Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ Hakim Şirketin Güvenden Doğan Sorumluluğu

Hakim Şirketin Güvenden Doğan Sorumluluğu

1099
0

Stj. Av. Sezer Emre
s.emre@ozgunlaw.com

 


HAKİM ŞİRKETİN GÜVENDEN DOĞAN SORUMLULUĞU

 

Türk Hukukunda, hâkim şirketin toplumda veya tüketicide yarattığı güvenden doğan sorumluluğu Türk Ticaret Kanunu madde 209’da “Hâkim şirket, topluluk itibarının, topluma veya tüketiciye güven veren bir düzeye ulaştığı hâllerde, bu itibarın kullanılmasının uyandırdığı güvenden sorumludur.” hükmüyle düzenlenmiştir.

Türk Ticaret Kanunu madde 209’da yer alan bu sorumluluğun kaynağı, hâkim şirketin güvenden doğan sorumluluğunun esaslarının Federal Mahkeme kararlarıyla belirlendiği İsviçre Hukukudur. Federal Mahkeme kararlarından Wibru/Swissair kararı kanunun gerekçesinde de yer almaktadır.

Makalemizde d, hâkim şirketin güven sorumluluğunda, Türk Hukukuna, İsviçre Hukukunun kaynaklık ettiği göz önünde bulundurularak önce İsviçre Federal Mahkemesi’nin muhtelif davalarda (Swissair, Motor-Columbus ve Omni Holding) vermiş olduğu kararlarla belirlediği esaslar incelenecek olup ardından hukukumuzda sorumluluğa ilişkin belirlenen esaslar incelenecektir.

İsviçre Federal Mahkemesi’nin Hâkim Şirketin Güven Sorumluluğuna İlişkin Belirlediği Esaslar

Hâkim Şirketin Güvenden Doğan Sorumluluğunda hukukumuza kaynak olan İsviçre Hukukunda sorumluluğa ilişkin esaslar Federal Mahkeme kararlarıyla belirlenmiştir. Bu kararlardan en önemlisi TTK madde 209’un gerekçesinde de atıf yapılan Wibru/Swissair kararıdır. İhtilaf konusu uyuşmazlıkta, Swissair grubuna bağlı olarak 1987 yılında kurulan IGR Holding Golf and Country Residences AG adında bir şirket, lüks konaklama yerleri inşa ederek işbu devre mülk şeklinde kullandırma vaadiyle üyelik satmaya başlamıştır.

IGR Holding Golf and Country Residences AG şirketi, 1989 yılında üyelerine gönderdiği yazıda kısa süre sonra Euroactividade AG adlı bir şirkete yavru ortak olarak faaliyetlerine devam edeceğini, Swissair’in de bu ortaklıkta bir azınlık hissesi olacağını ve yönetimin değişmesiyle beraber işletme konseptinde ve sunulacak hizmetlerde değişikliğe gidileceğini üyelerine bildirmiştir.

İşletme konseptini değiştireceğini bildirmesine rağmen şirket, konseptini değiştirmemiş ve konseptini değiştirmemesinden dolayı üyelerin üyelik bedellerinin faiziyle kendilerine geri ödeneceğini üyelere bildirmiştir. Bildirime rağmen para iadesi yapılmayınca 90.000 İsviçre Frangı ödeyerek üyelik satın almış olan Wibru AG, Swissair’e başvurmuştur. Swissair ise, şirketin, Mayıs 1989’dan beri Euroactividade AG’nin %100 yavru ortaklığı olarak faaliyet gösterdiğini, ayrıca bu arada şirketin iflasının açılmış olduğunu bildiren bir yanıt vermiştir. Bunun üzerine Zürih Ticaret Mahkemesi’nde Swissair’i dava eden Wibru AG, bu davayı kaybedince temyize başvurmuştur.

Federal Mahkeme, işbu uyuşmazlığa ilişkin vermiş olduğu kararda, Şirketin reklamlarında Swissair iştiraki olduğunu, Swissair’in Şirketi desteklediğini, Swissair’in işletmecilik ilkelerine bağlı olduğunu reklamlarında kullandığını ve bu kullanılan ifadelerin Swissair’in bilgisi ve mutabakatı dahilinde reklamlarda kullanılması gerekçesiyle ifadelerin Swissair’e atfedilebilir olduğunu ancak bu ifadelerin Swissair’in verdiği bir garanti taahhüdü olmadığını ve ana ortaklığın davranışlarının bir güven sorumluluğuna yol açabileceğini  tespit etmiştir. [1]

Mahkeme “Kendi dikkatsizliğinin ve mesnetsiz güveninin veya genel iş rizikolarının gerçekleşmesinin kurbanı olan değil, yalnızca haklı güveni kötüye kullanılan kişi korunmaya layıktır” gerekçesiyle hâkim ortaklığın davranışlarının güven sorumluluğuna yol açabilmesi için, hâkim ortaklığın davranışlarının belirli somut beklentiler ve güven uyandırması ve bu beklentilerin ve güvenin boşa çıkarılmasının gerektiğine kanaat getirmiştir ve Swissair’in, ana şirket olarak dürüst bilgi sağlayacağı konusunda güven yarattığını ancak yarattığı güvene aykırı olarak doğru bilgi vermediği ve üçüncü kişileri yanılttığı gerekçesiyle sorumlu tutup üye Wibru’nun zararını tazmin etmesi gerektiğine hükmetmiştir. [2]

Federal Mahkeme, hâkim şirkete güvenden doğan sorumluluğa ilişkin bir başka karar olan, Omni Holding davasında ise yavru şirketin borçlarından dolayı hâkim şirkete pasif husumet yönetilemeyeceği, hâkim şirketin yalnızca zarar etmiş olan üçüncü kişide haklı beklenti uyandırması hâlinde sorumlu tutulabileceğine hükmetmiştir. [3]

Son olarak, Musikvertrieb AG / Motor-Columbus davasında ise, Federal Mahkeme vermiş olduğu kararla, ana şirketin somut ve belirli bir beklenti uyandırması durumunda korunmaya layık bir güvenden bahsedilebileceği, korunmaya layık bir güvenden bahsedilebilmesi için de hâkim şirketin, şirketler topluluğu bağlamında belli şekilde davranacağına dair somut ve belirli bir beklenti uyandırması gerektiği yönünde kanaatte bulunmuştur. [4]

Özetle, İsviçre Federal Mahkemesi’ne göre hâkim şirketin güven sorumluluğunun doğması için hâkim şirketin eylemi güvenli olarak gelecekteki belirli davranışı taahhüt etmeli ve bu eylemden kaynaklı olarak kişi, daha sonra zararlı sonuç doğuracak özel bir şeyi yapmalı veya yapmamalıdır. Ayrıca karşı tarafta uyanan güven korunmaya değer olmalı ve hâkim şirket özen yükümlülüğünü ihlâl etmiş olmalıdır. [5]

Hâkim şirket, açıklama yapılan kişide haklı olarak meydana getirdiği güveni, özen yükümlülüğüne uymamak suretiyle ihlâl etmiş olmalıdır.

TTK m 209 Kapsamında Hâkim Şirketin Güvenden Doğan Sorumluluğu

Şirketler topluluğu, bir veya birden fazla şirketin bir hâkim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak yasada öngörülen kontrol ölçütüne veya bir sözleşmeye uygun olarak hâkim şirket ile birlikte oluşturulan topluluğu ifade eder. [6]

Şirketler topluluğundan söz edebilmek için, bir ana şirketin yavru şirketleri üzerinde sermaye çoğunluğu veya oy çoğunluğu ya da yönetim organında üye çoğunluğu vasıtasıyla hâkimiyet kurmuş olması veya kurduğunun varsayılması gerekir. [7]

Kural olarak, şirketler topluluğunda, üçüncü kişiler yavru şirket ya da şirketlerle ilişkileri nedeniyle hâkim şirkete yönelemezler. Lakin bunun önemli bir istinası TTK madde 209’da düzenlenen hâkim şirketin güvenden doğan sorumluluğudur. Hükme göre, sorumluluktan söz edebilmek için hâkim şirketin, topluluk itibarı, topluma veya tüketiciye güven veren bir düzeye ulaşmalı ve bu itibar kullanılmalıdır. Esasen, sorumluluğun merkez şartı, itibarın kullanılmasıdır. İtibar kullanımı bizzat olabileceği gibi hâkim ortaklığın bilgisi ve onayı dahilinde bağlı ortağın yaptığı açıklamalarla da olabilir. [8] İtibarın kullanılıp kullanılmadığı ise her somut olay özelinde değerlendirilmelidir.

Zira şirketin sadece itibarlı bir topluluğa mensup olması ve bu durumun duyurulması güven sorumluluğunu doğurmaz. İtibar kullanılmalı ve itibarın kullanılması nedeniyle üçüncü kişide güven ve hâkim şirketin belli bir davranışı gerçekleştireceği konusunda belirli bir beklenti oluşmalıdır. [9] Lakin hâkim şirket, yavru şirketin her borcundan sorumlu değildir. Hâkim şirketin sorumluluğu, kendisinden beklenen bu somut davranışı yerine getirmediği için üçüncü kişinin doğan zararıyla sınırlıdır. Yalnız üçüncü kişinin hâkim şirketten bekledikleri tespit edilirken üçüncü kişinin yeterli dikkat ve özeni gösterip göstermediğine ve iyiniyetli olup olmadığına da dikkat edilmedir. [10]

Kusurun ispatı bakımından ise hâkim olan görüş ise, sözleşmesel sorumluluğa ilişkin kuralların uygulanması ve hâkim şirketin kusursuz olduğunu ispat etmesi gerektiği yönündedir. [11]

Zararın tazminine ilişkin dava zamanaşımı konusunda ise doktrinde yer alan görüşler farklıdır. Bir görüşe göre, TBK madde 146’daki 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. [12] Ancak güven sorumluluğunun kaynağı ve kapsamındaki belirsizlik nedeniyle, bu sürenin uzun olduğunu ifade eden bir başka görüşe göre haksız fiiller bakımından öngörülen zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren bir yıllık ve her hâlde zararı doğuran fiilin gerçekleşmesinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. [13] İsviçre Federal Mahkemesi de hukuk güvenliği gerekçesiyle sorumluluğu bir yıllık zamanaşımına tabi tutmaktadır.

Stj. Av. Sezer Emre


Kaynakça:

  1. Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, Prof. Dr. Gül Okutan Nilsson, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/2
  2. Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, Prof. Dr. Gül Okutan Nilsson, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/2
  3. Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, Prof. Dr. Gül Okutan Nilsson, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/2
  4. Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, Prof. Dr. Gül Okutan Nilsson, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/2
  5. Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Şirketler Topluluğunun Temel Nitelikleri ve Hakim Şirketin Güven Sorumluluğu, Prof. Dr. Hasan Pulaşlı, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XI, Sa 1-2, Y.2007
  6. Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Şirketler Topluluğunun Temel Nitelikleri ve Hakim Şirketin Güven Sorumluluğu, Prof. Dr. Hasan Pulaşlı, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XI, Sa 1-2, Y.2007
  7. Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Şirketler Topluluğunun Temel Nitelikleri ve Hakim Şirketin Güven Sorumluluğu, Prof. Dr. Hasan Pulaşlı, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XI, Sa 1-2, Y.2007
  8. Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı, Prof. Dr. Oruç Hami Şener, Seçkin Yayınevi Ankara 2015
  9. 6102 Sayılı Kanun’un Şirketler Topluluğuna İlişkin Hükümleri ile Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk (TTK m. 209) Kavramının İncelenmesi, Dr. Serhan Dinç, Terazi Hukuk Dergisi
  10. Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, Prof. Dr. Gül Okutan Nilsson, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/2
  11. Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, Prof. Dr. Gül Okutan Nilsson, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/2
  12. Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı, Prof. Dr. Oruç Hami Şener, Seçkin Yayınevi Ankara 2015
  13. Şirketler Topluluğunda Güvenden Doğan Sorumluluk, Prof. Dr. Gül Okutan Nilsson, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/2

 


Kaynak: Stajyer Av. Sezer Emre – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hak ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikKira gelirlerine istisna nasıl uygulanır?
Sonraki İçerikGelir İdaresi Başkanlığı sistemi üzerinden düzenlenen e-Arşiv ve e-Faturaların bir kuruma raporlanması gerekir mi?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz