(GİB – ÖZELGE)
Konu: 5996 sayılı Kanununa göre kurulan ve kooperatif niteliğinde olan birliğin üye aidatı, soy kütüğü aidatları, vb. elde etmiş olduğu gelirlerin vergi kanunlarında yer alan muafiyet ve istisnalar çerçevesinde değerlendirilmesi.
İlgide kayıtlı yazınızda, Birliğinizin 28.02.2001 tarihli ve mülga 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununa göre 04.05.2007 tarihinde kurulduğu ve faaliyetlerini 11.06.2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki Sağlığı Gıda ve Yem Kanununa göre sürdürdüğü, 25.11.2011 tarihinden sonra Birliğin ana sözleşmesinin 5996 sayılı Kanun çerçevesinde değiştirildiği ve bu değişiklikler nedeniyle vergilendirme açısından bazı tereddütlerin hâsıl olduğu belirtilmiş olup Birliğinizin üye aidatı, soy kütüğü aidatları, birlik üyelerinize damızlık ve diğer hayvanların temin edilmesi ve satılması, destekleme dağıtımlardan yapılan kesintiler, küpe satış ve küpe güncelleme, küpelime hizmeti gelirleri, üyelerinize damızlık hizmetleri verilmesi ve ana sözleşmede bulunan diğer hizmetlerden elde etmiş olduğu gelirlerin vergi kanunlarında yer alan muafiyet ve istisnalar çerçevesinde değerlendirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu 13.06.2010 tarihli ve 27610 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu Kanunun yayımı tarihinden 6 ay sonra 4631 sayılı Hayvan Islah Kanununun yürürlükten kaldırılması öngörülmüştür. Ayrıca, 5996 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç on sekiz ay içinde hazırlanacak yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır.
Mülga 4631 sayılı Hayvan Islah Kanununun 4’üncü maddesinde; ıslah, yetiştirme ve pazarlama amacı ile tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi kooperatif nitelikli birlikler kurulabileceği, bu birliklerin merkez birliği şeklinde örgütlenebilecekleri, bu Kanuna göre kurulan birliklerin 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 10’uncu maddesinin altıncı fıkrasında; gerçek veya tüzel kişilerin, hayvan gen kaynaklarının korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik özel hukuk hükümlerine tabi birlikler şeklinde organizasyonlar kurabileceği, bu organizasyonların 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanacakları hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere; mülga 4631 sayılı Kanun ve 5996 sayılı Kanun kapsamında kurulan birlikler, tüzel kişiliğe sahip olan özel hukuk hükümlerine tabi kooperatif nitelikli birliklerdir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde kooperatifler, kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde de kooperatiflerin, esas mukavelelerinde; sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, yedek akçelerin dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kurumlar vergisinden muaf olacakları hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, aynı bendin parantez içi hükmünde; esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatiflerin muafiyetten faydalanamayacağı belirtilmiştir.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde de açıklandığı üzere, kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir. Ortak dışı işlemler, ortak olmayanlarla yapılan işlemleri ifade ettiği gibi, kooperatif amacı dışındaki işlerin ortaklarla yapılmasını da ifade etmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalar kapsamında; 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda Ve Yem Kanununa göre kurulan ve kooperatif niteliğinde olan Birliğin, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartları topluca taşıması kaydıyla, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, birliğiniz tarafından birlik üyesi olmayan kişilere damızlık ve diğer hayvanların satışı, küpe satışı, ücret karşılığı danışmanlık hizmeti vb. hizmetler verilmesi, üyelerinize dağıtılan desteklerden pay alınması nedeniyle ortak dışı işlemde bulunulmuş olunacağından, bu işlemlerin yapıldığı tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesisi gerekmektedir.
GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinde, kimlerin vergi tevkifatı yapmakla yükümlü oldukları sayılmış, 11 numaralı bendinde de çiftçilerden satın alınan zirai ürünlerin alış bedeli üzerinden bu çiftçilerin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu tevkifat oranları Bakanlar Kurulunun 12.01.2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı kararı ile 01.01.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hayvanlar ve bunların ürünleri ile kara ve su avcılığı ürünleri için %2, diğer zirai ürünler için ise %4, ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan hayvan ve hayvansal ürünlerde %1, diğer zirai ürünlerde ise %2 olarak belirlenmiştir.
Aynı Kanunun 98 inci maddesinde ise; 94’üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
Konuyla ilgili olarak, 15.09.1990 tarihli ve 20636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 164 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, zirai ürünlerin alımında yapılacak gelir vergisi tevkifatı ve müteselsil sorumluluk konusunda ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. Anılan Tebliğin ”1. Destekleme Alımı Yapan Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Zirai Ürün Alımlarında Yapacakları Gelir Vergisi Tevkifatı ve Müteselsil Sorumluluk” başlıklı bölümünde yapılan açıklamalara göre, destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları (Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri ve benzerleri dahil), gerek çiftçilerden gerekse çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan destekleme kapsamına girsin veya girmesin, satın aldıkları tüm zirai ürünlerin alış bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapacaklardır. Anılan Tebliğin 2 nci bölümünde de, destekleme alımı yapmayan, ancak zirai ürün işleyerek imalat faaliyetinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile imalatçı olmamakla beraber faaliyet konusu itibariyle zirai ürün alım satımında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının zirai ürün alımlarında gelir vergisi tevkifatı yapmak zorunda oldukları belirtilmiştir.
Diğer taraftan anılan Tebliğin ”10 .Gelir Vergisi Tevkifatının Yapılmayacağı Durumlar ve Müteselsil Sorumluluktan Kurtulma” başlıklı bölümünde de; “Satın aldığı zirai ürünler dolayısıyla tevkifat yapmak zorunda olan kamu kurum ve kuruluşlarından ve borsalardan zirai ürün satın alanların, satın aldıkları bu ürünlerle ilgili olarak ödenmesi gereken gelir vergisi dolayısıyla müteselsil sorumlulukları yoktur. Dolayısıyla, söz konusu kurum, kuruluş ve kişilerden satın alınacak zirai ürünlerin alım bedelleri üzerinden herhangi bir tevkifat yapılması söz konusu değildir.” açıklamasına yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri çerçevesinde, Birliğiniz, zirai ürün alımı yapan kamu kurum kuruluşları gibi, gerek çiftçiden (borsada tescil edilerek çiftçilerden satın alınanlar dahil), gerekse çiftçi dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan (destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları ile zirai ürün alımında bulunan kamu kuruluşlarından ve borsada tescil ettirilerek satın alınanlar hariç) satın aldığı tüm zirai ürünler için gelir vergisi tevkifatı yapmak ve söz konusu tevkifatları Birlik adına ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer vergi dairesine muhtasar beyanname ile beyan etmek zorundadır.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
KDV Kanununun 1/1’inci maddesinde; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, aynı maddenin 3/g bendinde de; genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin “3.6.3. Tarımsal Amaçlı Kooperatiflerde KDV Uygulaması” başlıklı bölümünde;
Tarımsal amaçlı kooperatiflere bedelsiz olarak yapılan her türlü teslim ve hizmetler KDV Kanununun 17/2-b maddesi; bu kooperatiflerin gerçek usulde gelir vergisine tabi olmayan çiftçilerden yapmış olduğu mal ve hizmet alımları ise KDV Kanununun 17/4-b maddesi hükmü uyarınca KDV den müstesnadır.
4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununun 4 üncü maddesi kapsamında hayvan ıslahı, yetiştirme ve pazarlama amacı ile tüzel kişiliğe sahip özel hukuk hükümlerine tabi kooperatif nitelikli olarak kurulan birlikler Kurumlar Vergisi Kanunu ve KDV Kanununun 17/1-a ve 17/4-h maddeleri hükümlerinin uygulaması bakımından kooperatif olarak değerlendirilmektedir.
KDV Kanununun 17/1-a maddesinde ifade edilen tarımı yaymak, ıslah ve teşvik amacı, toprak analizleri; tarla denemeleri; zirai araştırmaların yapılması; hububat sebze ve meyve üzerine yapılan araştırma, inceleme ve ıslah çalışması; zirai mahsullerin muayene edilmesi, fumigasyona tabi tutulması; damızlık tohum ve hayvan yetiştirilmesi; orman yollarının yapılması; damızlık hayvan, damızlık fide, fidan, bağ çubuğu, tohum ve faydalı böcekler gibi teslim ve hizmetleri kapsamaktadır.
Dolayısıyla, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununun 4’üncü maddesine göre kurulan birliklerin tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları ve yukarıda belirtilen teslim ve hizmetleri KDV Kanununun 17/1-a maddesi, arazi ıslahına ait yapmış oldukları hizmetler ise aynı Kanunun 17/4-h maddesi uyarınca KDV den istisna olacaktır.” açıklaması yer almaktadır.
Öte yandan, söz konusu Tebliğin “1.3. Aidatlar” başlıklı bölümünde, üyelerden veya katılımcılardan alınan aidatların, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV nin konusuna girmeyeceği, ancak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bir kooperatifin ticari nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemelerinin KDV ye tabi tutulacağı, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan kooperatifin ortak giderleri karşılamak (üyelerin güvenlik, bahçıvanlık, havuz ve sosyal tesislerin bakımı, elektrik ve su gibi ihtiyaçlarının giderilmesi) amacıyla tahsil edeceği aidatların ise ticari mahiyet arz etmediğinden KDV ye tabi tutulmayacağı belirtilmiştir.
Buna göre;
– tarımsal amaçlı kooperatif kapsamında yer alan Birliğinizce üyelere yapılan damızlık havyam teslimi Kanununun 17/1-a maddesi gereğince KDV den istisnadır.
-Birliğinizin ticari nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan aidat ödemelerinin KDV ye tabi tutulması gerekmektedir. Ancak, Birliğinizin kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmaması şartıyla ortak giderleri karşılamak amacıyla tahsil edeceği aidatlar ticari mahiyet arz etmediğinden KDV ye tabi tutulmayacaktır.
-birlik üyelerine damızlık hayvan dışında hayvanların satılması, küpe satışı, küpe güncelleme ve küpelime hizmeti, üyelere verilen danışmanlık hizmetinin Kanununun 17/1-a maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, söz konusu hizmetler ve teslimlerin genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi tutulması gerekmektedir.
VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172’nci maddesinde, ticaret şirketlerinin defter tutmaya mecbur oldukları, 176’ncı maddesinde tüccarların defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış oldukları ve I inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre; II nci sınıf tüccarların işletme hesabı esasına göre defter tutacakları, 177’nci maddesinin 4’üncü bendinde, her türlü ticaret şirketlerinin I inci sınıfa dahil oldukları hüküm altına alınmış, 182’nci maddede bilanço esasında tutulacak defterler sayılmış, 220’nci maddede ise tasdike tabi defterlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Ayrıca, Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup, kayıtların tevsikinde kullanılacak belgeler de aynı Kanunun 229’uncu ve müteakip maddelerinde düzenlenmiştir.
Mezkur Kanunun 229’uncu maddesinde fatura, “…satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmış, 232’nci maddesinde ise fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.
Buna göre, 5996 sayılı Kanuna göre kurulan ve kooperatif niteliğinde bulunan Birliğin kurumlar vergisi veya katma değer vergisi yönünden mükellefiyetinin bulunması halinde, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre defter tutma zorunluluğu bulunmaktadır. Bununla birlikte, kooperatiflerin uygulayacakları muhasebe usulüne ve defter tutma yükümlülüğüne ilişkin ilgili mevzuat hükümleri de saklıdır.
Öte yandan, adı geçen Birliğin kurumlar veya katma değer vergisi mükellefiyetinin bulunması halinde, Vergi Usul Kanununa göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelerine ait olan kayıtlarını aynı Kanunun 229’uncu ve müteakip maddelerinde sayılan belgelerle tevsik edeceği tabiidir.
HARÇLAR KANUNUNA GÖRE
492 sayılı Harçlar Kanununun 123’üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle istisna edilen işlemlerden harç alınmaz.” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 10’uncu maddesinin altıncı fıkrasında; “Gerçek veya tüzel kişiler, hayvan gen kaynaklarının korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik özel hukuk hükümlerine tabi birlikler şeklinde organizasyonlar kurabilir. Bu organizasyonlar, 24.04.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanır.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun muafiyetler başlıklı 93 üncü maddesinde, “1. Kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği;
a) Birbirlerinden ve ortaklarından aldıkları faiz ve komisyonlar ile ortaklarına kefalet etmeleri dolayısıyla bunlardan aldıkları paralar, banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinden,
b) Her nevi defterlerin ve ana sözleşmelerin tasdiki ve açılış tasdiklerinde sayfalarının mühürlenmesi her nevi harçtan ve Damga Vergisinden,
c) Kiraya verilmediği veya irat getirmeyen bir cihete tahsis edilmediği müddetçe sahip oldukları gayrimenkul mallar üzerinden alınacak her türlü vergilerden,
d) Ortakların temlik edecekleri gayrimenkuller her türlü vergi ve harcından,
Muaftır.”
hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki Kanun hükümlerinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, hayvan gen kaynaklarının korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik kurulan organizasyonların 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanacağı belirtilmiş olup 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93’üncü maddesinde, kooperatiflerin hangi işlemlerinin harçtan muaf tutulacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93’üncü maddesinde harç istisnası kapsamında bulunan işlemlerden birliğinizin muaf tutulması gerekmektedir.
DAMGA VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “V-Kurumlarla ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün 15’inci fıkrasında, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin her türlü muamelelerinde düzenlenen ve damga vergisi bunlar tarafından ödenmesi gereken kağıtların damga vergisinden istisna olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 5996 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (6) numaralı fıkrasında, gerçek veya tüzel kişiler, hayvan gen kaynaklarının korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik özel hukuk hükümlerine tabi birlikler şeklinde organizasyonlar kurabileceği, bu organizasyonların, 24.04.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanacağı; 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 13’üncü maddesinde, yönetim kurulunun, ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınması durumunda, ortak tarafından çıkma dileğinin noter aracılığı ile kooperatife bildirileceği; 93’üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinde, kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’nin her nevi defterlerin ve ana sözleşmelerin tasdiki ve açılış tasdiklerinde sayfalarının mühürlenmesinin her nevi harçtan ve damga vergisinden muaf olacağı; aynı fıkranın (e) bendinde ise, 13’üncü madde gereğince verilecek bildirinin damga vergisine, diğer harç ve resimlere tabi olmayacağı hükümleri yer almaktadır.
Buna göre, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri ile Tarım Kredi Kooperatiflerinin 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun V/15 fıkrası hükmü uyarınca damga vergisi muafiyeti bulunmakta olup, bu kapsamda yer almadığı anlaşılan Birliğinizin, sadece 1163 sayılı Kanunun 93’üncü maddesinde belirtilen defter ve ana sözleşmeleri ile açılış tasdikleri ile ortaklıktan ayrılma bildirimine ilişkin işlemlerinden dolayı damga vergisinden muaf tutulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesi uyarınca Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar damga vergisinin konusunu oluşturmakta olup, somut olaya ilişkin olarak düzenlenen kağıt örnekleri ile başvurulması durumunda ayrıca değerlendirme yapılabilecektir.
Kaynak: Isparta Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
28 Mayıs 2014 Tarih ve 25947440-0010-5 Sayılı Özelge
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.