Sigorta Acentelerinin döviz cinsinden düzenlemiş oldukları poliçelerin ödeme gününde lehte yada aleyhte oluşan kur farkları için alıcı/satıcı tarafından kur farkı faturası düzenlenmesi gerekmekte midir? Oluşan kur farkı doğrudan kur farkı gelir/gideri olarak kapatılabilir mi?
Kur farkı faturası düzenlenecek. Fark, 646 veya 656 hesapta takip edilir.
BENZER İÇERİK
Yurt dışında mukim bir sigorta firmasına bazı ticari alacaklarının sigorta ettirilmesi, sigorta primine karşılık düzenlenecek faturanın gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ve söz konusu sigorta poliçesinin BSMV’ye tabi olup olmadığı hakkında
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı :39044742-180-78264 02/09/2015
Konu :Ticari alacakların sigorta ettirilmesi karşılığında yurt dışı mukimi firmaya ödenen bedelin gider olarak kabul edilip edilmeyeceği ile BSMV’ye tabi olup olmadığı.
…..
İlgi : … tarihli özelge talep formunuz.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, yurt dışındaki bir sigorta firmasına bazı ticari
alacaklarınızın sigorta ettirileceği, şirketinizin hissedarı yabancı şirketin bünyesindeki tüm firmaların yer aldığı ortak bir poliçe düzenleneceği, söz konusu sigorta poliçesinde firmanıza isabet eden tutarın tarafınıza fatura edileceği ve ödemesinin banka havalesi yoluyla yapılacağı belirtilerek sigorta primine karşılık tarafınıza düzenlenecek faturanın kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı, söz konusu sigorta poliçesinin banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) ve BSMV dışında başkaca vergi veya harca tabi olup olmayacağı ile yurt içindeki herhangi bir sigorta şirketine yaptırılacak aynı türden sigorta poliçesinden farkı olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir.
Kurumlar Vergisi Yönünden
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış; 38 inci maddesinde ise “Bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1.İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2.İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre, tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecek olup, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, kurum kazancınızın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması ve şirketinizin ticari alacaklarının poliçe kapsamında olması kaydıyla, bu alacaklarınıza isabet eden sigorta primi tutarıyla sınırlı olmak üzere, şirketiniz hissedarı yabancı şirketin bünyesindeki tüm firmaların yer aldığı ortak poliçeye ilişkin olarak ödenecek prim tutarlarının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
BSMV Yönünden
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinde, banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların BSMV’ye tabi olduğu; 30 uncu maddesinde, BSMV’yi banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinin ödeyeceği; 31 inci maddesinde ise BSMV matrahının Kanunun 28 inci maddesinde yazılı paraların tutarı olduğu hükümleri yer almaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun Tanımlar başlıklı 2/1-ö maddesinde sigorta şirketi,
Türkiye’de kurulmuş sigorta şirketi ile yurt dışında kurulmuş sigorta şirketinin Türkiye’deki teşkilatı olarak tanımlanmıştır.
Buna göre, ticari alacaklarınızın yurt dışında mukim sigorta şirketine sigorta ettirilmesi
halinde, yurt dışında mukim sigorta şirketi BSMV mükellefi olmadığından bu şirket tarafından lehe alınan paralar BSMV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, sigorta işleminin Türkiye’de kurulmuş sigorta şirketi ya da yurt dışında kurulmuş sigorta şirketinin Türkiye’deki teşkilatı tarafından yapılması halinde söz konusu şirketler tarafından lehe alınacak paralar üzerinden BSMV hesaplanması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.