Ana Sayfa Vergi Mülk sahibinin vefat etmesi durumunda varisleri ile yeniden kira sözleşmesi yapılmalı mıdır?

    Mülk sahibinin vefat etmesi durumunda varisleri ile yeniden kira sözleşmesi yapılmalı mıdır?

    Mülk sahibinin vefatında kira kontratı ve muhtasar bildirimi

    1354
    0

    İşyeri sahibi öldü.  Varisleri 4 kişidir.

    1) Yeniden kira sözleşmesi yapılacak mı? 

    2) Kira sözleşmesi yapılacaksa 4 varisle de ayrı ayrı mı kontrat olacak?

    3) KONTRAT YENİLEMEDEN varislere payları oranında ödeme yapılıp muhtasar beyanı yapılabilir mi?

    1-Evet.
    2-Tek sözleşme yapılır. Varisler birlikte imzalar
    3-Muhtasarda her varis için kira stopajı ayrı ayrı belirtilir.

    T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI, 

     İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

    Sayı     :   62030549-120[98-2017/573]-85872            25.01.2018

    Konu  :   Hisseli gayrimenkul için ödenen kira bedeli dolayısıyla verilen muhtasar beyannamede her bir hissedara ilişkin bilginin yer alıp almayacağı.

    İlgi       :   07.07.2017 tarihli ve 995067 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, babanızın vefatı sonrası kendiniz ve diğer üç kardeşinize, içinde kiracısı bulunan ve işyeri olarak kullanılan binanın veraset yoluyla intikal ettiği, tapunun dört kardeş adına eşit hisselerle yeniden çıkarıldığı, daha önce babanızla yapmış olduğunuz ek protokol ile hissedar diğer kardeşlerinizden feragatname alarak protokole, kiranın tamamının sadece adınıza ödenmesi ve kira stopajının tarafınıza ödenen tutardan düşülmesi hususunu ekleyerek kiracı ile anlaşıldığı belirtilerek, diğer hissedarlardan alınan feragatnameye istinaden kira ödemeleri ile tevkif edilen belgelerin kardeşlerden birisi adına yapılmasının mümkün olup olmadığı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil ) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan fıkranın (5/a) bendinde ise, 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

    Aynı Kanunun 96 ncı maddesinde, vergi tevkifatının, 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanacağı, bu maddede geçen hesaben ödeme deyiminin vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade edeceği, Kanunun 98 inci maddesinde ise, 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hükümlerine yer verilmiştir.

    Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8 inci maddesinde vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak tanımlanmış ve vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı belirtilmiştir. Kanunun 11 inci maddesinde ise yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevlerin yerine getirilmesinden sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır.

    Ayrıca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre, gayrimenkuller açısından “sahip olma” kavramı, mülkiyet hakkına sahip olmayı ifade etmekte olup, gayrimenkuller üzerindeki mülkiyet hakkı tapuya tescil ile doğmaktadır.

    Buna göre, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılanlar tarafından, nakden veya hesaben yapılan kira ödemeleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılarak, bağlı bulunulan vergi dairesine muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmekte olup, beyannamenin “ödemelere ait bildirim bölümü”nde, tapu kayıtları doğrultusunda, söz konusu gayrimenkule ortaklık halinde sahip olan bütün hissedarlara ilişkin bilgilere yer verilmesi gerekmekle birlikte, vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamayacaktır.

    Diğer taraftan; kira ödemelerinin, hissedarların ortak hesabına, ortak hesabın bulunmaması halinde ise, hissedarlardan birinin hesabına yatırılabileceği ve banka dekontunun “açıklama” bölümüne, diğer hissedarların adlarının yazılabileceği tabiidir.


    Kaynak: ismmmo,GİB
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikTürkiye’ye gelmeden yurt dışından yurt dışına yapılan satışlar KDV kapsamında mıdır?
    Sonraki İçerikAmortisman ayrılan sabit kıymetin satışında fatura düzenlenmeli midir?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz