Dr. Hakan ÇINAR
Akademisyen
hakan.cinar@mentorgumruk.com.tr
Dedim ki, biz yine işimize bakalım. Bir yandan pandemiyle mücadele ederken, ülkemizde ortaya çıkan önce sel, sonra yangın felaketleri hepimizi karamsarlığa itti. Daha tam müsilajı konuşuyorduk ki o konu bile arada kaynadı gitti. İngiltere, ülkemize seyahatleri yine kırmızı listede tutmaya devam etti ki, zaten yeterince yaralanmış turizm sektörü buradan da bir darbe almış oldu. Neyse ki Alman turistler ise gelmeyi sürdürüyorlar. Turizmin ekonomimiz için önemli bir rolü olduğunu düşündüğümüzde, Ege ve Akdeniz’i saran alevlerin gelecekte turizmimize de zarar verme endişesini taşıdığımı da itiraf edeyim. Hani iyi giden ne var deseniz, bu manada sayabileceğimiz pek de bir şey yok gibi. Ama ben bir tane güzel gelişme ve fırsattan bahsedeceğim yazımın devamında.
Dünyada da pek çok benzer sıkıntı devam ederken, normalleşmeye çalışma çabaları çok da istenilen gibi yürümüyor aslında. Bir yandan sanayide yaşanan hammadde sıkıntısı ve fiyatlardaki artış devam ederken, öte yandan taşıma fiyatlarındaki yükseliş de sürüyor. Kurlarda yaşanılan dalgalanma da üretim ile ihracat güçlerinin zayıflamasına sebebiyet vermeye devam ediyor.
Bu olumsuzluklara rağmen ihracatımızdaki artışın neden devam ettiğini daha doğrusu bu artışın nasıl oluştuğunu da anlamaya çalışalım bir yandan. Çünkü her türlü olumsuz tabloya rağmen, ülkemizi bekleyen ihracat fırsatının iliklerimize kadar farkına varmamız gerekiyor.
Bir ülkenin güçlü bir sayılabilmesi için, hiç şüphesiz iki temel konuyu çözümlemiş olması gerekiyor. Bunlardan biri hukuk, diğeri ise ekonomi. Hukuk çok geniş bir kavram; ülkenin güvenilirliğinde, yabancı sermayenin geliş kriterlerinde, insanların huzurlu yaşamasında, kadınların cinsiyet ayrımı olmaksızın yaşayabilmesinde, beyin göçünü engellemede, devlete güven duymasında, özetle insan olduğumuzu hissetmede birinci sırada hukuktan söz etmemiz gerekir. Ekonomilerin gelişebilmesi için de hukuk aslında olmazsa olmaz.
Pandemi ile devam eden bu süreçte krizin ülkemiz için yarattığı bu önemli fırsatın farkına varmalıyız. Bugüne dek Avrupa ülkelerine yaptığımız ihracatla övünürüz ki, bu da çok normal. İhracatımızın yüzde ellisi hemen hemen bu bölgeye. Ve üstelik karayolu taşımasında da kuvvetlendik, güçlü bir taşıma filosuna sahibiz. Ancak biz ihracatımızın büyüklüğü ile övünürken, AB’nin toplam ithalatındaki payımızın ise sadece %3,7 olduğunu da atlamamalıyız. Dünyada da 6. sırada geliyoruz. Yani özetle gidebileceğimiz daha hemen hemen 30 kat yol var. Neden 6.sıradayız, çünkü Uzakdoğu ile rekabet edemiyoruz. Neden edemiyoruz, çünkü oralar ucuz, biz ise pahalıyız. Bir tarafta beklediğimiz bir Gümrük Birliği güncellemesi var ve buradan pazar artışı olacağını düşünüyoruz ki o kaf dağının arkası. Oysaki, bugün Uzakdoğu ülkeleri taşıma maliyeti sebebiyle pahalı duruma geldiler ve bu durum da kolay kolay değişmeyecek, resim çok net. Denizyolundaki bu yüksek maliyetler, onları dezavantajlı bizi ise avantajlı hale getirdi. Güçlü bir karayolu taşıma filosuna da sahip olduğumuzu düşündüğümüzde, yakınlık, hız ve öğrenilmiş tecrübeler ile bütünleştirerek çok hızlı yol almamız ve ihracatımızı katlanarak arttırmamız kaçınılmaz hal alıyor. Ancak elbette bunu başarabilmenin yolu üretimden ve sanayi gücümüzü yükseltmekten geçiyor. Sanayicimizi iştahlandırmalı ve nitelikli üretim oranımızı arttırmamız gerekiyor. Sanayicimizin ve ihracatçılarımızın, cesaretle yatırımlarını sürdürmesi, bol bol Avrupa pazarı ile temaslarını arttırması ve ayağa gelmiş bu fırsatı kaçırmamaları gerekiyor. Bu konuyu ilerleyen haftalarda sıklıkla ele alacağız.
Yazımı bitirmeden bir paragrafı da ülkemizin önemli sanayi kuruluşlarından Dalgakıran grubuna ayırmak isterim. Renkli kişilik Adnan Dalgakıran makine sektörünün duayeni ve ülkemize en çok yatırım getiren önemli bir sanayici, ihracatçı, iş insanı. Öyle olduğunu dün bir kez daha ve Bosch’taki Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini noktalayacağını daha önce paylaşan Steven Young’ı İcra Kurulu Başkanlığı görevine getirerek gösterdi. Anlaşılıyor ki Dalgakıran’da büyüme de, ihracat da artarak devam edecek. Sevindirici, mutlu edici. İşte görmek istediğimiz gelişmeler bunlar. İhracatçılar, umarım yazımı sadece okuyup bir köşeye atmazlar ve umarım bu fırsata hep birlikte ulaşırız.
Kaynak: İşbu içerik, Sayın Dr. Hakan ÇINAR’ın özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.