Ana Sayfa Vergi İhtiyati Tedbir Konulan Hesaplara İşletilen Faiz Tutarları Gelir Kaydedilir mi?

    İhtiyati Tedbir Konulan Hesaplara İşletilen Faiz Tutarları Gelir Kaydedilir mi?

    4102
    0

    (GİB – ÖZELGE)
    Konu: İhtiyati tedbir konulan hesapta bulunan tutarlara işletilen faiz tutarların mahkeme kararına göre alacaklılara dağıtılması ve gelir kaydedilmesi.

    İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinde; Şirketiniz ile… arasındaki ihtilaf nedeniyle… Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.04.2002 tarihli ve… Sayılı Kararıyla Şirketinizin… şubesindeki hesaplarınıza bloke konulduğu, vadeli mevduat olarak değerlendirilen hesaplara faiz işletildiği, bu hesaplar dışında şirketinizin herhangi bir mal varlığı ve geliri ile aktif ticari faaliyetinin bulunmadığı, gerek söz konusu hesaplar gerekse işleyen faizler üzerinde şirketinizin tasarruf yetkisinin bulunmadığı; ihtiyati tedbir konulan hesaba tahakkuk eden faiz tutarının Gelirler Genel Müdürlüğünden alınan 06.09.2004 tarihli ve 41348 sayılı özelgenin alındığı tarihten itibaren gelir tahakkuku olarak Gelecek Yıllar Gelirleri, tevkif yoluyla ödenen vergilerin de Peşin Ödenen Vergiler hesabında takip edildiği; ………… Asliye Ticaret Mahkemesinin yargılama sonucu …………….talebini kısmen kabul, kısmen reddettiği ve kararın kesinleştiği, bu kapsamda ………… Asliye Ticaret Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararı ile bloke konulan hesabınızın… Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.07.2012 tarihinde… Şubesine yazdığı yazıyla serbest bırakıldığı, hesap üzerine haciz koyan… ve diğer alacaklılara ödenmek üzere paranın önemli kısmının Kadıköy ve Üsküdar İcra Müdürlüklerine aktarıldığı ve icra müdürlüklerinden de alacaklılara ödeme yapılmakta olduğu, söz konusu hesabın Şirket adına olduğu ve serbest kalan tutardan alacaklıların hesaba koydukları hacze göre icra daireleri aracılığıyla alacaklarını tahsil etmekte oldukları belirtilmekte ve söz konusu hesaba yürütülen faiz gelirlerinin mahiyeti ile… aktarılacak ana para tutarına isabet eden faizin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

    KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
                 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

    GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
                Gelir Vergisi Kanununun 38’inci maddesinde; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
    1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
    2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

    Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”
    hükmü yer almaktadır.

    Aynı Kanunun 40’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, safi kazancın tespit edilmesinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, aynı maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde ise işle ilgili olmak şartıyla mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar; ziyan ve tazminatların hasılattan indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

    Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

               Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz hesabına tahakkuk eden faizlerin tamamının, bahse konu hesap üzerindeki ihtiyati tedbiri kaldıran mahkeme kararının kesinleştiği tarihi içeren dönem kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca anılan yargı süreci sonucunda şirketinizce mahkeme kararına istinaden… aktarılacak anapara tutarına isabet eden faiz tutarının ise, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

    Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
    4 Aralık 2015 Tarih ve 62030549-125[6-2012/277]-100408 Sayılı Özelge

    Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

    Önceki İçerikVakıf Tarafından Yaptırılan İnşaatın Yüklenici Firmasına Ödenen Hak Edişler Vergiye Tabi midir?
    Sonraki İçerikAdi Ortaklığın Yaptığı İnşaat İşinde Onay Tarihi Bulunmaması Halinde Geçici Kabul Tarihi Nasıl Belirlenir?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz