İşveren kavramı
5510 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasında;
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir.”
Üç, dört ve beşinci fıkralarında ise sırasıyla;
“4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine tâbi olanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıştıran isçi sendikaları ve konfederasyonları veya işveren tarafından; 4 üncü maddenin dördüncü fıkrasına tâbi olanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıştıran kamu idareleri veya eğitim gördükleri okullar tarafından yerine getirilir.”
“2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıstırmaya yetkili makam tarafından yerine getirilir.”
“Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işvereni, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri Is Yurtları Kurumu, işveren vekilleri ise Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri Is Yurtları Kurumunun sorumlu müdür ve amirleridir.”
hükümleri yer almıştır.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında hizmet akdine istinaden çalışan sigortalılar ile aynı fıkranın (c) bendine göre kamu görevlisi, memur olarak tanımlanan sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile adi ortaklık, is ortaklığı,
Apartman kapıcılığı, ortak aile sağlığı merkezleri, bakanlıklar, ticaret sicil müdürlükleri, valilikler, kaymakamlıklar gibi tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak
nitelenecektir.
5510 sayılı kanunun bu tanımına göre işverenlik sıfatının kazanılması için Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kipsileri
çalıstırmak yeterli olduğundan, işverenin gerçek veya tüzel kişi olması veya tüzel kişiliğinin olmaması işverenlik sıfatını etkilemeyecektir.
Kanuna göre işveren sayılmak için sigortalı vasfında birilerini çalıstırmak yeterli olduğundan işyerinin maliki olmayan kiracısı, işleteni de 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştırması halinde işveren sayılacaktır.
Sigortalı çalıştıran işyerindeki amacın ekonomik olması zorunlu olmadığından amacı sosyal ve kültürel olan işyerlerinde de belirtilen niteliklerde sigortalı çalıştırılması halinde Sigortalı-işveren ilişkisi kurulmuş olacaktır.
Isıveren sayılmada temel unsurlar
Hizmet akdine göre sigortalı sayılan birini çalıştırma
5510 sayılı Kanun uygulamasında işveren sayılmada en önemli unsur olarak 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıstırmak esas alınmıştır. Bu doğrultuda işverenlik sıfatı Kanunda belirtilen sigortalı sayılan kişileri çalıştırmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmakta olup bu nitelikte birini çalıştırmayan kişiler Kanun uygulamasında işveren olarak tanımlanmayacaklardır.
Öte yandan Türkiye Is Kurumu tarafından düzenlenen Toplum Yararına Çalışma Programlarından yararlananlar ve Türkiye Is Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler için Türkiye Is Kurumu prim ödeme yükümlüsü olmakla birlikte 5510 sayılı Kanun kapsamında işveren sayılmayacaktır.
Yine iş kaybı tazminatından yararlananlar için Türkiye Is Kurumu prim ödeme yükümlüsü olmakla birlikte 5510 sayılı Kanun kapsamında işveren sayılmayacaktır.
Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olanları çalıştıran kişiler de işveren sayılmayacaktır. Bir isin veya işyerinin sahibi olmak ile işvereni olmak arasında anlam farkı bulunmakta olup hukuken malik sıfatında olan kişi her zaman işveren olarak tanımlanamayabilecektir. Bu kapsamda sigortalı çalıştıran kişi ister işyerinin maliki, ister kiracısı olsun sigortalı çalıştırdığı sürece 5510 sayılı Kanuna göre işveren sayılacaktır.
Örnek 1: Bir işyeri olan ve tek basına çalışan terzi yanında hizmet akdi ile çalışan kişi bulunmadığı için işveren sayılmayacaktır.
Örnek 2: 1 nolu örnekte yer verilen terzi, en az bir sigortalı çalıştırmaya başladığı takdirde işveren olarak tanımlanır ve 5510 sayılı Kanundan doğan yükümlülükleri yerine getirmesi gerekir.
Tüm sigorta kolları kapsamında olmayan ve bazı sigorta kolları bakımından sigortalı sayılan kimseleri çalıştıran kişiler de işveren sayılacaktır.
Örnek 3: Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri Is Yurtları Kurumu; ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan ve is kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası kapsamında olan hükümlü ve tutukluların işvereni sayılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde sigortalı sayılmayan kişiler düzenlenmiştir. Bu doğrultuda, maddede belirtilen kişileri çalıştıranlar işveren olarak nitelendirilmeyeceklerdir.
Örnek 4: Isıverenin işyerinde sadece ücretsiz çalışan esi sigortalı sayılmadığından bakkal işyeri işleten ve ücretsiz olarak esini çalıştıran kişi işveren olarak nitelenmeyecektir. Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre işveren-sigortalı ilişkisinin kurulabilmesi için sigortalının işverenle arasında Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan hizmet akdi bağının bulunması, işveren veya işveren vekili ya da alt işveren tarafından ise alınıp, hizmet akdine tabi çalıştırılması gerekmekte olup hizmet akdinin unsurları ve oluşumunda 2013-11 sayılı Kurum genelgesinde hizmet akdine ilişkin açıklanan hususlar dikkate alınacaktır.
Kanunda yer alan tanıma istinaden Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıyı hizmet akdine istinaden çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak nitelendirilecek olup hizmet akdinden başka türlü bir akdi bağ ile (istisna akdi ve vekalet akdi gibi) bir is yapan kişiye iş yaptıran kişi işveren sayılmayacaktır.
Örnek 5: Bir inşaat firması yaptığı bir belirsiz süreli is sözleşmesiyle bir inşaat mühendisini istihdam etmiştir. Söz konusu mühendis belirlenen ücret karşılığında işverenin emir, talimat ve direktifleri ile hareket etmekte olup söz konusu iliski, hizmet akdi olarak ortaya çıkmakta ve sigortalılık işverenlik ilişkisi kurulmaktadır. Söz konusu örnekteki inşaat firması tarafından bir proje serbest çalışan bir inşaat mühendisine sipariş edilir ve söz konusu mühendis tarafından kendine ait işyerinde yapılarak teslim edilirse burada hizmet akdinin bağımlılık unsuru oluşmayacak, is, sahibine karsı bağımsız olarak bir emek sonucu meydana getirilmiş olacağından bu durumda istisna akdi söz konusu olacak ve işverenlik ilişkisi kurulmayacaktır.
Kaynak: SGk Genelge 2020/20 – 18.06.2020 – İşveren İşlemleri Genelgesi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.