Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ Covıd-19 Sonrası Yeni Dünya Düzeni – Dijital Para Ve Türk Mevzuatındaki Yeri

Covıd-19 Sonrası Yeni Dünya Düzeni – Dijital Para Ve Türk Mevzuatındaki Yeri

1509
0

Av. Semra GÜRÇAL
semra@ozgunlaw.com

 



COVID-19 SONRASI YENİ DÜNYA DÜZENİ:

“DİJİTAL PARA” VE TÜRK MEVZUATINDAKİ YERİ

Tüm dünya aylardır, alışık olmadığı bir biçimde büyük çapta, beklenmedik ve ciddi kayıplara yol açan Covid-19 pandemisi ile mücadele ediyor. Covid-19, henüz bu mücadele devam ederken herkese bir sağlık krizi olmaktan daha da öteye giderek sosyal hayatları, tüketim alışkanlıklarını, davranış kalıplarını, siyaseti, uluslararası ilişkileri ve belki de en çok da ekonomiyi büyük bir değişim ve dönüşüme zorlayacağını açıkça gösteriyor.

Bir yandan tüm dünya salgının yayılış hızını kontrol altına almaya çabalarken, diğer yandan ekonomistlerden siyasetçilere, sağlıkçılardan eğitimcilere tüm uzmanlar bu sürecin her alanda sonuçlarını öngörmeye çabalıyor.

Pek çok tahmin ve öngörüde bulunulmakta ise de tam anlamıyla cevabı ancak deneyimlenerek öğrenebilecek hayati bir soru var; “Sonunda işlerimize, okullarımıza, sosyal hayatlarımıza geri döndüğümüzde, sırada bizi ne bekliyor?”

Ekonomistlerin bu konudaki öngörüsü çoğunlukla aynı yönde: Yaşanan bu süreç önceki mali krizlerde olduğu gibi, hatta muhtemelen daha sarsıcı bir güçle, bir domino etkisi yaratarak var olan sistemdeki kusurları ortaya çıkaracak.

Yaşanan bu panik sonucunda piyasalar yeni kurtarıcılarına sarılarak bu dehlizden kurtulmaya ve yeniden nefes almaya çalışacak. Piyasaları, ulusal ve uluslararası ticareti, ödeme sistemlerini, tüketici alışkanlıklarını yönlendirmede ve uzun süre nefessiz kalmış endüstriyi canlandırmada yeni finansal enstrümanlar bu noktada ekonominin geleceğini belirleyecek.

“Nakit Para” dolaşımının salgının bulaşma hızını arttırdığı yönündeki açıklamaların halk üzerindeki ürkütücü etkisi bir yana, yaşanan bu süreçlerin gerek ticari gerekse tüketici alışkanlıklarına hâkim olan ekonomi enstrümanlarını küresel anlamda büyük bir dönüşüm ve değişime zorlayacağı aşikâr.

Bu ekonomik enstrümanlar arasında şüphesiz ki “paranın” son yıllarda yükselişte olan yeni formları da yer alıyor.  İşte bu noktada karşımıza “dijital para” kavramı çıkıyor.

Öyle ki geçtiğimiz haftalarda Çin’in Merkez Bankası destekli ilk dijital para birimini (CBDC) test etmek için kullanıldığı iddia edilen dijital cüzdanın ekran görüntüsü tüm dünyanın yoğun ilgisini çekti. (1)

Keza 23 Mart 2020 tarihinde gerçekleştirilen ABD Kongresi’nde senatörlerin koronavirüs salgınının tetiklediği ekonomik krizle mücadele için hazırlanan pakete “dijital dolar”ın da eklenmesi önerisinde bulunması sonrasında, ABD Merkez Bankası FED’in basacağı dijital dolar ile küresel ekonomik kriz sebebiyle her ABD vatandaşına verilmesi düşünülen 1000 doların ödenecek tüm Amerikan vatandaşlarının dijital cüzdanlara ödenmesi konuşuluyor. (2)

Yine yakın zamanda, Almanya merkezli yatırım bankası Deutsche Bank’ın analistleri koronavirüs salgının dijital paraların kabul görmesinde önemli bir rol oynayacağına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Peki Türkiye bu değişen düzenin neresinde duruyor?

Bu makalemizde sizlere “dijital para” terimine ilişkin özet bir bilgi vererek Türkiye’nin Dijital Para karşısındaki durumunu, dijital paranın “kontrollü” türlerini ve dijital paranın aslında uzun zamandır hayatımızda olan elektronik para halini yasal mevzuat ve BDDK uygulamaları çerçevesinde açıklamaya çalışacağız.

Dijital Para Nedir?

Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından 2016’da yayımlanan raporda kullanılan sınıflandırmaya göre, dijital olarak bir değeri temsil eden varlıklar “dijital para birimi” olarak adlandırılmaktadır. (3)

Dijital paranın ilk örneklerinin 1980’li yıllarda Hollanda’da gece çalışmaları esnasında yakıt alan kamyon şoförlerini ve benzin istasyonlarını hırsızlığa karşı korumak için akıllı kartlara para yüklenmesi ve bu paralarla yakıt alınabilmesini sağlayan elektronik ödeme sisteminin kurulması ile ortaya çıktığı bilinmektedir.

En basit anlatımıyla dijital paralar, elektronik olarak saklanan ve transfer edilebilen paralardır. Banka hesabımızdaki dijital para, kâğıt paraların temsilidir. (4)

Dijital paraların ihracı ve kullanılması, şüphesiz ki en başta merkez bankacılığını ilgilendiren ve etkileyen bir konu olarak görülmüştür.  Zira, paranın bildiğimiz kâğıt para ve madeni para hâlinde para basma ve ihraç yetkisi TBMM’nin süresiz olarak ve tek elden vermiş olduğu imtiyaz ile Merkez Bankası’na aittir.

Merkez Bankası parasına alternatif yeni para birimlerinin ortaya çıkmasının her şeyden önce bu tekel yetki bakımından tartışılması zaruri bir husustur. Bununla birlikte, alternatif para formları ile Merkez Bankası parasına olan talebin azalması hâlinde, devletin para ihracı üzerindeki kontrolü zorlaşacak ve bu durum hem rekabetçi piyasadaki dengelerin bozulmasına hem de birtakım ciddi yasa dışı durumların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilecektir.

Bu nedenle terim anlamıyla bünyesinde sanal para birimlerini, Bitcoin ve türevleri gibi kripto para birimlerini de barındıran ve aslında serbest rekabetçi bir yaklaşım ile ortaya çıkan “dijital para” kavramı, günümüzde daha kontrolcü bir yaklaşım altında kalarak ve denetime tabi tutulma maksadıyla “Merkez Bankası Dijital Parası” (Central Bank Digital Currency: “CBDC”) oluşturma düşüncesini ortaya çıkarmıştır.

“CBDC” ihracı ile dijital paralar, anonim dijital paralar ve merkez bankası dijital parası olarak iki keskin ayrım ile ayrılacaktır.  Zira, merkez bankalarının dijital para ihraç etme ihtiyacı aslında diğer anonim dijital paraların Merkez Bankası’nın para politikası üzerindeki kontrol gücünü zayıflatacağı ihtimaline karşı bir tepki ve tedbir olarak ortaya çıkmıştır.

Dolayısıyla “CBDC” kavramı ile, klasik dijital para kavramı sınırlandırılmakta, Merkez Bankası tarafından yeni piyasaya sürülecek resmi bir “dijital para” kastedilmektedir. Merkez Bankası dijital parası, yasal ödeme aracı olarak toplum tarafından kabul edilen fiat paranın dijital halidir (Mancini-Griffoli vd., 2018: 4)

Diğer bir tanıma göre, banknot ve madeni paralardan oluşan nakit paranın elektronik forma dönüştürülmesidir (Ahmat ve Bashir, 2017).

Kısacası, nakit ve mevduat ile mevcut olacak yeni tip bir paradır. Bu bağlamda, Merkez Bankası’nın bir yükümlülüğü olması nedeniyle nakit gibi, dijital olması sebebiyle de ticari bankalardaki mevduat gibi düşünülebilir (Denmarks Nationalbank, 2017).

Keza, dijital para arzı ile birlikte, para sahiplerinin Merkez Bankası’nda mevduat hesabı açarak varlık biriktirmeleri, faiz geliri elde etmeleri ve bu hesaplarını tıpkı fiziki paralar gibi ödemelerde kullanabilmeleri mümkün olacaktır. (5)

Günümüzde, İskandinav ülkeleri, Çin, Amerika başta olmak üzere pek çok ülkenin “CBDC”ler ile ilgili olarak yoğun çalışmalar yapmakta olduğu bilinmektedir. Türkiye’de ise bu konuda henüz yasal bir düzenleme bulunmamakla birlikte; “blockchain tabanlı dijital merkez bankası parası” çıkarılması hususu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kalkınma planı olan, 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı’nda yer almaktadır.

Şüphesiz ki Merkez Bankası tarafından ihraç edilecek olan bu dijital paralar hukuki pek çok soruyu da beraberinde getirecektir.

Dijital paranın borç ilişkilerindeki ifa usullerini ve ispat araçlarını ne şekilde etkileyeceği, ödeme aracı olarak dijital paranın belirlenmesi/kullanılması hâlinde, ispat vasıtalarının ne olacağı, bu yeni sistemde paranın sahteciliğe ve siber saldırılara karşı ne şekilde korunacağı ve dijital para dolaşımının vergisel boyutu her biri ayrı ayrı ele alınması gerekecek olan önemli yasal düzenlemelere konu olacaktır.

Peki, kontrol edebildikleri ve çok iyi tanıdıkları yatırım ve ödeme araçları varken Merkez Bankaları niçin dijital para birimlerine ihtiyaç duymaktadır?

Bu durumun günümüzde nakit kullanımının azalması, finansal sektörde teknolojik yeniliklere olan ilginin artması, özel elektronik paralara olan ilginin yükselmesi, işlem hızlılığı bakımından sağladığı kolaylıklar, nakit para dolaşımının takibinin zorluğu karşısında dijital takip edilebilirlik kolaylığı, nakit para maliyetinin yüksek olması gibi pek çok nedeni bulunmaktadır.

Şimdilerde ise, bu nedenlere bir yenisi daha eklenmiş olup dijital para aynı zamanda nakit paranın yerine geçerek bizleri bekleyen “hijyenik” bir düzenin de yeni kahramanlarından biri olarak tanıtılmaktadır.

Sanal Para   

Sanal paralar terim anlamıyla dijital paranın bir alt türüdür. Ancak sanal paranın temsil ettiği fiziksel bir gerçeklik yoktur. Sanal para dışındaki dijital paralar itibari kâğıt paraları temsil ederken sanal para, paranın yerine kullanılan bir değerin dijital temsilidir.

Keza Avrupa Merkez Bankası’nın Şubat 2015’te son halini verdiği tanıma göre; “sanal para, herhangi bir merkez, kredi kuruluşu veya e-para kuruluşu tarafından ihraç edilmediği hâlde, bazı durumlarda paranın yerine kullanılabilen bir değerin dijital temsili” olarak tanımlanmıştır. (4)

Kripto Para

Şifreli olarak güvenli işlem yapmaya ve ek sanal para arzına olanak sağlayan dijital değerlere kripto-para adı verilir. Kripto paralar alternatif para birimleridir. Belirtmek gerekir ki kripto paralar (Bitcoin ve türevleri) birer dijital ve sanal para birimleri olmakla birlikte diğer dijital ve sanal para birimlerinden ayrılmaktadır.

Kripto paralar dışında kalan sanal paralar, kendi başlarına para birimleri olmayıp temsil ettikleri ülkenin ulusal para birimlerine dayalı değerlerdir ve ülkelerin merkezi otoriteleri tarafından düzenlenip denetlenebilirler. (4)

Keza yukarıda açıkladığımız “CBDC”ler bunun en belirgin örneğidir. Ancak Bitcoin ve türevleri gibi kripto paralar, kendi başlarına para birimleri olup merkezi otoriteler tarafından düzenlenmemekte olup, şu an için bir denetime de tabi değildir. (6)

Bu kapsamda, dijital para denince pek çok kişinin aklına popüler diğer “sanal” para birimleri olan kripto para veya Bitcoin gelse de dijital para özellikle zaman içerisinde geldiği “kontrollü” nokta nedeni ile oldukça farklı bir yerde durmaktadır.

Zira öncelikle Bitcoin ve diğer kripto para birimleri, “finansal kuruluşları” saf dışı ederek kendilerine finansal piyasalarda bağımsız bir yer edinmeye çalışırken, “dijital para” bugün gelinen noktada daha çok Merkez Bankası dijital para’sını yani “CBDC”leri ifade eder hale gelmiş durumdadır.

Belirtmek gerekir ki hukukumuzda Sanal Para ve Kripto Paralar henüz yasal anlamda kabul görmüş ve düzenlenmiş para birimleri değildir.

Ancak bu para birimlerini yasaklayan bir düzenleme de bulunmamakta ve para dolaşımından kaynaklı olarak doğabilecek tüm riskler yasal bir otorite koruması olmaksızın kullanıcısı (müşterisi) üzerinde bırakılmaktadır.

Bu hususta BDDK 25 Kasım 2013 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında şu ifadeleri kullanarak kullanıcıları uyarmıştır;

“Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmemekte, bu nedenle de söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir. Diğer taraftan, Bitcoin ve benzeri sanal paralar ile gerçekleştirilen işlemlerde tarafların kimliklerinin bilinmemesi, söz konusu sanal paraların yasadışı faaliyetlerde kullanılması için uygun bir ortam yaratmaktadır. Ayrıca Bitcoin, piyasa değerinin aşırı oynak olabilmesi, dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi gibi risklerin yanı sıra yapılan işlemlerin geri döndürülemez olmasından dolayı operasyonel hatalardan ya da kötü niyetli satıcıların suistimalinden kaynaklı risklere de açıktır. Herhangi bir mağduriyet yaşanmaması adına, yukarıda belirtilen hususların duyurulmasında ve bu çerçevede Bitcoin ve benzeri sanal paraların barındırdığı muhtemel risklerin kamuoyuna hatırlatılmasında fayda mülahaza edilmektedir.”

BDDK’nın bu açıklamasının ardından geçen yaklaşık yedi yıllık süreye ve kripto paraların ülkemizde de hayli yaygınlaşmasına rağmen bu konuda değişen bir durum söz konusu değildir. Türkiye’de kripto para kullanımını yasaklayan bir yasa bulunmamakla birlikte, kripto paralar üzerinde herhangi bir koruma da halen mevcut değildir.

Kripto paraların bu denli yaygın kullanılmaya başlanmasına karşın, bu konuda yasal bir düzenleme olmaması beraberinde pek çok soruyu ve çözümlenememiş konuyu da getirmektedir.

Örneğin, kripto paraların yasal olarak hukukumuzda tanımlanmamış ve vergi mevzuatı bakımından sınıflandırmasının yapılmamış olması dolayısı ile, bu paraların alım ve satım işlemleri sonucu elde edilen gelirin vergilendirilmesi de yapılamamaktadır.

Keza, kripto paraların sözleşmelerde ödeme aracı olarak kullanılıp kullanılamayacağı da henüz cevaplanamamış bir sorudur. Burada, sözleşme serbestisinden ve tarafların iradesinden bahsedilebilecek olsa bile, hukuk düzenimizde kripto paralar ile yapılan ödemelerin hangi ispat vasıtaları ile ispat edileceği yahut borcun ödenmemesi durumunda alacağın ne şekilde icraya konu edileceği oldukça sorunlu konulardır.

Benzer şekilde, kişilerin kripto paralardan oluşan malvarlıklarının boşanma sonrası mal tasfiyesi esnasında ne şekilde değerlendirileceği veya ölüm sonrasında miras hukuku bakımından terkeye konu edilip edilemeyeceği gibi sorular, kripto paraların hukukumuzda yasal bir karşılığı olmamasına bağlı olarak henüz çözüme kavuşturulamamış sorulardır.

Elektronik Para Nedir?

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz dijital para kavramı halen bize yabancı olsa ve bu konuda henüz pek çok belirsizlik bulunsa da dijital paranın uzun yıllardır hayatımızın içinde olan bir türü var: elektronik para.

Pek çoğumuz kredi kartlarımızda “bonus”, “chip puan”, “para puan” gibi adlarla biriken parasal karşılığı olan değerlerle alışveriş yaparken, alışverişlerden kazandığımız mil puanlarla uçak bileti alırken aslında elektronik parayı da kullanmış oluyoruz.

Keza bunlar dışında belediyelerin taşımacılık hizmetleri için sundukları önceden ödenmiş akıllı kartlar, GSM hatları tarafından geliştirilen mobil bankacılık hizmetleri aslında birer elektronik para uygulamalarıdır. (7)

Basit anlatımıyla elektronik para, itibari paranın elektronik temsilini ifade ediyor. Dolayısıyla itibari paranın, Merkez Bankası tarafından ihraç edilmesi ve değerinin Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikalarıyla belirlenmesi gibi unsurlar e-para için istisnasız olarak geçerliliğini koruyor. (8)

Diğer dijital para formlarının aksine elektronik para, hukukumuzda kendine yer bulmuş ve mevzuatımıza ilk olarak 2013 yılında girmiştir.

Kanuna göre Elektronik Para; 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’da,

“İhraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer”

olarak tanımlanmaktadır.

Kanuna göre sistemin üç ayrı aktörü bulunmaktadır. Bu aktörlerden “ödeme kuruluşu”, ödeme hizmeti sağlamak ve gerçekleştirmek üzere Kanun kapsamında yetkilendirilen tüzel kişiyi; “sistem işleticisi” ise, sistemin günlük işleyişinden sorumlu olan ve sistem işletimi için gerekli olan faaliyet iznine sahip tüzel kişiyi ifade etmektedir.

Kanuna göre “Elektronik Para Kuruluşu” ise, Kanun kapsamında elektronik para ihraç etme yetkisi verilen tüzel kişiyi ifade etmektedir.

2013 yılında yürürlüğe giren 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” (6493 sayılı Kanun) uyarınca, ülkemiz mevzuatında ilk defa “ödeme sistemi”, “menkul kıymet mutabakat sistemi”, “ödeme hizmeti sağlayıcısı”, “ödeme kuruluşu” ve “elektronik para kuruluşu” gibi kavramlar tanımlanmış olup “ödeme hizmeti sağlayıcıları”, “ödeme kuruluşları” ve “elektronik para kuruluşları” ile ilgili olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK); “ödeme sistemleri” ve “menkul kıymet mutabakat sistemleri” ile ilgili olarak ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) görevlendirilmiştir.

TCMB’nin açıklamasına göre, ödemeler alanında yaşanan hızlı gelişmeler, etkin karar alma mekanizmasının işletilebilmesi için dünya pratiklerine uygun bir şekilde TCMB ile BDDK arasında oluşturulan ikili düzenleme ve kontrol mekanizmasının tek bir çatı altında toplanmasını elzem kılmış, teknolojik gelişmelerin mevcut durumunda “ödeme sistemlerinin kesintisiz çalışmasının garanti altına alınması”, hem fiyat istikrarı hem de finansal istikrarın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Bu kapsamda, ödemeler alanına ilişkin olarak BDDK’ya ait düzenleme ve denetleme yetkileri Kanun’daki bütünlüğü sağlamak üzere TCMB’ye verilmekte ve ödemeler alanında ortaya çıkan ihtiyaçlara paralel olarak, 22 Kasım 2019 tarihli ve 30956 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7192 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6493 sayılı Kanun’da birtakım değişiklikler yapılmıştır.

Yapılan değişiklikler sonucunda ülkemizde faaliyet gösteren ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerinin düzenleme ve gözetim yetkisinin yanı sıra 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren ödeme hizmetleri ve ödeme hizmeti sağlayıcıları ile elektronik para kuruluşlarının düzenlenmesi, lisanslanması ve denetlenmesinden sorumlu otorite olarak Merkez Bankası belirlenmiş bulunmaktadır. (9)

Böylelikle 2013 yılındaki düzenleme ile oluşturulan TCMB ve BDDK arasındaki ikili yapı ve kontrol mekanizması değiştirilmiş, BDDK’nın ödeme hizmeti sağlayıcıları üzerinde 6493 sayılı Kanun kapsamındaki düzenleme, gözetim ve denetim fonksiyonları TCMB’ye devredilmiştir.

Sonuç olarak;

2020 yılının başından bu yana tüm dünyayla birlikte içinde bulunup, son iki yıldır ağır neticelerini deneyimlemekte olduğumuz bu sürecin uzun bir süre daha hayatlarımızı etkilemeye devam edeceği açıktır. Bu sürecin belki de en büyük etkileri ise ekonomi üzerinde olacaktır.

Geçmişte, önemli politik ve ekonomik kırılmalara sebebiyet veren her olayda olduğu gibi Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan kriz de beraberinde köklü değişiklikler getirecektir.

Bu köklü değişikler sonrasında, nakitsiz toplum olma yolunda “dijital para” birimlerinin yaygınlaşarak ekonominin olağan enstrümanları haline dönüşmesi, artık bir seçenek olmaktan öteye geçerek kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Av. Semra GÜRÇAL


Kaynakça:

(1)  https://www.bloomberght.com/cin-merkez-bankasinin-dijital-para-cuzdani-goruldu-2253102

2)  https://digitalage.com.tr/dijital-dolar-nedir/

(3) Betül ÜZER, Sanal Para Birimleri https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/f4b2db90-7729-4d94-8202-031e98972d0f/S+Para+Birimleri.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-f4b2db90-7729-4d94-8202-031e98972d0f-m3fBagn

(4) Dijital Psikolojik Devrim Yazar: Murat Dağıtmaç , Şehadet Ekmen https://books.google.com.tr/books?id=WNm4DwAAQBAJ&pg=PA28&lpg=PA28&dq=Dijital+paralar,+elektronik+olarak+saklanan+ve+transfer+edilebilen+paralard%C4%B1r.+Banka+hesab%C4%B1m%C4%B1zdaki+dijital+para+ka%C4%9F%C4%B1t+paralar%C4%B1n+temsilidir.&source=bl&ots=WJAmTx1YTF&sig=ACfU3U3KYDYV8SMR4FzLMcUi4OREhRYBQ&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwiui5v49qLpAhXHUJoKHZ6XCUEQ6AEwAXoECAoQAQ#v=onepage&q=Dijital%20paralar%2C%20elektronik%20olarak%20saklanan%20ve%20transfer%20edilebilen%20paralard%C4%B1r.%20Banka%20hesab%C4%B1m%C4%B1zdaki%20dijital%20para%20ka%C4%9F%C4%B1t%20paralar%C4%B1n%20temsilidir.&f=false

(5) İbrahim Al, Haydar Akyazı, Merkez Bankası Dijital Parası ve Para Politikasına Yansımaları http://static.dergipark.org.tr/article-download/f226/ad58/5b37/5db01c6a9c9f3.pdf?

(6) https://www.barimeks.com/sss/dijital-para-ile-kripto-para-arasindaki-farklar-nelerdir

(7) Şule Şenel Tabak, Elektronik Para ve Merkez Bankacılığı http://www3.tcmb.gov.tr/kutuphane/TURKCE/tezler/suleseneltabak.pdf

(8) Betül ÜZER,  Sanal Para Birimleri https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/f4b2db90-7729-4d94-8202 031e98972d0f/S+Para+Birimleri.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-f4b2db90-7729-4d94-8202-031e98972d0f-m3fBagn

(9)https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Temel+Faaliyetler/Odeme+Hizmetleri/Genel+Bakis

 


Kaynak: Av. Semra Gürçal – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıya ilişkin tüm hak ve sorumluluk yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikRayiç kira bedeli hangi durumda devreye girer?
Sonraki İçerikTürkiye’nin “İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2019” Araştırmasının Sonuçları Açıklandı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz