Uluslararası Kuruluşların Makroekonomik Öngörüleri
Uluslararası kuruluşların tahminlerinde, artan belirsizliğin yarattığı güven kaybı sonucunda tüketim ve yatırımlardaki gerileme, birçok işyerinin kapanması ve tedarik zincirinin bozulması nedeniyle azalan üretim ile ülkeler arası hareketlilik kısıtlamaları nedeniyle çöken turizm sektörünün yarattığı tahribat öne çıkmaktadır.
IMF, Dünya Ekonomik Görünüm (WEO) Raporu Haziran ayı güncellemesinde Nisan 2020 küresel küçülme tahminini negatif yönde 1,9 puan revize ederek yüzde -4,9’a çekmiştir. Raporda Kovid-19 salgınının etkilerinin 2020’nin ilk yarısında bir önceki raporda beklenenden daha derin olacağı ve toparlanma sürecinin ise daha yavaş gerçekleşeceği öngörülmüştür.
IMF gelişmiş ekonomilerde 2020 yılı küçülme beklentisi bir önceki rapora göre 1,9 yüzde puan aşağıda yüzde -8’e revize etmiştir. Başlıca ülkelere ait daralma beklentileri ise ABD için yüzde -8,0; Japonya için yüzde -5,8; İngiltere için yüzde -10,2; Almanya için yüzde -7,8; Fransa için yüzde -12,5; İtalya ve İspanya için ise yüzde -12,8 olarak açıklanmıştır.
IMF Gelişen piyasalar ve gelişmekte olan ülkeler grubunda küçülmenin 2020 yılında, yüzde -3,0 olacağını öngörmektedir.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) 10 Haziran 2020 tarihinde “Ekonomik Görünüm” Raporunu yayımlamış ve Çin’de başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19’un meydana getirdiği olumsuz etkiler sebebiyle 2020 yılı küresel büyüme tahminlerini tarihi rekor seviyede aşağı yönlü revize etmiştir.
OECD olağanüstü belirsizliklerle karşı karşıya kalınan bu dönemde Ekonomik Görünüm Raporunda her zamankinden farklı olarak iki olası senaryo ortaya koymuştur. Birinci senaryo, virüsün etkilerinin azaldığı ve kontrol altına alındığı bir 2020 yılı senaryosu öngörürken; ikinci senaryo ise 2020 yılının dördüncü çeyreğinde ikinci bir Kovid-19 dalgasının patlak verdiği ve ekonomilerin tekrar kapanmaya zorlandığı bir durumu öngörmüştür.
OECD tahminlerine göre, 2019 yılı Kasım ayındaki raporda 2020 yılında yüzde 2,9 büyümesi beklenen dünya ekonomisinin, son raporda yer alan tek dipli senaryoya (birinci senaryo) göre yüzde 6 oranında, çift dipli senaryoya göre ise yüzde 7,6 oranında daralması öngörülmektedir. Her iki senaryoda da ekonomik faaliyetlerin mevcut koşullar altında hızlı bir şekilde normale dönemeyeceği tespitini yapan OECD, 2021 yılının sonuna gelindiğinde ekonomilerdeki gelir kaybının, son 100 yıl içinde, savaş dönemleri hariç tutulduğunda, devletler, firmalar ve hanehalkı tarafından ciddi şekilde hissedileceği en zor dönemlerden birisi olacağı vurgulanarak oldukça kötümser bir tablo çizmiştir.
Öte yandan, önceki raporda yüzde 1,6 oranında artacağı tahmin edilen 2020 yılı reel dünya ticaret hacminin, sınırların kapatılması ve taşımacılık faaliyetlerinin sınırlandırılması sonucunda tek dipli senaryoda yüzde -9,5 ve çift dipli senaryoda yüzde -11,4 oranında gerileyeceği tahmin edilmiştir.
Dünya Bankası yayınladığı Küresel Ekonomik Beklentiler raporunda salgınının yarattığı hızlı ve büyük şok dalgası ile salgına karşı alınan önlemlerin ekonomileri ciddi bir daralmaya sürüklediğine işaret ederek, küresel ekonominin 2020 yılında İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en derin durgunluğu ifade eden yüzde 5,2 oranında küçüleceğini öngörmüştür. Salgının beklenenden daha geç kontrol altına alındığı durumda ise Dünya Bankası, küresel resesyonun daha derin olacağı uyarısında bulunmuştur. Dünya Bankası raporunda, salgının uzun vadeli olası sosyo-ekonomik olumsuz etkilerine dikkat çekerek, artan belirsizliklerin yol açabileceği yatırım harcamalarındaki çöküşün, insan sermayesinde oluşacak erozyonun, ticaret ve tedarik zincirinin kopmasının uzun dönem büyüme beklentilerini zayıflatacağını dile getirmiştir.
Bugünkü toparlanma politikalarının önümüzdeki 10 yılda ekonomik ve sosyal beklentileri şekillendireceğini iddia eden IMF, OECD ve Dünya Bankası raporlarında, aşırı uzlaşmacı para politikaları ve daha yüksek kamu borcu gerektiren maliye politikalarının uygulamaya konulacağını dile getirmişlerdir. Raporlarında, yapılan harcamaların daha sağlam bir ekonomiye geçiş için gerekli yatırımları destekleyecek şekilde hedeflenmesi gerektiğine ve kamu desteklerinin şeffaf ve adil olması gerektiğine vurgu yapmışlardır.
Ekonomik toparlanmanın güven olmadan sağlanmasının mümkün olmadığını ifade eden uluslararası raporlar hem ulusal hem de uluslararası düzeyde güvenin artırılması gerektiğine vurgu yapmışlardır. Raporlarda virüse karşı bulunacak aşı ile ilgili mücadelede küresel işbirliği ve çok taraflı diyaloğun daha geniş bir şekilde yeniden başlatılmasının önemi dile getirilmiş, aşı bulunmadığı sürece dünyadaki politika yapıcıların ince bir ip üzerinde yürümeye devam edeceği ifade edilerek bekleyen tehlike işaret edilmiştir.
Salgının yayılma hızı göz önüne alındığında, geçim kaynakları, iş güvenliği ve gelir eşitsizliği üzerinde uzun süreli olumsuz sonuçları olacağı açıktır. Daha etkili politika eylemleri, bu beklentilerin bozulmasını yavaşlatmaya yardımcı olabilir. Aynı zamanda, salgın ve bunun farklı sektörler üzerindeki etkilerine ilişkin önemli belirsizlik göz önüne alındığında, politika etkinliğini en üst düzeye çıkarmak önem arz etmektedir.
Kaynak: Strateji ve Bütçe Başkanlığı Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Bülteni (Ocak-Haziran)
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.