Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 04 Jan 2025 10:04:03 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 İşyerinin yenilenen dekorasyon bedeli için amortisman ayrılıp ayrılmayacağı https://www.muhasebenews.com/isyerinin-yenilenen-dekorasyon-bedeli-icin-amortisman-ayrilip-ayrilmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/isyerinin-yenilenen-dekorasyon-bedeli-icin-amortisman-ayrilip-ayrilmayacagi/#respond Sat, 04 Jan 2025 10:03:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159954 İşyerinin Yenilenen Dekorasyon Giderleri İçin Amortisman Ayırma Esasları

Konu: Kiracısı olunan bir işyerinin dekorasyon giderlerinin amortisman uygulaması


Soru:
Kiracısı olunan ve aktif kayıtlarda yer alan bir işyerinin dekorasyonunun yenilenmesi sürecinde yapılan harcamaların amortisman açısından nasıl değerlendirileceği. Özellikle binanın kalan ömrüne mi, yoksa kullanım süresine mi oranlanarak amortismana tabi tutulacağı konusu açıklığa kavuşturulmuştur.


Yasal Dayanak ve Değerlendirme:

Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri:

Maliyet Bedeli Tanımı (Madde 262):

İktisadi kıymetin elde edilmesi veya değerinin artırılması amacıyla yapılan tüm harcamalar ve bunlara bağlı diğer giderler maliyet bedeline eklenir.

Gayrimenkul Harcamalarının Sınıflandırılması (Madde 272):

  • Normal bakım, onarım ve temizlik giderleri doğrudan gider olarak kaydedilir.
  • Gayrimenkulün iktisadi kıymetini kalıcı olarak artıran giderler, maliyet bedeline eklenerek amortismana tabi tutulur.

Amortisman Esasları (Madde 313):

Bir yıldan fazla kullanılan, yıpranmaya veya değer kaybına maruz kalan gayrimenkuller ve benzeri iktisadi kıymetler amortisman uygulamasına tabidir.

Uygulama Esasları:

Değer Artırıcı Harcamalar:
İşyeri zemin ve tavan işleri, klima havalandırma yolları, spot tavana gömme elektrik tesisatı gibi harcamalar, işyerinin mevcut değerini artıran kalıcı iyileştirmeler olarak kabul edilir. Bu tür harcamalar, binanın kalan ömrüne göre amortismana tabi tutulur ve binanın maliyet bedeline eklenir.

Normal Bakım ve Onarım Giderleri:
Alçıpan gibi değiştirilebilir kısımlar, bina ömrünü uzatma veya değer artırma amacı taşımayan, normal bakım ve onarım kapsamında değerlendirilen harcamalardır. Bu giderler, maliyet bedeline eklenmeden doğrudan gider yazılır.


ÖZET:

  • Zemin ve Tavan İşleri, Klima ve Elektrik Tesisatı:
    Değer artırıcı harcama olarak binanın kalan ömrüne göre amortismana tabi tutulur ve maliyet bedeline eklenir.
  • Alçıpan Değişimi:
    Doğrudan gider olarak kabul edilir ve maliyet bedeline eklenmez.

Bu değerlendirmeler, Vergi Usul Kanunu hükümleri doğrultusunda işyerinizin kayıtlarında uygulanmalıdır. Özel durumlar ve farklı koşullar için bir mali müşavir veya vergi uzmanıyla görüşülmesi önerilir.

KONUYLA İLGİLİ VERİLEN BİR ÖZELGE ÖRNEĞİ

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI 
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü 
  
Sayı:11395140-105[262-2015/VUK1-18858]-1418719/02/2016
Konu:İşyerinin yenilenen dekorasyon bedeli için amortisman   ayrılıp ayrılmayacağı hk. 
     

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile ek dilekçenizin tetkikinden; kiracısı olduğunuz mağazayı 20… yılında satın aldığınızı, satın aldığınız bu işyerinin dekorasyon işlerini yaptığınızı, dekorasyon olarak alçıpan, zemin ile tavan işleri, klima havalandırma yolları ve spot tavana gömme elektrik işleri yaptığınızı ancak işyerinizin dekorasyonunun yenilenecek olması nedeniyle söz konusu kıymetlerin sökülüp atılacağını ve yerine temsil ettiğiniz markanın belirlediği yeni dekorasyonun yapılacağını, yeniden dekore edilen mağazanın mülkiyetinin şirketinize ait olması sebebiyle katlanılan maliyetlerin binanın ömrüne göre mi yoksa işletmede kullanıldığı süreye göre mi oranlanarak amortismana tabi tutulması gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir.

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

            262 nci maddesinde, maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği,

            272 nci maddesinde, normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulu veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderlerin, gayrimenkulün veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının maliyet bedeline ekleneceği, gayrimenkuller veya elektrik üretim ve dağıtım varlıkları için yapılan giderler hem tamir, hem de kıymet artırma giderlerinden terekküp ettiği takdirde, mükellefin bu giderlerden maliyet bedeline eklenecek kısmı ayrı göstermek mecburiyetinde olduğu,

            313 üncü maddesinin birinci fıkrasında, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği,

            hükümleri yer almaktadır.

            Bu itibarla, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin aktife alınmalarından sonra yapılan giderler, niteliğine göre maliyet bedeline dahil edilir veya genel gider olarak kaydedilirler.

            Aktifte bulunan iktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasında bulunmayan özelliklerin kazandırılması veya ilk iktisap sırasında bulunan özelliklerin geliştirilmesi için yapılan giderler değer artırıcı giderler olarak sayılmakta ve maliyete eklenen bu giderlerin amortisman süreleri de iktisadi kıymetin kalan ömrüne göre belirlenmektedir.

            Öte yandan, iktisadi kıymetin ilk alındığı sıradaki beklenen ömrünü uzatmak amacıyla yapılan giderler aktifleştirildikleri yıldan başlayarak iktisadi kıymet için belirlenen oran ve süreye göre amortismana tabi tutulur.

            Ayrıca, iktisadi kıymet için yapılan normal bakım, onarım ve temizlik gibi giderlerin ise maliyet olarak kabul edilmeyip doğrudan gider olarak yazılması gerekmektedir.

            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, aktifinize kayıtlı işyeri ile ilgili olarak yapmış olduğunuz harcamalardan;

            – Zemin ve tavan işleri, klima havalandırma yolları ve spot tavana gömme elektrik işleri ile ilgili yapılan harcamaların değer arttırıcı niteliği taşıdığının kabul edilmesi ve binanın maliyet bedeline eklenerek binanın kalan ömrüne göre amortismana tabi tutulması,

            – Alçıpan kısımlarının değiştirilmesi ile ilgili yapılan harcamaların ise normal bakım, tamir ve temizlik giderleri olarak kabul edilmesi ve binanın maliyet bedeline eklenmeden doğrudan gider yazılması

            gerekmektedir.


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isyerinin-yenilenen-dekorasyon-bedeli-icin-amortisman-ayrilip-ayrilmayacagi/feed/ 0
Hangi işler ve İşletmeler İş Kanunu hükümlerine tabi değildir? https://www.muhasebenews.com/hangi-isler-ve-isletmeler-is-kanunu-hukumlerine-tabi-degildir/ https://www.muhasebenews.com/hangi-isler-ve-isletmeler-is-kanunu-hukumlerine-tabi-degildir/#respond Sat, 04 Jan 2025 09:52:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159953 İş Kanunu Kapsamı Dışında Kalan İş ve İşletmeler

Bazı iş ve iş ilişkileri, Türkiye İş Kanunu’nun hükümleri dışında bırakılmıştır. Bu durumlar, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenmiştir. İş Kanunu’nun uygulanmadığı iş ve işletmeler şu şekilde sıralanabilir:


İş Kanunu’nun Kapsamadığı İşler

  1. Deniz ve Hava Taşıma İşleri:
    Denizcilik ve havacılık sektöründe yürütülen işler İş Kanunu kapsamına girmez.
  2. Küçük Tarım ve Orman İşyerleri:
    50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerleri bu kanundan muaftır.
  3. Aile Ekonomisi Kapsamındaki Tarımsal Yapı İşleri:
    Aile bireylerinin yürüttüğü ve tarımla ilgili küçük ölçekli yapı işleri İş Kanunu’na tabi değildir.
  4. Aile İçindeki İş İlişkileri:
    Aile üyeleri ve 3. dereceye kadar akrabalar arasında, dışarıdan bir kişi katılmaksızın evlerde yapılan işler (el sanatları dahil) kapsam dışıdır.
  5. Ev Hizmetleri:
    Temizlik, çocuk bakımı gibi ev içinde yapılan hizmetler İş Kanunu kapsamında değerlendirilmez.
  6. Çıraklar:
    Eğitim amaçlı çalışan çıraklar için İş Kanunu hükümleri geçerli değildir.
  7. Sporcular:
    Profesyonel ve amatör sporcular, İş Kanunu’nun dışında tutulmuştur.
  8. Rehabilite Edilenler:
    Toplumla yeniden uyum sağlamaları amacıyla rehabilitasyon kapsamında çalıştırılan kişiler İş Kanunu’na tabi değildir.
  9. Küçük Esnaf İşyerleri:
    507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu’nun 2. maddesinde tanımlanan ve 3 kişiye kadar çalışanı olan işyerleri kapsam dışıdır.

İş Kanunu’na Tabi Olmayan İşlerin İstisnaları (İş Kanunu’na tabi olanlar)

Bazı özel durumlarda İş Kanunu hükümleri uygulanır:

  • Kıyı İşleri:
    Liman, iskele ve kıyılarda gemilerden karaya veya karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işleri.
  • Havacılık Yer Hizmetleri:
    Havacılık sektöründeki yer tesislerinde yapılan işler.
  • Tarım Sanatları ve Atölyeler:
    Tarım makineleri, aletleri ve parçalarının üretildiği fabrikalar ve atölyelerde yapılan işler.
  • Tarım Yapı İşleri:
    Tarım işletmelerinde yapılan inşaat faaliyetleri.
  • Park ve Bahçe İşleri:
    Halkın kullanımına açık park ve bahçelerde yürütülen işler.
  • Su Ürünleri Üreticiliği:
    Tarım işlerinden sayılmayan ve Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen su ürünleri üreticiliği faaliyetleri.

Yukarıda belirtilen durumlarda, hangi iş ve işletmelerin İş Kanunu kapsamına girip girmediği daha net belirlenebilir.

İŞ KANUNUN İLGİLİ MADDESİ AŞAĞIDADIR.

İstisnalar

Madde 4 -Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz;

a) Deniz ve hava taşıma işlerinde,

b) 50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde,

c) Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri,

d) Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,

e) Ev hizmetlerinde,

f) (…)[4] çıraklar hakkında,

g) Sporcular hakkında,

h) Rehabilite edilenler hakkında,

ı) 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde.

Şu kadar ki;

a) Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işleri,

b) Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler,

c) Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler,

d) Tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri,

e) Halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park ve bahçe işleri,

f) Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işler,

Bu Kanun hükümlerine tabidir.

TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER

DAHA FAZLA VİDEO İÇERİK İÇİN YOUTUBE KANALINI ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ.


Kaynak: İŞ KANUNU MADDE 4 Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hangi-isler-ve-isletmeler-is-kanunu-hukumlerine-tabi-degildir/feed/ 0
Ticari zararın sermaye düzeltmesi olumlu farklarından mahsup edilip edilemeyeceği https://www.muhasebenews.com/ticari-zararin-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarindan-mahsup-edilip-edilemeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/ticari-zararin-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarindan-mahsup-edilip-edilemeyecegi/#respond Sat, 04 Jan 2025 09:45:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159952
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) 
  
Sayı:B.07.1.GİB.4.34.16.01-YAZ-65921/02/2012
Konu:Ticari zararın sermaye düzeltmesi olumlu farklarından mahsup edilip edilemeyeceği. 

İlgide kayıtlı başvurunuzda, …. tarihinde işyerinizi kapattığınız, … yılı kazancınız için kanuni süresinde zarar beyanında bulunduğunuz, bilançonuzda “502 Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları” hesabınızın bulunduğu bu hesaptaki tutarın e-beyannamede yazılan bir bölüm bulunmadığından beyan dışı kaldığı belirtilerek, konuyla ilgili olarak Başkanlığımız görüşleri sorulmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun Geçici 25 inci maddesinin (g) fıkrasının birinci bendinde, “31.12.2003 tarihli bilançonun düzeltilmiş aktif toplamından düzeltilmiş sermaye, düzeltilmiş hisse senetleri ihraç primleri ve düzeltilmiş hisse senedi iptal kârları ile borç toplamının çıkarılması sonucu bulunan fark, geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz, geçmiş yıl zararı ise zarar olarak kabul edilmez.

Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz” hükmü yer almaktadır.

Anılan hükme mükerrer 298 inci maddenin (A) fıkrasının 5 numaralı bendinin beşinci fıkrasında da yer verilmiştir.

Diğer taraftan, aynı bendin dördüncü fıkrasında, düzeltme sonucu bulunan tutarların, izleyen dönemde enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç değeri olarak dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin A/5 bendinde ve geçici 25 inci maddesinin g/2 bendinde yer alan hüküm, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararına mahsup edilebileceğine ilişkin olup, her iki maddede de cari dönem zararının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl kârlarına mahsup edilebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, … hesap dönemine ait ticari/mali zararının, geçmiş yıllarda enflasyon düzeltmesi sonucunda oluşan kâra mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan olumlu farkların, faaliyetinize son verdiğiniz döneme ilişkin verilen gelir vergisi beyannamesiyle beyan ettiğiniz gelirlerle ilişkilendirilmeksizin beyan edilmek suretiyle vergilendirilmesi gerektiğinden elektronik ortamda oluşturulmuş olan  yıllık gelir vergisi beyannamesinde bu beyanın yapılabilmesi için uygun satır bulunmadığından söz konusu meblağın bağlı bulunduğunuz vergi dairesine ayrıca elden vereceğiniz beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticari-zararin-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarindan-mahsup-edilip-edilemeyecegi/feed/ 0
İşletmeden bilanço defterine geçiş hadlerinde koşullardan ikisinin de gerçekleşmesi mi gerekiyor? https://www.muhasebenews.com/isletmeden-bilanco-defterine-gecis-hadlerinde-kosullardan-ikisinin-de-gerceklesmesi-mi-gerekiyor/ https://www.muhasebenews.com/isletmeden-bilanco-defterine-gecis-hadlerinde-kosullardan-ikisinin-de-gerceklesmesi-mi-gerekiyor/#respond Sat, 04 Jan 2025 09:20:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159729 İşletmeden bilanço defterine geçiş hadlerinde koşullardan ikisinin de gerçekleşmesi mi gerekiyor?

Alış veya satış hadlerinden birinin gerçekleşmesi yeterlidir. Her iki koşulun da gerçekleşme şartı yoktur. Belirlenen alış veya satış hadlerinden birinin yasada sayılan koşulları sağlaması halinde izleyen yıl yeni defter tutulacaktır. Bu hadler hem işletme defterinden bilançoya geçiş hem de bilanço defterinden işletme defterine geçiş için kullanılır.

İşletme defteri tutarken aşağıda belirlenen hadleri 2024 yılında sağlayanlar 2025 yılında bilanço esasına tabi defter tutmak zorundadırlar.

2025

BİLANÇO HESABI ESASINA GÖRE DEFTER TUTMA HADLERİ

(VUK Genel Tebliği Sıra No:577)

MADDE NO – KONUSU

2025 Yılı İçin 
 Uygulanacak  Tutar (TL)

MADDE 177- Bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadleri
1- Yıllık;
– Alış tutarı
– Satış tutarı

  2.000.000

2.800.000

2- Yıllık gayrisafi iş hasılatı

990.000

3- İş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı

2.000.000

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isletmeden-bilanco-defterine-gecis-hadlerinde-kosullardan-ikisinin-de-gerceklesmesi-mi-gerekiyor/feed/ 0
Taşıt alım-satımı yapan işletmeler UTTS alacak mı? https://www.muhasebenews.com/tasit-alim-satimi-yapan-isletmeler-utts-alacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/tasit-alim-satimi-yapan-isletmeler-utts-alacak-mi/#respond Sat, 04 Jan 2025 09:15:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159780 Taşıt alım-satımı yapan işletmeler UTTS alacak mı?

Motorlu kara taşıtlarının ticaretini veya kiralamasını yapan işletmeler kendi idari, pazarlama vb. amaçlarla kullandıkları araçları için kendi adlarına UTTS alacaklardır. Ticarete konu yaptıkları araçlar için ise araç sahipleri ve kiralayanlar UTTS alacaktır.

UTTS kapsamına kimler giriyor? UTTS ücreti ne kadar?

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği (Sıra No: 1) 7.12.2024


Kaynak:
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasit-alim-satimi-yapan-isletmeler-utts-alacak-mi/feed/ 0
502 Sermaye düzeltmesi enflasyon düzeltme farkları sermayeye ilave edilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/502-sermaye-duzeltmesi-enflasyon-duzeltme-farklari-sermayeye-ilave-edilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/502-sermaye-duzeltmesi-enflasyon-duzeltme-farklari-sermayeye-ilave-edilebilir-mi/#respond Sat, 04 Jan 2025 09:11:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159781 Enflasyon düzeltme farkları sermayeye ilave edilebilir mi?

Evet 502 hesap sermayeye ilave edilebilir.

Sermaye düzeltmesi olumlu farklarını sermayeye ilave eden şirketlerden sonradan Sermayesinin bir kısmının  işletmeden çekenler sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının işletmeden çekilmesi olarak değerlendirilecek olup, çekilen tutarın vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-420

03/05/2011

Konu

:

İşletmeden çekilen sermaye düzeltmesi olumlu farklarının vergiye tabi tutulup tutulmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 2004 hesap döneminde varlıklarınız ve özkaynaklarınızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu oluşan sermaye düzeltmesi olumlu farkları toplamının sermayeye ilave edildiği, tamamlanan yatırımların amortisman yoluyla itfa edilmesi sonucu serbest kalan sermayenin bir kısmının işletmeden çekilmesi ihtiyacı doğduğu belirtilerek, söz konusu işlemin vergiye tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 298’inci maddesinin (A) fıkrasının (5) numaralı bendinin 5228 sayılı Kanunla değişik 5’inci fıkrasında; “Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyonfarkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.”

Aynı maddenin yine (A) fıkrasının (6) numaralı bendinde; “Amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanır.”

…” hükümleri yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 328 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “XII. Pasif Kalemlere Ait Enflasyon Fark Hesabında Yer Alan Değerlerin Çekilişi” başlıklı bölümünde; “Parasal olmayan pasif kalemler arasında yer alan “avans ve depozitolar, hakedişler, kar yedekleri ve özel fonlar (sabit kıymet yenileme fonu gibi)” hariç olmak üzere; pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacaktır. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesapları, kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilecek ve bu işlem kar dağıtımı sayılmayacaktır.” denilmektedir.

Buna göre, şirketiniz sermayesinin bir kısmının  işletmeden çekilmesi işlemi, sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının işletmeden çekilmesi olarak değerlendirilecek olup, çekilen tutarın vergiye tabi tutulması gerekmektedir.


Kaynak: GİB ÖZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/502-sermaye-duzeltmesi-enflasyon-duzeltme-farklari-sermayeye-ilave-edilebilir-mi/feed/ 0
2025 Yılı için envanter defterleri e-Defter olmaz zorunda mı? https://www.muhasebenews.com/2025-yili-icin-envanter-defterleri-e-defter-olmaz-zorunda-mi/ https://www.muhasebenews.com/2025-yili-icin-envanter-defterleri-e-defter-olmaz-zorunda-mi/#respond Sat, 04 Jan 2025 06:47:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159919 2025 Yılı için envanter defterleri e-Defter olmaz zorunda mı?

Hayır zorunlu değildir. 31 Aralık 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan e-Defter Tebliği ile isteğe bağlı olarak firmalar envanter defterlerini 2025 yılından itibaren e-Defter olarak tutabilecek. İsteyen firmalar da kağıt defter olarak noterden tasdik ettirmek suretiyle tutmaya devam edebilecek.

TAVSİYE EDİLEN İLGİLİ İÇERİKLER


Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2025-yili-icin-envanter-defterleri-e-defter-olmaz-zorunda-mi/feed/ 0
Ticaret odasına kaydı olmayanlar ihracat yapabilir mi? https://www.muhasebenews.com/ticaret-odasina-kaydi-olmayanlar-ihracat-yapabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ticaret-odasina-kaydi-olmayanlar-ihracat-yapabilir-mi/#respond Sat, 04 Jan 2025 06:43:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159921 Ticaret odasına kaydı olmayanlar ihracat yapabilir mi?

Evet yapabilir. ihracat yapmak için özle bir mükellefiyet türü bulunmamaktadır. Şahıs firmaları veya şirketler ihracat yapabilir. Bazı malların ihracatını yapmak için ihracatçılar birliğine üye olunması gereken durumların araştırılması önemlidir.

TAVSİYE EDİLEN İLGİLİ İÇERİKLER



Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticaret-odasina-kaydi-olmayanlar-ihracat-yapabilir-mi/feed/ 0
2025 Ocak Ayı Kira Artış Oranı Belli Oldu! %58,51 https://www.muhasebenews.com/2025-ocak-ayi-kira-artis-orani-belli-oldu-%5851/ https://www.muhasebenews.com/2025-ocak-ayi-kira-artis-orani-belli-oldu-%5851/#respond Fri, 03 Jan 2025 07:14:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159894 2025 Ocak ayı azami kira artış oranı %58,51
Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) ve TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) enflasyon oranları her ayın ilk haftasında açıklanıyor.

Oranlar açıklandığında kira artışlarının da hangi oranda yapılacağı belli oluyor.

3 Ocak 2025 tarihinde yayımlanan istatistiki veriler ile 2025 Ocak ayında yenilenecek kiraların üst sınırını belirleyen TÜFE tablosu da açıklandı.

TÜİK’in açıklamasına göre TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi Aylık) Kasım ayında aylık %1,03 oranında arttı.

Hesaplamada 2003 yılını başlangıç kabul eden TÜFE’deki karşılaştırmalı artış tablosu;

1- 2024 Aralık ayında bir önceki aya göre %1,03
2- Bir önceki yılın aynı ayına göre %44,38
3- Bir önceki yılın Aralık Ayına göre (2023-Aralık) %44,38
4- On iki aylık ortalamalara göre %58,51 artış

gerçekleşti.

İş yeri ve konut kiralarının ne kadar artırılacağı TÜFE’deki on iki aylık ORTALAMA değişime göre hesaplanıyor.

Buna göre 2025 OCAK ayında KİRAYA en fazla %58,51 oranında artış yapılabilecek.

***

KİRA ARTIŞ ORANININ YASAL DAYANAĞI NEDİR?

Borçlar Kanunu’nun 343’ncü maddesinde; Kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi dışında, kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz.” denilmiştir.

Yine kira bedelinin belirlenmesi başlıklı 344’üncü maddesinde ise “Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. (17/1/2019 tarihli ve 7161 sayılı Kanunun 56’ncı maddesiyle, bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında yer alan “üretici fiyat endeksindeki artış” ibareleri “tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim” şeklinde değiştirilmiştir.)

Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir.

denmektedir.

İşte bu yasal düzenleme uyarınca kira artışlarında üst sınır; bir önceki yıldaki TÜFE’nin oniki aylık ortalaması olarak belirlenmiştir.

ÜST SINIRI AŞAN MİKTARDA ARTIŞ YAPILABİLİR Mİ? 

Borçlar Kanunu’nun 344’üncü maddesinde 17.1.2019 tarihinde yapılan değişiklik ile kira artışlarında üst sınır TÜFE’in on iki aylık ortalaması olarak belirlenmiştir.

TÜİK tarafından yayınlanan Enflasyon ve Fiyat verileri tablosuna göre de 2025 OCAK ayı içindeki kira artışlarında kullanılacak azami oran %58,51 olarak açıklanmıştır. Mülk sahibi tek taraflı olarak bu oranın üzerinde bir kira tutarı belirleyemez. Ancak taraflar karşılıklı anlaşırsa yasal sınırın üzerinde veya altında kira artış tutarı belirleyebilirler.

2025 OCAK
AZAMİ KİRA ARTIŞ ORANI 58,51% 
   
KİRAARTIŞ TUTARIYENİ KİRA
                                                 10.000,00                      5.851,00             15.851,00   
                                                 20.000,00                   11.702,00             31.702,00   
                                                 30.000,00                   17.553,00             47.553,00   
                                                 40.000,00                   23.404,00             63.404,00   
                                                 50.000,00                   29.255,00             79.255,00   
                                                 60.000,00                   35.106,00             95.106,00   
                                                 70.000,00                   40.957,00          110.957,00   
                                                 80.000,00                   46.808,00          126.808,00   
                                                 90.000,00                   52.659,00          142.659,00   
                                              100.000,00                   58.510,00          158.510,00   
                                              110.000,00                   64.361,00          174.361,00   
                                              120.000,00                   70.212,00          190.212,00   
                                              130.000,00                   76.063,00          206.063,00   
                                              140.000,00                   81.914,00          221.914,00   
                                              150.000,00                   87.765,00          237.765,00   

KİRA ARTIŞ HESAPLAMASINI AŞAĞIDAKİ LİNKTE VERİLEN HESAPLAMA ARACINDAN YAPABİLİRSİNİZ. 

]]>
https://www.muhasebenews.com/2025-ocak-ayi-kira-artis-orani-belli-oldu-%5851/feed/ 0
İhraç kayıtlı teslimlerde mal/hizmet alış tarihi ile ödeme tarihi arasında oluşan kur farkının vergilendirilmesi ve belge düzeni https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-teslimlerde-mal-hizmet-alis-tarihi-ile-odeme-tarihi-arasinda-olusan-kur-farkinin-vergilendirilmesi-ve-belge-duzeni/ https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-teslimlerde-mal-hizmet-alis-tarihi-ile-odeme-tarihi-arasinda-olusan-kur-farkinin-vergilendirilmesi-ve-belge-duzeni/#respond Fri, 03 Jan 2025 07:04:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159898
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI 
VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü 
  
Sayı:11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]–210421/08/2014
Konu:İhraç kayıtlı teslimlerde mal/hizmet alış tarihi ile ödeme tarihi arasında oluşan kur farkının vergilendirilmesi ve belge düzeni 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ihraç kayıtlı aldığınız ürünlerin aynı gün içinde yurt dışına gönderildiği, 6 ay sonra yapılan ödeme sırasında alış tarihi ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur değişimi nedeniyle kurumunuz aleyhine oluşan kur farkı için satıcı firmanın adınıza kur farkı faturası düzenlediği, lehinize oluşan kur farkını ise muhatap firmaya faturaladığınızı, söz konusu kur farkı faturalarının üzerine “3065 sayılı KDV Kanunu hükümlerine göre ihraç edilmek şartıyla teslim edildiğinden KDV tahsil edilmemiştir” ibaresinin yazıldığı belirtilerek; yapılan işlemlerin vergi kanunlarına göre uygun olup olmadığı ve muhasebe kayıtlarına nasıl alınacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içerisinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

           Ticari kazancın tespitinde geçerli olan iki temel ilke “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

             Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; söz konusu işlemlerin ifası esnasında kurumunuz lehine veya aleyhine oluşan kur farklarının, kambiyo karı veya zararı olarak dikkate alınması ve bu tutarların doğrudan “690 Dönem Karı veya Zararı Hesabı” ile ilişkilendirilmek suretiyle ilgili dönem kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

           II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 

            3065 Sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye’de verilen roaming hizmetlerinin KDV den istisna olduğu, 11/1-c maddesinde; imalatçıların imal ettikleri mallardan ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara yapacakları teslimler nedeniyle hesaplanan KDV nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen, ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin vergi dairesince tarh, tahakkuk ve tecil olunacağı, ihracatın teslim tarihini takip eden 3 ay içinde gerçekleşmesi halinde tecil edilen bu verginin terkin olunacağı, 32 nci maddesinde de, Kanunun 11 inci maddesi kapsamındaki işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin, bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hüküm altına alınmıştır.

            Aynı Kanunun 20 nci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği, 24/c maddesinde ise; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dâhil olduğu hükme bağlanmıştır.

            Konuyla ilgili olarak özelge talebinde yer alan işlemlerin yapıldığı dönemde geçerli olan mülga 25 ve 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 60 Seri No.lu KDV Sirkülerinde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

            Mülga 25 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin, “İhracat Bedellerine Bağlı Vergi İadesi, Kur Farkı ve Kaynak Kullanımı Destekleme Priminde Ön İhracat İstisnasının Uygulanması” başlıklı (D) bölümünde; “… Kanun’un 11/1-c maddesi çerçevesinde yapılacak mal alımlarında hesaplanan KDV nin ihracatçı tarafından ödenmeyeceği esası getirildiğine göre, malın bedeli içinde mütalaa edilen kur farkı, vergi iadesi ve kaynak kullanımı destekleme primi ödemelerine ait katma değer vergisinin de ihracatçı tarafından ödenmemesi ve tecil terkin müessesesinin çalıştırılması gerekmekte ise de söz konusu ödemeler, ihracatın gerçekleşmesinden sonra yapıldığı için bu müessesenin çalıştırılmasına imkân bulunmamakta, dolayısıyla yukarıda sayılan ödemelerin vergiden arındırılabilmesi için indirim müessesesinin işletilmesi gerekmektedir.

            Bilindiği gibi, Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında, Maliye ve Gümrük Bakanlığı vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili kılınmıştır.

            Bu yetki uyarınca, ihracatın gerçekleşmesinden sonra ihracatçı tarafından kendilerine intikal ettirilen vergi iadesi, kur farkı ve kaynak kullanımı destekleme primi ödemelerinin karşılığında imalatçının keseceği faturalarda; bu ödemelerin tek tek belirtilmesi ve ödemelere ait hesaplanan KDV nin ayrıca gösterilmesi ile asıl mala ilişkin fatura ve ihracata ait gümrük çıkış beyannamesine atıfta bulunularak bu verginin tahsil edilmediğini belirten bir şerh konulması, bilahare sözü edilen ödemelere ait düzenlenen faturada gösterilen verginin, faturanın ait olduğu döneme ilişkin beyannamede gösterilerek, bu verginin aynı beyannamede indirim konusu yapılması suretiyle söz konusu ödemelerin de vergiden arındırılması uygun görülmüştür…” açıklamalarına yer verilmiştir.

            60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin “4.5. Yurt İçi Teslimler ile İhraç Kayıtlı Teslimlerde Oluşan Kur Farkları” başlıklı bölümünde; “… 4.5.2. KDV Kanununun 11/1-c maddesi hükmü gereğince tecil-terkin uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ait bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ihracatçı lehine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçı tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu KDV imalatçı tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecektir. İmalatçı lehine kur farkı ortaya çıkması halinde 25 Seri No’lu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümüne göre işlem yapılması gerekmektedir.” şeklinde açıklama yapılmıştır.

            Buna göre, ihraç kayıtlı satışın gerçekleştiği dönemle ilgili kur farkının ihracatın gerçekleşmesinden sonra fatura edilmesi halinde tecil-terkin kapsamında işlem yapma imkânı ortadan kalkacağından bu ödemelerin mülga 25 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda vergiden arındırılması gerekmektedir.

            Bu çerçevede söz konusu fark üzerinden hesaplanan KDV, aynı döneme ilişkin beyannamede hem hesaplanan vergi hem de indirilecek vergi olarak beyan edilmek suretiyle işlem vergiden arındırılacaktır.

            Ancak, ihracatçı konumundaki kurumunuz adına fatura edilen kur farkının, ihracatın gerçekleşmesinden önce ortaya çıkması halinde tecil-terkin müessesesinin çalıştırılması gerekmekte olup, bu durumda kur farkı için düzenlenecek faturada, ihraç kaydıyla yapılan mal teslimine ilişkin faturanın tarih ve sayısına yer verilmek suretiyle fiyat farkı üzerinden hesaplanan KDV için de tecil-terkin uygulaması kapsamında işlem yapılacaktır.

            Diğer taraftan, tecil-terkin uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ait vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında kurumunuz lehine ortaya çıkan kur farkları için kurumunuz tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu KDV imalatçı tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecektir.

            III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir” denilmektedir. Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” hükmüne yer verilmiştir.

            Söz konusu Kanunun 231 inci maddesinin 5 inci bendinde faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

             Mezkur Kanunun 232 nci maddesinde fatura kullanma mecburiyeti açıklanmış ve “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler: 

             1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

            2. Serbest meslek erbabına;

            3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

            3. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

            5. Vergiden muaf esnafa. 

            Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler…” hükmüne yer verilmiştir.

            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, ihraç kayıtlı olarak yabancı para cinsinden aldığınız ürünlerin bedelinin ödenmesi sırasında alış tarihi ile ödeme tarihi arasında kurumunuz lehine ortaya çıkan kur farkı için fatura düzenlemeniz, kurumunuz aleyhine oluşan kur farkı için ise tarafınıza fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Bahse konu faturaların ödeme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmesi gerektiği ise tabiidir.

             Diğer taraftan, tek düzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26.12.1992 tarihli ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazete´de yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.


TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-teslimlerde-mal-hizmet-alis-tarihi-ile-odeme-tarihi-arasinda-olusan-kur-farkinin-vergilendirilmesi-ve-belge-duzeni/feed/ 0