DEPREMZEDE EV HAYVANLARI, GİTTİKLERİ İLDE KAYIT ALTINA ALINABİLECEK
Tarım ve Orman Bakanlığı, deprem bölgesinden diğer illere götürülen ev hayvanları için 81 il müdürlüğüne genelge gönderdi. Sahibi tarafından beyanname verilen, kimliklendirme ve kayıt işlemleri tamamlanmamış depremzede ev hayvanları, bulundukları ilde kayıt altına alınabilecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından 81 il müdürlüğüne ‘Afet Bölgesinden Diğer İllere Gelen Ev Hayvanları’ konulu genelge gönderildi. Genelgeye göre, deprem afeti meydana gelen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’dan diğer kentlere ev hayvanları (sahipli kedi, köpek, gelincik) ile giden, 31 Aralık 2022 tarihinden önce beyanname vermiş, kimliklendirme ve kayıt işlemleri tanımlanmamış hayvan sahipleri, ikametgah adreslerine bakılarak, kimliklendirme yaptırabilecek.
Afet bölgesinden diğer illere hayvanseverler tarafından getirilen ve sahibi vefat ettiği belirtilen ev hayvanlarının, öncelikle sahiplerinin MERNİS bilgilerine bakılarak, vefat edip etmediği doğrulanacak. Ardından hayvan için acil durumda ulaşılması için bilgileri kaydedilen ikinci kişiye ulaşılmaya çalışılacak. Bu da mümkün olmazsa sahip değişikliği yapılabilecek.
Öte yandan 31 Aralık 2022 tarihi itibari ile toplam 1 milyon 429 bin 370 ev hayvanı kimliklendirilerek kayıt altına alındı. Yoğunluk nedeniyle hayvanlarını kimliklendiremeyen hayvan sahiplerine, idari yaptırımla karşı karşıya kalmamaları için beyanname vermek suretiyle takip eden süreçte kimliklendirme işlemlerini yapabilme imkanı verildi.
Bu kapsamda 552 bin 127 beyanname alındı. Alınan beyannameler kapsamında kayıtlar girilmeye devam ediliyor. Bu kayıtlarla birlikte bugüne kadar kimliklendirilen ev hayvanı sayısı 990 bin 328 kedi, 670 bin 770 köpek, 28 gelincik olmak üzere toplam 1 milyon 661 bin 126’ya ulaştı. Beyanname veren hayvan sahiplerine ait ev hayvanlarının kayıt işlemleri idari yaptırım uygulanmadan gerçekleştiriliyor.
Ayrıca, uygulanan mikroçip sayesinde sahibi tespit edilen birçok depremzede ev hayvanı, sahibine teslim edildi
Kaynak: T.C.TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kendi konteynerini alıp içinde çalışanını yerleştirmek isteyen ya da kendisi yaşamak isteyen KOBİ’lere konteyner başına 30 bin liraya kadar ve 10 konteynere kadar destek verecek.
YETİŞMİŞ İŞ GÜCÜ
KOSGEB’in özellikle deprem bölgesindeki yetişmiş iş gücünün farklı şehirlere göç etmesini önlemek amacıyla İşletme Geliştirme Destek Programı kapsamında Afet Dönemi Yaşam Alanı Desteği başlattı. Destek programı, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen il ve ilçelerde geçerli olacak.
10 KONTEYNERE KADAR DESTEK
Olağanüstü Hal döneminde alınmış olmak kaydıyla en fazla 10 konteyner için destek ödemesi yapılacak. KOSGEB desteği kapsamında alınan konteynerler bir yıl süresince satılamayacak veya devredilemeyecek. OSB veya KSS yönetimlerinin uygun görmesi halinde konteynerler yer değiştirebilecek.
DAHA SONRA DA BAŞVURABİLECEKLER
Sanayiciler, satın aldıkları her bir konteynere 30 bin lira geri ödemesiz destek alacak. 10 konteynerde üst limit 300 bin liraya çıkacak. Deprem sonrası konteyner alımı yapanlar, desteğe daha sonra başvursa da destekten yararlanabilecek
Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Yerleşim Yeri/Diğer Adresi Depremden Etkilenen İllerimizde Olması Yeterli
Geçici kimlik belgesini, depremden etkilenen illerimizde yerleşim yeri ya da diğer adres kaydı olan vatandaşlarımız yararlanabilecek.
Kendisi ve Veli/Vasisi Oldukları Kişilerin Geçici Kimlik Belgesini Alabiliyor
Depremden etkilenen illerimizde yerleşim yeri ya da diğer adres kaydı olan afetzede vatandaşlarımız, kendisi, veli ya da vasisi olduklarının geçici kimlik belgesini e-Devlet’ten barkodlu alabiliyor.
Barkodlu Geçici Kimlik Belgesi Üç Ay Kimlik Kartı Alınıncaya Kadar Geçerli.
e-Devlet’ten alınan barkodlu geçici kimlik belgesi üç ay yeni kimlik kartı alınıncaya kadar geçerli.
E devlet başvuru sayfasına direkt buradan ulaşabilirsiniz.
https://www.turkiye.gov.tr/nvv-afetzedeler-icin-gecici-kimlik-belgesi-temini
Kaynak: T.C. İÇ İŞLERİ BAKANLIĞI-AFAD Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu yana (yaklaşık 1750) insan faaliyetleri sebebiyle, atmosferik karbondioksit konsantrasyonunda 1750’de 280 ppm’den, 414.72 ppm’ye %47’lik bir artış görülmüştür. Atmosferik karbondioksit konsantrasyonunun bu kadar yüksek olduğu en yakın zamanın 3 milyon yıldan fazla bir zaman öncesi olduğu gözlemlenmiştir. Bu artış, doğal karbon döngüsünde yer alan çeşitli “karbon yutakları” tarafından emisyonların yarısından fazlasının emilmesine rağmen meydana gelmiştir.
Mevcut sera gazı emisyon oranları devam ederse, Dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı 2036 yılına kadar 2 °C (3,6 °F) kadar artabilir. Bu artış miktarı Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından “tehlikeli” seviyelerden kaçınabilmek için üst sınır olarak belirlendi Antropojenik karbondioksit emisyonlarının büyük çoğunluğu fosil yakıtların, özellikle kömür, petrol ve doğal gazın yakılmasından kaynaklanır ve ormansızlaşma ve arazi kullanımındaki diğer değişiklikler de buna katkıda bulunur.
Sırasıyla, Dünya atmosferinde en bol bulunan sera gazları şunlardır:
Yaklaşık dokuz günlük bir atmosferde kalma süresine sahip olan su buharının yanı sıra, ana sera gazlarının atmosferi terk etmesi uzun yıllar alır. Sera gazlarının atmosferi terk etmesinin ne kadar sürdüğünü kesin olarak bilmek kolay olmasa da, başlıca sera gazları için tahminler vardır.
Bir türün atmosferik ömrü, atmosferdeki konsantrasyonundaki ani bir artış veya düşüşün ardından dengeyi yeniden sağlamak için gereken süreyi ölçer. Tek tek atomlar veya moleküller kaybolabilir veya toprak, okyanuslar ve diğer sular veya bitki örtüsü ve diğer biyolojik sistemler gibi bataklıklarda birikerek fazlalıkları arka plan konsantrasyonlarına indirgeyebilir. Bunu başarmak için geçen ortalama süre, ortalama yaşam süresidir.
Karbondioksitin değişken bir atmosferik ömrü vardır ve kesin olarak belirtilemez. Yayılan CO2‘nin yarısından fazlası bir yüzyıl içinde atmosferden uzaklaştırılsa da, salınan CO2‘nin bir kısmı (yaklaşık %20) binlerce yıl boyunca atmosferde kalır. Benzer sorunlar, çoğu CO2‘den daha uzun ortalama ömre sahip diğer sera gazları için de geçerlidir, örn. N2O’nun ortalama atmosferik ömrü 121 yıldır.
İklim değişikliği açısından atmosferdeki sera gazı miktarı hesaplanırken karbon dioksit eşdeğeri olarak ppm (milyonda bir parçacık birimi) esas alınır. 2015 itibarıyla güncel sera gazı yoğunluğu yaklaşık 400 CO2 eşdeğeri ppm düzeyindedir. Bu sadece karbon dioksit gazının değil hesaplamaya giren diğerlerinin de uygun çarpanlarla denkleştirilerek bulunan bir sayıdır. Bu hesaplamada gazların Küresel Isınma Potansiyeli gözönünde bulundurulur. Örneğin yukarıdaki listede GWP değeri yukarıdan aşağı inildikçe artmaktadır. GWP değeri büyük olan gazlar, aynı miktardaki karbon dioksite göre küresel ısınma’yı çok daha büyük ölçüde etkileyebilmektedirler. Ancak salınan karbon dioksit miktarı çok yüksek olduğu kürsel ısınmanın birinci derece sorumlusu olan gaz olarak gösterilmektedir.
Sera Gazları ile ilgili daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sera_gazlar%C4%B1
Kaynak: VİKİPEDİA Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Dünya Ekonmik Forumu’nun verilerine göre, Çin koronavirüs ile boğuşurken, ekonomik hasar dünya çapında artmakta.
Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan yeni bir virüs türü olan koronavirüs ile ilgili doğrulanmış yaklaşık 70.000 COVID-19 vakası var.
İşletmeler, Çin’in fabrikalarını kapaması, düzinelerce şehirde ve seyahat kısıtlamalarını artıran diğer ülkelerdeki on milyonlarca insanın kilit altında (karantina) nedeniyle gelir kaybı ve tedarik zincirlerinde yaşanan aksama ile uğraşıyor.
Çin, dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve önde gelen ticaret ülkesi olduğundan, koronavirüsün ekonomik etkisi küresel büyümeyi de tehdit ediyor.
Reuters tarafından yapılan ankete katılan ekonomistler, Çin’in ekonomik büyümesinin 2020’nin ilk çeyreğinde bir önceki çeyrekte % 6 olan mali krizden bu yana en düşük seviyeyi görüp %4,5’e gerilemesini beklediklerini belirttiler.
Ancak, ekonomistler virüsü kontrol altına alabilirse Çin’in ekonomisinin hızla toparlanacağı konusunda iyimserler.
Küresel petrol talebi, yeni koronavirüs (COVID-19) ve Çin ekonomisinin yaygın bir şekilde kapanması nedeniyle ağır bir darbe aldı. Talebin, 2020 yılının ilk çeyreğinde yıllık 10 aydan daha uzun bir süre sonra gerçekleşen ilk çeyrekte 435.000 varil azalması bekleniyor.
Çin’den gelen ürün ve parça sıkıntısı, Ay Yeni Yılından (Çin Yeni Yılı) sonra fabrikaların açılmasını geciktirdiği ve işçilerin virüsün yayılmasını azaltmaya yardımcı olmak için evde kaldıkları için dünyadaki şirketleri de etkiliyor.
Apple’ın Çin’deki üretim ortağı Foxconn, üretim gecikmesi yaşıyor. Nissan ve Hyundai de dahil olmak üzere bazı otomobil üreticileri, parça alamadıkları için Çin dışındaki fabrikaları geçici olarak kapattılar.
İlaç endüstrisi de küresel üretim aksaklığı yaşıyor.
Çin ve Asya’daki birçok ticari gösteri ve spor etkinliği iptal edildi veya ertelendi.
Seyahat ve turizm endüstrileri, salgından kaynaklanan ekonomik aksaklıklar yüzünden daha erken darbe aldı.
BM Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) bir raporuna göre, küresel havayolu gelirlerinin 2020’nin ilk çeyreğinde uçuş iptali sonucunda 4-5 milyar dolar düşmesi bekleniyor.
ICAO ayrıca, Japonya’nın Çinli turistlerdeki düşüş nedeniyle ilk çeyrekte 1.29 milyar $ turizm geliri kaybedebileceğini, Tayland’ın ise 1.15 milyar $ kaybedebileceğini öngörüyor.
Kaynak: Dünya Ekonomik Forumu / Link: https://www.weforum.org/agenda/2020/02/coronavirus-economic-effects-global-economy-trade-travel/span style=”font-size: 6px;”>Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Mutlu olduğunu beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı, 2018 yılında %53,4 iken 2019 yılında %52,4 oldu. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise 2018 yılında %12,1 iken 2019 yılında %13,1 oldu.
Genel mutluluk düzeyi (%), 2003-2019
Evli bireylerin, evli olmayan bireylere göre daha mutlu olduğu görüldü. Mutlu olduğunu belirten evli bireylerin oranı, 2019 yılında %55,6 iken evli olmayanlarda bu oran, %45,1 olarak gerçekleşti. Evli olanların mutluluk düzeyi cinsiyete göre incelendiğinde; evli erkeklerin %50,6’sının, evli kadınların ise %60,2’sinin mutlu olduğu gözlendi.
Yaş gruplarına göre mutluluk düzeyi incelendiğinde; 65 ve üzeri yaş grubu, 2018 yılında %61,2, 2019 yılında ise %58,5 ile en yüksek mutluluk oranının görüldüğü yaş grubu oldu. En düşük mutluluk oranı ise 2018 yılında %47,8 ile 45-54 yaş grubunda görülürken 2019 yılında %48,7 ile 55-64 yaş grubunda gözlendi.
__________________________________________________________________________________________________
Kaynak: TÜİK
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
En fazla üretim ve teslimat linyitte gerçekleşti
Katı yakıtların 2019 yılı Ekim ayı toplam satılabilir üretim miktarlarına bakıldığında; taşkömürünün 99 bin 487 ton, linyitin(1) 6 milyon 945 bin 459 ton ve taşkömürü kokunun 387 bin 89 ton, teslimat(2) miktarlarına bakıldığında ise; taşkömürünün 3 milyon 966 bin 622 ton, linyitin 6 milyon 636 bin 715 ton ve taşkömürü kokunun 379 bin 823 ton olarak gerçekleştiği görüldü.
Üretimin teslimatları karşılama oranı en düşük taşkömüründe gerçekleşti
Üretilen katı yakıtların teslimatları karşılama oranı(3) %2,5 ile en düşük taşkömüründe gerçekleşti. Bu oran taşkömürü kokunda %101,9 iken, linyitte %104,7 olarak hesaplandı.
Üretimin teslimatları karşılama oranları, Ekim 2019
Taşkömürü ve linyit teslimatı en fazla termik santrallere yapıldı
Katı yakıtların teslimat yerlerine göre dağılımı incelendiğinde; taşkömürü teslimatının %54,1’i termik santrallere, %14’ü kok tesislerine ve %7,8’i demir-çelik haricindeki sanayiye yapılırken; linyit teslimatının %86,9’u termik santrallere ve %7,9’u demir-çelik haricindeki sanayiye yapıldı. Taşkömürü kokunun ise %98,1’i demir-çelik sanayine sevk edildi.
Bu konu ile ilgili bir sonraki haber bülteninin yayımlanma tarihi 24 Ocak 2020’dir.
AÇIKLAMALAR
(1) Linyit kömürü miktarına asfaltit kömürü de dahil edilmiştir.
(2) Yakıtın tüketim amacıyla üretim, ithalat ve stoklardan sevk edilmesidir.
(3) Bir katı yakıtın teslimatının, satılabilir üretimle karşılanabilen kısmının oranını göstermektedir.
Üretimin teslimatları karşılama oranı = (satılabilir üretim miktarı / teslimat miktarı)*100
Kaynak: TÜİK
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Tax News’un yayınladığı habere göre, Kanada, Meksika ve ABD, teklif ettikleri yeni ticaret anlaşmasında yapılacak değişikliklerle ilgili bir anlaşma imzaladı.
2018 Kasım’ında ortak ülkeler, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşmasının (NAFTA) yerini alacak olan ABD-Meksika-Kanada Anlaşmasını (USMCA) imzaladılar. NAFTA 1994’ten beri yürürlükte.
USMCA, orijinal NAFTA’daki tarife içermeyen piyasa erişimini sürdürmekte. Ayrıca, tarım ürünleri için bir dizi yeni piyasaya erişim ve tarife gereklilikleri ile yeni bir Gümrük İdaresi ve Ticaret Kolaylaştırma bölümünü de içermektedir.
USMCA’daki değişiklikler, 10 Aralık 2019 tarihinde üç parti tarafından da kabul edildi. Kanada Hükümeti, değişikliklerin şu alanlarda iyileştirmeler içerdiğini belirtti: devletler arası uyuşmazlık çözümü, işgücü koruması, çevresel koruma, fikri mülkiyet ve otomotiv menşei kuralları.
Tarafların her biri, USMCA’nın yürürlüğe girmesi için kendi yerel onay prosedürlerini tamamlamalıdır.
Kaynak: Tax News / Link: https://www.tax-news.com/news/Canada_Mexico_US_Agree_Free_Trade_Deal_Amendments____97450.html
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Eğitim harcamalarının, gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı 2017 yılında %5,7 iken, 2018 yılında %5,8 oldu.
Eğitim harcamalarının %72,9’u devlet tarafından finanse edildi
Türkiye’de 2018 yılında yapılan eğitim harcamalarının %72,9’u devlet tarafından finanse edildi. Eğitim harcamaları içerisinde hanehalklarının yaptığı harcamaların payı ise % 20 oldu.
Devlet kurumları en büyük eğitim harcamasını yükseköğretime yaptı
Devlet kurumlarınca yapılan harcamaların %33,2’sini (51 milyar 050 milyon TL) yükseköğretim, %25,3’ünü (38 milyar 877 milyon TL) ortaöğretim oluşturdu. Özel kurumlarca yapılan harcamaların ise %43,3’ü (20 milyar 527 milyon TL) ortaöğretim, %30,3’ü (14 milyar 352 milyon TL) yükseköğretime yapıldı.
Öğrenci başına eğitim harcaması 9 bin 790 TL oldu
Öğrenci başına yapılan eğitim harcaması 2017 yılında 8 bin 111 TL olurken, 2018 yılında ise 9 bin 790 TL olarak gerçekleşti.
Öğrenci başına en çok harcama yükseköğretime yapıldı
Eğitim düzeylerine göre değerlendirildiğinde, 2018 yılında öğrenci başına harcamanın en yüksek olduğu eğitim düzeyi 16 bin 248 TL ile yükseköğretim oldu.
Öğrenci başına harcamanın en çok arttığı eğitim düzeyi ortaöğretim oldu
Öğrenci başına toplam eğitim harcaması bir önceki yıla göre %20,7 arttı. Eğitim harcamalarının 2018 yılında 2017 yılına göre en fazla artış gösterdiği eğitim düzeyi ise %26,2 ile ortaöğretim oldu. Bunu %22,7 ile ortaokul takip etti.
Bu konu ile ilgili bir sonraki haber bülteninin yayımlanma tarihi Aralık 2020’dir.
_________________________________________________________________________________
AÇIKLAMALAR
Eğitim harcamaları istatistikleri, örgün eğitime yönelik olarak doğrudan veya dolaylı yapılan harcamalara ilişkin verileri içermektedir. Belirtilen eğitim harcamaları sadece örgün eğitimle doğrudan ilişkili yaygın eğitim faaliyetlerini içermekte olup, diğer yaygın eğitim faaliyetlerine yapılan harcamaları kapsamamaktadır. Bu haber bülteninde, 2011-2018 yıllarına ilişkin eğitim harcamaları istatistiklerine yer verilmektedir.
Kaynak: TÜİK
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
Avrupa Birliği’ne bağlı istatistik ofisi Eurostat’ın yayınladığı verilere göre, tarımsal ekonomik hesaplara ait en son verilere bakıldığında, AB’de tarım işi verimliliği endeksi 2019’da arttı (%+2).
Tarım sektöründeki iş verimliliği, tam zamanlı iş eşdeğeri başına ifade edilen faktör geliri olarak ölçülebilir. Tarım sektöründe her tam zamanlı çalışan işçiye eşdeğer net katma değerinin bir ölçüsüdür ve reel olarak ölçülür (enflasyona göre) ve endeks olarak ifade edilir. Bu nedenle, bu endeksin gelişmesi, tarımda elde edilen reel gelirden ve/veya işgcü değişimlerinden etkilenir.
Tarım için hanehalkının toplam geliri veya tarımda çalışan bir kişinin geliri ile karıştırılmamalıdır.
En yüksek artış Danimarka’da
2018’de yaşanan düşüşün ardından, Üye Devletlerin çoğu 2019’da bu tarımsal gelir endeksinde artış kaydetmiştir. En yüksek artış oranları Danimarka (%+68), Estonya (%+38), Almanya (%+32), İsveç (% + 28) ve Litvanya’dadır (%+27).
Öte yandan, AB faktörü gelirinin neredeyse yarısına katkıda bulunan büyük ülkelerin üçünde düşüş odluğu bildirildi: İspanya (%-10), Fransa (%-8) ve İtalya (%-3).
Kaynak: Eurostat / Link: https://ec.europa.eu/eurostat/web/products-eurostat-news/-/DDN-20191216-1?inheritRedirect=true&redirect=%2Feurostat%2Fweb%2Fmain
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.