2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde ticari bilanço karı 53.215,91 TL
Geçmiş yıl zararları 43,316,43 TL
Kalan kurum kazancı 9,899,48 ve hesaplanan kurumlar vergisi 2,177,89 TL’dir.
Mahsup edilecek vergiler de dönem içerisinde ödenen geçici vergi 3,392,56 TL
İadesi gereken kurumlar vergisi 1,214,67 TL’dir.
2020 yılında 370 hesap 11.703,18 ve 371 hesap da 3.392,56 bakiye vermektedir. Kurumlar vergisi tahakkukunun kayıtları nasıl olmalıdır?
Normal şartlarda 370-371- hesaplar bakiye vermez.
Sizin yaptığınız kayda göre iadesi gereken KV 136 hesap ile kapatılır. Bu tutar VD iade veya mahsup talep edilir.
Kurumlar vergisini verirken şöyle bir soru ile karşılaşıyoruz.
Yıl içinde kesinti yoluyla ödenen vergilerin hasılat esaslı kazanca ilişkin olması halinde, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilemeyecektir. Tam olarak kesintiden kasıt nedir?
Hasılat esaslı kazancınız yok ise bu uyarıyı dikkate almayınız.
HASILAT ESASLI KAZANÇ: Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden gelir (kazançları basit usulde tespit edilenler dâhil) veya kurumlar vergisi mükelleflerinden bu hususta talepte bulunanlar yararlanabileceklerdir.
Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanılabilmesi için;
a) Uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunması, b) Bu faaliyetlerden kaynaklanan hasılatın tamamının elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edilmesi,
c) Gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine uygulamadan yararlanma hususunda yazılı olarak talepte bulunulması gerekmektedir.
Halk otobüsleri yolculardan binişlerde nakit alıp, dolu kartları cihaza okutursa hasılat esaslı vergileme yönteminden yararlanamaz
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Zonguldak Vergi Dairesi Başkanlığı
Kdv-Ötv Müdürlüğü
Sayı | : | 55054586-130[2220006428]-E.32591 | 29.06.2020 | |
Konu | : | Hasılat Esaslı Vergilendirme | ||
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; “özel halk otobüsü/otobüs ile yapılan şehir içi ve banliyö yolcu taşımacılığı” faaliyetinizden dolayı bilanço esasına tabi gerçek usulde ticari kazanç mükellefi olduğunuz, toplu taşıma hizmetinize ilişkin bedellerin elektronik ücret toplama sistemi aracılığı ile (Kent Kart) tahsil edildiği, ancak Kent Kartı bulunmayan yolculara ait ücretlerin, şoför tarafından yolculardan nakit alınarak araca ait dolum yapılmış kartın, kartsız binişler için araca ayrıca takılan ekrana kartsız biniş sayısı kadar basılmak suretiyle tahsilatının gerçekleştirildiği belirtilerek 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 38 inci maddesinde düzenlenen “Hasılat Esaslı Vergilendirme” uygulamasından yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
3065 sayılı KDV Kanununun 38 inci maddesinde, ticari kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör ve meslek grupları kapsamında yer alanların talep etmeleri halinde vergiye tabi işlemlerin karşılığını teşkil eden (katma değer vergisi dâhil) bedel üzerinden, Kanunun 28 inci maddesi uyarınca belirlenen en yüksek oranı geçmemek üzere, Cumhurbaşkanınca ilgili sektör veya meslek grupları için belirlenen oran uygulanmak suretiyle hesapladıkları KDV’yi, indirilecek KDV ile ilişkilendirmeksizin beyan edip ödeyebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin “V/A-2.5.Uygulama Kapsamına Alınanlar” başlıklı bölümünde ise;
“6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs işletmelerinin (belediyelerin otobüs işletmeleri ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hariç) münhasıran il sınırları içinde, otobüsle (sürücüsü dahil en az onsekiz oturma yeri olan) yapmış oldukları toplu taşıma faaliyetlerine ilişkin 3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yer alan hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre hasılatlarına uygulayacakları vergi oranı %1,5 olarak belirlenmiştir.
Hasılat esaslı vergilendirme usulünden sadece 5216 sayılı Kanun ile 5393 sayılı Kanun kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs işletmeleri yararlanabilir. Ancak belediyeler bünyesinde kurulmuş ve otobüsle toplu taşıma faaliyeti ile iştigal eden iktisadi işletmeler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanamazlar.
Bu uygulamadan yararlanılabilmesi için toplu taşıma hizmetine ilişkin bedellerin tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla tahsil edilmesi gerekmektedir. Hizmet bedelinin (ücretinin) bir kısmının elektronik ücret toplama sistemiyle, bir kısmının nakit veya başka yöntemlerle tahsil edilmesi halinde, hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanılması mümkün değildir.
Ayrıca bu uygulamadan, yalnızca il sınırları içinde otobüs ile yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükellefler yararlanabilir. Dolayısıyla bir il sınırları içinde başlayıp, başka bir il sınırları içinde sona eren güzergâhlarda yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu uygulamadan yararlanması mümkün değildir.
Hasılat esaslı vergilendirme usulünü tercih edecek mükelleflerin, toplu taşımacılık faaliyetini sürücüsü dahil en az onsekiz oturma yeri olan otobüslerle yapmaları gerekmektedir. Halk otobüsü adı altında bu özellikleri taşımayan taşıtlarla (minibüs, dolmuş, taksi dolmuş vb.) toplu taşımacılık hizmeti sunan mükelleflerin bu usulden yararlanmaları mümkün değildir.
Diğer taraftan, mükelleflerin bu kapsamda vergilendirilebilmeleri için münhasıran otobüsle toplu taşıma faaliyetinde bulunulması gerekmektedir. Bu faaliyetin yanında başka faaliyetleri de bulunan mükellefler bu uygulamadan faydalanamazlar.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre, toplu taşıma hizmetine ilişkin bedelin (ücretin) bir kısmının elektronik ücret toplama sistemiyle, bir kısmının nakit veya başka yöntemlerle tahsil edilmesi halinde, hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanılması mümkün olmadığından şehir içi toplu taşıma hizmetinize ilişkin bedellerin Kent Kart ile tahsil edilmesinin yanı sıra Kent Kartı bulunmayan yolculara ait ücretlerin otobüs içerisinde şoför tarafından tahsil edilerek araca ait dolum yapılmış kartın, araca ayrıca takılan ekrana kartsız biniş sayısı kadar basılmak suretiyle tahsilatın gerçekleştirilmesi durumunda hasılat esaslı vergilendirme hükümlerinden yararlanılması mümkün değildir.
Kaynak: İsmmmo,Gib
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.