Erol TÜRK
Avukat
eturk@3ehukuk.com
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 07 Haziran 2012 tarihinde kabul edilmiş ve 22 Haziran 2012 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bununla ilgili yönetmelik ise 26 Ocak 2013 tarihli 28540 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır.
Arabuluculuk nedir?
Arabulucu, ara bulan manasında kullanılan bir kelimedir. Arabulucu ise, arabuluculuk mesleğini yapan profesyonel kişidir. Hukuk eğitimi almış bağımsız arabulucu, kendisine başvuran tarafların arasındaki uyuşmazlıkları onları masada tutacak yöntemler kullanarak çözmelerine yardımcı olur.
Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş, eğitimli insanların yaşadığı ülkelerde kullanılan alternatif bir uyuşmazlık çözüm sistemidir. Arabuluculuk, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, tarafsız, üçüncü bir kişi yardımı ile ki buna arabulucu deniyor, taraflar mahkemeye gitmeden ya da mahkemenin yönlendirmesiyle çözümlenmesine gidilen bir yöntemdir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 1.ci maddesi, “Amaç ve Kapsam” başlığı altında hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemektedir.
“Bu kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Şu kadar ki, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir.”
26 Ocak 2013 tarihli yönetmeliğin 1.ci maddesi de “Amaç” başlığı altında; arabuluculuk yoluyla hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile arabuluculuk eğitimi verecek kuruluşların denetlenmesi, eğitim süresi, içeriği ve standartları ile ilgili hususları ve yapılacak olan yazılı ve uygulamalı sınavın ilke ve kurallarının belirlenmesi ile arabulucular sicilinin düzenlenmesi ve arabulucularda aranacak koşullarla, arabulucuların denetlenmesi ve izlenmesi ile ilgili hususları ve arabuluculuk daire başkanlığı ile arabuluculuk kurulunun çalışma usul ve esaslarını düzenlemektedir.
Aralarındaki uyuşmazlığı, kendi istekleriyle ya da bir mahkemenin önerisi ile arabulucu yardımı ile çözmeye karar veren taraflar, uyuşmazlık konusunu arabulucuya ileterek, tarafsız, önyargıdan uzak bir arabulucu eşliğinde, sorunlarını tartışma ve kendileri için en iyi çözümü, bulma fırsatı elde etmiş olurlar.
Kanunun 2.ci maddesi “Tanımlar” başlığı altında kimlerin arabuluculuk yapacağını ve arabuluculuğun nasıl yapılacağını düzenlemiştir. Kanuna göre Arabulucu, “Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş olan gerçek kişiler arasından seçilen, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan, tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” olarak tanımlanmaktadır.
Adalet Bakanlığı, Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulacak Arabuluculuk Daire Başkanlığı arabuluculuk kurulunu oluşturacak ve arabulucular sicilini tutacaktır.
Arabuluculuğa İlişkin Temel İlkeler Kanunun 3.cü maddesi “Tarafların, arabulucuya başvurmaları, süreci devam ettirmeleri, uyuşmazlığı sonuçlandırmaları veya bu süreçten vazgeçmeleri konusunda serbest iradeleriyle hareket edecekleri gibi tüm süreç boyunca eşit haklara sahip olacaklarını düzenlemiştir.
Arabuluculuk görüşmeleri gizlidir.
Kanunun 4. cü maddesi arabuluculuk görüşmelerinin gizlilik içinde yürütülmesini düzenlemektedir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür. Aksi kararlaştırılmadıkça taraflar da bu konudaki gizliliğe uymak zorundadır. Yönetmeliğin 6.cı maddesinde de gizliliğe uyma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Arabuluculuk faaliyeti sırasında fotoğraf çekilmesi, ses ve görüntü kaydı yapılması dahi yasaklanmıştır.
Gizlilik kuralına uymayan arabulucunun hukuki ve cezai sorumluluğu vardır. Hatta arabuluculuk sicilinden kaydı dahi silinebilir. Bu yasak arabulucunun yanında çalışanları ile stajyerlerini de kapsar.
Taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlar da dâhil üçüncü bir kişi, uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna başvurulduğunda, arabuluculuk görüşmeleri sırasında yapılan görüşmeleri veya belgeleri delil olarak ileri süremez ve bunlar hakkında tanıklık yapamaz. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.
a) Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği.
b) Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler.
c) Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü.
ç) Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler.
Arabulucunun, arabuluculuk faaliyeti sırasında elde ettiği bilgilerin açıklanması mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez. Bu beyan veya belgeler, delil olarak sunulmuş olsa dahi hükme esas alınamaz. Ancak, söz konusu bilgiler bir kanun hükmü tarafından emredildiği veya arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması ve icrası için gerekli olduğu ölçüde açıklanabilir. ( K. Md.5/3 )
Arabulucunun Hakları ve Yükümlülükleri:
Kanunun 6.cı maddesi Arabulucunun haklarını ve yükümlülüklerini düzenlemiştir. Adalet bakanlığı arabulucular siciline kayıtlı arabulucu, arabulucu unvanını kullanmaya ve bu unvanın sağladığı yetkileri kullanma hakkına sahip kimsedir. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sırasında bu unvanını belirtmek zorundadır.
Arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşılığında ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Arabulucu, ücret ve masraflar için avans da talep edebilir.
Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit olarak karşılanır. Bu konu yönetmeliğin 10. cu maddesinde de düzenlenmiştir.
Arabulucu, arabuluculuk sürecine ilişkin olarak belirli kişiler için aracılık yapma veya belirli kişileri tavsiye etmenin karşılığı olarak ücret alamaz. Bu yasağa aykırı işlemler batıldır.
Taraflarla görüşme ve iletişim kurulması
Kanunun 8.ci maddesine göre: Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir. Taraflar bu görüşmelere vekilleri aracılığıyla da katılabilirler.
Görevin özenle ve tarafsız biçimde yerine getirilmesi
Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir. Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığı hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu açıklamaya rağmen taraflar, arabulucudan birlikte talep ederlerse, arabulucu bu görevi üstlenebilir yahut üstlenmiş olduğu görevi sürdürebilir.
Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür.
Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez.
Reklam yasağı
Kanunun arabulucuların iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kâğıtlarında arabulucu, avukat ve akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.
Ayrıca arabulucular, ülke içinde işbirliği yaptıkları ve başka kentlerdeki arabulucuları, arabulucu bürolarını, irtibat bürosu ve benzeri tanımlarla, işbirliğini genelleştirecek ve süreklilik kazandıracak biçimde açıklayamazlar, duyuramazlar.
Arabulucunun açacağı Internet sayfasının alan adı, sadece arabulucunun adı soyadı
ve unvanını içerebilir.
Arabulucu, iş sağlama amacına yönelik olacak ve haksız rekabete yol açacak şekilde, özel amaçlı arama motorlarına, rehberlerine, listelerine, veri tabanlarına ve benzerlerine kayıt olamaz, kayıt edilmesine rıza gösteremez. Ancak, iş sağlama amacına yönelik olmamak ve haksız rekabete yol açmamak kaydıyla, Internet sayfasını özel amaçlı arama motorlarına kayıt edebilir, anahtar kelime olarak da, sadece adı soyadı ve unvanı ile bulunduğu şehrin adını kullanabilir.
Arabulucu, Internet kullanıcılarını kendi sitesine yönlendirecek şekilde Internet kısa yolları kullanılmasına izin veremez ve reklam yapamaz.
Tabela ve basılı kâğıtlarda, sadece birinci fıkrada belirtilen unvanlar, birlikte
çalışma halinde, “arabuluculuk bürosu” ibaresi ile büronun bulunduğu kat ve büro veya daire numarası, telefon numarası, Internet adresi ve elektronik posta adresi bilgileri yer alabilir. Bunların dışındaki bir unvana, deyime, şekle, ambleme ve Türkçe dışında yabancı dillerde ifade edilen şekil, işaret, resim, fotoğraf ve benzerlerine yer verilemez.
Tarafların aydınlatılması
Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında şahsen ve doğrudan gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür. Ancak, bu yükümlülüğü yerine getirirken tarafsızlığı hakkında şüpheye yol açacak tutum ve davranışlardan kaçınır.
Arabulucu, tarafları arabuluculuk yoluyla çözümlenen hukuki uyuşmazlıklar ve
arabuluculuk faaliyeti sonucunda tarafların anlaşmaya varması durumunda düzenlenecek
olan ve mahkemesince şerh verilmesi ile birlikte ilam niteliğinde belge halini kazanan, anlaşma belgesinin nitelik ve hukuki sonuçları hakkında özellikle bilgilendirmek ve bu belgenin icrai niteliğinden bahsetmek zorundadır.
Arabulucuya ne zaman başvurulur?
Kanunun 13. cü maddesi bu konuyu düzenlemiştir. Buna göre taraflar dava açılmadan önce aralarındaki uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurabilecekleri gibi, davanın görülmesi sırasında da arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir.
Aksi kararlaştırılmadıkça taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş sayılır.
Arabulucunun seçilmesi
Kanunun 14.cü maddesine göre: “Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca serbestçe seçilir.”
Yine bu kanunun uygulanması ile düzenlenmiş olan yönetmeliğin beşinci maddesine göre taraflar arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda tamamen serbest olup, öncelikle uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla sonuçlandırma konusunda anlaşırlar. Taraflar hiçbir şekilde zorla bu sürecin içine dahil edilemeyecekleri gibi her aşamada uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla çözmekten de vazgeçebilirler.
Taraflar, gerek arabulucuya başvururken, gerekse süreç boyunca eşit haklara sahiptirler. Taraflardan biri arabuluculuk sürecinin dışında bırakılamaz. Söz hakkı diğerine göre kısıtlanamaz.
Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi
Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder.
Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür.
Niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olarak sadece hâkim tarafından yapılabilecek keşif, bilirkişiye başvurma ve tanık dinleme gibi işlemler arabulucu tarafından yapılamaz.
Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte arabulucuya başvurmaları halinde üç aya kadar uzatılabilir.
Taraflar arabuluculuk müzakerelerine bizzat veya vekilleri aracılığıyla katılabilirler.
Arabulucu, sürecin yürütülmesi sırasında, taraflara hukuki tavsiyelerde bulunamaz,
bir çözüm önerisi ya da öneriler katalogu geliştirip, bunu onlara empoze edemeyeceği gibi, müzakereler sırasında geliştirilen bir çözüm önerisi üzerinde anlaşmaya varmaları için de onları zorlayamaz. Ancak, taraflardan birisinin, uyuşmazlığın çözümü bağlamında, sunmuş olduğu bir önerinin, arabulucu tarafından, diğer tarafa iletilmesi ve onun bu konudaki beyanının alınması bu kapsamda mütalaa edilemez.
Taraflar arabuluculuk müzakerelerine bizzat veya arabuluculuk konusunda özel
yetki verilmiş vekilleri aracılığı ile katılabilirler. Arabulucular, Arabulucu Bilgi Sistemi üzerinden de faaliyetlerini yürütebilirler. Arabulucular, yargı organları ve elektronik altyapısını tamamlamış kamu kurum ve kuruluşları ile bilgi ve belge alışverişini elektronik ortamda yapabilirler.
Arabuluculuk sürecinin başlaması ve sürelere etkisi
Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Yönetmeliğin 11.ci maddesine göre arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir. Taraflar bu görüşmelere varsa vekilleri aracılığı ile de katılabilirler.
Arabulucu, taraflarla görüşülerek iletişim kurulduğuna, arabuluculuk faaliyetine
başlandığına, bu faaliyete ilişkin işlem ve eylemlerin doğru bir biçimde uygulandığına
ve nihayetinde arabuluculuk faaliyetinin sona erdirildiğine yönelik fiili durum ve aşamaları belgelendirir, belgeler arabulucu, taraflar veya vekillerince imzalanır. Taraflar veya vekillerince imzalanmaz ise sebebi belirtilmek sureti ile sadece arabulucu tarafından imzalanır.
Görevin özenle ve tarafsız biçimde yerine getirilmesi Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve bizzat kendisi yerine getirmek zorunda olup, bu görevini kısmen dahi olsa bir başkasına devredemez. Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hal ve şartların varlığı veya bu hal ve şartların sonradan ortaya çıkması halinde tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu açıklamaya rağmen
taraflar, arabulucudan görevi üstlenmesini birlikte talep ederlerse, arabulucu bu görevi üstlenebilir yahut üstlenmiş olduğu görevi sürdürebilir.
Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür. Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlık ile ilgili olarak açılan davada, daha sonra, hakimlik, hakemlik ve bilirkişilik yapamayacağı gibi avukat olarak da görev üstlenemez.
Arabuluculuğun sona ermesi
Aşağıda belirtilen hâllerde arabuluculuk faaliyeti sona erer:
a) Tarafların anlaşmaya varması.
b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi.
c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
d) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının veya 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince uzlaşma kapsamına girmeyen bir suçla ilgili olduğunun tespit edilmesi.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar veya vekillerince imzalanır. Belge taraflar veya vekillerince imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar.
Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri ve düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlediği son tutanağın bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir.
Tarafların anlaşması
Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.
Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme dosya üzerinden de yapılabilir. Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır.
Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır. Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisi de maktu olarak alınır.
Mahkemelerce yapılan yargılama sonucu verilen kararlar çok defa tarafları tam manasıyla tatmin etmez. Uzayan yargılama süreci, tarafların gelecekte tekrar ilişki kurmalarını da imkânsız hale getirir. Arabuluculuğun avantajı; taraflara, geçmişteki sorunların bir daha yaşanmaması için geleceğe yönelik yeni planlar yapma olanağı sağlar.
Taraflar, arabulucuya kendilerini daha rahat ifade etme imkânı bulurlar. İletişim eksikliğinden kaynaklanan yanlış anlaşılmaların ortadan kalktığı bir süreç yaşanır. Böylece birbirini daha iyi anlayan taraflar, isteklerin ve ilgilerin netleştiği arabuluculuk sürecinde karşılıklı çözüm önerilerinin müzakeresi ile mahkemede ulaşılması çok zor olan haklar elde edebilirler.
Kolaylaştırıcı arabuluculukta arabulucu tarafları yönlendirmez, tavsiyede bulunmaz, hakim ya da hakem gibi karar veremez. Arabulucu çoğunlukla tarafların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlayacak ama yönlendirici olmayan sorular yönelterek uyuşmazlığı çözmeye uğraşır.
Kimler arabulucu olabilecek
Arabuluculuk Kanunu yönetmeliğinin 24.cü maddesine göre
a) Türk vatandaşı olmak,
b) Mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak,
c) Tam ehliyetli olmak,
ç) Kasten işlenmiş bir suçtan mahkûm olmamak,
d) Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı ve uygulamalı
sınavda başarılı olmak gerekir.
Kesinleşmiş bir disiplin kararı sonucunda meslekten veya kamu görevinden çıkarılmış
olan kimse, diğer şartları taşısa bile arabulucu olamaz. Arabulucu, sicile kayıt tarihinden itibaren faaliyetine başlayabilir.
Arabuluculuğa tepkiler
Arabuluculuğun doğrudan Adalet Bakanlığı’na bağlı bir kurum olarak düzenlemesi sakıncalı görülmektedir. Örgütlenmenin Türkiye Barolar Birliği ve barolar bünyesinde
yapılması gerekir.
Bugün ülkemizde avukatlık mesleğine girebilmek için bir yıllık staj dışında herhangi bir sınav koşulu aranmazken, dört yıllık hukuk eğitimi sonrası avukatlık ruhsatı almış beş yıllık bir avukatın arabuluculuk yapabilmesi için arabuluculuk sınavını başarma koşulu getirilmesini uygun bulmuyoruz.
Yasa, “Hukuk fakültesini bitiren herkes avukat olabilir ancak arabulucu olamaz.” Anlayışını yansıtmaktadır. Arabuluculuk ile yeni bir meslek türü yaratılmaktadır.
Mahkemelerde görülen davalardan ve tahkimden farklı olarak, Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, hak odaklı olmaktan daha çok menfaat odaklı bir kurumdur. Mahkemelerin yerine ikame edilmiş bir kurum olmadığı gibi yargısal bir faaliyet ya da emirle yürütülen, ortaya kesin ve icra edilebilir bir karar çıkartan bir süreç de değildir. Sadece ve süreç başarılı olduğu takdirde, taraflar arasında varılan anlaşma çerçevesinde bir sözleşmenin bağıtlanmasından ibaret bir süreçtir. Başarılı olmadığı takdirde taraflar herhangi bir hak kaybına uğramadan yargı önünde hak arama özgürlüğüne sahiptirler.
Alternatif Uyuşmazlık Çözümü’nün başta A.B.D.’de olmak üzere, son yirmi yıllık süre içinde yeniden ortaya çıkmasının kuşkusuz bir çok nedeni vardır. Bunlardan en önemlisi, yargıçların bakmak zorunda olduğu binlerce davanın getirdiği aşırı yük nedeniyle adaletin gecikmesidir.
İngilizlerin yaklaşımına göre Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, “dayatılmış bağlayıcı bir karardan daha çok, uyuşmazlığı, mahkemelerce yürütülen klasik yargı faaliyetlerine oranla daha duyarlı, daha kısa sürede, daha ucuz biçimde ve anlaşma yoluyla çözen bir yöntemdir.”
Yalın ve özlü bir ifade ile Alternatif Uyuşmazlık Çözümü olarak isimlendirilen arabuluculuk ve uzlaşma süreçleri, bir “iletişim ve pazarlık sanatıdır. Arabuluculuk prosedüründe, tarafsız konumda olan arabulucu, aralarındaki uyuşmazlığı karşılıklı ve doyurucu bir çözüme bağlamaları hususunda sadece taraflara yardımcı olur. Arabulucu karar makamı değildir, taraflara herhangi bir şey de dayatmaz. Uzlaşma sağlandığında, bu husus tarafları bağlayıcı bir sözleşme ile kayıt altına alınır.
Arabuluculuk, gerek taraflar arasındaki ilişkinin korunmasında, gerekse geliştirilerek sürdürülmesinde ve yanı sıra dava giderlerinden daha az giderle uyuşmazlığın sonuca bağlanmasında etkili olan bir yoldur.
Arabuluculuk, her biri kendine özgü olan kimi özel unsurlar ve bazı farklılıklarla pek çok değişik alanlarda uygulanabilir. Arabuluculuğun en yaygın uygulama alanları, ticari işler, iş hukuku ile diğer hukuki uyuşmazlıklar alanındadır. Alternatif Uyuşmazlık Çözüm aracı olarak arabuluculuğu tahkimle kıyasladığımızda, tahkimin, uyuşmazlıkların çözümünde her zaman en uygun araçları sağlamadığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu bağlamda, arabuluculuk çok daha esnek ve çözüm odaklıdır.
-Lebib Yalkın Temmuz 2013
Kaynaklar:
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanunu ve yönetmeliği
Türkiye Barolar Birliği Bülteni
Kaynak: İşbu içerik, Avukat Erol TÜRK’ün özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI