1-İŞGÜCÜ PİYASASINA TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ NEDİR?
İşgücü piyasasında toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların ve erkeklerin işgücüne katılma, istihdam olanaklarına erişme, kariyer imkânlarına ulaşma, ücret, çalışma koşulları, sosyal güvenlik hakları gibi yasal düzenleme ve uygulamalardan yararlanma açısından eşit olmaları yani, işgücü piyasasındaki hakları ve olanakları kullanma noktasında toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcı muameleye maruz kalmamaları şeklinde tanımlanabilir.
2-TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ VE KADIN
İşgücü piyasasında toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, makro düzeyde, kalkınma ve ekonomik büyüme önünde de önemli bir engel oluşturmaktadır. Dünya Kalkınma Raporu 2012 verileri (World Bank, 2012), toplumsal cinsiyet eşitliğinin ekonomik verimliliğe ve diğer kilit kalkınma sonuçlarına ulaşmaya katkıda bulunduğunu vurgulamakta, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sürdürülebilir ekonomik büyüme ve dengeli bir sosyal kalkınma için oldukça önemli olduğuna dikkat çekmektedir.
3-TÜRKİYE’DE İŞ HAYATINDA KADIN-ERKEK AYRIMI VAR MI?
Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu 2014 yılı raporuna (World Economic Forum, 2014) göre, Türkiye kadınlara ekonomik katılım ve fırsatlar sağlama açısından 142 ülke arasında 132. sırada bulunmaktadır.
Sosyal İzleme (Social Watch 2012), isimli uluslararası sivil toplum örgütü tarafından açıklanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2012 Endeksi’ne göre de, Türkiye, kadınların ekonomik katılımı açısından 100 üzerinden 34 puanla işgücü piyasasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derin olduğu ülkelerden birisi olmuştur.
4-KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIM SEVİYESİ DÜŞÜK
TÜİK’in 2013 Hane Halkı verileri kapsamında (TÜİK, 2013), Türkiye’de özellikle kentlerde kadınların işgücüne katılım ve istihdam oranlarının çok düşük düzeylerde seyrettiğine, işgücü piyasasındaki yatay ve dikey katmanlaşma eğiliminin devam ettiğine, ekonomik krizlerde öncelikle kadın işgücünün işten çıkartıldığına, kadınlar arasında kayıt-dışı çalışmanın oldukça yaygın olduğuna, kadınların işgücü piyasasındaki istihdam olanaklarına ve haklara yeterli düzeyde erişemediğine işaret etmektedir.
5-AB REFORMLARI OLUMLU ETKİLEDİ
Türkiye’de özellikle 2000’li yılların ikinci yarısından itibaren, Avrupa Birliği müktesebatına uyum süreci ve sivil toplumun konuya olan ilgisinin artmasının da etkisi ile, işgücü piyasasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik bir istekliliği görmek mümkündür. Bu istekliliğe rağmen, özellikle kadınların işgücüne katılım ve istihdam oranlarının hala oldukça düşük düzeylerde seyrettiği ve işgücü piyasasında toplumsal cinsiyete dayalı dolaylı ve doğrudan ayrımcılığın devam ettiği görülmektedir.
6-İSTİHDAM SAĞLAMAK İKİNCİ PLANDA
Türkiye’de uygulanan ekonomi politikalarının temel olarak ulusal ve uluslararası piyasalarda rekabeti sağlamaya yönelik olduğu, istihdam yaratma konusunun ikincil kaldığı söylenebilir.
İşgücüne katılma ve istihdam oranlarının kadınlar arasındaki düşüklüğü ise, uygulanan ekonomi politikalarının özellikle kadınlar için yeni istihdam olanakları yaratma potansiyelinin düşüklüğünün göstergesidir.
7-BEŞERİ SERMAYENİN DÜŞÜK OLMASI KADIN İSTİHDAMINI OLUMSUZ ETKİLİYOR
İşgücü piyasasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir diğer boyutu kadınların beşeri sermayelerinin düşüklüğüdür. Kadınların istihdam olanaklarından erkeklere göre daha az yararlanmalarının ve ücretlerin düşük, işgücü devrinin yüksek, işte yükselme olanaklarının daha az olduğu ikincil sektörlerde katmanlaşmalarının nedeni kadınların eğitim seviyelerinin ve iş tecrübelerinin daha düşük olmasıdır.
8-EĞİTİM ARTIKÇA İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI ARTIYOR.
İstatistiki göstergeler, Türkiye’de kadınların eğitim düzeyindeki artışla doğru orantılı olarak işgücüne katılma eğilimlerinin de arttığını göstermektedir. Fakat eğitim ve kadın işgücü arzı arasındaki doğrusal ilişkiye rağmen, kadınlar eğitim olanaklarından hala eşit düzeyde yararlanamamaktadır.
9-TÜRKİYE 142 ÜLKE ARASINDA 105. SIRADA
Nitekim Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu 2014 yılı raporu, kadınların eğitim olanaklarına erişimi açısından Türkiye’nin 142 ülke arasında 105. sırada bulunduğunu göstermektedir.
10-NEDEN ERKEK İŞGÜCÜ DAHA ÇOK İSTİHDAM EDİLME EĞİLİMİNDEDİR?
Evlilik, doğum vb. nedenlerle kadınların işgücü piyasasına giriş çıkışları, kariyerlerinin kesintiye uğraması, erkeklere göre daha az iş tecrübesi edinmelerine neden olmaktadır. Bu durum, işverenlerde kendileri için daha üretken ve verimli olduğunu düşündükleri beşeri sermayesi yüksek olan erkek işgücünü istihdam etme eğilimini doğurmaktadır.
11- KADINLAR ENGEL OLARAK GÖRÜLÜYOR.
1990’ların ikinci yarısından itibaren kadınlar işverenler tarafından; işgücü piyasasının katılığı, özellikle istihdamın/emeğin maliyeti, rekabet edebilirlik ve verimlilik önündeki engeller olarak vurgulanmaktadır.
12-EMZİRME ODASI ZORUNLU AMA…
Türkiye’de 2013 tarihinde yürürlüğe giren Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik çerçevesinde doğum izni, emzirme izni ve yine İş Kanunu’nun 88. maddesi gereğince hazırlanan 2522 sayılı yönetmeliğin 15. Maddesi uyarınca düzenlenen emzirme odası ve bakım yurdu açma yükümlülüğü gibi yasal düzenlemeler nedeniyle özellikle kadın işgücünün işverenler tarafından ücret dışı ilave maliyetler yükleyen, pahalı bir emek olarak görülmesi söz konusudur.
13-KADINLAR KARAR VERİCİ POZİSYONA GELEMİYOR.
Kadınların, firmaların organizasyon yapısı içerisinde üst-düzey, karar verici pozisyonlara gelememesi durumunu ifade eden toplumsal cinsiyete dayalı dikey katmanlaşma eğiliminin devam ettiği görülmektedir. Bu durum, kentlerde işgücü piyasasında kadınlar için cam tavan’ın söz konusu olması, kadınların işlerinde yükselemediğinin ve karar verme pozisyonlarında neredeyse hiç bulanamadıklarının bir göstergesidir.
14-KALIP YARGILAR KADININ İŞ HAYATINI OLUMSUZ ETKİLİYOR.
Türkiye’de işgücü piyasasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en önemli boyutlarından birisi de işverenlerin işe alma, işten çıkarma, terfi ve ücretlendirme gibi kararlarında belirleyici olan toplumsal cinsiyete dayalı kalıp yargılardır.
Kadınlar hane-içi sorumlulukları nedeniyle sürekli izin alan/devamsızlık yapan, işine gerekli özen ve ilgiyi göstermeyen, terfi noktasında profesyonel ve rasyonel kararlar veremeyen, duygusal, risk alamayan, işten çıkartma noktasında, birincil sorumluluğu hane-içi yükümlülükleri ve annelik olan, yani evi geçindirme sorumluluğu olmayan, emek olarak algılanmaktadır.
15-TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINDA NEGATİF ETKİ BIRAKIYOR.
İşverenler kadınlara doğrudan kadın olmalarından dolayı ayrımcılık uygulamasalar bile, toplumsal cinsiyet çerçevesinde belirlenen rolleri nedeniyle kadınlar istihdam olanaklarından daha az yararlanmakta, firma-içi olanaklardan yeterli düzeyde yararlanamamakta, gidecek bir yerleri (evi), yapacak bir şeyleri (hane-içi sorumluluklar), kendilerine bakacak birileri (kocası, babası) olduğu düşünüldüğü için ilk önce işini kaybetmekte, çalışma hayatı ile bağdaştırılmayan ve kadın olmaktan kaynaklı özellikler olarak görülen duygusallık, profesyonel olamama, risk alamama gibi kalıp yargılar nedeniyle erkeklere göre kendilerini kabul ettirmek için daha fazla çaba sarf etmek zorunda kalmakta ve yükselememektedir.
Toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde sosyal olarak inşa edilmiş bu kalıp yargılar toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını engellemekte, işverenlerin işgücünün beceri ve potansiyelinden tam olarak yararlanamamasına neden olmakta, firmaların verimlilik ve karlılık oranlarını olumsuz yönde etkiler.
16- KADININ MAAŞI İKİNCİLDİR.
Yapılan araştırmalar neticesinde; ekonomik kriz dönemlerinde önce kadınların işten çıkarıldığı görülmüştür. Bunun nedeni ise ‘Erkekler evin geçimini sağlar.’ Kalıp yargısıdır. Bu kalıp yargı nedeniyle erkeklerin işgücü katılımı devam ederken; kadınların maaşı ikincil olduğu için işten çıkarılır.
17-KADINLAR DÜŞÜK ÜCRETE RAZI OLURLAR.
‘Evi erkekler geçindirir.’ Kalıp yargısı nedeniyle kadınların daha düşük ücrette çalışmayı kabul edeceği düşünülür. Düşük ücrete bir diğer neden olarak ise kadınların eğitim seviyelerinin ve iş tecrübelerinin daha düşük olması gösterilir.
18- KADINLAR HAKLARINI KORUYAMAZ.
Kadınların ev temizliği gibi sigortasız işlerde daha çok çalışması nedeniyle kadınların kayıt dışı çalışma oranı daha fazladır. Yapılan araştırmalara göre; işverenler ise bunu kadınların haklarını aramamalarına bağlı olarak görmektedirler.
19-AYNI GÖREV İÇİN KADINLARDA ARANAN KRİTERLER DAHA FAZLA.
Aynı kriterlere sahip kadın ve erkek aday için aynı görevin işe alım sürecinde kadınlarda aranan kriterler daha fazladır.
Yapılan araştırmalar, kadının medeni halinin, çocuğunun olup olmamasının hatta çocuğunun yaşının bile işe alım sürecinde etkili olduğu; kadının evlilik, nişan gibi süreçlerinin bitmiş olmasının, çocuğu varsa çocuğunun yaşının büyük olmasının işe alım sürecinde kadını daha avantajlı hale getirdiğini göstermiştir.
20-ÇARPICI RAKAMLAR
Dünya Bankası’nın 79’u hizmet, 65’i sanayi ve 9’u inşaat sektöründen toplam 153 firma ile yürüttüğü saha çalışması sonucunda 117 firmada çalışan kadın sayısının %50’nin altında kaldığı görülmüştür.
21-ON ERKEĞE KARŞI İKİ KADIN ÇALIŞAN
153 firmanın toplamında çalışan kadın sayısının ise yalnızca %28 olduğu görülmüştür. Yani firmalarda her 10 erkek çalışana karşılık 2 kadın çalışan yer almaktadır.
22-ERKEK YETKİLİ SAYISI DAHA FAZLA
Saha çalışması sırasında görüşülen 153 firma yetkilisinin 87’sinin erkek, 66’sının kadın olduğu gözlemlenmiştir.
23- TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ SAĞLAMAYA YÖNELİK DÜZENLEME SADECE %10
153 firmanın yalnızca yüzde 10’luk kısmında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik düzenleme varken bu düzenlemeyi yapan firmaların sektörlerinin hizmet ve sanayi sektörü olduğu gözlemlenmiştir.
24-KADINLAR DAHA MAALİYETLİ
Araştırmada yer alan 153 firmadaki işverenlerin yüzde %47’si doğum izni, emzirme odası gibi nedenlerden dolayı kadın istihdam etmenin daha maliyetli olduğunu düşünüyorlar.
25- KADINLAR HANGİ POZİSYONDA İSTİHDAM EDİLİYOR?
Kadınların firmalardaki pozisyonlarına bakıldığında, üç alanın birbirine yakın oranda yoğunluk gösterdiği anlaşılmaktadır.
Firmalarda kadınların aşçı/çaycı/temizlik görevlisi (mutfak elemanı veya hizmetli olarak ifade edilmekte) olarak istihdam edildiği, özellikle sanayi sektöründe bu alanda yoğunlaştıkları görülmektedir (58 kadın).
Sektör fark etmeksizin firmaların yarıya yakınında (64) kadınlar büro işlerinde (idari işler, sekreterlik, yönetici asistanı, memur biçimlerinde ifade edilmekte) çalışmaktadırlar.
Üçte bire yakın sayıda firmada (44) kadınların finans / muhasebe alanlarında çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bunu satış / pazarlama izlemektedir (38 kadın).
Daha az sayıda ise kimyager / mühendis gibi sanayide üretimde çalışan kadınlar (20) ve yine imalatta paketleme, zımpara, ütü, etiketleme, örme gibi el emeğine dayalı işlerde çalışan kadınlar (15) gelmektedir.
Katılımcı firmaların 10’unda kadınlar bilgi işlem / yazılım uzmanı, reklamcı, tasarımcı pozisyonlarında çalışmakta, 7’sinde doktor veya hemşire olarak çalışmaktadır.
Üç firmada avukat, iki firmada ise öğretmen olarak çalışan kadın bulunmaktadır.
26-GELİRDE EŞİTSİZLİK AVRUPA’DA DA YÜKSEK
Avrupa Birliği (AB) verilerine göre, Avrupa’da kadınlar, aynı işi yaptıkları erkeklere göre ortalama yüzde 16.4 daha az maaş alıyorlar.
27-FRANSA VE BELÇİKADA DURUM KÖTÜ
Hollanda’da bu oran yüzde 16.9. Fransa ve Belçika bu konuda Hollanda’dan daha kötü durumda. Bu iki ülkede maaşlardaki eşitsizlik oranı yüzde 20 ve üzerinde.
Almanya ve İngiltere ile Kuzey Avrupa ülkeleri, diğerlerinden biraz daha iyi durumda.
28- EKONOMİK KRİZ EŞİTSİZLİĞİ DAHA DA ARTTIRDI.
Euro bölgesindeki ekonomik kriz sonrası, iş pazarındaki gelir dengesizliği Hollanda’da yüzde 2 oranından kadınlar lehine arttı.
Ancak Güney Avrupa’da, Portekiz, İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde eşitsizlik daha da büyüdü.
Avrupa Birliği’ne yeni katılan Doğu Avrupa üyelerinde de iş pazarındaki kadın – erkek eşitsizliği arttı.
29- GENÇ KADINLAR İÇİN BİR UMUT VAR
Son yıllarda Hollanda ve diğer gelişmiş ülkelerde 30 yaş başlangıcındaki genç kadınlar, aynı işi yaptıkları erkeklerden daha çok kazanmaya başladı. 100 yıldan bu yana kadın – erkek geliri ilk kez genç kadınlar açısından eşitlendi.
Ancak 40 yaş ve üzeri kadınlarda fark hala kadınlar aleyhine açık. Bu yaş kuşağındaki erkekler kariyerine devam ediyor. Ancak kadınların neredeyse yarısı ekonomik özgürlüğe sahip değil.
30- EV HANIMI MI İŞ KADINI MI?
Çocuk doğurduktan sonra birçok kadın işi bırakmak zorunda kalıyor ya da daha az çalışıyor.
Ev işleri, aile ve çocuk bakımı hala kadının asli görevi olarak görünüyor. Kadın örgütleri, çiftlerin ev işleri ve çocuk bakımı konusunda çiftlerin kendi aralarında anlaşmaya varmasını, bunların sadece “kadın işi” olmaktan çıkarılmasını istiyor.
İşverenlere de “rollerin paylaşımı” konusunda çalışan çiftlere yardımcı olunması çağrısı yapılıyor.
31- EN İYİ PUAN İZLANDA’NIN
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2016 Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre hiçbir ülke cinsiyet eşitsizliğini gideremezken, bu amaca en çok yaklaşanlar yine İskandinav ülkeleri oldu.
144 ülkenin değerlendirildiği raporda cinsiyet eşitliğinde en iyi durumda olan ülke bu yıl da İzlanda oldu. Sıralamada başı çeken İzlanda’da da ise bu oran kadınlarda yüzde 83, erkeklerde yüzde 87 ‘dir.
İzlanda’yı, Finlandiya, Norveç, İsveç ve Ruanda takip etti.
Listenin son sırasında ise yine Yemen yer aldı.
32- TÜRKİYE SONDAN 14. SIRADA YER ALIYOR
Türkiye ise 144 ülkenin değerlendirildiği raporda 130’uncu sırada yer aldı.
Raporda Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranı dikkat çekti. Son rapora göre, Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranı yüzde 32’den 33’e çıktı, erkeklerin oranı ise yüzde 76’dan 77’ye yükseldi.
33-NİKARAGUA EN FAZLA İLERLEME KAYDEDEN ÜLKE OLDU
Toplumsal cinsiyet eşitliğini gidermede en fazla ilerleme kaydeden ülke ise Nikaragua oldu.
Kadın-erkek eşitliğine yönelik yüzde 12’lik bir ilerleme kaydeden Orta Amerika ülkesini, yüzde 11’lik ilerleme ile Nepal, Bolivya, Slovenya ve yüzde 10’luk ilerleme ile Fransa takip etti.
34- ABD,ÇİN VE ALMANYA GERİLEDİ
ABD, listede 45’inci sıraya düşerken, Çin ise 144 ülke arasında 91’inci sıradan 99’uncu sıraya geriledi.
Kadın-erkek eşitliğinde bu yıl küresel çapta 13’üncü sıraya gerileyen Almanya’da ise kadınların istihdama katılım oranı yüzde 73, erkelerin de yüzde 83.
35-FİLİPİNLER ŞAŞIRTTI
Asya ve Pasifik ülkelerinde de durum pek parlak değil. Ancak Asya ülkelerinden Filipinler küresel çapta cinsiyet eşitliği listesinde en iyi 10 ülke arasında bu yıl da dikkat çekiyor.
36-ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA ÜLKELERİ LİSTENİN SONUNDA YER ALDI.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ise genelde Dünya Ekonomik Forumu raporun en alt sıralarında yer aldı. Ancak Ruanda, küresel çapta en iyi puan alan 5’inci, Namibya’da 14’üncü ülke oldu.
İsrail dört basamak atlayıp 49’üncü sıraya yükselirken Suudi Arabistan ise 134’üncü sıradan 141’e geriledi.
Suudi Arabistan’ı ise 142’inci sırada Suriye takip etti.
37-KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ 2186 YILINDA SAĞLANABİLİR.
Geçen yıl açıklanan raporu değerlendiren Dünya Ekonomik Forumu uzmanları, kadın ve erkekler arasındaki ekonomik uçurumun 2133 yılına kadar kapanabileceğini açıklamıştı.
Ancak bu yıl kadın ve erkek arasındaki ekonomik uçurumun küresel çapta daha da derinleştiği görüldü çünkü kadınların hala erkeklerden ciddi oranda daha az gelir elde ediyor.
Buna göre kadın ve erkek arasındaki ekonomik katılım ve fırsat eşitsizliği yüzde 59’luk bir oranla 2008 yılından bu yana en kötü değere ulaştı.
Uzmanlar, bu yıl açıklanan rapordaki ilerleme hızına göre bu makasın kapanmasının 2186 yılına kadar sürebileceğinden söz ediliyor.
Kaynak:
1- DÜNYA BANKASI (İŞ HAYATINDA TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN İÇASİFED ÜYESİ İŞVERENLERİN EĞİLİM VE BEKLENTİLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ RAPORU),
2- Dünya Ekonomik Forumu 2016 Küresel Cinsiyet Uçurumu raporu
3- BBC Türkiye (http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/03/150308_kadinlar_gunu_batida_durum)
4- Deutsche Welle Türkçe (http://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyenin-cinsiyet-e%C5%9Fitli%C4%9Fi-karnesi/a-36162442)
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.