Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ Covid-19 Salgınının İş Kazası Yönünden Değerlendirilmesi Ve İşveren Tarafından Alınması Gereken Önlemler....

Covid-19 Salgınının İş Kazası Yönünden Değerlendirilmesi Ve İşveren Tarafından Alınması Gereken Önlemler. (Av. Vildan ALKANALKA)

1056
0

Av. Vildan ALKANALKA

v.alkanalka@ozgunlaw.com


COVİD-19 SALGINININ İŞ KAZASI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ VE İŞVEREN TARAFINDAN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER


Bilindiği üzere Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘’Pandemi’’ olarak ilan edilen COVİD-19 salgını sebebiyle ülkemizde önlemler alınmakta, bu kapsamda kimi işyerleri tarafından zorunlu olarak, kimi işyerleri tarafından gönüllü olarak çalışmalar durdurulmaktadır. Ancak temel ihtiyaçların karşılanması, sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesi amacı ile faaliyetlerine devam etmek zorunda olan sektörler de bulunmaktadır.

Bu yazımızda çalışmaya devam etmesi zorunlu olan işçilerin Covid-19’a yakalanmasının iş kazası kapsamında nasıl değerlendirileceği incelenecektir.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda iş kazası, ‘’İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay’’ olarak, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda ‘’1.Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, 2.İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, 3.Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, 4.Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, 5.Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay ‘’ olarak  tanımlanmaktadır.

İş kazası ise genelde ani gelişen bir olay sonucu gelişse de olaya ilişkin zarar daha sonra da ortaya çıkabilmektedir. Bu konuda öğretide farklı görüşler bulunmaktadır.

İşçinin iş görme edimini yerine getirdiği sırada bulaşan virüs nedeniyle meydana gelen hastalık ya da ölüm iş kazası olarak kabul edilmektedir. Zira Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/5018 E., 2019/2931 K. 15.04.2019 sayılı kararında “Tır şoförü olan davacı murisinin 26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği, 11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı, Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1 virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği, murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği şikayetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu taktirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirildiği, buna göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.” şeklinde karar vermiştir. [1]

Bu karar doğrultusunda işçinin iş görme edimini yerine getirdiği sırada Covid-19 nedeniyle hastalanması iş kazası olarak kabul edilip bu yönde hüküm kurulabilmesi mümkün olabilecektir.

Ayrıca serbest meslek mensubu hekimlerin ve kurdukları şirketler vasıtasıyla fatura karşılığı özel sektörde hizmet veren sayısız hekimin Covıd-19 ile mücadelede aktif rol aldığı bilinmektedir. İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ile Türk Tabipler Birliği’nin fikir birliğine vardığı üzere, bahsi geçen hekimlerin, hizmet verdikleri süreler dahilinde Covıd-19 ile ilişkilendirilebilecek kazaların gerçekleşmesi hâlinde, iş kazası bildirimi yapılması mümkündür. Örneğin, sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışan birinin solunum yollarına, göz mukozasına ya da açık yaralarına hastanın öksürük, hapşırık ve diğer vücut sıvılarının sıçraması ya da bulaşması hallerinde ilgili hekimler tarafından bizzat iş kazası bildirimi yapılması gerekecektir. [2]

Bu aşamada işveren tarafından üzerine düşen sorumluluğun yerine getirilmesi önem arz etmektedir. Bilindiği üzere işverenin sözleşmeye dayalı sorumluluğunun kapsamı işçiyi gözetme borcudur. Yargıtay’ın son zamanlarda vermiş olduğu kararlar çerçevesinde, işverenin iş kazalarındaki sorumluluğu, hizmet akdi ya da kanunlar ile işverenin kendisine yüklenmiş olan sorumlulukların kasten veya ihmalen yerine getirilmemesine dayandırılmaktadır. [3]

Çünkü iş kazası veya meslek hastalığında işverenin sorumluluğu kusuruna bağlı olarak değerlendirilmektedir. Kusur sorumluluğunda; kusurunun doğması için kusur unsuru yanında zarar, nedensellik bağı ve hukuka aykırılık unsurlarının da bulunması gerekmektedir. Ancak işverenin sorumluluğunda kusur kurucu unsurdur. Kusur yanında, işverenin sorumluluğuna gidilebilmesi için, işyeri koşullarından kaynaklanan tehlike ile ortaya çıkan zarar arasında uygun nedensellik bağının da bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde işverenin sorumluluğuna gidilemez. İş kazası-meslek hastalığı, sadece işyeri çalışanı olmayan üçüncü kişinin veya kazayı yapan işçinin kendi kusurlu eylemi sonucunda meydana gelmişse, işveren nedensellik bağı kesildiğinden dolayı kazadan sorumlu tutulamaz.

Covid-19 kapsamında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tavsiye niteliğinde yazı yayımlamış olup bu önlemler işyerlerinde işverenler tarafından eksiksiz olarak alınmalıdır. Bu tavsiye niteliğindeki yazı içeriği;

– Çalışanların işe başlamadan önce temassız ateş ölçerle kontrol edilmesi ve ateşi olanların işyeri hekimine yönlendirilmesi gerekir,

– İşyeri genelinde çalışanların sosyal mesafesini sağlamak için uygun bir çalışma modeli geliştirilmelidir,

– Çalışanların hasta olduklarında evde kalmalarını teşvik eden, öksürük ve hapşırma görgü kurallarını içeren ve el hijyeninin önemini anlatan afiş/poster/talimatlar işyerinin girişine ve herkesin görebileceği diğer alanlara asılmalıdır,

– Çalışanlara tek kullanımlık mendiller ve biyolojik atıklar için ayrı çöp torbaları sağlanmalı; temizlik personeline, çöplerin içeriğine temas edilmeden boşaltılması için gerekli uygulamalar yaptırılmalıdır,

– Çalışanlar, işyeri ortamına girmeden ve çalışma sırasında en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla ellerini yıkamaları konusunda bilgilendirilmelidir, su ve sabuna erişim olmadığı takdirde alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanarak ellerini sık sık temizlemeleri sağlanmalıdır,

– İşyerinde çalışanların kullanımı için yeterli temizlik malzemeleri bulundurulmalıdır, 

– El hijyenini teşvik etmek için dezenfektanlar ortak alanlarda bulundurulmalıdır,

– Hassas risk gruplarında yer alan çalışanların mümkünse evden çalışmaları sağlanmalıdır,

– Bir çalışanın COVID-19 olduğu tespit edilirse, işverenler diğer çalışanları için COVID19’a maruz kalma olasılıkları konusunda bilgilendirme yapmalı ve sağlık kuruluşları ile irtibata geçmelidir,

– Çalışanların ruhsal sağlığını korumak adına psikososyal risk etmenleri değerlendirilerek doğru ve etkin bilgilendirme ile tedbirlerin alınması sağlanmalıdır, 

– Güncel bilgilerin takibi için güvenilir bilgi kaynakları (Sağlık Bakanlığı, DSÖ gibi) kullanılmalıdır,

– Çalışanlara verilecek olan iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri uzaktan eğitim şeklinde, işyeri temizliği ve düzeni, hijyen ve psikososyal risk faktörleri konularında tedbirler alınmalıdır.’’

şeklindedir. [3]

Ayrıca 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında da işveren tarafından üzerine düşen sorumluluk eksiksiz olarak yerine getirilmelidir.

Sonuç olarak Yargıtay tarafından işçinin iş görme edimini yerine getirdiği sırada yakalandığı domuz gribine sebep olan virüs nedeniyle vefat etmesi iş kazası olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda işverenin talimatları çerçevesinde işçinin iş görme edimini yerine getirdiği sırada Covid-19 sebebiyle hastalanması hâlinde de iş kazasından bahsetmek mümkün olabilecektir. İşverenler çalışanlarını korumak için her türlü önlemi almalıdır. Covid-19 salgını süresince işçi ve işveren tarafından her türlü önlem alınmasına rağmen mutlak bir kontrol edilebilirlikten söz etmek mümkün olmayabilir. Ancak buna rağmen işverenin işçiyi gözetme borcu kapsamında gerekli her türlü tedbiri alması, işçilere maske dağıtması, çalışılan ortamları düzenli olarak dezenfekte etmesi/ettirmesi ve işçileri de virüse karşı bilinçlendirmesi/ bilgilendirmesi gerekir. Aksi takdirde işverenin sorumluluğunun doğması kaçınılmazdır.

Av. Vildan Alkanalka


Kaynakça:

1.Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/5018 E., 2019/2931 K. Sayılı Kararı

2.İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği tarafından hazırlanan “COVID-19 Pandemisi’nde Meslek Hastalığı Tanı Kılavuzu”

3.İnciroğlu, Lütfi, İş Sağlığı ve Güvenliğinde İşçi ve İşverenin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları, İstanbul, 2008, s. 92.

 


Kaynak: Av. Vildan Alkanalka – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerik30 veya daha fazla çalışanı olan işletmeler keyfi işten çıkartma yapamaz!
Sonraki İçerik“Ulusal Kadın İhracatçı Network Platformu” ile “Melek Yatırımcı Ağı” projeleri için çalışmaların sürüyor

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz