Ana Sayfa Muhasebe Döviz Cinsi Kredilerde Kur Farkı Gider Yazılır mı? Muhasebe ve Vergi Açısından...

    Döviz Cinsi Kredilerde Kur Farkı Gider Yazılır mı? Muhasebe ve Vergi Açısından Değerlendirme

    Şirketlerin döviz cinsinden kullandığı uzun vadeli krediler, muhasebe ve vergi açısından önemli sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle yıl sonu değerlemelerinde ortaya çıkan kur farkı nasıl muhasebeleştirilmeli, gider mi yazılır yoksa maliyete mi eklenir, bu sorular hem mali müşavirlerin hem de işletme sahiplerinin sıkça araştırdığı konular arasında.

    1
    0

    Şirketlerin döviz cinsinden kullandığı uzun vadeli krediler, muhasebe ve vergi açısından önemli sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle yıl sonu değerlemelerinde ortaya çıkan kur farkı nasıl muhasebeleştirilmeli, gider mi yazılır yoksa maliyete mi eklenir, bu sorular hem mali müşavirlerin hem de işletme sahiplerinin sıkça araştırdığı konular arasında.

    Bu yazımızda, kur farkı değerleme esasları, gider yazma kriterleri ve Gelir İdaresi’nin resmi görüşüne göre hangi durumlarda ne şekilde işlem yapılması gerektiğini ele alıyoruz.


    Kur Farkı Nedir?

    Kur farkı, döviz cinsinden alınan bir borcun (örneğin banka kredisi), Türk Lirası karşısındaki değerinin zaman içinde değişmesiyle oluşan farktır. Bu farklar, kâr ya da zarar olarak bilançoya yansır. Özellikle uzun vadeli kredilerde bu farklar ciddi boyutlara ulaşabilir.


    Kur Farkı Gider mi Yazılır, Maliyete mi Eklenir?

    Vergi Usul Kanunu ve ilgili genel tebliğler bu konuda detaylı düzenlemeler içeriyor. Burada önemli olan iki şey var:

    1. Kredi nerede kullanıldı?
    2. Kur farkı hangi dönemde oluştu?

    1. Sabit Kıymet Alımı İçin Kullanılan Kredilerde:

    • Aktifleştirme tarihine kadar oluşan kur farkları, sabit kıymetin maliyetine eklenir.
    • Aktifleştirmeden sonra oluşan kur farkları, şirketin tercihine göre ya doğrudan gider yazılabilir ya da yine maliyete eklenerek amortismana tabi tutulabilir.

    2. Emtia (Stok) Alımı İçin Kullanılan Kredilerde:

    • Emtianın işletmeye girdiği tarihe kadar oluşan kur farkları, maliyete eklenir.
    • Sonrasında oluşan farklar, ilgili yıl içinde gider yazılabilir veya yine maliyete dahil edilebilir.

    3. Diğer Durumlar:

    Eğer kredi ne sabit kıymet ne de emtia için kullanıldıysa, oluşan kur farkları doğrudan kurum kazancı hesabında gelir veya gider olarak dikkate alınır.


    Seçimlik Hak Ne Anlama Geliyor?

    Mevzuata göre bazı durumlarda şirketler, kur farklarını doğrudan gider yazma veya maliyete ekleme konusunda tercih hakkına sahiptir. Ancak dikkat: Bu seçim yapıldığında, sonraki dönemlerde aynı yöntemin tutarlı şekilde uygulanması gerekiyor.


    Vergisel Dayanaklar Neler?

    • Vergi Usul Kanunu Madde 262, 280
    • 238 ve 334 No’lu Genel Tebliğler
    • 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
    • 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu

    Bu düzenlemeler, döviz kredisi kur farklarının muhasebeleştirilmesi ve vergiye etkileri açısından temel kaynaklardır.


    Sonuç: Kur Farklarını Doğru Yönetmek Önemli

    Döviz kuru dalgalanmaları, özellikle uzun vadeli kredilerde önemli kur farkı kâr/zararına yol açabiliyor. Bu farkların ne zaman ve nasıl gider yazılacağı, maliyete ekleneceği ya da gelir olarak gösterileceği, şirketin muhasebe politikası ve vergi stratejisi açısından kritik. Yanlış uygulamalar ise, vergi cezaları ve mali denetim riskleri doğurabilir.

    Bu nedenle, şirketlerin bu konuda güncel mevzuata uygun şekilde hareket etmesi ve gerektiğinde mali müşavirlerinden profesyonel destek alması önerilir.


    ÖRNEK ÖZELGE


    T.C.
    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
    ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
    (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü) 
      
    Sayı:77058783-105-6820/03/2013
    Konu:Yabancı para cinsinden kullanılan kredilerin değerlemesinde meydana çıkan kur farklarının ne zaman gider yazılacağı 

                İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; şirketinizin bankalardan çekmiş olduğu uzun vadeli yapancı paralı kredilerin değerlemesi sonucu kur farklarında meydana gelen artış ya da azalışların değerleme yapılan geçici vergi dönemindeki kâr veya zarara mı yoksa kredinin ödeneceği vade yılındaki kâr/zarar hesaplarına mı intikal ettirileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

                213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

                Anılan Kanunun 280 nci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınacağı ve yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı hükmüne yer verilmiştir.

                238 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “B -Dönem Sonu Stoklarının Değerlemesi İle İlgili Hususlar” başlık bölümünde de, emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi zorunlu olduğu, stokta kalan emtia ile ilgili olarak daha sonra ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir.

                334 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “III-Kur Farkları” başlıklı bölümünde ise; “163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerektiği açıklanmış bulunmaktadır.

                Lehe oluşan kur farklarının da aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise kambiyo geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerekecektir. Ayrıca, daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o yönteme göre işlem yapılmasına devam edilecektir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

                Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safî kurum kazancının tespitinde de, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

                193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının; (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (7) numaralı bendinde de, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların, safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

                Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin bankalardan kullandığı uzun vadeli yabancı paralı kredilerin nerelerde harcandığı önemli olduğundan;

                -Söz konusu kredilerin sabit kıymetlerin iktisabında kullanılması durumunda;

                Aleyhte oluşan kur farklarının, sabit kıymetin aktifleştirildiği dönemin sonuna kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi, aktifleştirildiği dönemden sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi,

                Lehe oluşan kur farklarının da, sabit kıymetin aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildiği dönemden sonraki döneme ilişkin olanların ise kambiyo geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle dikkate alınması,

                -Söz konusu kredilerin emtianın satın alımında kullanılması durumunda ise, emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi, emtianın stoklara girdiği tarihten sonra ortaya çıkacak kur farklarının da, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi

                gerekmektedir.

                Ancak, daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o yönteme göre işlem yapılmasına devam edilecektir.

                Öte yandan, bunların dışında kullanılan kredilerin değerlenmesinde şirketinizin lehine veya aleyhine oluşan kur farklarının, kambiyo kârı veya zararı olarak dikkate alınarak elde edildiği geçici ve yıllık kurumlar vergisi dönemlerinde doğrudan gelir veya gider yazılması gerekeceği tabiidir.


    ÖNERİLEN VİDEO İÇERİK



    Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikYurtdışından Elde Edilen Danışmanlık Gelirinin Vergilendirilmesi

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz