Ana Sayfa Hukuk Sınır Ötesi Alacakların Tahsilinde “Avrupa İlamsız İcra Takibi” Ve “Avrupa Ödeme...

Sınır Ötesi Alacakların Tahsilinde “Avrupa İlamsız İcra Takibi” Ve “Avrupa Ödeme Emri” Nin Düzenlenmesi

2047
0

Sınır Ötesi Alacakların Tahsilinde  “Avrupa İlamsız İcra Takibi” Ve “Avrupa Ödeme Emri” Nin Düzenlenmesi 

Türk hukukunda ödeme emri, ilamsız icra takibinde icra dairesinin alacaklının talebine dayalı olarak borçluya yönelttiği, alacaklının takibe koyduğu alacağını ve takip masraflarını ödemesi veya takibe karşı koyması, aksi halde takibe devam edeceği ihtarıdır.
Kural olarak, borçlunun yurt dışında yerleşik olması hakkındaki takip prosedürünün başlatılmasına engel değildir. Türk hukukundaki yetki kuralları kapsamında, borçlunun yerleşim yerinde başlatılması gerekli bulunmadıkça yurtdışında yaşayan borçlu ile ilgili olarak ödeme emri yurt dışındaki adresine tebliğ edilerek takibin kesinleştirilmesi mümkün olabilmektedir.
Ancak, takip kesinleştirilse dahi, Türkiye’deki hakkında icra takibi kesinleşen borçlunun yurt dışındaki malvarlığı ile o ülkede yerleşik 3. gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki hak ve alacaklarına yönelik cebri icranın yani haciz ve satış gibi takip işlemlerinin gerçekleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Zira yerleşik Yargıtay uygulamaları uyarınca; “Cebri icra ; her devletin kendi ülke ve sınırları içerisinde haiz olduğu mutlak güç ve yetkidir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 6.5.1998 yıl 1998/325-12-287)
Yargıtay kararlarında da belirtilen “Egemenlik ilkesinin” bir gereği olarak ülkeler ülke içinde gerçekleşen alacak takipleri ile ilgili olarak borçluların ancak kendi hakimiyet alanı içerisinde yer alan malvarlıklarına el koyabilmektedir.
Ancak gün geçtikçe globalleşen ekonomide, ticari kuruluşların faaliyetlerinin bir çoğunu uluslararası firmalarla yahut uluslar arası faaliyet gösteren yerli firmalarla
gerçekleştirdiği göz önünde bulundurulduğunda ticaretin olduğu yerde ihtilafın çıkması kaçınılmaz olmakta ve yurt içinde yapılan alacak takipleri yetersiz kalmaktadır.
Bu yetersizliğe bağlı olarak da uluslararası alacak takibini kolaylaştırıcı ve etkinleştiririci hukuki vasıtalar üzerinde çalışılmaktadır. Bu makalemiz içeriğinde , bu amaçla Avrupa Birliği tarafından geliştirilen “Avrupa Ödeme Emri (European Payment Order)” üzerinde durulacaktır.
Aşağıda detaylı olarak izah edileceği üzere, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin müzakerelerin uzun yıllardır olumlu netice verememiş olması, Türk vatandaşlarının “Avrupa Ödeme Emri” nden faydalanamayacağı anlamına gelmemektedir. Zira, borçlunun Avrupa birliği üyesi ülkelerden herhangi birinde ikamet ediyor olması, “Avrupa İlamsız İcra Takibi” nin başlatılması için yeterli olacaktır.

“Avrupa Ödeme Emri”nin Hukuki Dayanak ve Temel Amaçları
Ülkelerin egemenlik yetkisinin yalnızca kendi ülkelerine cebri icra yapabilmelerine izin vermesine karşın, Avrupa birliği 12 Aralık 2006 tarihinde Ödeme Usulüne İlişkin Avrupa Ödeme Emri Hakkında 1896/2006 Sayı ve 12 Aralık 2006 Tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Tüzüğü ( “Avrupa İlamsız İcra Tüzüğü”) ile ilk olarak “Avrupa Ödeme Emri” prosedürünü ortaya çıkarmıştır. Söz konusu düzenlemeler 12 Aralık 2008 tarihinden bu yana yürürlüktedir.
“Avrupa Ödeme Emri” genel olarak, Avrupa birliğinin uluslararası alacak takibinde
kolaylık ve işlerlik sağlamak amacı ile düzenlediği, ek bir tanıma/tenfiz prosedürüne ihtiyaç duyulmaksızın üye tüm ülkelerde icra edilebilme özelliğine sahip ödeme ihtarını havi bir ihtar niteliğindedir ve alacaklı tarafından mahkemeye sunulan takip talebi üzerine, mahkeme tarafından alacaklıya gönderilecektir.

“Avrupa Ödeme Emri” Uygulamasına Konu Olabilecek Alacaklar :
Hukuki ve Ticari İşlerden kaynaklanan Uluslararası Alacaklar
Avrupa İlamsız İcra Tüzüğü kapsamında; “Avrupa Ödeme Emri” gönderilmek sureti ile borçlu aleyhine “sınır ötesi ilamsız takip” başlatılabilmesi için , alacağın kaynaklandığı hukuki ve ticari uyuşmazlığın taraflarından en az birinin yerleşim yeri ya da mutad meskeninin başvurucunun vatandaşı ülkeden başka bir ülkede olması gerekmektedir. Buna “sınır ötesi olma prensibi” adı verilmektedir.

Belirli ve Muaccel Para Alacakları
Avrupa İlamsız İcra Tüzüğünün 4. maddesi uyarınca, “Avrupa Ödeme Emri” ne ancak ve ancak belirli miktardaki ve takip talebinin yapıldığı anda muaccel olan para alacakları konu olabilecektir. Bununla birlikte miktarı belirli olan para alacağının bedelinin üst ya da alt sınırı olmayıp, her türlü miktarda alacak için ödeme emri düzenlenmesi mümkün olabilecektir.
“Avrupa Ödeme Emri”ne Konu Edilemeyecek İstisna Niteliğindeki Alacaklar
Avrupa İlamsız İcra Tüzüğünün 2. maddesinin ikinci fıkrası içeriğinde hangi alacak ların “Avrupa Ödeme Emri” ne konu edilemeyeceği belirlenmiştir. Buna göre; sınır ötesi olsalar ve borçlu Avrupa ülkelerinden birinde ikame ediyor olsa dahi
-Evlilik Mal Rejimine,
-Miras Hukukuna
-İflas Ve Aciz Tasfiyesine
-Sosyal Güvenlik Hukukuna
-ilişkin meseleler “Avrupa Ödeme Emri”’ne konu edilemez.

“Avrupa Ödeme Emri”nde yetki
Avrupa İlamsız İcra Tüzüğünün 6. maddesi kapsamında “Avrupa Ödeme Emri” nin düzenlenmesi adına takip talebinin gerçekleştirileceği mahkemenin yetkisi 2001/44EC Sayılı Avrupa Birliği Tüzüğü ( Brüksel I Tüzüğü) uyarınca belirlenecektir.
Bununla birlikte başvuru her halükarda topluluk üyesi ülkelerin mahkemelerine yapılacaktır.
Ancak, başvurucunun tüketicinin başvurucu olduğu hallerde kesin yetki kuralı geçerli olup tüketicinin ikametgahının bulunduğu devlet mahkemeleri kesin yetkiye sahiptir.
Bu kapsamda söylenebilir ki, Avrupa birliği üyesi olmayan ülkemiz vatandaşı tüketicinin Avrupa İlamsız İcra Takibi başlatması mümkün olamayacaktır.

Avrupa ilamsız İcra takibi Nasıl Başlatılır?
Avrupa ilamsız İcra Takibi başvurucu/alacaklı tarafından Avrupa İlamsız İcra Tüzüğünün 1 numaralı ekinde yer alan standart formun (“ Form A”) doldurulup, yukarıda açıkladığımız şekilde “yetkili” olarak belirlenecek olan mahkemeye posta, elektronik posta, faks yoluyla yahut fiziken teslim edilmek suretiyle gerçekleştirilir. Başvurucu;/alacaklı başvuruyu avukat vasıtası ile yahut bizzat yapabilecektir.

Takip talebi Ne şekilde hazırlanır ?
Başvurucu takip talebi içeriğinde ; alacağın miktarını, alacağın kaynaklandığı olaylar ve uyuşmazlığı , alacağını gösterir delillerini belirtmekle yükümlü olacaktır.
Ayrıca alacaklı, takip talebi ile birlikte ve/veya ödeme emri düzenleninceye kadar, borçlunun itirazı halinde uyuşmazlığın mahkemeye götürülmesini reddettiği
ni beyan edebilecektir. Bu halde, borçlunun itirazı üzerine, ödeme emrinin geçerliliği sona erecek, herhangi bir şekilde mahkeme süreci de başlatılmayacaktır.
Bunun yanı sıra başvurucu başvurusu içeriğinde, kasten vermiş olduğu yanlış bilgilerden dolayı takip talebinde bulunduğu ülke hukuku kapsamında sorumlu olmayı kabul ettiği hususunu taahhüt etmek zorundadır.
Başvuru mutlaka imzalı olarak yapılmalıdır. Başvuru, posta, elektronik posta ve faks yolu ile de yapılabilecek olup başvurunun e-posta ile yapıldığı hallerde bu başvuruya elektronik imza eklenmelidir.
Başvuru formu olan “Form A” nın hangi dilde yapılacağı ülkelerin ulusal hukuklarına bırakılmış olduğundan, formun başvuru yapılan ülke dilinde doldurulması gerekecektir.
Keza alacağa dayanak olan belgelerin de başvuruya eklenmesi gerekeceğinden başvuru yerinin resmi diline çevrilmeleri gerekecektir.
“Avrupa Ödeme Emri” başvurusu ne şekilde incelenmektedir?
Takip talebinin sunulduğu mahkeme öncelikle başvurunun Tüzükte belirtilen şartlara uygun olup olmadığı hususunu kontrol edecektir. Tüzüğün ilgili hükümleri kapsamında mahkeme;
– Alacağın uluslararası (sınır ötesi) nitelikte olup olmadığını
– Alacağın konusu itibarı ile Avrupa İlamsız İcra Tüzüğünde belirtilen istisnalar arasında yer alıp almadığı
– Alacağın belirli ve muaccel bir alacak olup olmadığı
– Başvurunun değerlendirilmesinde yetkili mahkeme olup olmadığı
– Başvuru formunun usule uygun biçimde doldurulup doldurulmadığı hususlarını kontrol edecektir.
Şayet mahkeme takip talebinde yer alması gereken bilgilerin eksik veya yanlış olduğunu tespit ederse eksiklerin giderilmesi ve yapılan maddi yanlışlıkların düzeltilmesi için başvurucuya süre verebilecektir.
Takip talebi , içeriği itibarı ile tüzüğün kapsamı dışında kalıyor yahut mahkeme kendini yetkisiz bulmuş veya verilen süre
içerisinde başvurucu eksiklikleri tamamlamamış, yanlışlıkları düzeltmemiş ise takip talebi reddedilecektir.
Takip talebinin reddi üzerine başvurucu herhangi bir kanun yoluna başvuramayacaktır. Bununla birlikte, verilen red kararının maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmaması nedeni ile, red kararı aynı alacak için yeni bir takip talebinde bulunulmasına engel olmayacaktır.
Mahkemenin yukarıdaki şartlar kapsamında başvuru üzerinde yaptığı incelemeyi kabul etmesi halinde ise, takip talebinden (başvurudan) itibaren 30 gün içerisinde ödeme emrini düzenleyerek borçluya tebliğe çıkartacaktır.

“Avrupa Ödeme Emri”ne İtiraz
“Avrupa Ödeme Emri”ni tebliğ alan borçlunun 30 gün içerisinde tebliğ almış olduğu ödeme emrine karşı itirazlarını ödeme emrini düzenlyen mahkemeye bildirmesi gerekecektir. Borca itiraz elden teslim edilmek suretiyle veya eposta , faks yolu ile gerçekleştirilebilecektir. Posta yolu ile itirazın yapıldığı hallerde, itirazın yapıldığı tarih itiraza ilişkin postanın mahkemeye ulaştığı gün itibarı ile değil, postaya verildiği gün olarak ele alınacaktır.
Süresinde yapılan itiraz sonrasında, ihtilaf hukuki bir uyuşmazlığa dönüşecek ve ödeme emrinin gönderildiği ülkenin, hukuki uyuşmazlık için uygun gördüğü görevli ve yetkili mahkemesindede itirazın kaldırılması için dava açılması gerekecektir.

“Avrupa Ödeme Emri”nin İcrası
“Avrupa Ödeme Emri”ne karşı ödeme emrini tebliğ alan borçlu tarafından 30 gün içerisinde bir itiraz sunulmamış ise, mahkeme (posta süresini de gözeterek bir süre daha bekleyerek) ödeme emrinin icra edilebilirliğine karar verecek ve bu kararını Ödeme Emrinin icra edilebilir olduğu gösteren “Form G” ile açıklayacaktır.
Ödeme emrinin cebri icrası , yine egemenlik yetkisinin bir gereği olarak her devletin kendi ulusal hukuku kapsamında belirlenecektir.
Bununla birlikte, icra edilebilir hale gelmiş olan “Avrupa Ödeme Emri” herhangi bir şekilde tanıma ve tenfiz işleminetabi tutulmaksızın doğrudan doğruya Avrupa Birliği’ne üye olan diğer ülkelerde icra edilebilecektir.
Yani, alacaklı icra edilebilir hale gelen ödeme emrini ayrıca bir icra edilebilirlik kararı almasına gerek olmaksızın borçlunun malvarlığının tespit edildiği Avrupa Birliği’ne üye olan herhangi bir ülke icra sunabilecektir.
İcra Edilebilir Hale Gelmiş Bir Ödeme Emri Nasıl İncelenir?
Borçlunun icra edilebilir hale gelmiş bir ödeme emrine karşı itiraz hakkı bulunmamakla birlikte, icra edilebilir hale gelmiş bir ödeme emri cebri icranın talep edilmesi esnasında Tüzük’ün 20. maddesinde belirtilen “bağımsız inceleme usulü” ne tabi tutulabilecektir.
Ancak “Bağımsız İnceleme Usulü” (Madde 20) ancak aşağıdaki durumların varlığı halinde gündeme gelebilecektir.
i. Tebliğ, borçlunun teslim aldığı ispatlanmaksızın yapılmışsa
ii. Borçlu, mücbir bir sebep ya da olağanüstü durumlar nedeniyle itirazda bulunamamışsa,
iii. Ödeme emri haksız bir şekilde çıkartılmışsa,
iv. Diğer olağanüstü durumlar

Görüldüğü üzere , Avrupa İlamsız Alacak takibi esasında, alışılagelmiş “icra takibi” mantığına aykırı düşmeyen, kolaylıkla yürütülebilecek bir alacak tahsil yöntemidir.
Bu yöntem ile borçlunun Avrupa Birliği’ne üye olan herhangi bir ülkede ( Danimarka hariç tutulmuştur) yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunması halinde , alacakların tahsili adına takip talebinde bulunulabilir ve mahkeme bu talebin gerekli şartları taşıdığına karar verir ise borçluya ödeme emri gönderir.
İtiraz edilmeyerek kesinleşen “Avrupa Ödeme Emri(European Payment Order)” borçlunun malvarlığının tespit edildiği tüm ülkelerde tanıma ve/veya tenfize gerek duyulmaksızın icra edilebilir hale gelmekte ve böylece ulusararası alacak takibinde ülkeler arası bir işbirliği ve yeknasaklık sağlanmaktadır.
Bunun da ötesinde, takip talebinin reddine ilişkin kararlar kesin hüküm niteliğinde olmadığından, alacaklının pek çok kez ve farklı ülkelerde yeniden takip talebinde bulunma hakkı söz konusudur.
Tüm bu düzenlemeler ülke içinde tahsili mümkün bulunmayan alacakların sınır ötesi düzlemde tahsili konusunda oldukça önemli gelişmeler olup, yabancı borçlu ve/veya yurt dışına mal kaçıran yerli borçlunun alacaklının aleyhine olacak eylemlerle çıkar sağlamasını engelleyerek, global anlamda bir alacak takibi yapılmasının önünü açmaktadır.

Detaylı Bilgi İçin; Avukat Semra Gürçal semra@ozgunlaw.com

Önceki İçerikHaksız Fiil Sorumluluğunda Olağan, Azami Ve İstisnai Zamanaşımı Sürelerinin Durması Veya Kesilmesi İle Daimi Defi Kavramı
Sonraki İçerikAlmanya’da Yaşayan Vatandaşlarımız İçin Türkiye-Almanya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Uygulanmasına İlişkin Rehber

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz