Ana Sayfa Muhasebe Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider...

    Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile KDV indirim

    15
    0

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

     

    Sayı

    :

    45404237-130[I.12.151.]-118

    14/04/2014

    Konu

    :

    Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile KDV indirim  

                İlgi (a)’da kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketiniz ile … arasında doğalgaz alım sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme hükümlerinde yer alan ödeme vadelerini …’ın tek taraflı değiştirmesi nedeniyle şirketiniz adına 2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV li gecikme faizi faturası düzenlendiği, söz konusu faturaların defterinize kaydedilmediği ve dava konusu edildiği, davanın şirketiniz aleyhine sonuçlandığı, şirketinizin doğalgaz alımından doğan borcunu geciktirmesi nedeniyle bahse konu yıllarda adı geçen firma tarafından düzenlenen faiz faturası (vade farkı) bedellerinin gecikme zammı ile birlikte …’a ödeneceği belirtilerek

                – Düzenlendiği tarihlerde kayda alınmayarak dava konusu yapılan (2006, 2007 ve 2010 tarihli) söz konusu gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının davanın sonuçlandığı 2012 takvim yılı kayıtlarına alınıp alınmayacağı ve indirim konusu yapılıp yapılmayacağı,

                – Mahkemenin gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verdiği yukarıda bahsi geçen gecikme faizi faturaları üzerinden ilaveten hesaplanacak gecikme faizi tutarları için BOTAŞ’ın 2012 mali yılı döneminde fatura düzenleyip düzenlemeyeceği, düzenlenmesi halinde söz konusu faturada gösterilen KDV nin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün istenilmesi üzerine, ilgi (b)’de kayıtlı özelgemizde; … A.Ş.’ne dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarlarının fatura düzenlenmesi suretiyle belgelendirilmesi gerektiği, şirketinizce belirtilen yıllara ilişkin olarak düzenlenen ve aranızdaki ihtilaftan dolayı günümüze kadar kayıtlarınıza alınmayan fatura bedellerinin genel muhasebe ilkelerine uymak ve ilgili yıl gelir hesaplarıyla bağlantı kurulması suretiyle 2012 yılı defterlerine kaydedilmesi mümkün bulunduğu,

                – Şirketiniz adına düzenlenen (2006, 2007 ve 2010 tarihli) gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının, söz konusu belgeler vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceğinden vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılından sonra kanuni defterlerinize kaydettiğiniz belgelere istinaden indirim hakkından yararlanmanızın mümkün olmadığı,

                – Ancak, …  A.Ş.’ye dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarları için adı geçen şirket tarafından düzenlenecek faturalarda gösterilen KDV tutarının, Kanunun 29 ila 34 üncü maddesindeki hükümler çerçevesinde söz konusu belgelerin vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamış olmak kaydıyla kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği yönünde görüş tayin edilmişti.

                Bu defa ilgi (c) ve (ç)’de kayıtlı özelge talep formlarınızda;  2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV’li olarak düzenlenen gecikme faizi faturalarında yer alan tutarların 2012 mali yılı kayıtlarında gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ile geçmiş dönemlerle  ilgili olarak 2012 yılında ödenecek gecikme faizi tutarlarının KDV indirimi açısından vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleşeceği hususunda bilgi talep edilmektedir.

                KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN :

                5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

                193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (3) numaralı bendinde ise işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilam veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği; aynı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların gider olarak yazılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

                Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmeyeceği; (g) bendinde ise sözleşmelerde cezai şart olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar ile tazminat giderlerinin kurum kazançlarının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

                Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

                Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere şirketinizce dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 yıllarına ilişkin gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarları miktar itibarıyla kesinleşip ödendiği dönem itibarıyla kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir

                KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

                KDV Kanununun;

                29/1-a maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri,

                29/3 üncü maddesinde; indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

                34/1 inci maddesinde de, yurt içinden sağlanan veya ithal edilen mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar üzerinden ayrıca gösterilmek ve kanuni defterlere kaydedilmek suretiyle indirilebileceği

                hükme bağlanmıştır.

                Buna göre; şirketinizce dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 tarihli faturalar üzerinden ilaveten hesaplanan gecikme faizi tutarları için düzenlenen faturalarda yer alan KDV tutarları,  mahkeme kararının tebliğ edildiği takvim yılı aşılmamış olmak kaydıyla belgelerin kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilecektir.

     


    Kaynak: İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikAcenteler aracılığı ile yabancı hastalara Türkiye’de verilen sağlık hizmetlerinde KDV istisnası var mıdır?
    Sonraki İçerikBasit Usulden Yararlanan Mükellefler Fatura Düzenlemek Zorunda Mıdır?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz