Şevket TEZEL
Sosyal Güvenlik Müşaviri
sevket@tezel.com
Memur statüsündeyken “Aile hekimliğine” geçen yahut geçirilen aile hekimleri emekliliklerini düşünerek önemli bir karar vermeleri gerektiğini bilmeliler.
Zira bu konuda da çözüm kişisel olduğu için yanlış kararlar verilerek yanlış yola girilmiş olabiliyor.
4/c sigortalılığında (Emekli Sandığı iştirakçiliğinde) kesenek uygulaması unvana bağlı olarak derece ve kademeye bunlara göre de ek göstergeye bağlı olarak hesaplanıyor. Dolayısıyla da prim-aylık dengesi aranmıyor. Örneğin kamuda çalışan 657’ye tabi 25 yıl hizmeti olan bir hekimin Emekli Sandığı matrahı 4849,89 TL olup ayda kişiden 775,98 TL kesenek, kurumdan 969,98 TL karşılık tahsil edilmektedir.
Oysa bilindiği gibi bugün 4/a sigortalılığında ayda 2558,40 ila 19188 TL arasında SSK matrahı uygulanmakta olup, yüksek matrahtan yapılan çalışmaların emekli aylığına olumlu etkisi açık bulunmaktadır.
657’li iken aile hekimliğine geçenlerin 4/c sigortalılığında sayılmaya devam edilmesi durumunda brüt ücretleri 10 bin TL hatta 19 bin TL bile olsa yukarıdaki örnekte olduğu gibi 4849,89 TL’lik kısmı sosyal güvenlik primine tabi tutulmuş olmaktadır. Bahse konu rakam emeklilik aşamasında her bir yıl için ödenecek ikramiye tutarını belirtmenin yanında aylık bağlama oranı tatbik edildiğinde emekli aylığını veriyor. Örneğin 25 yıl hizmet emekli olan bir hekimin bugün 3782,91 TL emekli aylığı alması gerekiyor.
Kazanılmış Hak Aylık Derecesi Sorunu
Ayrıca kamuda iken kazanılmış hak aylık derecesi bakımından henüz 1.dereceye gelmeden aile hekimlerinin aylıksız izinde sayılması nedeniyle kazanılmış hak aylık derecelerinin ilerletilmemesi de ayrı bir mağduriyete neden olabiliyor. Oysa sözleşmeli olarak çalışan aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar ve bunların kadroları ile ilişkileri devam eder. Bu personelin, sözleşmeli statüde geçen sürelerinin kazanılmış hak derece ve kademelerinde veya kıdemlerinde değerlendirilerek her yıl işlem yapılması gerekiyor.
Her Şeyden Prim Kesilir mi?
Aile hekimleri haklı olarak “Ücretimin tamamından prim kesilsin ve ikramiyem de emekli maaşım da buna göre artsın” diye düşünebilirler. Hem “Emekli Sandığı sistemi” içinde kalmak ve hem de bunu gerçekleştirmek yasaya göre mümkün bulunmuyor. Bunun için SSK sistemine göre emekli olmak gerekiyor, yani Emekli Sandığı iştirakçiliğini sonlandırıp en az 3,5 yıl SSK statüsünde prim ödemek gerekir. Şu an için 19188 TL brüt SPEK tavanıdır ve bu rakam üzerinden işçi primi olarak 2686,32 TL prim kesilmektedir ve bu şekilde 3,5 yıl çalışılması halinde yaklaşık 1200-1300 TL artış sağlanmış olacaktır. Ancak geçmişteki Emekli Sandığı süreleri hakkında da SSK aylık bağlama sisteminin uygulanacak olması çok olumsuz olacak getiriden fazla götürü oluşturacaktır.
Hesap İyi Yapılmalı
Hasılı bu kararın verilmesinde hesabın iyi yapılması gerekir. Zira SSK sistemine geçerek oradan emekli aylığı bağlatmak kimilerine göre pozitif, kimilerine göre de negatif sonuç verebilir. Sözgelimi uzun yıllar memuriyet yaptıktan sonra aile hekimliğine geçenler aile hekimliğinde daha yüksek ücret alıp, bu ücretlerinin tamamını prime tabi kılsalar da bekledikleri artışı sağlayamazlar ve bunun nedeni SSK aylık bağlama sistemine göre geçmişte memur statüsünde iken yapılan kesinti matrahlarının aynı dönemde geçerli SSK tavanına göre oldukça düşük kalacak olmasıdır.
Buna karşın memur statüsünde geçmiş süresi daha az ve emekliliğine kalan süresi daha çok olanlar ise SSK statüsünde aile hekimi olarak prime tabi olduklarında emekli aylıkları bakımından daha avantajlı olacaklardır.
Sigortalının Emekli Sandığı süresi, SSK süresi, SSK süresinde ödenen matrahların niteliği bağlamında teşhisin kişiye özel olarak konulması gerekecektir.
Çalışmayan emekli hekimler için 2019 yılından itibaren getirilen (Uzmanlar için 17.000 gösterge, uzman olmayan hekimler için 13.000 gösterge tutarında) ilave ödeme hakkı da bu mukayesede dikkate alınmalı.
Emekli Aile Hekimlerinin Aylık Kesilme Durumu
Emekli olduktan sonra aile hekimi olan hekimlerin ise bambaşka bir sorunu bulunuyor. Bu hekimlerin aile hekimliği süresi adeta kamuda geçmiş gibi değerlendirilerek 5335 sayılı Yasadaki “emekli aylığı alırken kamuda çalışma yasağına” tabi tutuluyorlar. Bu kapsamda aile hekimi iken geçen sürede alınan emekli aylıkları için borç tahakkuk ettiriliyor.
Oysa “Doktorluk mesleğinden dolayı 15/08/2011 tarihinden itibaren 5434 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı almaya başlayan, 26/07/2011 tarihinde Sağlık Bakanlığı ile aile hekimliği sözleşmesi imzalayarak göreve başlayan, SGK tarafından aile hekimi olarak çalışması nedeni ile 5335 sayılı Yasanın 30. maddesi kapsamında yaşlılık aylığının kesilmesine karar verilen, 15/08/2011-15/08/2013 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının yersiz ödeme olarak nitelendirilen ve faiziyle birlikte iadesi talep edilen” davada
Yüksek Mahkemenin;
“Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı aldığı halde, Sağlık Bakanlığı kadrosuna hekim olarak atanan kişiler dahi aylıkları kesilmeden çalışabileceğine göre; Sağlık Bakanlığı ile “aile hekimliği sözleşmesi” imzalayan davacının yaşlılık aylıklarının iadesinin istenilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. O halde; mahkemece, 5335 sayılı Yasanın 30. maddesine göre yaşlılık aylığının iptal edilemeyeceği ve ödenen yaşlılık aylıklarının iadesinin istenilemeyeceği göz ardı edilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.”
Diyerek verdiği kararda görüleceği üzere emekli hekimlerin aile hekimi olması halinde hakkaniyet aylıklarının kesilmemesini gerektiriyor.
Şevket TEZEL
sevket@tezel.com
Gsm: +90 551 100 82 82
Kaynak: İşbu içerik, Sosyal Güvenlik Müşaviri Şevket TEZEL’in özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.