Ana Sayfa Yaşamın İçinden Büyük Hun İmparatorluğu

Büyük Hun İmparatorluğu

2742
0

Büyük Hun İmparatorluğu ( Asya Hun İmparatorluğu )

Çin kaynaklarına dayanılarak MÖ 1760’tan itibaren varlıklarına ilişkin teoriler bulunsa da ilk devletlerini MÖ 1200 civarında kuran İç Moğolistan merkezli coğrafyada yaşamış eski Türkçede Kun, Çince Hiung-nu, batı dillerinde Hun adıyla geçen Türk devleti.Hun İmparatorluğu’nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.

Hiung-nu adının o zamana göre eski Çince’de karşılığı olan H’yenyun adına ilk olarak MÖ 822 yılında yazılmış “Şarkı Kitapları”nın birinde yer alan bir şiirde rastlanır. Hiung-nu adına daha sonra MÖ 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı’nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır. Hunlar günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin’in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler. Bilinen ilk imparatorları Teoman’dır.En büyük imparatorları ise, Şanyu (Chan-Yü:Büyük İmparator) lakaplı Mete (Motun)’dir.Çinliler önüne geçemedikleri Hun’ların saldırılarının ardından MÖ 214 yılında Çin Seddi’ni inşa etmek zorunda kalmıştır. Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir. Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısmı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır. Doğu Hiung-nular en parlak dönemini Mete zamanında yaşamıştır.

Kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. MÖ 220 yılında Teoman tarafından kurulduğu kabul edilir. Teoman’dan sonra devleti büyük bir imparatorluk haline getiren Mete’dir. Mete, İpek Yolu’na egemen olmak için Çin ile savaşmıştır. MÖ 200 yıllarında Çin’i yenilgiye uğratarak vergiye bağlamıştır. MÖ 187 yılında başında Ka-o-ti’nin bulunduğu Çin İmparatorluk Ordusu’nu, Pa-i-Teng Seferi’nde on tümenden oluşan (yüz bin kişiye tekabül eder) disiplinli ve düzenli ordusuyla yenilgiye uğratmıştır. Bu Çin ordusunun sayısının bazı kaynaklarda iki yüz bin bazı kaynaklarda ise otuz beş tümen yani üç yüz elli bin olduğu yazmaktadır. Mete devrinde Sibirya, Çin Denizi, Japon Denizi ve Hazar Denizi arasında kalan tüm topraklara hakim olunmuştur.

Mete’nin Çin’i topraklarına bağlamayıp, vergi almak suretiyle yönetmesi sebebi, Çin yerleşik hayatı ve siyasi etkisinden uzak durma olarak yorumlanır. Bunun yanında Çin’in kalabalık nüfusu altında Hunluk özelliklerini kaybetmek istememiştir.

Hunlar.PNG
Batı ve Doğu Hun Devleti

Mete’nin ölümünden sonra bir süre daha gücünü koruyan devlet, Çinli prenseslerle evlenme geleneği ile Çinli prenseslerin casusluk faaliyetleri, Hun boyları arasındaki iktidar kavgaları, Çin’in İpek Yolu üzerinde gittikçe siyasi nüfuzunu arttırması gibi nedenlerle MÖ 46 yılında Doğu Hun ve Batı Hun olmak üzere ikiye ayrıldı. Bu ikiye ayrılışın nedenlerinden birisi de Büyük Hun İmparatorluğu’nun başında bulunan Ho-han-ye’nin ekonomik sıkıntıları da neden göstererek Çin egemenliğine girmek istemesidir ki, bu düşünceyi kardeşi Çiçi, “atalarına saygısızlık” olarak kabul edip esaret altına girmeyi reddetmiştir.

Bu sebeple bir kısmı, şimdiki Batı Türkistan yöresine çekilerek yönetimden ayrılmışlardır ve Çiçi yönetiminde Talas’ın batısına egemen olmuşlardır. Batı Hun’un başında bulunan Çiçi’nin Çin’e karşı verdiği mücadelede kısa bir süre sonra başarısız olduğu görülmüştür. Zira Çiçi, Çin ile mücadelede eski Hun savaş taktiklerini bırakarak bir şehir kurup burayı kale haline getirerek savunma savaşı yapmayı yeğlemiştir. Bu kendisinin birinci hatasıdır. Yenilgisinde etkili olan diğer hata ise emri altında bulunan askerlere çok sert davranmasıdır.

Büyük Hun İmparatorluğu’nun Batı ve Doğu olmak üzere birinci bölünüşü. Çiçi yönetimindeki Batı Hun’un kısa sürede dağıldığını ve çevre ülkelere göçtüğünü; Ho-Han-Ye idaresinde Doğu Hun’un ise Çin yönetimi altında sürdüğünü gösteriyor.

Doğu Hun ise, Ho-Han-ye yönetiminde Talas’ın doğusunda Büyük Hun İmparatorluğu’nun asıl mirasçıları olarak M.S 48 yılına kadar hüküm sürmüştür. Çin’in siyasi hareketleri sonucu, MS 48 yılında Doğu Hun bölünme sürecine girmişlerdir. Nihayetinde Güney Hun ve Kuzey Hun olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Kuzey Hiung-nu tanhu Pi yönetiminde Moğol ve Sibirya stepleri çevresinde 156 yılına kadar devam etmiştir. Güney Hiung-nu ise, Panhu yönetiminde Uygur havzasında ve Çin’e yakın bölgelerde 216 yılına kadar devam etmiştir.

Doğu Hun’un kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmasının sebebi; Panhu yönetimindeki Hiung-nu’ların Çin’in siyasi üstünlüğünü kabul etmesine rağmen, yeğeni Pi yönetimindeki Kuzey Hun’ların Çin üstünlüğünü kabul etmeyişidir.

Kültür

Hunlar kendi belgelerini bırakmadığı için arkeolojik deliller dışında Çin kaynaklarına bakılmaktan başka çare yoktur. Hiung-nular’ın özelliklerinden birkaç örnek:

  • Reisi vefat edince, yerine oturan oğlunun kendi anası dışındaki babasının kadınlarını alması.

Ancak bu özellikler sadece Hunlar’da değil, diğer göçebe kabileler için de geçerlidir. Ayrıca bunların Çin medeniyetinin ahlak anlayışı ve mantığına aykırı olduğu için Çin kaynaklarında Hunlar’ın gelenek ve göreneklerinden bahsedilirken eleştiri içerikli cümleler kullanılmıştır.

Hunlar’ın dini, Şamanizm ve Tengricilik olup, yılda üç kez büyük ayinî bayram düzenleniyordu.

Arkeolojik kazıların sonucuyla Hunlar’ın başkentinin Ulan Batur’un kuzeyinde bulunan Noin-Ula Kurganı’nında olduğu saptanmıştır. Kurganlarından kazılan Hunlar’ın giysilerinde eski Türk kültürünün etkisi tespit edilmiştir.

Devlet Yönetimi

Çin kaynaklarında Hun (Hiung-nu) devletinin yöneticileri Tanhu (Şanyu) olarak anılmaktadır. Bu kelimenin kumandan, kağan, han ya da imparator gibi bir anlamı olduğu tahmin edilir.

Tanhu sözcüğü bir unvan olarak “sonsuz genişlik” anlamına gelmektedir. Hükümdarlık da kut anlayışı egemendi. Hükümdarlığın tanrıdan geldiği görüşü vardı. Ülke, töre hükümlerine göre yönetilirdi. Tanhunun görevi; ülkede dirliği sağlamak, adaleti gerçekleştirmek, orduyu komuta etmek, meclisi yönetmek olarak sıralanabilir.Hükümdarın eşine “ka-tun” (hatun) denirdi ve hatun yönetimde söz sahibiydi. Hükümdarlık babadan oğula geçmektedir. Ülke oğullar arasında doğu, batı ve merkez olarak miras bırakılmaktaydı.

Ordu
  • Ordu ücretli değildi.
  • Ordunun temeli atlı askerlere dayanırdı.
  • Ordu tümen sistemine göre teşkilatlanmıştır. (Onluk sisteme göre)
  • Kullanılan savaş araçları ok ve yaydı. Yakın dövüşte kılıç ve kargı kullanılırdı.

 

 

 


Kaynak: Vikipedia
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Önceki İçerikDefter beyan sisteminde sabit kıymet ve envanter işlemlerini nasıl yapacağız?
Sonraki İçerikYeni yapacağımız sözleşmeye geçmişten gelen alacaklarımızı yazarsak, bu tutar üzerinden damga vergisi öder miyiz?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz