ALİ FETHİ OKYAR
Ali Fethi Okyar (29 Nisan 1880, Pirlepe – 7 Mayıs 1943, İstanbul), Türk asker ve siyaset adamı. Cumhuriyeti kuran öncü kadro içinde yer almış, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı yapmış, Atatürk’ün talimatıyla kurulan muhalefet partisi Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı yönetmiştir. Yaşamı boyunca Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın kişisel arkadaşlarından biri olmuştur.
Fethi Okyar diplomatik yetenekleri ve ılımlı, akılcı kişiliğiyle her dönemde saygı topladı. Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulandığı şekliyle, millet iradesine dayanan demokratik, liberal ve pragmatik bir siyasi görüşü savundu. İttihat ve Terakki içinde önemli görevler üstlendiği halde parti üst yönetiminin yolsuzluk ve cinnetlerinden uzak durdu; bu sayede İttihat ve Terakki’nin çöküşünden sonra da saygınlığını koruyabildi. Yakın arkadaşı Rauf Bey’in aksine, siyasi kariyeri boyunca Mustafa Kemal’e ters düşmemeyi başardı. Uzun süre İsmet İnönü’nün başlıca rakibi olarak görüldüğü halde 1938’den sonra onunla barıştı ve yeniden üst düzey siyasi mevkilere getirildi.
HAYATI
1880’de bugün Makedonya’da bulunan Pirlepe’de Çerkes kökenli bir ailede doğdu.[1] 1898’de Harbiye Mektebi’ne girdi ve 1900’de Piyade Teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1904’te Kurmay Yüzbaşı olarak Selanik’te bulunan 3. Ordu emrine verildi. Burada İttihat ve Terakki Cemiyetine katılarak, 1908 Devrimini hazırlayan kadro içinde yer aldı. 1908’de binbaşılığa yükseltilerek Selanik Jandarma Subay Okulu Komutanlığına getirildi.
12 Ocak 1909’da Paris Askeri Ataşesi oldu. 3 Temmuz 1911’de Arnavutluk Harekâtında İşkodra Müretteb Kuvvetler Kurmay heyetine atandı. 6 Ekim 1911’de Enver Bey ve Mustafa Kemal ile birlikte Trablusgarp’a gelerek savunma kuvvetlerinde görev aldı.
Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın II. Dönemi için 13 Nisan 1912’de yapılan seçimde Manastır Milletvekili oldu. Meclisin kapatılmasından sonra orduya dönerek 17 Kasım 1912’de Çanakkale Boğazı Müretteb Kuvvetler Kurmay Başkanlığına atandı. 13 Ekim 1913’te Sofya Elçisi oldu. Aynı dönemde askeri ataşe olarak Sofya’da bulunan Mustafa Kemal’le dostluğu burada pekişti. Meclis-i Mebusan’ın III. Döneminin son yılında 8 Aralık 1917’de İstanbul Milletvekili seçilerek elçilik görevinden ayrıldı.
İttahat ve Terakki’nin düşmesinden sonra 14 Ekim 1918’de kurulan Ahmet İzzet Paşa hükümetinde Dâhiliye Nazırı oldu. 8 Kasım’da eski rejim ileri gelenlerinden Talat, Enver, Cemal ve Sait Halim Paşaların yurt dışına kaçışına İçişleri Bakanı olarak engel olamamakla suçlanması, Ahmet İzzet Paşa kabinesinin istifasına neden oldu. 1 Kasım – 21 Aralık 1918 tarihleri arasında Mustafa Kemal ile birlikte Minber gazetesini çıkardı. İttihatçı gizli örgüte mensup olduğu iddiasıyla 10 Mart 1919’da tutuklandı, 2 Haziran 1919’da Malta’ya sürgüne gönderildi. Malta sürgünlüğü 30 Mayıs 1921’de serbest bırakılmasıyla sona erdi.
5 Ağustos 1921’de İstanbul Milletvekili olarak TBMM 1. Dönem’e katıldı. 10 Ekim 1921 – 4 Ekim 1922 arasında Dâhiliye Vekilliği yaptı. TBMM 2. Dönemde yeniden İstanbul Milletvekili seçildi. 14 Ağustos 1923’ten cumhuriyetin ilanına kadar İcra Vekilleri Heyeti Reisliği ve Dâhiliye Vekilliği yaptı. Fethi Bey kabinesinin istifasına yol açan siyasi olaylar, 29 Ekim 1923’te bir anayasa değişikliği ile Cumhuriyet’in ilanına neden oldu.
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, 1 Kasım 1923’te TBMM Başkanı seçildi. 1 Kasım 1924’te yine Başkan seçildi. Ancak aynı ay içinde Kâzım Karabekir ve Ali Fuat Paşaların liderliğinde bir grup milletvekilinin Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adıyla muhalif bir parti kurmaları üzerine 22 Kasım 1924’te İsmet Paşa yerine Başbakanlığa getirildi. Bu atamada, sertlik yanlısı olarak tanınan İsmet Paşa’ya karşılık Fethi Bey’in ılımlı ve uzlaşmacı kimliği rol oynadı. Ancak üç ay sonra Doğu’da Şeyh Sait İsyanının patlak vermesi üzerine uzlaşma politikası iflas etti. 2 Mart 1925’te hükümet istifa etti, İsmet Paşa yeniden başbakan oldu. Aynı gün ilan edilen Takrir-i Sükûn Kanunu ile ülke çapında muhalefet susturuldu. Terakkiperver Fırka kapatıldı. Fethi Bey Paris Büyükelçiliğine atanmayı isteyerek Türkiye’den uzaklaştı.
9 Ağustos 1930’da Atatürk’ün talimatıyla büyükelçilikten istifa ederek Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu ve partinin genel başkanı oldu. Gümüşhane Milletvekili olarak tekrar Meclise girmesi sağlandı. Muvazaa amacıyla kurulan partinin, İzmir Mitinginden sonra irtica yanlısı bir harekete dönüşmeye başladığı suçlaması üzerine, kendi isteği ve Atatürk’ün talimatıyla 17 Kasım 1930’da partisini feshetti. Tekrar yurt dışına gitti.
31 Mart 1934’te Londra Büyükelçiliğine atandı. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Türkiye ile Birleşik Krallık arasında gerçekleşen diplomatik ve askeri yakınlaşmada önemli bir rol oynadı; Montreux Antlaşması’nın mimarları arasında bulundu. 1937 yılında Manevralarına katılarak yabancı heyetlere eşlik etti. Atatürk’ün ölümünden kısa bir süre sonra, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün eski hasımlarıyla barışma politikası uyarınca 4 Ocak 1939’da Bolu Milletvekilliğine atandı; büyükelçilik görevinden ayrılarak yurda döndü. Aynı yıl seçilen 8. Meclis’e de Bolu Milletvekili olarak girdi. 2. Refik Saydam Kabinesinde Adalet Bakanı oldu ve bu görevini 12 Mart 1941’e kadar sürdürdü.
7 Mayıs 1943’te İstanbul’da vefat etti. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı’ndadır.
Kaynak: VİKİPEDİ
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.