Pekcan, Türkiye’nin dışa dönük dinamik yapısıyla yatırımlar açısından oldukça cazip bir ülke konumunda olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği Anlaşması, lojistik açıdan avantajlı konumu, nitelikli ve genç nüfusu, AB standartlarındaki üretim ve kalite altyapısı ile rekabetçiliği gibi avantajların Türkiye’yi yatırımlar açısından ön plana çıkardığını ifade eden Pekcan, “Gelişmekte olan pek çok ülkenin yatırım çekme potansiyeli olmakla birlikte, Türkiye bu özellikleriyle diğer gelişmekte olan ülkelerden oldukça pozitif bir biçimde ayrışmaktadır.” diye konuştu.
Türkiye’nin daha fazla doğrudan yatırımcı çekerek, dünyanın stratejik tedarikçilerinden birisi olmasını amaçladıklarını vurgulayan Pekcan, ülkedeki yatırım ortamını iyileştirme çalışmalarının en başta Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) koordinasyonunda yürütüldüğünü bildirdi.
Pekcan, yapılan çalışmalar çerçevesinde Türkiye’nin Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde 27 basamak yükselerek 33’üncü ülke konumuna geldiğine dikkati çekerek, “Ticaret Bakanlığı olarak, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de YOİKK koordinasyonunda yapılacak tüm çalışmalara etkin katkı sunmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Pekcan, Bakanlık olarak Türkiye’nin yatırım ortamına en önemli katkılardan birini veren serbest bölgeleri daha da güçlendirebilmek amacıyla Yeni Nesil İhtisas Serbest Bölgeleri Projesi’ni 20 Şubat’ta yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’nin ilan edilmesiyle uygulamaya geçirdiklerine dikkati çekerek şöyle konuştu:
“İhtisas Serbest Bölgelerinde Sağlanacak Destekler Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı ile de yazılım ve bilişim sektöründe olgunlaşmış ve ihracata yönelmek isteyen Ar-Ge yoğun, yüksek katma değerli, inovasyon ve teknoloji odaklı yatırımlara daha geniş imkanlar ve teşvikler sağlıyoruz. Söz konusu karar çerçevesinde, mevcut serbest bölge desteklerine ek olarak bu firmalara istihdam ve kira desteği veriyoruz. İlk olarak yazılım ve bilişim sektörü için uygulamaya geçirdiğimiz ihtisas serbest bölgeleri modelini ilerleyen dönemlerde diğer yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek sektörler için genişletmeyi planlıyoruz. Tüm yatırımcıları ihtisas serbest bölgelerimizde yatırım yapmaya davet ediyorum.”
– Şirket kuruluşları tamamen elektronik ortamda gerçekleştirilecek
Bakan Pekcan, geçmiş yıllarda Türkiye’de şirket kuruluş işlemlerinin kolaylaştırılması ve kuruluş maliyetinin düşürülmesi amacıyla önemli çalışmalar yürüttüklerini hatırlatarak, yapılan düzenlemelerle ticaret sicili müdürlüklerini şirket kuruluş işlemlerinde tek temas noktası haline getirdiklerini söyledi.
Şirket kuruluş masraflarında önemli indirimler sağladıklarına işaret eden Pekcan, kuruluş işlemlerinin tamamıyla elektronik ortamda gerçekleşmesini temin edecek bazı kanun değişiklik tekliflerinin de Meclis gündeminde olduğunu dile getirdi.
– Küresel tedarik zincirine katılım için destekler sağlanıyor
Pekcan, ihracatta devlet desteklerinin de ticaret ve yatırımlar açısından önemli olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:
“İhracat potansiyeli olan, ihracat odaklı çalışan şirketler yurt dışından daha kolay yatırım çekebilmektedir. Ticaret Bakanlığı olarak firmalarımızın yetkinlik düzeylerine göre farklılaşan çok farklı destek enstrümanımız söz konusu. Bakanlığımız tarafından pazara giriş, markalaşma ve küresel tedarik zincirlerinden tasarıma kadar katma değeri yüksek ürün ihracatının artırılması hedefiyle ihracatçılarımızın desteklenmesine devam edilmektedir. Bu desteklerin en önemlilerinden olan Küresel Tedarik Zinciri Yetkinlik Projesi Desteği ile uzay, havacılık, elektrik-elektronik, makine, otomotiv, maden ve metaller ile kimya sektörlerinde faaliyet gösteren üretici firmalarımızın, küresel ölçekteki yabancı firmaların tedarik zincirlerinde yer alabilmeleri için üretimlerinde ihtiyaç duydukları makine, ekipman ve donanım alımlarına destek sağlanmaktadır.”
Bakanlık olarak ayrıca Türkiye Tanıtım Grubunun yurt dışında etkin tanıtımlar yapmasını, ülke ve ürün imajını geliştirerek sağlamlaştırmasını desteklediklerini belirten Pekcan, grubun farklı sektörlerle ve genel anlamda Türkiye ile ilgili yaptığı bu çalışmaların yatırım çekme noktasında olumlu yansımaları ve dolaylı katkıları olduğunu ifade etti.
– Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için uluslararası iş birlikleri
Bakan Pekcan, Bakanlığın ikili ve çok taraflı anlaşmalar için ülkeler ve bölgelerle sürekli müzakere halinde olduğunu vurgulayarak, bu müzakereler kapsamında AB Yeşil Mutabakatı Stratejisi, AB Tedarik Zinciri yasal düzenlemelerini yakından takip ettiklerini ve gerekli çalışmaları yaptıklarını bildirdi.
Türkiye’nin, Dünya Ticaret Örgütünün “Yatırımın Kolaylaştırılması Çalışma Grubu”nda yer aldığına dikkati çeken Pekcan, şunları kaydetti:
“Burada yatırımcının hukuki öngörülebilirliği, şeffaflığı ve kamu hizmetlerine kolay ulaşımı anlamında yapılacak çalışmalarda etkin olarak yer alınmakta ayrıca yatırım ortamının iyileştirilmesine özen ve önem gösterilmektedir. Her ne kadar Kovid-19 nedeniyle 2020 yılında uluslararası doğrudan yatırımlarda belirgin bir durgunlaşma yaşansa da Türkiye’nin kaydettiği etkileyici büyüme performansı ve uygulamaya aldığı yapısal reformların pandemi sonrası dönemde pek çok uluslararası yatırımcının dikkatini çekeceği öngörülmektedir.”
– Yatırımcılar nezdinde Türkiye’yi cazip kılan sektörler
Pekcan, özellikle son dönemde Türkiye’nin dijitalleşme süreçlerini yakından takip eden bir ekonomi olduğunu belirterek, “Dijital teknolojilere yatkınlığımız oldukça ileri bir noktadadır. Bununla birlikte yenilikçilik, özgün tasarım ve inovasyon kabiliyetlerimiz hızla yükselmektedir. Yabancı yatırımcıların Türkiye’nin bu özelliklerini iyi okuyabilmesi kendileri açısından faydalı olacaktır.” dedi.
Sahip olduğu birçok unsurun yatırımcılar nezdinde Türkiye’yi ayrıcalıklı bir noktaya getirdiğini söyleyen Pekcan, şunları ifade etti:
“Özellikle stratejik konumu, pazara yakınlığı, tüketimi yüksek geniş bir iç pazara sahip olması, yatırım ortamının elverişliliği, kapsayıcı ve alternatifli bir teşvik mekanizmasına sahip olması, tarihsel bağları sebebiyle çevre ülkelere ihracat kolaylığı ve maliyeti düşük verimli iş gücü anlamında kalifiye iş gücüne sahip olunması yatırımcılar nezdinde ülkemizi cazibeli kılan başlıca unsurlardır. Geleceğe yönelik yapılan birçok analizde de ülkemizin potansiyelinin ilerleyen zamanlarda daha da gelişeceği öngörülmektedir.”
Bakan Pekcan, Türkiye’nin mevcut durumda veya gelecekte ortaya çıkabilecek kritik ihtiyaçları karşılayabilecek, arz güvenliğini sağlayabilecek, dışa bağımlılığı azaltabilecek, teknolojik dönüşümü gerçekleştirecek, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek yatırımlar için birçok fırsat sunduğunu vurgulayarak, “Bu kapsamda öne çıkan alanlar, enerji teknolojileri, medikal teknolojiler, elektrik-elektronik, lojistik, petrokimya, otomotiv, demir yolu taşımacılığı, bilgi ile iletişim teknolojileri, tarımsal sanayi teknolojileri ve diğer tüm Ar-Ge yoğun sektörlerdir.” dedi.
Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.