Ana Sayfa Muhasebe Defter beyan sisteminde kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan teslimler hangi kod ile...

    Defter beyan sisteminde kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan teslimler hangi kod ile kayıt edilmelidir?

    Avukat KDV Tevkifatı

    506
    0

    Avukat müşterim Cumhuriyet Başsavcılığına 5/10 tevkifatlı makbuz düzenlemiştir. Defter beyan sisteminde 2 adet 616 kodu bulunmaktadır. Birincisi 5018 sayılı kanuna ekli cetvellerdeki idare, kurum ve kuruluşlara yapılan diğer hizmetler ikincisi ise diğer hizmetler ama KDV beyannamesinde ekler bölümünde 616 bir tanedir. Sonuçta beyannamede 616 ya gidiyor. Ancak dbs de kayıt yaparken hangisini seçmeliyim?

    616 kod 

    5018 sayılı kanuna ekli cetvellerdeki idare, kurum ve kuruluşlara yapılan diğer hizmetler.

    Özelge: Yurtdışı avukatlık hizmetlerinde belge düzeni hk.

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

       
    Sayı : 67854564-1741-492 15/08/2013
    Konu : Yurtdışı avukatlık hizmetlerinde belge düzeni  

     

             İlgide kayıtlı özelge talep formunda, yurt içinde vergi mükellefi olan müvekkilinizin yurt dışındaki alacak davası dolayısıyla Almanya Mahkemesinde görülen davada Almanya’da avukatlık hizmeti verdiğiniz, avukatlık hizmet ücretini davanın sonunda aldığınız belirtilerek konu ile ilgili olarak Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

                I-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

             193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin (1) numaralı bendinde, Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilecekleri hüküm altına alınmıştır.

             Aynı Kanunun 65 inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

             Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…” hükmü yer almaktadır.

             Anılan Kanunun 66 ncı maddesinde ise serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin, serbest meslek erbabı olduğu hükmüne yer verilmiştir.

             Yine aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtilmiş olup, aynı maddenin 2/b numaralı bendiyle, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden % 20 oranında tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

             Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, şahsınızın yurt içinde vergi mükellefi olan müvekkilinizin yurt dışındaki (Almanya) alacak davasına katılma faaliyeti serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi ve tarafınıza ödenen toplam tutar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94/2-b maddesine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

             Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaçakçılığını Önleme Anlaşmasının “Serbest Meslek Faaliyetleri” başlıklı 14 üncü maddesinde;

             “1. Bir Akit Devletin mukimi olan bir gerçek kişinin serbest meslek hizmetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Bununla beraber, bu hizmet veya faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer:

    a) bu kişi, bu diğer Devlette, söz konusu hizmet veya faaliyetleri icra etmek amacıyla sürekli kullanabileceği sabit bir yere sahip ise; veya

    b) bu kişi, bu diğer Devlette, söz konusu hizmet veya faaliyetleri icra etmek amacıyla, 12 aylık herhangi bir kesintisiz dönemde, bir veya birkaç seferde toplam 183 gün veya daha uzun bir süre kalırsa,

             söz konusu gelir aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.

             Böyle bir durumda, olayına göre, ya yalnızca söz konusu sabit yere atfedilebilen gelir, ya da yalnızca bu diğer Devlette bulunulan süre içinde icra edilen hizmet veya faaliyetlerden elde edilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

    1. “Serbest meslek faaliyetleri” terimi, doktorların, avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerinin yanı sıra, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi, artistik, eğitici veya öğretici faaliyetleri kapsamına alır.”

             hükümlerine yer verilmiştir.

             Bu hükümlere göre, Türkiye mukimi olan şahsınızın Almanya’da icra edeceği serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği gelirleri; eğer faaliyetler, Almanya’da sabit bir yer vasıtasıyla icra edilirse veya şahsınız, bu faaliyetleri icra etmek amacıyla Almanya’da 12 aylık herhangi bir kesintisiz dönemde 183 günden fazla kalırsa, Almanya’nın vergileme hakkı bulunmaktadır.

             Anlaşma hükümlerine göre serbest meslek kazançları yönünden Almanya’da vergi ödenmesi durumunda ödenen bu vergiler; Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi”ne ilişkin 22 nci maddesinin 1 inci fıkrası çerçevesinde, Türkiye’de mahsup edilecektir.

                II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

             3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

             1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

             4/1 nci maddesinde, hizmetin teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

             6/b maddesinde, hizmet ifalarında işlemin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği,

             hüküm altına alınmıştır.

             Öte yandan 60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin 1.1.1. Yurtdışındaki İşlemler başlıklı  bölümünde;

                “KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir. Türkiye’de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

             Buna göre, Türkiye’deki bir mükellefin;

             – Yurt dışında düzenlenen bir fuara Türkiye’den katılan firmalara yurt dışında verdiği stant kurulumu, montajı, lojistik vb. hizmetler,

             – Yurt dışında yaptığı inşaat, onarım, montaj işleri,

             -Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye’ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

             -Türkiye’deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek suretiyle aynı sektörde faaliyette bulunan yabancı firmalarla tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği danışmanlık hizmeti,

             -Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti Türkiye’de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye’de faydalanılmadığından KDV’nin konusuna girmemektedir.

             Türkiye’de serbest meslek faaliyeti dolayısıyla KDV mükellefi olan bir doktor veya avukatın, Türkiye’de KDV mükellefi olan bir firmaya yurt dışında verdiği hizmetler de verginin konusuna girmeyecektir.”

             açıklamasına yer verilmiştir.      

             Buna göre, yurt içinde vergi mükellefi olan müvekkilinizin yurt dışındaki alacağı ile ilgili olarak, alacak davasının yurt dışındaki bir mahkemede görülmesi ve tarafınızca verilen hizmetin yurt dışında ifa edilmesi nedeniyle söz konusu hizmet KDV’nin konusuna girmediğinden katma değer vergisi hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

               III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

             213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Makbuz Mecburiyeti” başlıklı 236 ncı maddesinde; “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” hükmü yer almaktadır.

             Yukarıdaki açıklamalara göre;  yurt içinde vergi mükellefi olan müvekkilinizin yurt dışındaki (Almanya) alacak davasına katılma faaliyetinizin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi nedeniyle söz konusu faaliyetinize ilişkin olarak tarafınıza ödenen ücrete istinaden ödemeyi yapan adına serbest meslek makbuzu düzenlemeniz gerekmektedir.


    Kaynak: İsmmmo
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikMükellefiyet açılışı yapan mali müşavirler beyanname gönderebilmek için vergi dairesine bildirimde bulunmalı mıdır?
    Sonraki İçerikMayıs sonunda verilmesi gereken e-defterlerin gönderim süresi uzatıldı mı?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz