Ana Sayfa Mevzuat Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavir Odaları özelge talep edebilir

Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavir Odaları özelge talep edebilir

Meslek Odaları Özelge talep edebilir mi? SMMM ve YMM odaları Özelge Talep edebilir mi?

541
0

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu

E. 2011/561
K. 2013/158
T. 30.4.2013

ÖZELGE TALEBİNDE BULUNACAKLAR

MESLEK MENSUPLARININ ÖZELGE TALEBİ

MÜKELLEFLERİN DEFTERLERİNİ TUTAN, BEYANNAMELERİNİ İMZALAYAN, İŞLEMLERİNİ TASDİK EDEN MESLEK MENSUPLARININ ÜYE OLDUĞU ODALAR VE ODALARDAN OLUŞAN BİRLİK TARAFINDAN, MÜKELLEFLERİN VE VERGİ SORUMLULARININ VERGİ DURUMLARI VE VERGİ UYGULAMALARI BAKIMINDAN ÜLKE ÇAPINDA UYGULAMA BİRLİĞİNİN SAĞLANMASI AMACIYLA MALİYE BAKANLIĞINDAN VERGİYE İLİŞKİN ŞÜPHELİ KONULARDA ÖZELGE İSTENMESİNDE, 3568 VE 213 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİ YÖNÜNDEN DE HERHANGİ BİR ENGEL BULUNMADIĞI HAKKINDA.

213/md. 413

İstemin Özeti: Dava; 16.1.2010 günlü ve 27464 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 395 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Özelge Talebinde Bulunabilecekler” başlıklı 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Odalar ve birlikler gibi mesleki kuruluşlar, üyelerine bildirmek üzere özelge talebinde bulunamayacak olup, talebin üyelerin kendileri tarafından yapılması gerekmektedir” şeklindeki düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.

Davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 8.3.2011 günlü ve E:2010/1129, K:2011/982 sayılı kararıyla; 400 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırılmış ise de yayımlandığı tarihten kaldırıldığı tarihe kadar yürürlükte kalan ve idari işlemlere dayanak teşkil eden dava konusu düzenlemenin hukuka uygunluğunun incelenmesi gerektiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan “Mükelleflerin İzahat Talebinde Bulunabilecekleri” başlıklı 413’üncü maddesinde; mükelleflerin, Maliye Bakanlığından veya Maliye Bakanlığının bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilecekleri hükmünün yer aldığı, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları tanımlayan Anayasanın 135’inci maddesinin birinci fıkrasına değindikten sonra, 3568 sayılı Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Kanununun 29’uncu maddesinde, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin görevlerinin, mesleğin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapmak, meslek mensuplarının faaliyetlerini, mesleki ahlak, düzen ve geleneklerini korumak ve odaları ilgilendiren konularda yetkili mercilere görüş bildirmek olarak belirtildiği, davaya konu 395 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin özelgenin konusu ve kapsamı başlıklı 2’nci maddesinin ilk fıkrasında; özelgenin, mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yetkili makamlardan yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüş olarak tanımlandığı, özelge ile amaçlananın, mükelleflerin idarenin görüşü doğrultusunda hareket etmelerinin sağlanması, vergi ile ilgili olarak uygulamada karşılaşılacak sorunların baştan çözüme kavuşturulması olduğu, özelgelerin bağlayıcı bir özelliği bulunmamakla birlikte mükellef açısından ceza kesilmesini önleyici bir işlevi bulunduğu, 3568 sayılı Kanunun 29’uncu maddesi ile Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine verilen görevler göz önünde bulundurulduğunda, mesleğin geliştirilmesi mesleki konuların açıklanması ve üyelerin vergi ile ilgili sorunlarının çözülmesi bakımından odaları ilgilendiren konularda özelge istenilmesi işin gereği olduğundan, davacı birliğin tartışmalı bir konuda özelge isteminde bulunması ve alınacak cevabı tüm üyelerine bildirmesinin mesleki faaliyetleri geliştirerek uygulamada birliği sağlayacağı gibi idarenin iş yükünün azalmasında ve yanlış yorumların önüne geçilmesinde de etkili olacağı, mükelleflerin defterlerini tutan, beyannamelerini imzalayan, işlemlerini tasdik eden meslek mensuplarının üye olduğu odalar ve odalardan oluşan birlik tarafından, mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından ülke çapında uygulama birliğinin sağlanması amacıyla Maliye Bakanlığından vergiye ilişkin şüpheli konularda özelge istenmesinde, 3568 ve 213 sayılı Kanun hükümleri yönünden de herhangi bir engel bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu düzenlemeyi iptal etmiştir.

Karar Maliye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiş ve 213 sayılı Kanunun 413’üncü maddesine göre sadece mükellefler özelge talebinde bulunabileceğinden, davaya konu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi’nin Düşüncesi: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 413’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında mükelleflerin, Maliye Bakanlığından veya Maliye Bakanlığının bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilecekleri öngörülmesi nedeniyle, kendi mükellefiyetleri dışında odalar ve birlikler gibi mesleki kuruluşların, üyelerinin mükellefiyetleri hakkında ve üyelerine bildirmek üzere özelge talebinde bulunmaları mümkün olmadığından, davaya konu düzenlemeyi iptal eden Danıştay Dördüncü Dairesinin kararı hukuka uygun görülmediği için bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Dördüncü Dairesinin 8.3.2011 günlü ve E:2010/1129, K:2011/982 sayılı kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, 30.4.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

16.1.2010 gün ve 27464 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 395 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin Özelge Talebinde Bulunabilecekler başlıklı 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasının iptali istemiyle dava açılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan “Mükelleflerin Özelge Talebinde Bulunabilecekleri” başlıklı 413’üncü maddesinde; mükellefler, Maliye Bakanlığından veya Maliye Bakanlığının bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilirler hükmü yer almaktadır.

Bu madde hükmüne göre özelge; mükelleflerin vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından kendilerine açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yetkili makamlardan yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüş olarak tanımlanmıştır.

Kanunun belirtilen hükmü ile özelge talebinde bulunma hakkı yalnız mükelleflere tanınan bir hak olup bu hakkın kullanımının genişletilerek Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği gibi mesleki kuruluşlara tanınması kanuna aykırılık teşkil etmektedir.

Açıklanan nedenle dava konusu tebliğde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davaya konu düzenlemeyi iptal eden Daire kararının bozulması gerektiği görüşüyle aksi yönde verilen karara katılmıyoruz.

 


Kaynak: Danıştay Kararı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikGenç Girişimcilere Vergi ve Sigorta Prim Teşviki
Sonraki İçerikKonkordato Komiserlik Listelerine Kayıt ve Sürekli Eğitimdeki Güncel Gelişmeler – İstanbul YMM Odası- 30.09.2020 Platform

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz