Ana Sayfa SGK Libya vatandaşının SGK işe giriş bildirgesinde sigorta kodu ne olacaktır?

    Libya vatandaşının SGK işe giriş bildirgesinde sigorta kodu ne olacaktır?

    368
    0

    Libya vatandaşının Sgk işe giriş bildirgesinde sigorta kodu: Tüm sigorta kollarımı yoksa U.sözleşmesi olmayan yabancı uyruklu mu seçilmelidir?

    Sosyal Güvenlik Kurumunca işe giriş bildirgesi programlarında geçen hafta yapılan değişiklikler sonrasında sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülke vatandaşları için “0-Tüm Sigorta Kolları (Zorunlu)” seçeneğinin işaretlenmesine izin verilmediğinden, ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülke vatandaşları için düzenlenecek işe giriş bildirgelerinde sigorta kolu seçeneği “12-U.Söz.Olmayan Yab. Uyrk.Sigortalı” seçeneği işaretlenmelidir.

    Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülke vatandaşları için düzenlenecek işe giriş bildirgelerinde ise önceden olduğu gibi “0-Tüm Sigorta Kolları (Zorunlu)” seçeneği işaretlenmelidir.

    Bahse konu düzenleme işe giriş bildirgelerinde yapıldığından, Muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin düzenlenmesi sırasında yabancı uyruklu sigortalılar için önceden olduğu gibi 1 nolu “Hizmet Akdi İle Tüm Sigorta Kollarına Tabı Çalışanlar (Yabancı Uyruklu Sigortalılar Dahil)” belge türü seçilmelidir. Yabancı uyruklular açısından sözleşme imzalanmış veya imzalanmamış ülke vatandaşı olması işverenin Türkiye’de ödenecek sigorta prim tutarını değiştirmemektedir.

    Libya ile sosyal güvenlik anlaşmamız bulunmaktadır.

    ___________________________

    BENZER İÇERİKLER
    ___________________________

    SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİ

    Yurt Dışında Çalışan Vatandaşlarımızın Sosyal Güvenliğinin Sağlanmasının Yasal Dayanağı nedir?

    Anayasamızın “Yabancı Ülkelerde Çalışan Türk Vatandaşları” başlıklı 62 ncı maddesinde Devletin, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenliklerinin sağlanması için gereken tedbirleri alacağına ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.

    “Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma” başlıklı 90 ıncı maddesinde ise;

    – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak antlaşmaların onaylanmasının Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına ve usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu,

    – Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı,

    – Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı öngörülmüştür.

    İşgücü anlaşmalarını takiben, yabancı ülkelere gönderdiğimiz vatandaşlarımız ve bunların bakmakla yükümlü oldukları kimselerin, çalıştıkları ülkede sosyal güvenceye kavuşturulmaları ve o ülkede kazandıkları sosyal güvenlik haklarından Türkiye’de bulundukları sırada da yararlanmalarını sağlamak için vatandaşlarımızı çalıştıran ülkeler ile ülkemiz arasındaki Anayasamızın öngördüğü düzenlemeler çerçevesinde iki taraflı sosyal güvenlik sözleşmeleri imzalanmıştır.

    Halen 30 ülke ile yürürlükte bulunan sosyal güvenlik sözleşmeleri, bu sözleşmelerde belirtilen haklardan, sözleşmeyi imzalayan akit tarafların vatandaşları ve bunlara eşit sayılan kimseler ile bunların geçindirmekle yükümlü oldukları aile bireyleri ve ölümleri halinde geride kalanlardan hak sahibi olabilecek kimselerin yararlanabileceğini hükme bağlamıştır.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri Neleri İçermektedir?

    – Her iki akit taraf vatandaşlarının, hak ve yükümlülük bakımından eşit işlem görmesi,

    – Bir yardım hakkının doğup doğmadığının saptanmasında, diğer akit taraf ülkesinde geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi,

    – Hastalık halinde, sigortalının ve aile bireylerinin, diğer akit taraf ülkesinde bulundukları sırada da sağlık yardımlarından yararlanmaları,

    – Aile bireylerinin, öteki ülkede otursalar dahi, aile yardımlarından (çocuk paraları ve zamları) yararlanmaları,

    – Yaşlılık aylığı için gerekli yaşı, diğer akit taraf ülkesine döndükten sonra tamamlayan sigortalıya emekli aylığı bağlanması,

    – Akit taraf ülkesinde çalışmaları nedeniyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalının, ikametini öteki akit taraf ülkesine nakletse dahi aylığını almaya devam etmesi,

    – Sigortalının ölümü halinde, hak sahipleri sıfatıyla diğer akit taraf ülkesinde oturan aile bireylerine dul-yetim aylığı bağlanması ve toptan ödeme yapılması gibi haklar sağlanmaktadır.

    Dolayısıyla, sözleşmelerin ortak ve temel bir hükmü ile sözleşme hükümlerinden faydalanacak kimselerin akit tarafların mevzuatı karşısında o ülkenin vatandaşları ile hak ve menfaatler bakımından eşit sayılması imkanı sağlanmıştır. Böylece, sosyal güvenlik sözleşmesi yaptığımız ülkelerde çalışan vatandaşlarımız bakmakla yükümlü oldukları aile bireyleri, sosyal güvenlik haklarından, çalışılan ülkenin vatandaşları gibi yararlanmaktadırlar.

    İmzalanan sosyal güvenlik sözleşmeleri ile vatandaşlarımız, karşı ülkenin mevzuatından kaynaklanan kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin sosyal güvenlik haklarını Türkiye’de kullanmak imkanına sahip olmuşlardır. Bu haktan vatandaşlarımız kendisi ve çalıştıkları ülkede yanında bulunan aile bireyleri yararlanabildikleri gibi, Türkiye’de bıraktıkları aile bireyleri de faydalanabilmektedir.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri Ülkeler Bazında Hangi Sigorta Kollarını Kapsamaktadır?

    Şubat 2019 tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 30 sosyal güvenlik sözleşmenin 10’u yalnızca uzun vadeli, 19’u ise hem uzun vadeli hem de kısa vadeli sigorta kollarına ait düzenlemeleri kapsamakta iken 1 sosyal güvenlik sözleşmesinde (Libya) sigorta kollarına ait herhangi bir düzenleme olmayıp sadece mevzuat tayinine ilişkin hükümler bulunmaktadır.

    Ülkemizin taraf olduğu sosyal güvenlik sözleşmelerinden aşağıda belirtilen ülkelerle imzalanan sözleşmeler malullük yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin hükümlerin yanı sıra sağlık yardımlarına ilişkin hükümleri de içermektedir:
    Almanya, Makedonya, Lüksemburg, Hollanda, Azerbaycan, Hırvatistan, Belçika, Romanya, Sırbistan, Avusturya, Çekya, Karadağ, Fransa, Bosna -Hersek, İtalya, K.K.T.C, Arnavutluk, Macaristan, Tunus.

    Yukarıda belirtilen ve sağlık uygulaması bulunan Almanya, İtalya, Karadağ, Belçika, Tunus ve Macaristan haricindeki diğer 13 ülke sözleşmelerinde yalnızca hizmet akdi ile çalışanlar ve bunların aile bireyleri kısa vadeli sigorta kolları kapsamına alınmıştır. Ancak, Azerbaycan ile hastalık sigortasına ilişkin uygulama henüz yürürlüğe girmemiştir

    Sözleşmeler, vatandaşlarımıza gerek kısa vadeli gerekse uzun vadeli sigorta kollarından kazandıkları haklarını ülkemizde de kullanma imkanını sağlarken, sözleşmeye taraf olan ülkenin sigorta kurumu veya talep sahibi adına bu yardımların Türkiye’de hangi kuruluş tarafından yapılacağını ve uygulamada hangi mevzuatın esas alınacağını da kesin olarak belirlemiştir.

    Kısa vadeli sigorta kolları açısından belirttiğimiz on yedi sözleşme ile de bu görev, Kurumumuza verilmiştir. Yine sözleşmelerin hükümlerine göre, Kurumumuz bu görevini yerine getirirken şekil ve kapsam itibariyle kendi mevzuatını uygulamakta ve sözleşmeli sigorta kurumlarının üyelerine, bunlar sanki kendi üyeleriymiş gibi ayrım gözetmeksizin yardımda bulunmaktadır. Kurumumuz, bu amaçla yaptığı masrafları, sözleşme hükümleri ile tespit edilen masraf hesaplaşması yöntemlerine göre akit ülke sigorta kurumlarından talep etmektedir.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmesi İmzalanmış Ülkeler Hangileridir?

    ÜLKELER

    İmza Tarihi

    Yürürlük Tarihi

    Revizyon Tarihi

    Yürürlük Tarihi

    01. İNGİLTERE

    09.09.1959

    01.06.1961

    20.12.1999

    02. ALMANYA

    30.04.1964

    01.11.1965

    02.11.1984

    01.04.1987

    03. HOLLANDA

    05.04.1966

    01.02.1968

    04.09.1980

    01.05.1983

    04. BELÇİKA

    04.07.1966

    01.05.1968

    11.04.2014

    01.09.2018

    05. AVUSTURYA

    12.10.1966

    01.10.1969

    28.10.1999

    01.12.2000

    06. İSVİÇRE

    01.05.1969

    01.01.1972

    07. FRANSA

    20.01.1972

    01.08.1973

    08. DANİMARKA

    22.01.1976

    01.02.1978

    13.12.1999

    01.12.2003

    09. LİBYA

    20.03.1976

    01.10.1976

    13.09.1984

    01.09.1985

    10. İSVEÇ

    30.06.1978

    01.05.1981

    26.08.2004

    01.08.2012

    11. NORVEÇ

    20.07.1978

    01.06.1981

    12. K.K.T.C

    09.03.1987

    01.12.1988

    23.02.2017

    13. KANADA

    19.06.1998

    01.01.2005

    14. MAKEDONYA

    06.07.1998

    01.07.2000

    15. ARNAVUTLUK

    15.07.1998

    01.02.2005

    16. AZERBAYCAN

    17.07.1998

    09.08.2001

    17. GÜRCİSTAN

    11.12.1998

    20.11.2003

    18. ROMANYA

    06.07.1999

    01.03.2003

    19. KEBEK

    21.11.2000

    01.01.2005

    20.BOSNA-HERSEK

    27.05.2003

    01.09.2004

    21.ÇEK CUMH.

    02.10.2003

    01.01.2005

    22. LÜKSEMBURG

    20.11.2003

    01.06.2006

    23. HIRVATİSTAN

    12.06.2006

    01.06.2012

    24. SLOVAKYA

    25.01.2007

    01.07.2013

    25. SIRBİSTAN

    26.10.2009

    01.12.2013

    26. İTALYA

    08.05.2012

    01.08.2015

    27. KORE

    01.08.2012

    01.06.2015

    28. KARADAĞ

    15.03.2012

    01.12.2015

    29. TUNUS

    28.05.2013

    01.04.2018

    30. MACARİSTAN

    24.02.2015

    01.04.2018

    31. MOLDOVA

    05.05.2017

    01.06.2020

    32. KIRGIZİSTAN

    09.04.2018

    01.11.2020

    33. MOĞOLİSTAN

    07.03.2018

    01.03.2021

    34. POLONYA

    17.10.2017

    01.06.2021

    35. İRAN

    16.04.2016

    Onay aşamasında

    Ayrıntı için tıklayınız

    Sosyal Güvenlik Sözleşmelerine Göre Sigortalılık Sürelerinin Birleştirilmesi Nasıl Sağlanır?

    Akit ülkelerde malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilmesinde genel olarak aşağıdaki kurallar uygulanır:

    1- Akit taraflardan birinin mevzuatına göre yardımlardan yararlanma hakkı bir sigortalılık süresinin tamamlanmış olması koşuluna bağlı ise bu mevzuatı uygulayan kurum, diğer akit tarafın mevzuatına tabi olarak geçen sigortalılık sürelerini aynı zamana rastlamamak kaydı ile kendi mevzuatına göre geçmiş süreler gibi değerlendirir. İlgilinin, bu kuralın uygulanması sonucu yardıma hak kazanamadığı durumlarda taraflar, sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamış bulundukları üçüncü bir ülkedeki sigortalılık sürelerini de, aynı zamana rastlamamak koşulu ile birleştirirler.

    2- Akit taraflardan birinin mevzuatına göre yardımlardan yararlanma hakkı, bir özel rejim kapsamında bir meslekte veya belirli bir meslekte veya işte belirli bir sürenin tamamlanmasına bağlı ise sadece ilgili rejim kapsamında geçen süreler veya böyle bir rejimin olmaması durumunda aynı meslekte veya aynı işte tamamlanmış süreler, eğer uygunsa diğer akit taraf mevzuatı kapsamında bir yardım hakkının belirlenmesinde dikkate alınır. Ancak, diğer taraf ülkesinde böyle bir hizmetin bulunmaması halinde, genel rejime tabi olarak geçen sigortalılık süreleri de bu sürelerle birleştirilir.

    3- Akit taraflardan birinin mevzuatına göre bir yardımın tahsisi, riskin meydana geldiği tarihte bu mevzuata tabi olma koşuluna bağlı bulunuyorsa, bu koşul; ilgili veya duruma göre ölen kişinin, belirtilen tarihte diğer tarafın mevzuatına tabi olması veya söz konusu kişi ve hak sahiplerinin diğer akit tarafın mevzuatına göre mütekabil yardımları talep edebilmeleri halinde de yerine getirilmiş sayılır.

    4- Akit taraflardan birinin mevzuatına göre yardım hakkının kazanılması şartlarının tespitinde, diğer taraf ülkedeki ilk işe başlama tarihi de dikkate alınır.

    5- Akit taraflardan birinin mevzuatına göre yardımlar, sigortalılık süresinin tamamı veya bir kısmındaki ortalama kazanç esası üzerinden hesaplandığı takdirde, ödenecek yardımların hesabında dikkate alınacak ortalama kazanç, kendi mevzuatına tabi olarak geçen sigortalılık süreleri içinde elde edilen kazançlara göre belirlenir.

    6- Türk mevzuatına göre prim veya kesenek ödenmiş sürelerden bir ay 30 gün, bir yıl ise 360 gün olarak kabul edilir.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmelerine Göre Aylıklar Nasıl Hesaplanır?

    Sosyal güvenlik sözleşmelerine göre her iki akit ülkede geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi ile hak kazanılan aylıkların hesabında genel olarak aşağıdaki kurallar esas alınır:

    1- Bir kimse aralıklı veya aralıksız olarak akit tarafların mevzuatına tabi olmuşsa, her akit tarafın kurumu, uyguladığı mevzuata göre, bu kimsenin veya hak sahiplerinin gereğine göre sigortalılık sürelerinin birleştirilmesine ilişkin kurallar dikkate alınarak, yardımlardan yararlanma hakkının bulunup bulunmadığı iç mevzuata göre tespit edilir.

    2- Akit taraflardan birinin mevzuatına göre yardımlardan yararlanma hakkı sigortalılık sürelerinin birleştirilmesine ilişkin  hüküm uygulanmaksızın kazanılıyorsa, bu tarafın yetkili kurumu ödenmesi gereken yardım miktarını yalnız bu tarafın mevzuatına göre geçen sigortalılık sürelerini dikkate alarak, kendi iç mevzuatına göre belirler.

    3- İlgili kimse akit taraflardan birinin mevzuatına göre yardımlara ancak sigortalılık sürelerinin birleştirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması suretiyle hak kazanıyor ise bu tarafın yetkili kurumu yardımları aşağıda belirtildiği şekilde hesaplar:

    a) Yetkili kurum, her iki akit tarafın mevzuatlarına göre geçen bütün sigortalılık sürelerini yalnız kendisinin uyguladığı mevzuata göre geçmiş gibi değerlendirerek nazari miktarı hesaplar.

    b) Yetkili kurum daha sonra hesaplanan nazari tutarın, uyguladığı mevzuata göre geçen sigortalılık süreleri uzunluğunun, riskin meydana gelmesinden önce her iki akit tarafın mevzuatlarına göre geçen sigortalılık süreleri toplamı uzunluğuna olan oranını, fiili tutar olarak belirler. Bu, ilgiliye ödenecek olan sözleşme aylığının tutarını oluşturur.

    c) Bir akit tarafın mevzuatına göre geçen sigortalılık süreleri sosyal güvenlik sözleşmelerinde belirtilen asgari süreden az ise ve bu süreler dikkate alındığında o ülke mevzuatına göre aylık bağlanamıyor ise o ülke bu sigortalılık süresi için bir aylık bağlamaz. Bu durumda diğer akit ülke yetkili kurumu, bu sigortalılık süresi kendi mevzuatına göre geçmiş gibi değerlendirebilir. Aylığa iştirak edilebilmesi için gerekli olan asgari staj süreleri sözleşmelere göre farklılık göstermektedir.

    4- Sözleşme aylıklarının bağlanmasında, her iki akit ülkede geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi esas olmakla birlikte, bazı sözleşmelerde tercih hakkına bağlı veya tek taraflı aylık bağlanmasına ilişkin düzenlemeler de yer almaktadır. Örneğin;

    a) Türkiye-İngiltere Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre yaşlılık ve dul aylıklarında, ilgilinin her iki ülkede geçen prim ödeme sürelerinin birleştirilerek toplam süre üzerinden, aylık bağlayacak taraf mevzuatına göre geçen süre oranında tercih edebileceği gibi, hizmet birleştirilmesi yapılmadan akit taraf mevzuatlarının aylık bağlanmasını tercih etme hakları vardır.

    b) Ülkemiz ile arasında akdedilmiş Hollanda, İsviçre, Fransa ve Danimarka sosyal güvenlik sözleşmelerine göre malullük aylığı, malullükle sonuçlanan iş göremezlik halinin meydana geldiği tarihte tabi olunan mevzuata göre sağlanmaktadır.

    c) Türkiye-Norveç Sosyal Güvenlik Sözleşmesine göre ölüm aylığı, tek taraflı olarak ölümün meydana geldiği ülke tarafından bağlanır.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmelerine Göre Cenaze/Ölüm Yardımlarından Nasıl Yararlanılır?

    Akit taraflardan birinin mevzuatına göre ölüm yardımlarından yararlanmak için sigortalılık sürelerinin tamamlanmış olması gerekiyorsa, yetkili kurum, bu yardımların hesaplanmasında, diğer akit tarafta geçen süreleri, aynı zamana rastlamamak koşulu ile sanki kendi ülkesinde geçmiş gibi nazara alır.

    Akit taraflardan birinin mevzuatına göre sigortalı bulunan bir kimse, diğer akit taraf ülkesinde öldüğü takdirde,  sigortalı olduğu akit taraf ülkesinde ölmüş gibi kabul edilir ve ölüm yardımına hak kazanır.

    Bu sözleşmenin uygulanmasında, her iki akit tarafın mevzuatı uyarınca ölüm yardımından yararlanma hakkı bulunuyorsa,

    a) Yardım, yalnız ölümün meydana geldiği akit taraf mevzuatına göre ödenir veya

    b) Ölüm akit tarafların ülkeleri dışında meydana gelmişse, yardım, yalnız yardımdan yararlanma hakkına konu teşkil eden ölüm olayından önce kişinin son defa mevzuatına tabi olduğu akit taraf mevzuatına göre ödenir.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmelerine Göre Aile Yardımlarından Nasıl Faydalanılır?

    Aile yardımları, bir başka deyişle çocuk parası ödemeleri, sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince ve işçilerin çalıştıkları ülkenin yasalarına göre belirli koşullarla yapılan ödemelerdir. Çocuk parasına ilişkin hükümler, hemen her sözleşmede benzerlik göstermekle birlikte ilgilinin çocuk parası yardımlarına dair yasaların farklılığı nedeniyle her ülke yasası bir diğerine göre değişik özelliktedir.

    Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilen ülkelerden birinde çalışan Türk işçileri gerek o ülkede yanlarında oturan, gerekse ülkemizde ikamet eden çocukları için çocuklar sanki çalıştıkları ülkede ikamet ediyormuş gibi çocuk parası yardımlarından yararlanırlar.

    İşçilerimiz, geçimleri kendileri tarafından sağlanmak şartı ile nesebi sahih, nesebi sahih olarak kabul edilmiş, nesebi gayri sahih, üvey ve resmen evlat edinilmiş bütün çocukları için çocuk parası yardımlarından yararlanırlar. Ancak, çocuk paraları her ülke mevzuatında belirlenmiş bir yaşa kadar ödenir. Çocukların belirlenmiş yaşı geçmiş olması durumunda bir öğrenim görmeleri ya da fikren veya bedenen sakat olmaları şartıyla ödemeler yine her ülke mevzuatında belirlenmiş bir yaşa kadar devam eder.

    Sosyal güvenlik sözleşmelerinin uygulanmasında “Türk İrtibat Kurumu” olarak tanımlanan Kurumumuz, çocuk parası ödemelerine esas teşkil eden belgelerin düzenlenmesi ve onaylanması ile yükümlüdür.

    Çocuk parası ödemelerini esas teşkil eden belgeler “Medeni Hal Belgesi” ve “Tahsil Belgesi” olarak isimlendirdiğimiz formülerler olup, her ülke için renk, şekil, kapsam ve kullanış bakımından ayrı özellikler taşımaktadır.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmelerine Göre İdari Önlemler ve İşbirliği Usulleri Nasıl Düzenlenmiştir?

    Sosyal güvenlik sözleşmelerinde, idari önlemler ve işbirliğine ilişkin kimi usuller de düzenlenmiştir.

    Buna göre, akit tarafların yetkili makamları sözleşmenin uygulanmasında gerekli idari önlemleri almak zorundadır.

    Ayrıca, akit tarafların yetkili makamları bu sözleşmenin uygulanmasında alınan önlemler konusunda birbirlerine mümkün olan en kısa zamanda gerekli bilgileri verirler ve bu sözleşmenin uygulanmasını etkilediği ölçüde ulusal yasalarında yapılan değişiklikleri bildirirler.

    Akit tarafların yetkili makamları sözleşmenin uygulanmasını kolaylaştırmak üzere irtibat kuruluşları tesis ederler.

    Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin her sorun için akit tarafların yetkili makamları ve kurumları sanki bu sorunlar kendi ulusal yasalarını etkiliyormuş gibi birbirlerine parasız yardımcı olurlar.

    Ancak, sözleşme uyarınca bir akit tarafa diğer akit tarafça hakkında bildiride bulunulan kişilere ilişkin her nevi bilgi, sözleşmenin uygulanmasında gizlilik değeri taşır ve ancak bu sözleşmenin ve onun uygulandığı mevzuatın uygulanmasında kullanılabilir.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmelerine Göre Üçüncü Kişinin Sorumluluğu Nedir?

    Sosyal güvenlik sözleşmelerinde, üçüncü şahısların sorumluluğu halinde taraflardan birinin mevzuatında öngörülen rücu ve halefiyet hakkını diğer akit tarafın da tanıyacağına dair hükümler bulunmaktadır.

    Zira sözleşmelerde “akit taraflardan birinin mevzuatına göre borçlanılmış primlerin borçlunun ikamet ettiği ülkede borçlanılmış primler gibi tahsil edileceğine” amir hükümler de yer alır.

    Yabancı sigorta mercilerinin Kurumumuz aracılığı ile takip ettikleri Türkiye’deki alacakları,

    1- Haksız fiiller sonucu yabancı sigorta kurumlarına verilen zararlardan doğan tazminat alacakları olup bunlar:

    a) Üçüncü kişilerin, ülkemizde sebebiyet verdikleri sigorta vaka’ları (trafik kazaları, kavga) sonucu, sigortalılarına yaptıkları sağlık yardımları, geride kalan hak sahipleri için ödedikleri rantlar, iş göremezlik parası, cenaze parası ve diğer masraflar nedeniyle, yabancı sigorta mercilerine intikal etmiş olan tazminat hakları,

    b) Ülkemizin sınırları dışında, haksız fiiller sonucu (kavga, trafik kazaları v.s.) meydana gelen zararlardan dolayı yabancı sigorta mercilerinin ülkemize dönmüş olan borçlulardan olan alacakları,

    2- Yabancı sigorta mercilerine, o ülkede bulunulan süre içinde borçlanılmış olan primler,

    3- Yabancı ülkede çalıştıktan sonra yurda dönen işçilerimize çeşitli durumlarda yapılmış bulunan:

    a) Haksız ödemeler (iş göremezlik ödeneği, çocuk paraları, yapılmış olan sair ödemeler

    b) Fuzuli ödemeler (işsizlik sigortası yardımları, yanlış tahakkuk ettirilmiş sair ödemeler, prim iadesi talebinde bulunanlara sehven yapılmış mükerrer ödemeler şeklinde sıralanabilir.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmelerine Göre Anlaşmazlıklar Nasıl Çözümlenir?

    Sosyal güvenlik sözleşmelerinin uygulanması sırasında sözleşme maddelerinin sözleşmeye taraf ülkelerce yorumlanmasında ya da uygulanmasında ortaya çıkacak anlaşmazlıkların çözümünde de sözleşmelere göre farklı yöntemlere yer verilmiştir.

    Bir kısım sözleşmelerde, anlaşmazlıkların akit tarafların yetkili makamlar ile müzakere yoluyla çözümlenmesine dair düzenlemelere yer verilmiştir. Anlaşmazlıklar bu şekilde çözülemediği takdirde, akit taraflardan birinin isteği üzerine hakem heyetine götürülmek suretiyle çözümlenir.

    Bir kısım sözleşmelere göre ise tarafların yetkili makamları öncelikle ortaya çıkan anlaşmazlıkları görüşmeler yoluyla çözümlenir.

    Sosyal Güvenlik Sözleşmelerine Göre Hangi Mevzuata Tabi Olunur?

    Sosyal güvenlik sözleşmelerinde temel kural çalışılan ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına tabi olmaktır. Ancak, sosyal güvenlik sözleşmelerinde bazı gruplar sözleşmenin bu ana prensibinden ayrı tutulmuştur. Bunlar; İşverenleri tarafından geçici bir süre ile akit ülkeye gönderilenler, Uluslararası nakliyat işinde çalışanlar, Elçilik, konsolosluk, diplomatik misyon ve benzeri yerlerde çalışan gönderen ülkenin sivil ve askeri personelleri, Akit taraflardan birinin bayrağını taşıyan gemilerde veya akit ülkenin limanlarında çalışanlar olarak sıralanabilir.

    Sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelere geçici görevle gönderilen kişiler İş merkezi Türkiye’de bulunan bir işverenin işçisi bu işverenin hesabına çalışmak üzere veya işvereni tarafından belirli bir işin icrası amacıyla geçici olarak sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış bir ülkeye gönderildiği takdirde, bu işçi hakkında o ülkede çalıştığı sürece, sanki Türkiye’de çalışıyormuş gibi, ülkemiz mevzuatı uygulanacaktır. Bu şekilde iki ülkede de sigorta primi ödenmesi engellenerek mükerrer sigortalılığın önlenmesi sağlanmıştır.


    Kaynak: İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikŞirkete 2. el ticari araç alımında noter satış sözleşmesinde gösterilen KDV indirilebilir mi?
    Sonraki İçerikÇalışanlara sağlanan konut yardımı vergi ve SGK primine tabi midir?