Muhasebe – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 04 Jan 2025 10:04:03 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 İşyerinin yenilenen dekorasyon bedeli için amortisman ayrılıp ayrılmayacağı https://www.muhasebenews.com/isyerinin-yenilenen-dekorasyon-bedeli-icin-amortisman-ayrilip-ayrilmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/isyerinin-yenilenen-dekorasyon-bedeli-icin-amortisman-ayrilip-ayrilmayacagi/#respond Sat, 04 Jan 2025 10:03:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159954 İşyerinin Yenilenen Dekorasyon Giderleri İçin Amortisman Ayırma Esasları

Konu: Kiracısı olunan bir işyerinin dekorasyon giderlerinin amortisman uygulaması


Soru:
Kiracısı olunan ve aktif kayıtlarda yer alan bir işyerinin dekorasyonunun yenilenmesi sürecinde yapılan harcamaların amortisman açısından nasıl değerlendirileceği. Özellikle binanın kalan ömrüne mi, yoksa kullanım süresine mi oranlanarak amortismana tabi tutulacağı konusu açıklığa kavuşturulmuştur.


Yasal Dayanak ve Değerlendirme:

Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri:

Maliyet Bedeli Tanımı (Madde 262):

İktisadi kıymetin elde edilmesi veya değerinin artırılması amacıyla yapılan tüm harcamalar ve bunlara bağlı diğer giderler maliyet bedeline eklenir.

Gayrimenkul Harcamalarının Sınıflandırılması (Madde 272):

  • Normal bakım, onarım ve temizlik giderleri doğrudan gider olarak kaydedilir.
  • Gayrimenkulün iktisadi kıymetini kalıcı olarak artıran giderler, maliyet bedeline eklenerek amortismana tabi tutulur.

Amortisman Esasları (Madde 313):

Bir yıldan fazla kullanılan, yıpranmaya veya değer kaybına maruz kalan gayrimenkuller ve benzeri iktisadi kıymetler amortisman uygulamasına tabidir.

Uygulama Esasları:

Değer Artırıcı Harcamalar:
İşyeri zemin ve tavan işleri, klima havalandırma yolları, spot tavana gömme elektrik tesisatı gibi harcamalar, işyerinin mevcut değerini artıran kalıcı iyileştirmeler olarak kabul edilir. Bu tür harcamalar, binanın kalan ömrüne göre amortismana tabi tutulur ve binanın maliyet bedeline eklenir.

Normal Bakım ve Onarım Giderleri:
Alçıpan gibi değiştirilebilir kısımlar, bina ömrünü uzatma veya değer artırma amacı taşımayan, normal bakım ve onarım kapsamında değerlendirilen harcamalardır. Bu giderler, maliyet bedeline eklenmeden doğrudan gider yazılır.


ÖZET:

  • Zemin ve Tavan İşleri, Klima ve Elektrik Tesisatı:
    Değer artırıcı harcama olarak binanın kalan ömrüne göre amortismana tabi tutulur ve maliyet bedeline eklenir.
  • Alçıpan Değişimi:
    Doğrudan gider olarak kabul edilir ve maliyet bedeline eklenmez.

Bu değerlendirmeler, Vergi Usul Kanunu hükümleri doğrultusunda işyerinizin kayıtlarında uygulanmalıdır. Özel durumlar ve farklı koşullar için bir mali müşavir veya vergi uzmanıyla görüşülmesi önerilir.

KONUYLA İLGİLİ VERİLEN BİR ÖZELGE ÖRNEĞİ

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI 
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü 
  
Sayı:11395140-105[262-2015/VUK1-18858]-1418719/02/2016
Konu:İşyerinin yenilenen dekorasyon bedeli için amortisman   ayrılıp ayrılmayacağı hk. 
     

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile ek dilekçenizin tetkikinden; kiracısı olduğunuz mağazayı 20… yılında satın aldığınızı, satın aldığınız bu işyerinin dekorasyon işlerini yaptığınızı, dekorasyon olarak alçıpan, zemin ile tavan işleri, klima havalandırma yolları ve spot tavana gömme elektrik işleri yaptığınızı ancak işyerinizin dekorasyonunun yenilenecek olması nedeniyle söz konusu kıymetlerin sökülüp atılacağını ve yerine temsil ettiğiniz markanın belirlediği yeni dekorasyonun yapılacağını, yeniden dekore edilen mağazanın mülkiyetinin şirketinize ait olması sebebiyle katlanılan maliyetlerin binanın ömrüne göre mi yoksa işletmede kullanıldığı süreye göre mi oranlanarak amortismana tabi tutulması gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir.

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

            262 nci maddesinde, maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği,

            272 nci maddesinde, normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulu veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderlerin, gayrimenkulün veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının maliyet bedeline ekleneceği, gayrimenkuller veya elektrik üretim ve dağıtım varlıkları için yapılan giderler hem tamir, hem de kıymet artırma giderlerinden terekküp ettiği takdirde, mükellefin bu giderlerden maliyet bedeline eklenecek kısmı ayrı göstermek mecburiyetinde olduğu,

            313 üncü maddesinin birinci fıkrasında, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği,

            hükümleri yer almaktadır.

            Bu itibarla, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin aktife alınmalarından sonra yapılan giderler, niteliğine göre maliyet bedeline dahil edilir veya genel gider olarak kaydedilirler.

            Aktifte bulunan iktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasında bulunmayan özelliklerin kazandırılması veya ilk iktisap sırasında bulunan özelliklerin geliştirilmesi için yapılan giderler değer artırıcı giderler olarak sayılmakta ve maliyete eklenen bu giderlerin amortisman süreleri de iktisadi kıymetin kalan ömrüne göre belirlenmektedir.

            Öte yandan, iktisadi kıymetin ilk alındığı sıradaki beklenen ömrünü uzatmak amacıyla yapılan giderler aktifleştirildikleri yıldan başlayarak iktisadi kıymet için belirlenen oran ve süreye göre amortismana tabi tutulur.

            Ayrıca, iktisadi kıymet için yapılan normal bakım, onarım ve temizlik gibi giderlerin ise maliyet olarak kabul edilmeyip doğrudan gider olarak yazılması gerekmektedir.

            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, aktifinize kayıtlı işyeri ile ilgili olarak yapmış olduğunuz harcamalardan;

            – Zemin ve tavan işleri, klima havalandırma yolları ve spot tavana gömme elektrik işleri ile ilgili yapılan harcamaların değer arttırıcı niteliği taşıdığının kabul edilmesi ve binanın maliyet bedeline eklenerek binanın kalan ömrüne göre amortismana tabi tutulması,

            – Alçıpan kısımlarının değiştirilmesi ile ilgili yapılan harcamaların ise normal bakım, tamir ve temizlik giderleri olarak kabul edilmesi ve binanın maliyet bedeline eklenmeden doğrudan gider yazılması

            gerekmektedir.


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isyerinin-yenilenen-dekorasyon-bedeli-icin-amortisman-ayrilip-ayrilmayacagi/feed/ 0
Ticari zararın sermaye düzeltmesi olumlu farklarından mahsup edilip edilemeyeceği https://www.muhasebenews.com/ticari-zararin-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarindan-mahsup-edilip-edilemeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/ticari-zararin-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarindan-mahsup-edilip-edilemeyecegi/#respond Sat, 04 Jan 2025 09:45:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159952
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) 
  
Sayı:B.07.1.GİB.4.34.16.01-YAZ-65921/02/2012
Konu:Ticari zararın sermaye düzeltmesi olumlu farklarından mahsup edilip edilemeyeceği. 

İlgide kayıtlı başvurunuzda, …. tarihinde işyerinizi kapattığınız, … yılı kazancınız için kanuni süresinde zarar beyanında bulunduğunuz, bilançonuzda “502 Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları” hesabınızın bulunduğu bu hesaptaki tutarın e-beyannamede yazılan bir bölüm bulunmadığından beyan dışı kaldığı belirtilerek, konuyla ilgili olarak Başkanlığımız görüşleri sorulmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun Geçici 25 inci maddesinin (g) fıkrasının birinci bendinde, “31.12.2003 tarihli bilançonun düzeltilmiş aktif toplamından düzeltilmiş sermaye, düzeltilmiş hisse senetleri ihraç primleri ve düzeltilmiş hisse senedi iptal kârları ile borç toplamının çıkarılması sonucu bulunan fark, geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz, geçmiş yıl zararı ise zarar olarak kabul edilmez.

Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz” hükmü yer almaktadır.

Anılan hükme mükerrer 298 inci maddenin (A) fıkrasının 5 numaralı bendinin beşinci fıkrasında da yer verilmiştir.

Diğer taraftan, aynı bendin dördüncü fıkrasında, düzeltme sonucu bulunan tutarların, izleyen dönemde enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç değeri olarak dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin A/5 bendinde ve geçici 25 inci maddesinin g/2 bendinde yer alan hüküm, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararına mahsup edilebileceğine ilişkin olup, her iki maddede de cari dönem zararının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl kârlarına mahsup edilebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, … hesap dönemine ait ticari/mali zararının, geçmiş yıllarda enflasyon düzeltmesi sonucunda oluşan kâra mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan olumlu farkların, faaliyetinize son verdiğiniz döneme ilişkin verilen gelir vergisi beyannamesiyle beyan ettiğiniz gelirlerle ilişkilendirilmeksizin beyan edilmek suretiyle vergilendirilmesi gerektiğinden elektronik ortamda oluşturulmuş olan  yıllık gelir vergisi beyannamesinde bu beyanın yapılabilmesi için uygun satır bulunmadığından söz konusu meblağın bağlı bulunduğunuz vergi dairesine ayrıca elden vereceğiniz beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticari-zararin-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarindan-mahsup-edilip-edilemeyecegi/feed/ 0
İşletmeden bilanço defterine geçiş hadlerinde koşullardan ikisinin de gerçekleşmesi mi gerekiyor? https://www.muhasebenews.com/isletmeden-bilanco-defterine-gecis-hadlerinde-kosullardan-ikisinin-de-gerceklesmesi-mi-gerekiyor/ https://www.muhasebenews.com/isletmeden-bilanco-defterine-gecis-hadlerinde-kosullardan-ikisinin-de-gerceklesmesi-mi-gerekiyor/#respond Sat, 04 Jan 2025 09:20:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159729 İşletmeden bilanço defterine geçiş hadlerinde koşullardan ikisinin de gerçekleşmesi mi gerekiyor?

Alış veya satış hadlerinden birinin gerçekleşmesi yeterlidir. Her iki koşulun da gerçekleşme şartı yoktur. Belirlenen alış veya satış hadlerinden birinin yasada sayılan koşulları sağlaması halinde izleyen yıl yeni defter tutulacaktır. Bu hadler hem işletme defterinden bilançoya geçiş hem de bilanço defterinden işletme defterine geçiş için kullanılır.

İşletme defteri tutarken aşağıda belirlenen hadleri 2024 yılında sağlayanlar 2025 yılında bilanço esasına tabi defter tutmak zorundadırlar.

2025

BİLANÇO HESABI ESASINA GÖRE DEFTER TUTMA HADLERİ

(VUK Genel Tebliği Sıra No:577)

MADDE NO – KONUSU

2025 Yılı İçin 
 Uygulanacak  Tutar (TL)

MADDE 177- Bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadleri
1- Yıllık;
– Alış tutarı
– Satış tutarı

  2.000.000

2.800.000

2- Yıllık gayrisafi iş hasılatı

990.000

3- İş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı

2.000.000

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isletmeden-bilanco-defterine-gecis-hadlerinde-kosullardan-ikisinin-de-gerceklesmesi-mi-gerekiyor/feed/ 0
502 Sermaye düzeltmesi enflasyon düzeltme farkları sermayeye ilave edilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/502-sermaye-duzeltmesi-enflasyon-duzeltme-farklari-sermayeye-ilave-edilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/502-sermaye-duzeltmesi-enflasyon-duzeltme-farklari-sermayeye-ilave-edilebilir-mi/#respond Sat, 04 Jan 2025 09:11:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159781 Enflasyon düzeltme farkları sermayeye ilave edilebilir mi?

Evet 502 hesap sermayeye ilave edilebilir.

Sermaye düzeltmesi olumlu farklarını sermayeye ilave eden şirketlerden sonradan Sermayesinin bir kısmının  işletmeden çekenler sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının işletmeden çekilmesi olarak değerlendirilecek olup, çekilen tutarın vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-420

03/05/2011

Konu

:

İşletmeden çekilen sermaye düzeltmesi olumlu farklarının vergiye tabi tutulup tutulmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 2004 hesap döneminde varlıklarınız ve özkaynaklarınızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu oluşan sermaye düzeltmesi olumlu farkları toplamının sermayeye ilave edildiği, tamamlanan yatırımların amortisman yoluyla itfa edilmesi sonucu serbest kalan sermayenin bir kısmının işletmeden çekilmesi ihtiyacı doğduğu belirtilerek, söz konusu işlemin vergiye tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 298’inci maddesinin (A) fıkrasının (5) numaralı bendinin 5228 sayılı Kanunla değişik 5’inci fıkrasında; “Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyonfarkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.”

Aynı maddenin yine (A) fıkrasının (6) numaralı bendinde; “Amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanır.”

…” hükümleri yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 328 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “XII. Pasif Kalemlere Ait Enflasyon Fark Hesabında Yer Alan Değerlerin Çekilişi” başlıklı bölümünde; “Parasal olmayan pasif kalemler arasında yer alan “avans ve depozitolar, hakedişler, kar yedekleri ve özel fonlar (sabit kıymet yenileme fonu gibi)” hariç olmak üzere; pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacaktır. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesapları, kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilecek ve bu işlem kar dağıtımı sayılmayacaktır.” denilmektedir.

Buna göre, şirketiniz sermayesinin bir kısmının  işletmeden çekilmesi işlemi, sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının işletmeden çekilmesi olarak değerlendirilecek olup, çekilen tutarın vergiye tabi tutulması gerekmektedir.


Kaynak: GİB ÖZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/502-sermaye-duzeltmesi-enflasyon-duzeltme-farklari-sermayeye-ilave-edilebilir-mi/feed/ 0
İhraç kayıtlı teslimlerde mal/hizmet alış tarihi ile ödeme tarihi arasında oluşan kur farkının vergilendirilmesi ve belge düzeni https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-teslimlerde-mal-hizmet-alis-tarihi-ile-odeme-tarihi-arasinda-olusan-kur-farkinin-vergilendirilmesi-ve-belge-duzeni/ https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-teslimlerde-mal-hizmet-alis-tarihi-ile-odeme-tarihi-arasinda-olusan-kur-farkinin-vergilendirilmesi-ve-belge-duzeni/#respond Fri, 03 Jan 2025 07:04:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159898
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI 
VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü 
  
Sayı:11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]–210421/08/2014
Konu:İhraç kayıtlı teslimlerde mal/hizmet alış tarihi ile ödeme tarihi arasında oluşan kur farkının vergilendirilmesi ve belge düzeni 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ihraç kayıtlı aldığınız ürünlerin aynı gün içinde yurt dışına gönderildiği, 6 ay sonra yapılan ödeme sırasında alış tarihi ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur değişimi nedeniyle kurumunuz aleyhine oluşan kur farkı için satıcı firmanın adınıza kur farkı faturası düzenlediği, lehinize oluşan kur farkını ise muhatap firmaya faturaladığınızı, söz konusu kur farkı faturalarının üzerine “3065 sayılı KDV Kanunu hükümlerine göre ihraç edilmek şartıyla teslim edildiğinden KDV tahsil edilmemiştir” ibaresinin yazıldığı belirtilerek; yapılan işlemlerin vergi kanunlarına göre uygun olup olmadığı ve muhasebe kayıtlarına nasıl alınacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içerisinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

           Ticari kazancın tespitinde geçerli olan iki temel ilke “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

             Yukarıdaki hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; söz konusu işlemlerin ifası esnasında kurumunuz lehine veya aleyhine oluşan kur farklarının, kambiyo karı veya zararı olarak dikkate alınması ve bu tutarların doğrudan “690 Dönem Karı veya Zararı Hesabı” ile ilişkilendirilmek suretiyle ilgili dönem kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

           II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 

            3065 Sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye’de verilen roaming hizmetlerinin KDV den istisna olduğu, 11/1-c maddesinde; imalatçıların imal ettikleri mallardan ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara yapacakları teslimler nedeniyle hesaplanan KDV nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen, ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin vergi dairesince tarh, tahakkuk ve tecil olunacağı, ihracatın teslim tarihini takip eden 3 ay içinde gerçekleşmesi halinde tecil edilen bu verginin terkin olunacağı, 32 nci maddesinde de, Kanunun 11 inci maddesi kapsamındaki işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin, bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hüküm altına alınmıştır.

            Aynı Kanunun 20 nci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği, 24/c maddesinde ise; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dâhil olduğu hükme bağlanmıştır.

            Konuyla ilgili olarak özelge talebinde yer alan işlemlerin yapıldığı dönemde geçerli olan mülga 25 ve 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 60 Seri No.lu KDV Sirkülerinde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

            Mülga 25 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin, “İhracat Bedellerine Bağlı Vergi İadesi, Kur Farkı ve Kaynak Kullanımı Destekleme Priminde Ön İhracat İstisnasının Uygulanması” başlıklı (D) bölümünde; “… Kanun’un 11/1-c maddesi çerçevesinde yapılacak mal alımlarında hesaplanan KDV nin ihracatçı tarafından ödenmeyeceği esası getirildiğine göre, malın bedeli içinde mütalaa edilen kur farkı, vergi iadesi ve kaynak kullanımı destekleme primi ödemelerine ait katma değer vergisinin de ihracatçı tarafından ödenmemesi ve tecil terkin müessesesinin çalıştırılması gerekmekte ise de söz konusu ödemeler, ihracatın gerçekleşmesinden sonra yapıldığı için bu müessesenin çalıştırılmasına imkân bulunmamakta, dolayısıyla yukarıda sayılan ödemelerin vergiden arındırılabilmesi için indirim müessesesinin işletilmesi gerekmektedir.

            Bilindiği gibi, Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında, Maliye ve Gümrük Bakanlığı vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili kılınmıştır.

            Bu yetki uyarınca, ihracatın gerçekleşmesinden sonra ihracatçı tarafından kendilerine intikal ettirilen vergi iadesi, kur farkı ve kaynak kullanımı destekleme primi ödemelerinin karşılığında imalatçının keseceği faturalarda; bu ödemelerin tek tek belirtilmesi ve ödemelere ait hesaplanan KDV nin ayrıca gösterilmesi ile asıl mala ilişkin fatura ve ihracata ait gümrük çıkış beyannamesine atıfta bulunularak bu verginin tahsil edilmediğini belirten bir şerh konulması, bilahare sözü edilen ödemelere ait düzenlenen faturada gösterilen verginin, faturanın ait olduğu döneme ilişkin beyannamede gösterilerek, bu verginin aynı beyannamede indirim konusu yapılması suretiyle söz konusu ödemelerin de vergiden arındırılması uygun görülmüştür…” açıklamalarına yer verilmiştir.

            60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin “4.5. Yurt İçi Teslimler ile İhraç Kayıtlı Teslimlerde Oluşan Kur Farkları” başlıklı bölümünde; “… 4.5.2. KDV Kanununun 11/1-c maddesi hükmü gereğince tecil-terkin uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ait bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ihracatçı lehine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçı tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu KDV imalatçı tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecektir. İmalatçı lehine kur farkı ortaya çıkması halinde 25 Seri No’lu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümüne göre işlem yapılması gerekmektedir.” şeklinde açıklama yapılmıştır.

            Buna göre, ihraç kayıtlı satışın gerçekleştiği dönemle ilgili kur farkının ihracatın gerçekleşmesinden sonra fatura edilmesi halinde tecil-terkin kapsamında işlem yapma imkânı ortadan kalkacağından bu ödemelerin mülga 25 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda vergiden arındırılması gerekmektedir.

            Bu çerçevede söz konusu fark üzerinden hesaplanan KDV, aynı döneme ilişkin beyannamede hem hesaplanan vergi hem de indirilecek vergi olarak beyan edilmek suretiyle işlem vergiden arındırılacaktır.

            Ancak, ihracatçı konumundaki kurumunuz adına fatura edilen kur farkının, ihracatın gerçekleşmesinden önce ortaya çıkması halinde tecil-terkin müessesesinin çalıştırılması gerekmekte olup, bu durumda kur farkı için düzenlenecek faturada, ihraç kaydıyla yapılan mal teslimine ilişkin faturanın tarih ve sayısına yer verilmek suretiyle fiyat farkı üzerinden hesaplanan KDV için de tecil-terkin uygulaması kapsamında işlem yapılacaktır.

            Diğer taraftan, tecil-terkin uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ait vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında kurumunuz lehine ortaya çıkan kur farkları için kurumunuz tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu KDV imalatçı tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecektir.

            III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir” denilmektedir. Aynı Kanunun 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” hükmüne yer verilmiştir.

            Söz konusu Kanunun 231 inci maddesinin 5 inci bendinde faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

             Mezkur Kanunun 232 nci maddesinde fatura kullanma mecburiyeti açıklanmış ve “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler: 

             1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

            2. Serbest meslek erbabına;

            3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

            3. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

            5. Vergiden muaf esnafa. 

            Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler…” hükmüne yer verilmiştir.

            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, ihraç kayıtlı olarak yabancı para cinsinden aldığınız ürünlerin bedelinin ödenmesi sırasında alış tarihi ile ödeme tarihi arasında kurumunuz lehine ortaya çıkan kur farkı için fatura düzenlemeniz, kurumunuz aleyhine oluşan kur farkı için ise tarafınıza fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Bahse konu faturaların ödeme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmesi gerektiği ise tabiidir.

             Diğer taraftan, tek düzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26.12.1992 tarihli ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazete´de yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.


TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-teslimlerde-mal-hizmet-alis-tarihi-ile-odeme-tarihi-arasinda-olusan-kur-farkinin-vergilendirilmesi-ve-belge-duzeni/feed/ 0
Dövize endeksli satışlarda KDV ve KVK uygulaması https://www.muhasebenews.com/dovize-endeksli-satislarda-kdv-ve-kvk-uygulamasi-6/ https://www.muhasebenews.com/dovize-endeksli-satislarda-kdv-ve-kvk-uygulamasi-6/#respond Fri, 03 Jan 2025 06:52:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159895
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI 
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) 
  
Sayı:64597866-130[24-2015]-28.07.2017
Konu:Dövize endeksli satışlarda KDV ve KVK uygulaması 
     

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizce yurt dışından ithal edilen uydu alıcı sistemlerini fatura tarihinden itibaren iki yıl vadeli olarak dövizli (USD) fiyat üzerinden müşterilerinize sattığınız, vade ve vade farkı oranının satış anında belli olduğu, iki yıl vade için % 10,25 oranında vade farkı uygulanması konusunda müşteri ile mutabakata vardığınız,  yapılan bahse konu satış işleminin  şirketiniz tarafından ithalat tarihinde 2 yıl vadeli 3 ayda bir değişken faiz ödemeli döviz kredisiyle finanse edildiği belirtilerek, vade farkı faturalarının malın teslim tarihi yerine aylık veya üçer aylık dönemlerde tahakkuk eden tutar üzerinden kesilip kesilmeyeceği ve dönemsellik ilkesi gereği izleyen dönemlerde beyan edilip edilmeyeceği hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

   1- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

   5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

   193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

    Ticari kazancın tespitinde geçerli olan iki temel ilke “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanması gerekmektedir.

   Buna göre, şirketinizce yurt dışından ithal edilen uydu alıcı sistemlerinin dövize endeksli vadeli satışında vade farklarının satış faturasına dahil edilmesi ve o dönemin hasılatı olarak dikkate alınması gerekmektedir.

   Diğer taraftan, söz konusu satışların finansmanı amacıyla iki yıl vadeli üç ayda bir değişken faiz ödemeli kredilere ilişkin faiz tutarlarının, faizin tahakkuk ettiği dönemlerde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.

   2- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN :

 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”

280 inci maddesinde, “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur.

 Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir.”

281 inci maddesinde “Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır. Vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi uygulanır.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca   404 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; ” 130 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 217 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtildiği üzere değerleme günü itibariyle Bakanlığımızca kur ilan edilmediği durumlarda  T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurların esas alınması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kurunun (bulunmaması halinde döviz alış kurunun), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun uygulanacağı tabiidir.”  açıklamasına yer verilmiştir.

Bu itibarla, satışı yapılan uydu alıcı sistemlerine ilişkin olarak müşteriler adına vade farkı dahil toplam satış tutarı üzerinden fatura düzenlenmesi, düzenlenecek faturaların Türk parası karşılığının hesaplanmasına esas teşkil etmek üzere fatura düzenleme tarihindeki Merkez Bankası döviz alış kurunun dikkate alınması gerekmektedir.

Diğer taraftan söz konusu satışlar senede bağlanmış alacak niteliğinde ise söz konusu alacak senetleri yukarıda açıklandığı şekilde değerleme gününün kıymetine irca olunabilecektir. Söz konusu değerleme işleminde ise Bakanlığımızca tespit ve ilan edilen kurların kullanılması gerektiği tabiidir.

3- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

    3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

   -10/a maddesinde mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile; 10/b maddesinde ise malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,

   -20/1 inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

   -24/c maddesinde vade farkı, fiyat farkı, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu,

   -26 ncı maddesinde ise, bedelin döviz ile hesaplanması halinde, dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği,

   hükme bağlanmıştır.

   26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin III/A-Matrah başlıklı bölümünde;

            “

   …          

     5.2.Vade Farkları  

   3065 sayılı Kanunun (24/c) maddesine göre, teslim ve hizmet işlemlerine ait faturada ayrıca gösterilen vade farkları matraha dahil edilir ve işlemin tabi olduğu KDV oranı üzerinden vergilendirilir.

   Öte yandan, vadeli işlemlerde bedelin zamanında ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkan yeni vade farkları da vadeli satışa konu teslim ve hizmete ilişkin matrahın bir unsuru olduğundan, bu vade farklarının ayrıca fatura edilmesi ve vadeli satışa konu teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemlerin tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanarak, vade farkı faturasının düzenlendiği döneme ilişkin beyannamede beyan edilmesi gerekmektedir.

   5.3.Kur Farkları

   Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

   Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.

   Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

   Yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.”

   denilmektedir.         

   Buna göre, katma değer vergisi açısından bir malın vadeli veya peşin satılması katma değer vergisi açısından sonucu etkilememektedir. Mal veya hizmet faturasının kesilmesi esnasında, müşteriye tanınan vade ve buna bağlı olarak ortaya çıkan vade farkının belli olduğu hallerde bu farkın bedele dahil edilmesi gerekmektedir.Peşinen bilinen vade farklarına ait katma değer vergisi asıl işleme ait katma değer vergisi ile birlikte doğmaktadır. Bu nedenle dövize endeksli vadeli satışlarınızda, satış anında belli olan vade farklarının satış bedeline ve satış faturasına dahil edilmesi gerekmekte olup, vade farklarına malın satış tarihi yerine aylık ya da üçer aylık dönemlerde tahakkuk eden tutar üzerinden fatura düzenlenmesi mümkün bulunmamaktadır.

   Ayrıca, bedeli döviz cinsinden belirlenen vadeli satış işlemleriniz nedeniyle ortaya çıkan kur farklarına yukarıda anılan tebliğ açıklamaları çerçevesinde işlem yapılacağı ise tabiidir.


TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER




Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dovize-endeksli-satislarda-kdv-ve-kvk-uygulamasi-6/feed/ 0
2025 Yılı SMMM ve YMM Asgari Ücret Tarifesi R.G’de Yayımlandı – 3 Ocak 2025 https://www.muhasebenews.com/2025-yili-smmm-ve-ymm-asgari-ucret-tarifesi-r-gde-yayimlandi-3-ocak-2025/ https://www.muhasebenews.com/2025-yili-smmm-ve-ymm-asgari-ucret-tarifesi-r-gde-yayimlandi-3-ocak-2025/#respond Fri, 03 Jan 2025 06:39:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159897 Resmi Gazete No: 32771

Resmi Gazete Tarihi:  03/01/2025

Konu

MADDE 1- (1) 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 46 ncı maddesi ile 2/1/1990 tarihli ve 20390 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlanan ve 2025 yılında meslek mensuplarınca uygulanacak olan asgari ücret tarifesi ekte yer almaktadır.

Yürürlük

MADDE 2- (1) Bu Tarife 1/1/2025 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.


TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2025-yili-smmm-ve-ymm-asgari-ucret-tarifesi-r-gde-yayimlandi-3-ocak-2025/feed/ 0
ACCA Ruhsatı TURMOB Anlaşması ve Geçerli Olduğu Ülkeler https://www.muhasebenews.com/acca-ruhsati-turmob-anlasmasi-ve-gecerli-oldugu-ulkeler/ https://www.muhasebenews.com/acca-ruhsati-turmob-anlasmasi-ve-gecerli-oldugu-ulkeler/#respond Fri, 03 Jan 2025 04:56:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159793 ACCA, dünya genelinde muhaebe ve finans alanlarında nitelikli profesyoneller yetiştirmeyi hedefleyen saygın bir sertifikasyon programıdır. ACCA sınavları, finans, muhasebe, vergilendirme, denetim, yönetim ve strateji gibi bir dizi konuyu kapsar. Sınavlar, öğrencilerin pratik muhasebe becerilerini geliştirmelerine ve küresel iş dünyasında başarılı bir kariyer yapmalarına yardımcı olmak için tasarlanmıştır.

TURMOB,ACCA sınavlarını Türkiye’de tanımak ve sınavlardan geçen adaylara muhasebe mesleğiyle ilgili belgeler vermek için ACCA ile bir anlaşma yapmıştır

ACCA sertifikasyonu, muhasebe ve finans alanında uluslararası düzeyde geçerli bir niteliktir. ACCA sınavlarını başarıyla tamamlayan adaylar, küresel iş dünyasında çeşitli kariyer fırsatlarına sahip olabilirler. Uluslararası şirketlerde, mali danışmanlık firmalarında, bankalarda ve diğer finansal kurumlarda çalışma imkanları bulunmaktadır.

ACCA sınavı, dünya genelinde saygın bir itibara sahip olan bir sertifikasyon programı olduğundan, başvuran adayların sınavlara iyi bir hazırlık yapmaları önemlidir. ACCA sınavına hazırlık için çeşitli kaynaklar bulunmaktadır. ACCA, kendi resmi öğrenme materyallerini sunar ve aynı zamanda çeşitli kurslar ve eğitim sağlayıcıları da bulunmaktadır. Adaylar, konu kılavuzlarını, pratik soruları ve denemeleri kullanarak sınav konularını öğrenebilir ve pratik yapabilirler. Ayrıca, ACCA’nın düzenlediği ve tavsiye ettiği kaynakları kullanabilir.

ACCA (Association of Chartered Certified Accountants), dünya çapında tanınan ve geçerli olan bir muhasebe sertifikasyon programıdır. ACCA sertifikası, birçok ülkede kabul görmekte ve muhasebe mesleğiyle ilgili kariyer fırsatları sunmaktadır. ACCA’nın uluslararası itibarı ve kabulü, bu sertifikayı dünya genelinde geçerli kılmaktadır. İşte ACCA sertifikasının geçerli olduğu bazı ülkeler:

Birleşik Krallık: ACCA, Birleşik Krallık merkezli bir kurumdur ve burada en yüksek kabul düzeyine sahiptir. Birleşik Krallık’ta ACCA sertifikası, muhasebe mesleğindeki istihdam olanaklarını ve kariyer fırsatlarını artırır.

Avustralya: ACCA sertifikası, Avustralya’da da geçerlidir. Avustralya’da muhasebe ve finans sektöründe çalışmak isteyenler için ACCA sertifikası önemli bir avantaj sağlar.

Kanada: ACCA sertifikası, Kanada’da da tanınmaktadır. Muhasebe ve finans alanında kariyer yapmak isteyenler için ACCA sertifikasyonu, Kanada’da iş olanaklarını artırabilir.

Singapur: ACCA, Singapur’da da kabul görmekte ve muhasebe sektöründe saygın bir sertifika olarak değerlendirilmektedir. Singapur’da ACCA sertifikasına sahip olmak, kariyer fırsatları açısından avantaj sağlar.

Güney Afrika: ACCA, Güney Afrika’da da geçerli bir sertifikadır. Muhasebe mesleği ve finans sektörü için ACCA sertifikası önemli bir referans olarak kabul edilir.

Hindistan: ACCA sertifikası, Hindistan’da da tanınır ve muhasebe mesleği için önemli bir nitelik olarak kabul edilir. Hindistan’da ACCA sertifikasına sahip olmak, muhasebe kariyerindeki fırsatları artırabilir.

TURMOB ve ACCA’nın sitelerinde Başvuru koşulları ile ilgili detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.


TAVSİYE EDİLEN İLAVE İÇERİKLER


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/acca-ruhsati-turmob-anlasmasi-ve-gecerli-oldugu-ulkeler/feed/ 0
Toplu alınan fatura kontörlerini direkt gider yazabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/toplu-alinan-fatura-kontorlerini-direkt-gider-yazabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/toplu-alinan-fatura-kontorlerini-direkt-gider-yazabilir-miyiz/#respond Fri, 03 Jan 2025 04:26:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159796 Toplu alınan fatura kontörlerini direkt gider yazabilir miyiz?

E-Belge olarak adlandırılan, e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye ve diğer e-Belgelerin fiyat avantajı ve benzeri amaçlarla topluca alınması teknik olarak mümkündür.  Entegratör firmalardan toplu olarak satın alınan dijital kontörlerin harcandıkça gider yazılması gerekmektedir. Bunlar 180 hesaplarda veya 15’li hesaplarda takip edilebilir ve kullanıldıkça 7’li gider hesaplarına kaydedilebilir. Kullanılmayan kontörlerin alındığında toplau olarak gider yazılması mümkün değildir.

TAVSİYE EDİLEN İÇERİKLER


Kaynak:
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/toplu-alinan-fatura-kontorlerini-direkt-gider-yazabilir-miyiz/feed/ 0
Araç kiralama faaliyetinde bulunan şirketin kiraya verdiği araç için kesilen trafik para cezalarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı https://www.muhasebenews.com/arac-kiralama-faaliyetinde-bulunan-sirketin-kiraya-verdigi-arac-icin-kesilen-trafik-para-cezalarinin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/ https://www.muhasebenews.com/arac-kiralama-faaliyetinde-bulunan-sirketin-kiraya-verdigi-arac-icin-kesilen-trafik-para-cezalarinin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/#respond Fri, 03 Jan 2025 04:06:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=159846
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü 
  
Sayı:93767041-125[11-2015-31]-9731.12.2016
Konu:Araç kiralama faaliyetinde bulunan şirketin kiraya verdiği araç için kesilen trafik para cezalarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı. 

            İlgide kayıtlı özelge talebinizde, araç kiralama faaliyetinde bulunduğunuz, kiraya vermiş olduğunuz araçlara trafik para cezası tahakkuk ettirildiği, cezaların Şirketinizce ödendiği ve müşteriye ulaşabilmeniz durumunda fatura düzenleyerek cezayı müşteriye rücu etmek istediğiniz belirtilerek ilgili bedelin kurum kazancına dahil edilmesi halinde veya müşteriye ulaşılamaması durumunda ödenen trafik para cezalarının yapılan araç kiralama sözleşmesine istinaden gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safî kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup aynı Kanunun “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmayacağı hükmüne yer verilmiştir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” Hükmü yer almış olup; Kanunun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde ise;

            “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

            1.İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

            2.İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

            Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”

            hükmüne yer verilmiştir.

            Kanunun “İndirilecek giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler ile işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların safi kazancın tespit edilmesi sırasında gider olarak indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir.

            Aynı Kanunun “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41 inci maddesinde de, her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.) gider olarak indirilmesinin kabul olunmayacağı hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, şirketiniz adına tahakkuk edip ödenen trafik para cezalarının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, şirketinizce ödenen söz konusu trafik para cezalarının kiracılara yansıtılması ve kiracılara yansıtılan bu tutarların şirketinizce kurum kazancınızın tespitinde gelir olarak dikkate alınması halinde bu tutarlar kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

            Öte yandan, şirketiniz adına tahakkuk edip ödenen ve kiracılara yansıtılan trafik para cezalarının söz konusu kiracılar tarafından gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı tabiidir.

TAVSİYE EDİLEN İÇERİKLER


Kaynak: GİB Özelge Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/arac-kiralama-faaliyetinde-bulunan-sirketin-kiraya-verdigi-arac-icin-kesilen-trafik-para-cezalarinin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/feed/ 0