(GİB – ÖZELGE)
Konu: Dizi filmlerin gösterim hakkının satılması durumunda vergilendirme.
İlgide kayıtlı özelge talep formu ile eki dilekçede; dizi film yapımcılığı işi ile iştigal ettiğiniz, dizi filmlerde gelirin oluştuğu döneme ait giderlerin amortisman uygulamasına tabi tutulduğunda bölüme ait giderlerin bölüm gelirinin oluştuğu dönemde giderleştirilemediği, yayın döneminin yılın Eylül ayından başlayarak ertesi yılın Haziran ayında sona ermesi sebebiyle Vergi Usul Kanununda belirlenen hesap dönemi ile uyumsuzluk yaşandığı, çekilen dizi bölümlerinin yapılan hukuki anlaşmalar gereği aynı yıl içinde başka alıcılara satılamadığı, gösterim hakkı karşılığı hasılat elde edildiği ve bölümün gösterildiği hafta fatura düzenlendiği, dönemsel olarak amortisman ayrılması durumunda elde edilen hasılat için yeterli maliyet ya da gider oluşmadığı için ticari karın üzerinde mali kar oluşmasına neden olduğu ve net kazanca göre daha fazla vergi ödendiği, bölümlere ait olarak sadece gösterim hakkının satıldığı, bölüm telif, fikri ve mülkiyet haklarının Şirketinize ait olduğu ile bahse konu bölümlerin ilgili dönem sonrasında tekrar satışının mümkün olduğu belirtilerek, bölümlerin gösterime girdiği hafta itibarıyla faturalanmasıyla birlikte bölüm maliyetlerinin tamamının geçici vergi ve hesap takviminde gider yazılmasının mümkün olup olmadığı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Kanunun 40 ıncı maddesinde de; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.
Aynı Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde ise, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir.
Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir.
Dönemsellik ilkesinde ise, bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Ayrıca “Dönemsellik” kavramı gereği işletmeler, gelir ve giderlerini tahakkuk esasına göre muhasebeleştirmek, hasılat, gelir ve karlarını aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırmak durumundadırlar. Bu ilke uyarınca gelir ve giderlerin ilgili oldukları dönemde kaydedilmesi gerekir.
Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanunun 32 inci maddesinin birinci fıkrasında, kurum kazancı üzerinden % 20 oranında kurumlar vergisi alınacağı, ikinci fıkrasında da kurumlar vergisi mükelleflerince, câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizce hazırlatılan dizi filmlere ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların ilgili dönem kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
-174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı; kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı; hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu; şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığının 12 şer aylık özel hesap dönemleri belli edebileceği; bu maddeye göre özel hesap dönemi tayin edilenlerin ticari ve zirai kazançlarının, hesap dönemlerinin kapandığı takvim yılının kazancı sayılacağı.
– 313 üncü maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269’uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği,
– 315 inci maddesinde; mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri, ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı,
– 320 nci maddesinde, her yılın amortismanının ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabileceği, amortismanın her hangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamayacağı
hükme bağlanmıştır.
Mezkur 313 üncü maddesi hükmü uyarınca, işletmenin aktifinde kayıtlı bir iktisadi kıymetin amortismana tabi tutulması için Kanunda belirtildiği üzere, işletmede bir yıldan fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması ve envantere yani aktife kayıtlı olması gerekmektedir.
Anılan 315 inci maddenin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları” tespit edilmiş ve bu oranlar 339, 365, 389, 399, 406, 418 ve 439 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste ile açıklanmıştır.
339, 365, 389, 399, 406, 418 ve 439 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listenin 44.9.1. bölümünde filmlerin faydalı ömür süresi 2 yıl ve amortisman oranı ilk yıl için % 60, ikinci yıl için % 40, 44.9.1.1. bölümünde ise sinema filmlerinin faydalı ömrü 2 yıl ve amortisman oranı ilk yıl için %85, ikinci yıl için %15 olarak tespit edilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerine göre;
Normal hesap dönemi olsun özel hesap dönemi olsun iktisadi kıymetlerin amortismanı sadece ilgili dönemlerde ayrılmalıdır. Bölüm bölüm çekilen dizi filmlerin çekildikleri hesap döneminde aktifleştirilmesi gerekmektedir.
Söz konusu dizi filmler sinema filmleri gibi değerlendirilmiş olup, dizi filmler için uygulanacak faydalı ömür ve amortisman oranları 339, 365, 389, 399, 406, 418 ve 439 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listenin 44.9.1.1. bölümünde belirlenmiş olan faydalı ömrü 2 yıl ve amortisman oranı ilk yıl için % 85, ikinci yıl için %15 amortisman oranlarıdır.
Kaynak: İstanbul Gelir İdaresi Başkanlığı
4 Ekim 2016 Tarih ve 62030549-125(6-2014/464)-152387 sayılı Özelge
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.