Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ Metaverse ve beraberinde getireceği hukuki sorunlar hakkında değerlendirme

Metaverse ve beraberinde getireceği hukuki sorunlar hakkında değerlendirme

775
0

Stj. Av. Gülşah Işık

I- GİRİŞ

Bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmeler; sağlıktan eğitime, psikolojiden sosyolojiye, ekonomiden politikaya kadar pek çok alanda çeşitli değişim ve dönüşümleri de beraberinde getirmektedir. Bu alanlarda meydana gelen değişimler yeni meslekler ve endüstriler meydana gelirken toplumsal yaşam biçimi ve ilişkiler de değişmekte ve devlet bu gelişmeler üzerinde düzenleyici işlev görmektedir. [1]

İçinde bulunduğumuz bilim ve iletişim çağında, artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR), yapay zekâ (AI) gibi kavramların hayatımızda çok daha fazla yer etmesiyle birlikte; bireylerin birbirleriyle olan ikili iletişimi ve toplumsal iletişim olumlu, olumsuz bazı dönüşümler geçirmektedir. Bu durumun birey ve toplum psikolojisi ve sosyoloji bakımından pek çok sonucu olacağı açıktır. Böyle bir değişimin beraberinde getireceği sorunların başında ise hiç şüphesiz ki hukuk sistemlerinin yetersizliği gelecektir.

Son zamanlarda büyük ses getiren Metaverse evreninin getirebileceği hukuki sorunları anlayabilmek için artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve Metaverse kavramlarının kavramsal bir düzleme yerleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde bu kavramlar kısaca açıklanmaya çalışılacak, üçüncü bölümde ise karşılaşabileceğimiz hukuki sorunlar ve bu sorunlara nasıl çözüm üretilmesi gerektiğiyle ilgili değerlendirme yapılacaktır.

II- ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK, SANAL GERÇEKLİK VE METAVERSE KAVRAMI

Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik kavramları teorik olarak çok yeni kavramlar olmasalar da bu kavramların kişilerin hayatında kendine bir yer bulması; sosyalleşme, iletişim ve eğlence biçimlerini değiştirmesi özellikle son yıllarda açık bir şekilde görülmektedir.

2.1- Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) Kavramı

Artırılmış gerçeklik, gerçek dünyada var olan nesne ve mekanların, bilgisayar sistemleri tarafından üretilen içerikler ve sanal ögeler ile zenginleştirilmesi olarak tanımlanabilir. Artırılmış gerçeklik, gerçek görüntü ve nesneler üzerine aynı zamanda sanal nesneler eklenmesini sağlayarak kullanıcının gördüğü gerçekliği zenginleştirerek deneyimlemesini sağlamaktadır. [2]

Artırılmış gerçeklikte kullanılan araçlar, kullanıcıları bulundukları gerçek dünyadan çekip başka bir dünyaya götürmemekte, aksine bulundukları fiziki dünyada yaşadıkları deneyimin gerçekliğini artırmaktadır. Bu ise sanal nesnelerin gerçek dünyada var olan nesnelerin üzerine yerleştirilmesi yoluyla olmaktadır.

Örnek vermek gerekirse; 1 milyardan fazla indirmeye sahip, yaratıcısı Niantic Labs olan Pokemon GO, kullanıcılara tam anlamıyla artırılmış gerçeklik deneyimi sunan bir oyundur. Kişiler gerçek dünyada bulundukları fiziki mekâna tamamen sanal olan birtakım nesnelerin yerleştirilmesi ile oyuna dahil edilmektedir.

Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojileri oyun sektöründe büyük bir öneme sahipse de bu teknolojileri yalnızca bu sektör ile sınırlamak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Zira bu teknolojiler; eğitimden sağlığa, pazarlamadan turizme, mimariden sanata her sektörü etkilemekte ve değiştirmektedir.

2.2- Sanal Gerçeklik (Virtiual Reality) Kavramı

Sanal gerçeklik, geçmişe, günümüze veya geleceğe ait nesne veya kişilerin sayısal ortamlarda gösterilmek üzere benzetilmesi yani simüle edilmesi için bilgisayarlar aracılığı ile üretilen görüntüler ve sesler dizisi olarak tanımlanabilir. [3]

Bu kavram, bilgisayar sistemleri ile tasarlanan üç boyut teknolojisiyle meydana getirilen sanal ortamları ifade eden bir kavramdır. Artırılmış gerçeklikten farklı olarak sanal ortamda kullanıcılar, gerçek dünya ile ilişkisini kaybetmektedir. Günümüzde birtakım sensörler ve giyilebilir teknolojiler sayesinde, sanal gerçeklik araçları kullanılarak yaratılmış sanal ortamları, akıllı telefon, tablet, masaüstü veya dizüstü bilgisayar gibi araçlar ile deneyimleyebilmektedir.

2.3- Metaverse Kavramı

“Metaverse”, Yunancada sonra anlamına gelen “Meta” kelimesi ile İngilizcede evren anlamına gelen “universe” kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir kavramdır. Metaverse, gerçek zamanlı bilgilerle, gerçek hayatta sanal nesneler ile etkileşime geçmeyi sağlamaktadır. [4] Metaverse, kullanıcılara sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojileri kullanılarak tasarlanmış araçlar sayesinde gerçek dünyadan kopmaksızın sanal nesneler ile iletişime geçebilmelerini ve avatar, hologram gibi çeşitli dijital görünümler ile o dünyada var olabilmelerini sağlamaktadır.

Metaverse, insanların hayal ettiği birçok şeyi fiziki dünyada olduğundan çok daha kolay bir şekilde yapabilmelerini, mekânsal uzaklığın bir önemi olmaksızın aileleri, arkadaşları ve çalışma arkadaşları ile bir araya gelebilmelerini sağlayan bir dünyanın kapılarını aralayacaktır. Bu sayılanlar Metaverse dünyasının sağlayacağı imkanlardan sadece birkaçı olup, daha geniş çerçeveden bakıldığında bu dünyanın, hayatımızda var olan her alanda köklü değişiklikler getireceği görülecektir.

Her ne kadar Metaverse kavramının bileşenlerinden olan sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini halihazırda deneyimliyor olsak da Metaverse bize çok daha farklı deneyimler sunacak ve bizler bu dünyanın bir parçası haline geleceğiz. Bu nedenle bu yeni dünyanın getireceği sorunları önceden öngörerek çeşitli önlemler almak önemi yadsınamaz bir gerekliliktir.

Unity, Software, Microsoft, Nvidia gibi büyük teknoloji şirketleri, Metaverse evreni ile ilgili yaptıkları ve yapacakları açılım ve yatırımları birbiri ardına duyururken; öte yandan kullanıcılar var olan Metaverse evrenlerinde dijital görünümleri ile var olmakta, birbirleriyle iletişime geçmekte, hatta kullanıcılar yedi dakikada bir sanal şiddete ve cinsel tacize maruz kalmakta, arazi satın almakta ve daha pek çok sosyal ve hukuki ilişki içerisinde bulunmaktadır.

Bugün bildiğimiz internet olan “Web 2.0”ın getirdiği yasal problemleri çözmekte dahi geride kalan hukuk sistemleri, bu resme bir de meta veri deposunun eklenmesiyle, yaşanan ve yaşanacak olan köklü değişimler karşısında hiç şüphesiz ki bocalayacaktır.

Kişisel verilerin korunması, bu verilerin işlenmesinin ve aktarılmasının hangi şartlara tabi olacağı, dijital varlıklar üzerinde kurulan mülkiyet hakkının ispatı sorunu, fikri mülkiyet haklarına yapılan saldırıların nasıl engelleneceği, kişilerin zararlı olduğu iddia edilen sanal eylemleri nedeniyle hangi durumda yasal yaptırımla karşı karşıya kalabileceği, Metaverse evreninde hangi fiillerin suç teşkil edeceği, bunların hangi kurallar doğrultusunda ve ne şekilde cezalandırılacağı, örneğin dijital varlıkların çalınması veya kişilerin dolandırılması halinde nasıl bir yaptırım uygulanacağı hukukçuların ve kanun koyucuların teknoloji uzmanlarının desteğini alarak üzerinde çalışması gereken konulardan bazılarıdır.

III- METVERSE İLE BİRLİKTE KARŞILAŞILABİLECEK BAZI HUKUKİ SORUNLAR

Metaverse fikri 1990 yıllarından beri belli çevrelerde konuşuluyor olsa da çok yakın bir zaman önce bu evrenin kullanıcıları olma potansiyeli olan insanların ilgisini çekmeyi başarabilmiştir. “Facebook Inc.” Şirketi’nin adını “Meta Inc.” olarak değiştirmesi ve Metaverse ile ilgili yapılacak olan yatırımlar ile ilgili kamuoyuna açıklama yapılması bu ilginin artmasında büyük rol oynamıştır. Dünyaca ünlü markaların bu evrende kendilerine bir yer bulabilmeleri için tescil başvurusunda bulunması, pek çok firmanın sanal gerçeklik gözlükleri ve Metaverse evreninde kullanılacak diğer teknolojileri üreten firmalara yatırım yapması, H&M, Nike, Adidas gibi herkesçe bilinen markaların birbiri ardına sanal mağazalarını tanıtmaları çok yakın zamanda yaşanmış olan gelişmelerdir.

Büyük bir hızla gelişen bu yeni oluşum, daha şimdiden pek çok hak ihlalini ve mağduriyeti de beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, hukuki sorumluluğun belirlenmesi, kişilerin maddi ve manevi varlıklarının korunması, kişisel verilerin korunması, fikri mülkiyet haklarının korunması, cezai sorumluluğun ve şartlarının belirlenmesi, vergilendirme konusunda öngörülebilir düzenlemeler yapılması, şirketler arasında meydana gelecek rekabet ihlallerinin tespiti gibi konularda cevaplanmayı bekleyen pek çok soru bulunmaktadır.

3.1-Hukuki Sorumluluğun Tespiti

Kullanıcıların tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi kimliklere sahip olacağı, mülk edineceği, alışveriş yapıp sosyalleşeceği, birbirleriyle iletişim halinde olacağı Metaverse dünyasında karşılaşacakları ihlaller ile ilgili kime ne şekilde başvurabileceğini bilmeleri büyük önem arz etmektedir. Nasıl ki gerçek dünyada haklarımızı ve sınırlarımızı, hangi eylemin hangi kanun çerçevesinde suç teşkil ettiğini ve cezasının ne olduğunu, sahip olduğumuz maddi ve manevi varlığımıza ait bir değerin ihlali halinde bunun nasıl giderilebileceğini, mal varlığımızın üzerinde tasarruf ederken ne gibi sınırlarla çevrili olduğumuzu bilmek güvende hissetmemiz, maddi ve manevi varlığımızı geliştirmemiz için gerekli ise kullanıcılar aynı güven ortamına Metaverse’de de sahip olmayı bekleyeceklerdir.

Günümüzde var olan devletlere ait hukuk sistemlerinin, yüzyılların getirdiği bir birikim ile var edildiği göz önünde bulundurulduğunda, son derece deneyimsiz olduğumuz bilinmezler ile dolu bir evrende bu güvenli ortamı yaratmanın kolay olmayacağı açıktır. Metaverse’de yer alacak aktörlerin birden fazla olacağı göz önünde bulundurulduğunda ise hukuki sorumluluk noktasında kime veya kimlere başvurulacağı sorusu daha karmaşık bir hale gelmektedir.

Öte yandan kullanıcıların Metaverse evrenleri arasında geçiş yapıp yapamayacağı, eğer yapabilecekse bunun hangi koşullara tabi olacağı, bu evrenlerin bir merkezinin mi olacağı yoksa tıpkı blokzincir teknolojilerinin getirdiği gibi merkeziyetsiz bir sistemin söz konusu olacağı bu evrenlerin yaratıcıları tarafından dahi cevaplanmamış sorulardır. Sağlam bir hukuki temel ile yola çıkılması için yapılması gereken ise, bu alanda faaliyet göstermek isteyen her aktörün, devletlerle ve hukukçularla iş birliği kurması olacaktır.

3.2- Kişisel Verilerin Korunması Boyutu

İçinde bulunduğumuz bilgi çağında kişisel verilerimiz gün geçtikçe daha çok işlenmekte ve başka kişi veya kurumlara aktarılmaktadır. Dijitalleşen dünyada kişilerin verileri daha kolay toplanarak işlenmekte ve bu veriler “metaveri” yahut “üst veri” denilen nitelikler de göstermektedir. Verilerin çok daha kolay toplanabildiği, işlenebildiği ve aktarılabildiği bir evrende kullanıcıların güvenini kazanmak ve veri gizliliğini korumak için ise çok daha etkin koruma önlemleri ve ceza mekanizmaları tesis edilmesi gerekmektedir.

Kullanıcılar için tasarlanmış deneyim, tamamıyla profillerine, tercihlerine ve davranışlarına bağlı yoğun bir kişiselleştirme gerektirecektir. Bugün gördüğümüz reklam teknolojilerine benzer şekilde deneyimi kişiselleştirmek, çoğunlukla birden fazla kaynaktan gelen büyük veri grupları ve kombinasyonları içerecektir. [5]

“Meta Inc”nin CEO’su Mark Zuckerberg, 28 Ekim 2021 tarihli yazısında gizlilik ve güvenliğin ilk günden itibaren Metaverse’ye yerleştirilmesi gerektiğini,     bunun yalnızca kripto para ve NFT projelerini desteklemek gibi teknik çalışmalara gereksinim duymadığını aynı zamanda yeni denetim biçimlerinin de gerekeceğini belirtmiştir. [6] Gelirlerinin yaklaşık %95’ini kullanıcıların kişisel verilerini işlemek ve bunları aktarmak yolu ile elde eden ve yakın zamanda 553 milyondan fazla kullanıcının verilerinin bilgisayar korsanlığı ile ilgili bir platformda yayınlanması nedeniyle adeta bir skandala imza atan şirkete, kişisel verilerin korunması bakımından ne kadar güvenilebileceği ise Metaverse kullanıcılarının takdirinde olacaktır.

Metaverse adı altında birden fazla sanal evren olacağını ve bu sektördeki aktörlerin şimdiden çeşitlilik gösterdiğini belirtmiştik. Bu çokluk, kullanıcıların her evrende aynı görünüm ve özelliklere sahip bir dijital temsil ile mi yoksa her bir evrende farklı farklı dijital temsillerle mi var olacağı sorusunu akıllara getirecektir. Böyle bir durumda veri güvenliği ve gizliliğinin nasıl sağlanacağı, her evrende farklı düzenlemelerin ve dijital kimliklerin var olması ihtimalinde korumanın hangi düzenleme gözetilerek sağlanacağı aydınlatılmaya muhtaç sorulardır.

3.3. Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması Boyutu

Artırılmış gerçeklik uygulamalarının gerçek görüntü ve nesneler üzerine sanal nesneler eklenmesini sağlayarak kullanıcının gördüğü gerçekliği zenginleştirerek deneyimlemesini sağladığını belirtmiştik. Artırılmış gerçeklik uygulamalarının sahip olduğu bu teknoloji, hukuki korumadan yararlanan görsel sanat, metin ve müziğin yeniden üretilmesi ve değiştirilmesi için bariz bir potansiyel yaratmaktadır. Örneğin bir film posteri üzerinde sanal nesneler eklemek suretiyle değişiklik yapan bir uygulamanın hak ihlaline neden olması söz konusu olabilir. Diğer taraftan ise gerçekte posterde hiçbir şeyin değişmediği gerekçesiyle herhangi bir hak ihlali olmayacağı sonucuna da ulaşılabilir ancak bu sonuca ulaşabilmek için orijinal posterin ne kadarının uygulama içinde yeniden üretildiği ve nihai sonucun sabitlenip sabitlenmediği gibi hususların da göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerekmektedir. [7]

Heyecan verici manzaralar veya fantastik ortamlar, görünümler ve sanal giysiler içeren tasarlanmış alanlar, bu öğelerin satın alınması ve bunların tamamen kodlanmış bir ortamda çok daha kolay kopyalanması nedeniyle hukuki korumanın önemi son derece önemli olacaktır.

Marka ve tasarım gibi fikri hak sahipliğinin getirdiği hakları kullanmak, bu haklar üzerinde tasarrufta bulunmak ve hak ihlali olduğunda koruma talep etmek bu hak sahiplerinin bulundukları fiziksel yargı alanının yasalarına dayanmaktadır. Marka ve tasarım hakkına saldırının fiziksel lojistiğin bulunmadığı, gümrük ve sınırların olmadığı sanal bir ortamda meydana gelmesi durumunda yargı yetkisi ve yaptırımın kim tarafından ne şekilde uygulanacağı soruları gündeme gelecektir.

Telif hakkıyla korunan eserlerin üçüncü şahıslar tarafından paylaşım ve dağıtım koşullarını içeren sözleşmelerin gözden geçirilmesi, bu eserlerin istenmeyen dağıtımına karşı müşteriler ile yapılan sözleşmelerin koruma altına alınması, kişilerin telif hakkı ile korunan aktif varlıklarının herhangi bir ihlal meydana gelmeden Metaverse yazılımına derhal kaydedilmesinin sağlanması, eserlerin izinsiz dağıtımına karşı Metaverse’ye uyumlu teknolojilerin geliştirilmesi gibi alınması gereken pek çok önlem ve oluşturulması gereken koruma mekanizmaları bulunmaktadır. Bunların gerçekleştirilebilmesi için ise; tüm insanlığı heyecanlandıran ve farklı deneyimlere sürükleyen Metaverse platformlarına aynı zamanda hukuki pencereden bakmayı bir an için dahi bırakmamak gerekmektedir.

3.4- Ceza Hukuku Boyutu

Kuşkusuz ki bireylerin herhangi bir oluşum içerisinde yer alabilmesi için, varlığının ve sahip olduğu haklarının korunduğuna, ihlale karşı caydırıcı düzenlemelerin bulunmasına haklarının ihlal edilmesi halinde bunun bir yaptırımı olacağına karşı bir inanca sahip olması gerekmektedir. Birçok belirsizliği de beraberinde getiren Metaverse’de kullanıcıların; dolandırıcılık, sahtecilik, hırsızlık, cinsel taciz gibi suçlara maruz kalması halinde bu fiilleri işleyen kişilerin nasıl tespit edileceği, tespit edildiğinde hangi ülkenin düzenlemelerine ve hangi kanuna göre cezalandırılacağı, uygulanacak normların fiziki dünyada var olan kanunlar ile mi belirleneceği, yoksa bu sanal platformların kendi iç dinamiklerine göre yeni düzenlemelerin mi var edileceği, cezai yaptırımın fiziki dünyada olduğu gibi mi şekilleneceği yoksa daha farklı yaptırım türlerinin mi var olacağı gibi sorular ve daha fazlası cevaplandırılmayı bekleyecektir.

Hayatımızda oldukça geniş bir yeri olan sosyal medyadan da tecrübe ettiğimiz üzere; sanal dünya içerisinde dijital şiddeti de barındırmaktadır. Metaverse’de karşılaştıklarımız ve karşılaşacaklarımız ise sosyal medyada deneyimlediğimiz şiddetin daha sarsıcı ve daha fazlası olacak gibi görünüyor.

Özellikle ceza hukukunu ilgilendiren konular bakımından var olan belirsizlik insan hakları ve ceza hukukunun temel ilkeleri bakımından tehlike teşkil etmektedir. Zira; kişilerin hangi fiilleri gerçekleştiğinde ne tür bir yaptırımla karşı karşıya kalacağını bilmesi, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesi ile doğrudan ilgilidir. Hakkında herhangi bir düzenleme yapılmayan bir fiilin, bir kullanıcı tarafından başka bir kullanıcıya karşı gerçekleştirilmesi ve platforma yapılan şikâyet sonucunda, bu fiili gerçekleştirilen kişinin önceden bilgilendirilmediği bir yaptırım ile karşılaşması hakkaniyete uygun olmayacaktır. Öte yandan, diğer kullanıcı bakımından haksızlık teşkil eden fiilin herhangi bir yaptırımla karşılaşmaması, adeta bu haksızlığı gerçekleştirilen kişinin ödüllendirilmesi de kabul edilebilir olmayacaktır. Dolayısıyla; Metaverse’de bu tür çıkmazlarla yüzleşmek istemeyen aktörlerin bir an önce gerekli hukuki düzenlemeleri hayata geçirmesi ve kullanıcıları bu doğrultuda bilgilendirmesi, bundan sonra var olacak platformların ise bu gibi ihtimalleri değerlendirerek sağlam bir temelle yola çıkması gerekmektedir.

3.5- Mülkiyet Hakkı Boyutu

Metaverse, gerçek dünyanın fizikselliğini ortadan kaldırarak, mülkiyet kavramı da dahil olmak üzere toplumda uzun yıllardan beri var olan hukuki kavramları ve tanımlamaları anlamsız kılmaktadır. Çünkü bu dünyada bir şeye “sahip olmak” gerçek dünyada bildiğimiz manada sahiplikten çok daha farklı anlamlar içermektedir. Bizim alışık olduğumuz anlamda mülkiyet hakkı kişilere çok geniş bir tasarruf yetkisi tanımaktadır. Metaverse evreninde de bu geniş tasarruf imkanının sağlanıp sağlanamayacağı, kişilerin eşyalar ve nesneler üzerindeki mülkiyetini ne şekilde ispat edeceği, bunların devrinin hangi koşullara bağlı olacağı gibi pek çok sorun cevaplanmayı beklemektedir.

Metaverse hayatımıza yeni dahil olmuşsa da kişilerin Metaverse platformlarına gösterdikleri ilgi oldukça büyüktür. Özellikle arazi satın almak konusunda kişiler ciddi bir talep göstermiştir. Öyle ki Metaverse evreninde İstanbul’un en gözde yerlerinde bulunan pek çok sanal arazi çoktan satın alınmıştır. Öte yandan Kanada merkezli bir yatırım şirketi ise Decentraland adlı bir platformda sanal evrenden 2,5 milyon dolar ödeyerek arsa satın almıştır.

Görüldüğü üzere; kullanıcılar daha önce deneyimlemedikleri ve hukuki güvencenin zayıf olduğu alanlarda oldukça cesur davranabilmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Metaverse ve buna benzeyen platformlarda yapılacak hukuki düzenlemelerin hızlı olması, ayrıca bir öneme sahiptir. Aksi takdirde insanlar pek çok ihlalle karşılaşacak, giderilmesi güç mağduriyetler ortaya çıkacak ve bulanıklıklarla, çarpıklıklarla dolu bir gelecek bizi bekleyecektir.

IV- SONUÇ

İnsanlık tarihi boyunca bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler; eğitim, sağlık, psikoloji, sosyoloji, ekonomi, politika, hukuk gibi pek çok alanda değişim ve dönüşümü beraberinde getirmiştir. Hukuk ise genellikle yaşanan bu gelişmeleri geriden takip etmekte ve çoğu zaman çeşitli ihlaller ve hukuka aykırılıklar ortaya çıktıktan sonra devreye girmektedir. Bugün bildiğimiz internet olan “Web 2.0”ın getirdiği yasal problemleri çözmekte dahi geride kalan hukuk sistemleri, Metaverse kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte; cevaplanmayı bekleyen pek çok soruyla ve netleştirilmesi gereken birçok belirsizlikle karşı karşıya kalacaktır. Kişilerin veri güvenliğinin sağlanması, sahip oldukları fikri hakların korunması, mülkiyet haklarının sınırlarının belirlenmesi ve korunması, suç teşkil edecek hususların belirlenmesi, ihlallerin önlenmesi, ihlaller sonucunda hukuki olarak kimin hangi şartlar ile sorumlu olacağının tespiti, Metaverse’de meydana gelen uyuşmazlıklara hangi hukuk kurallarının uygulanacağının belirlenmesi gibi pek çok konuda, Metaverse’nin kendi dinamikleri göz önünde bulundurularak etkin düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu ise; şirketlerin, devletlerin, bilim çevrelerinin ve hukukçuların iş birliği ile mümkün olacaktır.    

Stj. Av. Gülşah Işık

Kaynakça:

1. Dorothy Nelkin, Bilim Nasıl Satılır?, 1994

2. D.W.F. Van Krevelen, R. Poelman, A Survey of Augmented Reality Technologies, Applications and Limitations, International Journal of Virtual Reality, 2010

3. Akaslan, D., Ernst, F. B., Sarıışık, G., & Erdoğan, S. (2018). Sanal Gerçeklik Uygulamaları İçin Araştırma ve Eğitim Olanakları. Electronic Turkish Studies, 13(21).

4. Reed Smith, Reed Smith Guide to the Metaverse, 2021

5.  Reed Smith, Reed Smith Guide to the Metaverse, 2021

6. Mark Zuckerberg, Founder’s Letter, 2021

7. Wassom, Brian D., IP In An Augmented Reality, American Bar Association, 2014


Kaynak: : Stj. Av. Gülşah Işık – İçerik, Özgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıya ilişkin tüm hak ve sorumluluk yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerik5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 61 Nolu Sirküler Yayınlanmıştır
Sonraki İçerikDiyetisyen ve Psikolog aynı ofiste ayrı ayrı mükellefiyet açabilir mi?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz