Stj. Av. M. Eren Karaman
info@ozgunlaw.com
GİRİŞ
Basın; ‘’düşünceyi açıklama özgürlüğüne bağlı olarak haber verme, etkileme, eğitme, eğlendirme vb. amaçlarla haberlerin ve fikirlerin toplanıp değerlendirildiği, bilgi ve görüşlerin kamuoyuna iletildiği süreklilik gösteren yazılı ve işitsel-görsel araçlar’’ olarak tanımlanabilir. [1]
Basın sektöründe çalışan gazetecilerin işverenlere karşı korunması Basın İş Hukuku alanına tabi olmaktadır.
Bir hukuki ilişkinin iş akdine dayanması, diğer bir deyişle bir sözleşmenin iş sözleşmesi sayılması için kanunda sayılan şartların oluşması (tarafların işçi ve işveren sıfatına sahip olması, işçinin çalıştığı yerin iş kanununda belirtilen işyeri kavramının unsurlarını taşıyan bir yer olması) bu hukuki ilişkinin her zaman iş yasaları kapsamına girmesi için yeterli değildir. İş yasaları gerek kapsamlarına aldıkları iş ilişkileri gerek getirdikleri istisnalarla uygulama açısından birbirinden farklılıklar gösterir. Bu nedenle, iş hukukunun kapsamını saptayabilmek için iş yasalarının uygulama alanlarının ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. [2]
1- BASIN İŞ KANUNU KAPSAMI
4857 sayılı İş Kanunu md.1, bu kanunun uygulanacağı amaç ve kapsamı belirtmekte, 2. Fıkrasında ‘’ Bu Kanun, 4’üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır’’ hükmüne yer vermektedir.
‘’Kanunun 4. Maddesindeki istisnalar arasında gazeteciler sayılmamıştır. Ancak, gazeteciler ile işverenleri arasındaki ilişkiler 5953 sayılı Basın İş Kanunu ile ayrıca özel olarak düzenlendiğinden, bunlar hakkında bu yasanın uygulanması gerekir.’’
5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun 1. Maddesinde bu kanunun uygulama alanı belirtilmiştir.
‘’ bu yasa hükümleri Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelerle (dergiler – sürekli yayınlar) haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki “işçi” tarifi şümulü haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanır.’’
Buna karşılık, Basın İş Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca İş Kanunu’nun iş güvencesi hükümleri diğer deyişle işverence iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayandırılması (İK 18), sözleşmenin feshinde usul (İK 19), fesih bildirimine itiraz (İK 20), geçersiz feshin sonuçları (İK 21) ve toplu işçi çıkarmalara (İK 29) ilişkin kurallar gazetecilere de kıyas yoluyla uygulanır.
Basın İş Kanunu, her şeyden önce Türkiye’de yayınlanma koşulunu getirdiğinden yabancı bir ülkede yayınlanan gazete, dergi veya ajansın Türkiye’de çalıştırdığı gazeteciler Türk vatandaşı da olsalar Basın İş Kanunu’nun uygulama alanı dışında kalırlar.
Basın İş Kanunu’nun kapsamına sadece gazetecilik mesleğini yerine getirenler girer. Basın İş Kanunu yasanın uygulama alanına gazete, dergi ve ajanslarda fikir ve sanat işlerinde çalışanların gireceğini ve bu işlerde çalışanlara gazeteci denileceğini kanunun şümulü başlığında belirtmiştir. Kanunun açıkladığı tanımdan yola çıkarak gazeteye düşünsel ve sanatsal katkıda bulunanların gazeteci sayılarak yasanın kapsamında kabul edileceği anlamı çıkmaktadır. Bu nedenle, örneğin yazı işleri müdürleri, köşe yazarları, muhabirler, redaktörler, düzeltmenler, çevirmenler, fotoğrafçılar, ressamlar, karikatüristler vb. Basın İş Kanunu kapsamında gazetecidirler.
Buna karşılık düşünsel veya sanatsal bir faaliyette bulunmayıp, gazete, dergi veya haber ajansının idari, ticari ya da teknik işlerini yürütenler, idare veya personel müdürleri, ilan, pazarlama, satış, muhasebe işlerinde görev yapanlar, sekreterler, daktilolar, gazetenin basımı ve dağıtımı işinde çalışanlar iş akdiyle çalışmalarına karşın Basın İş Kanunu’nun uygulama alanı dışındadırlar. Bu kişiler iş kanununun 4. Maddesindeki istisnalar arasında sayılmadıklarından iş kanununun kapsamı içindedirler. [3]
2- BASIN İŞ KANUNU KAPSAMINDA İŞ GÜVENCESİ
İş güvencesini tanımlayan ve iş güvencesinin unsurlarını gösteren ayrıntılı bir metin mevzuatta yer almaz. Ancak, iş güvencesinin kapsam ve içeriğini oluşturan hükümlere 4857 sayılı İş Kanunu’nun kabulü ile geniş ölçüde yer verilmiştir. [4]
İş güvencesi tanımı
İş güvencesi, işçinin işini güvence altına almayı amaçlar. Bu güvence esas olarak işçinin sözleşmesinin işverence geçerli bir nedene dayanmadan keyfi bir şekilde feshedilememesi anlamına gelir.
Keyfi olma; işverence gerçekleştirilecek feshin herhangi makul veya uygun bir nedene dayanmaması hatta hiçbir neden olmadan sadece işverenin isteğine bağlı olarak iş sözleşmesini feshetmesi anlamındadır. Bu bağlamda keyfi işten çıkarmaları önleme düşüncesi, iş güvencesinin; iş sözleşmesinin, işçi yerine, işveren tarafından feshine yönelik olacağı görülmektedir. Bunun içindir ki; işçinin iş sözleşmesini feshi, esas olarak, iş güvencesinin kapsamı ve uygulama alanı dışında kalır. [5]
2.1- İş Güvencesi Kapsamında Olan Gazeteciler
İş Kanunu md. 116 hükmü ile Basın İş Kanunu md 6 hükmünün son fıkrası değiştirilerek ‘’İş Kanunun 18,19,20,21, ve 29. Maddesi hükümleri kıyas yoluyla uygulanır’’ kuralına yer verilmiştir. Böylece Basın İş Kanunu’na tabi gazetecilerin iş güvencesi hükümlerinden yararlanmalarına olanak tanınmıştır. Kanun maddesinden görüleceği üzere iş güvencesi hükümlerinin basın iş kanununa tabi gazeteciler bakımından doğrudan uygulanması değil kıyasen uygulanması düzenlenmiştir. Bunun anlamı, iş kanunundaki iş güvencesi hükümlerinin niteliğine uygun düştüğü ölçüde gazeteciler için de uygulanmasıdır. [6]
(Ek: 9/8/2002-4773/12 md.; Değişik: 22/5/2003-4857/116 md.) İş Kanunu’nun 18, 19, 20, 21 ve 29 uncu maddesi hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.
İş Güvencesinin Kapsamı
İş güvencesinden yararlanma, her işçi için söz konusu değildir. Nitekim iş güvencesi hükümlerinden yararlanma, esas olarak İş Kanunu md. 18 hükmünde gösterilmiş bulunan koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bu anlamda iş güvencesi hükümlerinin ancak belli bir çalışan kesimine uygulandığını belirtmek gerekir. [7]
İş Güvencesinden yararlanma şartları
1- İş Kanunu’na veya Basın İş Kanunu’na Tabi Olma
2- İş Sözleşmesinin Feshedilmiş Olması
3- Gazetecinin/İşçinin Belirsiz Süreli İş Sözleşmesine dayanarak çalışması
4- Otuz veya daha çok gazeteci/işçinin çalıştığı bir işyerinde çalışma
5- İşyerinde en az altı aydan beri çalışıyor olma
6- Gazetecinin Belirli nitelikteki işveren vekillerinden olmaması
3- BASIN İŞ SÖZLEŞMESİNİN İŞVEREN TARAFINDAN GEÇERSİZ FESHİ
4857 sayılı iş kanununun 18. Maddesine göre;
Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Basın İş Kanunu’na göre işveren tarafından haklı fesih nedenleri;
1- Görevin ifası ile ilgili konularda gazetecinin bilerek veya ağır bir ihmali sonucunda yayın organının itibar ve şöhretine zarar verecek bir harekette bulunması.
2- Gazetecinin hastalığının 6 aydan fazla sürmesi durumunda tazminat ödenerek gazetecinin işine son verilmesi.
Ayrıca, Basın İş Kanunu’nda boşluk bulunan hallerde Borçlar Kanunu uygulanır.
3.1- FESHİN GEÇERSİZLİĞİNİN TESPİTİ (İŞE İADE DAVASI)
İş güvencesi hükümlerine tabi gazetecinin, belirsiz süreli iş sözleşmesi, işveren tarafından yukarıda açıklanan nedenlerle iş k.18’e göre feshedilmiş olup da işçi, bu feshin geçerli nedene dayanmadığı iddiasında ise, İş kanunu md 20 uyarınca, feshin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içinde, iş mahkemesinde, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davası açabilir. Eğer süresi içinde bu davayı açmaz ise işverenin yaptığı fesih geçerli hale gelir. [8]
İşçinin işe başlatılmasının sağlanması konusunda, öncelikle, feshin geçersizliğine karar verilmesi şarttır. Feshin geçersiz olduğuna karar verilmesi, tespit niteliğinde bir karardır. İşçinin işe başlatılması için öncelikle bu tespit kararı alınmalıdır. Feshin geçersizliğine dayalı olarak işçinin elde edeceği parasal hakların sağlanması da bu tespit hükmüne bağlı olduğundan, öncelikle bu tespit kararının alınması zorunludur. İşçinin feshin geçersizliğini tespit etmek için açtığı bu dava uygulamada işe iade davası olarak da adlandırılmaktadır. [9]
İşçinin açtığı bu dava sonunda mahkeme işe iade kararı verdiği takdirde işçi de 10 gün içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmalıdır. İşveren de süresi içinde işe iade için başvuran işçiyi işe başlatmalıdır. Eğer işçi bu 10 gün içinde işverene başvurmasına rağmen işe başlatılmazsa veya işveren davet etmesine rağmen başlamazsa işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilir ve işverence yapılan ilk fesih geçerli bir feshin sonucunu doğurur. Dava sonucu karara bağlanan işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve diğer hakların artık talebi mümkün olmaz. [10]
İşe iade kararı sonrası işçinin başvurusuna rağmen işveren işe başlatmayacağını bildirirse bu tarih fesih tarihi sayılır. İşveren 1 aylık başlatma süresi sonuna kadar açıkça işe davet etmezse fesih tarihi 1 aylık sürenin sonudur. Ayrıca, işverenin işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
İş güvencesinden yararlanan gazeteci 10 gün içinde işe başvurmuş fakat işveren tarafından aynı şartlarda işe başlatılmamışsa artık bunun sonucu olarak işe başlatmama tazminatı talep edebilecektir.
4- İŞE İADE KARARINDAN SONRA İŞÇİNİN BAŞVURMASINA RAĞMEN İŞVERENCE İŞE BAŞLATILMAMASI SONUCU ÖDENMESİ GEREKEN İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI
Ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere basın iş kanununa tabi gazeteciler için iş kanununda öngörülen işe başlatmama tazminatı hükümleri kıyasen uygulanır.
Yargı kararıyla geçersiz bir fesihte bulunduğu saptanan işveren, on gün içinde işverene başvuran işçiyi işe başlatmazsa iş güvencesi tazminatı ödemek zorunda kalır. İş Kanunu 21. Maddesinin 1. Ve 2. Fıkralarına göre:
‘’ işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.
Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.’’
İş kanununun 21. Maddesine 7036 sayılı yasa ile eklenen 4. Fıkra gereğince ‘’Mahkeme veya özel hakem, ikinci fıkrada düzenlenen tazminat ile üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları, dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak belirler.’’
‘’Mahkemenin iş güvencesi tazminatına hükmedebilmesi için işçinin işe iadeyi istemiş olması yeterlidir, ayrıca bu tazminatı talep etmiş bulunması gerekmez. Çünkü bu tazminat işçinin işe iade talebinin işverence kabul edilmemesinin bir sonucudur.’’ [11]
İşverenin işçinin iş sözleşmesini feshine rağmen işverenle işçi arasındaki sözleşme askıda kalır. Dolayısıyla işverenin işçiyi işe başlatmamasının hukuki sonuçları sözü edilen bir ayın bitiminde doğar. Faiz ve zamanaşımı o tarihte başlar. Tazminat hesabına esas alına ücrette o tarih olarak belirlenir.
Tazminat brüt ücret üzerinde belirlenir. Çünkü gelir vergisi ve damga vergisi yükü davacıdadır. [12]
SONUÇ
Basın İş Kanunu fikir işçilerinden gazetecilerin durumunu düzenleyen özel bir kanundur. Gazetecilerin korunması ve özgür bir çalışma ortamına sahip olmaları amacı ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için kanunda düzenlemeler yapılmıştır.
İş güvencesi hükümleri; İş Kanunu’na veya Basın İş Kanunu’na tabi olarak çalışan işçiler için işverenin keyfi olarak iş akdini feshetmesine engel olmasını sağlamayı amaçlar.
Basın İş Kanunu 6. Maddesi son fıkrasındaki hüküm ile bu kanuna tabi olarak çalışan ve gazeteci sayılan işçilerin de 4857 sayılı İş Kanunu’nda bulunan 18,19,20,21, ve 29. Maddelerden kıyas yolu ile yararlanmaları sağlanmıştır.
Geçersiz bir fesih sonucu basın iş akdi feshedilen gazetecinin, İş Kanunu’nun iş güvencesi hükümleri kıyasen uygulanacağından feshin geçersizliğini tespit davası açma ve bunun sonucunda parasal haklardan yararlanma olanağı vardır.
Gazetecinin açtığı dava sonucunda işe iade kararı verilmişse artık 10 gün içinde işverene başvurup işe dönebilir. Fakat işveren işe iade kararına rağmen gazeteciyi 1 aylık süre içinde işe başlatmazsa artık işe başlatmama tazminatı ödeyecektir.
Stj. Av. M. Eren Karaman
Kaynakça:
1. Türkiye’de Basın Çalışanlarının İş İlişkileri ve Sorunları, Nuray Gökçek Karaca Doktora Tezi, Eskişehir-2000
2. Sarper Süzek İş Hukuku İstanbul 2018
3. Sarper Süzek İş Hukuku İstanbul 2018 (s.327)
4. Prof. Dr. Cankut Centel İş Güvencesi Ekim 2012
5. Prof. Dr. Cankut Centel İş Güvencesi Ekim 2012 (s.10)
6. Basın İş Sözleşmesinin Feshi- Hafize Çetin Yüksek Lisans Tezi – T.C Marmara Üniversitesi İstanbul 2019
7. Prof. Dr. Cankut Centel İş Güvencesi Ekim 2012 (s.27)
8. Öğretide ve Uygulamada İş Sözleşmesinin Feshi – Durmuş Özcan Adalet Yayınevi Ankara 2011
9. Prof. Dr. Cankut Centel İş Güvencesi Ekim 2012 (s.138)
10. Uğur Ocak – Feshe Bağlı İşçilik Alacakları (s.1103)
11. Sarper Süzek İş Hukuku İstanbul 2018 (s.635)
12. İş Güvencesi Hukuku Legal Yayıncılık Dr. Mustafa Kılıçoğlu – Doç. Dr. Kemal Şenocak (s.484)
Kaynak: Stj. Av. Eren Kahraman – İçerik, Özgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıya ilişkin tüm hak ve sorumluluk yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.