Almanya’da mülteci karşıtlığı yükseliyor
2015 yılında dünyanın dört bir yanından yüz binlerce sığınmacı Macaristan ve Avusturya üzerinden Almanya’ya vardı. Federal hükümetin göç raporuna göre 2015’te 890 bin kişi Almanya’ya iltica talebinde bulundu. Otoyollarda, kucaklarında çocukları, ellerinde bagajlarıyla yürüyen sığınmacıların görüntüsü hafızalara kazındı.
3 yıl sonra Euronews, Almanya’nın güneyinde çok sayıda belgesiz göçmene ev sahipliği Bavyara eyaletini ziyaret ediyor. İlk durağımız Pfenningbach, Avusturya sınırı yakınlarında 300 kişilik bir kasaba.
Yetkililer, kasabada bulunan boş bir binayı 100 sığınmacıyı ağırlayacak şekilde hazırlamak istiyor, ancak kasaba sakinlerinin büyük çoğunluğu imzaladıkları itiraz dilekçesiyle bu inisiyatife karşı çıkıyor.
Christian, yerel protesto hareketinin öncülerinden. Bugün sığınmacılar Almanya’da hoş karşılanmıyor. Christian’a göre bunun sebebi, Avrupa ülkeleri arasında dayanışmanın eksikliği, kanunlara uyulmaması ve siyasetçilerin göç krizini kontrol edememesi.
Kuaför olarak çalışan Christian kasaba yakınlarında bulunan patikada ormana kadar her yere saçılmış belgeler, kıyafetler ve sırt çantaları bulduklarını anlatıyor: “Avrupa Birliği’ne ilk giriş yaptıkları Yunanistan’a veya Macaristan’a geri gönderilmemek için belgeleri ve kıyafetleri buraya atarak delilleri ortadan kaldırdılar. Burada kalabilmek için ilk giriş kayıtlarını Almanya’da yapmak istiyorlardı”.
Sığınmacıları ülkesinde istemeyen Christian sınırladaki kontrollerin sıkılaştırılmasını talep ediyor: “Ülkeye kimin girdiğini denetlemek için sınırlarda kontrol noktaları olmalı. Kimin mülteci statüsü alma hakkı var? Kimin gerçekten sığınma ihtiyacı var? Kimin yok? Ülkelerini sadece ekonomik nedenlerle terk edenler, Almanya’ya sadece para kazanmak için gelenler geri gönderilmeli ve kontrol sınırda gerçekleşmeli.”
Polisin sabaha karşı sınır dışı operasyonları düzenlediği “destek merkezleri”
Bavyera eyaleti, mültecileri ağırlamak için Almanya’da benzeri olmayan bir konsept geliştirdi. Sığınmacılar mahkeme iltica taleplerini yanıtlayana kadar “destek merkezi” adı verilen, büyük binalardan oluşan sitelerde bir arada tutuluyor. Mahkemeden sığınma talebine olumlu bir cevap gelmezse sığınmacıların karara itiraz etme hakkı var. Ancak bu durumda mahkeme süreci 2 yılı bulabiliyor.
Bavyera hükümeti, çeşitli servisler bir arada bulunduğu ve iltica başvuruları daha hızlı şekilde takip edilebildiği için destek merkezlerinin “dağıtılmış ev” sistemine göre daha iyi bir seçenek olduğunu söylüyor. Ancak insan hakları savunucuları bu merkezlerin temel insan haklarını ihlal ettiğini ifade ediyor.
Bu destek merkezlerinde gönüllü olarak çalışan Moritz’e göre bu destek merkezleri daha çok sorun yaratıyor: “Bu toplu yaşam alanlarında insanlar sürekli stres içinde bu yüzden sık sık tartışma yaşanıyor. Kavgaların sebebi çok sayıda kişinin bu dar alanlarda yaşamaya zorlanması.
Sığınmacıların neden stres içinde olduğunu bir diğer gönüllü Konstantin anlatıyor: “Burada sığınmacılar sürekli sınır dışı edilme korkusuyla yaşıyor. Her hafta polis arabaları gelip insanları topluyor. Polis sabaha karşı 4-5 gibi geliyor bu yüzden sabahın erken saatlerinde oldukça gürültülü bir ortam oluşuyor. Dahası kapılarda anahtar yok. İnsanlar banyoda bile kapıyı kitleyemiyor. Sürekli bir güvensizlik ortamında, tehdit altında yaşıyorlar.”
Avrupa’da ikinci göç dalgası
Bavyera eyaletinin refah düzeyi en yüksek, işsizlik oranı oldukça düşük Ingolstadt kentine geçiyoruz. Kentin kenar mahallelerinden birinde, korumalı bir konteyner yaşam ünitesi buluyoruz. Burası da eyaletin “destek merkezi” adını verdiği mülteci kamplarından biri.
Almanya’daki göçmen yasaları da birçok ülkede olduğu gibi günden güne sıkılaştırılıyor. Bavyera Mülteci Konseyi adlı sivil toplum örgütü gönüllüleri sıkılaştırılan yasaların ve sınır dışı kararlarının Avrupa genelinde ikinci dalga göçe neden olduğuna dikkat çekiyor.
Almanya’nın iltica başvurusunu reddettiği çok sayıda sığınmacı komşu Avrupa ülkelerine gitmek üzere ülkeyi terk ediyor. Dragan Komazec de onlardan biri. Mahkeme iltica taleplerine ikinci kez red cevabı verdiğinde, eşi sınır dışı edilmeyi beklemeden çocuklarını da yanına alarak Hollanda’ya geçmiş. Komazec ise, Almanya’da mı kalmalı, başka bir ülkede yeniden başvuru mu yapmalı bilemiyor.
Kaynak: Euronews
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.