2021 Şubat ayında 12 ay taksitle 120 000 TL. Anapara + 12 000 TL faizle kredi alan şirketin muhasebe kaydı nasıl olmalıdır?
KREDİ ALINMASI KAYDI
—————————– / ——————————–
102 BANKA HESABI
300 BANKA KREDİLERİ
400 BANKA KREDİLERİ
—————————– / ——————————–
KREDİ TAKSİT ÖDEMESİ MUHASEBE KAYDI
—————————– / ——————————–
300 BANKA KREDİLERİ
780 FİNANSMAN GİDERLERİ (Krd Faiz Gd.)
102 BANKA HESABI
—————————– / ——————————–
Üretim firmasına ait iş güvenliği faturası var. Muhasebe kaydını nasıl yapmalıyım?
İş güvenliği, iş yeri hekimliği giderleri aynı yevmiye maddesinde 700’lü hesaplara, Ödenen KDV ise 191 hesaba yazılır.
_______________________________________________________________________
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü
|
|||||
Sayı | : | 62030549-120[40-2019/628]-E.704573 | 24.09.2020 | ||
Konu | : | Banka kredisiyle alınan araca ait faiz ve masrafların gider kaydedilip kaydedilemeyeceği ve amortisman kaydı hk. | |||
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenin incelenmesinden, 8/5/2018 tarihinde kara yolu ile personel ve öğrenci grup taşımacılığı faaliyetinde kullanılmak üzere kredi kullanarak satın almış olduğunuz … plakalı aracı 1/4/2019 tarihinde defter kayıtlarınıza aldığınız belirtilerek, söz konusu araca ilişkin katma değer vergisi (KDV)’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı, 2018 yılında ödenen faiz, kaynak kullanımı destekleme fonu (KKDF) ile Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) tutarlarının demirbaş maliyetine eklenip eklenemeyeceği ve 2019/Ocak-Şubat-Mart aylarına ilişkin bahse konu giderlerin 2019/01-03 dönem Gelir Geçici Vergisi Beyannamesinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususlarında bilgi talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.
I- Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu Yönünden
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinin birinci fıkrasında da, “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise, safi kazancın tespitinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı ifade edilmektedir. Ayrıca anılan Kanunun 40 ıncı maddesinin (7) numaralı bendinde; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların da safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
– 262 nci maddesinde, “Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.“,
– 269 uncu maddesinde, “İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir.
Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir:
- Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı;
- Tesisat ve makinalar;
- Gemiler ve diğer taşıtlar;
- Gayrimaddi haklar.“,
– 270 inci maddesinde ise, “Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer:
- Makine ve tesisattan gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;
- Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.
Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.“
hükümleri mevcuttur.
Bunun yanı sıra, 163 ve 334 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin iktisabında kullanılan krediler nedeniyle ödenen faizlerin iktisadi kıymetin maliyet bedeline eklenecek kısmı ile doğrudan gider yazılacak kısmının tespitinde uygulanacak esaslar açıklanırken, iktisadi kıymetin aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise maliyet bedeline eklenilmesi veya doğrudan gider yazılması hususunda mükelleflerin serbest oldukları belirtilmiştir.
Buna göre, somut durumda, 2018 yılında satın alınan araç iktisabında kullanılan kredi tutarına ait faizin;
– Aracın iktisap tarihinden 2018 yılı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmının maliyete eklenmesi zorunludur.
– Sonraki dönemlere ilişkin kısmının ise tahakkuk ettikleri dönemde maliyete intikal ettirilmesi suretiyle amortismana tabi tutulması veya doğrudan gider olarak kayıtlara intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, iktisaptan sonraki yıllarda ortaya çıkan kredi faizlerinin, ilgili bulundukları yılda doğrudan gider yazma veya amortisman yoluyla itfa etme şeklindeki tercihin başlangıçta yapılması gerekmekte olup, yapılan tercihin sonraki yıllarda değiştirilmesi, diğer bir ifade ile söz konusu giderlerin doğrudan gider yazılmakta iken sabit kıymetin maliyetine eklenerek amortisman yoluyla itfa edilmesi veya daha önce amortisman yoluyla itfa edilmekte iken sonradan doğrudan gider yazma yoluna gidilmesine imkan bulunmamaktadır.
Bunun yanı sıra, söz kredi için katlanılan BSMV ve KKDF gibi vergi ve fonların tahakkuk ettikleri dönemlerde, Kanunun 270 nci maddesi uygulamasında baştan seçilmek kaydıyla, maliyete intikal ettirilmesi suretiyle amortismana tabi tutulması veya doğrudan gider olarak kayıtlara intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, muamelelerin Vergi Usul Kanunu ve ilgili ikincil mevzuatta öngörülen süre dahilinde kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmekte olup, esas itibariyle, sonraki yıllarda geçmişe dönük olarak vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yıl defterine kaydedilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ancak, genel muhasebe ilkelerine uymak ve ilgili yıl (vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yıl) hesaplarıyla bağlantı kurulmak suretiyle muameleye ilişkin faturanın içinde bulunulan yılın defterlerine kaydedilmesi icap etmektedir. Somut olayda, 2018 yılı hesap döneminde iktisap edilen ancak bu dönemde kayıtlara alınmayan aracın hesap dönemi kapanan 2018 yılı defterlerine kaydı mümkün olmayıp, söz konusu kaydın 2018 yılı hesap dönemi hesaplarıyla bağlantı kurulmak suretiyle 2019 yılı hesap dönemi defterlerine yapılması gerekmektedir.
II- Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;
– 29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,
– 29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılacağı,
-30/b maddesinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV’nin, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği
hüküm altına alınmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin;
– (III/C-1.) bölümünde, “… Bu hükme göre, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabilecektir…“,
– (III/C-2.1.) bölümünde ise, “… b) Kanunun (30/b) maddesine göre, faaliyetleri; kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması, taksicilik işletmeciliği yapılması veya binek otomobillerinin çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alışlarında ödenen ve faturalarda ayrıca gösterilen KDV indirim konusu yapılabilir. Buna göre, binek otomobillerini yukarıda belirtildiği şekillerde işleten mükellefler bu amaçla kullanılan binek otomobilleri ile ilgili olarak indirim hakkından yararlanabilir.
Ancak mükelleflerin işletme amacı dışında iktisap ettikleri binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV’nin indirimi mümkün değildir. İndirim konusu yapılamayan bu vergi, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir. Bu uygulama binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobilleri için de geçerlidir.
Örnek: Oto kiralama işi yapan bir işletmenin kiralama işinde kullandığı binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacak, aynı işletmenin kiraya vermeyip işletme ihtiyaçları için kullandığı binek otomobillerinin vergisi ise indirilemeyecek, gider veya maliyet unsuru olarak göz önüne alınabilecektir.
3065 sayılı Kanunun (30/b) maddesi hükmüne göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV hariç olmak üzere, KDV mükelleflerinin binek otomobili alımında yüklendikleri KDV’nin indirimi mümkün bulunmamaktadır…“
açıklamaları yer almaktadır.
Konuya ilişkin olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin “5.10. Araçların Tesliminde Oran Uygulaması” bölümünde, sürücü dahil 10 veya daha fazla kişi taşımaya mahsus motorlu taşıtların 87.02 numaralı istatistik pozisyonunda yer aldığı ifade edilmiştir.
Diğer taraftan, … tarih ve … evrak kayıt numaralı dilekçeniz ekinde yer alan araç tadilat uygunluk belgesinden, söz konusu 5+1 kişilik N1 Kategori ABS’li aracın arka koltuklarının sökülerek yerine 7 adet koltuk monte edilmek suretiyle, yanları camlı 9+1 kişilik araç haline getirildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, faaliyetinize ilişkin olarak 2018 yılında adınıza faturası düzenlenerek satın alınan ve 87.03 GTİP numarasında sınıflandırılmadığı anlaşılan araca ilişkin ödenen KDV’nin, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak (en geç 2019 yılı içerisinde) şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği dönemde indirime konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.