İkale sözleşmesi ile kararlaştırılan ikale bedelinin hangi alacak ve tazminatları kapsadığı açıkça belirtilmelidir. Eğer bu alacaklar, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda belirtilen istisna kapsamında ise, sigorta primine esas kazanca dahil edilmez. Ancak, bu kapsam dışında kalan ödemeler, adı ne olursa olsun sigorta primine tabi tutulur.
Eğer ikale bedeli içerisinde hangi alacak ve tazminatların olduğu belirtilmezse, yapılan tüm ödemeler sigorta primine tabi kabul edilir. Bu nedenle, işverenlerin ve çalışanların ileride cezai bir durumla karşılaşmaması için ikale sözleşmelerini detaylandırmaları büyük önem taşımaktadır.
İkale sözleşmesi yapılırken, ikale bedelinin hangi kalemlerden oluştuğu açıkça belirtilmelidir. Özellikle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi sigorta primine tabi olmayan ödemeler ayrıntılı şekilde sözleşmede yer almalıdır. Eğer bu ayrım yapılmazsa, ikale bedelinin tamamı sigorta primine tabi tutulabilir.
Örneğin;
Kıdem tazminatı: Sigorta priminden muaftır.
İhbar tazminatı: Sigorta priminden muaftır.
Diğer tazminatlar (sosyal güvenlik mevzuatına göre muaf olanlar): Sigorta priminden muaftır.
Prime tabi kazançlar: Sigorta primine tabidir ve SGK’ya bildirilmelidir.
Eğer ikale sözleşmesi içerisinde sigorta primine tabi ödemeler bulunuyorsa, işverenin bu tutarları Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirmesi zorunludur. Aksi halde cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalınabilir.
İş akdinin ikale sözleşmesiyle sona erdirilmesi, taraflar açısından önemli bir süreçtir ve bu süreçte yapılan ödemelerin doğru şekilde sınıflandırılması büyük önem taşır. İkale sözleşmesi hazırlanırken;
-Ödemelerin hangi kalemlerden oluştuğu detaylı şekilde belirtilmeli,
-Sigorta primine tabi olmayan tazminatlar ayrıştırılmalı,
-Prime tabi ödemeler SGK’ya bildirilmelidir.
Bu hususlara dikkat edilerek yapılan ikale sözleşmeleri, ilerleyen süreçlerde işverenlerin ve çalışanların olası mali yükümlülükler ve cezai işlemlerle karşılaşmasını önleyecektir. Dolayısıyla, iş ilişkisini ikale yoluyla sona erdirmeyi planlayan tarafların, bu konuda uzman bir mali müşavir veya hukuk danışmanından destek alması faydalı olacaktır.
İkale sözleşmesi ile işten ayrılma durumlarında işveren tarafından iş akdinin sonlandırması durumu oluşmayacağından işsizlik maaşına başvuru yapılamayacaktır.
5510 Sayılı SGK Kanunu’nun 80/b maddesi gereği SGK Primine tabi olmayan ödemeler aşağıda belirtilmiştir.
-Ayni yardımlar
-Ölüm, doğum ve evlenme yardımları,
-Görev yollukları
-Seyyar görev tazminatı
-Kıdem tazminatı
-İş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme,
-Keşif ücreti
-İhbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu
geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları,
prime esas kazanca tabi tutulmaz.
Kaynak: 5510 Sayılı Kanun
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
1- Deneme süreli iş sözleşmesinin işverence feshi
2- Deneme süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi
3- Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa)
4- Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi
5- Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi
8- Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle
9- Malulen emeklilik nedeniyle
10- Ölüm
11- İş kazası sonucu ölüm
12- Askerlik
13- Kadın işçinin evlenmesi .
14- Emeklilik için yaş dışında diğer şartların tamamlanması
15- Toplu işçi çıkarma
16- Sözleşme sona ermeden sigortalının aynı işverene ait diğer işyerine nakli
17- İşyerinin kapanması
18- İşin sona ermesi
19- Mevsim bitimi (İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır.Tekrar başlatılmayacaksa “4” nolu kod kullanılır)
20- Kampanya bitimi (İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır. Tekrar başlatılmayacaksa “4” nolu kod kullanılır)
21- Statü değişikliği
22- Diğer nedenler
23- İşçi tarafından zorunlu nedenle fesih
24- İşçi tarafından sağlık nedeniyle fesih
25- İşçi tarafından işverenin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davra nedeni ile fesih
26- Disiplin kurulu kararı ile fesih
27- İşveren tarafından zorunlu nedenlerle ve tutukluluk nedeniyle fesih
28- İşveren tarafından sağlık nedeni ile fesih
30- Vize süresinin bitimi ( İş akdinin askıya alınması halinde kullan Tekrar başlatılmayacaksa “4” nolu kod kullanılır)
31- Borçlar Kanunu, Sendikalar Kanunu, Grev ve Lokavt Kanunu kapsamında kendi istek ve kusuru dışında fesih
32- 4046 sayılı Kanunun 21. maddesine göre özelleştirme nedeni ile feshi
33- Gazeteci tarafından sözleşmenin feshi
34- İşyerinin devri, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedeniyle fesih
37- KHK ile kamu görevinden çıkarma
38- Doğum nedeniyle işten ayrılma
39- 696 KHK ile kamu işçiliğine geçiş
40- 696 KHK ile kamu işçiliğine geçilememesi sebebiyle çıkış
42- 4857/25-II-A
43- 4857/25-II-B
44- 4857/25-II-C
45- 4857/25-II-D
46- 4857/25-II-E
47- 4857/25-II-F
48- 4857/25-II-G
49- 4857/25-II-H
50- 4857/25-II-I
4857 Sayılı Kanunun 25’inci maddesi aşağıda verilmiştir.
İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı
Madde 25 – Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
I- Sağlık sebepleri:
a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.
b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.
(a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması. (8)
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
III- Zorlayıcı sebepler:
İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.
IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.
İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.
———————————————
DİPNOTLAR
7) 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu alt bentte yer alan “veya sakatlığa uğraması halinde” ibaresi “yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda” şeklinde değiştirilmiştir.
8) 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle, bu alt bentte yer alan “veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi” ibaresi “, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması” şeklinde değiştirilmiştir.
Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Kanunun yürürlüğe girmesiyle; mevcut sigortalılar, gelir/aylık alanlar, hak sahipleri ile bakmakla yükümlü olunan kişiler, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılmışlardır.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması gerekir.
Bununla beraber; kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar yani Bağ-Kur’lular, Ek-5, Ek-6, Ek-9 (Ev işlerinde 10 günden fazla) ve gelir testi sonucu prim ödeme yükümlüsü olan genel sağlık sigortalıları ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişileri 30 gün prim ödeme şartıyla birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte, tecil ve taksitlendirmeleri devam edenler hariç, 60 günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması şarttır.
Ayrıca, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bakmakla yükümlü olan kız çocukları, durumlarında değişiklik oluncaya bakmakla yükümlü sıfatı ile sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edeceklerdir. 6111 sayılı Kanunda kız çocukları için değişiklik yapılarak, kız çocuklarının durum değişikliğinden sonra da anne ve babalarından sağlık yardımı almalarına imkan tanınmıştır.
Kanun kapsamında zorunlu sigortalı sayılanlar, zorunlu sigortalılıklarının sona erdiği tarihten itibaren 10 gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanmaya devam edeceklerdir. Bunların, zorunlu sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 gün prim gün sayılarının olması durumunda, 10 güne ilave olarak 90 gün, toplamda 100 gün daha bakmakla yükümlü oldukları kişiler ile birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanırlar.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Devlet Memurları Kanunu’nun 105. maddesi, memurların hastalık ve refakat izinlerine ilişkin düzenlemeleri içermektedir. Bu maddede yer alan önemli hükümler şu şekildedir:
Uzun Süreli Hastalıklar: Kanser, verem, akıl hastalığı gibi uzun süreli tedavi gerektiren hastalıklarda memura, aylık ve özlük hakları korunarak 18 aya kadar izin verilir.
Diğer Hastalıklar: Uzun süreli tedavi gerektirmeyen hastalıklarda memura, aylık ve özlük hakları korunarak 12 aya kadar izin hakkı tanınır.
Tedavi Süreleri: Memurun, yataklı tedavi kurumlarında gördüğü tedavi süresi, hastalık izninden sayılır.
İş Başlangıcı: Hastalık izninin sonunda memurun işe başlayabilmesi için iyileştiğini gösteren bir rapor sunması gereklidir. Yurt dışında görev yapan memurlar, mahalli usullere göre alınmış bir rapor ibraz etmelidir.
İznin Uzatılması: Hastalığın devam ettiğini resmi sağlık kurulu raporu ile belgeleyen memurun izni, yukarıda belirtilen süreler kadar uzatılabilir. Ancak bu ek sürenin sonunda da iyileşmeyen memurlar için emeklilik hükümleri uygulanır.
Yeniden Göreve Dönüş: Sağlık durumlarının düzeldiği resmi sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını kazanmamış olan memurlar, memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikli olarak atanır.
Görev sırasında ya da görevle bağlantılı bir şekilde kazaya uğrayan, saldırıya maruz kalan veya meslek hastalığına yakalanan memurlar, iyileşene kadar izinli sayılır.
Hastalık raporlarının hangi durumlarda, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği, süreleri ve diğer hususlar, ilgili bakanlıkların ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun görüşleri alınarak hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
Memurun bakmakla yükümlü olduğu veya refakat edilmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek bir yakınının (ana, baba, eş, çocuk veya kardeşi) ağır bir kaza geçirmesi ya da tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâlinde şu haklar tanınır:
Hastalık ve refakat izinlerine ilişkin tüm detaylar, ilgili mevzuat ve yönetmeliklerde düzenlenmiştir. Memurlar, izin süreçleriyle ilgili detaylı bilgi almak için bağlı oldukları kurumların personel birimlerine başvurabilirler.
Hastalık ve refakat izni:[172]
Madde 105 – (Değişik: 13/2/2011-6111/107 md.)
Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir.
Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.
Bu maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi zorunludur. İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.
Bunlardan gerekli sağlık şartlarını yeniden kazandıkları resmî sağlık kurullarınca tespit edilen ve emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar, yeniden memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara öncelikle atanırlar.
Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.
Hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği ve süreleri ile bu konuya ilişkin diğer hususlar, Sağlık, Maliye ve Dışişleri Bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir.
Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâllerinde, bu hâllerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.
Kaynak: 657 Sayılı DEVLET MEMURLARI KANUNU
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre aşağıdaki durumlarda sigortalılar malul olarak kabul edilir:
-Hizmet akdine tabi çalışanlar (4/a) ve kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar (4/b) için: Çalışma gücünün veya iş kazası/meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiğinin Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi.
-Kamu görevlileri (4/c) için: Çalışma gücünün en az %60’ını veya görevini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin belirlenmesi.
Sigortalıların sağlık kuruluşlarından aldıkları raporlar tek başına yeterli değildir. Maluliyetin tespiti için Kurum Sağlık Kurulu’nun onayı gereklidir.
Malul sayılan sigortalıların malullük aylığından faydalanabilmeleri için şu şartların sağlanması gerekmektedir:
1) Sigortalılık Süresi ve Prim Günleri:
-En az 10 yıllık sigortalılık süresi ve 1800 gün uzun vadeli sigorta primi ödenmiş olmalıdır.
-Sürekli bakıma muhtaç derecede malul olanlar için sigortalılık süresi şartı aranmaz; yalnızca 1800 gün prim yeterlidir.
2) İşten Ayrılma:
-Maluliyet nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılmalı veya faaliyetini sonlandırmalıdır.
3) Prim Borcu Olmaması:
Bağımsız çalışanlar (4/b) için genel sağlık sigortası primi dahil, herhangi bir prim borcu bulunmamalıdır.
4) Başvuru Yapılması:
Malullük aylığı için Kuruma yazılı dilekçe ile başvurulması gereklidir.
Maluliyet aylığı talebinde bulunmak için sigortalının kendisi veya işvereni, bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne ya da sosyal güvenlik merkezine yazılı başvuru yapmalıdır. Başvuru süreci şu adımları içerir:
Hizmet akdine tabi çalışanlar (4/a) ve bağımsız çalışanlar (4/b) için:
Kamu görevlileri (4/c) için:
Malullük aylığı şu durumlarda kesilir:
Kontrol Muayenesi: Sigortalının sağlık durumunun değerlendirilmesi amacıyla yapılan muayenedir.
5434 Sayılı Kanun’a Göre Kesilme Koşulları:
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre; hizmet akdine tabi (5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi) ve kendi adına ve hesabına bağımsız (5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi) çalışan sigortalıların çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını,
Kamu görevlileri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü,
kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalılar malul sayılır.
Sigortalıların sağlık hizmeti sunucularından alacakları maluliyete ilişkin raporlar, Kanuna göre malul sayılmaları için yeterli değildir. Sigortalının malul sayılabilmesi için, çalışma gücünün veya meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını kaybettiğinin Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilmesi gerekir.
Kurum Sağlık Kurulunca malul sayılan sigortalıların malullük aylığından yararlanabilmeleri için;
– En az on yıldır sigortalı olması ve toplam olarak 1800 gün uzun vadeli sigorta kolları primi ödemesi, başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olduğuna karar verilmiş ise sigortalılık süresi şartı aranmaksızın 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
– Maluliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılması, faaliyetine son vermesi ve görevinden ayrılması,
– Hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların ise kendi sigortalılığı nedeniyle Kuruma genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin borcu olmaması
– Kuruma yazılı dilekçe ile başvurması
gerekmektedir.
Sigortalı veya sigortalının işvereni, maluliyet durumunun tespiti için sigortalının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne veya en yakın sosyal güvenlik il müdürlüğüne ya da sosyal güvenlik merkezine yazılı olarak başvurmalıdır.
Kişi yazılı olarak başvurunun ardından yetkili sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarına sevkini yaptıracaktır. Bu sağlık kurullarınca düzenlenen raporun incelenmesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu, sigortalının maluliyet şartlarını taşıyıp taşımadığına karar vermektedir.
Hizmet akdine tabi çalışan (4/a’lı) ve kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile köy ve mahalle muhtarları (4/b’li) sigortalılar için;
-Gelir/Aylık/Ödenek Talep Belgesi
-Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi (işten ayrıldıktan sonra ilk 10 gün içinde talepte bulunanlar için)
Kamu görevlisi olan (4/c’li) sigortalılar için;
-Malullük aylığı bağlanabilmesi için açıkta bulunanların şahsen/vekâleten veya görevde bulunanlar için Kurumları aracılığı ile yapılacak başvuru,
– Malulen emekliye sevke ilişkin emekliye sevk onayı
– Maluliyetin tespiti için Sağlık Kurulu raporu
Malullük aylığı,
– Sigortalıların 5510 Sayılı Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlamaları,
– Kontrol muayenesi sonucu malullük durumunun ortadan kalkması,
hallerinde kesilir.
Kontrol muayenesi; sigortalının veya hak sahiplerinin malullük, engellilik ve iş göremezlik raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının mevcut olup olmadığının tespiti amacıyla Kurumca muayeneye tabi tutulmasıdır.
Ancak 5434 sayılı Kanun kapsamında bağlanan malullük (adi) aylığının kesilme koşulları biraz farklıdır. Buna göre:
-Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma: 5434 sayılı Kanunun 92 nci maddesi gereğince, iştirakçilerden Türk Vatandaşlığından çıkarılan, Türk Vatandaşlığını bırakan, yabancı memleket uyruğuna girenlerin (Türk Vatandaşlığını muhafaza edenler hariç) bu Kanunla tanınan her çeşit hakları düşmektedir. Ancak Sosyal Güvenlik Antlaşması yapılan ülkelerde olan o ülke vatandaşlığına girenlerin aylıkları kesilmemektedir.
-5510 sayılı Kanunun 4/1-c statüsünde Çalışma: 5434 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi gereğince emekli aylığı alanların kamuda emeklilik hakkı tanınan vazifelere atanmaları halinde (5510 sayılı Kanunun 4/1-c statüsünde) aylıklar kesilmektedir. 4/1-a ve 4/1-b statüsünde çalışmaya başlamaları halinde ise aylıkları kesilmemektedir.
Kaynak: https://www.sgk.gov.tr/Content/Post/e09fc8f2-f550-4cd7-840c-a812d94d0f62/Malulluk-2022-05-14-09-10-33
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
1 Ocak 2025 itibarıyla, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından belirlenen yeni düzenlemelerle, prime esas kazançtan istisna edilecek nakit günlük yemek bedeli tutarı 158 TL olarak belirlendi.
Bir işveren, Ocak 2025’te bir çalışana 5.000 TL nakit yemek yardımı yaptı. Çalışan ayda 22 gün çalışıyorsa:
Çalışana, yemek kartına 6.000 TL yüklendi ve bu kart yemek dışında örneğin market alışverişinde de kullanılabiliyor:
Çalışana, yemek kartına 6.500 TL yüklendi ve bu kart yemek dışında örneğin market alışverişinde kullanılamıyor
2025 Gelir Vergisinden İstisna Edilen Günlük Yemek Yardımı 240 TL
İşverenlerce işyeri veya işyerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde çalışanlara nakit/yemek çeki/kartı/bileti vb. yöntemlerle yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı, 2025 takvim yılında uygulanmak üzere 240 TL olarak belirlenmiştir. (KDV uygulandığı durumlarda KDV hariç tutardır. KDV Dahil tutar 264 TL’dir. 240 TL + %10 KDV ile )
Web sitemizdeki detaylı içeriğe aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Kaynak: SGK Yönetim Kurulunun 05.12.2024 tarihli ve 2024/509 sayılı kararı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
…
MADDE 25- (Değişik: 17/4/2008-5754/13 md.) Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl sayılır.
Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün %60’ını veya vazifesini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya engelliliği sebebiyle malûllük aylığından yararlanamaz.38
Yedek subay, yedek astsubay veya erbaş ve er olarak ya da talim, manevra, seferberlik veya harp dolayısıyla görevleri ile ilgileri kesilmeksizin silâh altına alındıkları dönemde malûl olup, bu malûllükleri asıl görevlerini veya işlerini yapmaya mani olmayanlar hakkında, bu hastalık veya engellilik hâlleri sebebiyle malûllük sigortasına ilişkin hükümler uygulanmaz.3940
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalıların yazılı talepleri halinde, haklarında bu madde hükümleri uygulanmaksızın malûllüklerinin mani olmadığı başka vazife veya sınıflara nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere istifa etmiş sayılırlar. Bunların,
istifa etmiş sayıldıktan sonra dahi, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını isteme hakları mahfuzdur. Ancak, kurumlarında başka vazife ve sınıflara nakli mümkün olanlardan özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya
malûliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair usûlüne uygun yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamazlar.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan, vazifelerini yapamayacak derecede hastalığa uğrayanlar, hastalıkları kanunlarında tayin edilen sürelerden fazla devam etmesi halinde, hastalıklarının mahiyetlerine ve doğuş sebeplerine göre birinci fıkra uyarınca malûl veya 47 nci madde hükümlerine göre vazife malûlü sayılırlar.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan; personel kanunlarına tabi olmayanların hastalık sebebiyle malûl sayılmalarına esas alınacak hastalık süresi hakkında kendi özel kanunları yürürlüğe girinceye kadar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun hastalık iznine ilişkin hükümleri uygulanır. Kanunlarındaki yazılı sürelerden önce geçen hastalığı en çok bir yıl içinde nüksetmesi halinde eski ve yeni hastalık süreleri birleştirilmek suretiyle işlem yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
MADDE 26- Malûllük sigortasından sigortalılara sağlanan hak, malûllük aylığı bağlanmasıdır.
Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/14 md.) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.41
MADDE 27- (Değişik: 17/4/2008-5754/15 md.) Malûllük aylığı; prim gün sayısı 9000 günden az olan sigortalılar için 9000 gün
üzerinden, 9000 gün ve daha fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 10 puan artırılır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için 9000 prim gün sayısı 7200 gün olarak uygulanır.
Malûllük aylığı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile (c) bendi kapsamında sigortalı iken görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık haline tabi olarak çalışmamış olanların;
a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,
b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta olanların ise, malûliyetleri sebebiyle görevlerinden ayrıldıkları tarihi,
takip eden ay başından itibaren başlar.
Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır. Bunlardan işten ayrılarak yeniden malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevkedilenlere; kontrol muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına esas malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
çalışıyorsa görevinden ayrıldığı tarihi, diğerlerine ise istek tarihlerini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden malûllük aylığı hesaplanarak bağlanır.
Bu durumdakilerden ilk bağlanan malûllük aylığına esas prim ödeme gün sayısı;
a) 9000 günün üzerinde olanların aylıkları 30 uncu maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanarak hesaplanır.
b) 9000 günden az olanların aylıkları ise, eski aylığın kesildiği tarihten sonra aylıklara yapılan artışlar uygulanmak suretiyle aylığın başlangıç tarihi itibariyle hesaplanan tutarının emeklilik öncesi ve sonrası prim ödeme gün sayısı toplamının emeklilik öncesi prim ödeme
gün sayısına orantılı bölümü ile emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylığın toplamından oluşur. Emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylık, emeklilik öncesi ve sonrası prim ödeme gün sayısı toplamı ve emeklilik sonrası çalışmaya ait prime esas kazançları üzerinden bu maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan aylığın emeklilik sonrası prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır. Yeni aylık, eski aylığın kesildiği tarihten sonra aylıklara yapılan artışlar uygulanmak suretiyle bulunan tutarın altında olamaz.
Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerinde belirtilen 9000 prim gün sayısı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için 7200 gün olarak uygulanır.
…
DİPNOTLAR
37) 17/4/2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanunun 65 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “dördüncü fıkrasında” ibaresi “üçüncü fıkrasında”, “hastalık ve analık” ibaresi “analık” şeklinde değiştirilmiştir.
38) 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “özrü” ibaresi “engelliliği” şeklinde değiştirilmiştir.
39) 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “özürleri” ibaresi “engellilik hâlleri” şeklinde değiştirilmiştir.
40) 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Kanunun 62 nci maddesiyle bu fıkrada yer alan “Yedek subay veya er” ibaresi “Yedek subay, yedek astsubay veya erbaş ve er” şeklinde değiştirilmiştir.
41 17/4/2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle; bu fıkrada yer alan “prim ve her türlü borçlarının” ibaresi “prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının” şeklinde değiştirilmiştir.
Kaynak: 5510 SGK GSS Kanunu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Çalışma izni muafiyeti ile ilgili düzenleme 6735 Uluslararası İşgücü Kanunu ve Uluslararası İşgücü Kanunu Uygulama Yönetmeliği ile yapılmıştır.
Çalışma İzni Muafiyetinin Mahiyeti
Birden fazla çalışma izni muafiyeti başvurusu yapılabilir mi?
Yabancının muafiyet başvurusu değerlendirme sürecindeyken ve sonuçlanmadan aynı anda farklı bir başvuru yapılamamaktadır. Ayrıca 48 inci maddenin birinci fıkrasının (b) (Türkiye’den ihraç edilen ya da Türkiye’ye ithal edilen mal ve hizmetlerin kullanılmasına ilişkin eğitim amacıyla veya Türkiye’ye ithal edilen makine ve teçhizatın montajı, bakım ve onarımı, kullanımına ilişkin eğitiminin verilmesi veya teçhizatı teslim almak veya Türkiye’de arızalanan araçların tamiri amacıyla gelecek yabancılar toplam üç aya kadar) ve (c) (Sınırötesi hizmet sunucusu yabancılar üç aya kadar,) bentleri kapsamında çalışma izni muafiyeti verilen yabancılar için çalışma izni muafiyetinin düzenlendiği tarihten itibaren altı aylık, diğer çalışma izni muafiyetlerinde ise on iki aylık süre geçmedikçe aynı muafiyet kapsamında yeni başvuru yapılamaz.
Çalışma izni muafiyeti süreçleri hakkında daha detaylı bilgiye https://emuafiyet.csgb.gov.tr adresinde yer alan Sık Sorulan Sorular bölümü ile başvuru kılavuzlarından ulaşabilirsiniz.
Çalışma izni muafiyeti başvuruları yabancının kendisi tarafından yapılır.
Çalışma izni muafiyeti başvuruları yabancının kendisi tarafından yapılır.
Yabancı ülkelerin Türkiye’deki diplomatik ve konsüler temsilciliklerinin bağlı birimi olarak faaliyet gösteren okullarda, kültür kurumlarında ve din kurumlarında görevli yabancılar ile yabancı ülkelerin Türkiye’deki diplomatik ve konsüler temsilciliklerinde diplomatik kadro üyesi, konsolosluk memuru, idari ve teknik kadro üyesi ve konsolosluk hizmetlisi, Türkiye’deki uluslararası kuruluşlarda uluslararası memur ve idari ve teknik personel olarak görev yapan kişilerin özel hizmetinde çalışanı, yabancıların çalışma izni muafiyeti başvuruları Dışişleri Bakanlığına yapılır. Dışişleri Bakanlığınca uygun görülen başvurular Bakanlığımıza iletilir.
Başvuru esnasında yabancıya ait biyometrik fotoğraf, geçerli pasaport veya pasaport yerine geçen belge, eğitim ve varsa işyeri bilgileri ile bunlara ilişkin kanıtlayıcı belgelerin yüklenmesi gerekmektedir. Ayrıca, yabancının başvurduğu muafiyet türüne göre durumu kanıtlayıcı belgelerin de yüklenmesi zorunludur.
Çalışma izni muafiyeti, yabancının pasaport veya pasaport yerine geçen belgelerinin geçerlilik süresinden altmış gün daha kısa süreli olacak şekilde dikkate alınır.
Çalışma izni muafiyetinde süre uzatma başvurusu yapılamaz.
Çalışma izni muafiyeti kısmi süreli çalışmak üzere düzenlenebilir. Kısmi süreli çalışmanın yapılabileceği sektör,iş ve meslekler Genel Müdürlüğümüzce belirlenerek resmi internet sayfasında yayımlanır.
Yurt içinden Bakanlığımıza yapılacak çalışma izni muafiyeti başvuruları, vize veya vize muafiyeti süresinin aşılmaması kaydıyla yabancının Türkiye’ye giriş tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Başvuruya dair bilgi ve belgelerin tam olması ve yabancının muafiyet kapsamında olduğunun tespit edilmesi kaydıyla başvuru sonuçlandırılır. İhtiyaç duyulması halinde ilgili mercilerin görüşleri alınabilir. Başvurusu olumlu değerlendirilen yabancılara çalışma izni muafiyeti belgesi düzenlenmektedir. 3 aya kadar düzenlenen çalışma izni muafiyeti başvuruları için çalışma izni muafiyeti harcı ve değerli kâğıt bedeli alınmaz. Ancak yabancının talep etmesi ve değerli kâğıt bedelinin ödenmesi kaydıyla Bakanlıkça çalışma izni muafiyeti belgesi düzenlenebilir.
Yurt dışından çalışma izni muafiyet başvuruları yabancının vatandaşı olduğu veya yasal olarak bulunduğu ülkedeki Türk dış temsilciliğine yapılır. Türk dış temsilciliğine yapılan başvurular sistem üzerinden Bakanlığımıza iletilmektedir. Başvurusu olumlu değerlendirilen yabancılara çalışma izni muafiyeti belgesi düzenlenmektedir. 3 aya kadar düzenlenen çalışma izni muafiyeti başvuruları için çalışma izni muafiyeti harcı ve değerli kâğıt bedeli alınmaz. Ancak yabancının talep etmesi ve değerli kâğıt bedelinin ödenmesi kaydıyla Bakanlıkça çalışma izni muafiyeti belgesi düzenlenebilir.
Sistemde yer alan ve doğrulanmış kayıtlı e-posta ve iletişim kanalları üzerinden bildirimler yapılacaktır.
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca çalışma izni muafiyeti harca tabidir. 21/2/1963 tarihli ve 210 sayılı Değerli Kâğıtlar Kanunu uyarınca yabancılara düzenlenen çalışma izni muafiyeti belgesinden değerli kâğıt bedeli alınır. Muafiyet geçerlilik süresi üç aydan kısa talep edilen çalışma izni muafiyeti başvuruları için harç bedeli alınmaz. Çalışma izni muafiyeti harçlarını,harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen kişiler ödemekle yükümlüdür. İdarenin kusuru nedeniyle hatalı düzenlenen çalışmaizni muafiyeti belgesinin yenilenmesi durumunda harç ve değerli kâğıt bedeli alınmaz. Kaybolma nedeniyle çalışma izni muafiyeti belgesinin yenilenmesi halinde harç bedelinin yarısı ve değerli kâğıt bedelinin tamamı alınır.
Çalışma izni muafiyeti başvurunuz olumlu değerlendirildiğinde kayıtlı e-postanıza buna yönelik bildirim gönderilecektir. Gelen e-postada detayları yer alacağı üzere belirlenen tutarların ilgili hesaplara ödenmesi gereklidir. 30 gün içinde istenilen ödemelerin yapılmaması halinde başvurunuz olumsuz sonuçlandırılacaktır. Ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığına ait Dijital Vergi Dairesinden kredi kartıyla doğrudan yapılabilir, ya da Türkiye içerisinde anlaşmalı bankalar üzerinden yapılabilmektedir. Kredi Kartıyla Doğrudan Ödeme Ödemenizi, Dijital Vergi Dairesi (https://dijital.gib.gov.tr/) ana sayfasında bulunan “Referans Numarası İle Ödeme” ekranına tıklayarak açılan ekranda kurum adını “Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü” olarak seçip ‘9’ ile başlayan T.C Yabancı Kimlik Numarası ve yabancıya e-posta ile iletilen İşlem Referans Numarası bilgileriyle yapılabilmektedir. Alternatif Ödeme Yöntemi Eğer ödemelerinizi Türkiye içerisinde anlaşmalı bankalardan (T.C. Ziraat Bankası, T. Halk Bankası, T. Vakıflar Bankası) ödeyecekseniz; e-postanızda belirtilen tutarlarından Çalışma İzni Muafiyeti Belgesi harç tutarını 9280 kodlu hesaba tek makbuz ile, Değerli Kağıt Bedelini 9268 kodlu hesaba tek makbuz ile olmak üzere, yabancı uyruklu şahsın ‘9’ ile başlayan yabancı kimlik numarası beyan edilerek ve tam olarak (istenilen miktardan eksik veya fazla yatırılması halinde işlem sonuçlandırılamamaktadır) yatırılması gerekmektedir. Bu ödemelerde bankalara ilave herhangi bir havale veya benzeri masraf ödenmeyecektir Yapılan tüm ödemeler sistem üzerinden görülebilmekte olup, Bakanlığımıza ayrıca makbuz/dekont ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Uluslararası işgücü politikasına uygun olmayan, Sahte veya yanıltıcı bilgi ve belgelerle yapıldığı tespit edilen, Diğer kanunlarda Türk vatandaşlarına hasredilen iş ve meslekler için yapılan, Adına çalışma izni muafiyeti başvurusu yapılan yabancının muafiyet kapsamında olmadığı anlaşılan, Türkiye’ye girmelerine izin verilmeyecek, vize verilmeyecek veya sınır dışı etme kararı alınmış yabancılardan olduğu İçişleri Bakanlığınca bildirilen yabancılara ilişkin olan, Milli güvenlik, kamu düzeni veya kamu sağlığı açısından Türkiye’de çalışmasında sakınca görülen yabancılara ilişkin olan, Dışişleri Bakanlığının uygun görüşü olması durumu hariç, Türkiye Cumhuriyetinin tanımadığı veya diplomatik ilişkisinin bulunmadığı ülke vatandaşları için yapılan, Yabancı ülkelerin Türkiye’deki diplomatik ve konsüler temsilciliklerinde diplomatik kadro üyesi, konsolosluk memuru, idari ve teknik kadro üyesi ve konsolosluk hizmetlisi, Türkiye’deki uluslararası kuruluşlarda uluslararası memur ve idari ve teknik personel olarak görev yapan kişilerin özel hizmetinde çalışan yabancıların yurt içinden aynı statüde olmayan bir işverene bağlı çalışmak üzere yaptıkları, Yurt içinden yapılacak çalışma izni muafiyeti başvuruları, vize veya vize muafiyeti süresinin aşılmaması kaydıyla yabancının Türkiye’ye giriş tarihinden itibaren en geç otuz günlük sürenin dolmasından sonra yapılan, Türkiye’den ihraç edilen ya da Türkiye’ye ithal edilen mal ve hizmetlerin kullanılmasına ilişkin eğitim amacıyla veya Türkiye’ye ithal edilen makine ve teçhizatın montajı, bakım ve onarımı, kullanımına ilişkin eğitiminin verilmesi veya teçhizatı teslim almak veya Türkiye’de arızalanan araçların tamiri amacıyla gelecek yabancılar ve sınırötesi hizmet sunucusu yabancılar için çalışma izni muafiyetinin düzenlendiği tarihten itibaren altı aylık, diğer çalışma izni muafiyetlerinde ise on iki aylık süre dolmadan yapılan, Ek bilgi veya belge talebinin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı, Kanun ve bu Yönetmelikte düzenlenen hükümlere aykırı olarak yapılan başvurular reddedilir.
Çalışma izni muafiyeti başvurusunun reddi ve düzenlenen belgelerin iptali kararları, yabancılara 11/2/1959 tarihli ve7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Bakanlığımıza itiraz edilebilir. İtirazlar sistem üzerinden yapılır. İtiraza ilişkin bilgi ve belgeler başvuruya eklenir. İtirazın reddedilmesi hâlinde idari yargı yoluna başvurulabilir.
İkamet izni yerine geçer. Muafiyet süreleri içerisinde ayrıca ikamet izni alınması gerekmez. Yabancıya muafiyet süreleri içerisinde ülkeye çoklu giriş çıkış imkânı sağlar. Ancak çalışmaizni muafiyetiyle geçirilen süreler, kanuni çalışma izni veyaikamet izni sürelerinin hesabında dikkate alınmaz.
Evet. Türkiye’de çalışma izni muafiyeti ile çalışan yabancıların sendika üyesi olmalarında herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Çalışma izni muafiyeti kapsamında Türkiye’de bulunan yabancının aile bireyleri, düzenlenen muafiyete istinaden doğrudan ikamet hakkı elde edemez. Bu yabancıların ayrıca ikamet izni başvurusu yapması gerekmektedir. İkamet izni başvuruları ilgili İl Göç İdaresi Müdürlüklerine yapılmaktadır.
Çalışma izin muafiyeti bulunan yabancılara ilişkin sosyal güvenlik yükümlülüklerinin çalışma izni muafiyeti başvurusu esnasında beyan ve taahhüt edilen ücret ve tam zamanlı çalışmaya ilişkin usul ve esaslar üzerinden yerine getirilmesi zorunludur. Çalışma izni muafiyeti alan yabancılar ile yabancı çalıştıran işverenler, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerini kanuni süresi içinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre yerine getirirler. Türkiye’nin taraf olduğu sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Çalışma izni muafiyeti kapsamındaki çalışmanın, öngörülen muafiyet sürelerini aşacak olması durumunda Bakanlığımızdan çalışma izni alınması zorunludur. Detaylı bilgi için: http://www.calismaizni.gov.tr/
Çalışma izni muafiyeti kapsamında çalışmanın başlaması ve sona ermesi durumu ile çalışma izni muafiyetinin iptalini gerektirecek hâllerin on beş gün içinde Bakanlığımıza bildirilmesi gerekmektedir. Bildirimler sistem üzerinden yapılır. Çalışma izni muafiyeti verilen yabancıların işe başlayışlarına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işe giriş bildirimleri ve çalışma izni muafiyet süresi bitiş tarihinde yapılan işten çıkış bildirimleri Bakanlığımıza yapılmış sayılır. Bu kapsamda Bakanlığımıza ayrıca bildirimde bulunulmaz. Üç aya kadar düzenlenen çalışma izni muafiyetleri bildirim yükümlülüğünden muaftır. Bildirim yükümlülüklerine uyulmaması halinde 6735 sayılı Kanunun bildirim yükümlülüğüne aykırılık yaptırımları işverene ve adına muafiyet düzenlenen yabancıya uygulanır.
Çalışma izni muafiyeti belgelerinin kaybolması halinde bu durum derhal işveren veya yabancı tarafından sistem üzerinden Genel Müdürlüğümüze bildirilerek yeni belge talebi yapılır. Kaybolma nedeniyle çalışma izni muafiyeti belgesinin yenilenmesi halinde harç bedelinin yarısı ve değerli kâğıt bedelinin tamamı alınır. İdarenin kusuru nedeniyle hatalı düzenlenen çalışma izni muafiyeti belgesinin yenilenmesi durumunda harç ve değerli kâğıt bedeli alınmaz.
Kaynak: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
5510 Sayılı Sosyal Güvenlik ve GSS Kanunu’nun Sigortalı sayılmayanlar başlıklı 6’ıncı maddesinin “e” bendine göre mümkün değildir.
“MADDE 6- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında;”
e) (Değişik: 10/9/2014-6552/40 md.) Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla; yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye’ye üç ayı geçmemek üzere bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler ile Türkiye’de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanlar
…
4’üncü ve 5’inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.”
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.