Ana Sayfa Yazarlar Alper UYAR

    Alper UYAR

    2837
    0

    alperuyar-yazar


    Şirket Değer Tespiti Niye Önemlidir? (2)

    Hatırlanabileceği gibi, geçen ayki yazıda, değerleme yöntemleri ve bunlardan çıkarabileceğimiz bir dizi KPI’lar da tanımlamıştık:

    İndirgenmiş Serbest Nakit Akımı
    FAVÖK Çarpanı

    Ve KPI listesi:

    • Karlılığı artırmak,
    • İşletme Sermayesi ihtiyacını düşürmek,
    • Kayıtların düzenlenmesi ve finansal tabloların bağımsız denetimi,
    • Operasyonları sistematize etmek (iş akışlarını düzenlemek),
    • Büyüme planı yapmak ve büyüme için bir iş planı oluşturmak,
    • Kilit personel ile şirket planlarını paralel hale getirmek,
    • Dış paydaşlarla olan ilişkileri yasa/örf-adetlerle uygun olmasını sağlamak,

    Bu KPI’lardan her biri üzerinde biraz durarak, şirket değeri ile olan ilişki ve bu yolla da yönetici/hissedar açısından niçin KPI olduğunu da tartışmak gerekir. Bu ve gelecek yazılarda bu konuyu işleyeceğiz.

    Karlılığı Artırmak: Geçen ay da belirttiğim gibi, şirketlerin değeri, eldeki varlıklarla değil, o varlıkları kullanarak elde edilen performans ile tespit edilir. Şirket performansının en önemli göstergesi de kardır.  Yukarıda bahsettiğimiz her 2 değerleme metodolojisi de kardan hareket etmektedir. Her 2 yöntemde de odak noktasında FAVÖK var. Biri doğrudan FAVÖK’ün bir katsayı ile çarpımı; diğeri ise FAVÖK’ten başlayarak şirketin ilerde elde edeceği serbest nakit akışını projekte ederek ilerliyor.

    Bu çerçevede, değerleme tartışmalarında çok yaşadığımız bir durumdan da bahsetmek gerekiyor. Genelde, şirket değerleme çalışması yaptığımızda, her 2 yöntemi de çalışarak bir aralık belirleriz. Bunu da şirket/sermaye sahiplerine sunarız (gene kural olarak, FAVÖK çarpanı, İNA değerinden daha düşük çıkar ve aralık böyle oluşur). Sunum esnasında, çok defa şöyle soru(lar) gelir : “Bu değer tamam ama buna marka değeri eklemeyecek miyiz?”, “Bu şirkette şu kadar sabit kıymet var, onun değeri nerde?” vb.
    Her ne kadar duymak istemeseler de, cevabımız hep aynı olur: Marka değeriniz FAVÖK’ün içinde zaten. Nedeni ise çok basit: Markanızın algısına göre bir satış fiyatınız ve dolayısı ile bir brüt marjınız var. Bunlar FAVÖK’ü doğrudan belirliyor. Markanızı çıkarsak, satış fiyatınız ve brüt karınız yani FAVÖK’ünüz bu değerde olmaz. Çok kolay örnek Apple. IPhone, IPhone markası olduğu için, en az adet satılan Samsung’dan daha değerli bir şirket. Tüm IPhone modelleri, belki de teknolojisi daha geri olmasına rağmen, Samsung modellerinden daha pahalıya satılıyor. Çünkü bizlerin algısı böyle ve o farkı ödüyoruz. Bu yüzden Apple daha çok kar ediyor ve daha değerli.
    Şirketler, bir ticari bütünlük olarak değerlendirildiğinde, yukarıdaki argüman hep böyle olacaktır. Sadece marka satılsaydı, o zaman bir marka değerlemesi yapılırdı. Ticari bütünlük olarak değerlemek, şirketin o andaki varlık-marka ve performansı ile değerlemek demektir.
    Aynı argüman varlıklar için de geçerli: benzer varlıklara sahip 2 şirket varsayalım; biri diğerine göre 2 kat kar ediyor; almayı düşünseniz hangisi daha değerlidir sorusunun cevabı aslında bu konuyu çok net biçimde ortaya koyuyor.

    İşletme Sermayesi İhtiyacını Düşürmek: Net İşletme Sermayesi, basitçe tanımladığımızda:
    Ticari Alacaklar + Stoklar – Ticari Borçlar

    Olarak formüle edilebilir (diğer kısa vadeli varlık ve yükümlülükler de türüne göre dikkate alınabilir, ama normal bir şirkette bu değerler, ticari alacak, borç ve stoğun yanında oldukça küçük rakamlardır).

    Bu şekilde hesaplana NİS rakamı şirketin operasyonları için ne kadar dış finansal kaynak (finansal borç) kullandığını gösterir. Bu farkı şirket banka, faktöring vb. kurumlarda kredi kullanarak finanse eder.
    Değerleme metodolojilerinden hatırlanacağı gibi, yukarıdaki metodlar ile hesapladığımız şirket değerinden finansal borç toplamını düştüğümüzde vardığımız değer hisse değeridir. Hisse değeri, şirket satıldığında (veya ortak alındığında veya halka arz edildiğinde) hissedarların eline geçecek değerdir. Dolayısı ile NİS rakamı ne kadar düşükse, hisse değeri de o kadar düşük olacaktır.
    Gene 2 şirket varsayımından hareket ederek, benze varlık yapısına ve benzer FAVÖK karlılığına sahip 2 şirket düşünelim; birini finansal borçları diğerine göre 2 kat fazla; hangisine daha çok para verirsiniz?

    İşletme sermayesi ihtiyacını nasıl düşüreceğiz konusunu birkaç ay evvelki yazıda detaylı işledik. Ancak buraya da kısa bir hatırlatma koyalım.
    Yukarıdaki formüle göre, daha düşük bir rakam için

    • Ticari alacaklar azalmalı, yani daha kısa vadeli satmalıyız
    • Stoklar azalmalı, yani üretim ve stok tekniklerimizi optimize etmeye çalışmalıyız
    • Ticari borç rakamı büyümeli, yani daha uzun vadeli alım yapmalıyız

    Yukarıdakilerin hiçbiri, söylendiği kadar kolay değil. Hepsinin ilave maliyeti de olabilir. Bu nedenle de, şirketteki herkesin ve özellikle yöneticilerin KPI konusu burada gündeme geliyor. Şirket değerini artırmak istiyorsak, hem karlılığa hem de NİS değerine, şirketimizin yapısı, piyasası, ekonomik konjonktür ve stratejimize göre, birer hedef atamalı ve bu hedefleri yönetim ekibinin KPI haline getirmeliyiz.

    Alper UYAR,
    01.06.2017,
    İstanbul

    Yazarın Diğer Yazıları İçin Tıklayınız

    Önceki İçerikMahsuben KDV İadesi Daha da Zorlaştı!
    Sonraki İçerikKurumlar Vergisi Mükelleflerinin Tutmak Zorunda Oldukları Defterler Hangileridir?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz