya odaklanmalarının ve çok zarar almış firmalar için ise yeniden yapılandırmaya hazırlanmalarının gerektiği ifade edildi.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kurumsal-borc-tutari-2020-sonunda-83-trilyon-dolara-ulasti/feed/ 0
Gelir vergisi mükellefi (2.sınıf) 2016+2017+2018+2019+2020 yıllarına ait zararları gecici vergi beyanında göstererek 2021 karımdan mahsup edebilir miyim ? https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefi-2-sinif-20162017201820192020-yillarina-ait-zararlari-gecici-vergi-beyaninda-gostererek-2021-karimdan-mahsup-edebilir-miyim/ https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefi-2-sinif-20162017201820192020-yillarina-ait-zararlari-gecici-vergi-beyaninda-gostererek-2021-karimdan-mahsup-edebilir-miyim/#respond Mon, 21 Feb 2022 10:21:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122858 Gelir vergisi mükellefi (2.sınıf) 2016+2017+2018+2019+2020 yıllarına ait zararları gecici vergi beyanında göstererek 2021 karımdan mahsup edebilir miyim ?

Geçmiş yıl/yıllar zararları 2021/4. dönem geçici vergi beyannamesinden indirilir.


Firmamıza 2016-2017-2018 yılları KDV ,2018 yılın da kurumlar matrah artırımı yaptık. 2019 ve 2020 yılı zararı vardır. Kurumlar matrah artışından dolayı bu 2 dönem için zararın 1/2 sini mi geçici vergilerde düşeceğiz?

Kurumlar matrah artırımı yapan mükellefler geçmiş yıl/yıllar zararlarının yarısını dönem karından indirebilirler 2019-2020 zararının yarısını indirebilirsiniz.

5- Matrah ve Vergi Artırımı ile Matrah Beyanına İlişkin Diğer Hususlar

c) Geçmiş Yıl Zararları

7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde, “Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2021 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.” hükmü yer almaktadır. 

Bu hükme göre mükellefler, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının yarısını, 2021 ve müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir.

Söz konusu zararların ilgili yılların mali bilançolarına göre doğmuş olması veya indirim ve istisna uygulamalarından kaynaklanmış olması durumu değiştirmemektedir. Dolayısıyla, söz konusu bent hükmü uyarınca matrah artırımında bulunan mükelleflerin artırımda bulundukları yıla ilişkin zararlarının, gerek mali yıl bilançolarına göre doğmuş olsun gerekse indirim ve istisnadan kaynaklanmış bulunsun, devreden tutarının sadece %50’si, 2021 yılı ve müteakip dönemlerde Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununun ilgili maddelerinde yer alan esaslar çerçevesinde mahsup edilebilecektir.

Diğer taraftan, matrah artırımında bulunulan yıllara ait olmakla birlikte 2020 ve önceki yılların karlarından mahsup edilmiş geçmiş yıl zararlarına yönelik herhangi bir işlem yapılmayacaktır.

Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin 2021 yılına ilişkin olarak vermiş oldukları geçici vergi beyannamelerinde, matrah artırımında bulundukları yıllara ait geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmiş olması hâlinde, söz konusu mükelleflerin 2021 yılı geçici vergi beyannamelerini düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır. 2021 yılı gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde ise söz konusu zararların %50’sinin mahsuba konu yapılamayacağı tabiidir.

Matrah artırımında bulunan ve kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar vergisi mükelleflerinden, hesap dönemleri 2021 yılı içinde sona eren ve matrah artırımından önce kurumlar vergisi beyannamelerini vermiş olanlar, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının %50’sini, 2021 ve müteakip yıl kârlarından mahsup edemeyeceklerinden verdikleri kurumlar vergisi beyannamelerini düzeltmeleri gerekmektedir.

Bu kapsama giren mükelleflerin, matrah artırımı başvuru süresi içerisinde düzeltme beyannamesi vermeleri hâlinde, kendilerinden vergi cezası veya gecikme faizi talep edilmeyecek, beyan üzerine tahakkuk edecek vergiler, beyannamenin verildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde ödenecektir. Matrah artırmakla birlikte düzeltme işlemlerini yapmayan mükellefler hakkında ise matrah artırımı başvuru süresinin sonu itibarıyla gerekli işlemler vergi dairelerince yerine getirilecek, vergi ziyaı olması hâlinde tarh edilecek vergi için gecikme faizi matrah artırımı başvuru süresinin sonundan itibaren hesaplanacaktır.

Örnek 12- Kurumlar vergisi mükellefi (A) A.Ş. 2016 yılında 20.000 TL zarar, 2017 yılında 24.000 TL zarar, 2018 yılında 42.000 TL kâr, 2019 yılında 30.000 TL zarar ve 2020 yılında ise 16.000 TL zarar beyan etmiştir. Mükellef, 2018 yılında beyan ettiği kar tutarından 2016 ve 2017 yıllarından devreden geçmiş yıl zararlarını mahsup etmiştir.

Söz konusu mükellefin 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için matrah artırımından yararlandığı durumda 2021 ve müteakip yıllarda mahsup edebileceği geçmiş yıl zarar tutarları 2017 yılından devreden (2.000/2=) 1.000 TL, 2019 yılından devreden (30.000/2 =) 15.000 TL ve 2020 yılından devreden (16.000/2=) 8.000 TL olmak üzere (1.000 +15.000+8.000) toplam 24.000 TL olacaktır.

ç) Gelecek Yıllarda Matrahtan İndirim Konusu Yapılacak İstisna ve İndirim Tutarları ile Geçmiş Yıl Zararlarının Artırılan Matrahlardan İndirilememesi

Kurumlar vergisinden istisna edilen bazı kazançlar, ilgili yıl faaliyet sonucu zararla sonuçlanmış olsa dahi yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde indirim olarak uygulanmakta ve söz konusu istisna kazançlar, müteakip yıl kazançlarından indirilmek üzere zarar olarak müteakip yıllara devredilmektedir. Matrah artırımında bulunan mükelleflerin, devreden söz konusu zararları, bu Kanuna göre artırdıkları matrahlardan indirmeleri mümkün değildir.

Aynı şekilde mükellefler, yapmış oldukları yatırım harcamaları nedeniyle indirime hak kazandıkları, ancak ilgili yıllarda kazanç yetersizliği dolayısıyla yararlanamadıkları yatırım indirimi istisnası tutarları ile geçmiş yıl zararlarını da 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre artırdıkları veya beyan ettikleri matrahlardan indiremeyeceklerdir. Ancak önceki yıllarda indirilemeyen yatırım indirimi istisnası tutarının, 193 sayılı Kanunun ilgili hükümleri ile 1/10/2010 tarihli ve 27716 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 276) çerçevesinde mükelleflerce daha sonraki yıllarda beyan edilen kazançlardan indirilebileceği tabiidir.

Diğer taraftan, matrah artırımında bulunulan cari yılda zarar beyan edilmiş olması hâlinde, 7326 sayılı Kanuna göre artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan veya artırılan vergilerin tamamının ödenmesi gerekeceğinden, söz konusu cari yıl zararının da artırılan matrahlar üzerinden mahsubu veya indirimi söz konusu olmayacaktır. Bahse konu zararlar hakkında, mükelleflerin bu Tebliğin (V/C-5-c) bölümündeki açıklamaları dikkate almaları gerekmektedir.

d) Gelir veya Kurumlar Vergisine Mahsuben Ödenmiş Bulunan Vergilerin İadesinin Talep Edilmesi

Matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin, artırımda bulundukları yıllarla ilgili olarak yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları vergilerin, iadesine ilişkin taleplerinin bulunması hâlinde bu talepleri, 6/4/2004 tarihli ve 25425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği Seri No: 252’deki esaslar çerçevesinde sonuçlandırılacaktır. Ancak, bu Kanun kapsamında matrah artırımında bulunmuş olan mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisine mahsuben ödemiş oldukları vergilerin iadesiyle ilgili talepleri ile sınırlı kalmak üzere inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir.

e) Kıst Dönemde Faaliyette Bulunan Mükelleflerde Asgari Matrah Beyanı

 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmüne ve bu Tebliğde yapılan açıklamalara göre matrah ve vergi artırımında veya beyanında bulunacak mükelleflerin, matrah ve vergi artırımında bulundukları yıllarda işe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle, kıst dönemde faaliyette bulunmuş olmaları hâlinde, ilgili yıllar için belirlenen ve yukarıda açıklanan asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı dikkate alınarak hesaplanacaktır. Bu hesaplamada ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınacaktır.

 Örneğin, 11 Nisan 2016 tarihinde işe başlayan ve bilanço esasına göre defter tutan bir gelir vergisi mükellefinin 2016 yılı için matrah ve vergi artırımda bulunmak istemesi hâlinde, bu yıl için dikkate alacağı asgari matrah [(47.000/12) x 9=] 35.250 TL’den az olamayacaktır.

 Diğer taraftan, kurumlar vergisi mükelleflerinin tasfiyeye girmeleri hâlinde kıst dönem hesaplaması yapılmayacaktır. Ancak, tasfiyeleri sonuçlanarak ticaret sicilinden silinen kurumlar vergisi mükelleflerinin nihai tasfiye dönemi ile kurumların devir veya tam bölünme hallerinde kıst dönem hesaplaması yapılacaktır.

f) Yıllara Sari İnşaat ve Onarım İşi Yapan Mükelleflerin Durumu

Yıllara sari inşaat ve onarım işi yapan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, bu faaliyetleri dolayısıyla 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için 7326 sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.

Yıllara sari inşaat ve onarım işi bulunan mükellefler, her bir inşaat itibarıyla işin bittiği yıl esas alınmak suretiyle 7326 sayılı Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunabileceklerdir.

Öte yandan, önceki yıllarda başlayan, ancak 2021 yılında bitmiş veya halen devam etmekte olan, yıllara sari inşaat ve onarım işleri için gelir vergisi mükelleflerinin Mart 2022, kurumlar vergisi mükelleflerinin Nisan 2022 ve müteakip yıllarda beyanda bulunması gerektiğinden 7326 sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanma imkanı bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin olarak verdikleri yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde beyan ettikleri yıllara sari inşaat ve onarma işine ait istihkaklarından kesilen vergilerin beyannamede mahsubu sonucu, vergi iade haklarının doğması ve bu mükelleflerin de anılan yıllarla ilgili olarak matrah ve vergi artırımında bulunmaları hâlinde, iadesi gereken bu vergilerin, mükelleflerin matrah ve vergi artırımı nedeniyle ödeyecekleri vergilerden mahsubu mümkün değildir.

 g) Özel Hesap Dönemine Tabi Mükelleflerin Durumu

 213 sayılı Kanunun 174 üncü maddesi çerçevesinde, kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, ilgili özel hesap dönemlerinin kapandığı yıl itibarıyla matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.

 Örnek 13- Öteden beri 1 Haziran – 31 Mayıs özel hesap dönemini kullanan gelir vergisi mükellefi (A), söz konusu özel hesap dönemine ait gelirlerini özel hesap döneminin kapandığı takvim yılını izleyen yılın Mart ayının 1 ila 25’i arasında beyan etmektedir. Bu mükellef;

 – 1/6/2015 – 31/5/2016 özel hesap dönemine ilişkin olarak 2016 takvim yılı için,

– 1/6/2016 – 31/5/2017 özel hesap dönemine ilişkin olarak 2017 takvim yılı için,

– 1/6/2017 – 31/5/2018 özel hesap dönemine ilişkin olarak 2018 takvim yılı için,

– 1/6/2018 – 31/5/2019 özel hesap dönemine ilişkin olarak 2019 takvim yılı için,

– 1/6/2019 – 31/5/2020 özel hesap dönemine ilişkin olarak 2020 takvim yılı için

 belirlenen matrah artırım oranlarını veya asgari matrah tutarlarını dikkate almak suretiyle matrah artırımı hükümlerinden yararlanabilecektir.

 Örnek 14- Takvim yılı esasına göre hesap dönemine tabi olan (B) Limited Şirketine, 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren özel hesap dönemi tayin edilmiş bulunmaktadır. Bu mükellef;

 -1/1/2016 – 31/12/2016 hesap dönemine ilişkin olarak 2016 takvim yılı için,

-1/1/2017 – 30/6/2017 kıst hesap dönemine ilişkin olarak 2017 takvim yılı için,

-1/7/2017 – 30/6/2018 özel hesap dönemine ilişkin olarak 2018 takvim yılı için,

-1/7/2018 – 30/6/2019 özel hesap dönemine ilişkin olarak 2019 takvim yılı için,

-1/7/2019 – 30/6/2020 özel hesap dönemine ilişkin olarak 2020 takvim yılı için

 belirlenen artırım oranlarını veya asgari matrah tutarlarını dikkate almak suretiyle matrah artırımı hükümlerinden yararlanabilecektir.

 1/1/2017 – 30/6/2017 kıst hesap dönemine ilişkin olarak beyan edilen matrahların toplamı üzerinden ilgili yıl için belirlenmiş oranda matrah artırımı yapılması gerekecek olup asgari matrahlar üzerinden matrah artırımı yapılmasının gerekmesi hâlinde ise asgari matrahlar kıst hesaplamaya tabi tutulmayacaktır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefi-2-sinif-20162017201820192020-yillarina-ait-zararlari-gecici-vergi-beyaninda-gostererek-2021-karimdan-mahsup-edebilir-miyim/feed/ 0
2020 yılına ait gider faturasının KDV’sini indirim konusu yapabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/2020-yilina-ait-gider-faturasinin-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/2020-yilina-ait-gider-faturasinin-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/#respond Fri, 28 Jan 2022 12:30:40 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121512 2020 yılına ait yeni gelen gider faturasını 2021 yılında gider olarak işleme alıp KDV’sini indirim konusu yapabilir miyiz? 

Gider 681 hesaba yazılır. KDV ise; 2021/aralık beyannamesinden indirilir.

E-Arşiv fatura düzenledik. Faturamız hatalı oldu. 8 Günlük iptal süremizi de geçirdik. Gelir İdaresi ile görüşme yaptık. Noterden iptal-itiraz ihtarnamesi düzenleyip bu bilgilerinizi girmeniz gerekiyor diye yanıt verdiler. Bilgileri girmek istediğimizde böyle bir ekran açılmıyor 8 günlük süre içinde olması gerekiyor diye uyarı veriyor. Şu aşamada yapmamız gereken bir şey var mı?

Merhaba; işleminizi noter üzerinden yaptıktan sonra itiraz ekranlarına giriş yapmalısınız (süresi için)

Mükellef 5.000/30.000 e-arşiv portal üzerinden fatura kesmiş ve faturanın iptal süresi geçmiş. Bu durumda karşı firma faturayı kayıtlarına alıp bize iade faturası mı kesmeliyiz?

Faturalar yasal süreleri içinde iptal edilmelidir. Süresi geçtikten sonra sistem üzerinden iptal kaydı oluşturmak mümkün değildir. Kayıtlara alınarak iade faturası düzenlemek daha doğru olacaktır.

E-Fatura mükellefleri birbirlerine e- arşiv fatura düzenlerse ve fatura iptal etme günü aşılırsa, bu faturaların iptali nasıl olur?

E-fatura mükellefleri e-fatura düzenlemelidir.

E-arşiv fatura düzenlendiyse de fatura yok hükmünde sayılmaz kabul edilir. Ancak özel usulsüzlük cezası ile karşı karşıya kalınabilecektir.

İptal/itiraz işlemleri e-Arşiv Fatura ve e-SMM belgelerinin iptal işlemlerinde 8 günlük sürenin tespiti e-belgenin alıcıya iletilme tarihinden itibaren başlar.

İptal işlemi her durumda 8 günlük süre içinde yapılmalıdır.

Sorunuz kapsamında iade fatura düzenleme şartları oluştuysa iade fatura düzenlenebilir.

Ancak e-fatura olarak düzenlemelidir.

E-arşiv uygulamasına geçtikten sonra eskiden basılmış ve elde kalan kağıt faturaların kullanılıp kullanılamayacağı.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ USUL GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı    :    11395140-105[MÜK-257-2015/VUK-1-19578]-54317    23.02.2017

Konu    :    E-arşiv uygulamasına geçtikten sonra eskiden basılmış ve elde kalan kağıt faturaların kullanılıp kullanılamayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 01/01/2016 tarihinden itibaren e-Arşiv Fatura Uygulamasına geçme yükümlülüğünüzün başlayacağını belirterek, ilgili tarih itibariyle daha önceden bastırılan ve kullanılmayan kağıt faturaları kullanıp kullanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşlerini talep etmektesiniz.

213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 5766 Sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile değişen Mükerrer 242 nci maddesinin 2 numaralı fıkrası ile Maliye Bakanlığı; elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığına veya Maliye Bakanlığının gözetim ve denetimine tabi olup, kurulusu, faaliyetleri, çalışma ve denetim esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenecek olan özel hukuk tüzel kişiliğini haiz bir şirkete aktarma zorunluluğu getirmeye, bilgi aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu Kanun kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye ve denetlemeye yetkili kılınmıştır.

Ayrıca söz konusu fıkrada, Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu; Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan aynı maddenin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, Maliye Bakanlığının Vergi Usul Kanununun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

397 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin, “6. e-Faturanın Muhafaza ve İbraz Yükümlülüğü” bölümünde değişiklik yapan 421 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “4.4.” kısmında;

“Mükelleflere ait elektronik faturaların yine mükelleflere ait bilgi işlem sistemlerinde saklanması esas olup üçüncü kişiler nezdinde de elektronik saklama yapılabilecektir. Başka mükelleflerden elektronik saklama hizmetinin alınması mükelleflerin elektronik faturalarının muhafaza ve ibraz sorumluluğunu ortadan kaldırmaz…

Başka mükelleflere ait elektronik faturaları saklama hizmeti verenler elektronik fatura uygulamasını bilgi işlem sistemlerinin entegrasyonu yöntemiyle kullanmak zorundadır.” denilmektedir.

433 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “6. Belgelerin Elektronik Ortamda Oluşturulması” başlıklı bölümüde;

“e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen belgeler Başkanlığa bildirilen bilgi işlem sisteminde veya özelentegratör sisteminde oluşturulmalıdır.

Kullanılan elektronik belge formatı, üzerinde mali mühür/NES taşımaya, belge üzerinde doğrulamaya, görüntülemeye ve kâğıt baskı almaya imkân veren genel tanınırlığa sahip bir format olmalıdır.

Mükellefler, istemeleri halinde fatura formatı olarak www.efatura.gov.tr İnternet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardını da kullanabilirler. Başkanlık gerekli görmesi halinde, mükelleflerin kullandıkları elektronik belge formatının değiştirilmesini isteyebilir.

Uygulamayı kendi sistemi üzerinden kullanan tüzel kişiler elektronik ortamda oluşturdukları faturalarını kendi mali mühürleri ile gerçek kişiler ise kendi mali mühürleri ya da NES ile onaylarlar.

Uygulamanın özel entegratör vasıtasıyla kullanılması durumunda belgeler mükelleflerin kendi mali mühür ya da NES’i ile veya mükellefin istemesi halinde özel entegratörün mali mührü ile onaylanır.

e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen belgeler, bu Tebliğ ile getirilen düzenlemeler dışında başta Vergi Usul Kanunu olmak üzere, diğer vergi kanunları ve ilgili düzenlemelerde yer alan sürelere ve belirlenen usul ve esaslara uygun biçimde oluşturulmak zorundadır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

433 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “6.1 Belgelere Konulacak Amblem ” başlıklı bölümünde;

”Bu Tebliğ kapsamında oluşturulan elektronik belgelerde, 2/2/1985 tarihli ve 18654 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belgelerin önyüzünün üst orta kısmına gelecek şekilde basılması zorunlu olan ‘Belgelere Konulacak Özel İşaret (Amblem)’ ile ‘İl Kod Numarası’ yerine aynı konumda bulunmak üzere, Gelir İdaresi Başkanlığı amblemi, amblemin altında ise “e-Arşiv Fatura” ibaresi bulunur. Tebliğin 3-b ve 3-c bendi kapsamında elektronik ortamda iletilen faturanın alt kısmında ayrıca “e-Arşiv izni kapsamında elektronik ortamda iletilmiştir.” ifadesi yazılır.” açıklaması yapılmıştır.

Aynı Tebliğin 443 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değişen “7-Belgelerin Alıcılarına Teslimi” başlıklı bölümünde;

“Mükellefler, e-Arşiv Uygulaması kapsamında elektronik belge biçiminde oluşturdukları faturayı bu Tebliğin 7.1 ve 7.2 bölümünde belirtilen istisna haricinde alıcısına kâğıt ortamında teslim ederler.

Elektronik ortamda oluşturulan faturanın kâğıt ortamında teslimi halinde baskı işlemi mükellefin kendisi tarafından yapılabilir. İsteyen mükellefler baskı işini anlaşmalı matbaa işletmelerine veya özel entegratörlere de yaptırabilir. Bu durumda anlaşmalı matbaa işletmeleri veya özel entegratörler tarafından Başkanlığa herhangi bir bildirim yapılmaz.

Vergi Usul Kanununun faturanın nizamına ilişkin hükümlerine göre faturaların baş tarafında iş sahibinin veya namına imzaya mezun olanların imzasının bulunması mecburidir.

Bu hükme göre, vergi uygulamaları bakımından faturada imzanın bulunması zorunlu olmakla beraber, faturanın şekil ve nizamına ilişkin esaslara riayet edilmek şartıyla, düzenleme tarihinde imzaya yetkili olanın imzasının notere tasdik ettirilip basım sırasında fatura üzerine yazdırılmak suretiyle faturanın (hazır imzalı olarak) kullanılabilmesi mümkündür.

e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturada, düzenleme tarihi yanında düzenleme zamanının da saat ve dakika olarak gösterilmesi zorunludur.

7.1 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Getirilen e-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Olmayan Mükelleflere Faturanın Teslimi

e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere e-Arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturanın kâğıt ortamında teslim edilmesi esastır. Ancak e-arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturalar, alıcısının talebi doğrultusunda ve www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardının kullanılması ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla e-fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere elektronik ortamda da iletilebilecektir.

Öte yandan, alıcısına malın yanında kâğıt olarak verilen fatura, irsaliyeli fatura yerine kullanılabilir. Ancak bu imkândan yararlanabilmek için faturanın, malın teslimi anında düzenlenmesi ve “İrsaliye yerine geçer.” ifadesinin yazılması zorunludur.

7.2 Vergi Mükellefi Olmayanlara Faturanın Teslimi

e-Arşiv Uygulaması kapsamında, bu Tebliğin 3-c bendine göre vergi mükellefi olmayanlara düzenlenen fatura, alıcının rızasına bağlı olarak kâğıt veya elektronik ortamda teslim edilir

Vergi mükellefi olmayan alıcı tarafından elektronik ortamda teslimi istenen fatura internet dâhil olmak üzere her türlü elektronik araç ve ortamlar vasıtasıyla iletilebilir.

Vergi mükellefi olmayanlara yapılan satışlarda fatura, malın teslimi ya da hizmetin ifası anında elektronik ortamda iletiliyorsa müşteriye bu faturanın kâğıt çıktısı verilir. Bu durumda çıktının satıcı veya yetkilisi tarafından imzalanması zorunludur. Bu imkândan yararlanabilmek için faturanın malın teslimi anında düzenlenmesi zorunludur.” açıklamaları yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; e-Arşiv Fatura Uygulamasına geçtikten sonra faturaları anılan Tebliğ kapsamında elektronik ortamda düzenlemeniz gerekmekte olup, daha önceden anlaşmalı matbaalara bastırdığınız ve kullanmadığınız matbu kağıt faturaların bu uygulamaya geçtikten sonra kullanılması mümkün bulunmamaktadır.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2020-yilina-ait-gider-faturasinin-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/feed/ 0