KVK’nın 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde iştirak kazançları istisnası düzenlenmiştir. Buna göre, kurumların;
Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar,
Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları,
Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları,
vergiden istisnadır.
Bu istisnanın temel amacı, daha önce kurumlar vergisine tabi tutulmuş bulunan bir gelirin tekrar vergilendirilmesini önlemektir. İstisnaya konu kazanç, esas itibarıyla kazancın elde edildiği ilk kurumda vergilendirildiğinden, kazancın kâr dağıtımı yoluyla intikal ettiği diğer kurumlarda da vergiye tabi tutulmasının önüne geçilmiştir.
Örneğin; (Y) AŞ 100.000 TL kazanç elde etmiş ve 20.000 TL kurumlar vergisi ödemiştir (yedek akçeler ihmal edilmiştir). Kalan 80.000 TL tutarındaki kârın ortaklara dağıtılması kararı alınmış ve şirketin %50 oranında ortağı olan (Z) AŞ’ye 40.000 TL iştirak kazancı aktarılmıştır. (Z) AŞ elde ettiği 40.000 TL’yi, beyannamede iştirak kazancı istisnası olarak dikkate alacak ve vergiden istisna edecektir. Bu gelir istisna olmasa idi, 40.000 TL üzerinden iki kez kurumlar vergisi alınmış olacaktı.
İstisnanın genel özellikleri şunlardır:
- Yalnızca tam mükellefiyete tabi kurumların sermayesine iştirak edilmesi ve kâr payı alınması gerekir.
- Kâr payını elde eden tam veya dar mükellef tüm kurumlar istisnadan yararlanır.
Dar mükellef bir kurumdan kâr payı alanlar iştirak kazançları istisnasından yararlanamazlar.
ç) İştirak kazancının; vergilendirilmiş, vergiden istisna edilmiş, kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisinin kapsamı dışında bırakılmış veya düşük oranda vergi kesintisine tabi tutulmuş olması istisna uygulamasına engel teşkil etmez.
Örneğin; (Z) AŞ’nin Hacettepe Teknoparkındaki şubesinden elde ettiği istisnaya tabi gelirini veya istisnaya tabi olmayan diğer gelirlerini dağıtması arasında iştirak kazançları istisnası açısından fark olmayacak ve bu kapsamda elde edilen tüm kazanç iştirak kazançları istisnadan yararlanacaktır.
- GVK’nın 75/3 maddesine göre, idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kâr payları da menkul sermaye iradıdır. Dolayısıyla, kurumların başka bir kuruma iştirak etmeleri nedeniyle bu kurumun yönetim kurulunda bulunan temsilcileri vasıtasıyla elde ettikleri kâr payları da iştirak kazancı istisnasından yararlanır. Yönetim kurulu üyesinin şahsına yapılan kâr payı ödemeleri ise ilgili kişinin şahsi geliri olup, GVK’nın menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesine ilişkin hükümlerine göre vergilendirilecektir.
- İstisna uygulamasında, iştirak edilen tam mükellef kurum hisselerine hangi oranda sahip olunduğunun veya bu kuruma belli bir süreyle iştirak edilmesinin önemi yoktur. Buna göre, istisnaya tabi olmanın şartları arasında süre veya oran sınırlaması bulunmamaktadır.
- Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu ve ortaklıklarının katılma payları ile hisse senetlerinden elde edilen kâr payları hariç olmak üzere diğer fon ve yatırım ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kâr payları iştirak kazancı istisnasından yararlanamayacaktır.
- Tam mükellef kurumlar tarafından tam mükellef kurumlara ve Türkiye’de bulunan işyeri veya daimi temsilcisi aracılığıyla kar payı elde eden dar mükellef kurumlara dağıtılan, GVK’nın 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr payları üzerinden tevkifat yapılmaz.
Borç verdiği ilişkili şirket tarafından sermayesinin üç katını aşan borçlanmanın örtülü sermaye niteliğinde olmasından dolayı ödenen faizin kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum kazancına ilave edilmesine karşın ilgili dönemde zarar beyan edilmesi nedeniyle örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen bir vergi olmadığından, borç veren şirketçe elde edilen faiz geliri iştirak kazancı istisnası kapsamında değerlendirilemeyecektir.
DANIŞTAY 4. DAİRE, E. 2012/5442, K. 2015/7580 sayılı kararı.
İştirak Kazançları İstisnası
Kurumların; Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılmaları nedeniyle elde ettikleri kazançlar, Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları, Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları, kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Diğer fon ve yatırım ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kâr payları bu istisnadan yararlanamaz.
Bu düzenleme, yalnızca tam mükellefiyete tabi kurumların sermayelerine iştirak edilmesi suretiyle kurumlarca elde edilen kâr paylarını kapsamaktadır. Dolayısıyla, dar mükellef kurumlardan kar payı alan kurumlar, elde ettikleri kar payları için iştirak kazançları istisnasından yararlanamazlar.
İştirak kazancı elde eden bir firmamızın bankasına kazanç elde ettiğimiz firma kar dağıtımı yapıp ödemeyi gönderdi. Gelen bu para ortaklara ödenecek, muhasebe kaydı nasıl olmalıdır?
Gelen bedel ortaklara direkt ödenmez. Dönem kazancı içinde yer alır.
Önce 640 hesaba sonra da 690 hesaba kaydedilir.
İştirak kazancı elde ettiğimiz firmadan bankamıza gelen parayı
102(B)-640(A) / 640(B)-690(A) şeklinde kayıtlara alırsak bu parayı tekrar vergilendirmiş olmaz mıyız? İstisna olarak ilgili dönem peşin vergilerinde yazıp mükerrer vergilendirmemiz gerekmez mi?
Vergilemede; geçici vergi beyannamesinde Dönem kazancı İştirak kazancı dahil beyan edilir.
Beyan edilen matrah dan zararda olsa indirilecek istisnalar bölümünde yer alan 306-307-301-317 kodlardan sizin konumunuza uygun olan seçilir indirilecek tutar (İştirak kazancı) indirilir.
Mükerrer Vergilendirilmemiş olur.
Daha sonra kar dağıtıma karar verilmesi halinde %15 GV stopajı yapılır.
Kar payı elde eden ortaklar GVK 22 ve 86.Maddelerdeki koşullara göre MSİ beyannamesi verir.
Kaynak: TÜRMOB Kurumlar Vergisi Rehberi – 2021 Nisan, İSMMMO,
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.