Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ Covid-19’un Mevcut Konkordato Projelerine Etkisi

Covid-19’un Mevcut Konkordato Projelerine Etkisi

870
0

Stj. Av. Sezer Emre
s.emre@ozgunlaw.com


COVİD-19’UN
MEVCUT
KONKORDATO
PROJELERİNE ETKİSİ

Ülkemiz ve dünya, 11.03.2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemik bir hastalık olarak ilan edilen Covid-19 virüsüyle yaklaşık üç aydır mücadele ediyor. Bu mücadele sürdürülürken salgın hastalığın yayılmasını engellemek amacıyla hem ülkemiz hem dünya genelinde farklı uygulamalarla bireyler arasındaki sosyal mesafenin korunmasına özen gösterilmektedir.

Bu kapsamda, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması sebebiyle usulü bakımından Anayasa’ya aykırılığı tartışmalı olsa da başta İçişleri Bakanlığı genelgeleri olmak üzere yasal düzenlemelerle ülkemizde pek çok farklı ilimiz karantina bölgesi ilan edilmiş, bazı işletmeler kapatılmış, ihracat ve ithalata kısıtlamalar getirilmiş, şehirlerarası seyahat kısıtlanmış hatta zaman zaman sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.

Devletin aldığı tedbirlerin yanı sıra, pek çok ticari şirket ve işletme, işletme konularıyla uygun olması hâlinde evden çalışarak, işletme konularına uygun olmaması hâlinde ise işlerini geçici bir süreliğine durdurma kararı alarak sosyal izolasyona gönüllü olarak veya mecburen ayak uydurdular.

Neticede Covid-19 virüsünden kaynaklı olarak pek çok farklı sektörde bulunan ticari şirket, işletme ve şahıs ithalat-ihracat kısıtlamalarından, çalışma modellerinin değişmesinden, piyasada yeterli arz bulunamamasından, maliyetlerinin artmasından ve benzeri birçok nedenden dolayı etkilendi, iktisadi olarak zarar gördü.

Ancak, doğal olarak, ödeme güçlüğü yaşayan, mali kaynakları zayıf olan ve borçları bulunan ticari şirketler, işletmeler ve şahıslar Covid-19 virüsünün getirdiği iktisadi problemleri daha ağır hissedecekler.

Bu kapsamda; bu makalede, salgın hastalığın, iktisadi durumu ve mali yapısı sebebiyle piyasadaki rakiplerine göre daha dezavantajlı olan, Covid-19 virüsünün maliyetinden daha çok etkilenmesi muhtemel olan konkordatoya başvurmuş gerçek veya tüzel kişilerin konkordato projelerine etkisi, projelerin başarıya ulaşma ihtimalinin değerlendirilmesi ile sınırlı olarak, incelenecektir.

A. Konkordatonun Tanımı ve Amacı

Konkordato, vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi bulunan borçlunun, alacaklıları ile anlaşmak suretiyle borçlarını tasfiye etmesine veya işletmesinin mali durumunu düzeltmesine imkân veren bir cebri icra hukuku müessesesidir. [1]

İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun, borçlunun alacaklıları ile müzakere ederek borçlarını tasfiye etmesi veya mali durumunun düzelmesi esasına dayanarak konkordato müessesesi yeniden düzenlenmiş ve borçlunun mali durumunun iyileşmesi ve işletmesinin faaliyetine devam etmesi amacına hizmet etmesi amaçlanmıştır. [2]

Konkordato müessesesi, borçlunun mali durumunu iyileştirip cebri icra tehdidi altında olmadan borçlarını ödemesine imkân sağlarken alacaklıların da haciz ve iflâsın gerektirdiği masrafları yapmadan alacaklarını tahsil etmesine imkân sağlamaktadır. [3]

Konkordato müessesesi sağladığı bu imkânların yanı sıra, iktisadi belirsizlik ve kriz dönemlerinde sosyal olayların önlenmesi bakımından bir fren mekanizması işlevini de yerine getirmektedir.

B. Konkordatonun Hukuki Niteliği

Konkordatonun hukuki niteliğinde, doktrinde tartışmalar bulunmakta olup görüş birliği bulunmamaktadır.

Bir görüşe göre, konkordato borçlu ile alacaklıların çoğunluğu arasında yapılan sözleşmedir. [4] Öğretide bu görüşe muhalif olanlar, bu görüşün, konkordatoya muvafakati bulunmayan veya menfi oy vermiş bulunan alacaklıların da konkordatoyla bağlı olduğunu açıklamasında yetersiz kalmasından dolayı eleştirmiştir. [5]

Doktrindeki hâkim görüş ise, konkordatonun, iflâsa yaklaşan özel ve hafifletilmiş (yumuşatılmış) kendine özgü bir cebri icra türü ve kolektif bir tasfiye şekli olduğunu ileri sürüp konkordatoyu cebri icra hukuku kurumu olarak nitelendirmektedir. [6]

Öğretideki bu görüş ayrılığı, konkordato bir sözleşme mahiyetinde görülecek olursa, yorum ve uygulamasında Borçlar Kanunu’na, bir cebri icra kurumu niteliğinde görülürse, yorum ve uygulamasında İcra ve İflas Kanunu’na başvurulması gerektiğinde dolayı önem arz etmektedir. [7]

Kanaatimizce de konkordato borçlu ile alacaklıların yaptığı anlaşmaya dayanan, borçlunun mali durumunu iyileştirmeye, işletmesinin devamlılığını sağlamaya yarayan, borçlunun faydasına olduğu gibi alacaklının da faydasına olan kolektif bir cebri icra hukuku kurumudur. Türk Hukukunda konkordatoyla ilgili düzenlenen hükümlerde, borçların tasfiyesinin iyileştirilme çerçevesinde gerçekleşmesi esası ile konkordato prosedürünün işletilmesi gerekliliği üzerinde durulmuştur. [8] Bu bakımdan, borçların yapılandırılması ve tasfiyesinde borçlunun mali durumunun iyileştirilmesini esas alan konkordato kendine özgü bir müessese olup klasik genel hükümlerden ayrılması; yorumlanmasında ve uygulanmasında İcra İflas Kanunu’nun ilgili özel hükümlerine başvurulması gerekmektedir.

C. Konkordato Başvurusu ve Başvuruya Eklenecek Belgeler

İflasa tabi olan veya olmayan, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında olan borçlu, iflas talebinde bulunabilecek alacaklı yetkili ve görevli mahkemeden, gider avansını yatırarak, konkordato talebinde bulunabilir.

Konkordato teklifini bütün konkordato türleri bakımından incelemekle görevli olan mahkeme, hem iflasa tabi borçlular bakımından hem de iflasa tabi olmayan borçlular bakımından asliye ticaret mahkemesidir. İflasa tabi borçlular bakımından yetkili mahkeme borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesiyken, iflasa tabi olmayan borçlular bakımından ise borçlunun yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.

İcra İflas Kanunu madde 286’da konkordato talebinde bulunan borçlunun başvuruya eklemesi gereken belgeler yer almaktadır. Bu belgelerin mahkemeye eksiksiz sunulması gerekmekte olup özel yargılama şartıdır.  Bu belgeler, kanun hükmünde de yer aldığı sırasıyla, konkordato ön projesi,  borçlunun malvarlığını ve mali durumunu gösteren belgeler, ticari defterler, nakit akım tablosu, nihai bilanço ve ara bilançolar, alacaklıları, alacak miktarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste, alacaklıların eline konkordatoda ve iflasta geçecek alacak miktarını gösteren karşılaştırmalı tablo, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanaklarıdır.

Şayet konkordato teklifinde bulunan alacaklı ise bu belgeler, başvurudan sonra makul süre içerisinde, borçlu tarafından, yetkili asliye ticaret mahkemesine sunulur.

D. Konkordato Ön Projesi ve Başvurunun Değerlendirilmesi

Konkordato talebi üzerine, mahkeme, İcra İflas Kanunu madde 286’da belirtilen belgelerin eksiksiz sunulup sunulmadığına ilişkin sınırlı inceleme yapabilir. Konkordato talebi üzerine mahkeme, İİK m. 286’da belirtilen belgeler eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ederse, derhal geçici mühlet kararı verir.

Ön projenin ve eklerinin içerik ve yerindelik bakımından incelenmesi ise geçici mühlet kararıyla atanan geçici komiser tarafından yapılacaktır. Geçici komiser, konkordatonun başarı şansının bulunmadığına ilişkin bir rapor düzenlediği takdirde, geçici mühlet kararı mahkeme tarafından kaldırılacak ve iflasa tabi olan borçlular hakkında iflas kararı verilebilecektir. [9]

Borçlunun konkordato başvurusu ile birlikte sunduğu proje ön projedir. İİK 286/1.a bendinde de, konkordato ön projesi bir anlamda tanımlanmış ve borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje olarak ifade edilmiştir. Ön projeyle borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalı ki projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığı değerlendirebilmelidir. [10]

Ön projenin uygunluğunun denetleneceği kayıtlar ise yasanın devam eden bentlerinde ifade edilmiştir. Borçlunun malvarlığını gösterir belgeler, alacaklılar, alacak miktarları vb. belgeler, konkordato ön projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağına dair tespitte en önemli unsurlardır. Çünkü, geçici komiser, öncelikle bu belgelerle ile ön projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını ve kayıtlarla uygun olup olmadığını değerlendirecektir. Diğer yandan, 286/1- a bendinde, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ifadesi ile konkordatonun amacının da bir anlamda ifade bulduğunun kabulü doğru olacaktır. [11]

Ön projenin borçlunun, mali durumunu iyileştirmeyeceği ve borçlarını ödemesi için yetersiz olduğu geçici komiser raporuyla mahkemeye sunulduğu takdirde, mahkeme konkordato talebinin reddine karar vermelidir. Zira İİK’da da konkordato mühletinin amaçlarından biri açıkça borçlunun iyileşmesidir.

Ancak burada iyileşmeden söz edebilmesi için bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp başarılı bir iyileşme için yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. “Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır.” [12]

Kısacası, konkordato başvurusu neticesinde, mahkemenin, geçici mühlet süresi içerisinde, kesin mühlet kararı verilebilmesi için, geçici mühletten bu yana meydana gelen gelişmeleri de dikkate almak suretiyle, borçlunun doğmuş ve gelecekte doğacak borçlarını ödeyebilecek duruma geleceğine dair gerçekçi ihtimalin bulunduğuna, ön projenin başarılı olabileceğine kanaat getirmesi getirmektedir. [13]

E. Konkordato Teklifinin Kaynaklarla Orantılı Olması

Konkordato talebini inceleyen mahkemenin, talebi kabul edebilmesi için borçlunun, borçlarını teklif ettiği konkordatodaki şartlara göre ödemesinin mümkün olduğu ve konkordatonun, borçlunun ödeme kabiliyetini tekrar kazanması amacına hizmet edeceği yolunda kuvvetli bir ihtimalin varlığına kanaat getirmesi gerekir.

Mahkemenin bu kanaatte bulunabilmesi için de konkordato projesiyle, borçlunun borçlarını tasfiye edebilmesi için alacaklılara ödeneceği teklif olunan meblağ, borçlunun kaynakları ile orantılı olmalıdır. Kaynak kavramı, ödeme araçları ve temin edilebilecek, borçlunun alacaklarının, muhtemel gelirlerinin ve nakit akışının da dahil olduğu her türlü finansal kaynağı ifade etmektedir. [14]

Borçlunun teklifinin kaynakları ile orantılı olup olmadığı, borçlunun bilançosunun aktifinde yer alan malvarlığı değerlerinin yanı sıra, beklenen haklar ve yaratabileceği kredi potansiyeli dikkate alınarak tespit edilir.

Borçlunun teklifinin kaynakları ile orantılı olmaması tek başına geçici konkordato mühletinin kaldırılması veya borçlu hakkında kesin mühletin kaldırılması veya borçlu hakkında kesin mühlet verilmemesi sonucunu doğurmaz. Zira kesin mühlet içerisinde borçlu ön projesini revize edebilir. Borçlu mevcudu ile orantısız ön projesini kesin mühlet içinde revize etmez veya etse dahi teklifi yine kaynakları ile orantılı olmaz ise, borçlunun konkordatosunun başarı ile sonuçlanmayacağı anlaşılmış olur. [15]

F. Konkordato Projesi ve Projenin Başarıya Ulaşması Şartı

Konkordato projesi, konkordato teklifinin, alacaklılar tarafından yapılan oylama ve mahkeme tarafından kabul edilmesi hâlinde borçlunun yol haritasını gösteren, uygulanması ve gerçekleşmesi mümkün olması gereken belgedir.

Kesin mühlet süresi içerisinde konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, komiserin yazılı raporu üzerine, mahkeme, konkordato projesinin başarıya ulaşmayacağını anlıyorsa, borçlu iflasa tabiyse kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen, borçlu iflasa tabi değilse kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine verir. (İİK m.292)

Kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilmesini öngören İİK m.292 hükmü geçici mühlet hakkında da kıyasen uygulanır.

Konkordato projesinin başarıya ulaşması ile kastedilen husus ise, konkordato projesinin gerçekleşme ihtimaline sahip görülmesidir. Nitekim, İcra İflas Kanunu’nun 287. maddesinde değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun’un 14. maddesinin gerekçesinde de konkordato projesinin başarıya ulaşamaması, konkordato talebinde bulunanın mali durumunun düzelmesinin mümkün olmaması, yani borçlunun iyileşmemesi veya konkordato teklifinin tasdiki şartlarını yerine getirememesi olarak açıklanmıştır.

Mahkeme konkordato projesinin başarıya olasılığı hakkında kanaatte bulunurken, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözeterek, objektif verilere göre kanaatte bulunmalıdır. [16]

G. Covid-19’un Konkordato Projelerinin Başarıya Ulaşmasına Olumsuz Etkileri

Yukarıda, birtakım teorik bilgiler verilerek, konkordatonun cebri icra hukuku kurumu olduğu ve yorumlanmasında, uygulanmasında, İcra İflas Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği, konkordatonun başarıya ulaşamamasının anlaşıldığı takdirde, mahkeme tarafından reddedilmesi gerektiği ve projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağının tespit edilmesinde aranan kıstasların ne olduğu izah edildi.

Konkordatoya ilişkin yorum getirirken veya uygulamadaki ihtilaflara çözüm ararken, İcra İflas Kanunu’nun ilgili hükümlerinin esas alınmasının vurgulanması ise, aşağıda değinilecek olan Covid 19’un getirdiği iktisadi problemlerin, konkordato projesinin başarıya ulaşmasına engel olmasına ilişkin meseleye, Türk Borçlar Kanunu’nun mücbir sebep, aşırı ifa güçlüğü gibi hükümlerinin uygulanamayacağındandır.

Meselemizin özüne tekrar dönersek, makalenin başında da bahsedildiği üzere, Covid-19 kapsamında kamu sağlığını tehlikeye atmamak için alınan, şehirlerarası seyahatlerin yasaklanması, ülkeler arasında sınırların kapatılması, belli sektörlerde ihracat ve ithalatın sınırlanması ve işyerlerinin kapatılması gibi tedbirler ticari hayatın doğal olarak sekteye uğramasına neden oldu.

Alınan tedbirlerin ticari hayatın akışını sekteye uğratmasının yanında, salgın hastalık beraberinde ekonomik belirsizlikleri de getirdi. Ekonomik belirsizlikler nedeniyle, bireyler temel ihtiyaçları haricinde masraflarını asgari düzeye indirirken şirketlerle işletmeler yatırımlarını durdurdular; müşterilerini, potansiyel gelir kaynaklarını kaybettiler ve maliyetlerinin artmaması, işletmenin devamlılığı için ister istemez küçülmeye gitmeyi tercih ettiler.

Tüm bu alınan tedbirler ve belirsizliğin getirdiği iktisadi daralma, konkordato borçlularını ve konkordato projelerini de etkiledi. Zira, değinildiği üzere, mahkeme, konkordato projesinin başarıya ulaşabileceğine kanaat getirdiği takdirde konkordato teklifini kabul eder, kesin mühlet kararını verir ve konkordatoyu tasdik eder. Aksi takdirde, konkordato zaten başarıya ulaşamayacaksa, borçlu mali yapısını düzeltemeyeceği ve borçlarını da tasfiye edemeyeceği için, bu durumda, borçluya mühlet vermek hem alacaklıları mağdur edecektir hem de konkordato müessesesinin amaçlarını yerine getirmeyecektir.

7226 sayılı Kanun’un Geçici Madde 1 2. fıkrası c bendiyle, konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları durdurulduğu için, kanunda belirlenen durma süresi boyunca, zaten konkordato başvurusunda bulunmakta hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu sayede borçlu hem muhtemel takiplerden korunurken hem de sürelerin işlemeye devam etmesinden sonra, konkordatoya başvurup ön projesini sunarken finansal ve iktisadi durumunu öngörebilecektir.

Ancak Covid-19’un neden olduğu global ve ulusal iktisadi daralma nedeniyle, mevcut konkordato projelerinin başarıya ulaşma ihtimali ciddi oranda düşerken borçlunun borçlarını teklif ettiği konkordatodaki şartlara göre ödemesi pek mümkün gözükmemektedir.

Bu kapsamda, borçlunun iradesi dışında gerçekleşen öngörülemez nedenlerden ötürü, başarıya ulaşma ihtimali ciddi şekilde tehlikeye giren veya ortadan kalkan konkordato projeleri hakkında yetkili Mahkemelerin ret kararı vermesi veya yararı olmamasına rağmen mühletin uzatılması kararı vermesi yerine, hem Mahkemeler tarafından resen hem de borçlu tarafından, konkordatonun bulunduğu aşama da göz önünde bulundurularak, ivedilikle İcra İflas Kanunundaki ilgili hükümlere başvurulmalıdır.

Öncelikle, konkordato henüz alacaklılar toplantısı yapılması aşamasına gelmediyse, borçlu alacaklılarla yapılacak müzakereye kadar ön projesinde kaynakları ile orantılı olarak değişiklikler yapabilir. Borçlu bu alacaklılar toplantısına kadar, Covid-19 virüsünden kaynaklı meydana gelen iktisadi durumu da göz önünde bulundurup ön projesini revize etmelidir.

Borçlu kendiliğinden ön projesini revize etmediği takdirde, alacaklılar toplantısında alacaklılarla müzakere ederek de müzakere neticesinde projesinde değişiklikler yapabilir.

Ancak alacaklılar tarafından oylanan proje de nihai olmayıp, hâkim, talep üzerine veya kendiliğinden yetersiz bulduğu bir projede değişiklik yapılmasını isteyebilir. (İİK m. 305, II) Bu kapsamda mahkeme de konkordatonun tasdikinin kabulüne ya da konkordatonun reddine karar verene kadar, borçlunun ödeme imkânını ortadan kaldırmayıp alacaklıları mağdur etmeyecek ve borçlunun mali yapısını bozmadan işletmesinin devamlılığını sağlayacak şekilde projede değişiklik yapılması gerektiğine dair borçluya tavsiye vermelidir.

Lakin konkordatonun tasdiki aşamasından önce, konkordato hükümlerinin ve ilkelerinin kapsamında yapılacaklar bu kadarla sınırlı olup borçlunun iradesi dışında öngörülemeyen bir sebepten dolayı konkordato projesinin başarısız olma ve konkordatonun bu sebepten reddedilme ihtimali ortaya çıktığı takdirde, konkordato borçlusunu da alacaklısını da mağdur etmeden konkordato projesinin başarıya ulaştırılması için ne olması gerektiğine ve neler yapılması gerektiğine dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır.

Konkordatonun tasdikiyle birlikte ise her ne kadar konkordato bağlayıcı hâle gelse de İcra İflas Kanunu madde 308/e bendinde yer aldığı üzere, kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Borçlunun konkordato projesindeki ödeme planına uymaması ve neticesinde konkordatonun kısmen feshedilmesi hâlinde ise, konkordato projesi kısmen başarısızlığa uğrayacağı gibi alacaklı alacağını konkordatodan önceki haliyle, konkordato anlaşmasıyla bağlı kalmadan isteyebilecektir.

Konkordato borçlusunun, salgın hastalıktan ötürü, borçlunun iradesi dışında ortaya çıkan öngöremediği iktisadi daralma nedeniyle, konkordato tasdikinden sonra, ödeme planına uyamaması neticesinde borçluyu koruyucu hükümler de İcra İflas Kanunu’nda bulunmamaktadır.

Kanaatimizce, borçlunun iradesi dışında gelişen ve öngörülemeyen nedenlerden ötürü olarak konkordato projesinin başarısız olma ihtimali ortaya çıktığı takdirde ve bu ihtimal neticesinde konkordatonun reddedilmesi ya da tasdik edildiyse ödeme planına uyulamamasından dolayı kısmen feshedilmesi kararı verilmesi borçluya ağır bir külfet yükleyecektir. Bu kapsamda, konkordatonun cebri icra hukuku kurumu olduğu ve konkordatonun amaçları da göz önünde bulundurularak, akademik çevrelerin görüşlerine de başvurularak, kanun koyucu tarafından yasal düzenlemeler getirilmelidir.

SONUÇ

Cebri icra hukuku kurumu olan konkordato müessesesinde amaç, borçlunun cebri icra tehdidi altında olmadan borçlarını tasfiye etmesi, işletmesinin devamlılığını sağlaması ve mali yapısını düzeltmesine imkân sağlanmasıdır.  Konkordatodaki şartlara göre borçlunun ödemesinin, yani borçlarının tasfiyesinin mümkün olması ve borcun tasfiyesi için de alacaklılara teklif olunan meblağ ile borçlunun kaynaklarının orantılı olması gerekir.

Konkordato borçlusunun mali durumunun düzelmeyeceği açıksa veya konkordato teklifinin, konkordatonun tasdiki şartlarını yerine getirememesi söz konusuysa konkordatonun başarıya ulaşamaması sebebiyle konkordato başvurusu reddedilmelidir.

Ancak, Covid-19 virüsünün etkilerinden dolayı global ve ulusal çapta öngörülemeyen bir ekonomik daralma söz konusu olup konkordato borçlusunun iradesi dışında, mevcut konkordato projelerinin başarısız olma ihtimali söz konusudur. Bu durum borçluya ağır külfet yükleyeceğinden, konkordato müessesesinin işlevinin de korunarak, ilkeleri ve amacı göz ardı edilmeden, borçluyu koruyucu ve alacaklıların da tahsil imkânını sağlayan yasal düzenlemeler kanun koyucu tarafından getirilmelidir. Aksi takdirde, bu süreç neticesinde hem borçlular hem alacaklılar mağdur olacak, ticari işletmeler devamlılığını sağlayamayacaktır.

Stj. Av. Sezer Emre


Kaynakça:

1-ATALI, ERMENEK, ERDOĞAN İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2019

2-PEKCANITEZ, ATALAY, SUNGURTEKİN ÖZKAN, ÖZEKES, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı 5. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2018

3-MUŞUL, İflas ve Konkordato Hukuku, 1. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara 2018

4-BELGESAY, İcra ve İflas Hukuku Sentetik Bölüm, C.II, İstanbul 1953

5-ATALI, ERMENEK, ERDOĞAN İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2019

6-Av. Talih UYAR, Yeni Konkordato Hukukumuzun Temel İlkeleri, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Ankara 2019

7-Av. Talih UYAR, Yeni Konkordato Hukukumuzun Temel İlkeleri, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Ankara 2019

8-Tolga TÜRKOĞLU, Adi Konkordatoda Kesin Mühlet ve Hukuki Sonuçları, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2019

9-PEKCANITEZ, ATALAY, SUNGURTEKİN ÖZKAN, ÖZEKES, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı 5. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2018

10-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 17. HD., E. 2019/1635 K. 2020/421 T. 13.2.2020

11-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 17. HD., E. 2019/2173 K. 2019/1850 T. 17.10.2019

12-Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 187

13-Yargıtay Kararı – 23. HD., E. 2019/3457 K. 2020/701 T. 5.2.2020

14- PEKCANITEZ, ATALAY, SUNGURTEKİN ÖZKAN, ÖZEKES, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı 5. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2018

15-ATALI, ERMENEK, ERDOĞAN İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2019

16-Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku – Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt

 


Kaynak: Stajyer Av. Sezer Emre – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikSMMM Sözleşmesi tek taraflı yapılabilir mi?
Sonraki İçerikYeni işe girenler için nakit ücret desteği talep edilebilir mi?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz