Ana Sayfa Ekonomi Akdeniz’de gaz paylaşımı

Akdeniz’de gaz paylaşımı

987
0
Akdeniz’de gaz paylaşımı:
Türkiye, Rum yönetimi etrafında oluşan ittifaka alternatif arıyor

İsrail’in Tamar ve Leviathan sahaları ile Mısır’ın Zohr sahasında çıkartılan doğal gazın Güney Kıbrıs’ta Afrodit sahasında çıkarılan gaz ile birlikte AB ülkeleri için alternatif bir doğal gaz tedarik kaynağı haline gelmesi, bu ülkeler arasındaki enerji işbirliğini gündeme getirdi.

AB tarafında da desteklenen EastMed doğal gaz boru hattının inşasına ilişkin görüşmelerde sona yaklaşıldı. İtalyan ENI ve Fransız Total firması tarafından ihalesi kazanılan 3 numaralı sahada da zengin doğal gaz kaynaklarının bulunduğuna yönelik bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması Kıbrıs, İsrail ve Mısır gazının AB için alternatif bir doğal gaz tedarik kaynağı olabileceğine yönelik düşünceyi kuvvetlendiriyor.

Doğu Akdeniz’e kıyıdaş ülkeler tarafından AB’nin desteğiyle doğal gaz etrafında örgütlenen işbirliği, başlangıçta temel politikasını Doğu Akdeniz’de kendisiyle beraber en uzun kıyı hattına sahip olan Mısır ile imzalanacak bir Münhasır Ekonomik Bölgeler (MEB) sınırlandırma anlaşmasına yoğunlaştıran Türkiye’yi alternatif arayışlara itti.

Türkiye her ne kadar 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmasa da Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölgeler’in kıyıdaş ülkelerinin katılımıyla ilgili ülkelerin kıyı uzunluğunu esas alan hakkaniyet ilkesi çerçevesinde belirlenmesini savunuyor. Rum kesiminin, Ada’nın tamamını temsil ederek Mısır, Lübnan ve İsrail ile yaptığı MEB sınırlandırma anlaşmaları, Türkiye tarafından hem KKTC’nin haklarının korunması hem de bazı noktalarda kendi muhtemel MEB sınırlarının ihlal edildiği gerekçesiyle kabul edilmiyor.

Akdeniz’de askeri gerginlik artabilir

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde tanımlanan MEB’in aksine, Kıta Sahanlığı’nın ilgili ülke tarafından ilan edilme zorunluluğu yok. Türkiye resmi olarak duyurmasa da teamül hukuku haline gelmiş Kıta Sahanlığındaki ilgili kıyıdaş ülke haklarını kullanmayı düşünüyor. Bu politika doğrultusunda KKTC ile Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Antlaşması 2011 yılında imzalandı. 11 Şubat 2018 tarihinde 3 numaralı parselde İtalyan ENİ firması adına sismik araştırma yapan Saipem 12000 adli geminin faaliyetleri Türk Deniz kuvvetleri unsurları tarafından Muhtemel Kıta Sahanlığını ihlal ettiği gerekçesiyle engellendi.

Rum Yönetimi, Fransa’ya hava ve deniz üslerini kullanma hakkı tanıdı. Bu hakkın Fransız donanması tarafından Total ve Eni ortaklığının ilerleyen zamanlarda yapacakları sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerine destek amaçlı olarak kullanılması bölgedeki askeri gerginliği daha da arttırma potansiyeline sahip.


Kaynak:Euronews
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

Önceki İçerikBağ-Kur’luların Kısmi Emeklilik Şartları Nelerdir?
Sonraki İçerikRobotlar 2025 yılına kadar iş yükünün yüzde 52’sini üstlenecek

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz