Basından – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 25 Apr 2020 09:40:22 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 KÇÖ başvuru yapılmayan çalışan ücret izin desteğinden yararlanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/kco-basvuru-yapilmayan-calisan-ucret-izin-desteginden-yararlanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kco-basvuru-yapilmayan-calisan-ucret-izin-desteginden-yararlanabilir-mi/#respond Sat, 25 Apr 2020 09:40:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=83267 1-Kısa çalışma rapor sonucunu görüntülemek için işveren sisteminden giriş yapıp rapora ulaştık. Fakat raporun için boştu. Bunun anlamı nedir?


2- KÇÖ müracaatını hiç yapmamış işveren yanında çalışan kişileri ücretsiz izne ayırırsa bu isçiler ücretsiz izinli gösterildikleri günler için 39.24 alabilirler mi alamazlar mı?

1- Henüz sisteme verileriniz yüklenmemiş demektir.

2- 17.04.2020 sonrası için alırlar. Nakdi ücret desteğinden yararlanılabilmesi için ücretsiz izne ayrılan işçilere ilişkin aylık bildirimler, “https://uyg.sgk.gov.tr/IsverenSistemi” internet adresinden ücretsiz iznin verildiği ayı takip eden ayın 3’üne kadar işverenlerce yapılır. Bu şekilde bildirimi yapılan işçiler için ilgili aya ait Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinde/Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinde eksik gün nedeninin, “28-Pandemi Ücretsiz İzin” olarak seçilmesi gerekmektedir bu ödenek kapsamındaki işçiler;

a) 17/4/2020 tarihi itibarıyla iş sözleşmesinin bulunduğu işveren tarafından 4857 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi uyarınca ücretsiz izne ayrılmak,

b) Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmamak,

c) Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamak,

ç) SGK’ya 01, 04, 05, 06, 12, 14, 20, 29, 32, 35, 39, 52, 53, 54 veya 55 no.lu belge türlerinden bildirilmiş olmak, koşullarını birlikte taşımaları ve işverenleri tarafından 5’inci maddenin birinci fıkrası kapsamında gerekli bildirimin yapılması halinde, 4857 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi kapsamında ücretsiz izne ayrıldıkları süre kadar nakdi ücret desteğine hak kazanır.

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kco-basvuru-yapilmayan-calisan-ucret-izin-desteginden-yararlanabilir-mi/feed/ 0
Makroekonomik Görünüm, Para Politikası ve Sürdürülebilir Büyüme. TCMB https://www.muhasebenews.com/makroekonomik-gorunum-para-politikasi-ve-surdurulebilir-buyume-tcmb/ https://www.muhasebenews.com/makroekonomik-gorunum-para-politikasi-ve-surdurulebilir-buyume-tcmb/#respond Wed, 04 Mar 2020 07:15:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=78983 Başkan Murat Uysal’ın Bursa Ticaret ve Sanayi Odasında Yaptığı “Makroekonomik Görünüm, Para Politikası ve Sürdürülebilir Büyüme” Başlıklı Konuşma (Bursa)

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın Saygıdeğer Üyeleri, Kıymetli Misafirler, Değerli Basın Mensupları,

Konuşmama başlamadan önce Başkan Sayın İbrahim Burkay ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’na nazik davetleri için teşekkür ederim.

Merkez Bankası olarak, ana paydaşlarımızdan biri olan reel sektörün değerlendirmelerini karar alma süreçlerimize dâhil etmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda, daha önce Ankara ve İstanbul Sanayi odalarında sektör temsilcilerimizle buluşmuştuk. Bugün de Bursa’dayız.

Konuşmama, makroekonomik görünüm ve politika çerçevemizi özetleyerek başlıyorum.

Eşgüdüm içerisinde uygulanan basiretli makro politikaların etkisiyle 2019 yılında enflasyon, iktisadi faaliyet ve dış dengede önemli kazanımlar sağlandı. Bu kazanımların önümüzdeki dönemlerde de güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı, finansal istikrar ve sürdürülebilir büyüme açısından büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda, konuşmamın ikinci bölümünde verimlilik, ihracat ve sürdürülebilir büyüme konularına değineceğim.

Konuşmamın son bölümünde ise verimlilik, ihracat ve sürdürülebilir büyüme ilişkisinin en güzel örneklerinden birini yansıtan Bursa’ya yönelik bazı gözlemlerimizi paylaşacağım.

Saygıdeğer Konuklar,

Konuşmamın makroekonomik görünüm ve politika çerçevesi bölümüne küresel ekonomideki mevcut durumu özetleyerek başlamak istiyorum. Küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde eş anlı olarak 2019 yılının son çeyreğinde de devam etti. ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşması, Brexit sürecine ilişkin belirsizliklerin azalması ve diğer taraftan küresel para politikalarının 2019 yılının ikinci yarısından itibaren sergilediği destekleyici duruş, küresel büyüme görünümünü bir miktar olumlu etkileyen gelişmeler olarak öne çıkıyor. Nitekim, Ocak ayında Avrupa Birliği bölgesinde iktisadi faaliyet bir miktar iyileşirken, bu durum dış talep ve ihracatımıza da olumlu yansıdı. Bununla birlikte, ABD ile Çin arasındaki anlaşmaya karşın belirsizliklerin hâlâ yüksek seyretmesi, devam eden jeopolitik riskler ve son dönemde ortaya çıkan salgın hastalık küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyri emtia fiyatları ve enflasyon üzerinde belirleyici oluyor. Enflasyon oranlarının, son çeyrekte bazı ülkelerde gıda fiyatları kaynaklı olarak bir miktar yükselmesine karşın, 2020 yılında yatay bir görünüm sergilemeye devam etmesi bekleniyor.

Bu görünüm, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendirirken, gelişmekte olan ülkelerde de destekleyici para politikalarına olanak sağlamaktadır.

Son dönemde küresel büyümeye ilişkin artan belirsizlikler nedeniyle, portföy akımları ve risk iştahı dalgalı bir seyir izliyor. Tüm bu küresel gelişmelerin sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturabileceği etkileri yakından takip ediyoruz.

Değerli Misafirler,

İktisadi faaliyetin 2019 yılının ilk çeyreğinden başlayarak ılımlı bir toparlanma eğilimine girdiğini görüyoruz. Dengelenme sürecinde net ihracatın toparlanmaya yüksek katkı yaptığı; yakın dönemde ise, dezenflasyon süreci ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte yurt içi talebin güçlendiği izleniyor.

Ekonomideki toparlanmanın yıl içinde giderek artan bir sektörel yayılım sergilediğini ve son dönemde güç kazandığını görüyoruz. Aralık ayı sanayi üretimi verisi ve son çeyreğe ilişkin anket göstergeleri, bu gelişmeyi teyit ediyor. Nitekim sektörel güven endeksleri ticaret, hizmet ve inşaat faaliyetlerindeki iyileşmenin sürdüğünü gösteriyor.

İktisadi faaliyetteki toparlanmanın yanında, yatırım ve istihdam gelişmeleri de büyümenin kalıcılığı ve kapsayıcılığı açısından önem arz ediyor. Bu çerçevede, ilk olarak yatırım gelişmelerine baktığımızda, firmaların yatırım eğiliminin küçük ve orta ölçekli firmaları da kapsayacak şekilde iyileşmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu gelişmede, finansal koşullardaki iyileşmenin katkısı olduğunu düşünüyoruz. Faiz indirimlerinin yanı sıra zorunlu karşılıklar gibi diğer önlemler de krediye erişimin kolaylaşmasını sağlıyor.

İktisadi faaliyetin toparlanmasına bağlı olarak son çeyrekte tarım dışı istihdam artmış ve işsizlik oranları bir miktar gerilemiştir. Takip ettiğimiz öncü göstergeler bu eğilimin süreceği yönünde sinyaller veriyor. İstihdam imkanlarındaki iyileşmenin devamı, finansal aracılık ve iktisadi faaliyet arasındaki etkileşimin sağlıklı bir şekilde sürmesi açısından önem arz ediyor. Reel sektörün uzun vadeli finansmana erişiminin desteklenmesi, yatırımlara ve istihdama olumlu yansıyarak finansal istikrara katkı yapmaya devam edecektir.

Dış denge tarafında ise, cari işlemler dengesi son bir yıllık dönemde önemli bir iyileşme kaydetti ve 2002 yılından bu yana ilk defa yıllık olarak fazla vermeye başladı. Böylece, pozitif büyüme kaydedilen bir yılda cari fazla vermiş olduk. Söz konusu gelişmede reel kur kaynaklı rekabet gücünün dış denge üzerindeki olumlu etkisi, pazar çeşitlendirme esnekliği ile mal ve hizmet ihracatındaki artış önemli rol oynadı.

Reel döviz kurunun mevcut seviyeleri,  Türkiye’nin küresel ticaret pazarında sahip olduğu rekabet gücünü destekliyor. Rekabet gücü kazanımları, dış şoklara karşı ihracat potansiyelimize önemli bir dayanıklılık ve esneklik kazandırarak, ekonominin daha dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme patikasına yönelmesinde önemli rol oynuyor.

Nitekim son dönemlerde, küresel büyüme görünümündeki zayıflama dış talebi kısmen yavaşlatsa da rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisinin sürdüğünü görüyoruz.

Reel sektörümüzün saygıdeğer temsilcileri,

Tüketici enflasyonu, 2019 yılında önemli ölçüde geriledi. Sıkı para politikası ve uygulanan koordineli politikalar enflasyondaki düşüşün temel belirleyicisi oldu. Birikimli döviz kuru etkilerinin azalması, talep koşulları ve ılımlı seyreden ithalat fiyatlarının yanı sıra enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışındaki iyileşme de enflasyondaki düşüşü destekledi.

Enflasyon beklentilerindeki belirgin iyileşmede iki temel unsur belirleyici oldu.

Bunlardan ilki, gerçekleşen enflasyondaki düşüş; ikincisi ise 2018 yılı sonlarından bu yana enflasyonun Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporlarında paylaştığı tahminlere çok yakın, hatta tahminlerin altında gerçekleşmesidir.  Enflasyon beklentilerindeki düzelmeye dair öne çıkan bir diğer önemli nokta ise, iyileşmenin genele yayılması ve bu beklenti etrafında bir uzlaşının oluşmasıdır.

Geldiğimiz noktada, enflasyon görünümü Ocak Enflasyon Raporunda açıkladığımız tahminlerle büyük ölçüde uyumludur. Enflasyonu düşürmeye odaklı, temkinli para politikası duruşu ve güçlü politika koordinasyonu altında, 2020 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 8,2 olarak koruduk. Enflasyonun 2021 yıl sonunda yüzde 5,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz. Ana eğilime yönelik takip ettiğimiz çok sayıda gösterge, enflasyonda hedeflenen düşüş patikası ile uyumlu bir seyre işaret ediyor. Enflasyonun bir süre için mevcut seviyelerde yatay seyrettikten sonra yıl sonu tahminimize doğru kademeli olarak gerileyeceğini öngörüyoruz.

Değerli Misafirler,

2019 yılında para politikası duruşunu enflasyondaki düşüş sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirlerken, finansal istikrara yönelik araçlarımızı da etkin bir şekilde kullandık. 2019 yılının ilk yarısında politika faiz oranını yüzde 24 düzeyinde sabit tutarken, enflasyon görünümündeki iyileşmeye bağlı olarak Temmuz ayından itibaren kademeli şekilde yüzde 10,75 seviyesine düşürdük.

Para politikasındaki temkinli duruş ve enflasyondaki istikrarlı düşüş, enflasyon beklentilerinin hızla gerilemesinde etkili oldu. Ülke risk primi ile enflasyon beklentilerindeki gerileme orta ve uzun vadeli tahvil faizlerinin de düşmesine yol açtı. Enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi ve uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi açısından büyük önem taşıdığını bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Politika faizindeki indirimlerin kredi ve mevduat faizlerine güçlü bir şekilde yansıdığını görüyoruz. Enflasyonu düşürmeye odaklı para politikası duruşumuzu korurken, diğer makro politikaları da finansal istikrarı desteklemek için eşgüdüm içerisinde uygulamaya devam ediyoruz.

Bu kapsamda, Ağustos ayında bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda oldukları karşılıklarda değişikliğe gittik. Bu değişiklik, başlangıçta kamu bankaları öncülüğünde olmak üzere, bankaların kredi koşullarını daha destekleyici hale getirmelerine yardımcı oldu.

İkinci aşama olarak Aralık’ta açıkladığımız uygulama değişikliğiyle üretim ve yatırımla ilişkisi kuvvetli olan uzun vadeli ticari krediler ile uzun vadeli konut kredilerinin teşvik edilmesini amaçladık.

Ayrıca geçtiğimiz günlerde, bankalarca ticari müşterilere sunulacak ürün veya hizmetler karşılığı alınabilecek ücret ve komisyonların daha şeffaf, anlaşılır ve karşılaştırılabilir olmasına yönelik bir düzenlemeye gittik. Bu düzenlemenin de firmalarımızın finansmana erişimindeki güçlükleri azaltma ve finansal hizmetler piyasasındaki şeffaflığı artırma açısından faydalı olacağını ümit ediyoruz.

Ticaret ve sanayi odasının değerli üyeleri,

Yılın ikinci yarısında kredi faiz oranlarındaki düşüş kredi talebini canlandırırken, bankaların güçlü likidite ve sermaye yapısının yanı sıra fonlama maliyetlerindeki düşüş de kredi arzını destekledi. Kredilerde, Temmuz 2019’dan itibaren tarihsel ortalamaların üzerinde bir ivmelenme kaydedildi. Özellikle, Ağustos ayında zorunlu karşılık düzenlemesinin de etkisiyle tüketici kredilerinde başlayan hızlanma son dönemde firma kredilerinde de gözlenmeye başladı.

Canlanan iktisadi faaliyet ve yatırım talebindeki toparlanma işaretlerine paralel olarak, firma kredilerindeki artışın devam edeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte, kredi büyümesi ve kompozisyonundaki gelişmelerin dış denge ve enflasyon üzerindeki etkilerini de yakından takip ediyoruz.
Son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesinin makro politika bileşimi açısından önem arz ettiğinin altını çizmek isterim.

İhracat ve verimlilik odaklı, dengeli ve sürdürülebilir büyüme konusuna geçmeden önce, makroekonomik görünüme dair bu değerlendirmelerimiz çerçevesinde para politikası duruşumuzu kısaca şöyle özetlemek isterim.

Önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşumuzun sürdürülmesi gerekiyor. Bu çerçevede, parasal duruşumuzu ana eğilime dair göstergeleri dikkate alarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirleyeceğiz Merkez Bankası olarak fiyat istikrarını sağlama ve finansal istikrarı destekleme amaçlarımız doğrultusunda elimizdeki tüm araçları kullanmaya devam edeceğiz.

Saygıdeğer Konuklar,

Yapılan çalışmalar ihracat, verimlilik ve sürdürülebilir büyüme arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Yüksek oranlı sürdürülebilir büyüme için verimlilik kazanımları ve yatırımların devamlılığı önem arz etmektedir.

Bu bağlamda, ihracat piyasalarındaki fiyat ve fiyat dışı rekabet koşulları, firmaları kaynaklarını etkin kullanmaya yöneltmektedir. İhracat yapan firmalar, yeni teknoloji üreterek veya küresel ölçekte üretilmiş yeni teknolojileri üretim süreçlerine dahil ederek bir yandan ürün kalitelerini artırmakta, bir yandan da rekabetçiliklerini korumaktadırlar.

Bununla birlikte, uluslararası ticaret alanında yapılan çalışmalar, giriş maliyetini üstlenebilecek verimli firmaların ihracat piyasalarına girebildiği sonucuna ulaşmaktadır. Ampirik çalışmalar da bu bulguyu desteklemektedir.

İhracatın sürdürülebilir büyümeye verimlilik dışında da önemli katkıları olduğunu vurgulamak isterim. İş dünyasının da yakından bildiği gibi, ihracat artışları cari dengeyi, dolayısı ile makroekonomik istikrarı olumlu yönde etkilemekte ve yatırım iştahını desteklemektedir.

Saygıdeğer misafirler,

Sunumuma ihracat-verimlilik ilişkisine Türk imalat sanayi penceresinden bakarak devam etmek istiyorum. Bankamızda yapılan firma bazlı çalışmalar, ihracat ile verimlilik arasındaki güçlü ilişkiyi göstermektedir.

İhracat yoğunluğu, bir diğer ifadeyle ihracatın toplam satışlara oranı yükseldikçe firma verimliliğinin arttığı gözlenmektedir. İhracat oranı, verimliliğin yanında en önemli firma göstergelerinden birisi olan kar marjı ile de pozitif ilişkilidir.

Bursa ekonomisinde çok önemli yeri olan motorlu kara taşıtları ve diğer ulaşım araçları sektörü için yaptığımız analizlerde de ihracat oranı yüksek olan firmaların daha yüksek verimliliğe ve karlılığa sahip olduğu görülmektedir. Diğer sektörlerde de benzer bulgular ortaya çıkmaktadır.

İhracat, doğrudan ve dolaylı kanallarla sürdürülebilir büyümeyi desteklemektedir. Ancak her pazarın belli bir doygunluk seviyesi olduğunu göz önüne aldığımızda sürdürülebilir ihracat artışları için pazar çeşitlendirmesi kritik öneme sahiptir. Nitekim Türkiye’de, ihracat ile ülke çeşitlendirmesinin paralel hareket ettiği görülmektedir.

Pazar çeşitliliği, ihracat artışını desteklemenin yanı sıra ihracatın bölgesel risklere karşı dayanıklılığını artırarak ihracat gelirlerindeki dalgalanmaları azaltmaktadır. Örneğin, AB bölgesinde 2008 küresel kriz sonrası yaşanan durgunluğa karşın, firmalarımızın alternatif piyasalara yönelmesi toplam ihracat performansını dengeleyici bir unsur olmuştur.

Ürün-ülke kesişimi olarak daha geniş bir şekilde tanımladığımız pazar sayısı 2006-2018 yılları arasında yüzde 56 oranında artmıştır. İhracatçı firma sayımız ise yaklaşık iki katına çıkmıştır. İhracat artışının farklı kanallardan beslenmesi artışların uzun vadede devam edeceği yönündeki beklentilerimizi desteklemektedir.

G-20 ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin, pazar çeşitliliğini artırmada ve pazar çeşitlendirmesinin geldiği seviyede en başarılı ülke olduğunu görüyoruz. Bir diğer ifadeyle, Türk ihracatı belli bir ülke veya bölgeye yoğunlaşmak yerine dünya geneline yayılmıştır.

Firmalarımızın dinamik yapısı sonucu ihracatımızdaki çeşitlenmeyle birlikte ihracatımızda en yüksek paya sahip ilk 15 ülkenin payı 2006 yılında yüzde 65 iken 2019 yılında yüzde 58’ini oluşturmuştur. İhracatta en büyük pazarlarımız olan Almanya, İngiltere ve İtalya sıralamadaki yerlerini korumakla birlikte başka ülkelerin ihracatımızdaki paylarında önemli artışlar görülmüştür.

Zaman içerisinde ihracatın, ülke ve ürün kompozisyonundaki değişimiyle uyumlu olarak sektör kompozisyonunda da farklılaşmalar gözlenmektedir.
2006 yılında yaklaşık 86 milyar dolar olan ihracatımız, pazar çeşitliliğindeki artış, yeni firmaların ihracat piyasasına girişi ve yeni pazarlara açılım gibi faktörlerin katkısıyla 2019 yılında yaklaşık iki katına yükselerek 172 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Aynı dönemde küresel ihracattaki artış oranı ise çok daha sınırlıdır.

Sonuç olarak, Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı pay 2006 yılına göre önemli ölçüde yükselmiştir. Merkez Bankası olarak ihracatın verimlilik ve cari denge kanalıyla makroekonomik istikrar ve sürdürülebilir büyümeye katkısını önemsiyor; toplam ihracatımızın ve ihraç ürünlerindeki katma değerimizin daha da yükseleceğini öngörüyoruz.

Değerli Üyeler, Kıymetli Konuklar

Konuşmamın son bölümünde reel sektörle etkileşim içinde yürüttüğümüz saha çalışmalarımıza değinerek Bursa firmaları ile olan yakın işbirliğimizden bahsetmek istiyorum.

Merkez Bankası olarak, daha önceki konuşmalarımda da değindiğim gibi, her yıl, düzenli aralıklarla, farklı sektör ve ölçeklerden firmaları ziyaret ediyoruz. Sağlıklı ve verimli işleyen bir reel sektörün fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından vazgeçilmez bir unsur olduğunun bilinciyle görüşmelerde bize ilettiğiniz beklentilerinizi, hem para politikası karar alma süreçlerinde kullanıyor hem de önerilerinizi ilgili kamu kurumlarıyla paylaşıyoruz.
Diğer taraftan, reel sektöre yönelik saha çalışmalarımızdan elde ettiğimiz bulguları yakın zaman içerisinde kamuoyu ile de paylaşmayı planlıyoruz. Böylelikle Merkez Bankası ve reel sektör arasındaki iletişim ve bilgi köprüsünü daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.

Bu kapsamda, konuşmamın bu kısmında sizlerle yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz bazı gözlemlerimizi paylaşmak istiyorum.

Bursa, dinamik reel sektörü ve ihracat odaklı üretim yapısıyla önem verdiğimiz illerin başında geliyor. Türkiye’nin en çok katma değer üreten şehirlerinden biri olarak, sanayileşmiş yapısıyla ekonomimize önemli katkı sağlayan Bursa, ihracat performansıyla da dikkat çekmektedir. Özellikle otomotiv, tekstil, hazır giyim ve makine ihracatında önemli bir rol üstlenmiş olan ilimiz, birçok sektörümüz için üretim üssü konumundadır.
Bu itibarla, biz de saha çalışmalarımızda Bursa’yı imalat sanayimizin nabzını takip edebileceğimiz çok önemli bir merkez olarak görüyoruz.
Bursa’da, aramızda bulunan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası üyesi birçok firmanın da dahil olduğu yaklaşık 250 firmanın temsilcisi ile bugüne kadar 500’ün üzerinde oldukça verimli görüşmeler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.

Gözlemlerimiz Bursa firmalarının birçok sektörde üretim yeteneklerini ve ihracat performanslarını geliştirmekte büyük bir başarı elde ettiklerini ve bu başarıyı kalıcı hale getirmek için özveriyle çalışmaya devam ettiklerini gösteriyor.

Bursa firmalarımızı ülkemiz için özel kılan hususun, verimlilik ve yüksek katma değerli üretimde sahip oldukları güç olduğunu vurgulamak isterim. Bu kapsamda firmalarımızın, üretimin yerli katma değer içeriğini artırma, yeni teknoloji alanlarına yatırım, küresel değer zincirlerindeki konumunu iyileştirme, pazar ve ürün çeşitliliğini artırma, tasarım gibi kritik alanlarda gösterdiği çabayı yakından izlemekteyiz. Bu yaklaşımın, sürdürülebilir büyüme açısından çok değerli olduğunu düşünüyoruz.

Saha gözlemlerimiz, kamu tarafından sunulan teşvik ve politika uygulamalarının özel sektörümüzün elde ettiği başarıya önemli destek sağladığına işaret ediyor. Biz de Merkez Bankası olarak fiyat istikrarı sağlama hedefimizi gözeterek sürdürülebilir büyümeyi destekleme amacıyla hareket ediyoruz. Bu doğrultuda, karşılıklı güven, işbirliği ve iletişimi geliştirerek çalışmalarımızı önümüzdeki dönemlerde daha da zenginleştirmeyi hedefliyoruz.
Konuşmama burada son verirken, değerli fikirlerini ve önerilerini samimi bir şekilde bizimle paylaşan ve çalışmalarımıza katkıda bulunan tüm firmalarımıza teşekkür ediyorum. Önümüzdeki dönemde de bu iş birliğinin daha da güçleneceğine inanıyorum.

Ayrıca, Bursa Ticaret ve Sanayi Odamıza gösterdikleri misafirperverlikten dolayı şükranlarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim.


Kaynak: TCMB – https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/tr/tcmb+tr/main+menu/duyurular/baskanin+konusmalari/2020/konusmab25_02_2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/makroekonomik-gorunum-para-politikasi-ve-surdurulebilir-buyume-tcmb/feed/ 0
Bursa SMMM Odası 19 Ekim 2019 – Cumhuriyet Söyleşisi ‘ATATÜRK ETKİSİ’ https://www.muhasebenews.com/bursa-smmm-odasi-19-ekim-2019-cumhuriyet-soylesisi-ataturk-etkisi/ https://www.muhasebenews.com/bursa-smmm-odasi-19-ekim-2019-cumhuriyet-soylesisi-ataturk-etkisi/#respond Fri, 18 Oct 2019 13:09:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=69248 CUMHURİYET SÖYLEŞİSİ

‘ATATÜRK ETKİSİ’


Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nca (BSMMMO) 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı çerçevesinde; 19 Ekim 2019 Cumartesi (YARIN) Saat: 14.30’da Tarihçi&Yazar Sinan MEYDAN’ın sunumunda gerçekleşecek olan Atatürk Etkisi konulu söyleşiye katılımınızı bekliyoruz.

TARİH       : 19 Ekim 2019 Cumartesi (YARIN)

SAAT         : 14.30

YER           : BSMMMO Hizmet Binası

 


Kaynak: BSMMMO – Duyurusu – 18.10.2019

Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bursa-smmm-odasi-19-ekim-2019-cumhuriyet-soylesisi-ataturk-etkisi/feed/ 0
Suriye uyruklu yabancıların, istanbul’dan kayıtlı bulundukları illere geri dönmeleri için 20 Ağustos 2019 tarihine kadar süre verilmiştir. https://www.muhasebenews.com/suriyelilerin-istanbuldan-goc-etmesi/ https://www.muhasebenews.com/suriyelilerin-istanbuldan-goc-etmesi/#respond Sat, 27 Jul 2019 07:31:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=64688 T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ
İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
“DÜZENSİZ GÖÇLE MÜCADELE”
BASIN AÇIKLAMASI (2019-44)
1. İlimizde ikamet izinli 522.381 yabancı uyruklu, geçici koruma kapsamında 547.479 Suriyeli misafir olmak üzere toplam 1.069.860 kayıtlı yabancı bulunmaktadır.
2. Düzensiz göçle mücadele çalışmaları kapsamında ülkemize yasa dışı yollardan giren düzensiz göçmenlerin yakalanarak sınır dışı edilmelerine devam edilmektedir.
3. Geçici koruma kapsamında olmayan (kayıtsız ve/veya kimliği bulunmayan) Suriye uyruklu yabancılar, İçişleri Bakanlığımızın talimatı ile belirlenen illere sevk edilmektedir.
İstanbul, geçici koruma kaydına kapalıdır.
4. Geçici koruma kapsamında olmakla birlikte, İstanbul ilinde kaydı olmayan (diğer illere kayıtlı) Suriye uyruklu yabancıların, kayıtlı bulundukları illere geri dönmeleri için 20 Ağustos 2019 tarihine kadar süre verilmiştir.
Belirtilen süre sonunda geri dönmediği tespit edilenler, İçişleri Bakanlığımızın talimatı doğrultusunda kayıtlı oldukları illere sevk edileceklerdir.
5. İlimizde yasal kalış hakkı bulunan yabancıların; yaşanabilecek mağduriyetlerin önlenebilmesi amacıyla Pasaport Kanunu ve Geçici Koruma Yönetmeliği hükümleri gereğince kolluk kuvvetleri tarafından yapılan kontrol ve denetimlerde göstermek üzere pasaport ve/veya Geçici Koruma Kimlik Belgelerini yanlarında bulundurmalarını önemle rica ediyoruz.
6. İlimiz otogar, gar, havalimanları ve tüm ulaşım vasıtalarında, “YOL İZİN BELGESİ” kontrolleri sürekli olarak yapılacak, geçerli belgesi olmayan geçici koruma kapsamındaki Suriyeli misafirler, kayıtlı olduğu illere geri gönderilecektir.
7. Valiliğimiz koordinasyonunda düzensiz göçle mücadele çalışmaları, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda kesintisiz devam edecektir.
 Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 22.07.2019

Kaynak: T.C. İstanbul Valiliği – Basın Açıklaması 2019-44 – 22.07.2019
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/suriyelilerin-istanbuldan-goc-etmesi/feed/ 0
Gıda ve Tarım Bakanlığından Ürün Etiketlerine Yeni Düzenleme Yapılacak!!! https://www.muhasebenews.com/gida-tarim-bakanligindan-urun-etiketlerine-yeni-duzenleme-yapilacak/ https://www.muhasebenews.com/gida-tarim-bakanligindan-urun-etiketlerine-yeni-duzenleme-yapilacak/#respond Wed, 21 Mar 2018 02:00:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=20050 Gıda ve Tarım Bakanlığı’nın hazırladığı yeni düzenlemelere göre ürün etiket ve ambalajlarında “gerçek” ve “hakiki” “Hakiki bal”, “gerçek meyve”, “hakiki Maraş dondurması”,  “%100 doğal”, “bahçeden taze”, “fırından taze”  ifade ve terimlerini kullanmak yasak olacak.

Gıda ve Tarım Bakanlığı 2019 yılı sonunda yürürlüğe girecek yönetmelik için gıda firmalarını yeni mevzuat konusunda bilgilendirmek ve uyarmak amacıyla bir kılavuz yayımladı.
Düzenlenen yeni kılavuza göre bazı örnekler şöyle olacaktır;
– Tablet çikolata ile kokolin (bitkisel yağ ve kakao karışımı) aynı görsele sahip olduğu için, ambalajda kokolin olduğu açıkça belirtilmesi gerekecek.
– Margarin üzerinde yazılı olan açıklamalarda tereyağını çağrıştıracak “yayık” gibi ifadeler kullanılmayacak.
– Meyve yerine aroma verici kullanılan gıdanın etiketinde meyve görseli kullanılırsa, gıdanın “aromalı” olduğu vurgulanacak.
– Bal aromalı şurup etiketlerinde bal peteği ve arı resmi konulmayacak.
– “El yapımı” ifadesi ise üretimi el ile yapılmayan gıdalarda kullanılmayacak.
– Endüstriyel gıdalarda “anne eli değmiş gibi” ve “ev yapımı tadında” gibi ifadelerin kullanımı yasaklanmadı ancak, hazır ambalajlı ürünlerde “fırından taze”, “Mutfaktan taze”, “denizden taze”, “bahçeden taze”, “taze sıkılmış”, “taze toplanmış” ifadeleri de kullanılmayacak.
– Mantılarda kullanılan “soya” büyük puntolarla yazılarak belirtilecek.
– Cappuccino tüketiciler tarafından kolayca algılanabileceğinden ilave tanımlayıcı bilgilere gerek yoktur.
– Ördek ciğeri için ”pate” adı kullanıldıysa, bu ifade ile birlikte, “ördek ciğeri” ifadesi de kullanılmalıdır.
– “Quark” için, “taze peynir” ifadesinin de kullanılması gerekir.
–  İtalya’da makarna “pasta” olarak isimlendirilmektedir. Bu ürün kapalı bir ambalaj içinde ve ambalaj üzerinde makarnayı çağrıştıran hiçbir görsel de olmadan İtalya’dan ithal edildiğinde, iç piyasaya sunulmadan önce ambalaj üzerinde ürün adı olarak “makarna” yazılmalıdır.

Trans yağla ilgili beslenme bildirimi, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, gıdaların %2’den fazla trans yağ içermesi halinde zorunludur. Trans yağın %2’den az olması durumunda, trans yağ miktarı isteğe bağlı olarak verilebilir.

Gıda ve Tarım Bakanlığına bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan rehberde, gıda ürünlerinin ambalaj ve etiketlerinde dikkat edilmesi gereken unsurlar örnekleri ile beraber anlatıldı.

Kaynak: Gıda ve Tarım Bakanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/gida-tarim-bakanligindan-urun-etiketlerine-yeni-duzenleme-yapilacak/feed/ 0
Ünlü Fizikçi Stephan Hawking Yaşamını Yitirdi https://www.muhasebenews.com/gorsel-fizikci-stephan-hawking-yasamini-yitirdi/ https://www.muhasebenews.com/gorsel-fizikci-stephan-hawking-yasamini-yitirdi/#respond Wed, 14 Mar 2018 13:13:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=27600 Ünlü Fizikçi Stephan Hawking Yaşamını Yitirdi

 

Dünya çapında tanınan fizikçi Stephan Hawking, 76 yaşında yaşamını yitirdi.
Stephen Hawking, motor nöron hastalığını  yenerek çağının en saygın ve başarılı bilim insanlarından biri oldu.
Güçlü ve renkli espri anlayışıyla bir bilim elçisiydi ve çalışmalarına halkın rahat erişebilmesi için uğraştı.
“Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere ” başlıklı kitabı en çok satanlar listesine girdi ancak kaç kişinin kitabı sonuna kadar okuyabildiği ise belirsiz.
Çok sayıda televizyon programına katılan Hawking, sentezlenen sesinin de birçok kayıtta kullanılmasına izin verdi.
Stephen William Hawking, 8 Ocak 1942’de Oxford’da doğdu. Biyolog olan babası, annesiyle birlikte Almanya’da bombardımanlardan kaçıp Londra’ya taşınmıştı.
Oxford Üniversitesi’ni birincilikle bitirip Cambridge Üniversitesi’nde kozmoloji (evren bilimi) doktorası yaptı.
Gençliğinde at biniyor, kürek sporuyla ilgileniyordu. Ama Cambridge’teyken motor nöron hastalığı teşhisi kondu ve vücudunun işlevini neredeyse tamamen yitirdi.
Hawking, kara deliklerin kuantum fiziğinin izin verdiği ölçüde dalgalanmasıyla yarattığı enerji parçacıklarının etkileşip birbirlerini yok etmesiyle ilgili yaptığı ve ‘Hawking Radyasyonu’ olarak bilinen teoriyi keşfetti.
İngiliz bilim insanı çözümleri hesaplama veya deney yapmadan görselleştirme yeteneğiyle biliniyordu.

____________________________________________________

Kaynak: BBC

]]>
https://www.muhasebenews.com/gorsel-fizikci-stephan-hawking-yasamini-yitirdi/feed/ 0
2018 Oscar Gecesinden Öne Çıkanlar https://www.muhasebenews.com/2018-oscar-gecesinden-one-cikanlar/ https://www.muhasebenews.com/2018-oscar-gecesinden-one-cikanlar/#respond Tue, 06 Mar 2018 07:27:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=27346 2018 Oscar Gecesinden Öne Çıkanlar

Her sene olduğu gibi bu sene de Oscar heykelciği peşi sıra çeşitli kategorilerde dağıtıldı. Kazanmasına kesin gözüyle bakılan Suyun Sesi filmi en iyi film dalındaki ödülün sahibi oldu.

Kazananların aşağı yukarı belli olduğu ödül töreninde,  kabul konuşmaları ve politik tavırlar geceye damgasını vurdu.

Törene ev sahipliği yapan Amerikalı komedyen Jimmy Kimmel, film yapımcısı Harvey Weinstein’nın, aralarında A sınıfı şöhretlerin de bulunduğu Holywood endüstrisi çalışanı pek çok kadına cinsel taciz olayına atıfta bulundu.

Ev sahibi Kimmel konuşmasının geri kalanında film endüstrisini suçlamaya devam etti ve film yapımcılarını “kadınlardan o kadar bir haberler ki, Kadınlar Ne İster adlı bir film yapıyorlar ancak filmin başrolünde Mel Gibson var” sözleriyle eleştirdi. Gibson eski kız arkadaşına şiddet iddialarıyla gündeme gelmişti.

filmiyle helkelciğin sahibi olan Frances Mcdormand geceye damgasını vuran bir konuşma yaptı ve aday olan bütün kadınları ayağa kalkmaya davet ederek

“Bayanlar ve baylar, etrafınıza bir bakın çünkü hepimizin anlatacak hikayleri, finanse edilmesi gereken projeleri var. Bunları partide ayaküstü konuşmayalım. Birkaç gün içinde bizi ofisinize davet edin veya siz bize misafir olun. Size hangisi uygunsa, sonrasında projelerimizi konuşuruz. Bu gece sizi iki çift kelamla başbaşa bırakıyorum bayanlar ve baylar. “Toplumsal kapsayıcılık” ” dedi.

Kenya asıllı siyahi oyuncu Lupito Nyong’o ve Pakistan asıllı ouncu Nanjiani, gecede Trump yönetimine rağmen Amerika’da kalmak isteyen “hayalperestler”e selam göndererek, desteklerini iletti.

Kaynak: Independent.co.uk

]]>
https://www.muhasebenews.com/2018-oscar-gecesinden-one-cikanlar/feed/ 0
30 yıl üzeri hizmeti olan emekli memurlar için başvuru sonu https://www.muhasebenews.com/30-yil-uzeri-hizmeti-olan-emekli-memurlar-icin-basvuru-sonu/ https://www.muhasebenews.com/30-yil-uzeri-hizmeti-olan-emekli-memurlar-icin-basvuru-sonu/#respond Mon, 29 Jan 2018 08:47:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=26575 Emekli ek ikramiye için son dakika uyarısı. 450 bin memur emeklisini ilgilendiren ek ikramiye için başvuru süresi bugün doluyor. Memur emeklilere nereye başvuru yapacak?

27 Ocak tarihine kadar başvuruda bulunması gereken 30 yıldan fazla hizmet süresi olan emeklilerin, ikramiye farkını alabilmeleri için başvuru süreleri uzatılmıştı. Sosyal Güvenlik Kurumu 27 Ocak tarihinin Cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle süreyi 29 Ocak Pazartesi gününe kadar uzattı. Emeklilere ek ikramiye yolu açan Kanun 27 Ocak 2017 yılında yürürlüğe girdi. Başvuranların ikramiyeleri hesaplarına yatırıldı.

Ek ikramiyelerin 7 bin 500 liraya kadar olan kısmı başvuru tarihinden itibaren 3 ay içinde ödendi. İkramiye tutarı 7 bin 500 lirayı geçenler ise kalan kısmını 2018’in Mart ayında alacak.

Başvurmayan emeklilerin ise ikramiye farkı yanacak. Düzenlemeden bugüne kadar 232 bin 506 kişi yararlandı. SGK tarafından bu kişilere yaklaşık 1 milyar 89 milyon lira ödeme yapıldı.

MEMUR VE EMEKLİ MAAŞLARI 2018
Maliye Bakanlığınca, enflasyon oranından kaynaklı ilave yüzde 1,69 artış ile kamu çalışanlarının aylık ve ücretlerinde ocaktan geçerli olmak üzere toplamda yüzde 5,69 artış yapıldığı, böylece aile yardımı ödeneği dahil en düşük memur maaşının 2 bin 893 liraya yükseldiği bildirildi.

Bakanlıktan, kamu görevlileri ve emeklilere yönelik zamlara ilişkin yapılan açıklamada, bu yıl kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında yapılan artışların “Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali Ve Sosyal Haklara İlişkin 2018 ve 2019 Yıllarını Kapsayan 4. Dönem Toplu Sözleşme” ile belirlendiği hatırlatıldı.

Bu yılın ocak ayından geçerli olmak üzere kamu görevlileri ile memur emeklilerinin tamamının maaş ve ücretlerinde yüzde 4 artış öngörüldüğü anımsatılan açıklamada, 2017 yılı ikinci altı aylık döneminde enflasyonun yüzde 5,69 olarak gerçekleştiği kaydedildi.

Bu enflasyon oranından kaynaklı olarak ilave yüzde 1,69 artış ile birlikte kamu çalışanlarının aylık ve ücretlerinde ocak ayından geçerli olmak üzere toplamda yüzde 5,69 oranında artış yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, bu çerçevede aile yardımı ödeneği dahil en düşük memur maaşının 2 bin 721 liradan 2 bin 893 liraya yükseldiği bildirildi.

Açıklamada, memur emeklilerinin aylıklarında da 2018 ocak ayında enflasyon zammı dahil yüzde 5,69 artış yapıldığına işaret edilerek, en düşük memur emekli aylığının bin 871 liradan bin 978 liraya yükseldiği belirtildi.

Bu dönemde SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarında da yüzde 5,69 artış sağlandığı vurgulanan açıklamada, “Böylece en düşük SSK emekli aylığı bin 485 liradan bin 570 liraya, en düşük esnaf Bağ-Kur emekli aylığı ise bin 330 liradan bin 405 liraya yükselmiştir. ” ifadeleri kullanıldı.

Kaynak: milliyet.com.tr – 29.01.2018

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/30-yil-uzeri-hizmeti-olan-emekli-memurlar-icin-basvuru-sonu/feed/ 0
KDV iadesi müjdesi – 29.01.2018 https://www.muhasebenews.com/kdv-iadesi-mujdesi-29-01-2018/ https://www.muhasebenews.com/kdv-iadesi-mujdesi-29-01-2018/#respond Mon, 29 Jan 2018 08:20:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=26571 29 Ocak 2018
Maliye Bakanı Naci Ağbal, KDV’nin iade edilemezliği kuralını kaldırmaya hazırlandıklarını açıkladı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, sonraki dönemlere devreden KDV iadelerinin işletmelerin üzerinde büyük bir yük oluşturduğunu belirterek, “Sonraki döneme devreden KDV’nin iade edilemezliği kuralını kaldırıyoruz.” dedi.

Ağbal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanayi ve ticaret odalarının KDV iadeleri konusunda şikayetlerde bulunduklarını söyledi.

Bunun üzerine KDV Kanunu’nda değişiklik yapılmasını gündemlerinin ilk maddesi olarak belirlediklerini anlatan Ağbal, konuyla ilgili bütün sivil toplum kuruluşlarından görüş aldıklarını bildirdi.

Ağbal, herkesin ortak beklentisinin KDV iadelerinin yapılması olduğuna işaret ederek, “Mevcut KDV Kanunumuzda bir düzenleme var, ‘Sonraki döneme devredilen KDV iade edilmez’ diye çok keskin bir düzenleme. Siz bir işletme olarak yatırım yapıyorsunuz, makine-ekipman alıyorsunuz, inşaat harcaması yapıyorsunuz, kanun size diyor ki ‘Kusura bakma kardeşim, sen bu KDV’yi ödedin ama ancak bunu önümüzdeki yıllarda satışlarından topladığın KDV ile telafi edebilirsin.’ Bu nedenle işletmelerimiz üzerinde uzun yıllara yayılmış KDV yükleri var.” diye konuştu.

Özel sektörün KDV iadeleri konusunda devletten ciddi bir alacağı bulunduğunun altını çizen Ağbal, sistem değiştirilmediği takdirde söz konusu alacağın daha da büyüyeceğine dikkati çekti.

Ağbal, böyle bir durumun özel sektörün kamuya faizsiz kredi vermesi anlamı taşıdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu, işletmelerin üretim, yatırım maliyetlerini artırıyor, yatırımların fizibilitesini bozuyor, işletmelerin rekabetçiliğine zarar veriyor. Biz bunu görünce, reformun en başına bu düzenlemeyi koyduk. Dolayısıyla yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde sonraki döneme devreden KDV’nin iade edilemezliği kuralını kaldırıyoruz. Artık işletmeler yüklendikleri KDV’yi kısa bir süre içinde alabilecek. Bu süreyi mali imkanlarımızla uyumlu bir şekilde belirleyeceğiz. 1 ay, 6 ay, 12 ay olur. Bu, sektörlere göre farklılaştırılabilir. Artık yüklenilen KDV’den, tahsil edilen KDV’den geri alınamayanların devlet tarafından iade edilmesine başlanacak.”

– “1-2 ay içinde yasalaştırmak istiyoruz”

Kanun yürürlüğe girdikten sonra oluşacak yüklerin Maliye Bakanlığı tarafından iade edilmesine başlanacağını anlatan Ağbal, düzenlemeyle işletmelerin bilançolarında oluşan bir yükün ortadan kalkacağının altını çizdi.

Ağbal, geçmişte biriken KDV’lere ilişkin nasıl bir yol izleneceğine ilişkin de bilgi vererek, geri ödemenin zamana yayılarak gerçekleştirilebileceğini söyledi.

Ayrıca gelir ve kurumlar gibi kazanç vergilerinden indirim yapılabileceğine işaret eden Ağbal, doğrudan gider yazılmasının da önünün açılabileceğini bildirdi. Ağbal, “Bu yöntemlerden herhangi birisini veya birkaçını aynı anda uygulayarak mükelleflerin biriken KDV’sini zaman içinde eritelim diye bir düşüncemiz var. Gelen taleplerde, geleceği düzenlemeniz geçmişten daha önemli diyorlar.” ifadesini kullandı.

Düzenleme konusunda uluslararası örgütlerden teknik destek de aldıklarını ifade eden Ağbal, Ekonomi Koordinasyon Kurulunda gelinen noktaya ilişkin sunum yaptıklarını dile getirdi. Konuyu 1-2 hafta içinde ilk Bakanlar Kurulu toplantısı gündemine getirmeyi amaçladıklarını belirten Ağbal, “İnşallah orada da kabul edilirse bunu torba değil, müstakil bir KDV kanun tasarısı olarak süratle Meclise götürmek ve 1-2 ay içinde yasalaştırmak istiyoruz. Çalışmalarımız hemen hemen tamamlanmış düzeyde.” dedi.

Ağbal, konuyu son defa daha sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelip konuşmak istediklerini anlattı.

“Gelir Vergisi Kanunu’nu süratle Meclise sevk etmek istiyoruz”

Bakan Ağbal, Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’na ilişkin çalışmaların tamamlandığını söyledi. Çalışmaların gelir ve kurumlar vergisi kanunlarını birleştiren bir perspektifte tamamlandığına işaret eden Ağbal, şunları kaydetti:

“2013 yılından bu yana aslında Gelir Vergisi Kanunu’nda tedrici olarak birçok düzenlemeyi yaptık. Biz baktık ki gelir vergisi reformu yapılıncaya kadar bekleyemeyecek konular var. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin gelir vergilendirilmesinde, gider indirimlerinde birtakım kolaylaştırıcı hükümler getirdik. Yatırım teşvik sisteminde, gayrimenkul sermaye iratlarının vergilendirilmesinde değişiklikler yaptık. 1-2 hafta içinde, KDV’yi sunduktan sonraki en yakın zamanda, ne zaman Bakanlar Kurulu gündemine alınırsa, Gelir Vergisi Kanunu’nu gündeme getirmek ve süratle Meclise sevk etmek istiyoruz.”

Ağbal, özellikle küçük ölçekli işletmelerin vergilendirilmesine yönelik kolaylıklar ve istisnalar, gayrimenkul sermaye iratlarının vergilendirilmesinde vergi tabanı genişletme adımlarına karşın birtakım kolaylıklar getireceklerini ifade etti. Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişikliklerin bütün sistemi yeniden dizayn etmeyeceğinin altını çizen Ağbal, “Bizim kendi kanunumuz uluslararası ölçekle uyumlu. Çok sorunumuz olan bir alan değil fakat bizim kanuna koyduğumuz yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı teşvik edici unsurlar var.” diye konuştu.

Konuyla ilgili Bakanlar Kuruluna sunum yapacaklarını anlatan Ağbal, daha sonra değişiklikler hakkında kamuoyuna açıklamalarda bulunacaklarını bildirdi.

Kaynak: cnnturk.com – 29.12.2018

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kdv-iadesi-mujdesi-29-01-2018/feed/ 0
Yıldız Holding Ülker Bisküvi Hisselerini 2 Milyar TL’ye sattı https://www.muhasebenews.com/yildiz-holding-ulker-biskuvi-hisselerini-2-milyar-tlye-satti/ https://www.muhasebenews.com/yildiz-holding-ulker-biskuvi-hisselerini-2-milyar-tlye-satti/#respond Sat, 13 Jan 2018 07:00:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=25981 Yıldız Holding, Ülker Bisküvi’nin %30’una denk olan 102.6 milyon adet hisseyi 2 milyar lira karşılığında Pladis Foods Limited’e sattı.

Cuma akşamı yapılan açıklamaya göre, Yıldız Holding’in bu satışı “atıştırmalık” sınıfındaki ürünlerini Pladis bünyesinde toplama stratejisiyle gerçekleştirdi. Yıldız Holding, sahibi olduğu Pladis vasıtasıyla, Ülker Bisküvi hisselerinin de sahibi olmaya devam edecek.

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/yildiz-holding-ulker-biskuvi-hisselerini-2-milyar-tlye-satti/feed/ 0