Ana Sayfa Vergi Kur Farkında KDV Uygulaması ve Vergisel Yükümlülükler

    Kur Farkında KDV Uygulaması ve Vergisel Yükümlülükler

    Kur farkı, döviz cinsinden yapılan işlemlerde ödeme tarihine kadar oluşan değer değişikliklerini ifade eder. Bu durum, işletmelerin KDV hesaplamalarında dikkat etmeleri gereken önemli bir unsurdur. Peki, kur farkları KDV’ye tabi midir? İşte detaylar.

    6
    0

    Kur farkı, döviz cinsinden yapılan işlemlerde ödeme tarihine kadar oluşan değer değişikliklerini ifade eder. Bu durum, işletmelerin KDV hesaplamalarında dikkat etmeleri gereken önemli bir unsurdur. Peki, kur farkları KDV’ye tabi midir? İşte detaylar.

    Kur Farkı ve KDV Matrahı

    Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’na göre, ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde yapılan tüm mal ve hizmet teslimleri KDV’ye tabidir. KDV Kanunu’nun 24/c maddesi, vade farkı, fiyat farkı, faiz ve kur farkı gibi gelirlerin de KDV matrahına dahil olduğunu belirtmektedir. Bu kapsamda, satıcı lehine oluşan kur farklarının vade farkı niteliğinde olduğu ve KDV’ye tabi tutulması gerektiği ifade edilmiştir.

    KDV Genel Uygulama Tebliği’nde ise döviz cinsinden veya dövize endekslenerek yapılan işlemlerde, ödeme tarihindeki kur farkının matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yani, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV’ye dahil edilir ve faturada belirtilerek beyan edilir.

    Yurt İçi Teslimlerde Kur Farkı ve KDV

    60 No’lu KDV Sirküleri’ne göre, yurt içinde KDV uygulanarak teslim edilen mal ve hizmetlerde:

    -Dövize endeksli bedelin KDV dahil belirlenmesi durumunda, vergiyi doğuran olay ile ödeme tarihi arasındaki kur farkına iç yüzde oranı uygulanır.

    -Dövize endeksli toplam bedele KDV dahil edilmemişse, kur farkı üzerinden KDV hesaplanarak fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

    Kur Farkı KDV’ye Tabi Olmayan Durumlar

    Kur farklarının KDV’ye tabi tutulabilmesi için şu kriterlerin sağlanması gerekir:

    -Vergiyi doğuran olayın gerçekleşmiş olması,

    -Ödeme tarihi ile işlem tarihi arasında kur farkının ortaya çıkması,

    -Kur farkının KDV matrahıyla doğrudan ilişkili olması.

    Ancak, yıl sonlarında veya geçici vergi dönemlerinde Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerleme işlemleri sonucu ortaya çıkan kur farkları KDV’ye tabi değildir ve bu farklar için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

    Sonuç

    -Döviz cinsinden veya dövize endeksli satışlarda ödeme ile işlem tarihi arasında kur farkı oluşursa, KDV matrahına dahil edilmelidir.

    -Satıcı lehine kur farkı ortaya çıkarsa, fatura düzenlenerek KDV hesaplanmalıdır.

    -Henüz tahsil edilmeyen bedeller için yıl sonu değerleme farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.

    İşletmelerin kur farklarının KDV’ye etkisini doğru yönetmeleri, vergi mevzuatına uygun hareket etmeleri ve cezai yaptırımlardan kaçınmaları için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, dövizle yapılan işlemlerde KDV hesaplamaları dikkatli bir şekilde yapılmalı ve mevzuata uygun şekilde beyan edilmelidir.


    ÖRNEK ÖZELGE


    T.C.
    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
    İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
    Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

    Sayı : 39044742-130[Özelge]-E.66516 21.01.2019
    Konu:Kur farkında KDV uygulaması

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, bilgisayar malzemeleri alım satım faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, alış ve satışlarınızı döviz cinsinden yaptığınız, fatura tarihi ile bedelin tahsil edildiği tarihin farklı olması dolayısıyla Şirketiniz lehine kur farkı oluştuğu, tedarikçilerinizden birinin yurt içi teslimlerinin tahsilatında oluşan kur farkları üzerinden katma değer vergisi (KDV) hesaplanmasının hukuku aykırı olduğunu ve kur farklarının KDV matrahına dahil olmadığını ileri sürerek İstanbul 7. Vergi Mahkemesine dava açtığı ve davanın kabulüne karar verildiği, ilgili tedarikçinin 2018 yılına ait kur farkı faturalarında KDV hesaplamadığı belirtilerek, oluşan kur farkı faturalarında katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 

    KDV Kanununun;

    1/1 inci maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olacağı,

    20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

    24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu,

    hüküm altına alınmıştır.

    KDV Genel Uygulama Tebliğinin “III/A-5.3.Kur Farkları” başlıklı bölümünde;

    “Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

    Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.

    Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

    Yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.” denilmektedir.

    60 No.lu. KDV Sirkülerinin “4.5. Yurt İçi Teslimler ile İhraç Kayıtlı Teslimlerde Oluşan Kur Farkları” başlıklı bölümünde;

    “… Yurt içinde KDV uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ilişkin olarak,

    -KDV dahil toplam bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur farkı bedeline iç yüzde oranı uygulanarak,

    -Dövize endeksli toplam bedele KDV’nin dahil edilmemesi durumunda vergiyi doğuran olay ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur farkları üzerinden lehine kur farkı ortaya çıkan mükellef tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanması ve kur farkının ortaya çıktığı dönemlerde her iki mükellef tarafından genel esaslar çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir.”

    açıklamalarına yer verilmiştir.

    Bedelin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlendiği yurt içi satışlar nedeniyle teslimin gerçekleştiği tarih ile ödemenin yapıldığı tarih arasında lehe veya aleyhe oluşan kur farkları üzerinden kural olarak KDV hesaplanması gerekmektedir. Bu çerçevede, kur farklarının KDV ye tabi tutulabilmesi için vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih ile ödemenin yapıldığı tarih arasında ortaya çıkması, KDV matrahıyla bir ilişkisinin bulunması ve KDV matrahında bir değişiklik meydana getirmesi gerekmektedir.

    Buna göre; bedeli döviz cinsinden belirlenen satışlarda, satış bedelinin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra tahsil edilmesi durumunda, lehe ortaya çıkan/çıkacak kur farkının matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi, söz konusu kur farkı için fatura düzenlenmesi ve teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanması gerekmektedir.

    Ancak, bedeli henüz tahsil edilmeyen döviz cinsinden satışlarda yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmasına ve fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.


    TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER


    Kaynak: GİB ÖZELGE
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikDamga Vergisine Konu İşlem Olmadığında Beyanname Verme Zorunluluğu Var mı?
    Sonraki İçerikİnternetten Yapılan Satışlarda Fatura mı, Ödeme Kaydedici Cihaz Fişi mi Kesilmeli?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz