Ana Sayfa Vergi Şirketin kiraladığı konutu başkasına kiraya vermesi durumunda her ay fatura düzenlenmesi gerekiyor...

    Şirketin kiraladığı konutu başkasına kiraya vermesi durumunda her ay fatura düzenlenmesi gerekiyor mu?

    243
    0

    Mükellefim konut kiralıyor, bu kiraladığı konutu tekrar şirket olarak başkasına kiralıyor. Mükellefim bu kiraladığı konuta stopaj ödeyecek mi? yani mal sahibi namına stopaj ödeyecek mi?

    Ltd şirket kiralamış olduğu konutun sahibi gerçek kişi ise brüt kira üzerinden % 20 GV stopajı yapılır. Mal sahibi Tüzel kişi ise bu tüzel kişilik fatura düzenler Stopaj olmaz. KDV olur.


    Şirket ortaklarının ikamet amaçlı kullandığı şirket aktifine kayıtlı gayrimenkulün faizleri gider yazılabilir mi?

    Şirket ortaklarına kiraya verilen Gayrimenkul için kira sözleşmesi yapılması ve en az emsal bedelden Fatura düzenlenmesi ve Faturada KDV hesaplanması gerekir. 

    Aktife kayıt edilen Gayrimenkul için ödenen Kredi faizlerinin ilk yıl ödenecek faiz tutarı maliyete eklenir. Sonraki yıl/yıllar için ödenen kredi faizleri ise 780 hesaba yazılır.


    Banka kredisiyle alınan aktife kayıtlı araca ait faiz ve masrafların gider kaydedilip kaydedilemeyeceği.

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

     İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

     

       
    Sayı : 62030549-120[40-2016/514]-11005 04.01.2018
    Konu : Banka kredisiyle alınan aktife kayıtlı araca ait faiz ve masrafların gider kaydedilip kaydedilemeyeceği.  
             

     

       İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 2015 yılında Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifi ve Halkbankası işbirliği ile kredi aldığınız, kullandığınız kredi için ödediğiniz faiz ve masrafları gider olarak yazıp yazamayacağınız hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmakta olup, konuya ilişkin Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmaktadır.  

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinin birinci fıkrasında da;  

    “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

              İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;          

    1. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”

    hükmüne yer verilmiştir. 

    Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise, safi kazancın tespitinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı ifade edilmektedir.

     Ayrıca anılan Kanunun 40 ıncı maddesinin (7) numaralı bendinde; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların da safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükmü yer almaktadır. 

     Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;  

    – 262 nci maddesinde, “Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.”,

      – 269 uncu maddesinde, “İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir.

      Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir:          

     1.Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı;

         2.Tesisat ve makinalar;  

    3.Gemiler ve diğer taşıtlar;  

    4.Gayri maddi haklar.”,  

    – 270 inci maddesinde, “Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satınalma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer:           

     1.Makina ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;          

     2.Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.

     Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedelini ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.  

    hükümlerine yer verilmiştir.  

    Ayrıca, 163 ve 334 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin iktisabında kullanılan krediler nedeniyle ödenen faizlerin iktisadi kıymetin maliyet bedeline eklenecek kısmı ile doğrudan gider yazılacak kısmının tespitinde uygulanacak esaslar açıklanırken, iktisadi kıymetin aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise maliyet bedeline eklenilmesi veya doğrudan gider yazılması hususunda mükelleflerin serbest oldukları belirtilmiştir.  

    Buna göre, özelge talep formunuzda belirtilen kuruluşlardan temin ettiğiniz kredinin belirli bir kısmı ile iktisap ettiğiniz taşıtın envantere dâhil edilmesi kaydıyla, kredinin taşıt alımında kullanılan kısmına ait faizin taşıtın iktisap tarihinden ilgili hesap döneminin sonuna kadar olan kısmının maliyete eklenmesi zorunludur. Bu tarihten sonra tahakkuk eden kredi faizleri (kredinin taşıt alımında kullanılan kısmına isabet eden) ile krediye ait masrafın taşıt alımında kullanılan tutara isabet eden kısmının ise maliyete intikal ettirilmesi suretiyle amortismana tabi tutulması veya doğrudan gider olarak muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.  

    Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, belirtilen kuruluşlardan temin ettiğiniz işletme kredisi ile iktisap ettiğiniz taşıtın işletmeye dahil olması ve işte kullanılması kaydıyla, kredinin taşıt alımına harcanan kısmına (85.000 TL) isabet eden faiz tutarının, iktisap tarihinden ilgili hesap döneminin sonuna kadar olan kısmının maliyete eklenmesi zorunludur. İktisaptan sonraki dönemlerde ödenen kredi faizlerinin ise maliyete intikal ettirilmesi veya doğrudan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca taşıt alımında kullanılan krediye ait masrafların da maliyete intikal ettirilmesi veya doğrudan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.  

    Ancak, mükelleflerin iktisaptan sonraki yıllarda ortaya çıkan kredi faizlerini, ilgili bulundukları yılda doğrudan gider yazma veya amortisman yoluyla itfa etme şeklindeki tercihlerini başlangıçta yapmaları gerekmektedir. Doğrudan gider yazma yolunun seçilmesi halinde ise daha sonraki yıllarda bu tür giderlerin sabit kıymetin maliyetine eklenerek amortisman yoluyla itfa edilmesi veya daha önce amortisman yoluyla itfa edilmekte iken sonradan doğrudan gider yazma yoluna gidilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.


    Kaynak: İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikÖzel Hastanede döner sermaye sistemini uygulanabilir mi?
    Sonraki İçerikBasit usul servis taşımacılığı yapan mükellefe sadece KDV mükellefiyetliği açtırılabilir mi?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz