Vergi mükelleflerinin en sık karşılaştığı konulardan biri de yıl sonunda doğan giderlerin hangi hesap dönemine ait olduğudur. Özellikle Aralık ayına ait olup Ocak ayında faturalanan kira giderleri, şirketlerin yıl sonu muhasebe kayıtlarında kafa karışıklığına yol açabilmektedir.
Bu yazımızda, tahakkuk esası ve dönemsellik ilkesi çerçevesinde kira giderlerinin hangi dönemde gider olarak dikkate alınması gerektiğini açıklıyoruz.
Kira Gideri Ne Zaman Gider Yazılır?
Kira sözleşmesinin Aralık ayında başlaması ve faturanın bir sonraki yılın Ocak ayında düzenlenmesi durumunda, bu giderin hangi döneme ait olduğu önemli bir sorudur. Gelir İdaresi Başkanlığı bu konuda açık bir görüş bildirmiştir.
Eğer:
- Kiraya ilişkin tutar Aralık ayında miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmişse,
- Kira sözleşmesinde bu durum açıkça belirtilmişse,
Fatura Ocak ayında kesilmiş olsa bile, kira giderinin Aralık ayına ait kısmı geçtiği yıla ait kurum kazancı hesaplamasında gider olarak dikkate alınabilir.
Tahakkuk Esası Nedir?
Tahakkuk esası, bir gelirin veya giderin muhasebe kayıtlarına alınabilmesi için, söz konusu işlemle ilgili tutarın ve niteliğin kesinleşmiş olması gerektiğini ifade eder. Bu ilkeye göre:
- Giderin muhasebeye alınması için ödenmiş olması gerekmez.
- Önemli olan, giderin miktar ve niteliğinin belli olması ve alacak ya da borç hakkının doğmuş olmasıdır.
Dönemsellik İlkesi Ne Anlama Gelir?
Dönemsellik ilkesi, işletmenin faaliyetlerinin belli dönemlere ayrılarak, her dönemin gelir ve giderlerinin sadece o döneme ait olarak muhasebeleştirilmesini zorunlu kılar.
Bu nedenle bir işlem hangi döneme aitse, gider ya da gelir o yılın vergi matrahında dikkate alınmalıdır. Fatura tarihi önemli olmakla birlikte, vergi açısından esas olan işlem tarihi ve tahakkuk anıdır.
Uygulamada Ne Yapılmalı?
Örneğin, 2024 yılının Aralık ayında bir kiralama sözleşmesine göre kira bedeli oluşmuş, ancak fatura 2025 Ocak ayında düzenlenmişse:
- Aralık ayına ait gider, 2024 hesap dönemine yazılabilir.
- Bu işlem, kurumlar vergisi beyannamesi hazırlanırken 2024 yılı giderleri arasında yer almalıdır.
Kurumlar Vergisi Açısından Gider Kaydı
Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca, kurum kazancının tespitinde giderlerin ilgili olduğu dönem esas alınır. Bu bağlamda:
- Giderin muhasebe kaydına alındığı tarih değil,
- Giderin doğduğu ve tahakkuk ettiği tarih esas alınır.
Bu nedenle kira ödemesi Aralık ayında doğmuş ve sözleşmeye göre kiralayan tarafından hak edilmişse, Aralık ayına ait kısmı o yılın gideri olarak beyan edilebilir.
Sonuç
Ocak ayında kesilen fatura, eğer Aralık ayına ait bir hizmeti veya kiralamayı kapsıyorsa, vergi mevzuatında bu gider Aralık ayının gideri olarak dikkate alınabilir.
Bu durum, işletmelerin doğru hesap dönemiyle ilişkilendirilmiş gider kaydı yapmaları açısından önemlidir. Özellikle yıl sonu kapanışlarında tahakkuk esası ve dönemsellik ilkesi dikkate alınmalı, aksi durumda vergi matrahı yanlış hesaplanabilir.
ÖRNEK ÖZELGE
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) | ||||
Sayı | : | 62030549-125[8-2013/237]-1185 | 24/04/2014 | |
Konu | : | Aralık ayını da içeren ve ocak ayında faturası düzenlenen kira ödemelerinin giderleştirileceği dönem. |
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kiralama dönemi aralık ayı içerisinde başlayan ve bir sonraki hesap dönemine sarkan iktisadi kıymetlere ilişkin kiralamalarınızda, faturanın kiralamaya ait aylık müddetin bitimi itibariyle ocak ayı içerisinde düzenlenmekte olduğu, kira sözleşmesinde de dönem sonu itibariyle kira tutarının ilgili döneme isabet eden kısmının mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmiş ve kiralayan tarafından semeni oluşturan kira bedelinin hak edildiğinin hüküm altına alındığı belirtilerek söz konusu ödemelerin geçmiş hesap dönemine isabet eden kısmının ilgili hesap döneminde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38’inci maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise bu farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanun’un 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun indirilecek giderlere ilişkin 8 inci ve 10 uncu maddeleri ile kabul edilmeyen indirimlere ilişkin 11 nci maddenin yanı sıra Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi de dikkate alınacaktır.
Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi gereğince işletmenin sürekli kabul edilen ömrü belli dönemlere bölünür ve her dönemin faaliyet sonuçları diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanır. Gelir ve giderler tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilerek hasılat, gelir ve karlar aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılır.
Tahakkuk, gelir ve giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Tahakkuk esasında, geliri doğuran muamelelerin eksiksiz olarak tekemmül etmiş olması, gelirin elde edilmiş sayılması için yeterlidir. Diğer bir ifade ile tahakkuk esasında vergilendirme yapılabilmesi için, alacak hakkının doğmuş olması gerekir. Gerek hasılat gerekse giderlerin hangi hesap dönemine ilişkin olduğunun tespiti açısından hasılatın tahsil edilip edilmediğinin, giderlerin ise ödenmiş olup olmadığının bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Buna göre, kiralama dönemi aralık ayı içerisinde başlayan ve bir sonraki hesap dönemine sarkan iktisadi kıymetlere ilişkin kiralamalarınızda; giderin dönem sonu itibarıyla miktar ve mahiyet olarak kesinleşmiş olması ve dönemsellik ilkesi gereğince, faturası ocak ayında düzenlenmiş olsa dahi kira tutarının aralık ayına isabet eden kısmının ilgili olduğu hesap dönemine ait kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
…
TAVSİYE EDİLEN VİDEO İÇERİK
Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.