314 nolu Gelir Vergisi Genel tebliğinde; Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesiyle Mal İhracatı Kapsamında Elde Edilen Kazançlarda İndirim ile ilgili olarak tebliğde belirtilen şartları sağlayan tam mükellef gerçek kişiler mal ihracatı kapsamında elde ettikleri kazancın %50’si oranında indirimden faydalanır diyor. Tebliğde belirtilen %50 indirim yurtdışı hasılat üzerinden mi yoksa Beyanname üzerindeki dönem karının yarısı mı uygulanır?
Yurt dışı hasılattan elde edilen karın % 50 indirilir.
Bir şahıs firması kuracağım. İşyeri İstanbul’da olacaktır. İş yapılan yer Dubai olacaktır. Yazılım hizmeti verecektir. Bu şahıs faturalarını sanırım KDV’siz kesecek ve gelir vergisinde %50 muaf olacaktır.
Nace kodları bu%50 muaflıkta önemli midir?
Nace kodu konusunda bilgimiz yok. VD’ye yapılacak müracaat da işin detayı bildirilerek uygun kod alınır. % 50 muafiyet değildir. İndirimdir.
GVK 89/13. maddesinde belirtilen şartlara göre elde edilen kazancı % 50 si beyanname üzerinden İNDİRİLİR.
Özelge: İhracatı yapılan yazılım hizmetine ilişkin olarak ihraç tarihinden sonra yapılan harcamaların giderleştirilmesi hk.
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) |
||||
Sayı | : | 38418978-125[6-14/5]-211 | 25/02/2015 | |
Konu | : | İhracatı yapılan yazılım hizmetine ilişkin olarak ihraç tarihinden sonra yapılan harcamaların giderleştirilmesi hk. |
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 2013 yılında ……… firmasından yurtdışından alınan yazılımın 03.07.2013 tarihinde Rusya şirketi olan ………….’a 1.800.000,00 Amerikan Doları karşılığında satılarak ihracatın gerçekleştirildiği, bu satışla ilgili olarak satın alan şirket tarafından yazılımla ilgili olarak hatalar oluştuğunun muhtelif tarihlerde e-mail yoluyla şirketinize bildirildiği, sorunların giderilmesi için şirketiniz tarafından ……………………… den hizmet alındığı ve bu hizmetine karşılık olarak söz konusu şirkete 23.12.2013 tarihli fatura ile 310.000,00 TL ödendiği, 2013/10-12 KGV beyannamenizi düzenlerken söz konusu tutarı KKEG olarak beyan ettiğinizi belirterek, şirketiniz tarafından ihracatı yapılan söz konusu yazılım hizmeti dolayısıyla ihracat tarihinden sonra yapılan giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu Kanunun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Bir masrafın genel gider kapsamında gider yazılabilmesi için; harcamanın yapılmış olması, harcama ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağı bulunması, giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil edilecek giderlerden olmaması ile harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Vergi Kanunlarının Uygulanması ve İspat” başlıklı 3 üncü maddesi;
“B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.”
hükmünü amirdir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz tarafından yurt dışına satılan yazılıma ilişkin olarak ihracat tarihinden sonra ortaya çıkan sorunların giderilmesi amacıyla başka bir şirketten aldığınızı belirttiğiniz hizmet dolayısıyla ortaya çıkan giderin;
– Yazılım satışı yaptığınız şirketle aranızda yapılan sözleşmede, satış sonrasında ortaya çıkan sorunların şirketinizce giderileceğine ilişkin olarak hüküm bulunması,
– Söz konusu gider ile kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması,
– Yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması,
– Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilmesi,
şartıyla kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.