Ana Sayfa Vergi Şirket Tarafından Ticari İşlem Dışında Hatır Amaçlı Bir Nedenle Kişilere Borç Verilebilir...

    Şirket Tarafından Ticari İşlem Dışında Hatır Amaçlı Bir Nedenle Kişilere Borç Verilebilir Mi?

    168
    0

    Bir şirket tarafından başka bir tek ortaklı şirket ortağının, şahsi hesabına bankadan gönderilen ödemeleri verilen borç para olarak mı değerlendirmeliyiz? muhasebe kaydı ve açıklamaya ne yazılmalıdır?

    Şahsi hesaba neden para gönderilsin? Ticari bir ödeme ise ticari firmaya gönderilir. Ticari ilişkisi olmayan kişiye borç para gönderilmesi halinde tefecilik soruşturmasına muhatap olunur.


    BENZER İÇERİKLER

    85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ( 13 Eylül 2018 Resmî Gazete Sayı : 30534 ) ile Türkiye’de yerleşik kişiler arasındaki sözleşmelere ilişkin tutarı döviz veya dövize olarak belirleme yasağı getirilmişti. Karar tarihinden önce yapılmış ve tutarı döviz cinsinden olan sözleşmelerin ise 13.10.2018 tarihine kadar TL’ye çevrilmesi gerekmektedir. Söz konusu karara ilişkin ayrıntılı Tebliğ düzenlemesi ise Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 6/10/2018 tarihinde yapılmıştı.

    Söz konusu yasal düzenlemeye göre Ortak DÖVİZ olarak şirkete Borç veremez.


    Anonim şirkette pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyesi şirkete borçlanamaz. Peki borç verebilir mi?

    Borç verebilir. Ancak; Hakkında tefecilikten dolayı (faiz geliri elde ettiği iddiası ile) vergi incelemesi yapılır.


    Şirket ortakları şirkete dövizli borç vermeleri Cumhurbaşkanı’nın 85 no.lu kararnamesi ile yasak kapsamına alınmıştır. Şirket ortaklarının şirkete borç vermesi mümkün olup bunun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü sermaye kazancı elde edilmesi ve ortak açısından menkul sermaye iradı elde etmesi bakımından bir takım riskleri bulunmaktadır.


    İlişkili kişilerden yapılan mal ve hizmet alımları dolayısıyla oluşan vade farklarının örtülü sermaye kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hakkında özelge

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

    Sayı

    :

    38418978-125[12-16/1]-102776

    08.03.2018

    Konu

    :

    İlişkili kişilerden yapılan mal ve hizmet alımları dolayısıyla oluşan vade farklarının örtülü sermaye kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk.

       İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçede, şirketinizin … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğu ve uzay ve havacılık sektöründe araştırma ve geliştirme hizmetlerini de kapsayan üretim ve tasarım faaliyetleriyle iştigal ettiği, şirketinizin ticari faaliyeti kapsamında ilişkili kişilerden mal ve hizmet alımları yaptığı, bu çerçevede şirketinizin ilişkili bir firma ile gerçekleştirdiği mal ve hizmet alımına ilişkin yaklaşık 261.000,00-TL tutarında olan ticari borcunuzun vadesinde ödenmesinin sehven unutulması dolayısıyla vade farkının hesaplandığı, öte yandan şirketinizin banka hesaplarında yeterli miktarda (borç tutarından daha yüksek tutarda) nakdinin bulunduğu, söz konusu tutarların her hangi bir harcamaya konu edilmediği ve vadeli/vadesiz banka hesaplarınızda tutulduğu, ödenmeyen borç tutarlarının fiili olarak işletme ve yatırım harcamalarında kullanılmadığı ve banka hesaplarında tutulduğu, şirketinizin banka hesaplarında herhangi bir harcamaya konu edilmeyen yeterli miktarda nakdinin bulunmasına rağmen şirketiniz tarafından ilişkili kişiden gerçekleştirilen alımlara ilişkin olan ve normal ödeme vadeleri geçen borç tutarlarının (ve bunlara ilişkin hesaplanan vade farkı ve kur farkı tutarlarının) örtülü sermaye uygulaması kapsamında dikkate alınıp alınmayacağı konusunda tereddüt hasıl olduğu belirtilerek konu hakkında Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmiştir.

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmının ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılacağı”hükme bağlanmıştır. Anılan Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin kurum kazancının tespitinde gider yazılamayacağı hükmüne yer verilmiştir.

       Buna göre, ortak veya ortakla ilişkili sayılan bir şirketten borç alınması işleminin örtülü sermaye kapsamına girmesi halinde örtülü sermaye sayılan borç tutarı üzerinden hesaplanan ve ödenen faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin, gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun uygulanmasına ilişkin olarak yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “12. Örtülü Sermaye” başlıklı bölümünde konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup  söz konusu Tebliğin “12.1.6. Örtülü sermaye tutarı” başlıklı bölümünde, “Kanunda borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı örtülü sermaye olarak kabul edildiğinden, bu limiti aşan kısma isabet eden faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin geçici vergi dönemleri de dâhil olmak üzere vergi matrahından indirilmesi mümkün olmayacaktır.

       Piyasa koşulları ve ticari teamüllere göre yapılan vadeli mal ve hizmet alımları ile ilgili olarak ortaya çıkan borçlanmalarda, vade farkı tutarları ayrıca hesaplanmış olsa da bu borç tutarları örtülü sermayenin varlığının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Söz konusu süreleri aşan vadeli alımlar nedeniyle ortaya çıkan borçlar örtülü sermayenin varlığının tespitinde dikkate alınacak; bu şekilde hesaplanan örtülü sermaye tutarına isabet eden vade farkları tespit edilerek örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz olarak kabul edilecektir.” açıklamaları yer almıştır.

       Bu itibarla, şirketiniz tarafından ilişkili kişiden yapıldığı belirtilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin olan ve normal ödeme vadeleri geçen borç tutarlarının (ve bunlara ilişkin hesaplanan vade farkı ve kur farkı tutarlarının) örtülü sermayenin varlığının tespitinde dikkate alınması ve bu şekilde hesaplanan örtülü sermaye tutarına isabet eden vade farklarının tespit edilerek örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

       Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi çerçevesinde şirketiniz tarafından örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.


    Kaynak: GİB Özelde, İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikGerçek Faydalanıcı Bildirim Formundaki Değişiklikler Geçici Vergi Beyannamesinde Bildirilecek Mi?
    Sonraki İçerikSMMM Yetki Belgesi Olanlar KDV İade Raporu Düzenleyebilir Mi?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz