Kıdem Tazminatı Avanslarının Vergilendirilmesi Hakkında Önemli Bilgiler
Şirketinizde çalışanlara kıdem tazminatı kapsamında yapılan avans ödemelerinin vergilendirilmesi konusunda aklınıza takılan sorular mı var? Bu yazıda, konuya ilişkin yasal düzenlemeler ve uygulamalar hakkında önemli bilgiler bulabilirsiniz.
Kıdem Tazminatı ve Vergi İstisnası Nedir?
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na göre, çalışanlara ödenen bazı tazminatlar gelir vergisinden muaf tutulur. Kanunun 25. maddesi, kıdem tazminatlarının belirli koşullar altında vergi istisnasından faydalanabileceğini açıkça belirtmektedir. Buna göre;
- 1475 sayılı İş Kanunu ve diğer ilgili kanunlar uyarınca ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan kısmı gelir vergisinden istisnadır.
- İstisna tutarının üzerinde yapılan ödemeler ise ücret olarak değerlendirilir ve gelir vergisine tabi tutulur.
Ücretin Tanımı ve Vergilendirme Esasları
Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi, ücretin kapsamını oldukça geniş bir şekilde tanımlar. İşveren tarafından çalışana sağlanan para, ayın veya para ile temsil edilebilen menfaatler, hangi ad altında ödenirse ödensin, ücret olarak kabul edilir. Bu bağlamda;
- Kasa tazminatı, avans, prim, ikramiye gibi ödemeler de ücret kapsamında değerlendirilir.
- Dolayısıyla, çalışanlara iş sözleşmesi sona ermeden yapılan ödemeler kıdem tazminatı değil, ücret ödemesi sayılır ve vergiye tabi tutulur.
Kıdem Tazminatı Avansları Vergilendirilir Mi?
Kanunlara göre, kıdem tazminatı ödenebilmesi için iş sözleşmesinin feshedilmiş veya sona ermiş olması gerekmektedir. Ancak, iş sözleşmesi sona ermeden yapılan kıdem tazminatı mahiyetindeki ödemeler, avans olarak değerlendirilmektedir. Bu durumda;
- 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi kapsamına girmeyen bu tür avans ödemeleri, ücret olarak kabul edilir.
- Ücret kapsamında değerlendirilen bu ödemeler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 63, 94 ve 103. maddelerine göre gelir vergisine tabidir.
Yasal Dayanak ve Uygulama
Bu konuya ilişkin ayrıntılı düzenlemeler, 303 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ve 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi ile açıklanmıştır. İlgili yasal dayanaklara göre;
- Kıdem tazminatı hesaplamasında, işçinin kıdemine esas süre ve ücreti dikkate alınır.
- Ödemeler, en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşamaz.
- Aşan tutarlar ise ücret olarak vergilendirilir.
Şirketler için Sonuç ve Öneriler
Eğer çalışanlarınıza iş sözleşmesi sona ermeden kıdem tazminatı mahiyetinde avans ödemeleri yapıyorsanız, bu ödemelerin ücret olarak değerlendirilip gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir. Yanlış bir vergilendirme uygulamasından kaçınmak ve yasal uyumluluğu sağlamak adına, mali müşavirinize danışmanızı öneririz.
KONUYLA İLGİLİ 2022 ARALIK AYINDA VERİLEN ÖRNEK BİR ÖZELGEYİ AŞAĞIDA İNCELEYEBİLİRSİNİZ.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı | : | 62030549-120[94-2020/94]-1500056 | 19.12.2022 | |
Konu | : | İş akdi feshedilmeksizin kıdem tazminatına karşılık verilen avans ödemesinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı. | ||
İlgi | : |
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz çalışanına Kasım/2019 ve Aralık/2019 dönemlerinde hak kazandığı kıdem tazminatına istinaden avans verildiği belirtilerek çalışana yapılan avans ödeme tutarları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;
-25 inci maddesinde, “Aşağıda yazılı tazminat ve yardımlar Gelir Vergisinden müstesnadır.
…
7. a) 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları (Hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz.);
b) Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar (Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.);
…”
-Ücretin tarifi” başlıklı 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.
…”
hükümleri yer almaktadır.
Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, yaptıkları ödemeler üzerinden tevkifat yapmaya mecbur olanlar sayılmış olup, anılan fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak 11/6/2018 tarihli ve 30448 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 303 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğin “Kıdem tazminatlarında istisna uygulaması” başlıklı 10 uncu bölümünde
“…
(3) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşan ödemelerde ise en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya konu edilecek, aşan kısmı ise ücret olarak vergilendirilecektir.
…”
açıklamasına yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde, “Kıdem Tazminatı: Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:
1. İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,
2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 inci maddesi uyarınca,
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
5. 506 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı kanunun geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleriyle işten ayrılmaları nedeniyle, Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. 12/07/1975 tarihinden, itibaren işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
…
Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleri ile belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.”
hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 22.05.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi ile 1475 sayılı Kanunun kıdem tazminatını düzenleyen 14 üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmış, Kanunun Geçici 1 inci maddesinde, “Diğer mevzuatta 1475 sayılı İş Kanununa yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır.
Bu Kanunun 120 nci maddesi ile yürürlükte bırakılan 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentleri ile onbirinci fıkrasında, anılan Kanunun 16, 17 ve 26 ncı maddelerine yapılan atıflar, bu Kanunun 24, 25 ve 32 nci maddelerine yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde hangi şartlar altında kıdem tazminatı ödeneceği açıkça belirtilmekte olup hizmet erbabına kıdem tazimatı ödenebilmesi için iş sözleşmesinin feshedilmesi/sona ermesi gerekmektedir. Dolayısıyla hizmet erbabının iş sözleşmesi feshedilmeden/sona ermeden çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemelerin, 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi kapsamında kıdem tazminatı olarak değerlendirilmeyeceği tabidir.
Buna göre, şirketiniz tarafından iş sözleşmesi feshedilmeden/sona ermeden kıdem tazminatına mahsuben avans olarak yapılan ödemelerin ücret ödemesi olarak kabulü ve bu ödemelerin, Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 94 ve 103 üncü maddelerine göre gelir vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
…
DİĞER İLAVE İÇERİKLER
Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.